0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ETKİLENME VE SÜRÜKLENME KARŞISINDA İSLAMİ ŞAHSİYET

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ebu_hanzala su an offline ebu_hanzala  
ETKİLENME VE SÜRÜKLENME KARŞISINDA İSLAMİ ŞAHSİYET
395 Mesaj -
Hayatýn temel kaideleri olan imtihan, terakki, tekâmül ve tasfiye gereði, Yüce Allah insaný, etkileyen ve etkilenen bir varlýk olarak yaratmýþtýr. Yani insan, camid ve sabit bir varlýk olmayýp, hayat serüveni içinde deðiþmeye, geliþmeye, ilerlemeye, gerilemeye, bozulmaya veya düzelmeye elveriþli bir yapýda yaratýlmýþtýr.

Yaþanýlan ortam, insanýn mayasýdýr. Ýnsan, yaþadýðý ortamdan, iliþkide bulunduðu insanlardan, girip çýktýðý mekânlardan az veya çok; ama mutlak manada etkilenir. Ýnsanýn etkilenme þekli ise tek yönlü deðil bilakis çok yönlüdür. Sözgelimi; itikadi etkilenme, fikirsel ve düþünsel etkilenme, bilgisel ve kültürel etkilenme, ahlaki ve mizaci etkilenme, tavýr ve davranýþ olarak etkilenme… Yani söz konusu etkilenme insanýn bir yönüne deðil de, kalbine, zihnine, ruhuna ve bedenine olmak üzere birçok kuvvesine hitap edebilmektedir.

Ancak bizim bu mebhasta üzerinde duracaðýmýz ve konumuzun aslýný teþkil eden husus; menfi etkenler ve bunlarýn karþýsýnda Müslüman’ýn konumu ve pozisyonudur.

Bugün insaný ve bilhassa Müslüman’ý etki altýna alabilmek, güdümleyebilmek ve sürükleyebilmek için ortaya konan menfi etmenler o kadar çoktur ki, burada bunlarý sýralamakla bitiremeyiz. Küresel olarak aktif olan bu þeytani akýmlar ve deccalist reaksiyonlar, neredeyse bütün Ýslam beldelerinde Müslüman halklarýn düþünsel ve pratik dünyasýný tamamen istila etmiþ durumda. Akide, maneviyat, kudsiyat, ahlak ve edep namýna hiçbir þey tanýmayan barbar medeniyet, hüküm ferma olduðu ve etki kapsamýna aldýðý yerlerde amaçsýz, hedefsiz, bencil, heva ve hevesine düþkün, doymak bilmeyen adeta canavarlaþmýþ, kendisi gibi kapitalist bir insan modeli üretmeye çalýþmakta, þeytani hesaplarýný bu insan modeli üzerinde uygulayabileceðine inanmaktadýr.

Etkileniyor ve sürükleniyoruz. Hem de etki edebilen bütün etki unsurlarý, bütün araçlar ve bütün silahlar vasýtasýyla. Küreselleþmiþ, bir köy halini almýþ dünyanýn jandarmalýðýna soyunan vahþi, yýkýcý, bozguncu güç unsurlarý, Ýslam toplumlarýnýn temellerini yýkmak, köklerini ve kaynaklarýný kurutmak için silahlý iþgal ile yetinmemekte, hemen paralelinde sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal ve fikirsel iþgali de gerçekleþtirmek için, kitle imha silahlarý gibi, kitle iletiþim araçlarýný da maksimum düzeyde kullanmaktadýrlar. Bugün evlerimizin, oturma odalarýmýzýn en güzel köþesine kurduðumuz, kumandasýný çocuklarýmýzýn eline verdiðimiz, içinde bin bir þeytanýn cirit attýðý, bin bir rezaletin teþhir edildiði, nefsimize, gönlümüze ve göz bebeðimize hitap eden, faydasý az, zararý çok televizyon melanetine ne demeli? Hakeza, bazýlarýmýzýn evlerinde, iþ yerlerinde, evlerinde olmayanlarýn ise hemen sokaðýnda ve yol güzergâhýnda olan, çocuklarýmýzýn ve gençlerimizin vazgeçilmez hobisi haline gelen, faydasý hususi, zararý ise umumi olan internet kafe felaketine ne demeli? Bunlarýn haricinde türlü türlü gazete, dergi, görsel ve iþitsel reklam materyalleri ve kitle iletiþim araçlarý aðýrlýklý olarak insan ve nesil düþmanlarý hesabýna iþ görmekte, Ýslam’ýn ve Müslüman halklarýn dejenerasyonuna yönelik faaliyet göstermektedir.

Etkileniyor ve sürükleniyoruz. Hem de kapsamlý bir þekilde. Fert olarak, aile olarak ve toplum olarak. Genciyle, yetiþkiniyle; kadýnýyla, erkeðiyle; alimiyle, cahiliyle. En fazla etkilenen ise, yetiþme ve yontulma çaðýndaki çocuklarýmýz ve gençlerimiz oluyor. Zararýn en büyüðüyle karþý karþýya bulunan da yine onlar. Âlim olsun, arif olsun; nefis sahibi olan ve negatif etkenlerin çekim alanýna giren hiç kimse etkilenmediðini, olumsuz etkenlerin kendisine tesir etmediðini iddia edemez. Zira böyle bir iddiada bulunan, nefsini ýslah ettiðini, masumiyet makamýna eriþtiðini iddia etmektedir ki, bu da pek muhaldir. Yusuf Peygamber gibi Yüce Allah’ýn lütuf ve korumasýna mazhar olmuþ biri dahi, “Ben nefsimi temize çýkaramam. Muhakkak ki nefis kötülüðü emredicidir…” (Yusuf: 53) diyerek, nefse bu açýdan hiçbir zaman itimad olunamayacaðýný bildirdiði halde, ikram-ý ilahi ve takvadan yoksun biz zayýf, günahkâr insanlar, nasýl olur da nefsimize itibar eder, onu dizginsiz býrakýrýz?

Peki, olumlu yani faydalý etkileþim nasýl saðlanýr? Tabi ki olumsuz ve zararlý etki alanlarýndan uzaklaþýp, olumlu ve faydalý etki alanlarýna girmekle. Nefsi tahrik eden ortamlardan uzaklaþýp, akla, mantýða ve kalbe hitap eden ortamlara girmekle. Þeytanlarýn cirit attýðý mekânlardan uzaklaþýp, meleklerin kanat gerdiði mekânlara geçmekle. Hidayet önderlerinin yaptýðý gibi. Efendimiz Aleyhisselatu wesselam’ýn “Gökteki yýldýzlar” diye tabir ettiði Ashab-ý Kiram’ýn yaptýðý gibi. Onlar, cehalet karanlýðýndan kaçýp, hidayet güneþine sýðýnmýþlardý. Þeytanýn donduran ikliminden hicret edip, vahyin sýmsýcak iklimine girmiþlerdi. Öyle ki, Hidayet Önderinden hiç ayrýlmýyor, Onun etrafýnda pervane oluyorlardý. Rahmet kaynaðýndan beslenip gönülleri imanla dolup taþýyordu. Bu iklimden asla ayrýlmýyor, bu kaynaktan kopmamaya azami derecede gayret gösteriyorlardý. Ýþte onlardan bir örnek:

Hanzala bin Er-Rabi, günün birinde, ayný semanýn yýldýzý, ayný yolun yolcusu Ebu Bekré Sýddýk ile karþýlaþýr. Hz. Ebu Bekir (ra)’in, “Ya Hanzala nasýlsýn?” diye sormasý üzerine; “Hanzala münafýk oldu! Hanzala münafýk oldu!” diye karþýlýk verir. Bu cevap üzerine þaþýrýp kalan Ebu Bekir, ne demek istediðini sorunca, Hanzala: “Biz, Allah Resulünün yanýnda bulunduðumuzda, bize cennet ve cehennemden bahsediyor. Öyle ki, onu gözümüzle görür gibi oluyoruz. Onun yanýndan uzaklaþýp çoluk çocuðumuza karýþtýðýmýzda ve þahsi iþlerimizle uðraþmaya baþladýðýmýzda baþka hallere giriyor, dinlediklerimizi dahi unutuyoruz” der. Arkadaþý ayný halin kendisinde de olduðunu söyleyince, ikisi birlikte Nur kaynaðýna koþuverirler. “Münafýk olduk!” diye hallerinden þekva etmeye baþlarlar. Meseleyi anlayan Allah Resulü: “Nefsim kudret elinde olan Zat’a andolsun ki, her vakit huzurumda olduðunuz hal üzere bulunsaydýnýz, yataklarýnýzda yatarken ve pazarda yürürken, melekler gelip sizinle musafaha ederdi” diyerek kendilerini teskin eder.

Etkileniyor ve sürükleniyoruz. Hem de Müslüman olarak, bilen olarak. Bu gerçeði gururlu nefislerimize kabul ettirdikten sonra, kurtuluþ yollarýný arayalým. Kurtuluþ çarelerini de kesif mantýðýmýzda deðil, ilim ve hikmet kaynaklarýnda arayalým. Yani Kur’an ve Sünnette. Kur’an-ý Hâkim bu mevzuda menfi etki unsurlarýnýn tümüne karþý bizleri uyarmakta, ikaz etmektedir. Ýnsi ve cinni þeytanlara karþý, onlarýn hile, oyun ve tuzaklarýna karþý: “De ki: Ýnsanlarýn Rabbine sýðýnýrým. Ýnsanlarýn Malikine. Ýnsanlarýn Ýlahýna. Kalplere þüphe düþürüp duran vesvesecinin þerrinden. Ki o, insanlarýn göðüslerine vesvese verir. Gerek cinlerden, gerekse insanlardan olanlardan.” (Nas: 1-6)

Yine uyarý ve nasihat kitabý olan Kur’an-ý Kerim, Allah’ýn (cc) haram sýnýrlarýna yaklaþýlmamasý ve gazaba uðramýþ Yahudilerle, sapýklýkta olan Hýristiyanlara uyulmamasý hususunda Müslümanlarý sýký sýkýya tembihlemekte, kimlerle dostluk kurmalarý gerektiðini öðretmektedir.

Allah Resulünün hayatý ise, her konuda olduðu gibi, bu hususta da gönülden dileyenler için pratik derslerle doludur. O Aleyhisselatu wesselam, Müslümanlar arasýndaki iliþkileri sýklaþtýrmak ve saflarý pekiþtirmek için, bir çok faaliyette bulunmuþ, Müslümanlar arasýnda kardeþliði tesis etmiþtir. Hakeza, Müslümanlarýn Yahudilerle iliþkilerini asgariye indirmek için, Müslümanlara ait pazar yerinin kurulmasýný saðlamýþtýr. Yine cemaatleþmeye önem vermiþ, Müslümanlarý cemaatten ayrýlmamalarý hususunda hep uyarmýþtýr. Kendisine; “Ya Resulallah, kiminle oturalým?” diye soranlara: “Görüþülmesi size Allah’ý hatýrlatan, konuþmasý amelinizi artýran ve ilmi sizi ahirete iþtiyaklý kýlan kimselerle oturun” diye cevap vermiþtir.

Dolayýsýyla Müslümanýn bilmesi ve yapmasý gereken; faydalý etki alanýna girmesi, doðru ve hayýrlý olana yönelmesi, Hakka, hakikate, ilme, hidayete ve cennete sürükleyen rahmet esintilerine kapýlývermesidir. Hakeza; günahlarýn çekim alanýndan uzaklaþmasý, batýla, dalalete, karanlýða, bataklýða, uçuruma ve cehenneme sürükleyen fýrtýna ve dalgalardan kendini muhafaza etmesi gerekir.

(Ey Rabbimiz!) Yalnýzca sana ibadet eder ve yalnýzca senden yardým dileriz. Bizleri doðru yola ilet. Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uðramýþlarýn ve sapmýþlarýn yoluna deðil.” (Fatiha: 5-7)

Gönderen: 14.02.2008 - 13:23
Bu Mesaji Bildir   ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara ebu_hanzala üyenin Profiline bak ebu_hanzala üyeye özel mesaj gönder ebu_hanzala üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1334 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74134 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.