*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1188 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 30. Aralık 2024 - 21:18

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » *** NAMAZ PLATFORMU *** » ALLAH’IN SINIRLARINI AŞMAYIN

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	ebu_hanzala

ALLAH’IN SINIRLARINI AŞMAYIN

395 Mesaj -

Ebu Sa’lebete-l Huþeni cürsüm b. Naþir (ra), Rasulullah (sav)’ýn þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir:
“Allah (cc) birtakým þeyleri farz kýlmýþtýr. Onlarý zayi etmeyiniz. Çizdiði hudutlar vardýr. Hudutlarý aþmayýnýz. Bir kýsým þeyleri haram kýlmýþtýr. Onlara el uzatmayýnýz. Bazý þeyler hakkýnda da –unuttuðu için deðil, size rahmet olsun diye- sükût etmiþtir. Onlarý araþtýrmayýn” (Darekutni, es-Sünen,ýv)
Ýmam Nevevi, bu hadisin hasen olduðunu söylemiþtir.
Hadisi rivayet eden Ebu Sa’lebe radiyallahu anh, Bey’atur-Rýdvan’a katýlan ve Hayber gününde kendisine ganimet mallarýndan pay verilen sahabelerden biridir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, onu kavmine göndermiþ kavmi de onun vasýtasý ile Müslüman olmuþtur. Rivayetlere göre hicretin 95. senesinde Þam’da vefat etmiþtir. O: “Ümit ederim ki Allah Teâlâ, ölüm sekerâtý anýnda nefesinizin daraldýðýný gördüðüm gibi bana sekerat çektirmez” derdi. Nitekim namaz kýlarken secde halinde vefat etmiþtir. Allah ondan razý olsun. (Fethü’l Mubin, El- Fütuhatü’l Vehbiye)
Bu hadis-i þerif, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in veciz ve belið olan hadislerindendir.
Bazý âlimler: “Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in buyurduðu hadisleri arasýnda, dinin usul ve füru’unu bir arada zikreden bundan baþka bir hadis yoktur” demiþler. Ebu Vail el-Müzeni’nin de bu hadis hakkýnda: “Resulullah sallallhu aleyhi ve sellem, dinin tamamýný dört kelimede toplamýþtýr” dediði rivayet edilir: Bu nedenle Ýbn-i Sem’ani þunlarý söylemiþtir: “Bu hadis, dinin büyük temellerinden biridir. Bu hadis ile amel eden kimse sevabý elde etmiþ, cezadan emin olmuþtur. Zira farzlarý eda eden, haramlardan sakýnan, Allah’ýn sýnýrlarýný çiðnemeyen ve görmediði þeyleri araþtýrýp karýþtýrmayan kimse, faziletlerin tüm kýsýmlarýný elde etmiþ, dinin hakkýný vermiþtir. Zira Ýslam’da meþru kýlýnan kurallar hadiste zikredilenlerin dýþýna çýkmazlar. (Camiu’l ulûm ve’l Hikem)
Hadis-i þerifin lafýz açýklamasý:
“Allah (cc) birtakým þeyleri farz kýlmýþtýr.” Onlarla amel etmeyi gerekli ve zorunlu kýlmýþtýr.
“…Onlarý zayi’ etmeyiniz…” Terk etmeyin veya gevþeklik göstererek onlarý vakitlerinden çýkarmayýn. Üzerinize farz kýlýndýðý þekli ile onlarý eda edin.
“…Çizdiði hudutlar vardýr. Hudutlarý aþmayýnýz.…” Ýslam’ýn belirlediði miktarý geçmeyin.
“Hudut” kelimesi, haddin çoðulu olup sözlük anlamý, iki þey arasýndaki engel (sýnýr) demektir. Terim manasý ise, günah iþlemekten caydýrýcý (olmak için) belirlenen cezalardýr. Yani Allah Teâlâ, sizin için bazý engel ve mani’ler takdir etmiþtir ki onlarla, razý olmadýðý durumlara girmekten sizi alýkoyar.
“Hudut” kelimesi “emir ve nehyin dýþýna çýkmamakla da açýklanabilir: “…Ýþte bunlar Allah’ýn sýnýrlarýdýr. Onlarý geçmeyin…” (Bakara: 229) ayet-i kerimesi, bunu ifade etmektedir. O zaman hadis-i þerifteki “onlarý aþmayýn” kelimesinin manasý: “Sizin için belirlenen kýsmý; emre muhalefet ederek ya da yasaklananý iþlemek sureti ile geçmeyin.” þeklinde olur. (Fethü’l Mubin)
Ýbn-i Receb el-Hanbelî ise þöyle söylemektedir: “Allah’ýn geçmesini yasakladýðý sýnýrlardan kasýt vacip, sünnet veya mubah kýlmakla yapýlmasýna izin verilen þeylerdir. Onlarý geçmek ise onlarý býrakýp yasaklananlarý iþlemektir. ‘…Ýþte bunlar Allah’ýn koyduðu sýnýrlardýr. Kim Allah’ýn sýnýrlarýný geçerse nefsine zulmetmiþtir…’ (Talak: 1) Bazen ‘hudut’ lafzý ile haramlarýn kendisi de kastedilir. O zaman ‘Allah’ýn sýnýrlarýna yaklaþmayýn’ denilir.
Ayrýca büyük günahlardan caydýrýcý belli baþlý cezalara da ‘hadd’ denir. ‘Zina haddi’, ‘alkol kullanma haddi’, ‘hýrsýzlýk haddi’ gibi.” (Camiu’l Ulûm ve’l Hikem)
“Bir kýsým þeyleri haram kýlmýþtýr. Onlara el uzatmayýnýz..” Onlarý iþlemeyin. Ve onlara yaklaþmayýn.
“…Bazý þeyler hakkýnda da –unuttuðu için deðil, size rahmet olsun diye- sükût etmiþtir...” Yani sükûtun sebebi o þeyler hakkýnda var olan hükmü unuttuðu için deðil, size olan merhametinden dolayýdýr. Zira Allah-u Teâlâ, bir ayet-i kerimede, Hz. Musa aleyhisselam’ýn dili ile: “…Rabbim, yanlýþ yapmaz ve unutmaz” (Taha: 52) buyuruyor.
“…Onlarý araþtýrmayýn…” gereksiz yere onlarý soruþturup karýþtýrmayýn.
Bu yasaklamanýn Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem zamanýna has olmasý ihtimali vardýr. Zira o zaman yapýlan fazla soru sorma ve araþtýrma, bazen vacip veya haram olmaya sebep olabiliyor ve böylece zorluklara neden oluyordu.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu konuda þöyle buyuruyor: “Bir müslümanýn Müslümanlara karþý en büyük haksýzlýðý, –gereksiz yere- bir þeyi soruþturup o þeyin haram olmasýna sebep olmasýdýr.” (Buhari, Müslim)
Yasaklamanýn belli bir zamana baðlý olmayýp genel olduðu ihtimali de vardýr. Zira fazla araþtýrýp soruþturma, bazen bir þeyin –mubah olduðu halde- haram veya vacip olduðu zannýný zihne getirir. Bazen de insanýn þaþýrýp kalmasýna ve þüpheye düþmesine sebep olur. Hatta bazen durum yalanlamaya kadar varýr. “Fazla soruþturup karýþtýranlar helak olmuþtur” hadis-i þerifi sahihtir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu üç defa tekrarlamýþtýr. (Müslim, Ebu Davut)
Resulullah aleyhissalatu vesselam ayrýca þöyle buyuruyor: “Herhangi birinize þeytan gelip der ki: ‘Þunu kim yaratmýþ, bunu kim yaratmýþ?… Ta ki ‘Rabbini kim yaratmýþ?!..’ der. Durum bu dereceye varýrsa kiþi Allah’a sýðýnsýn ve bu düþünceyi terk etsin.” (Buhari, Müslim)
“Ýnsanlar durmadan birbirlerine sorup dururlar ta ki: ‘Allah mahlûkatý yaratmýþ. Peki, Allah’ý kim yaratmýþtýr’ denilir. Kim böyle bir þeyle karþýlaþýrsa ‘Allah’a iman ettim’ desin” (Müslim)
Bu nedenle Ýbn-i Mes’ud radiyallahu anh: “Gereksiz araþtýrmaktan sakýnýn. Fazla derine dalmaktan sakýnýn. Eski olana yapýþýn” demiþtir. (Darimi, Taberani –kebir-) Yani sahabelerin yürüdüðü yolda yürüyün ve onlarýn yaptýðý gibi yapýn.
Allah’ýn, haklarýnda sükût etmesinin manasý, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e onlar hakkýndaki hükmünü bildirmemesidir. Yoksa gerçekten sükût etmesi deðildir. Bu, Allah hakkýnda muhaldir. Çünkü kelam O’nun zatýndan ayrýlmayan nefsanî, ezeli ve zati sýfatlarýndandýr.
Sükûtun bizim için rahmet olmasýnýn manasý þudur: Haram kýlýnmamýþtýr ki iþlenmesi ile cezalandýrýlsýn. Vacip de kýlýnmamýþtýr ki terk edilmesi ile günaha girilsin. Aksine her iki durum da affedilmiþ, yapýlmasýnda ve terk edilmesinde bir zorlama yoktur.
Bu hadis-i þerifi takviye eden bazý rivayetler:
Ebu Derda radiyallahu anh’den rivayet edilmiþtir ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’ýn, kitabýnda helal kýldýklarý helaldir, haram kýldýklarý da haramdýr. Hakkýnda sükût ettiði þey de affedilmiþtir. Öyle ise Allah’ýn afiyetini kabul edin. Hiç þüphesiz Allah bir þeyi unutacak deðildir” buyurdu. Sonra: “…Rabbin unutkan deðildir” (Meryem: 64) ayetini okudu. (Müstedrek-Hâkim)
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den rivayet edilmiþtir: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: “Size bahsetmediðim þeyler hakkýnda beni kendi halime býrakýn. Size bir þey söylediðim zaman benden alýn. Sizden öncekiler çok soru sormalarý ve enbiyalarýna muhalefet etmeleri yüzünden helak olmuþtur.” (Tirmizi)
Allah’u Teâlâ Resulünü gönderdiði, kitabýný Ona indirdiði ve ümmete teblið etmesi ile emrettiði zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam þöyle buyurdu: “Allah Tebâreke ve Teâlâ bazý þeyleri size emretmiþtir. Onlarý yerine getirin. Bazý þeyleri size yasaklamýþ. Onlardan sakýnýn. Ve, O’ndan size rahmet olarak bazý þeyler hakkýnda da sükût etmiþtir. Onlarý sormayýn.” (el Fethü’l Mubin)
Bütün bunlar, kullara yumuþak davranma ve zorluklarý kaldýrma manasýnda olmuþtur. Ýþte bu yüzden ashap, Efendimiz aleyhissalatu vesselam’dan çok soru sormaktan uzak durmuþlar. Hatta Araplarýn gelip sormalarýný istemiþler. Ta ki Resulullah aleyhissalatu vesselam onlara cevap versin, kendileri de bu vesile ile dinlesin, iþitip kavrasýnlar.
Ancak eðer kiþinin baþýna (hükmünü bilmediði) özel bir olay gelirse sormasý ve araþtýrmasý gerekir. (el Fethü’l Mubin)
Tirmizi ve ibn-i Mace’nin rivayetlerinde de “Helal, Allah’ýn, kitabýnda helal kýldýðý þeydir. Haram da Allah’ýn, kitabýnda haram kýldýðý þeydir. Hakkýnda sükût ettiði þey ise affettiði þeylerdir” þeklinde geçmektedir.
Ancak çok iyi bilinmelidir ki tam bir bilgi olmaksýzýn “þu haramdýr” veya “þu helaldir” denilmez. Hatta bazý Ýslam müçtehitleri bile Allah’ýn ve Resulünün “helal” veya “haram” demediði þeylere kendileri “helal” veya “haram” ismini vermekten çekinmiþlerdir. Rebi’ bin Heysem der ki: “Herhangi biriniz ‘þu helaldir’ veya ‘þu haramdýr’ demekten sakýnsýn ki Allah Teâlâ ona: ‘yalan söyledin ben þunu helal kýlmadým þunu da haram kýlmadým demesin.” Tabi ki âlimlerin bu tavrý vera’ ve Allah korkusundandýr. Zira Allah Teâlâ þöyle buyuruyor: “Dillerinizin yalan yere vasýflandýrdýðý þeylere -Allah’a iftira ederek- ‘þu helaldir’ veya ‘þu haramdýr’ demeyin...” (Nahl: 116) Hatta Kur’an-ý Kerimde açýkça nehyedildiði halde sýrf “haramdýr” denilmediði için bazý âlimler haram lafzýný zikretmemiþler. Mesela: Ýmam Ahmet bin Hanbel’e; bir kiþinin kardeþ iki cariyesi olup ikisi ile bir araya gelmesinin hükmü sorulmuþ. Ýmam Ahmet: “Haramdýr demiyorum; ama böyle bir þeyden uzak durmak gerekir” cevabýný vermiþtir.
Hadis-i þeriften çýkarýlan hükümler:
1- Farzlar hakkýyla eda edilmeli, haramlardan uzak durulmalý ve Allah’ýn belirlediði sýnýrlara riayet edilmelidir.
2- Allah’ýn, hükmünü belirlemediði ve Resulullah’ýn, hakkýnda bir açýklama yapmadýðý gaybi konulara girmekten sakýnýlmalýdýr.
3- Ýslam’da hükmü belli olup kiþinin baþýna gelen meselelerin ise araþtýrýlýp öðrenilmesi gerekir.
4- Tam bir bilgi olmaksýzýn bir þeyin “haram” veya “helal” olduðunu söylemekten kaçýnýlmalýdýr.
5- Haklarýnda hüküm belirtilmeyen þeylerde asýl olan mubah olmaktýr.
Allah-u Teâlâ, bizi farzlarýný hakkýyla eda etmek, haramlarýndan uzak durmak, sýnýrlarýna saygý gösterip aþmamak ve bizi ilgilendirmeyen konulara dalmamakta muvaffak eylesin. Âmin!

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ebu_hanzala tarafından, 16.05.2008 - 17:37 tarihinde.

Gönderen: 16.05.2008 - 17:36

ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1188 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.63943 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.