*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 786 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 23. Haziran 2025 - 18:59

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Veliler Velisi İmam-ı Rabbani Hz.

önceki konu diğer konu
27 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Gönderen

Mesaj

	Üsve-i Hasene

Veliler Velisi İmam-ı Rabbani Hz.

273 Mesaj -

ÝMAM RABBANÝ Kuddise Sirruh

Selefin ve halefin iftihar ettiði rabbânî âlim, kâmil insan, evliya ve asfiyânýn yüz aký, teþrifiyle asýrlarýn yüzünü güldüren, kemale eren ve erdiren, korkulu yollardan kurtarýp emn ü emânâ yol gösteren, halký Allah'a hakk ile davet eden, zamanýnýn biricik kutbu, Allah'ýn sevdiði insan, rabbani âlim, ikinci bin yýlýn müceddidi.
Ýmam Süyûti hazretlerinin "Cem'ul-Cevâmi"' adlý hadis mecmuasýnda nakledildiði üzere Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem "Ümmetim içinde, kendisine "sýla" denilecek bir adam gelecek. Onun þefaatýyla niceleri fayda bulurlar" buyurmuþlardýr. Müceddid hazretleri Mektûbât'ýnda, "Beni iki deniz arasýnda sýla eyleyen Cenab-ý Hakk'a hamdolsun" der.
Sýla, iki þeyi birbirine baðlayan bað demektirNesebi Hazret-i Ömeru'l-Faruk radýyallahu anh'e dayanmakla Fârûkî diye anýlýr. Meþrebi hanîfî, mezhebi hanefî, tarîkatý Nakþbendîdir. Doðum yeri Serhind'dir.
On sekiz sene ilim neþriyle ve sâliklerin terbiyesiyle meþgul oldu. Fakat bütün tarikatlardan üstün olmasý sebebiyle Nakþbendî tarikýna muazzam bir iþtiyaký vardý. Mevlânâ Hâcekî Emkenekî hazretleri onu Hâce Muhammed Bakî hazretlerine gönderdi. Ýmam Rabbânî, Nakþbendî tarikini ondan aldý. Ona sadakatle hizmet edip maksudu iki ay zarfýnda hasýl oldu. Hatta Hâce Muhammed Bakî hazretlerinin mahbubu olup kâmil ve mükemmil olduðuna þehadet ederek müridlerin irþadýný ona býraktý. Üstelik kendisini de irþad etmesini ondan rica etti. Hâce Muhammed Bakî hazretleri onun "kutb-i azam" olduðuna hükmetti. Ýmam Rabbânî hazretleri de irþada kendini vakfeyledi.
.
Hâce Muhammed Bakî hazretlerinin halifelerinden Mir Husameddin Hazretleri bir gün Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i rüyasýnda gördü. Rasûl-i Ekrem, minberde Ahmed Fârûkî'yi sena ediyor ve "Ben, ümmetimde onun varlýðýyla iftihar ediyorum. Cenab-ý Hak, onu ümmetim içinde müceddid kýlmýþtýr" diyordu."
Onun zuhurunu zamanýnýn büyük velileri müjdelemiþlerdir. Hâcekî Emkenekî hazretleri, en büyük halifesi bulunan Hâce Muhammed Bakî hazretlerine dedi ki: "Hindistan'da bir zât zuhur edecek ve asrýnýn imamý olacak. Onun menzil-i maksuduna vasýl olmasý senin elinle olcaktýr. Ona itina gös-teresin. Ricalullah onun zuhurunu beklemektedirler."
Ýmam Rabbânî, Hâce Muhammed Bakî hazretlerine ulaþýnca Hâce Bâkî hazrretleri: "Bana müjdelenen sensin" buyurdular.
Gavs-ý Âzam Abdülkadir Geylânî hazretleri vefatýndan sonra Ýskent emiri olan torununa emaret býraktýðý hýrkasýný Ýmam Rabbânî hazretlerine bizzat kendileri giydirmiþlerdir.
Bir tacir anlatýr: Gavs-ý Âzam hazretlerine muhabbetim çok fazlaydý. Birçok zamanlarda imdadýma yetiþir, müjdeler verir, zor anlarýmda bana yardým ederdi. Bir gün bana dedi ki: "Sen büyük bir imdada nail oldun. Fakat sana zahiren de bir þeyh lâzýmdýr". Ben de: "Kime gideyim?" dedim. Dedi ki: "Þeyh Ahmed Serhindî'ye git. Çünkü bugün zahiren ve bâtýnen zamanýn kutbu odur."
Bunun üzerine doðruca Ahmed Fârûkî hazretlerine gittim. Ondan ne kadar istifade ettiðimi, neler müþahede ettiðimi anlatamam.
Serhind'e Belh'in büyüklerinden bir adam geldi. Müceddid hazretlerini görünce dedi ki: "Ben Belh þehrinde idim. Bir cenaze geldi. Eski ve yeni Maveraünnehir evliyasý o cenazede bulundular. Hâce Abdülhalýk Gucduvânî ve Hâce Bahâeddin Nakþbend hazretleri de bulunuyorlardý. Oradakilerden birine: "Bu zat kutubdur. Buradakiler de kutbu'l-aktabý bekliyorlar." O sýrada nûrânî bir zat geldi. Onu öne geçirip imam ettiler. O adama "bu zat kimdir?" diye sordum, "Þeyh Ahmed Fârûkî hazretleridir" dedi.
Ýmam Rabbânî hazretleri buyurdular ki: "Benden sâdýr olan ilimler, velayet sýnýrlarýnýn dýþýnda olup nübüvvet nuruna mensubdur. Ýkinci bini Rasûl-i Ekrem'in isr-i pâkine uyarak yeniledim. Ulemâ gibi erbâb-ý velayet bile bunun idrakinden acizdirler. Çünkü bu, âlimlerin ilminin ve evliyanýn marifetlerinin ötesindedir. Þu görünen ilimler, bu ilme nisbet edilirse kabuk olduklarý görülür. Bizim ilmimiz ise özün özüdür. Cenab-ý Hak bize, þeriatýna esas kýldýðý ilmin özünü öðretmiþtir. Bizim ilmimiz, zat ve sýfat ilminin özüdür. Allah onu, bize nasib etmiþtir."
Ýmam Rabbânî hazretleri yine buyuruyorlar ki: "Tevhîd-i vücûdînin, yani vahdet-i vücud fikrinin esrarýný anladým. Bu makamdan pek çok ilim bana doyasýya verildi. Þeyh-i Ekber Muhyiddin Arabi hazretlerinin maarifi bana verildi. Onun beyan ettiði tecelli-i zatî ile müþerref oldum ki, Þeyh-i Ekber Hazretleri bunu urûcun sonu, velayetin de tamamý olarak kabul etmiþtir."
Yine buyurdular: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana, "sen ilm-i kelamda müctehidlerdensin. Cenab-ý Hak kýyamet gününde senin þefa-atýnla binlercesini maðfiret edecektir." buyurdu ve beni irþada mezun kýldýklarýný mübarek elleriyle yazdýlar ve, "Bundan önce kimseye yazmadým" buyurdular.
Ýmam Rabbânî yine buyurdular ki: "Kur'an'ýn müteþâbihâtýnýn ve mukattaâtýnýn sýrlarý bana açýldý. Her harfin altýnda Zat-ý Sübhânî'ye delâlet eden bir ilim denizi gördüm. Eðer onlardan bir tanesini açýklasam boynum kesilir."
Yine buyurdular ki: "Kýyamete kadar bizim tarikatýmýza intisab edeceklerin isimleri bana bildirildi."
Ýmam Ebû Dâvud, Sünen'inde, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem'in, "Allah Teâlâ her yüz senede bir, bu ümmetin din iþlerini tecdid edecek birini gönderir" buyurduðunu rivayet etmiþtir. (Ebu Davud, Sünen, 31 Melâhim/1)
Ýmam Rabbânî hazretleri yine buyurmuþlardýr ki: "Nakþbendiyye, kadiriyye ve diðer silsile meþayýhýnýn makâmâtýnýn cümlesine vasýl oldum. Bundan önce Hýzýr aleyhisselam'ýn rûhâniyetinden ilm-i ledünne nail oldum. Bunlarýn cümlesi Sultan-ý Enbiya sallallahu aleyhi ve sellem'in hakiki verasetine layýk oluþum sebebiyle Allah'ýn bir lütfü olarak hasýl olmuþtur."
Müceddid hazretleri yine buyurdular ki: "Cenab-ý Hak, hidayet konusunda bana büyük bir kuvvet ihsan buyurdu. Eðer kuru aðaca teveccüh etsem biiznillah yeþerir. Bu hasletlerimiz, evladlarýmýz vasýtasýyla kýyamete kadar devam edecektir."
Yine buyurdular ki: Her ne zaman miraç etmek istesem bana müyesser olur. Bazan da ben murad etmeden vuku bulur. Cenab-ý Hak beni Hazret-i Ahmed sallallahu aleyhi ve sellem'in topraðýnýn artýðýndan yaratmýþtýr."
Ýmam Rabbânî buyurdular ki: "Tarikattan maksad, þeriat ilimlerinde ilerleyip burhandan kurtularak keþfe geçmektir. Ýlme'l-yakîn: delilleri görmek; ayne'l-yakîn: Hakk'ýn delil ile bilindiðini bildikten sonra müþahede, yani fenâ-fillah'dýr. Hakkâ'l-yakîn ise, yakîn derecesinin yükselip yakîne erenin aradan çýkmasýndan sonra Hakk'ýn müþahedesidir. Buna beka-billah denir. Cenab-ý Hak bunu, "Böyle bir kulum benimle iþitir, benimle görür..." kudsi hadisiyle beyan buyurmuþtur.

Gönderen: 04.10.2006 - 13:41

Üsve-i Hasene üyenin diger mesajlarini ara

Üsve-i Hasene üyeyi arkadas listeme ekle

Pozisyon - İmzalar göster

önceki konu diğer konu

Mesajlar

Gönderen

Tarih