0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Kâfiri Dost Edinmek

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast Misafir13  
Kâfiri Dost Edinmek
Misafir
Sevgiliz müslüman kardeþlerim, gerek âyetlerle, gerekse de hadislerle kâfirleri dost edinmenin yasak olduðunu biliyorum.

Fakat Ýslâm bu konuda esnekliklere yer verir mi ? Örneðin 15-16 yaþlarýnda iki tanýdýðým var, kendileri Allh'ýn varlýðýný inkâr eden gafillerden ne yazýk ki, fakat ben bu kiþilere yardýmcý olabileceðim görüþündeyim. Ne de olsa bu yaþlarda insan çok mantýklý düþünemiyor...

Bu konuda âyet ve hadisler ýþýðýnda bana yardýmcý olabilirseniz minnettar olurum.

Allah cümlemizin günahlarýný affetsin.
Gönderen: 15.08.2005 - 18:46
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast ahmet gunay  
Misafir
Ýslâm'ý inkâr eden, nimete nankörlük eden, uzak kalan, kaçýnan, örten kimse. "Kefere" fiilinin ism-i fâili. Terim olarak, imaný olmayan kimseye verilen isimdir. Kalbinde imaný olmadýðý halde, dýþa karþý mü'min görünene "münâfýk *", müslümanlýðýndan sonra dinden dönene "mürted*" denir. Ýki ve daha çok ilâh olduðunu söyleyen, Allah'a baþkasýný ortak koþan kimseye "müþrik*", yahudilik veya hristiyanlýk dinine baðlý olanlara "kitabî" veya "ehl-i kitap" adý verilir (et-Teftazâni, Þerhu'l-Makâsýd, Ýstanbul, t.y. II, 268 vd.).

Kur'ân-ý Kerîm'de "küfür" terimi ve türevleri pek çok âyette geçer ve imansýz kimselerin nitelikleri, karþý karþýya bulunduklarý tehlikeler açýklanýr. Yahudilerin Ýslâm'a çaðrýldýðý bir âyette þöyle buyurulur: "Elinizdeki Tevrat'ý tasdik edici olarak indirdiðin Kur'ân'a iman edin. Onu ilk inkâr edenlerden olmayýn. Âyetlerimi basit bir deðere deðiþmeyin. Ve yalnýz Ben'den korkun." (el-Bakara, 2/41). Allah'a ortak koþanlarýn durumu da þöyle açýklanýr: Onlar Allah'ý býrakýp kendilerine fayda da, zarar da vermeyen þeye taparlar. Kâfir, Rabbine karþý olanlarýn yardýmcýsýdýr." (el-Furkân, 25/55).

Yahudi ve hristiyanlarýn bozuk inançlarý yüzünden imansýz durumuna düþmeleri hakkýnda þöyle buyurulur: "Þüphesiz ki: "Allah ancak Meryemoðlu Ýsa Mesih'tir", diyenler kâfir olmuþlardýr. Ey Muhammed! Deki: "Allah, Meryemoðlu Ýsa Mesih'i, anasýný ve bütün yeryüzündekileri helâk etmek istese, O'na kim engel olabilir? Göklerin, yerin ve ikisi arasýndakilerin mülkiyeti yalnýz Allah'a aittir. O, dilediðini yaratýr. Allah her þeye kadirdir" (el-Mâide, 5/17) "Þüphesiz, Meryemoðlu Mesih (Ýsâgöz kırpma, Allah'ýn kendisidir" diyenler kâfir olmuþlardýr. Halbuki bizzat Mesih þöyle demiþtir: "Ey Ýsrailoðullarý, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Çünkü kim Allah'a eþ koþarsa, þüphesiz Allah ona cenneti haram kýlar" (el-Maide, 5/72). "Allah, þüphesiz üçün (üç Tanrýnýn) biridir" diyenler kafir olmuþtur. Halbuki bir tek ilâhtan baþka hiç bir ilâh yoktur" (el-Mâide, 5/73).

Yahudi ve hristiyanlarýn ilâh inancýnýn, inkârcýlarý taklitten ibaret olduðu þöyle belirtilir: "Yahudiler; "Uzeyr Allah'ýn oðludur" dediler. Hristiyanlar da: "Mesih (Ýsa) Allah'ý n oðludur" dediler. Bu, onlarýn aðýzlarýyla geveledikleri sözler olup, güya bununla, daha önce yaþayan inkarcýlarýn sözlerini taklit ediyorlar" (et- Tevbe, 9/ 30).

Yukarýdaki âyetlerde, Allâhu Teâlâ hakkýnda küfrü gerektiren baþý bozuk akîde veya inkâr halleri belirlenmiþtir. Buna göre; Allah'ý inkâr etmek, O'na þirk koþmak, Allah'ýn oðlu olduðuna inanmak, O'nun sýfatlarýndan birini bilerek inkâr etmek, kiþiyi küfre düþürür. Allah'a þirk küfrün en büyüðüdür. Çünkü Allah'ýn eþi ve benzeri yoktur. Ýhlâs sûresinde Cenab-ý Allah: "De ki: O, Allah'týr, bir tektir. O Allah'týr. Herkes ve her þey O'na muhtaçtýr. O, hiçbir þeye muhtaç deðildir. Doðurmamýþtýr, doðrulmamýþtýr. Hiçbir þey, O'nun dengi ve benzeri deðildir" (el-ihlas, 112/1-4) þeklinde tanýmlar. Þirk'in af kapsamý dýþýnda býrakýldýðý þöyle belirlenir: "Þüphesiz Allah, kendisine þirk koþulmasýný asla baðýþlamaz. Bunun dýþýndaki günahlarý, dilediði kimseler için baðýþlar. Kim Allah'a eþ tutarsa, þüphesiz pek büyük bir günah ile iftira etmiþ olur" (en-Nisâ, 4/48). Diðer yandan þirki býrakarak tevbe ve istiðfar eden, akidesini saðlamlaþtýran kimsenin ise affedilebileceðinden þüphe yoktur. Çünkü böyle bir kimse artýk "müþrik" sýfatýndan kurtularak mü'min sayýlýr.

Allahü Teâlâ'yý yüceliðine uygun olmayan bir þekilde nitelemek, isim veya emirlerinden birisiyle alay etmek, hafife almak veya Allah'a noksanlýk isnat etmek kiþiyi dinin sýnýrlarý dýþýna çýkarýr (el-Fetâvâ'l-Hindiyye, Bulak 1310, II, 258).

Ebû Hanîfe'ye (ö. 150/767) göre, Allahü Teâlâ'nýn sýfatlarý kadim (evveli bulunmayan) olup, sonradan olma ve yaratýlmýþ (mahlûk) deðildir. Bu yüzden O'nun sýfatlarýnýn yaratýlmýþ olduðunu söylemek veya bu konuda þüpheye düþmek kiþiyi dinden çýkarýr (Ali el-Kârî, Þerhu'l-Fýkhý'l- Ekber, Mýsýr 1323 h. s. 22). Ýmam Þâfiî, Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre, Allah'ýn ilmini inkâr eden kimse kâfir olur (Ýbn Teymiyye, Mecmau'l Fetâva, Riyad 1381-1386 h. XXIII, s. 349). Diðer yandan, Allah'ýn rahmetinden ümit kesen ve azabýndan emin olduðuna inanan da küfre düþer. Cenab-ý Hakk, Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyurmuþtur. "Þüphesiz, kâfirlerden baþkasý, Allah'ýn rahmetinden ümit kesmez" (Yûsuf, 12/87), "De ki: Ey kendileri aleyhinde sýnýrý aþanlar, Allah'ýn rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahlarý yarlýðar. Þüphesiz O, çok baðýþlayýcý ve çok esirgeyicidir" (ez-Zümer, 39/53). "Büyük zararý göze alanlar gürûhundan baþkasý, Allah'ýn azabý geciktirmesinden emin olmaz" (el-A'raf, 7/99).

Bu þekilde akîde bozukluðu olan kimse, kelime-i tevhid veya kelime-i þehâdet getirmekle, Ýslâm'ýn sýnýrlarý içine girmiþ olur. Hz. Peygamber bir hadisinde þöyle buyurmuþtur: "Ýnsanlarla onlar, Lâ ilâhe illallâh (Allah'tan baþka hiçbir ilâh yoktur) deyinceye kadar savaþmakla emrolundum. Bunu söyledikleri zaman, haklý durumlar dýþýnda kanlarýný ve mallarýný benden korumuþ olurlar. Artýk onlarýn iþi Allah'a kalmýþ bulunur" (eþ-þevkânî, Neylü'l-Evtâr, VII, 197, vd.; Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 379).

Peygamberlik müessesesini kökten kabul etmemek veya herhangi bir peygamberin nübüvvetini inkâr da küfürdür. Bu yüzden diðer peygamberleri kabul etmekle birlikte Hz. Ýsa ve Hz. Muhammed'i Allah elçisi olarak kabul etmeyen yahudiler, yine Hz. Muhammed'in peygamberliðini tanýmayan hristiyanlar küfre düþmüþlerdir (Alîel-Kârî, a.g.e, s. 50; el-Fetâvâ'l Hindiyye, II, 263; el-Gazzâlî, el Ýktisad, Mýsýr, t.y. s. 112).

Peygamberlik müessesesini inkâr edenler, yalnýz "Allah'tan baþka ilâh yoktur" kelime-i tevhîdini söylemekle Ýslâm'a girmiþ olmazlar. "Hz. Muhammed (s.a.s)'in, Allah'ýn kulu ve elçisi olduðuna þahitlik ederim" anlamýndaki kelime-i þehadeti de ilâve etmeleri gerekir. Yahudi ve hristiyanlar gibi baþka bir dine mensup olanlarýn ise Ýslâm'a girebilmeleri için inanarak kelime-i þehadet getirme yanýnda önceki dini ile bir iliþkisinin kalmadýðýný da ifade etmesi gerekir. Bu gibi kimselerin; "Ben mü'minim ben müslümaným, inandým ve Ýslam'a girdim" gibi sözleri yeterli olmaz.

Çünkü bu sözleri kendi dinlerini sürdürürken de söylemiþ olabilirler. Bu takdirde hem yahudi, hem müslüman veya hem hristiyan hem de müslüman tipi ortaya çýkar ki, bu durum Ýslâm'ýn özü ile baðdaþýr nitelikte deðildir, (el-Zühaylî, el-Fýkhu'l-Ýslâmî ve Edilletüh, Dýmaþk, 1404/1984, VI, 427).

Bir peygambere ilâhlýk isnat etmek de küfürdür. Nitekim hristiyanlar Hz. Ýsa'nýn Allah olduðunu söyledikleri için kâfir sayýlmýþlardýr (bk. el-Mâide 5/17, 72).

Kur'ân-ý Kerîm'in tamamýný, bir sûre, bir âyetini veya bir hükmünü, bir emir ve yasaðýný inkâr etmek küfürdür. Yine Kur'an'dan oluþu konusunda icmâ (ittifak) bulunan bir kelimeyi veya tevâtür yoluyla sâbit olan bir okuyuþ tarzýný inkâr etmek, Kur'ân'a bir þey ilâve etmek küfürdür. Kur'ân'ý Kerim'in kendisi, -bir sûresi veya bir âyeti ile alay etmek, onu küçümsemek ve hafife almak da, kiþiyi dinin sýnýrlarý dýþýna çýkaran hallerdendir (Ali el-Kârî, a.g.e s. 151; el-Fetâvâ'l Hindiyye, II, 266; A.Saim Kýlavuz, Ýman Küfür Sýnýrý, Ýstanbul 1982, s. 114-115).

Ýslâm'da iman konularý bir bütündür. Ýnanýlmasý gereken esaslardan herhangi birisini inkâr etmek bütünü inkâr anlamýna gelir. Allah'la, Rasûlünün arasýný ayýrmak, Kur'ân'ýn bir bölümüne iman edip bir bölümünü inkâr ederek (el-Bakara, 2/85) müslümanlýðýný sürdürmek mümkün olmaz. Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyurulur: "Allâh'ý ve peygamberini inkâr ederek kâfir olan, biz bir kýsmýna inanýrýz bir kýsmýna inanmayýz diyerek Allah ve Rasûlü'nün arasýný ayýrmaya kalkýþan ve böylece imanla küfür arasýnda bir yol tutmaya çalýþan kimseler, gerçek kâfirlerin ta kendileridir. Biz o kâfirlere alçaltýcý bir azap hazýrlamýþýzdýr" (en-Nisâ, 4/155 151). Allahü Teâlâ bu âyetlerle, kendisini ve peygamberlerini inkâr eden yahudi ve hristiyanlarý tehdit etmektedir. Çünkü onlar Allah'la elçilerinin iman konusunda arasýný ayýrmaktadýrlar. Bazý peygamberlere inanýrken, bazýlarýný da tanýmamaktadýrlar. Bu, sýrf atalarýný bu inanç üzere bulmaktan ve duygusal düþüncelerden kaynaklanan, delilsiz, hevâ ve hevese dayalý kanaatlerden ibarettir. Bunun sonucu olarak yahudiler Hz. Ýsa ve Hz. Muhammed'e iman etmediler. Hristiyanlar da kendilerinden sonra gelen Hz. Muhammed'i kabul etmediler. Halbuki peygamberlik müessesesine iman, Allah'ýn yeryüzüne gönderdiði bütün peygamberlere imaný gerektirir. (Ýbn Kesir, Tefsir, Ýstanbul 1985, II, 396-397). Ýslâm'ýn çýkýþý sýrasýnda Hicaz'da yaþayan yahudiler, Hz. Muhammed'in büyük bir peygamber olarak gönderiliþini kýskandýlar, bu yüzden ona karþý çýkarak, yalanladýlar, hatta Medîne döneminde onunla savaþ yaptýlar. Ancak yenildiler ve daha sonra Hicaz bölgesinden sürgün edilerek uzaklaþtýrýldýlar. Onlarýn daha önceki peygamberlere olan eziyet, zulüm hatta öldürme hareketleri Kur'an-ý Kerim'de þöyle anýlýr:

"Hanisiz; "Ey Musa, biz yalnýz bir çeþit yemeðe sabredemeyiz, bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiði þeylerden, bakla, salatalýk, mercimek soðan çýkarsýn" demiþtiniz. Dedi ki: "Size daha hayýrlý olaný, böyle daha aþaðý olanla deðiþtirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise Mýsýr'a çekip gidin, istediðiniz þeyler orada bulunur". Onlara zillet ve meskenet vuruldu, Allah'tan gelen bir gazaba uðratýldýlar. Bu durum, Allah'ýn âyetlerini inkâr etmeleri ve haksýz yere (Zekeriya, Yahyâ ve Þuayb'ý ve diðer) peygamberleri öldürmelerinden dolayý baþlarýna geldi. Bu, onlarýn isyan etmelerinden ve taþkýnlýklarýndan dolayý idi" (el- Bakara, 2/61).

Ýslâm ümmeti Cenab-ý Hakk'ýn yeryüzüne gönderdiði, Kur'an'da ismi zikredilen veya edilmeyen tüm peygamberlere inanýr. Bu yüzden, önceki semavî dinlerin peygamberleri olan Hz. Davud, Hz. Musa ve Hz. Ýsa gibi peygamberlere ve onlara verilen ilâhî kitaplarýn bozulmamýþ asýllarýnýn vahiy ürünü olduðuna inanmak mü'min sayýlmanýn gereðidir. Bunlardan birisini meselâ Hz. Ýsa'nýn peygamberliðini veya ona inen Ýncil'i inkâr eden bir müslüman, dinin sýnýrlarý dýþýna çýkar. Durum böyle olunca Ýslâm inancý evrensel niteliklere sahiptir. Kökende yahudi ve hristiyanlýðýn bozulmamýþ orjinal þekillerini de kapsamýna almaktadýr. Zaten Kur'an-ý Kerim pekçok âyetlerde Ýncil ve Tevrat'ta sonradan yapýlan deðiþiklikleri ve bu dinlere sokulan hurafe ve inanç bozukluklarýný haber vermektedir. Buna aþaðýdaki âyeti örnek verebiliriz: "Þüphesiz; "Meryem oðlu mesih (Ýsa) gerçekten Allah'ýn kendisidir" diyenler kâfir olmuþlardýr. Halbuki Mesih (Ýsa) þöyle demiþti: "Ey Ýsrail oðullarý, benim ve sizin Rabbiniz olan Allahü Teâlâ'ya ibadet edin""Kim ki, Allahü Teâlâ'ya eþ koþarsa, hiç þüphesiz Allah ona cenneti haram kýlmýþtýr. Onun varacaðý yer ise ateþtir. Zulmedenlerin de onlarý ateþten kurtaracak hiçbir yardýmcýlarý yoktur" (el-Mâide, 5/72).

Kur'ân-ý Kerim'de veya sahih hadislerde bildirilen ve üzerinde ihtilâf bulunmayan Ýslâmi emir ve yasaklardan birisini inkâr etmek küfürdür. Ýçki, kumar, zina gibi yasaklarý helâl saymak bu niteliktedir. Ancak "büyük günah (kebîre)" denilen haramlarý iþlemenin kiþiyi dinden çýkarýp çýkarmayacaðý Ýslâm'ýn ilk asýrlarýnda bilginler arasýnda tartýþýlan bir konudur. Ýbn Ömer'den (r.a) büyük günahlarýn dokuz tane olduðu rivâyet edilmiþtir. Bunlar þunlardýr: Allah'a þirk koþmak, haksýz yere bir insaný öldürmek, namuslu kadýna zina iftirasý yapmak, savaþtan kaçmak, sihir yapmak, yetim malý yemek, müslüman olan ana-babaya itaatsizlik yapmak, haramda ýsrar etmek. Ebû Hureyre buna faiz yemeyi, Hz. Ali ise þarap içmeyi eklemiþtir. Bu arada; zararý yukarýda sayýlanlar kadar veya daha büyük olan her günahý kebîre sayanlar olduðu gibi, Allah ve Rasûlü'nün karþýlýðýnda ceza koyduðu her yasaðý büyük günah kabul edenler de olmuþtur. Bu konuda ez-Zehebî (ö. 748/1437), özel bir eser kaleme alarak yetmiþ tane büyük günahýn açýklamasýný yapmýþtýr (ez-Zehebî, Kitâbu'l-Kebâir, Beyrut, 1355/1933).

Hz. Ali'nin halîfeliði sýrasýnda ortaya çýkan hâricî fýrkasý, amel'i imandan sayarak, büyük günah iþleyenin dinden çýkacaðýný söylemiþtir. Mu'tezile fýrkasý da amel'i imandan bir parça kabul etmiþ, bu yüzden büyük günahýn insaný mü'min olmaktan çýkaracaðýný, ancak hâricîlerden farklý olarak kâfir de yapmayacaðýný söylemiþtir. Onlara göre, bu kimse "fâsýk" adýný alýr, tevbe edinceye kadar imanla küfür arasýnda "menzile beyne'l menzileteyn" de kalýr. Eðer tevbe ederek ölürse müslüman olarak, tevbe etmeden ölürse kâfir olarak ölmüþ bulunur (Taftazânî, Þerhu'l-Akaid, terc. Süleyman Uludað, Ýstanbul 1980, s. 262 vd.).

Ehl-i sünnet bilginlerine göre ise, büyük günah iþlemek, inkâr bulunmadýðý sürece kiþiyi dinden çýkarmaz. Onlarýn bu konuda dayandýðý deliller þunlardýr: Ýman kalbin tasdikidir. Bu sýfat devam ettiði sürece, sýrf þehveti, geçici arzu ve istek, kýskançlýk ve tembellik gibi etkilerin altýnda iþlenen büyük bir günah kalbteki tasdike aykýrý olmaz. Ancak bu, "haramý helâl sayma ve haram ve helâlý hafife alma" inanç ve duygularý içinde yapýlýrsa küfür olur. Diðer yandan âyet ve hadisler, âsî ve günahkâr olanlara "mü'min" ismini vermektedir. Þu âyetler buna örnek verilebilir:

"Ey mü'minler, Allah'a nasûh tevbesiyle tevbe edin" (et-Tahrîm, 66/8). "Ey iman edenler, sizin üzerinize kýsas farz kýlýndý" (el-Bakara, 2/178)."Eðer mü'minlerden iki grup birbirini öldürürlerse aralarýný bulunuz" (el-Hucurât, 49/9). Bu âyetlerde sözü edilen eylemler büyük günah niteliðindedir. Buna raðmen bu fiili iþleyenlere Cenab-ý Hakk "mü'min" sýfatýyla hitabetmiþtir.

Ehl-i kýbleden olup da büyük günah iþledikleri kesinlikle bilinen kimselerin cenaze namazýnýn kýlýnacaðý ve bunlar için Allah'tan maðfiret dilenilebileceði Hz. Peygamber'den günümüze kadar, üzerinde görüþ birliði bulunan bir konudur.

Kur'an-ý Kerim'de mü'minler büyük günaha karþý þöyle uyarýlýr: "Eðer nehyolunduðunuz büyük günahlardan kaçýnýrsanýz, sizin diðer günahlarýnýzý maðfiret eder, örteriz. Ve sizi þerefli bir yere (cennete) sokarýz" (en-Nisâ 4/31; ayrýca bk. eþ-Þûrâ, 42/37; en-Necm, 53/32). Bu âyette, büyük günahlarýn af kapsamý dýþýnda tutulmasý, onlar hakkýnda bazý dünyevî cezalarýn bulunmasý ve buna ek olarak uhrevî günahý için özel tevbe ve istiðfarýn gerekli olmasý yüzündendir. Küçük günahlarýn çoðu ise, özel bir tevbe ve istiðfara gerek kalmaksýzýn, namaz, oruç, hac, zekât, insanlara yapýlan iyilikler, hayýr ve hasenât gibi salih amellerin bir sonucu olarak kendiliðinden affedilmesi mümkündür (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 229). Hatta hac ibadeti, bazý büyük günahlarýn da affedilmesine vesile olur. Çünkü, eksiksiz hac yapanýn annesinden doðduðu gündeki gibi geçmiþ günahlarýnýn affedileceðine dair hadis-i þerifler vardýr (Buharî, Muhsar, 9, 10; Nesâî, Hacc, 4; Ýbn Mâce, Menâsik, 3; Dârimî, Menâsik, 7; Ahmed b. Hanbel, II, 229, 410, 483, 494).

Kýsaca Allah'ýn emir ve yasaklarýný, bütün Ýslamî hükümlerini kabul ederek Ýslam'ý bir nizam olarak görmek iman gereðidir. Bunlardan bir kýsmýný red etmek veya Ýslâm'ýn çaðýmýzda uygulanmasýnýn mümkün olmadýðýný ileri sürüp bir hükmünü bile olsa red eden kimseler kâfir olur
Gönderen: 24.08.2005 - 08:40
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1608 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Cihan-63 (53), seyit TUNÇYÜZ (57), seyittun&ccedil.. (57), erenciyim_buket (25), Hus3yin (40), Ahmet Tabu (45), aybuke1985 (40), alperen44 (51), omerbicici (41), Judicious (40), yusuf80 (45), hasan bin dinar (40), aycik (57), altunhisar (56), fasligul (40), suhitu70 (50), neslihan86 (39), imame (36), garip karde&tho.. (39), zümrüt soslu (54), vezir_han (46), Mehmet YILMAZ20.. (51), 2-ba (36), pusat_68 (39), ceylannuri (76), Turan_ch (67), Sarkfatihi (54), Nikmikyok (40), UkaLa (40), yanlýz k.. (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73043 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.