*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1309 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Salı, 24. Aralık 2024 - 02:31

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » ***İnsan ve Gayb***

önceki konu diğer konu

2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	recepholding

***İnsan ve Gayb***

1613 Mesaj -

Ýnsan ve Gayb
Doç Dr. Nurullah Sönmez

Ýnsan, sadece et ve kemikten meydana gelmiþ bir madde yýðýný deðildir. Mevlana'nýn ifadesiyle, "Biz, saman gibi olan bu tabiat âlemiyle örtülmüþ mana deryasýyýz. Cismimiz, bizim ruhumuza perde ve nikab olmuþtur" (Mevlana, Mesnevî, XII, 210) Nasýl ki, üzeri samanlarla örtülü bir denize bakýldýðýnda, dýþtan sadece samanlar görülür. Halbuki, samanlarýn altýnda muazzam bir âlem gizlidir. Onun gibi, dýþtan bakýldýðýnda insan, bir madde yýðýný zannedilir. Halbuki, ceset perdesinin altýnda akýl, kalp, hafýza, önsezi, merak, sevgi gibi nice manevi duygular, latifeler vardýr.

Akýl ve kalp, manevi âilemizin merkezinde yer alýr. Bunlardan akýl,

- Nuranî bir cevher,

-Ýlahî, kudsî defineleri, hem kâinatýn binler hazinelerini açan pýrlanta gibi bir anahtardýr (Þualar)

Kalb ise,

-Hislerinin görüldüðü yer vicdan, fikirlerinin yansýdýðý yer dimað olan Rabbanî bir latife,

-Allah'a müteveccih bir telefon,

-Gayb âlemlerine karþý bir pencere,

-Ýnsan makinesinin merkezi ve zembereði,

-Binler âlemlerin manevi bir haritasýdýr.

Aklýn, ilâhi, kudsî defineleri, hem kâinatýn binler hazinelerini açabilmesi için müstakîm ve münevver; kalbin, gayb âlemlerine karþý bir pencere olabilmesi için selim ve nuranî olmasý lazýmdýr. Bu özelliði gösteren akýl ve kalbler "âlem-i gayb ve âlem-i þehadet ortasýnda insanî berzahlardýr. Ýki âlemin birbiriyle temaslarý ve muameleleri insana nisbeten o noktalarda olmaktadýr." (Þualar)

Yani, gerek istikametli ve nurlanmýþ akýllar, gerekse selîm ve nurlu kalpler, gayb ve þehadet âlemlerinin ortasýnda, insana ait geçit noktalarýdýr. Ýnsan, akýl ve kalb vasýtasýyla bu alemlerle temasa geçer. Mesela, kalp telefonuyla doðrudan doðruya Allah'a muhatap olur, halini arz eder. Allah'dan kalbine ilham gelir. Aklýna da, bir takým parýltýlar görülür, þimþekler çakar. Günlerdir halledemediði bir meseleyi, birden aklýnda halledilmiþ olarak bulur.

Beynimizde mercimek kadar maddî bir merkezde yer alan hafýza,

-Dimaðýn cebi,

-Levh-i mahfuzun bir nümuneciði,

-Ýnsanýn dimaðýndaki pek büyük ve pek küçük kütüphanesi durumundadýr. Bu cep olmasa, delik cebe atýlan paralarýn düþmesi gibi, öðrenilen her þey boþa gider. Bu küçük hafýza, insanýn hayat boyu okuduklarýný, gördüklerini, duyduklarýný, hatta hissettiklerini hatýrlayabilecek kapasitededir. Cisim olarak çok küçük olmakla beraber asýrlýk bir ömürde öðrenilenleri arþivleyebilir.

Gayba yönelik duygularýmýzdan biri, ecdadýmýzýn "hiss-i kable'l-vuku" dedikleri önsezidir. Önsezi, herkeste az-çok vardýr. Hatta hayvanlarda da vardýr. Sadýk rüyalarýn ehemmiyetli bir kýsmý, önsezi türündendir. Hatta bazý insanlarda bu önsezi, hassasiyet cihetiyle kerâmet derecesine çýkar.

"Herkesin baþýnda çok defa tekerrür ediyor ki, birisinden bahsediyorken ani kapý açýlarak, tahminin fevkinde ayný adam gelir." (Mektubat) Demek bir önseziyle Rabbani latife o adamýn gelmesini hisseder. Fakat aklýn þuuru kuþatamadýðý için, ihtiyarý dýþýnda ondan bahsetmeye sevkeder.

Gözü kapalý bir insan, çevresini el yordamýyla görür. Gözünü açtýðýnda ise, birden çok geniþ bir çevreye muhatap olur. Demek önsezi de, adeta bir baþka göz gibidir ki, maddi gözün görme alanýna girmeyen þeyleri hissedebilir. Bu hissin tesiriyle, o anda yanýna gelen bir kimseden bahsetmeye baþlar.

Salih kiþilerde ve özellikle veli olan zatlarda, bu önsezi çok daha kuvvetlidir. Böyleleri, zaman zaman, muhatabýnýn kalbinden geçenleri söyleyebilir. Veya, bir olay daha vukua gelmeden az-çok hissedebilir.

Önsezi hayvanlarda da vardýr. Deprem öncesi, kedi ve köpeklerin þehirlerden uzaklaþtýklarý, toplandýklarý yerde garip sesler çýkardýklarý, tecrübeyle bilinen gerçeklerdendir.

Sadýk rüyalar da, önseziyle alakadardýr. Sevindirici veya üzücü olaylar, daha meydana gelmeden bazen rüyaya yansýr. Kiþi, o olayla karþýlaþýnca rüyasýný hatýrlar.

Ayrýca hassas ruhlu, þeffaf kalpli, ince duygulu insanlar bir felaket öncesi kabz hali, bir sevindirici olay öncesi bast hali yaþarlar. Çoðumuzun kullandýðý "içimde bir sýkýntý var" sözü, aslýnda meydana gelmiþ veya gelecek bir üzücü olayýn habercisidir. Sevindirici bir olay öncesinde ise, insan büyük bir neþe içindedir. Nerden geldiðini bilmediði bir þevk dalgasý onu bürümüþtür.

Önsezi bazen uzak istikbale de uzanabilir. Bediüzzaman'ýn talebelerinden Ahmet Nazif, Bediüzzaman'ý ilk olarak 1908'de Ýnebolu'da görür. Birbirlerine bakýþýrlar. Bediüzzaman'ýn keskin bakýþlarý Ahmet Nafiz'i cezbetmiþtir. Bir defa gördüðü Bediüzzaman'ý unutamaz. Muhabbeti gittikçe artar. 1938'de, Bediüzzaman Kastamonu'da sürgünde iken gelir, O'na talebe olur. Bediüzzaman, bu olayý þöyle deðerlendirir:

"Bazý ehl-i velayetin, ilerde talebesi olacak zatlarý, daha dünyaya gelmeden, hiss-i kable'l-vukuun (önsezinin) inkiþafýyla kerametkarane keþfettikleri gibi; Risale-i Nur talebelerinin mühimlerinden birkaç zât dahi, çok zaman evvel bir hiss-i kable'l-vuku ile, ilerde Said ile alakadar bir surette Nur'a hizmet edeceðini hissetmiþler. Ýþte, onlarýn birisi de Nazif'tir." (Kastamonu Lahikasý göz kırpma

Bediüzzaman'ýn zikrettiði þu olay da, önseziye güzel bir misaldir:

"Bir miktardýr hiç görmediðim bir tarzda, pek þiddetli bir alâka ile, çoktan görmedikleri peder-validelerine hararetli bir iþtiyak ile ellerine sarýlmalarý gibi, iki yaþýndan on yaþýna kadar masum çocuklar, faytonla gezdiðim vakit, beni görünce aynen öyle uzaktan koþup benim ellerime sarýldýklarýnýn ne hikmeti var, diye hayret ediyordum. Birden ihtar edildi ki:

Bu küçük masumlar taifesi, bir hiss-i kable'l-vuku ile ilerde Risale-i Nur ile saadeti bulacaklarýný ve tehlike-i maneviyeden kurtulacaklarýný, belki de içinde çoklarý þakird olacaklarýný ve buranýn maddî-manevî havasýna imtizaç edemediðim için menfilere(sürgündekilere) serbestiyet münasebetiyle, buradan gitmemekliðim için lakayd olan büyüklerin bedeline, "bizler Nur dairesindeyiz, bizi býrakma, gitme" gibi bir mana var hissettim." (Emirdað Lahikasý göz kırpma

Ýnsan ve gayb konusunda son olarak saika ve þaika'dan bahsetmek istiyoruz. Bunlar, insandaki beþ duyuya ilâveten, Bediüzzaman'ýn bahsettiði iki duygudur. Bunlarý bir nevi, "altýncý ve yedinci duyu" þeklinde mütalaa edebiliriz. Ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, meþhur olmayan o duygulara, hata ederek- "sevk-i tabiî" (içgüdü göz kırpma

diyorlar. Haþa, içgüdü deðil, belki bir çeþit fýtrî ilham olarak insan ve hayvaný ilâhi kader sevk ediyor. Mesela, kedi gibi bazý hayvan gözü kör olduðu vakit, kaderin sevkiyle gider, gözüne ilaç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur. (Mektubat)

Kediyi, kendisine lazým ota sevkeden kader-i Ýlâhi insaný da hayat boyu deðiþik þeylere sevk eder. Tereddütler içinde bocaladýðýmýz hallerde, içimizden gelen bir ses, bir nevi sevk-i Ýlâhidir. Çýkmazlardan bizi çýkaran, sevk-i Ýlâhidir. Pek çok alternatif içinde isabetli olana bizi yönlendiren, sevk-i Ýlâhidir. Daha önceden hiç gitmediðimiz bir þehirde, aradýðýmýz dostumuzu yolda karþýmýza çýkaran sevk-i Ýlâhidir...

Ýnsana þevk veren duygu ise, þaikadýr. Araba için benzin ne ise, insan için de þevk odur. Þevkini yitirenler, yolda kalmaya mahkumdur. Ýþte bazan insana bir þevk dalgasý gelir. Daha önce günde yirmi sayfa okuyamayan birisi, anlayarak her gün yüzlerce sayfa okumaya baþlar. Bu þevkin tesiriyle, diðer duygularýnda tam bir uyanýklýk hali meydana gelir. Rahmanî ilhamlara hassas bir alýcý özelliði kazanýr. Fennî ve teknolojik keþifleri yapan ilim adamlarý da, böyle bir þevk ve sevk dalgasýnýn neþesi içinde buluþlarýný gerçekleþtirmiþlerdir.

SELAM VE DUA ILE

Gönderen: 06.12.2006 - 18:20

recepholding üyenin diger mesajlarini ara

	astaravista253

791 Mesaj -

Gönderen: 16.12.2006 - 15:47

astaravista253 üyenin diger mesajlarini ara

astaravista253 üyeyi arkadas listeme ekle

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1309 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kadirizim07 (46), omer873 (40), AKSA21 (45), dilegim (44), torontolu (44), aguler1980 (45), DelikanliGenc (43), johannes (41), CracK (42), Vuslatgülü (38), eren038 (42), mender21 (45), mertkonya (40), BOSNALI (55), enesnat (42), ibrahim47 (37), selamiaydin (44), aysenur83 (41), hüsnü ça.. (43), ilk_nur (47), Phoenix (44), can davetci (39), Bulaoglu Meheme.. (), NURULLAH YENEN (64), isa26 (46), jennifer (35), _CUNEYD_ (50), Turan Halil (35)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.78295 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.