*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1296 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 22. Aralık 2024 - 20:04

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » ,,

önceki konu diğer konu

2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Misafirnn

Misafir

selamün aleyküm..

,,mezarliktaki ölüler kendilerini ziyarete gelenleri görebiliyorlarmi?
ve ayak tarafinda durunca kesin görebiliyorlarmis ? dogrumu?

selam ile...

Gönderen: 06.06.2006 - 15:38

	yoktan

...

1227 Mesaj -

aleykum selam kardeþim...

Konu hakkýnda bir yazýyý aktarýyorum. Sorunuza cevap olucaktýr inþaAllah.

Kabir Hayatý

Kabirlerde bulunan kimselerin tamamý "Berzah" hayatý ile diri olup;

*Bilirler,

*Akýl ederler,

*Duyarlar,

"Hiç þüphe yok ki, ölü defnedilip arkadaþlarý, yanýndan ayrýldýklarý zaman; yanýndan ayrýlýrken cenazesini kaldýrýp kendisini ahirete yolcu edenlerin ayak seslerini iþitir. (6)
Peygamber efendimiz (s.a.v) Bedir'de öldürülen kâfirlerin içi taþlarla örülmemiþ bir kuyuya atýlmasýný emretti. Ölümlerinden günlerce sonra gelip baþýnda durdu ve son ferdine kadar, onlarý teker teker ey falanca oðlu falan þeklinde, isimleri ve babalarýnýn isimleri ile çeðýrarark onlara þöyle buyurdu: "Siz Rabbinizin size va'dettiði azabýn hak olduðunu gördünüz mü? Hiç þüphe yok ki ben; Rabbimin bana va'dettiði zaferin hak olduðunu gördüm." Bunun üzerine Hazret-i Ömer; "Yâ Resulallah! Sen, leþ olmuþ bir kimselerle mi konuþuyorsun, dedi". Bunun üzerine Peyganber Efendimiz de cevaben : " Beni hak din ile gönderen Allah'a yemin ederim ki siz, beni onlardan daha iyi duymuyorsunuz dedi." (7)

*Görürler,

*Kendilerini ziyaret edenleri tanýrlar,

Herhangi bir kul kardeþinin kabrini ziyaret edip yanýnda oturursa, kalkýncaya kadar, o ölü onunla arkadaþlýk eder ve ona karþýlýk verir. (8)

*Selam verenlerin selamlarýný alýrlar,

Bir adam, tanýdýðý bir kimsenin kabrinin yanýndan geçtiðinde, ona selam verirse, selmýný alýr. Bir adam da tanýmadýðý bir kimsenin kabrinin yanýndan geçtiði zaman selam verirse o da, onun selamýný alýr. (9)

*Birbirlerini ziyaret ederler,
Ölülerinizin kefenlerini güzel yapýnýz! Çünkü onlar, kabirlerinde birbirlerine karþý iftihar ederler ve birbirlerini ziyaret ederler. (10)

*Dirilerden kendilerine ulaþan kötü haberlere üzülürler,
Hiç þüphesiz ölüye; evinde eziyet veren þey, kabrinde de eziyet verir. (11)
Amelleriniz, ölülere bildirilir, güzel birþey görürlerse sevinirler. Kötü birþey görürlerse; Allah'ým! Onlaru tâatýna geri çevir derler."

*Dua ederler,
Ölülere hayatta olanlarýn amelleri onlara bildirilir, hayýrlý bir iþ görürlerse Allahü Teâlâya hamd edip sevinirler ve o hayrý yapanýn hayýrlý iþlerinin artmasý ve hayýrlý iþlere devam etmesi için dua ederler. Kötü bir þeyle karþýlaþýrlarsa onlarý yapanlar için Allahü Teâlaya dua edip þöyle derler: "Allah'ým! Onlarý tâatýna geri çevir ve bize hidayete erdirdiðin gibi, onlarý da hidayete erdir. " (5)
*Tasarruflarý vardýr,
Allahü Teâlanýn kudretiyle çok büyük iþler yaparlar. Peygamber efendimiz, Hazret-i Cafer'in öldürülmesinden sonra bir gün þöyle buyurdu: "Biþe halkýna, yaðmurun yaðacaðýný müjdeleyen meleklerin içinde Ca'fer'i tanýýdým." (14)

*Nimet görürler,
Nimet ve azab hem ruha hem vücuda olacaktýr. Berzah aleminde bazýlarý ikram görürler: kabirlerinde taptaze olarak namaz kýlarlar, hac yaparlar.

*Azab edilirler.
Peygamber efendimiz (s.a.v) kabir azabý ile ilgili þöyle buyuruyor: "Ölüleriniz defnetmeme endiþem olmasydý; iþitmekte olduðum kabir azabýný, size de iþittirmesi için Allah'a dua ederdim. (12)
Kabir Ziyareti
Bir sohbet esnâsýnda Abdülhakîm-i Siyalkûtî hazretlerine talebelerinden biri kabir ziyâreti hakkýnda bir soru sorunca buyurdu ki:

Çok kimse kabir ehlinden istifâde edildiðine inanmýyor. "Ölü yardým yapamaz." diyenlerin, ne demek istediklerini anlayamýyorum. Duâ eden, Allahü teâlâdan istemektedir. Duâsýnýn kabûl olmasý için, Allahü teâlânýn sevdiði bir kulunu vâsýta yapmaktadýr. Yâ Rabbî! Kendisine bol bol ihsânda bulunduðun bu sevgili kulunun hâtýrý ve hürmeti için bana da ver demektedir. Yâhut, Allahü teâlânýn çok sevdiðine inandýðý bir kuluna seslenerek; "Ey Allahýn velîsi, bana þefâat et! Benim için duâ et! Allahü teâlânýn dileðimi ihsân etmesi için vâsýta ol." demektedir. Dileði veren ve kendisinden istenilen, yalnýz Allahü teâlâdýr. Velî, yalnýz vesîledir, sebeptir. O da fânîdir, hiçbir þey yapamaz. Tasarrufa gücü, kuvveti yoktur. Böyle söylemek, böyle inanmak þirk olsaydý, Allah'tan baþkasýna güvenmek olsaydý, diriden de duâ istemek, bir þey istemek yasak olurdu. Diriden duâ istemek, bir þey istemek dînimizde yasak edilmemiþtir. Hattâ müstehâb olduðu bildirilmiþtir. Her zaman yapýlmýþtýr. Buna inanmayanlar, öldükten sonra kerâmet kalmaz diyorlarsa, bu sözlerini isbât etmeleri lâzýmdýr. Evet, evliyânýn bir kýsmý öldükten sonra, âlem-i kudse yükseltilir. Huzûr-i ilâhîde her þeyi unuturlar. Dünyâdan ve dünyâda olanlardan haberleri olmaz. Duâlarý duymazlar. Bir þeye vâsýta, sebeb olmazlar. Dünyâda olan, diri olan evliyâ arasýnda da böyle meczûblar bulunur. Bir kimse, kerâmete hiç inanmýyor ise, hiç ehemmiyeti yoktur. Sözlerini isbât edemez. Kur'ân-ý kerîm, hadîs-i þerîfler ve asýrlarca görülen, bilinen olaylar, onu haksýz çýkarmaktadýr. Evet bir câhil, bir ahmak, dileðini Allahü teâlânýn kudretinden beklemeyip, velî yaratýr, yapar derse, bu düþünce ile ondan isterse, bunu elbet yasak etmeli, cezâ da vermelidir. Fakat bunu ileri sürerek, Ýslâm âlimlerine, âriflere dil uzatýlmaz. Çünkü, Resûlullah efendimiz kabir ziyâret ederken, mevtâya selâm verirdi. Mevtâdan bir þey istemeyi hiç yasak etmedi. Ziyâret edenin ve ziyâret olunanýn hâllerine göre, kimine duâ edilir, kiminden yardým istenir. Peygamberlerin kabirde diri olduklarýný her müslüman bilir ve inanýr. (15)

Kabir Azabý

Her insan ister ölerek topraða gömülsün, ister boðularak denizin dibinde kalsýn veya yýrtýcý bir hayvan karnýnda bulunsun veya yanarak külü havaya karýþsýn, mutlaka kabir hayatý geçirecektir.

Kabir azabýnýn aslý, Dünya sevgisidir. Fakat þiddet derecesi ayrýdýr. Azlýðý, çokluðu Dünya sevgisine göre deðiþir. Azap, kalbin Dünyaya baðlanmasýnýn sonucudur.

Kafirlerin kabir azabý, kýyamete kadar devam eder. Yalnýz cuma ve Ramazan günleri kalkar. Ýtaat erbabý için kabir azabý yoktur. Ancak kabrin þiddet ve azametini hisseder. Asilere gelince bunlar için kabir azabý vardýr. Ancak kýyâmete kadar devam etmez. Cuma günleri kalkar. Hatta cuma gecesi ölen asi, bir saat kabir azabý görür.

Resulullah (a.s) buyuruyor:

Kabir ahiret menzillerinin birinci menzilidir. Kiþi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydýr. Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha þediddir.

Kabir azabý haktýr. Onlar kabirde azap çekerler, onlarýn azabýný hayvanlar iþitir.
Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarýndan bir çukurdur.

Manzaralarýn hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü deðildi!.
Resulullah (a.s) bir mezarlýktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazý küçük þeylerden dolayý azap çekmekte olduklarýný gördü. Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatýnda laf taþýyýcýlýk yapýyor, diðeri ise idrardan sakýnmýyordu. Bunun üzerine Resulullah (a.s) yaþ bir dal almýþ, ortadan ikiye bölmüþ ve her bir parçayý iki kabre de birer birer dikmiþtir. Bunu gören ashap, niye böyle yaptýðýný sorduklarýnda: "Bu iki dal kurumadýðý sürece, o ikisinin çekmekte olduðu azabýn hafifletilmesi umulur" buyurmuþlardýr.

--------------------------------------------------------------------------------
^{Kaynaklar:

1) Kimyayý Saadet, Ýmam-ý Gazali

2) Ehl-i Sünnet Ýtikadý, Ahmed Ziyâüddin Gümüþhânevi, Bedir Yayýnlarý

3) Kütüb-i Sitte

4) Þamil Ýslam Ansiklopedisi

5) Tenviru'l Kulûb'tan Tasavvufun Ýncelikleri, Þeyh Muhammed Emin Erbili, Osmanlý Yayýnevi, 1997

6) Hadis-i Þerif, Buhari

7) Hadis-i Þerif, Buhari ve Muslim

8) Hz. Aiþe r.a, Buhari ve Muslim, Hatib ve Asakir rivayet etmiþtir.

9) Hadis-i Þerif,Beyhaki ve Ebiddünya rivayet etmiþtir.

10) Hadis-i Þerif,Beyhaki rivayet etmiþtir.

11) Hadis-i Þerif,Deylemi rivayet etmiþtir.

12) Müslim, Hadis-i þerifin manasý Tâc-ul-usûl kitabýndan alýnmýþtýr. C.1.S.378

13) Hadis-i Þerif, Ýbni Mübarek rivayet etmiþtir.

14) Hadis-i Þerif, Ýbni Adiy rivayet etmiþtir.

15) Evliyalar Ansiklopedisi, Türkiye Gazetesi}

Gönderen: 07.06.2006 - 08:01

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1296 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.75849 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.