*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - ''Muhammed’den muhabbet oldu hasıl. Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl”

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1290 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 23. Aralık 2024 - 03:06

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » ''Muhammed’den muhabbet oldu hasıl. Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl”

önceki konu diğer konu

4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	nursuz

''Muhammed’den muhabbet oldu hasıl. Muhammed’siz muhabbetten ne hasıl”

227 Mesaj -

''Muhammed’den muhabbet oldu hasýl. Muhammed’siz muhabbetten ne hasýl”

...
Hamdlarýn en güzeli, ilahi kelamýnda “Muhammed Allah’ýn resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzap:40) diye buyuran ve her þeyi yoktan ol emri ile olduran, alemlerin rabbine, insanlarýn melikine ve insanlarýn ilahýna olsun.

“Allah ve melekleri, peygamber’e çok salevat getirirler. Ey müminler! Siz de O' na salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”(Ahzap:56) emrine bütün benliðimiz ve gönlümüzdeki VAR’ýn sýrrý ile bitmez tükenmez bir þekilde salat-ü selamlar olsun o kutlu nura.

Kýymetli gönüller, neyi nasýl anlatacaðýmýn acizliði içersindeyim, þöyle ki, öyle bir gönülden bahsetmem gerekiyor ki , zahirde biliyor, tanýyor ve seviyoruz denilen, batýný ise baþta bu aciz olmak üzere bir çok gönlün bilmekten, tanýmaktan ve hakký ile sevmekten bihaber olduðu bir NUR’dan, öyle bir gönül ki BÝR ve VAR olan HAKK o kutlu gönül için hadis-i kudsisin de “Sen olmasaydýn felekleri yaratmazdým.” (K.Hafa) diye buyuruyor. Feleklerin var olmasýna sebep öyle kutlu bir gönül ki aslý nur, görünüþte ise nasipsiz gözlere beni adem. Bir nur ki karanlýklara bürünmüþ olan alem onun nuru ile aydýnlýða kavuþmuþ, öyle bir nur ki aþýðýn, maþuðuna kavuþabilmesi için ona ihtiyaç var. Var olmak isteyen her gönlün varlýk sebebi olan bir nur. Ýþte kýymetli gönüller, bu nur'dan bahsetmem gerekiyor ama hakký ile bu nuru anlata bilmek bu aciz’in haddi olmadýðýnýn bilincindeyim elbet.
Anamýz, babamýz ve canýmýz yoluna kurban Sultaným bu karanlýk diyarlardan bitmez tükenmez bir þekilde salet ve selamlar gönderiyoruz . Þunu da biliyoruz ki insanlýk senin kutlu nuruna muhtaç bir halde ilahi hükmü bekler oldu alemde…

Kýymetli gönüller, Hakk ilahi kelamýnda “O kendiliðinden konuþmamaktadýr. Onun konuþmasý, ancak kendisine bildirilen vahiyden baþka bir þey deðildir.”(Necm:3-4) diye buyuruyor. Yýllardýr okumaktan aciz olan bizlere Kur’an da varsa inanýn, Kur’an da yoksa inanmak zorunda deðilsiniz deniyor. Kimler tarafýndan, bizce asýllarý bilinen ama günümüzde aydýn! olarak anýlan cahiller tarafýndan. Bakýnýz lütfen, sultan ne buyuruyor asýrlar öncesinden;

“ Sakýn sizden birinizi emrettiðim veya nehyettiðim hususlardan biri kendisine ulaþýnca, koltuðuna yaslanýp ‘Bilemiyorum! Biz Allah’ýn kitabýnda ne bulursak ona uyarýz.’ derken bulmayým.” (Tirmizi)derken bu günümüzde aydýn! Olarak anýlan bu cahillerin gözlerinin içine baktýðý aþikardýr. Bu beyanda o nurun bir mucizesi deðil midir? Gören göz asýrlar öncesinden bu günü görmüþte söylemiþ, biz asl olan söze baþlayalým ...

Kýymetli gönüller, Ýslamiyet kapýsýndan içeri adýmýmýzý ata bilmemiz için ilk þart olan þahadet kelimesini; “Allah-u Teala’nýn birliðine , ondan baþka ibadete layýk hiçbir mabud olmadýðýna ve Hazret-i Muhammed Aleyhisselam’ýn da Allah’ýn kulu ve peygamberi olduðuna kalp ile inanarak dil ile ikrar” gerekiyor. Sadece bu iki kelime “ Ýnanmak ve söylemek” söylüyoruz ama inandýk mý , inandýðýný söyleyen milyonlarca insan bu kutlu nuru ne kadar bildi ki inandý! Ýnanan da öylesine inandý iþte her kes inandým diyor ya, bizimde inanmamýz gerektiði için inandýk. Hakk buyruðunda “Habibim sen olmasaydýn felekleri yaratmazdým.” diyor. Uðruna felekler yaratýlan ve Hakk’ýn habibi olan gönlü ne kadar tanýyoruz, dostlar hep tanýdýk deniyor. Allah aþkýna var olan her þeyin varlýk sebebi olan, bir nuru tanýmayý iki kelime arasýnda kalan bir söz ile mi tanýdýðýmýzý iddia ediyoruz.

Sultaným, affýna sýðýndýk kapýný çaldýk,
Kapýnýn eþiðine koyulacak baþýmýz var bizim…

Selam olsun kutlu mekanda ebedi olan sevdaya ,
Selam olsun kutlu mekanýný paylaþan gönüllere,
Selam olsun kalabalýklarda hep yalnýz olan hicranlý yüreklere,
Selam olsun. Selam olsun gönüldeki sultana dost!...

Bu öyle bir nur ki mutlak sevgi, mutlak itaat gerekmektedir. Bakýnýz ilahi hükümlerden birkaç tanesini paylaþalým siz kýymetli gönüllerle, umudum odur ki daha iyi ýþýk olacaktýr bizlere:

“Resulüm! Onlara söyle: Eðer Allah’ý seviyorsanýz bana tabi olun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn.”(Al-i imran:31) Hakk’ýn rýzasý, habibine sevdalanmakta, ona itaat etmekte elde edileceðini emir buyuruyor. Bir ve VAR olan Yüce Yaradan.

Resulullah (s.a.v) efendimiz ise þöyle buyuruyor:

“Hiçbir kimse ben kendisine babasýndan, evladýndan ve bütün insanlardan daha sevgili oluncaya kadar kamil mümin olamaz.”(Buhari)

Bakýnýz ayet-i kerime de :

“Allah’ý ve Peygamber’ini incitenlere, Allah dünyada da ahirette de lanet etmiþtir. Onlara alçaltýcý bir azap hazýrlamýþtýr.”(Ahzap:57) diye buyuruyor. Bu emirleri çoðaltmamýz mümkündür. Ýlahi kelam bu emirlerle dolu, bakan göz önemli , bakacak ve görecek göz rabbim nasip etsin.

Birde varlýk sebepleri hep o kutlu gönlün süzgeciyle HAKK’a varmak olan ashap –Radýyallahu Anh- var ki, ýþýk tutmuþlar her biri ayrý ayrý bizlere sevdayý öðretmiþler.

Kýymetli gönüller, bu acizin gönlünün dostu sohbetlerinin birinde þöyle anlatmýþ ashabýn sevdasýný bizlere, ýþýk olmasý umudu ile sizlerle bu kýssayý paylaþmak istedim. Buyurun kulaðýmýzý dostta verelim;

Herkes Peygamber –Sallallahu Aleyhi Vesellem-Efendimizi sevdiðini iddia edebilir. Gerçekte ise peygamber sevgisi kesin olarak itaat etme ve hiçbir surette muhalefet etmemekle gerçekleþir.

Hifa –Radýyalluhu Anha- , Ashab-ý kiramdan iffetli ve zengin bir hanýmdý. Medine-i münevvere’de güzelliði ve ahlaký ile meþhurdu . Tevekkül sahibi, kazaya rýza gösteren ve Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimiz’e ziyadesi ile baðlý olup, sözünden hiç çýkmayan bir sahabiye idi. Ahireti çok düþünüp aklýndan hiç çýkarmaz, onun için çalýþýr, Salih ameller iþlemek için uðraþýrdý.

Hifa –Radýyallahu Anh- bir gün Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimize gelerek: “Ya Resulullah! beni cennete götürecek bir iþ bana öðret!”dedi. Bu arzu üzerine Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimiz: “Önce bir erkekle evlenmen lazýmdýr. Bununla dininin yarýsýný emniyete alýrsýn.” buyurdu.

Bu emir üzerine:
“ Ya Resulullah! Dengim kim olabilir? Bana Habeþistan hükümdarý Melik Necaþi evlenme teklifinde bulundu. Fakat ben onun bu teklifini kabul etmeyip geri çevirdim. Hatta yüz deve ile pek çok ziynetler verende oldu. Onu da kabul etmedim. Bu gün ise kurtuluþun evlenmekte olduðunu buyuruyorsunuz.. Ya Resulullah ! Kimi beðenip uygun görürseniz , ben ona razýyým.” dedi.

Resulullah –Sallallahu Aleyhi Ve sellem- Efendimiz Hifa –Radýyallahu Anh-ya: “Yarýn sabah mescide en önce kim gelirse onla evlen.” buyurdu.

Sonra Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimiz Ashab-ý kirama: “Yarýn sabah mescide kim en önce gelirse bu kadýnla onu evlendireceðim.”buyurdu.

Ashab-ý kiram’ýn hepsi bu duruma razý oldular. Allah-u Teala bunu iþitenlere öyle bir uyku verdi ki biri hariç hiçbir sahabi erken uyanamadý.

Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimiz ise ilk önce kimin geleceðini merakla bekliyordu. Birden bire Hazret-i Süheyb –Radýyallahu Anh-göründü.

Süheyb –Radýyallahu Anh- ; kimsesi olmayan, fakir, rengi siyaha yakýn, görünüþü güzel olmayan, zayýf ve çelimsiz bir sahabe idi. Hifa –Radýyallahu Anh- ise son derece asil ve zengin idi. Resulullah –Aallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimiz namazdan sonra , Hifa –Radýyallahu Anh-ý çaðýrdý ve durumu bildirdi. Hifa –radýyallahu anh- ise Allah-u Teala’nýn kazasýna razý olduðunu, Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimize arz etti. Bu durum üzerine , Resulullah –Sallallahu Aleyhi ve sellem- Efendimiz hutbe okudu, nikah akdi yapýldý ve akabinde þöyle buyurdu: “Ey Süheyb! Kalk bu hanýmýn için bir þey al!”

O ise; “Ya Resulullah! Dünyalýk olarak bir dirhem gümüþüm bile yok!”diye karþýlýk verdi.

Bu arada Hifa –Radýyallahu Anh- emretti, on bin dirhem gümüþlük bir kese getirdiler, Süheyb –radýyallahu anh-a verdiler ve ona : “Git gerekli olaný al!” dediler.

Resullah –Sallallahu Aleyhi vesellem-Efendimiz de: “Ey Süheyb! Hanýmýnýn elini tut, onu evine götür.”buyurdu.

“Ya Resulullah ! Benim evim mesciddir, hangi eve götüreyim?”diye sordu.

Bunun üzerine Hifa –Radýyallahu Anh-þöyle cevap verdi:

“Konaðýmý sana baðýþladým, oraya götürebilirsin.”

Resulullah –Sallallahu Aleyhi vesellem – Efendimiz bu duruma çok memnun oldu ve ikisine de dua etti. Ashab-ý kiramda bu hareketi çok övdüler ve Allah-u Tealaya hamd ettiler. Daha sonra konaða gidildi ve yemek yenildi. Yemek bittiðinde Hifa –radýyallahu anha-:

“Ey Suheyb! Bil ki, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin. Sen bu nimete þükür, ben bu mihnete sabýr için, gel bu geceyi ibadet ve taatle geçirelim. Sen þükür ediciler, ben de sabýr ediciler sevabýna kavuþalým. Çünkü Resulullah –Sallallahu Aleyhi vesellem- Efendimiz:

‘Cennette yüksek bir çardak vardýr. Bunda yalnýz þükür edenler ve sabýr edenler bulunur.’ buyurdu.

O gece ikisi de ibadet ile meþgul oldular. Cebrail Aleyhisselam, geceki durumlarýndan Resulullah –sallallahu aleyhi vesellem-Efendimizi haberdar etti. Cennet ve Cemal-i ilahi ile müjde verdi. Suheyb –radýyallahu anh- sabah mescide geldiðinde, Resulullah –sallallahu aleyhi vesellem- Efendimiz de buyurdu ki;

“Ey Suheyb! Geceki halini sen mi anlatýrsýn, ben mi söyleyeyim?”

“Siz söyleyin ya Resulullah!”diye cevap verdi.

Resulullah –sallallahu aleyhi vesellem- Efendimiz durumlarýný ve ne yaptýklarýný onlara bildirdi ve sonra þu müjdeyi verdi:

“Siz cennetliksiniz ve orada Allah-u Teala’yý göreceksiniz.”

Suheyb –radýyallahu anh- sevincinden ve cennette Allah-u Teala’yý görmek müjdesine kavuþmak þeklinden, baþýný secdeye koydu ve þöyle dua etti:

“YARABB’Ý! EÐER BENÝ MAÐFÝRET ETMÝÞSEN, GÜNAHLARA BULAÞMADAN RUHUMU AL!.”

Allah-u Teala onun duasýný kabul ederek ruhunu secdede iken aldý. Ashab-ý kiram –radýyallahu anhüm- bu durumu görünce aðladýlar.

Resulullah –sallallahu aleyhi vesellem- Efendimizde buyurdu ki:

“Daha þaþýlacak bir þey var. Hifa da þuanda ruhunu Allah’a teslim etti.”

Ýkisinin de namazýný kýldýlar. Her ikisini yan yana defnettiler. Baþlarý ucuna iki tahta koydular. Bir tahtaya:

“Bu Allah-u Teala’nýn nimetine þükür edenin kabridir.”

Diðerine ise: “Bu Allah-u Teal’nýn mihnetine sabýr edenin kabridir.”diye yazdýlar.

Selam olsun sakýnmak ve arýnmak isteyen (müttaki) gönüllere,
Selam olsun her zaman Samed olan rabbe aþýk olan boynu büküklere,
Selam olsun Hakk adýna bütün varlýklardan boþanan nurlu yüzlere,
Selam olsun, selam olsun gönülde ki sýr-a dost!...

Ebu Said –radýyallahu anh- buyurur ki:

“Resulullah –sallallahu aleyhi vesellem-i berber týraþ ederken gördüm. Sahabiler etrafýný çevirmiþlerdi. Berberin kestiði saçlarýn bir tekinin bile yere düþmesini istemiyorlardý. Her düþen saç, daha yere inmeden birisinin avucuna düþüyordu.” (Buhari)

Bakýnýz bu aciz’in gönlünün sultanýnýn bu konuda ki sohbetinin bir yerinde tam bu noktaya temas ederek neler buyuruyor;

“Resulullah –sallallahu aleyhi vesellem- Efendimizin aslý nurdur. Aslý nur olduðu için Allah-u Teala ve Tekaddes Hazretleri, onun vücudunu da nur yapmýþtýr. Sakal-ý þerif’i de nurdur, ne yanar, ne çürür.

Binaenaleyh onun her bir teli ümmet-i Muhammed için en büyük bir hediyedir. Çünkü nurdan bir zerredir.

Onlar onun bir kýlýný dahi en kýymetli bir þekilde ölünceye kadar sakladýklarý gibi; nesline de, ümmet-i Muhammed’e de hediye býrakmýþlardýr. Bu sebepledir ki sakal-ý þerifler günümüze kadar gelmiþtir.”

Kýymetli gönüller, BÝR ve VAR olan Hakk’a emanet olun vesselam…

“Gül denir her güle amma , gül-i ziba baþka,
Aþk denir her aþka ama, ALLAH aþký baþka.”

Gönderen: 11.02.2006 - 01:49

	Hadimül Islam

618 Mesaj -

"Muhammed'den muhabbet oldu hasil.
Muhammed'siz muhabbetten ne hasil"

Hay ALLAH(c.c.) senden razi olsun be kardesim, cok güzel bi yazi, zevkle ve sevk ile okudum.

Rabbim gönlümüzü Muhammed'i muhabbet'le doldursun.

dua bizden, rahmet ALLAH(c.c.)tan

Gönderen: 11.02.2006 - 19:15

Hadimül Islam üyenin diger mesajlarini ara

Hadimül Islam üyeyi arkadas listeme ekle

	vehbi70

919 Mesaj -

nur66 kardeþim Allah Razı Olsun

Gönderen: 11.02.2006 - 19:21

	nursuz

RE:

227 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý vehbi70

nur66 kardeþim Allah Razı Olsun

kutlu sevdanin yolcusu ÜLKÜDA$IM ,sevgili kardesim RAHMAN ve RAHIM olan ALLAH (c.c) cümlemizden razi olsun...

Mesaj 2 kez düzenlendi. En son nur_66 tarafından, 11.02.2006 - 22:44 tarihinde.

Gönderen: 11.02.2006 - 22:42

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1290 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.70416 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.