0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » GIYBET HAKKIN DA

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
starlice su an offline starlice  
GIYBET HAKKIN DA
14 Mesaj -
1526. Ebû Hüreyre radýyallahu anh'den rivayet edildiðine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:

- "Gýybet nedir, bilir misiniz?"

- Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber:

- "Gýybet, din kardeþini hoþlanmadýðý bir þey ile anmandýr" buyurdu.

- Söylenen ayýp eðer o kardeþimde varsa, ne dersiniz?" diye soruldu.

- "Eðer söylediðin þey onda varsa gýybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir," buyurdu.

Müslim, Birr 70. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 35; Tirmizî, Birr 23

Hadisten Öðrendiklerimiz

1. Bir müslümaný, duyduðu zaman hoþlanmayacaðý bir þeyle anmak gýybettir.

2. Gýybet haramdýr.

3. Bir müslümaný onda olmayan bir vasýfla anmak ise, ona iftira etmek demektir. Ýftira da haramdýr.
Gönderen: 08.01.2006 - 20:33
Bu Mesaji Bildir   starlice üyenin diger mesajlarini ara starlice üyenin Profiline bak starlice üyeye özel mesaj gönder starlice üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
imam_kettani su an offline imam_kettani  
GIYBET SÖZ TAŞIMA
191 Mesaj -
Gýybet, Ýbnu'l-Esir'e göre, "kiþiyi, gýyabýnda kötü bir haliyle zikretmektir. Þayet zikredilen kötü hal o adamda yoksa bu gýybet olmaz bühtân olur. Bühtân, insana, onda bulunmayan bir kötülüðü nisbet etmek olunca gýybetten daha kötü bir davranýþtýr. Ýslam dini, insanlara verdiði ehemmiyetin bir gereði olarak, þahsiyetleri korumaya ayrý bir itina göstermiþtir. Kiþinin temel haklarýndan biri olan "ýrz" þahsiyetin baþta gelen unsurlarýndan biridir. Þu halde gýybet yasaðýný kiþinin ýrzýný koruma tedbirlerinden biri olarak mütalaa edebiliriz. Gýybet, ferd ve cemiyet hayatýnda müthiþ yaralar açtýðý için, mühim bir içtimâî marazdýr. Ehemmiyeti sebebiyle, yasaklama iþi bizzat Kur'ân-ý Kerim'de ele alýnmýþ, Resulullah pekçok hadisleriyle mü'minleri bundan zecretmiþtir. Bu bölümde hadislerden bazýlarýný göreceðiz.
görüldüðü üzere AYETLER ve HADÝSLER okadar açýkki bizlere söyleyecek baþka söz býrakmýyor ESSELAMUALEYKUM
Kur'ân-ý Kerim'in gýybet telakkisini, onun ruhuna uygun vüs'atte kavrayabilmek için ilgili ayeti yer ettiði muhteva içerisinde deðerlendirmek kanaatindeyiz. Yani, gýybeti yasaklayan Hucurât suresinin 12. ayeti'ni tek baþýna okumayýp en az iki ayet önceden 10. ve 11. ayetten itibaren okumalý ve 13. ayetin sonuna kadar devam etmelidir. Bu dört ayette yer verilen meseleler bir birine yakýn ve bir diðerini tamamlayýcý mahiyettedir. Mesela 13. ayette yasaklanan ýrkçýlýk düþüncesini gýybet yasaðýnýn bir devamý, bir vechi görmek, ýrkçýlýðý bir nevi gýybet anlamak mümkündür. Mezkur âyetler þöyle bir tablo ortaya koyar:

10. ayet: Mü'minlerin kardeþ olduðunu ifade eder.

11. âyet: Mü'minler birbirleriyle alay etmemelidirler.

12. âyet: Mü'minler zanda ve gýybette bulunmasýnlar.

13. âyet: Ýnsanlar bir kadýnla bir erkekten yaratýldý, sonra kavimlere ayrýldýlar, üstünlük takvadadýr.

Bu pasajda iþlenen temalarýn merkezini gýybet yasaðý teþkil etmektedir. Þöyle ki: 10. ayette mü'minlerin kardeþ olduðu belirtildikten sonra bu kardeþliði yaralayan durumlar meyanýnda 11. âyette alay etmek, 12. âyette ise zanda bulunmak ve gýybet etmek, 13. âyette ise ýrkçýlýk zikredilmiþ olmaktadýr. Þu halde, Allah'ýn belli bir maksadla yaratmýþ olduðu kavim kabile farkýný, takvaya bakmadan büyütmek bir nevi gýybet, hatta küllî bir gýybet olmaktadýr. Örfen gýybet deyince muayyen bir kimsenin gýyabýnda onun kusurunun zikredilmesi anlaþýlýr. Ýnsanlarýn yaptýðý ýrkçýlýk da küllî bir gýybettir, çünkü ýrkî ayýrým yapan kimse, kendi ýrkdaþlarýný üstün, gayrýsýný aþaðý addetmiþ olmaktadýr. Halbuki ayette verilen ölçüye göre üstünlük takvadadýr. Takvaya bakmadan, ýrkî farklýlýðý esas alan ýrkdaþýný kayýrmak gibi adaletsizliðe düþeceðinden 10. âyette ilan edilen kardeþlik de dinamitlenmiþ olur.

Þimdi yukarIda temas ettiðimiz âyetlerin meallerini dikkatle takip edelim:

10. "Mü'minler kardeþtirler; siz de kardeþlerinizin arasýný düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eriþesiniz."11. "Ey iman edenler! Bir topluluk diðer bir topluluðu alaya almasýn. Belki onlar kendilerinden daha hayýrlýdýr. Kadýnlar da diðer kadýnlarý alaya almasýn. Belki onlar kendilerinden daha hayýrlýdýr. Birbirinizi ayýplamayýn, birbirinize kötü lakablar da takmayýn. Ýman ettikten sonra bir mü'mine fasýklýk yakýþtýrmak ne kötüdür! Kim bu günahlarý iþler ve tevbe etmezse iþte onlar zalimlerin tâ kendisidir."

12. "Ey iman edenler! Zannýn bir çoðundan kaçýnýn. Çünkü zannýn bir kýsmý büyük günahtýr. Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarýný araþtýrmayýn. Birbirinizi gýybet de etmeyin. Sizden biri, ölü kardeþinin etini yemekten hoþalnýr mý? Bundan tiksinirsiniz. Öyleyse Allah'tan korkun. ÞYphesiz ki Allah tevbeleri kabul edici ve çok merhamet edicidir."

13. "Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadýndan yarattýk, sonra da, birbirinizi tanýyýp kaynaþasýnýz ve aranýzdaki münâsebetleri bilesiniz diye sizi milletlere ve kabilelere ayýrdýk. Allah katýnda en þerefliniz, O'ndan en çok korkanýnýzdýr. Muhakkak ki Allah herþeyi hakkýyla bilir, herþeyden hakkýyla
haberdardýrGIYBET EDENE NASIL MUKABELE EDÝLMELÝ?
Hz. Ebû Hüreyre (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Gýybetin ne olduðunu biliyor musunuz?"

"Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine:

"Birinizin, kardeþini hoþlanmayacaðý þeyle anmasýdýr!" açýklamasýný yaptý. Orada bulunan bir adam:

"Ya benim söylediðim onda varsa, (Bu da mý gýybettir?)"dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Eðer söylediðin onda varsa gýybetini yapmýþ oldun. Eðer söylediðin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir." [Ebû Dâvud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70

Hz. Âiþe (radýyallahu anhâgöz kırpma anlatýyor: "Ey Allah'ýn Resûlü, sana Safiyye'deki þu þu hal yeter!" demiþtim. (Bundan memnun kalmadý ve):

"Öyle bir kelime sarfettin ki, eðer o denize karýþtýrýlsaydý (denizin suyuna galebe çalýp) ifsad edecekti" buyurdu. Hz. Âiþe ilaveten der ki: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir insanýn (tahkir maksadýyla) taklidini yapmýþtým. Bana hemen þunu söyledi:

"Ben bir baþkasýný (kusuru sebebiyle söz ve fiille) taklid etmem. Hatta (buna mukabil) bana, þu þu kadar (pek çok dünyalýk) verilse bile!" [Ebû Dâvud, Edeb 40, (4875); Tirmizî, Sýatu'l-Kýyame 52, (2503,
Hz. Enes (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Mîrac gecesinde, bakýr týrnaklarý olan bir kavme uðradým. Bunlarla yüzlerini (ve göðüslerini) týrmalýyorlardý.

"Ey Cebrâil! Bunlar da kim?" diye sordum:

"Bunlar, dedi, insanlarýn etlerini yiyenler ve ýrzlarýný (þereflerini) payimal edenlerdir." [Ebû Dâvud, Edeb 40, (4878, 4879).][7]
Hz. Huzeyfe radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kattat (söz taþýyan) cennete girmeyecektir."

Müslim'in rivayetinde "nemmâm cennete girmeyecektir" þeklinde gelmiþtir. [Buhârî, Edeb 50, Müslim
Gönderen: 08.01.2006 - 21:33
Bu Mesaji Bildir   imam_kettani üyenin diger mesajlarini ara imam_kettani üyenin Profiline bak imam_kettani üyeye özel mesaj gönder imam_kettani üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
Gıybet Felaketiyle Savaş
2687 Mesaj -
Muhammed Bozdað Gýybet konusundaki yazýlarýndan özetlenerek hazýrlanmýþtýr. Allah (c.c.) razý olsun.

--------------------------------------------------------------------------------

Eðer insanlar gerçekleri açýk ve cesur bir ortamda eþit þartlar altýnda paylaþabilselerdi; yüzlerinden baþka, gýyaplarýnda baþka olmasalardý, savaþlar çýkmayacaktý; kavgalara, üzüntülere yer kalmayacaktý. Tüm kötülükler, gýybeti de beraberlerinde taþýrlar.
GIYBET TÜRLERÝ

•Alenî sade gýybet: Sevgili Peygamber (a.s.m.) gýybeti “Birinizin, kardeþini hoþlanmayacaðý þeyle anmasýdýr!” þeklinde tanýmlamýþ; (1) “Din kardeþinin yüzüne karþý söylemediðin þeyi ardýndan söylemen gýybettir” (2) demiþtir. Bir kiþinin gýyabýnda ondan hoþlanmayacaðý þekilde, hakkýnda doðru olan birþeyi söylemek, alenî gýybetin ta kendisidir. Eðer hakkýnda konuþtuðunuz kiþi huzurda olsaydý, cümlelerinizi, hatta o andaki duruþunuzu deðiþtirme ihtiyacý duyar mýydýnýz? Eðer öyleyse—doðrularý söylemeniz þartýyla—yaptýðýnýzýn adý gýybettir ve bu, gýybetin en sade formudur.
•Ýftiralý gýybet: Peygamber (a.s.m.) devam eder: “Eðer söylediðin onda varsa gýybetini yapmýþ oldun; eðer yoksa bir de iftirada bulundun.” (3) Ýftira, kusurlarýn en çirkinidir. Eðer gýybet ederken kullandýðýmýz bilgi bizzat kendi gözlemimize ait deðilse, baþkasýndan duymuþsak, dilden dile kesinlikle deðiþime uðramýþtýr ve tam olarak doðru deðildir.

•Gizli gýybet: Çoðu zaman yaptýðýmýz, kalbimizden geçirmek, yani zannetmek suretiyle gýybete girmektir. Gýybetin ne kadar kötü olduðunun vurgulandýðý âyette, Kur’ân þöyle der: “Ey iman edenler, zandan çok kaçýnýn; çünkü zannýn bir kýsmý günahtýr. Birbirinizin gizli yönlerini araþtýrmayýn.”(4) Bütün zanlar ve tahminler deðil; ama kimi zanlar, gýybet hâlini almaktan kendini kurtaramaz. Hazret-i Gazalî, bunu ‘kalp ile gýybet’ þeklinde tanýmlamýþ; ‘bir kimsenin ayýbýný insanýn kendi kendine söylemesini’ bile reddetmiþ; kalp ile gýybeti, ‘gözü ile kötü birþeyi görmeden, kulaðý ile duymadan, bir kimseye suizanda bulunmak’ þeklinde tarif etmiþtir.


Peygamber (a.s.m.) der ki, “Bir kimse kardeþini bir kusur ile ayýplarsa, o kimse ölmeden o kusuru iþler.” Baþkalarýnýn hoþlanmadýðýmýz özelliklerinin hangi þartlardan kaynaklandýðýný nereden biliyoruz? Kimlerin hangi zorluklar yoluyla kaderleri tarafýndan eðitildiklerini bilmeksizin, kimi kusurlu gözüken yönlerinin gizli bile olsa gýybetini yapmaya ne hakkýmýz var!


•Münafýkâne/ikiyüzlü gýybet: Gýybetin en utanç verici biçimidir ki, Ýmam Gazalî buna ‘münafýkâne gýybet’ demiþtir. Gýybeti yapan þöyle der: “Allah affetsin, o da bizim gibi bazen karýþtýrýyor,” “Ýnþaallah düzelir, daha iyi olur.” Bu gibi sözlerle görünürde hakkýnda konuþtuðu kiþiyi sevdiðini, iyiliðini dilediðini demeye çalýþmakta; ama gizliden gizliye de o kiþinin bozulmuþ olduðunu, yanlýþlar yaptýðýný ima etmektedir. Dinleyenin ikiyüzlülüðü de þu þekildedir: “Boþver gitsin, gýybet oluyor.” Bunlara benzer sözleri söylerken, aslýnda gýybeti gerçekten engellemek istemiyor; görünürde aksini savunsa da, içten içe o kiþi hakkýnda gýybet yapýlmasýndan hoþlanýyor.

•Söz taþýmalý gýybet: Ýnsanlarýn sözlerini muhataplarýna ara bozmaya yol açacak þekilde taþýmak biçimindeki gýybettir. Þöyle der Peygamber(a.s.m.): “(Arabozucu) söz taþýyan cennete giremeyecektir.” (8) Kur’ân bizi uyarýr: “Ey inananlar, eðer bir fasýk size bir haber getirirse onu araþtýrýn. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataþýrsýnýz da yaptýðýnýza piþman olursunuz.” (9)

Hasan-ý Basrî þöyle der: “Baþkalarýnýn sözünü sana ileten, getiren, muhakkak senin sözünü de baþkalarýna iletir. ... Zira onun yaptýðý hem gýybet, hem zulüm ve hýyanet, hem de aldatma ve haset, hem nifak, fitne ve hiledir.” Elbette baþkalarýnýn sözlerini nakletme hakkýmýz var. Ama, “Sevgili arkadaþým veya aziz hocam þöyle demiþti...” gibi bir dostluk ifadesiyle baþlayacak isim zikrini, ancak sözün sahibinin güzel ve duyduðunda hoþuna gidecek olumlu sözleri takip edebilir. Yoksa, “Adam senin—veya filancanýn—hakkýnda dedi ki...” þeklinde baþlayýp, sözün sahibini üzecek bir cümle söyleyen, kendisini felaketler arasýndan felaket beðenmeye hazýrlansýn.

•Kitlesel gýybet: Yukarýda ayrýmlaþtýrýlan gýybet türleri tek tek bireyler hakkýnda olabileceði gibi kitleler ve insan topluluklarý hakkýnda da olabilir. Bir topluluk hakkýnda gýybette bulunanýn kurtulabilmesi için o topluluðun tümünden affedilme dilemesi gerekir. Kitlesel gýybet, bir insanýn irtikap edebileceði, altýndan kalkýlmasý en zor, en acýnasý, en dehþetli gýybettir. Yukarda geçen âyetin “...Yoksa bilmeyerek bir kavme sataþýrsýnýz...”(11) þeklindeki bölümü, ‘bir kavme sataþma’ terimiyle suçun kitlesellik tehlikesine vurgu yapmaktadýr.

•Paylaþýmlý/ortaklaþa gýybet: Gýybeti yapan, sadece onu söyleyen veya ima eden deðil, ayný zamanda rýza ile dinleyendir veya yapmasa da yapýlmasýndan hoþlanandýr. Cinayeti izlerken gücü yettiðince karþý koymayan da katil sayýldýðý gibi, yanýnda gýybet yapýldýðý halde müdahale etmeyen de tam olarak o gýybetin ortaðý olacaktýr. Gýybet bu yönüyle—gizli biçimi hariç—ancak birden fazla kiþinin ortaklaþa irtikap edebileceði fuhuþ gibidir.
Sevgili Peygamberin(a.s.m.) “Kim ki yanýnda Müslüman kardeþinin gýybeti yapýldýðý halde, gücü yeterken kardeþine yardým etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kýlar” (12) þeklindeki sözü, gýybeti dinleyenin sorumluluðuna iþaret eder. Hatta bu hadis, gýybeti yapandan çok, yanýnda gýybet yapýldýðý halde derhal müdahale edip kardeþinin onurunu korumayaný tehdit ediyor.


GIYBETÝN KÖTÜLÜÐÜ

•En iðrenç suçtur: Kur’ân þöyle der: “...Kiminiz de kiminizin gýybetini yapýp arkasýndan çekiþtirmesin. Sizden biriniz ölü kardeþinin etini yemeyi sever mi? Ýþte bundan iðrenip tiksindiniz...” (13) “Arkadan çekiþtirip duran, kaþ-göz hareketleriyle alay eden her kiþinin vay hâline!”(14) Zina, cinayet dahil baþka hiçbir suç, iðrendirici bir fiile gýybet kadar benzetilmemiþtir.

•Zarar potansiyeli korkunçtur: Gýybetin en korkutucu taraflarýndan birisi, yol açabileceði felaketlerin potansiyel büyüklüðüdür. Gýybet fani bedene deðil, Yaratýcýnýn bakileþtirdiði kalbe ve ruha saldýrýr. Cinayeti iþlemek nisbeten zordur, failini bulmak ve cezalandýrmak mümkün ve nisbeten kolaydýr. Oysa gýybeti iþlemek kaþ göz iþareti kadar kolaydýr; bir kere aðýzdan çýktý mý mantar gibi çoðalýr, milyonlarca kopyasý insanlar arasýnda dalga dalga yayýlma ve inanýlmaz fitnelere, katliamlara yol açma potansiyeline sahiptir.

•Ebedî hayatý yok eder: Peygamber (a.s.m.) der ki: “Ateþin kuru odunu yakmasý, insanýn sevaplarýný yok etmekte gýybetten daha hýzlý deðildir.”.


GIYBET DÝNLEYEN NEYAPMALI?
Engel olmazsak, bizimle konuþurken gýybet yapanla suç ortaðýyýz. Çünkü gýybetin devam edebilmesi, bizim en azýndan dinliyor görüntüsü verebilmemize baðlýdýr. Baþkalarýnýn gýybetine bilinçli kulak misafiri olan da gýybetin suç ortaðýdýr. Bu söz sadece bizimle konuþanýn yaptýðý gýybeti deðil; çevremizde, radyoda veya televizyonda yapýlýrken dinlediðimiz gýybetleri de kapsamaktadýr.

Ýlk yapmamýz gereken, “Kim ki yanýnda Müslüman kardeþinin gýybeti yapýldýðý halde, gücü yeterken ona yardým etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kýlar” (22) hadis-i þerifini hatýrlamak olmalýdýr.

O anda kendimizi gýybeti yapýlan kiþinin yerine koymalý, bizden gýyabýmýzda bu þekilde söz edildiðinde rahatsýz olup olmayacaðýmýzý sormalýyýz.

Onuru zedelenen kiþinin üzülmesi gerekiyorsa üzülmeli, hakkýný savunmasý gerekiyorsa savunmalýyýz.
Önce kalbimizde derin bir rahatsýzlýk oluþmalý, gýybeti dinlemeye tahammül edemez hâle gelmeliyiz.
Gýybeti yapýlan kiþi kiþisel dostumuzsa, mutlaka sözel olarak müdahale etmeli, onurunu savunmalý ve gýybeti suçlamalýyýz.
Susturmanýn bize zararý büyük olacaksa, ‘rahatsýzlýðýmýzý hissettirmek þartýyla’ oradan hemen uzaklaþmalýyýz.
Radyo veya televizyonda yapýlýyorsa, hemen kapatmalýyýz. Bunlarý yapamýyorsak, dinlememeye çalýþmalýyýz.
Dahasý, gýybeti dinlediðimiz için Allah’tan af dilemeli,

Gýybeti yapýlan kiþiye dua etmeli,

Duyduklarýmýzýn etkisinde kalarak suizan etmemeye özen göstermeliyiz.
Uyarýp düzeltemediðimiz gýybetçiden, elimizden geldiðince uzaklaþmalýyýz.
Gönderen: 17.01.2006 - 13:15
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
GIYBET EDEN NE YAPMALI
2687 Mesaj -
?

Yaþayan veya ölen bir insanýn veya insanlar topluluðunun gýyaplarýnda onlarý üzecek doðrularý söylemiþ olabiliriz. Eðer yaþýyor(lar)sa, helalleþmenin bir yolunu aramalýyýz. Biliyoruz ki, þehit bile olsak, kul hakkýný ödemek zorundayýz. Eðer vefat edenin gýybeti yapýlmýþsa, helallik dilemek ne yazýk ki imkânsýz. O zaman onun için ömür boyu dua etmekten, onun adýna iyilik yapmaktan baþka çare kalamaz. Zalimleri aþaðýlamak dýþýnda, tarihteki insanlarý eleþtirirken, haksýzlýk yapmamaya dikkat etmeli; herkesin hakkýnýn ve onurunun Allah tarafýndan sonsuza dek korunacaðýný unutmamalýyýz.

Bugünden baþlayarak, gýybetlerini bilmeden yapabileceðimiz ihtimaliyle, tüm tanýdýðýmýz insanlarla ilk karþýlaþmamýzda mutlaka helalleþmeli, hatta helalleþmeyi periyodik bir alýþkanlýk hâline getirmeliyiz. Aksi halde burada birkaç günde tamamlayabileceðimiz helalleþme faslýný ihmal etmemiz, haþir meydanýnda binlerce yýl beklememize mal olabilir.

Gýybetini yaptýðýmýz kiþilere ismen dua etmeli, onlarýn affý ve tüm hayatlarýnýn rahmetle ve ihsanla kuþatýlmasý için, ýsrarlý ve vazgeçmeden gizli dualarda bulunmalýyýz. Tüm bunlarý yaparken, —bilhassa vefat edenlerin ve topluluklarýn—bir daha gýybetlerini yapmamak için de ilâhî yardým dileðimizi ihmal etmemeliyiz. Çünkü, bu tür gýybetlerde helalleþmek pratik olarak neredeyse imkânsýz gibidir.
Gönderen: 17.01.2006 - 13:17
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
GIYBETTEN NASIL KORUNURUZ?
2687 Mesaj -
Baþlýktaki soru üç yönlüdür: Gýybet etmekten nasýl kurtuluruz? Baþkalarýnýn gýybetimizi yapma sebeplerini nasýl yok ederiz? Ýnsanlar niçin gýybet yapýyorlar? Ýþte çözümler:

• Gýybet yapmamak: Gýybet edenin gýybeti yapýlacaktýr. Dilimizi gýybete karþý diþlerimizin ardýna hapsedersek, baþkalarýnýn gýybetlerini dahi önleyebiliriz. Dilini tutanla alay etmeye kalkanýn kalbine, gizli bir elem ve hatta korku ilham edilecektir. En güvenlisi susmaktýr; övmeyeceðimiz kimsenin gýyabýnda konuþmamaktýr.

• Övünmemek ve baþkalarýný küçümsememek: Ýnsanlar baþkalarýnýn övünmelerini veya huzurlarýnda küçülmeyi kabullenemezler. Aramýzdaki eþitliði bozduðumuzda, izzetlerini korumak için bizi aþaðýlama ihtiyacý duyacaklardýr. Baþarýlarýmýzý, hizmetlerimizi gizleyemeyiz, gizlememeliyiz; tecrübelerimiz dostlarýmýza model olacak ve onlarý heyecanlandýracaktýr. Ama anlatýrken kendimizi onlardan büyük görüyorsak, içimizde onlara yönelik bir küçümseme varsa, bu duygu algýlanacak; bu durum vücut dilimize ve konuþmamýza da yansýyacaktýr. Âlimin ilmine saygý göstermeli; ama çocukla da çocuklaþabilmeliyiz.

• Kýskanmamak/kýskandýrmamak: Kýskandýðýmýz insanýn güzel vasýflarýný reddederiz; göreceði zarardan mutluluk duyarýz. Kýskandýrmanýn inceliklerini burada sýralamak zor; en basit formülü þudur: Kimseyle rekabet etmeyen, baþarýyý sonuçlar olarak deðil, niyetler ve gayretler olarak gören insan kýskanamaz ve haklý þekilde kýskandýramaz. “Kýskandýrmayayým” diye hizmetlerini gizlemek ve hiçbir þey yapmýyormuþ gibi bir izlenim vermeye çabalamak, ihsana nankörlüktür; insanlarý baþarýlý modellerden mahrum etmektir, insanlara pýsýrýk bir örnek sunmaktýr. Kýskançlýðýn olmadýðý yerde sadece takdir, sevgi, saygý ve muhtemelen gýpta vardýr. Temiz bir ruh, kardeþine dua edip destek olduðunda, iyiliðine ortak olacaðýný bilir ve kýskanmaz.

• Ýkiyüzlü olmamak: Ýnsanlar çýkarlarýnýn veya korkularýnýn etkisi altýnda ikiyüzlü davranmaya kalkýþabilirler. Ýkiyüzlü olmayanýn gýybetini yapmaktan korkarsýnýz; ikiyüzlünün gýybeti ise çok kolay ve pervasýzdýr. Dahasý, ikiyüzlü olmayanýn kendisi de kolaylýkla gýybet yapamaz. Çýkarlarýný düþünerek iki yüzlü davrananlar, çýkarlarýndan mahrum olmakla cezalandýrýlacaklar. Basit korkularý nedeniyle ikiyüzlülüðe teslim olanlar, dayanýlmaz korkularla yüzleþecekler.

Ýki yüzlülük, hiç bir baþarýnýn, hiç bir kazanýmýn, hiç bir mutluluðun yolu olmamýþtýr. Ýkiyüzlülük insanda ne þeref býrakýr, ne irade ve ne de cesaret... Bir insanýn yüzüne gülüp onu takdir eden, gýyabýnda sözü geçtiðinde ayný þeyi yapmýyorsa ikiyüzlüdür. Ýnsanlara ikiyüzlülük yapan þüphe etmesin ki, ruhu Yaratýcýsýna da ikiyüzlülük yapýyordur.

• Kendini temize çýkarmamak: Kiþisel kusurlarýný reddeden insan, kusur iþlediðinde suçu baþkasýna atacak; en azýndan, “Onun yüzünden yaptým” diyecektir. Böyle insanlar, baþkalarýný öfkelendirecek, üzecek ve haklarýnda gýybet yapýlmasýna yol açacaklardýr. Kusurumuz varsa derhal kabul etmeli; baþkasýnýn suçu varsa bile, baþkalarýný suçlamakla vakit geçirmemelidir. Çünkü, hakkýn daðýtýlmadýðý yerde, suçlunun kim olduðunun bilinmesinin hiçbir pratik faydasý yoktur.

• Eðlence için aþaðýlamamak: Kimi insanlar Firavun gururuna sahiptirler. Ben merkezlidirler ve kiþisel çýkarlarýndan baþka odaklarý yoktur. Onlarýn tek zevkleri baþkalarýný eðlence için aþaðýlayýp durmaktýr ve bu onlarýn hastalýðýdýr. Bu tür insanlarý insan yerine koyup muhatap olanlar, ayný geleceði paylaþacaklardýr.

• Üzüntü veya öfkeye teslim olmamak: Kimi zaman da kiþinin iþlediði kusura üzüldüðümüz için, iyilik zannýyla gýybetini yaparýz. Bazen de bu kusur nedeniyle öfkeleniriz ve kalbimiz bu duygularýn etkisi altýnda onu manen cezalandýrmak için aþaðýlamak ister; dilimizi tutamayýz. Üzüntü, öfke veya infialin dostlarýmýzý ânýnda harcamamýza yol açmamasý gerekir. Zira gün gelir, haksýzlýk yaptýðýmýzý algýlar, piþman oluruz.

• Alýþkanlýða direnmek: Hayatýmýz boyunca yaþadýðýmýz aþaðýlanmalar, gýybeti ruhumuza sindirmiþ ve bizim için güçlü bir alýþkanlýða dönüþtürmüþ olabilir. Ailede, mahallede, okulda, askerde, iþte ve her yerde sürekli küçümsenmiþsek, insan onurunu korumanýn deðerini idrak etmemiz zordur. Bu tür alýþkanlýklarý teþhis etmeli ve karþýmýza almalýyýz.

• Gýybet salgýnýna karþý korunmak: Önemli bir nokta da gýybetin içinde yaþadýðýmýz toplumun hemen tüm bireylerine veba gibi bulaþmasýdýr. TV ve gazeteler her gün gýybetle siftah yaparsa, her sabah iþler gýybet seanslarýyla baþlarsa, en içten dostlarýmýz gýybetin içerisine ölümüne saplanmýþlarsa, virüsü kapmadan günün akþamýna ulaþmak son derece zordur. Gýybetten ancak konuþma özürlünün kurtulabileceðini bilmeli ve gýybet karþýsýnda çok katý ve dikkatli olmalýyýz.

• Failleri gizlemek: Gýybetten korunmanýn susmaktan sonra gelen en kestirme yoludur. Kötülüðü sahibinden soyutlayarak zemmedersek gýybet yapmýþ olmayýz. “Adamýn birisi sürekli yalan söylüyordu, bir tanýdýðým sürekli burnunu karýþtýrýyordu...” Bunlar þükür ki gýybete bir þartla girmezler: Sizi dinleyenler o kiþinin kim olduðunu tahmin edemiyorlarsa gýybet deðildir; ama vasýflarýndan tanýmalarý hâlinde ismini söylemeseniz de gýybete girer. Kiþinin kendisi kendini tahmin etse sorun deðil, birisi burnunu karýþtýrýyorsa, bunu herkes de yapabilir. Ancak isimler meçhul olduðunda bile, iftira, aþaðýlama gibi þeyler her hâlükârda yasaktýr.
Gönderen: 17.01.2006 - 13:20
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
İLLE DE GIYBET EDECEKSEK,
2687 Mesaj -
Bazý çözel þartlarda gýybet edilebilinir. ancak, bunun için söylenenlerin:

Yalnýzca doðrudan ibaret olmalarý,
Garazsýz ve sýrf hak ve maslahat için söylenmiþ olmalarý ve;

Aþaðýdaki þartlardan birine dahil bulunmalarý zorunludur.

a) Þikayet için: Þikayet ederek kötülüðünü aktardýðýnýz kiþi, o kötülüðü—en azýndan sizin zannýnýza göre—düzeltebilecek kiþidir. Komþunuzun çocuðu bahçenizi kirletiyor ve ailesine gidip, çocuklarýna engel olmalarýný rica ediyorsunuz. Ýþ arkadaþýnýz size haksýzlýk yapýyor; iþverene gidip, hakkýnýzýn korunmasýný istiyorsunuz. Þunlara dikkat edeceðiz:

• Ortada birisinin kötülüðü olmalýdýr. Bu kötülük, sahibinin gizli ve özel hayatýyla ilgili deðil, alenîdir; size veya baþkalarýna açýkça zarar veriyor. Eðer sizin veya baþkasýnýn hakkýný gasp niteliðinde bir kötülük deðilse, kimseyi hiçbir þartta baþkasýna þikayete hakkýnýz yoktur. Örneðin komþunuz özel hayatýnda gizli gizli alkol alýyor. Bunun kusur olduðunu bildiði için de gizliyor; muhtemelen piþman ve kurtulmak istiyor, biz bilmiyoruz. Böyle gizli bir yanýný keþfettiðimizde, onu düzeltebilecek birisine bile olsa þikayet edemeyiz. Çünkü o zaman gizli kusuru açýða çýkarma suçunu iþleriz ki, bu vahim bir suçtur.

• Sadece þikayet ediyorsunuz. Öfkenizi de içine katýp, hakaret etmiyorsunuz; ki, öfke nedeniyle þikayetinizi abartýp söze asýlsýz anlamlar da katýyorsanýz, o zaman iftira veya hakaret olacaktýr. Ancak doðruyu söylemek þartýyla hakaret olmaz: Birþeyinizi çaldýðýndan eminseniz, ‘þu hýrsýz adam,’ küfrettiyse ‘þu ahlâksýz kiþi’ diyerek söze baþlamanýz hakkýnýzdýr. Çünkü bunu yapmýþtýr; bu sýfatý kazanmýþtýr.

• Þikayeti aktardýðýnýz kiþi, herhangi birisi veya dertleþtiðiniz bir arkadaþýnýz deðil, tam olarak o sorunu giderebileceðini düþündüðünüz kiþidir. Bir komþunun size eziyetini diðer komþu gideremezse þikayeti ona yapamazsýnýz. Hatta varsayalým, gerçekten hakkýnýzý koruyabilecek birisini buldunuz; þikayetinizi ilgisiz olan umumun huzurunda umumla birlikte ona deðil, yalnýzca ona aktarmalýsýnýz.

• Kardeþini kardeþine, akrabasýný akrabasýna, arkadaþýný arkadaþýna, eþini dostuna þikayet eden kiþiler çok dikkatli olmalýdýrlar. Þikayet ettiðimiz kiþi çoðu zaman bize yapýlan haksýzlýðý durdurabilecek durumda deðildir. Onun yapacaðý, çoðu zaman, ya hakkýmýzda suizan etmek, bizden aldýðý sözü baþkalarýna taþýmak veya þikayetlerimizden kurtulmak için bizden kaçmak olacaktýr. Baþkasýndan hakkýmýzý alalým derken, ilgisiz insanlara konuyu aktardýðýmýz için hoþ olmayan bir yönümüzü bildirmiþ olacaðýz; bu yüzden manevî gücümüz zayýflayacak, üstelik bu yolla intikam aldýðýmýzdan ilâhî huzurdaki hakkýmýzdan da mahrum kalacaðýz.

• “Þikayet etmeyeyim de haksýzlýðý içime mi gizleyeyim?” diyebilirsiniz. Gizlememelisiniz. Ama haksýzlýkla savaþýn doðru biçimi, insanlarýn yüzüne kuzu, gýyaplarýna aslan kesilmek deðildir. Haksýzlýkla ikiyüzlülük yoluyla savaþýlamaz. Ýnsan onuru, haksýzýn huzuruna karþý yanlýþý cesaretle ve alenen dile getirmeyi gerektirir. Gizliden, sözünün arkasýnda duramayacak ve iftiralarý da katacak þekilde þikayetlerle haksýzlýkla savaþýlamaz; olsa olsa fitnelerin kapýsý açýlýr. Adaleti iyi iþleyen saðlam ve hýzlý bir hukuk devletinde hakký gasp edilen hemen mahkemeye gidebilir ve hakkýný alabilirdi.

b) Danýþma/istiþare: Birbirimize danýþma ve fikir almak gerektiðinde yapýlan, kimi durumlarda gýybet deðildir. Netleþtirelim:

• Birisiyle ortaklýk yapacaksýnýz/birlikte bir iþ yapacaksýnýz veya birisi tanýdýðýnýz biriyle ortaklýk planlýyor. Ortak olunacak kiþiyi iyi tanýyan birisine gidip onun özelliklerini sormanýz veya size sorulduðunda söylemeniz gýybet deðildir. Ortaklýðýn her türlü biçimini dikkate alabilirsiniz: Ortak iþyeri açacaklar, evlenecekler, birlikte ev, arsa satýn alacaklar, borç alýp verecekler, ayný odayý paylaþacaklar, bir projeyi bölüþecekler, oradan alýþveriþ yapacaklar, birbirlerine birþey emanet edecekler...

• Ýncelik þudur: Ortaklýklarda birbirinizin özel hayatlarýna girersiniz, toplumsal boyutun ötesindeki yönlerinizi paylaþýrsýnýz. Özel hayatýnýz ortaklýk yapacaðýnýz kiþinin özel hayatýndan etkilenir. Örneðin birisinin dolandýrýcý olmasý, ondan yapacaðýnýz alýþveriþ kararýnýzý etkiler. Bir kiþinin gizli ve özel hayatý beni hiç etkilemeyecekse, o zaman ortaklýk iliþkisi içerisinde olduðumu savunamam. Örneðin kalabalýk bir iþyerinde çalýþýyorsam, dairemdeki benimle doðrudan ilgisiz diðer arkadaþlarýn özel yanlarý hakkýnda kimseye danýþamam ve bana bu gerekçeyle sorulursa cevap veremem. Ayný kurumda çalýþýyor olmamýz, ortak olduðumuz anlamýna gelmez.

• Analiz yapmalýsýnýz: Size birisi hakkýnda fikir soran kiþi en samimi kardeþiniz bile olsa, önce niçin sorduðunu öðrenmelisiniz. Çoðu zaman, ortalýkta dolaþan bir dedikodu yüzünden merak ettiklerini, yani fitne ve fesat seline kapýldýklarý için sorduklarýný fark edeceksiniz. O anda aðzýnýzý açýp konuþursanýz, ne yazýk ki kardeþinizle birlikte çamur seline kapýlmýþ, manevî cehenneme sürüklenmiþ olacaksýnýz. Sorma gerekçesinde, ‘ortaklýk’ diyebileceðiniz kadar önemli, ciddi bir yön varsa, o zaman cevap vermelisiniz.

• Þartlarý oluþmuþsa istiþareye doðru cevap vermek zorunluluktur. Eðer size sorulan kiþinin bildiðiniz bir kusuru varsa, sevdiðiniz kiþi, örneðin evladýnýz olduðu için gerçekleri gizlemiþseniz; bu yüzden ilerde oluþacak tüm sorunlarýn defterinize yazýlacaðýndan, suskunluðunuzun bedelini ödeyeceðinizden korkmakta haklý olacaksýnýz. Susmak ne kadar önemliyse, gerekli olduðunda konuþmak da o kadar önemlidir.

• Ýstiþarede vereceðimiz veya soracaðýmýz bilgi konuyla ilgili olmak zorundadýr. Örneðin: “Onunla ortak olma, zira ahlâksýz bir kiþidir; zaten anne babasý da ahlâksýzdý” derseniz, doðru da söyleseniz, gýybet yaparsýnýz. Danýþan kiþi onu mu, anne babasýný mý sordu? Eðer anne babasýyla ortaklýk yapacaksa, o zaman çocuklarý hakkýnda hiç konuþmamanýz gerekirdi. Kimsenin suçu yakýnlarýný lekelemez ve insaný bir yakýnýnýn kötü yanýyla anmak zalimliktir; alçaklýktýr, haysiyetsizliktir, en iðrenç þeytanlýktýr. Lût peygamber (a.s.), asilerle iþbirliði yapan eþine nisbet edilemez. Hangi kötü akrabanýz yüzünden size çamur atýlmasýna vicdanýnýz razý olabilir? Ancak, çok dikkatle bir istisnayý dikkate almamýz gerekir: Þayet tanýmladýðýmýz kiþinin yakýn çevresinin bu olumsuz durumlarýnýn bu ortaklýðý etkileyeceði düþüncesindeysek, bunlarý vurgulamamýz da gereklidir. Fakat gerekmiyorsa, bunlarý isim isim açýklayarak deðil, isimlerden soyutlayarak aktarmalýyýz.

• Vereceðimiz bilgi, öfkemiz veya önyargýmýz nedeniyle gerçek sýnýrýný aþar da gerçek dýþý boyutlar da içerirse, o zaman iftiralý gýybet olacaktýr. Hele tahmine veya baþkalarýndan duyduðumuz sözlere dayanýyorsa, doðru da çýksalar, büyük suç olduðu kanaatindeyim. Zira, Müslüman sadece doðru olaný söylemekle deðil, eðer kullanacaksa duyduðunu tahkik etmekle de sorumludur. Varsayalým ki verdiðimiz bilgi doðru olsun; ama tahkik etmediðimiz bir bilgi ise, tahkik görevini ihmal ettiðimiz için bence sorumluluktan kurtulamayýz.

c) Tarif için: Bazý durumlarda, kimi insanlarý tarif etmek gerektiðinde, rahatsýz edebilecek özelliðini zikretmekten baþka çare bulamayabiliriz: ‘cüce, topal, kör, saðýr, dilsiz, kulaðý kesik, kambur...’ Açalým:

• Ýlk þart zorunluluktur: Adýný bilmiyoruz veya bizi dinleyen kiþi adýný bilmiyor; dolayýsýyla onu bilinen veya gözlemlenebilecek bir kiþisel özelliðiyle tanýmlamak zorundayýz. Dinleyen kiþi, adamý söyleyeceðimiz vasfýyla tanýmýyorsa, ‘filanca kör kiþi’ demek de gýybettir. Çok okunan kitaplara imza atan, Evrenin Kýsa Tarihi isimli kitabýn yazarý Stephen Hawking ismini hemen herkes biliyor. Kendisini—tüm saygýmla örnek veriyorum—‘þu tekerlekli sandalyeye mahkûm, vücudu þöyle böyle biçimli yazar’ þeklinde tanýmlama hakkýmýz yoktur.

• Ayrýca, ‘kör, saðýr, cüce’ gibi, içeriðinde küçümseme yatan kelimelerle tanýmlamakta gýybet ihtimali yüksektir. Bunlarýn yerine, ‘görme, iþitme özürlü, çok kýsa boylu vb.’ gibi, saygýyý hissettiren anlatýmlar tercih edilmelidir. Varsayýn, görme özürlü bir erkek olsaydýnýz; gýyabýnýzda ‘þu kör herif’ þeklinde mi, ‘þu görme özürlü beyefendi’ þeklinde mi tanýmlanmaktan hoþnut olurdunuz?

• Bazý durumlarda, kiþilerin zâtlarýndan çok vasýflarý belirgin olabilir ve onlarý vasýflarýný kullanarak tanýmlamak zorunda kalabilirsiniz. ‘Yüzünde tiki olan, kekeme, içine kapanýk, mahallenin maskotu...’ gibi vasýflar doðru olabilir. Ancak bu tür vasýflarýn içeriðinde olumsuz anlamlar yer alýr ve insanlar çoðunlukla bunlarý olumsuz algýlayarak rahatsýzlýk duyarlar.

d) Aþaðýlamak için: Nihayet son bir durum, bazý insanlarý aþaðýlamak, eleþtirmek, kötü ve çirkin yanlarýný söylemek özel þartlarda gýybet olmadýðý gibi, bazý þartlarda kimi insanlarýn aþaðýlanacak þekilde gýybetlerinin yapýlmasý gereklidir de. Sevgili Peygamber (a.s.m.) þöyle buyurur: “Üç grup vardýr ki, gýybetlerini yapman sana haram deðildir: günahý açýkça iþlemekten sýkýlmayan, zalim idareci ve dinde olmayaný dine sokan bid’atçý.” (25) “Haya örtüsünü atan kimsenin arkasýndan konuþmak gýybet deðildir.” (26) “Ne fâsýk, ne de günahý açýktan iþleyen kimse için söylenen gýybet sayýlmaz...” (27)

• Gýybeti caiz olan bu kiþiyi Bediüzzaman þöyle tanýmlar: “O gýybet edilen adam fasýk-ý mütecâhirdir. Yani fenalýktan sýkýlmýyor, belki iþlediði seyyiatla iftihar ediyor; zulmü ile telezzüz ediyor...” Fýsk, yani ahlâksýzlýk, çirkin iþleri, kusurlarý, dince yasaklanan þeyleri alenî yapýyor mu? Alenen ve pervasýzca iþlediði kumarý ve sarhoþluðu savunuyor; cinsel sapkýnlýklarýný umuma neþrediyor mu? Birinci kriter, kiþinin bu kusuru alenî iþlemesi ve diðeri de bunlarý yapmaktan utanmamasýdýr. Bir adým daha ileride üçüncü kriter, bunlarý anlatmaktan ve bilinmelerine þahit olmaktan zevk almasýdýr. Yani, zaten kendi kötülüklerini anlatmaktan gurur duyan adamý gýyabýnda bu aþaðýlýk eylemleri nedeniyle tahkir etmek suç deðildir. Kiþinin bu tür kötülükleri gizli yapmasý, bunlardan utandýðýný, bilinmesinden zevk almayacaðýný gösterir. Gizli iseler ifþa edilemezler. Gizlenen bir kiþisel kusuru açýða çýkarmak onu iþlemekten daha kötüdür.

• Ýkinci önemli nokta, kiþinin zalim olmasý hâlidir. Zulümde baþkasýnýn hakkýnýn gaspý, baþkalarýna iþkence etmek gibi faktörler vardýr ki, bunlarýn aleyhinde olmak ve bunlara engel olmaya çalýþmak, bunlarýn aleyhinde kamuoyu ve propaganda yapma gayretinde bulunmak, ayný zamanda bir görevdir. Sözü geçen zalim idareci, bir ülkenin yöneticisi olabileceði gibi, bir mahallenin muhtarý, bir þirketin patronu ve bir ailenin babasý da olabilir.

• Bu tür insanlarýn aþaðýlanmasý, insanlarýn onlardan uzak durmalarýna katký saðlayabilir. Ancak özellikle ahirzamanda bu tür gýybetlerin fonksiyonlarý deðiþebilir ki, korkunç bir tehlikedir. Bediüzzaman, “Bâtýlý tasvir safi zihinleri idlaldir” demiþtir. Örneðin, ‘ahlâksýz eþcinsel adam...’ sözü, kiþiyi aþaðýlýyor; ama zaafý olanlara tuzak kuruyor. Hayretle göreceksiniz: Gazeteler, sapýklýklarý sayfalarýna taþýrken, bunlarý iðrençlikler ve ahlâksýzlýklar olarak takdim ettiler. Bu sayede, hem toplum onlara itiraz etmedi; hem de bilinmeyen ve insanlarýn aklýndan hiç geçmeyen bu tür aþaðýlýklar bilinir oldu ve yaygýnlaþtý. “Aþaðýlayalým” derken böyle bir tahribata da hizmet etmemeliyiz.

e) Eleþtirmek için: Kural olarak, eleþtiri rahatsýz edici ise gýybet sýnýfýna dahildir. Dolayýsýyla, sýradan insanlarý gýyaplarýnda eleþtirme hakkýmýz da yoktur. Ancak kamusal hayat sözkonusu olduðunda, yukarýdaki dört duruma ek olarak bir kriteri daha dikkate alacaðýz:

• Kamusal kiþilikleri, aþaðýlama ve hakaret olmaksýzýn ve iftira atmaksýzýn, onlarý rahatsýz edecek olsa da, eleþtirme hakkýmýz vardýr. Yazarlar, sanatçýlar, bilim adamlarý, siyasetçiler ve topluma model olarak sunulan herkes burada istisnaî konumdalar. Bu kiþiler toplumla ortaklýk konumunda olan kiþilerdir; fikirleri ve tutumlarý tüm toplumu etkiler, þekillendirir, yönlendirir.

• Bu kiþilerin zâtlarýný ve gizledikleri özel hayatlarýný deðil, yaydýklarý eser ve tutumlarýný eleþtirebiliriz. Görüþlerine katýlmadýðýmýzý ve farklý düþündüðümüzü söyleyebiliriz. Biz Allah’tan vahiy almadýk ve dolayýsýyla, samimi inancýmýzý da söylesek, farklý düþünen ve inanan baþkalarýný aþaðýlama üslubuyla eleþtirmeye hakkýmýz olamaz.

• Toplumun inanç ve deðerler sistemini etkileyen kamusal kiþiliklerin gizledikleri özel hayatlarýný kurcalayamayýz. Yaydýklarý fikirleri bize çok aykýrý gelebilir. Sosyal çoðunluðun ve yüksek âlimlerin yüksek çoðunlukla katýldýklarý durumlar dýþýnda, yalnýzca bizim cemaatimize, din, mezhep veya partimize uymuyor diye kimseyi aþaðýlayamayýz: “Sapýttý, bâtýl yola girdi, kâfir oldu, dinini sattý, bizi saptýrýyor, sahtekârdýr...” gibi utanç verici hükümlerin altýndan kimse kalkamaz. Çoðu zaman eleþtiri ile hakareti birbirine karýþtýrýyoruz. Aþaðýlayýp geçmek eleþtirmek deðildir, zihinsel tembelliktir, pervasýzlýktýr.

Sonuç: Görüyoruz ki gýybet konusunda hepimiz kendimizi eðitmeliyiz. Gýybetten korunmayý bize ancak biz öðretebiliriz. Bu bir yetenektir, bir kiþiliktir, bir alýþkanlýktýr. Okumakla öðrenmiþ olmayýz, uygulayarak alýþkanlýk ve tutum hâline getirebildiðimiz ölçüde baþarýlý oluruz. Sadece empati yapalým; kendimizi gýyabýnda konuþtuðumuz insanlarýn yerlerine koyalým. Ya onlarýn geçmiþini aynen yaþamýþ olsaydýk, acaba onlardan farklý mý davranacaktýk? Ýnsanlarýn hata yapabileceklerini ve her hatanýn eleþtiriyi hak etmeyebileceðini göreceðiz. Baþkalarýný ayaklarýmýz altýna aldýðýmýz sürece, baþýmýzý ayaklarýn altýndan kurtaramayacaðýmýzý unutmayacaðýz
Gönderen: 17.01.2006 - 13:25
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1447 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.02929 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.