0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » HZ. PEYGAMBER’İN BEDEN DİLİ VE USLUBU

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
HZ. PEYGAMBER’İN BEDEN DİLİ VE USLUBU
1686 Mesaj -
Kaynaklarýn verdiði bilgiye göre Hz. Peygamber; yürürken ayaklarýný sürümezler, adýmlarýný atarken yerden sertçe kaldýrýrlardý. Hareket hâlinde iken saða sola sallanmazlar, iniþli yokuþlu engebeli bir arâzide yürürcesine hafifçe önlerine eðilirlerdi. Dimdik durup göðüslerini kabartarak yürümedikleri gibi, koþar adýmlarla yürürcesine hýzlý da yürümezlerdi. Fakat, Allah'ýn kendilerine bir lutfu olarak, uzun mesafeleri kýsa zamanda katederlerdi.

Oturuþ Tarzlarý

Peygamber Efendimiz'in oturuþ þekillerine dâir bize intikal eden vesîkalar ise, hadis metinleri arasýna serpiþtirilmiþ durumda olup, þu þekillerden oluþmaktadýr:

Kurfesâ biçiminde oturuþ: Türkçe karþýlýðýný tam olarak bulamadýðýmýz bu oturuþ biçimi þöyledir; Ýnsanýn oturaðý üzerine oturarak, dizlerini, karnýna doðru iyice çekip kollarý arasýna aldýktan sonra ellerinin önden baðlanmasý þeklinde bir oturuþtur. Buna, bir nevî destekli oturuþ denebilir. Kaynaklarda, Hz. Peygamber'in zaman zaman bu þekilde oturduðunun görüldüðüne dâir rivayetler bulunmaktadýr.
Ýhtibâ yaparak oturma: Ýhtibâ, bir önceki oturuþ þeklinin aynýdýr. Ancak, orada dizler el ile baðlandýðý halde, burada kemer veyâ kuþak gibi bir eþya ile baðlanmaktadýr.
Baðdaþ Kurma: Ebû Dâvûd'un kaydettiði bir rivâyete göre, "Hz. Peygamber, sabah namazýný kýldýrdýktan sonra, güneþ iyice doðuncaya kadar baðdaþ kurarak otururdu".
Çömelme: "Ýhtifâz" veyâ "ik'â" kelimeleriyle ifâde edilen bu oturuþ þeklinin, daha çok yemek yerken kullanýldýðý görülmektedir.
Sýrtüstü Uzanýp Ayak Ayak Üstüne Atma: Kaynaklarda, Hz. Peygamber'in Mescid-i Þerîf'te, sýrtüstü yatýp ayak ayak üstüne koyarak istirahat ettiklerinin görüldüðüne dâir rivâyetler yer almaktadýr.
Ayaðýný Sarkýtarak Oturma: Hadis metinleri arasýnda, Hz. Peygamber'in bir kýsým ashâbý ile birlikte, bir kuyu bileziðine oturarak ayaklarýný kuyu boþluðuna sarkýttýklarýna dâir rivâyetlere de rastlanmaktadýr.
Diz Çökme: Hz. Peygamber'in oturuþ tarzlarýna yer veren kaynaklarda, diðerleri gibi ayrý bir baþlýk altýnda, diz çökerek oturduklarýna dâir rivâyetlere rastlanmamaktadýr. Ancak, hadîs metinlerinin sebeb-i vürûd kýsýmlarý ile ashâbýn hayâtýný anlatan Tabakat kitaplarýnýn satýrlarý arasýnda bu durumu tesbit etmek mümkün olabilmiþtir.
Diz çökme, Zât-ý Risâlet'in mûtad oturuþ tarzýdýr. Bu sebeple ashabdan birisinin: "Ben, Peygamber Efendimiz'i diz çökmüþ vaziyette gördüm" demesi, bilineni tekrar bildirmek olurdu ki, bunun da ilgi çekici bir yönü kalmazdý. Ýþte ashâbýn görüp anlattýðý diðer oturuþ tarzlarý, onlarýn zaman zaman ve nâdiren Rasûlullah'ýn þahsýnda müþâhade ettikleri oturuþ þekilleridir. Peygamber Efendimiz, hayatýnýn çeþitli safhalarýnda yerine göre, yukarýda yedi madde hâlinde sýralanan þekillerin hepsi ile de oturmuþ ve böylece O’na her açýdan benzemek isteyen ümmetini, belli bir þekille baðlamamýþ ve onlarý tek tip oturuþla sýnýrlamamýþtýr.

Dayandýðý Eþyalar
Peygamber Efendimiz: "Üç þey vardýr ki, geri çevrilmez: Yastýk, güzel koku ve süt!." buyurmuþlardýr.

Rasûlullah Efendimiz, sohbet meclislerinde ve uzun müddet oturma durumunda kaldýklarý hâllerde, kollarýnýn altýna bir "yastýk" alarak yaslanýrlardý.

Hz. Peygamber'in, yerden biraz yüksekçe ve hurma yapraðýndan örülmüþ "serîr" adý verilen bir eþya üzerine oturduklarýna dâir bilgilere de sâhip bulunuyoruz.

Peygamber Efendimiz'in, demir veyâ tahta ayaklý bir kürsü üzerine oturduklarýnýn görüldüðüne dâir belgeler de bulunmaktadýr.

Hz. Peygamber, o günün toplumunda revaçta bulunup da varlýk gösterisine kaçmamak kaydýyla kendisine ikrâm edilen bütün eþyalarýn üstüne oturmayý reddetmemiþtir. Nitekim, misafirliðe gittikleri yerlerde, yerine göre, altýna atýlan halý veyâ keçeden mâmûl minder üstüne oturmuþ, yerine göre ikrâm edilen mindere oturmayarak, kuru tahta veyâ çýplak toprak üzerine iliþivermiþtir.

Konuþma Tarzlarý
Hz. Peygamber'in en bâriz özelliklerinden biri de, O'nun konuþmasýndaki güzellik ve mükemmellikti. Peygamber Efendimiz: "Ben, az-öz söz söyleme (cevâmi'ul-kelîm) özelliði ile donatýlmýþ olarak gönderildim" (Buhari, VIII, 76, 168 "Bü'istü bi-Cevâmi'il-kelim"; en-Nihâye, I, 295) buyurmuþtur. Yetiþtiði çevre de, Peygamber Efendimiz'in fasîh konuþmasýnda büyük rol oynamýþtýr.

Hz. Peygamber tane tane, açýk-seçik ve herkesin anlayabileceði bir tarzda konuþurlardý. O kadar ki, dinleyenler eðer kelimelerini saysa, onlarý teker teker sayabilirlerdi. Yerine göre de, konuþmasý sýrasýnda geçen önemli cümlelerini üçer def'a tekrar ederlerdi.

Yerine göre bir vâiz, bir müftü, bir hâkim; yerine göre bir muallim, bir terbiyeci, bir âile reisi; duruma göre bir diplomat, bir kumandan, bir fâtih, bütün bunlarýn yanýnda geniþ dostluk çevresi olan bir cemiyet adamý gibi sýfatlarla karþýmýza çýkan Hz. Peygamber; dost-düþman, müslim-gayrimüslim, zengin-fakir, büyük-küçük, kadýn-erkek her kesimle muhâtap olmuþtur.

Peygamber Efendimiz, sohbet ederlerken; ashâbýna karþý dâimâ mütevazý bir kardeþ, þefkatli bir öðretmen ve merhametli bir baba gibi davranmýþ; bâzý muâþeret kaidelerini (görgü kurallarýgöz kırpma öðretmeyi arzû ettikleri zaman da, onlara, tatlý bir üslûpla hitâb etmiþtir. Söyleyeceklerini bâzen þakacý bir tarzda; bâzen gönül alýcý, sevindirici, ümit verici ve teþvîk edici bir biçimde; yerine göre kinâyeli, teþbîhli, ufuk açýcý ve düþündürücü bir üslûpla söylemiþlerdir.

Hz. Peygamber'in topluluk karþýsýndaki konuþmalarýnýn tonu da üslûbu da çok farklýdýr. Kaynaklar, bu tür konuþmalar için "hutbe" kökünden türetilmiþ tâbirler kullanýrlar. "Vedâ Hutbesi" dýþýnda diðer hitâbe tarzýndaki konuþmalarýn içerisinde bu kadar uzununa rastlanmamaktadýr.

Halka hitâben yaptýðý konuþmalarda, gözleri kýzarýr, sesinin tonu yükselir ve heyecâný iyice artar; konuþmalarýný yaparken, elinde, hem dayanmakta, hem de öteye beriye iþâret etmekte kullanýlan "mýhsara" denen (asâ, baston, deðnek, cop türünden) bir çubuk bulundururlardý.

Hz. Peygamber, bilhassa lüzûmsuz aþýrýlýklarý, Ýslâm'a söz getirebilecek ölçüsüz davranýþlarý ve temel prensipleri zedeleyici hareketleri hiç hoþ karþýlamazlar; bu türden olaylar kendisine intikal ettikçe üzülürler, öfkelenirler, açýktan tavýr takýnýrlar ve sert bir dille ikaz ederek bunlarý önlemeye çalýþýrlardý.

Hz. Peygamber'in deðiþmez bir tavrý vardý: Normal insanda bile hoþ karþýlanmayan; kaba, kýrýcý, küçük düþürücü, hakaret edici, ölçüyü kaçýrýcý türden bir konuþma ve hitap tarzý, O'nun þahsiyetinde hiç yer bulmamýþtýr.

Gülüþ Tarzlarý

Kaynaklarýn ittifakla kaydettiklerine göre, Rasûlullah Efendimiz, yaradýlýþtan beþûþ çehreli, yani güleç yüzlü idi. Tebessüm denen "gülümseme", O'nun mübârek yüzünden hiç eksik olmazdý. En sýkýntýlý anlarýnda bile, üzüntülerini belli etmezler, yanýndakilerin içlerini karartacak bir tavýr sergilemezlerdi. Bilhassa sevdikleri kimselerle karþýlaþtýklarýnda, öylesine tebessüm ederlerdi ki, böyle anlarda, yüzleri ay gibi parýldardý.

Bu tabîî halleri dýþýnda, Rasûlullah Efendimiz'in, bir de gülüþleri vardý. Hadîs kaynaklarý, O'nun nelere ve nasýl güldüklerine dâir pek çok vesîka kaydetmiþlerdir. Özellikle Âiþe (r.a) vâlidemiz, Peygamber Efendimiz'in gülüþ tarzlarýný þu þekilde anlatmýþlardýr: "Rasûlullah Efendimiz'in küçük dili gözükecek þekilde, kendinden geçercesine güldüklerini hiç görmedim. O'nun gülüþü, tebessüm þeklinde idi" (Buhari, el-Câmi'us-Sahîh, VII, 94-95; el-Edeb'ül-Müfred, s.97, nu:251). Hz. Peygamber'in diðer sahâbilerinin bir çoðu da, çeþitli münâsebetlerle, O'nun bu gülüþ tarzýný anlatýrlarken "...öyle ki, azý diþleri gözükecek derecede güldüler!" þeklinde bir ifâde kullanmýþlardýr. Bu gülüþ tarzýnda, diþler gözükür; fakat ses iþitilmez. Ýþte bu, Peygamber Efendimiz'in gülüþ tarzýdýr.

Þakalarý
Enes b. Mâlik (r.a): "Rasûlullah Efendimiz, çocuklara karþý, insanlarýn en çok þaka yapaný idi" (Taberanî, el-Mu'Cem',s-Sagîr, II, 39; Ýbnü'l-Esîr, en-Nihâye. III, 466). "Peygamber Efendimiz, insanlar içinde, hanýmlarýna en çok þaka yapan kimse idi" (Ýbn'ül-Esir, en-Nihaye. III, 466; Gazali, Ýhyâ, III, 129) der.

Peygamber Efendimiz; daha çok, çocuklara; hanýmlarýna; fakir fukarâ zümresine ve çevresinden sevgi bekleyenlere þaka yapmýþtýr. "Arkadaþýnla aðýz kavgasý yapma; ona þaka da yapma; bir söz verip tutmamazlýk da etme!" buyurunca, çevresindekiler tarafýndan: "Ama yâ Rasûlallah, siz de þaka yapýyorsunuz!." diye sorulduðunda: "Evet, ben de þaka yaparým; fakat ben (þaka yaparken bile) sâdece hakîkati söylerim" (Buhari, el-Edeb'ül-Müfred, s.102, nu:265; Tirmýzî, Sünen IV, 357, nu:1990). cevabýný vermiþlerdir.

Enes b. Mâlik(r.a) anlatýyor: Peygamber Efendimiz bana, "Ýki kulaklý!" diye hitâbetti (en-Nihaye, I, 34).

Tirmizî'nin hocasý Mahmûd b. Gaylân, kendi hocasý Ebû Üsâme'nin bu haberi açýklayýcý mâhiyette: "Yâni Hz. Peygamber, Enes'e þaka yapmýþtýr" dediðini söylemiþtir.

HZ. PEYGAMBER'ÝN ÞEMAÝLÝ
Prof. Dr. Ali Yardým Sonpeygamber.info
Gönderen: 22.10.2007 - 01:44
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1363 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kadirizim07 (46), omer873 (40), AKSA21 (45), dilegim (44), torontolu (44), aguler1980 (45), DelikanliGenc (43), johannes (41), CracK (42), Vuslatgülü (38), eren038 (42), mender21 (45), mertkonya (40), BOSNALI (55), enesnat (42), ibrahim47 (37), selamiaydin (44), aysenur83 (41), hüsnü ça.. (43), ilk_nur (47), Phoenix (44), can davetci (39), Bulaoglu Meheme.. (), NURULLAH YENEN (64), isa26 (46), jennifer (35), _CUNEYD_ (50), Turan Halil (35)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73315 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.