|
|
|
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
Masanın bir yanında Mustafa, öte yanında Hür Adam... dücane cündioğlu |
|
|
211 Mesaj -
|
|
|
Masanýn bir yanýnda Mustafa, öte yanýnda Hür Adam
Hür Adam... En çok bir ilkokul müsameresi kývamýnda. Can Dündar'ýn Mustafa'sý, Zülfü Livaneli'nin Veda'sý kadar...
Ortak vasýflarý, kötü çekilmiþ kötü film olmalarý.
Tüm sermayeleriyse sözümona ideolojik haklýlýk.
Güçlerini sadece inançlarýndan alýyorlar çünkü.
Peki ya içerik ve biçim'in hakký?
Anlatan'ýn veya anlatýlan'ýn deðil, bizatihi anlatýmýn kendisi?
Yüce temalar karþýsýnda bunlarýn hepsi de basit birer teferruatmýþ gibi görünür.
Gaye, bir yüce'yi/yüceliði, bir ulu'yu/ululuðu anlatmak olduðundan, anlatýmýn da bu yücelik ve ululuktan pay alacaðý varsayýlýr.
Amacý sýrf ulu bir kiþiyi veya konuyu daha da yüceltmek olduðu için, yönetmen/yapýmcý, seyirciden de ayný inançla, ayný duyguyla ortaya koyduðu eseri yüceltmesini bekler.
Beklediði gerçekleþmediðinde, eleþtirilerin kýymetini takdir etme güçlüðü çeker ve "Daha da yüceltecektim ama imkânlar elvermedi" diye sýzlanýr. Oysa ne denli kutsal, ne denli mübarek, ne denli haklý olursa olsun, hiçbir amaç, herhangi bir sanat eserine koþulsuz olarak bu niteliklerin yüklenmesini haklý çýkaramaz.
Sanat eseri, kalitesini, niçin'den önce nasýl sorusuna verdiði cevapla göstermek zorundadýr.
Hadi özü bir yana, hiç deðilse içerik ve biçimiyle...
* * *
Hür Adam'ýn içeriði de, biçimi de fevkalâde zayýf ve yetersiz.
Basit müsamere teknikleri...
Politik ajitasyonlarý bile çocukça.
Rus komutaný esir kampýný geziyor, herkes ictimada, sýraya girmiþ... Aralarýnda bir tek koca Osmanlý âlimi yerde oturuyor, üstelik elinde bir çubuk topraða umarsýzca bir þeyler çiziktiriyor; güya amaç böylelikle salâbet-i diniyesine iþaret etmek...
Topraða çiziktirdiði ne ola ki diye düþünüyorsunuz. Meðer Bediuzzaman'ýn din bilimleriyle fen bilimlerini birleþtiren Ezher'e mümasil þu ünlü üniversite hayâli imiþ: Medresetu'z-Zehra.
Esir kampýnda —hem de Rus komutanýn önünde— yere oturmuþ bir hâlde elindeki çubukla topraða hayalindeki üniversitenin binalarýný çizen bir Said-i Nursî...
Yönetmenin muhayyilesinin sýnýrlarý iþte buraya kadar!
Kendi sýnýrlarýndan hoþnut bir zekânýn itminaný!
Halbuki Said-i Nursî bir mimar, bir mühendis deðil, bir âlim.
Bir âlime yakýþan ise, kurmayý düþündüðü bir üniversitenin binalarýnýn deðil, orada okutulacak derslerin içerik ve niteliðinin tahayyülüyle telezzüz eylemektir.
* * *
Biliyorum, bu tür propaganda ürünlerinde anlatým dili kusurlarýný veya teknik hatalarý sýralamanýn esas itibariyle bir mânâsý da olmaz, bir yararý da.
Ancak yine de yüceltilmek istenen deðerlere zarar verdiðine inandýðým ucuz propaganda hevesinin maliyeti çýkarýlmalýdýr.
Bu nedenle tartýþmalý bir sahneyle ilgili düþüncelerimi açýklamak isterim.
Bediüzzaman'ý Mustafa Kemal Paþa'nýn karþýsýnda bacak bacaða atmýþ bir halde gösteren sahneyle...
Fevkalâde sakil bir anlatým. Düþük ve ucuz bir dil.
Neden?
* * *
Birincisi, sedirde veya yer minderinde, en çok taburede oturma geleneðine sahip bir toplumun üyesi bacak bacaða atmaz, atamaz. Bacak bacaða atmak, iskemle, koltuk kültürünün ürünüdür, üstelik kimin karþýsýnda bulunulduðundan baðýmsýz olarak, edebe mugayirdir. Bugün bile öyledir. Binaenaleyh bir samuray, bir yeniçeri gibi bir âlim de, bir mücahid de aslâ bacak bacaða atmýþ bir halde tasvir ve tasavvur edilemez.
Bediüzzaman'ýn çaðdaþý Ömer Muhtar'ý bacak bacaða atmýþ bir halde tasavvur edebilir misiniz?
Geleneksel bir âlimin manevî terbiyesi, iç disiplini buna izin vermezdi. Ýstese bile yapamazdý.
Yanlýþ anlaþýlmasýn, ahlâken deðil, edeben.
* * *
Ýkincisi, sýradan bir Osmanlý vatandaþý deðil, ulema sýnýfýndan bir zatýn o yýllarda bacak bacaða atmasý kesinlikle bir þecaat gösterisi, bir cesaret numûnesi olarak deðil, bilâkis gayet münasebetsizce bir hareket olarak telâkki edilirdi. (Elmalýlý Hamdi Yazýr'ý veya Babanzâde Ahmed Naim'i deðil, Vahdettin'in Þeyhülislâm'ý Mustafa Sabri Efendi'yi bile mücerred "bacak bacaða atmýþ bir hâlde" tasavvur edecek bir tek iz'an sahibi düþünülebilir mi?)
Yönetmene bu sahne sorulunca þöyle demiþ:
— "Bunlar normal. Mustafa Kemal nasýl siyasî bir liderse, Bediüzzaman Said Nursî de dinî bir liderdi. Zaten beraber çalýþmak için çaðýrýyorlar. Ýki liderin birlikte oturup tartýþmasýndan doðal ne var? Obama'nýn karþýsýna gittiði zaman Tayyip bey bacak bacak üstüne atmýyor mu? Herkes kariyerine göre hareket eder."
Yazýk, çok yazýk!
Bir Rus Paþasý'nýn karþýsýnda ayaða kalkmayýp yerde oturan, buna mukabil bir Türk Paþasý'nýn karþýsýnda bacak bacaða atýp konuþan bir Osmanlý âlimi!
Bir peygamber varisinin, bir âlimin izzet ve þeref telâkkisi bu deðildir, olamaz.
* * *
Ýdeolojik haklýlýk kuruntusunun bir alâmeti de anakronizmdir.
Bunun anlamý þu: Biz bu kadar mazlumken, biz bu kadar haklýyken iþimiz gücümüz yok bir de tarihe hesap mý vereceðiz? Tarihe... yani idrak ve iz'ana... yani ilim ve irfana...
Türkiye Büyükelçisi'ni kasýtlý olarak alçak bir koltuða oturtarak akýllarý sýra aþaðýlamaya kalkýþan Ýsrailli yetkililerin bilinç düzeyinden ne farký var böylesi istiskal gösterilerinin?
Düþüncenin taþýmadýðý ve desteklemediði bir duygu düzeyi. Hepsi bu!
* * *
Sanatýn özü dolayýmdýr. Göstermek, teþhir etmek deðil, aksine îma ve iþaret etmektir. En azýndan bu nezahet ve nezaketi gözetmektir.
Propaganda ile pornografiyi, bir sanat olmaktan çýkaran taraflarý, ideolojik haklýlýk dürtüsüyle salt gösterileni yüceltip yüksek düþünce ve sanatýn gereklerine burun kývýrmalarýdýr.
Hür Adam'ýn kendi dýþýnda göstermek istediði bir þey yok. Mustafa gibi, Veda gibi, göstermek istediði zaten gösterdiðinden ibaret.
Ne gizlisi var, ne saklýsý. Her þeyi ortada.
Oysa yücelik, çýplak parmakla gösterilemeyendir.
Zerafet ister.
Biraz olsun nezahet ve nezaket.
Baðýrýp çaðýrmak deðil, hiç deðilse, biraz ihtizaz.
Gürültü deðil, inilti.
dücane cündioðlu / yeniþafak
|
Gönderen: 04.02.2011 - 21:14 |
|
|
Şu an Yok üye ve 1644 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
|
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
israfil2007 (37), kardelen06 (38), irfa76 (49), *hülya* (38), zulfu (57), eðitimci (61), Hakka_A$ik (36), berke038 (44), fuzulli (43), bozog (62), farukii (48), ((AySe)) (38), fatýmanu.. (38), isamert (41), DIPLOMAT (40), BeyazLale (38), volkan_bollu (44), irfan35 (50), strongman (38), Sevgi_58 (40), Halit Ercan (56), nucan (53), Osmanlitorun (44), safinazcan (54), metin_66 (50), eledagli (49), ozguri (44), akan54 (54), alis (49), Hülya (38), life-hurts (41), BURAK20 (52), milenyumkomando (45), Gülümüz74 (38), saki (40), yaramaz_31 (38), Abdurrahman571 (44), rüfeyde (40), arazbekir (43), teknikbilgim (50), yigitahmet (44), kartanesibeyaz (43), cemocan (44), osmannafiz (47), ufuk 43 (48) |
|
|
|
|
|