*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - KuR'aN HaYaTIMIZIN NeReSiNDe...?...!!!...

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1391 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Perşembe, 26. Aralık 2024 - 13:51

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » KuR'aN HaYaTIMIZIN NeReSiNDe...?...!!!...

önceki konu diğer konu

7 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	rifat56

KuR'aN HaYaTIMIZIN NeReSiNDe...?...!!!...

5108 Mesaj -

Kur'an müslümanlarýn kalbidir. Kalpsiz yaþam olmaz. Kalpsiz yaþam, ölü bir hayattýr. Müslüman olma emri, Kur'an okuma emri ile (27/91, 92) iç içedir. Rabbimizin vahyini okuma emri, vahyi öðrenime dönük olduðu kadar, onun aktarým ve teblið sorumluluðunu da ifade eden bir eylemi içermektedir (96/1).

Günümüz müslümanlarýnýn en önemli sorunlarý, kendilerine hayat veren Kur'an ile iletiþimlerinin bozulmuþ Olmalarýdýr. Ýslam dünyasý yüzyýllardýr, Kur'an'ýn hayatýn temel belirleyicisi olduðunu unutmuþtur; iyimser bir yaklaþýmla, Kur'an'ý hayatýn temel belirleyicilerinden sadece önemli bir tanesi haline indirgemiþtir.

Müslümanlar saðlýklý bir yaþam biçimine ancak Kur'an'ý yeniden keþfetmeleriyle ulaþabilirler . Kur'an'a saygý göstermek yetmez. Kur'an'ýn anlaþýlmasýnda engel oluþturan ön yargýlardan arýnmak ve Kur'an'ý hayatýmýzýn temel belirleyicisi edinmek gerekir. Kur'an bir yaþam Kitab'ý ise, Kur'an'ý keþfetmek ve onunla bütünleþmek; geleneksel ve modern deðerler karþýsýnda onun mesajýný hayatýn içinde örneklemek demektir.

Bunun için de öncelikle benlik duygusundan; taklitçilikten; dünyevi nimetlerin çekiciliðinden; tefsir, hadis, fýkýh, kelam veya mezhep gibi öncüllere baðlýlýk þartýndan arýnmýþ bir zihinle, talep eden bir içtenlikle Kur'an'a yaklaþmamýz gerekir.

Genelde Rabbimizin afaktaki (evrendeki) ayetlerini idrak etmemiz; geceyi ve gündüzü, ayý ve güneþi, doðuyu ve batýyý gözlemlememiz Kur'an'la oluþturulacak irtibatýn önemli bir baþlangýcýdýr.

Gönderen: 31.07.2007 - 16:30

	rifat56

5108 Mesaj -

Dikkatle baktýðýmýzda yaratýlmýþ olan her þeyin, baðýmsýz bir yaratýcý gücün gösterdiði istikamete ve ölçüye muhtaç olduðunu görürüz. Ve öncelikle hayatýn ve evrenin kendiliðinden veya tesadüfi bir olgu olmadýðýný da idrak edebiliriz. Ýnsan, bir ölçü ile yaratýlmýþ olan varlýk aleminin en merkezi türüdür. Ýnsaný diðer yaratýlmýþlardan farklý kýlan en önemli özelliði, onun seçme ve düþünme yetisidir. Yaratýlma sürecinde bu yetiyi kazanan insan türü, ilk dönemden bu yana baþý boþ býrakýlmamýþtýr.

Ýnsanlar, yaratýcýmýz tarafýndan insanlar arasýndan seçilen bazý elçiler aracýlýðýyla hayatýn amacýný ve ölçüsünü açýklamak üzere iletilen vahyi bildirimlerle uyarýlmýþ ve aydýnlatýlmýþlardýr. Ýnsaný iyi ile kötü karþýsýnda tercih etme özgürlüðü ve akletme yeteneði ile bezeyerek yaratan Rabbimizin bütün insanlýk alemine son elçisi Hz. Muhammed aracýlýðý ile vahyederek bildirdiði mesaj, korunmuþ ve tamamlanmýþ olan Kur'an'dýr.

Kur'an, önceki vahyi bildirimlerin özünü kendi içinde taþýyan ve doðrulayan; gaybýn haberini getiren; inanç, düþünce ve eylem alanýnda ilke bildiren ve yol gösteren; bireysel ve toplumsal tüm iliþkilerde Tevhid ve Adalet ilkelerinin ikamesini emreden ve insanlýðý üretilmiþ tüm beþeri deðerlerin þaþkýnlýk ve tasallutundan arýndýrýp vahyi ölçülere göre bir yaþam kurmaya davet eden ilahi bir Kitab'dýr.

“Bu Kitab üretilen deðil, alemlerin Rabbi ve yaratýcýmýz olah Allah katýndan iletilen bir aydýnlýk rehberidir. Aklýný gereðince kullanabilen tüm insanlara, hayatýn akýþýnda klavuzluk edecek temel kaynaktýr, Aklýn kullanýlmasý ve yaratýcýmýzýn gereðince bilinmesi konusunda en belirleyici yardýmcý yine' Kur'an'dýr. Kur'an'ýn iyilik ile kötülük konusunda ortaya koyduðu ölçüler evrenseldir. Hayatýn bütün'" ünitelerinde üretilen her þey, ancak ve ancaki Kur'an ayetleriyle çeliþmediði sürece meþruluk kazanabilir .
Kur'an'ýn muhatabý bütün insanlýktýr.

Gönderen: 31.07.2007 - 16:30

	rifat56

5108 Mesaj -

O tüm insanlar için doktrinel/ideolojik saflaþmada temel belirleyici konumdadýr. O kendisine inananlar için bir hayat programýdýr. Kur'an ruhanilere veya diðer aracý tiplere gerek kalmadan anlaþýlmasý ve öðüt. alýnmasý için (54/17) ve insanlarýn doðrudan anlayabilmeleri için onu getiren elçinin diliyle kolaylaþtýrýlmýþtýr (44/58). Apaçýktýr (15/1). Ayetleri çeþitli biçimlerde açýklanmýþtýr (61/05). Bu açýklýkta olan Kur'an insanlar daha iyi anlasýnlar diye azar azar indirilmiþ ve Allah'ýn Elçisi onu insanlara aðýr aðýr okumuþtur (17/106).

Zaten Kur'an, farklý bildirimlerle bir çok ayetinde kendini yeterince tanýtmaktadýr.
Ýnsanlarýn içinden herhangi bir insanýn; kendi hayatý, düzeni ve geleceði ile ilgili çok ciddi uyarýlarda bulunan bu açýk, anlaþýlýr ve manasý kolaylaþtýrýlmýþ hitaba dikkat ettiðinde onu anlamamasý mümkün deðildir.

Zira kolaylaþtýrýlmýþ olan bu hitabýn gerçek sahibi olan Allah, yarattýðý insaný bu hitabý anlayacak güç ve imkanlarla donatmýþtýr.-Önemli olan Kur'an'ýn gereðince okunmasýdýr. Kur'an'a iman edenler, onu gereðince okuyanlardýr.

Aslýnda Kur'an'la temas halinde olmak çok kolay, sade ve yalýn bir iliþki biçimiyken, olayý zorlaþtýran, içinden çýkýlamaz gibi gösteren ve anlaþýlmasýnda sürekli ihtilaflar oluþturan durum, onun gereðince, okunmamasýndan veya gereðince okunma tarzýnýn terkedilmesinden kaynaklanmaktadýr .Örneðin bir ülkede onbinlerce Kur'an hafýzý bulunmasýna raðmen veya Kur'an'ý anlamlandýrmaya çalýþan yüzlerce araþtýrýcýnýn ve dil uzmanýnýn varlýðýna raðmen, Tevhidi yaþamýn þahidliði örneklendirilemiyorsa, bu noktada Kur'an'ýn okunup anlaþýlmasýndan deðil, Kur'an'ýn veya Kur'an çalýþmalarýnýn nicel olarak kutsanmasýndan bahsedilebilir.

Gönderen: 31.07.2007 - 16:31

	rifat56

5108 Mesaj -

Bu bakýmdan Kur'an'ý anlamaya deðil de yargýlamaya yönelen tutumla, Kur'an'ý yaþamayý deðil de kutsamaya çalýþan tutum arasýnda çok fark yoktur. Ýki halde de Kur'an hayatýmýzý istikametlendirmede belirleyici ölçü edinilmemektedir. Birinci tutum: Kur'an'ý inkar ederek hayatýn dýþýna itmeye kalkýþýrken, ikinci tutum ise Kur'an'ý kutsayarak yaþamýn üstünde eriþilmez bir mevkiye yükseltmektedir...

Kur'an okuma eylemi duraðan bir durumu deðil aktif bir durumu gerektirir. Kur'an okuma eylemi sadece bir tahkik deðil, ayný zamanda ciddi bir talim ve mücadeleyi gerektirir. Kur'an'ýn gereði gibi okunmasý, ancak bu gerekliliðe uymakla mümkündür.

Daha vahyin ilk yýllarýnda inzal olan Alak Suresi'nde yalanlanýp yüz çevirenlerin, kendini zengin görüp azanlarýn, zebanilerin çaðrýlacaðý azabla karþýlaþacaklarýný ve onlarýn meclisine (nadiye) boyun eðilmemesi gerektiðini bildiren ayetler, "oku" hitabýyla (96/1) gerek iç eðitime, gerekse çevre insanlarýna aktarma/söyleme eylemine yöneltmektedir. Ancak Kur'an okuma emrine bu bütünlükte uyulduðu zaman egemenlerin tüm karþý koyuþlarýna, maddi imkan ve üstünlüklerine raðmen Kur'an'ý yaþanýr kýlmak ve Ebu Leheb'leri çaresiz ve iki eli kurumuþ halde býrakmak mümkün olabilir.

Kur'an'ý yaþanýr kýlmak sadece toplumsal iktidarý ele geçirme hedefiyle kayýtlý deðildir. Kur'an'ý yaþanýr kýlmak, vahyi mesaja kulak verdiðimiz ilk andan itibaren kendi nefsimizde ve iliþkilerimizde gerçekleþtireceðimiz deðiþim hali ve yine kavradýðýmýz mesajý çevremize aktarma sorumluluðunun oluþturacaðý mücadele süreciyle bütünleþerek ifadesini bulan inanç ve kararlýlýða taþýnan, çok güncel ve “an”ýmýzý kuþatan bir yükümlülüktür.

Bu yükümlülükten kopuk tüm Kur'an okuma çabalarý donuk ve Kur'an'ý parçalayan hatta Kur'an'ý anlaþýlmaz kýlan çok ciddi bir zaafý oluþturmaktadýr. Senelerce Kur'an'ý tahkik ettiði halde hayatlarýný Kur'anlaþtýramayanlarýn zaaflarýný hep birlikte bu noktada aramalý ve bize egemen olan cahili sistem karþýsýnda Kur'an eksenli ve yaygýn bir hareketi yeterince oluþturamamýþlýðýmýzý da yine bu zaaf noktasýnda görmeliyiz.

Gönderen: 31.07.2007 - 16:32

	rifat56

5108 Mesaj -

Ve sormalýyýz Kur'an'ý gereði gibi ne kadar okuyabiliyoruz? Kur'an hayatýmýzýn ne kadar merkezinde?

Kur'an'ýn, kendi bilgi kaynaðý hakkýndaki açýklamalardan önce getirdiði mesajý gündeme sokmasý dikkat edilmesi gereken diðer bir husustur. Tabii ki bu mesajý aktaran ilk kiþi, ilkin kendi nebilik konumundan emin bir tarzda tebliðine kalkýþmýþtý. Kur'an tebliðine kalkýþacak öncülerin ise Kur'an'ýn mesajý, kaynaðý ve korunmuþluðu hakkýnda emin olacaklarý bir bilgiye ulaþmalarý gerekir. Bu yakiniliðin temin edilmesi belirleyici bir eylemdir. Ve ayný zamanda tabulardan sýyrýlan bir idrakle ve içtenlikle yaklaþanlar için de kolay bir eylemdir. Arapça bilmemek bu konudaki eylemsizliðin mazereti olamaz. Çok özel ihtisas gerektiren konular dýþýnda, Kur'ani ýstýlahlara dikkat eden bir okuyucu, meallerden mukayeseli olarak yararlanarak pekala Kur'an'ý anlayabilir. Zaten ihtisas gerektiren konular istiþareye açýk konulardýr.

Kur'an'ýn kolay ve anlaþýlýr olduðuna bizzat Kur'an ve Kur'ani mesajý taþýyanlar þahitlik etmektedir. Asýl olan Kur'an'a baðlýlýktan sonra onun mesajýný gündeme getirmek ve taþýyabilmektir. Kur'an'ýn ilk ayetlerine baktýðýmýzda bu çok net olarak görebilir. Kur'an, Rabbi yücelten (74/3) ve tevhidi vurgulayan (73/9) bir çaðrýyla insanlarý uyarmaya baþlar. Daha ilk vahyedilen ayetlerle yanlýþ iliþki biçimlerini (68/10-15), haksýzlýklarý (81/8-9), zulmü (11/11), istikbarý (74/23), vahiy karþýtlarýnýn kurumlarýný (96/17) açýk açýk eleþtirir.

Bunun yanýnda doðru kulluk tarzýný, iç bütünleþmenin seyrini ve müslümanlarý gelecekte bekleyen fiili imtihanlarý (74/20), zalimlerle mücadele yolunu (96/19; 73/10) ve ahiret azabýný (68/33) bildiren Kur'an (74/20), öncelikle muhatap olunan toplumda egemen olan cahili inanç ve tutumlarý, güç sahiplerini ve sistemlerini, vahiy dýþý ölçüleri eleþtirerek, tevhidi mesajý sunmakta ve bu mesaja kulak verenlere hayat ve mücadele programý çizmektedir.

Bu programýn çizdiði sýnýrlar ve ilkeler çerçevesinde oluþturulacak birlikteliklerin belirleyeceði yükümlükleri üstlenmek ise bir taklitçilik deðil, aksine inanmýþlýðýn ve istiþari sorumluluðun (42/38) bir gereði olarak ifade edilmektedir.
Vahyin ilk baþlangýç yýllarýnda bildirilen bu öz ve az sayýdaki teklif ve vaadler inananlarý yaþamlarý içinde temel bir tercihle karþý karþýya býrakýyor ve hayatý bütün üniteleriyle kuþatan bütüncül bir mücadeleye sevk ediyordu. Dikkat edilirse ilk ayetler soyut veya metodolojik tartýþmalarý deðil, somut ve hayata dönük uyarý, teklif ve ikazlarý içeriyordu. Bilgi kaynaðý bakýmýndan vahyin tartýþma gündemine girmesi, ancak Kur'ani bildirime þahitlik eden Rasul'ün (73/15) ve inananlarýn ilk ayetleri teblið etmeleriyle, cahili toplum iliþkilerine ve egemen þirk sistemine karþý mücadeleye giriþmeleri neticesinde gündeme geldi. Zaten Tekvir Suresi'nde karþýlaþtýðýmýz bu tartýþmanýn metodolojik ve gaybi boyutu bile, tevhidi mücadele pratiðinden kopuk deðildir.

Gönderen: 31.07.2007 - 16:33

	rifat56

5108 Mesaj -

Rabbimizi nimetin kaynaðý ve mutlak sahibi olarak gösteren ilk ayetler arasýnda en çok vurgulanan ve tavýr alýnmasý istenen konu öksüzler ve yoksullarla ilgilidir. Öksüzün itilip kakýlmamasý ve yoksulun doyurulmasýna önayak olunmasý (93/9-10; 89/17-18) konusunda gösterilen zaaf hali Maun Suresi'nde dini yalanlama ikazý ile karþýlýk bulurken, günümüz müslümanlarýnýn gündeminin bu konuya oldukça yabancý olmasý, Kur'an'ý hayatýn merkezine almak konusunda ne kadar yetersiz olduðumuzu ortaya koymuyor mu?

Üstelik günümüz þartlarýnda yoksullarýn doyurulmasýna önayak olmak gibi bir görevimiz varken, halkýn ezilen, yoksul ve maðdur kesimlerinin dertleriyle ilgilenilmesini ''iþçi sýnýfý fetiþizminin etkisinde kalan'' veya ''Leninist-Troçkist söylemin gölgesinden sýyrýlamayan sloganik tavýrlar'' gibi ithamlarla karalamaya çalýþmak ne kadar Kur'ani bir deðerlendirmedir?

Yaþadýðýmýz bölgeden binlerce mil uzakta, ancak tesirini siyasi, ekonomik, kültürel olarak yakinen telkin edilen bir yaþam tarzý þeklinde hissettiðimiz þeytani güç ABD için "Kahrolsun Amerika'' diye baðýran sorumlu müslümanlarý maceracýlýkla, popülistlikle hatta teröristlikle veya emperyalizmin oyununa gelmekle suçlayan sözde müslümanlarýmýz, acaba vahyi tebliðin ilk yýllarýnda Kur'an ayetleri karþýsýnda inatçý kesilen mal ve güç sahibi olduðu halde daha fazla güçlenmek isteyen, vahiy dýþý düþüncelerle ölçü koymaya çalýþan ve müslümanlarýn doðrudan muhatabý olan azgýnlara karþý "Geberesice, nasýl ölçtü, biçti?" (74/19) ayetini oku mak/teblið etmek konumunda olan Rasulullah (S) ve arkadaþlarýný nasýl deðerlendiriyoriar acaba:? Yoksa Kur'an'ýn bir kýsmýna inanýp bir kýsmýný inkar mý ediyorlar? (2/82)

Gönderen: 31.07.2007 - 16:34

	rifat56

5108 Mesaj -

Müslümanlar kitaplarýný öðretmek ve tahkik etmekle yükümlüdürler (3/79). Ancak bu öðretmek eylemi ‘kýraat' etmek veya ettirmekten çok daha kapsamlý bir ifade ile vurgulanýr: ''Taallum." Talim etmek veya ettirmek teoriyi pratikte göstermektir. Kur'an bilgisi insaný felsefenin ve mistisizmin bilinmezlere yönelen soyut ve pratikten kopuk uðraþýlarýna deðil, gaybýn kesin bilgisinden yaþadýðýmýz hayatýn somut gerçeklerine yöneltmekte ve bu alanda ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Kur'an okuma eylemimiz pratiðe yansýyan fiil bir mücadele þeklinde tezahür etmiyorsa, bu tutum talim eyleminden kopuk soyut bir bilgilenme çabasý olarak kalacaktýr. Pratiðe indirgenilmemiþ bir bilgilenme giderek lüks bir bilgi halini alacaktýr. Zira vahyi bilgi yaþama geçirildiði an inançlaþýr Kur'an'a, Kur'ani mesajýn pratik sorumluluðundan kopuk bir tavýrla iman etmek iddiasý inanç ve amelin' baðýný hafife almak anlamýna gelir. Oysa Kur'an inancý amelleþtirme imtihanýna davet etmektedir;

Bu imtihanýn sýcaklýðýný duyamayanlar, Kur'an'ý defalarca okusalar da onun bilgisi hayatlarýný kuþatmadýðý için onlara yetmemeye baþlayacak ve yaþadýklarý ortamýn kimlik oluþturucu cahili etkileriyle geçmiþin zenginliði olarak görülen cahili tortularýn pratiklerini belirleyen deðerler olacaktýr. Ýþte ilk tarihten bu yana kitaplarýný ellerinde tuttuklarý halde tevhidi çizgiyi bulandýranlarýn, gelenekçi veya modernist sapmanýn deðerlerine meyletmesinin nedeni budur.

Hayatta boþluk yoktur. Fikri ve ameli iliþkilerinizi ya fiili olarak Kur'an'ýn buyruklarý doðrultusunda tanzim edecek bir mücadeleyi üstleneceksiniz, ya da reel þartlar sizin hayatýnýzý belirleyecektir. Zaten en belirleyici imtihanýmýz da yaþamla ilgili olandýr. Ýnsan nasýl yaþýyorsa öyle inanýyor demektir.

Ne mutlu yaþayan Kur'an olan Hz. Muhammed gibi olma çabasý içinde olanlara! Ne mutlu ilk örnek, Kur'an nesli olarak hakikatýn þahitliðini yapan müminlerin birlikteliklerini yeniden oluþturmaya çalýþanlara!

Gönderen: 31.07.2007 - 16:34

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1391 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.69664 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.