0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » "Zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur"

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
"Zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur"
Moderator


4254 Mesaj -
"Zalimlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur"
ALLAH size, sizinle din savaþý yapmayan ve sizi yurtlarýnýzdan çýkarmayan kimselerle iyilik ve fedakârlýða dayalý bir iliþki geliþtirmenizi yasaklamaz: çünkü ALLAH fedakâr olanlarý pek sever. ALLAH size, yalnýzca sizinle din savaþý yapan ve sizi yurtlarýnýzdan çýkaran veya sizin çýkarýlmanýza destek verenlerle dostluk kurmanýzý yasaklar: artýk kim onlarla dostluk kurarsa, iþte onlar zalimlerin ta kendileridir.” (60 Mumtehane 8-9)
Ýsrail zulüm üzerine kuruldu, zulümle bugünlere geldi, zulümle varlýðýný sürdüreceðini düþünüyor. “Zalimlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur” (2 Bakara 193) anlamýndaki ayeti de bunun için baþlýða çýkardým. 22 gün süren ve yüzlerce masumun hayatýný kaybettiði Gazze katliamý ne ilkti, ne de son olacaktýr. Ýsrail’in hiçbir sýnýr tanýmayan acýmasýz saldýrýsýna karþý Gazze’de destanî bir direniþ örneði sergilendi. Gazze, isminden mülhem olarak bir “gaza” ve “gaziler” yurdu olduðunu bir kez daha isbat etti.
Güç ve þiddet hayatýn doðasýnda vardýr. Hayvanlar dünyasýnda güç ve þiddeti içgüdüler yönlendirir. Yýrtýcý hayvanlar kendilerine doðuþtan verilen bu yetenek ve güdülerle avlanýrlar. Ne var ki, hayvanlarýn birbirlerine uyguladýðý güç ve þiddetten dolayý herhangi bir canlý türü yok olmamýþtýr. Yemediði ve asla yiyemeyeceði kadar öldüren tek canlý sadece insandýr. Yine türünün tamamýný bilmem kaç kat yok edecek silahlar icat edebilen tek canlý türü de odur. Kendinden olmayan herkese karþý güç ve þiddeti kutsamak ALLAH’ýn gazabýný hak etmektir. Yahudileþmiþ Ýsrailoðullarý bunu yaptýlar. Buna mukabil güç ve þiddeti kategorik olarak dýþlamak ikiyüzlülüktür. Kendi ýrkýndan/dininden olmayan herkese (goyim) sýnýrsýz ve kontrolsüzce güç ve þiddet kullanmayý mubah gören Yahudiliðe bir tepki olarak doðan Pavlusçu Hýristiyanlýk da bunu yaptý. “Sað yanaðýna vurana sol yanaðýný çevir” mecazý bunun tipik bir örneðidir. Fakat Pavlusçu Hýristiyanlýk Hz. Ýsa’nýn mesajýna karþý hiç de samimi deðildir. Haçlý seferlerinin, Engisizyon mahkemelerinin, kimi 30 kimi de 100 yýl süren ve katliamlara sahne olan mezhep savaþlarýnýn, 60 milyon insanýn canýna mal olan iki dünya savaþýnýn, insanlýk lügatine “soykýrým” sözcüðünü armaðan eden Nazi belasýnýn ve kitle imha silahlarýnýn Hýristiyan dünyada ortaya çýkmasý bunun þahididir. Ýslam’ýn son ve ekmel vahyi Kur’an güç ve þiddeti ne kutsar ne de yok sayar. Meskenet ve zillet, Ýslam’dan çok Hint mistisizmine yakýþýr. Kur’an izzetin ALLAH’a, Rasulü’ne ve müminlere ait olduðunu söyler. Kur’an gücü deðil, güç ahlaksýzlýðýný dýþlar. Kýssalarý arasýnda, güç ve erk sahibi “rol-modeller” de yer alýr. Hz. Yusuf, Talut, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Zülkarneyn ve onlara iliþkin kýssalar bunlar arasýndadýr. Bu isimler arasýnda hem kral hem peygamber olanlar vardýr. Kur’an bu kýssalarla “güç ahlakýný” inþa eder. Gücün güç ahlakýndan mahrum olanlarýn eline geçmesinin ne demeye geldiðini dünya Gazze’de bir kez daha gördü. Ýsrail geçmiþte Deyr Yasin, Cenin, Sabra ve Þatilla, Burc el-Baracine, Beyt Hanun, Lübnan ve daha birçok yerde yaptýðýný yine yaptý. Hiçbir ayrým gözetmeden masum insanlarýn üzerine ölüm yaðdýrdý. Kadýn-erkek, çoluk-çocuk, genç-ihtiyar 1366 kiþiyi katletti. 6000’e yakýn kiþiyi yaraladý. Bunlarýn 1500’ü ömür boyu sakat kalacak. Sadece insanlarý katletmedi, büyük ve küçükbaþ hayvan çiftliklerini, ahýrlarý, kümesleri, zeytinlikleri, portakal bahçelerini yok etti. Bir buçuk milyon insanýn yaþadýðý Gazze’nin tüm sivil altyapýsýný yaktý yýktý, bütün bir Gazze Þeridi’ni ölü þerit haline getirdi. Ýsrailoðullarý’nýn bunu ilk defa yapmadýðýný bize Tevrat haber veriyordu: “Kadýn-erkek, genç-yaþlý, küçük ve büyük baþ hayvanlardan eþeklere dek þehirde ne kadar canlý varsa hepsini kýlýçtan geçirip yok ettiler.” (Yeþu 6:21). Öyle anlaþýlýyor ki, aradan geçen binlerce yýl hiçbir þeyi deðiþtirmemiþ. Gazze zaten 20 aydan beri acýmasýz bir ambargo altýnda inliyordu. En acil gýda ihtiyacýnýn dahi karþýlanmasýna izin verilmiyordu. Aylýk ikmal, iaþe ve ibatesi için 100.000 kamyonun girmesi gereken Gazze’ye giren nakliye araçlarýnýn sayýsý ambargo sýrasýnda 1600’e kadar düþmüþtü. Ýsrail saldýrýsý baþlamadan önce Gazze ambargo ile sessiz bir katliama zaten tabi tutulmuþtu. Ambargonun sebep olduðu gýda ve ilaç yokluðu sebebiyle günlük insan kayýplarýnýn sayýsý 50’li rakamlara ulaþmýþtý. Hamas bu sessiz ölüm sarmalýndan usta bir manevrayla çýkmak için bir huruç denemesi yapmamýþ olsaydý, kim bilir dünyanýn gözü önünde daha ne kadar insan sessizce ölmeye devam edecekti. Ve tabi ki ambargo yüzünden ölenleri Ýsrail öldürmemiþ sayýlacaktý. Dahasý, herkes bu sessiz ölümleri oturduðu yerden seyredecekti. Fakat öyle olmadý. Diþine kadar silahlanmýþ, ABD ve AB’nin doðrudan desteðini, Abbas’ýn, Mýsýr ve Ürdün’ün dolaylý desteðini arkasýna almýþ Ýsrail’in hesabý Gazze’deki mukavemeti bitirmekti. Fakat tüm hesaplar altüst oldu. Gazze dünyaya bir kez daha “yiðit ölür fakat yiðitlik ölmez” mesajý verdi. Bir kez daha cihadýn mektep olduðunu gösterdi. Bir kez daha ve beþþiri’s-sâbirîn: “direnenleri müjdele” ilahi müjdesinin mâ-sadak’ý oldu. Bir kez daha mazlumiyet ve maðduriyetin nimet olduðunu gösterdi. el-Hayy isminin tecellisi Gazze üzerinde öylesine yoðunlaþtý ki, Gazze ümmetin ölü canlarýna bir nefha-i sur oldu ve diriltti. Nice canlý cenazelerin üzerindeki ölü topraðýný sýyýrdý. Paramparça olmuþ Ýslam ümmetine dirliðinin birliðine baðlý olduðu mesajýný verdi. Dindarý ve dindar olmayanýyla, namazlýsý ve namazsýzýyla, genci ve yaþlýsýyla, doðulu ve batýlýsýyla, zengini ve fakiriyle, âlimi ve cahiliyle, beyazý ve siyahýyla tüm mü’minler ayaklandý. Gazze’ye yardým yarýþý baþladý. Bizler Gazze’ye yardým ettiðimizi düþündük. Aç karýnlarýný doyurmak için gýda, yaralarýný sarmak için ilaç yýðdýk kapýlarýna. Fakat aslýnda bizlere yardým eden Gazze idi. Biz onlarýn aç karýnlarýný doyurmak için seferber olmuþken, onlar bizim aç ruhlarýmýzý doyurmak için þehadet sýrasýna girdiler. Biz onlarýn fiziki yaralarýný sarmak için seferber olurken, onlar bizim manevi yaralarýmýzý sarmak için seferber oldular. Biz onlarýn dünyasýna yardým ederken, onlar bizim ahiretimize yardým ettiler. Biz malýmýzdan infak ettik, onlar canlarýndan infak ettiler. Biz paramýzdan tasadduk ettik, onlar bedenlerinden bir parçayý, ellerini, ayaklarýný, kollarýný, bacaklarýný, gözlerini, bellerinden aþaðýsýný tasadduk ettiler. Bize vermeyi ve paylaþmayý öðrettiler, bir iþte birlik olmanýn haklý izzetini yaþattýlar.
Þimdi söyler misiniz: Gazze mi bize yardým etti, biz mi Gazze’ye yardým ettik? Gazze’nin bize yardýmý mý daha büyük, bizim Gazze’ye olan yardýmýmýz mý?
Güçler dengesi yok. Ýki taraf arasýndaki rakamlar öylesine uçuk ki, herhangi bir kýyas ve orantýyý mantýk daha baþtan reddediyor. Matematiðin kurallarýný altüst eden bir orantýsýzlýk hâkim. Havadan uçaklar, karadan tanklar ve denizden savaþ gemileri avuç içi kadar toprak parçasýna binlerce ton silah yaðdýrýyorlar. Dört tarafý düþmanla çevrili. Üç tarafýnda Ýsrail, dördüncü tarafýnda Ýsrail’le çirkin bir iþbirliði içindeki Mýsýr rejimi var. Yarým yüzyýldýr iþgal altýnda tutulan bölge, 18 aydýr da ambargo altýnda ölüme terk edilmiþ. Buna karþý tek silah “ev ve el yapýmý” borudan füzeler. Hepsi bu. Ve bu insanlar kendilerini savunacaklar. Hayret, bu insanlar dünyanýn 4. ordusu denilen bu küresel eþkýyaya karþý sadece kendini deðil hepimizi aslanlar gibi savunuyorlar. Saldýrgan güç baþta planladýðý hiçbir hedefe ulaþamýyor. Gazze’yi iþgal edemiyor, füzelere mani olamýyor, esir askerini bulamýyor, mahalle aralarýna dahi giremiyor. Ve sonunda tek taraflý ateþkes ilan edip çekiliyor. Dünya Gazze için ayaða kalkýyor. Venezüella’nýn Çavez’inden Bolivya’nýn Morales’ine varana dek, vicdan ehli yardým kuyruðuna giriyor. Ýsrail bazý insaflý Yahudiler tarafýndan dahi “çalýntý topraklar üzerinde yaþayan korsan devlet” ilan ediliyor. Ve bizler Bedir’de vaat edilen ilahi yardýmýn ne demeye geldiðini, Gazze özelinde bir kez daha anlýyoruz: “Hani Rabbinizden yardým dileniyordunuz; bunun üzerine size þöyle icabet etmiþti: “Size birbirini izleyen bin melekle yardým edeceðim!” (8 Enfal 9) Bu yardým nasýl anlaþýlmalýydý? Bir tek melek bile yeter de artardý, neden bin melek? Sahi, melekler atlarýna atlayýp müþriklerle göðüs göðüse çarpýþmýþlar mýydý? Elbette hayýr. Bu ALLAH’ýn sünnetine aykýrý. Bunu söyleyen de Kur’an: “kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, zaten Biz asla daha önce de indirmiþ deðildik.” (36 Yasin 28). Bu yardýmýn mahiyetini bir sonraki ayetten anlýyoruz: “Çünkü ALLAH yalnýzca bir müjde olsun için, bu vesileyle içiniz ferahlayýp moraliniz yükselsin diye (böyle) yaptý.” (8 Enfal 10) Ve þu ayetten: “Hani o zaman, O’nun inayetinden bir güvence olarak sizi bir iç sükûnetinin çepeçevre kuþatmasýný saðlamýþ ve üzerinize gökten tarifsiz bir yaðmur indirmiþti ki, onunla sizi temizlesin, (iç dünyanýzý kirleten) Þeytan’ýn kirinden sizi arýndýrsýn, yüreklerinizi güçlendirip ayaklarýnýzý onunla sabit kýlsýn. Hani o zaman Rabbin meleklere “Elbet Ben de sizinle beraberim!” mesajýný (iletmelerini) bildirdi: Haydi imanda sebat edenlere direnç ve moral verin; Ben inkârda direnenlerin yüreklerine korku salacaðým! Haydi, vurun boyunlarýnýn üstüne!.. Kopartýn onlarýn (silah tutan) tüm parmaklarýný!..” (8 Enfal 11-12) Akleden kalbe ALLAH tarafýndan indirilen “iç güven” (emeneten) ve “insaný dik ve sabit tutacak çelikten bir irade” (tesbiten), ilahi yardýmý ifade eden meleklerin ta kendileriydi. Bunu bilmek için insanýn güç ve direncini kaslarýndan deðil yüreðinden aldýðýný bilmek kâfidir. Gazze’deki direniþ sýrasýnda hep birlikte buna þahit olduk. Buna, bizzat saldýrýnýn en yoðun günlerinde bölgeye yaptýðýmýz ziyaret sýrasýnda da þahit olduk. Filistin Hastanesinde yatan anne hastaneye henüz getirilmiþti. Belden aþaðýsý tutmuyordu. “Beþ þehit annesiyim” dedi. Bunu hüzünle deðil gururla söylüyordu. Ve ekledi: “Ben kendimi yaþlý bir kadýn olarak tankýn önüne attým ve tekbir getirmeye baþladým. Ýþgalci asker tankýn içinde korkudan titriyordu.” Anlaþýlýyordu ki, þu yarým ve yaþlý haliyle “zafer bizimdir” derken boþ konuþmuyordu. Ayný hastanede yaþlý ve henüz savaþ mahallinden getirilmiþ bir erkek hastanýn baþý ucunda durdum ve sordum: “Olay nasýl oldu!” Ben þu duruma nasýl geldiðini kastettim. Fakat verdiði cevap bu halkýn neden bu kadar büyük bir bereket ürettiðini göstermeye yetiyordu: “Olay Osmanlý yýkýldýðý gün oldu!” Hepimiz oracýkta bu cevap karþýsýnda donakalmýþtýk. Tampon bölgedeyiz. Yardýmeli Derneði’mizin baþkaný Sadýk Danýþman Bey, görevlileri Cengiz Er, Vahit Þimþek ve diðerleri… Bir yandan Gazze’den yaralý getiren ambulanslarý boþalýr boþalmaz çevirip götürdüðümüz acil yanýk ilaçlarýný ambulanslara yüklüyoruz, bir yandan da Gazze’den gelen þoförler ve ambulans hekimleriyle konuþuyorum. Tabi ki o sýrada gözümüzün önünde Ýsrail uçaklarý Gazze’ye bomba yaðdýrýyorlar. Bu ambulanslar o bombalarýn altýndan bilmem kaç ölüm atlatýp yaralý taþýyorlar. “Ýçerde durum nasýl?” soruma aldýðým ilk þok edici cevap: “ALLAH içerde de var” oluyor. “Elhamdülillah” diyorum. “Bu þuura Ýsrail dayanmaz” diye geçiyor içimden. Üzüm gibi simsiyah sakallý genç bir Gazzeli hekime bir miktar para býrakmak için ýsrar ediyoruz. O reddediyor, biz ýsrar ediyoruz. En sonunda “ALLAH aþkýna ahlakýmý bozmayýn!” diye ezilerek rica ediyor ve vazgeçiyoruz.

Bu; iþte bu!..
Þu halde bütün bu olan bitenleri nasýl açýklayacaðýz?
Belki de Kur’an bize bu konuda yardýmcý olur. Þu âyeti okuyalým: “Ve Ýsrailoðullarý’na vahiyle (þunu) bildirdik: “Mutlaka yeryüzünde iki kez bozgunculuk çýkaracak ve küstahça böbürlenip büyüklük taslayacaksýnýz!” Kur’an’ýn önceki vahiylerden naklen haber verdiði bu “iki kez bozgunculuk” ne? Müfessirlerimiz bunlarý olup bitmiþ bir vaka olarak takdim ederler. Bunlar Asur ve Babil katliamlarý. Veya bunlar Asur-Babil ve Titus/Roma katliamý veya öncekiler ve Medine’den sürülüþ olarak deðerlendirilebilir. Fakat Ýsra Sûresi’nin 7. âyetini hem geçmiþe hem geleceðe yönelik okumak mümkün: “Derken, sonuncu uyarýnýn da vakti gelip çattýðýnda (yeni düþmanlar gönderdik/göndereceðiz) ki sizler için yüzkarasý olan öncekilerin giriþi gibi, Mabed’e destursuz girip ele geçirecekleri her þeyi paramparça etsinler!”

Ayetteki izâ zaman zarfýnýn iþlevlerinden biri de, geçmiþ zamaný geleceðe çevirmektir. Bu yüzden ve izâ câe va’du’l-âhirah ibaresini gelecekte gerçekleþecek ikinci vaadin vaktine hamletmek gayet mümkündür.
Kur’an’ýn Ýsrailoðullarý için haber verdiði “ikinci vaad”in vakti yaklaþýyor mu dersiniz?

Mustafa Ýslamoðlu
Gönderen: 07.04.2012 - 20:33
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1240 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73354 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.