türkiye'de iki grubu son derece zararlý görüyorum.

abdulkadir geylani gibileri tekfir edenler

onlarý tekfir edenleri tekfir edenler...

ikisi de ALLAH'ýn dininin cehennem kapýcýlýðýna kendini þartlandýrmýþ fikri sabit (anlayýþý dar) insanlardan müteþekkil oluyor umumen.

ikisi de kendini ehli sünnet velcemaat olarak adlandýrýyor.

ama iki fýrkanýn da ehli sünetin en temel kaidesine muhalefeti söz konusu; o da:

ehli kýble tekfir edilmez.

abdulkadir geylani veya benzerlerine din dýþý gören kim adýna bu tekfiri yapýyor?

din adýna!

onlarý tekfir edenleri tekfir eden kim adýna bunu yapýyor?

din adýna!

halbuki din, müslümanlara sadece Allah'ý hakkýyla bilip, Ona kul olmaktan baþka bir vazife vermemiþtir.

Allah'a kul olmak ise 'bana iman'ý anlat, bana islam'ý anlat, bana ihsan'ý anlat' sorularýna rasulu muhterem aleyhisselam'ýn verdiði cevaplardan ibarettir.

dolayýsýyla

bu iki zararlý akýmýn müslümanlarýn kardeþliðinin önünde ciddi engel teþkil ettiðini farkediyorum.

seyyid kutub'a düþman olan ile abdulkadir geylani'ye düþman olanlar ayný yerden besleniyor.

þahýslarýný tanrýlaþtýrýyorlar! Rabb azze ve celle'ye deðil, anlayýþlarýna tabi oluyorlar.

cennet ve cehennem fedailiði rolü üstleniyorlar.

halbuki bu ikisinin ve temsillerinin müslümanlýðý hakkýnda milyonlarca ayrý ayrý þehadet mevcuttur.

öyleyse onlardan birini kafir gören, kendi arzularýný dinleþtirmiþ ve Allah'ýn dinine savaþ açmýþtýr.

fikirleri konuþmak ayrýdýr, þahýslarý tekfir etmek ayrýdýr.

insan hatalý söz söyleyebilir Kur'an'ý yorumlarken.

nitekim aleyhisselam:

kim Kur'an'da kendi görüþü ile hüküm çýkarýrsa gerçekte o hata etmiþtir buyuruyor.

bu iki taifede kur'andan delil aldýðýný beyan ile birbirini ve þahýslarýnda fikirlerini gayrý islam görüyor.

seyyid kutub'u severim, o bir þehit...

abdulkadir geylani'yi daha fazla severim, o bir mürþid.

tam tersini de baþka biri söyleyebilir der ki:

abdulkadir geylani'yi severim, o bir mürþid

seyyid kutub'u daha fazla severim, o bir þehit...

bu yaklaþýmlarda zarar yok; ama

seyyid kutub'u sevmem, çünkü kafir; abdulkadir geylani'yi severim denilince veya tam tersi sorunlar çýkýyor.

bizi islam dairesine birbirimiz sokmadýk. bizi birbirimiz o daireden çýkaramayýz.

ayný yöne secde eden insanlarýn ortak adý müslümandýr.

bu cevapta endiþeniz varsa gavura sorun, onun vereceði cevap doðru olacaktýr.

kabe'ye yönelenlere ne diyorsunuz siz diye sorun gavura!

müslümanlar kardeþtir.

müslüman birbirinin þerefini korur.

kim müslümanlardan herhangibirinin þerefini alçaltmaya çalýþýrsa Allah indinde þerefinden olabilir.

seyyid kutub'un hatalý sözleri vardýr. hatalarýný ifþa eder, doðrusunu izah ederiz. eyvallah

abdulkadir geylani'nin hatalý yönleri mi var, hatalarýný söyleyin, doðruda buluþalým inþaallah...

ama birine olan sevginiz veya kýzgýntýnýz dininizi bina etmesin.

ola ki sevdiðinize darýlýnca, onun hak sözleri size tesir etmez.

ola ki sevmediðinizle barýþýnca, onun batýl sözleri sizi sarabilir.

ölçü þahýslar deðildir.

ölçü, ayet hadis icmadýr....

havadis (dedi denildi) deðil, ehadistir...

dolayýsýyla kim fethullah gülen'i, abdulkadir geylani'yi, seyyid kutub'u, ibn teymiye'yi, imam rabbani'yi þahsiyet olarak direkt hedef alýr, yanlýþ olan görüþü delili ile, ýslah için bildirmez ve þahýslarý hakkýnda asab bozucu abuk sabuk laf söylerse benim için ayný kategoridedir:

fitneci!

sözümüz ümmetin içinde ümmeti birbirine düþürerek bundan rant elde edenleredir. her böyle kiþi üstüne alýnabilir.

rant nedir?

-þöhret, þehvet, enaniyet tatmini-

seyyid kutub'un Rabbi ile Abdulkadir Geylani'nin Rabbi aynýdýr.

onlarý Rabb'leri kulluðuna kabul etmiþ iken, kim ne üstüne vazife o kulluktan onlarý aforoz etmek ister?

bunun adý nedir?

fitne en hafif tabirle...

birinin sözleri, sizi baþka bir müslümandan nefret ettirmeye yönelik ise, ilgilenmeyin o sözlerle...

fitne zamanýnda en güzel þey, aç bir adamýn aðacýn kütüðünü ýsýrdýðý gibi sünnete sarýlmaktýr.

bakacaðýz, peygamber aleyhisselam ve þerefli ashabý ne yapmýþ ise onu yapacaðýz.

aleyhisselamýn þerefli ashabý birbiri ile savaþmýþtýr. birbirlerine taraf olmuþlardýr; ama hiçbir yekdiðerinin þerefine müteceviz söz söylememiþtir.

anlaþmazlýk illa ki olacak!

ama

anlaþmazlýk, þahýslarýn birbirine buðz etmesine, kin beslemesine, þahýslarý lanetlemeye sevk ediyor ise

o anlaþmazlýk din iliþikli deðildir.

nefsidir.

nefsin oyunudur.

iþ müslümandan nefrete sirayet etti mi yapýlacak en güzel þey, nefret ettiðin müslümanýn müslüman olduðunu ve onun müslümanlýðýnýn sahibinin ALLAH olduðunu hatýrlamak ve müslüman kardeþine dua etmektir...

ta ki içindeki buðz dinene kadar...

bir tespitimiz de þu:

özellikle vefat eden ulemamýzýn eserlerindeki bazý ibareler siper edinilip, müslümanlardan bir kýsým diðer bir kýsmý vasýflar uyuyor kanaatiyle tekfir ediyor; ya da gözden düþürmeye çalýþýyor.

vallahi o ulemamýz böyle bir fitneye alet olacaklarýný bilseler yazmazlardý.

ben bu yeminimde sabitim.

vallahi, eðer ulemamýz samimi deva için yazýlmýþ sözlerinin islam ümmetinde hastalýða, bozgunculuða, fitneye vesile olduðunu görselerdi, o ibareleri týrnaklarý ile kazýrlardý satýrlardan.

peki ulemamýz neden birbiri hakkýnda yazdý?

ilim ehli, münazara adabýný bilen ve sözlerin maksadýna vakýf olacaklara birbirlerini tanýtmýþ oldular.

eðer bir alim hakkýnda illa da bir nakil yapýlacaksa

o alim hakkýnda söz söylemiþ alimin sözü eðilip bükülmeden, kesilip kuþa çevrilmeden metin nerede geçiyorsa olduðu gibi konu aktarýlarak bu nakil yapýlmalý ve yorum yapýlmamalý.

aksine davranýþlar, görünen o ki nefslere malzeme olmaktan öte bir iþe yaramýyor.

müslümanlar arasýnda nefret yaygýnlaþýyor ve düþmanlýklar baþlýyor.