0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
919 Mesaj -

TÜRKLERÝN ÝSLAMÝYET'E HÝZMETÝ

Türklerin Ýslam dinini kabul etmeleri dünya tarihinde önemli bir dönüm noktasý olmuþtur. Müslüman Türkler karýþýklýk içindeki Ýslam dünyasýnýn koruyuculuðunu üstlenmiþtir. 1000 yýl boyunca Ýslamiyet'in bayraktarlýðýný yapan Türkler, Ýslam dünyasý tarafýndan hala lider millet olarak görülmektedir...

Türklerin Müslümanlýðý kabul etmeleri hem Ýslâm âlemi hem de dünya tarihi açýsýndan önemli sonuçlar doðurmuþtur. Türkler, karýþýklýk içinde bulunan Ýslâm dünyasýnýn koruyuculuðunu üstlendiler. Selçuklular, Abbasi halifelerini himaye ettiler. Batýda Haçlý Seferleri'ne, doðuda Moðol akýnlarýna karþý Türkler tarafýndan set oluþturulmuþ, böylece Ýslâm dünyasý daðýlmaktan kurtulmuþtur. Bin yýla yakýn bir süre Türkler, Müslümanlýðýn bayraktarlýðýný yapmýþtýr. Gazneli Mahmud'un Hindistan'a kadar yaptýðý seferler sonucunda Müslümanlýk Hindistan'a kadar ulaþmýþtýr. Böylece yakýn dönemlerde kurulan Pakistan ve Bangladeþ'in temelleri atýlmýþtýr. Osmanlý döneminde ise Türkler Balkanlar'a yerleþtiler. Arnavutlar, Bosna-Hersekliler (Boþnaklar) bu dönemde Müslüman oldular.

TARÝHÝN DÖNÜM NOKTASI

Türklerin Müslüman olmalarý hem Ýslâm tarihi, hem Türk tarihi bakýmýndan, dolayýsýyla bütün dünya için çok önemli bir olaydýr. Bu sayede Türkler birliðe kavuþmuþ ve eriyip yok olmaktan kurtulmuþlardýr. Bugün yeryüzünde Müslüman olmayan Türk topluluðu yoktur. Sonradan Müslüman olup da ardýndan asimile olan hiçbir Türk topluluðu yoktur. Ama Türk soyundan gelmiþ birçok topluluklar vardýr ki, bunlar Ýslâm'dan baþka dinlere girmekle hem dillerini hem köklerini unutmuþlar, tamamen karakter deðiþtirerek kaybolup gitmiþlerdir. Tuna Bulgarlarý bunun tipik örneðidir. Bu Türk topluluðu Hýristiyan olarak Ýslavlaþmýþ, bambaþka bir millet olmuþtur. Þimdiki Bulgarlarýn Türklükle en ufak bir iliþkisi kalmamýþtýr.

Müslüman olmalarý sayesinde Türkler tarih sahnesinde üstün millet sýfatýyla yaþamlarýný devam ettirdiler. Bir defa, Müslüman olunca, o sýrada teþekkül halinde bulunan Ýslâm medeniyetine katýldýlar ve bu medeniyeti oluþturan üç milletten (Araplar ve Ýranlýlarla birlikte) biri oldular. Ýslâm cephesine girmiþ olmalarý onlarý Asya bozkýrlarýndan Yakýn Doðu'ya getirdi ve orada yerleþip kalmalarýna neden oldu. Bu suretle Türkler tutunabilecekleri, büyük ve istikrârlý devlet kurabilecekleri bir bölgeye yerleþmiþ oldular.

Diðer taraftan, Ýslâm alemi de Türklerin katýlmasýyla bünyesinde taze bir kan buldu. Türkler Ýslâm'ý kendileri için bir 'Milli Din' olarak kabul ettiler, bütün benlik ve samimiyetleriyle bu dine sarýlarak 11. yüzyýldan itibaren Ýslâm dünyasýnýn bütün düþman kuvvetlerine karþý korunmasý iþini tek baþýna yüklenmiþ oldular.

Müslümanlýk devrine kadar Türkler her türlü yüksek meziyete sahip olan, fakat henüz dünyada kendi yerini tam bulamamýþ olan bir milletti. Ýslâm, onun yolunu aydýnlatan bir ýþýk oldu ve Türk Milleti bu ýþýðý takip ettikçe hep yükseldi.

ANADOLU'YA ÝSLAMÝYETÝN GÝRMESÝ VE MALAZGÝRT SAVAÞI

Türkler Ýslâm'a girdikten sonra bu uðurda hiçbir fedakârlýktan çekinmeden bütün varlýklarý ile Müslümanlýða hizmet ettiler. Müslümanlýðýn dünyaya yayýlmasý görevini Araplar'dan sonra Türkler üstlenmiþ ve bunu baþarý ile devam ettirmiþlerdir. Türkler, doðuda Asya kýtasýnýn birçok bölgelerinde Müslümanlýðýn yayýlmasýna hizmet ettikten sonra batýya yönelmiþlerdir. Malazgirt Zaferi, Türk ve Ýslâm tarihinin en önemli olaylarýndan biridir. Bu zafer, Anadolu'nun Türkleþmesini ve Ýslâmlaþmasýný saðlamýþ, Ýslâm Dinî'nin batýya doðru yayýlmasýný hýzlandýrmýþtýr. Ýstanbul'un Müslüman Türkler tarafýndan 1453 tarihinde fethedilmesi ile Türk Milleti'nin önderliðinde yüzyýllarca sürecek olan 'Müslümanlýðýn Altýn Çaðý' baþlamýþ oluyordu.

Türk Milleti gittiði ülkelere Ýslâm medeniyetini, Ýslâm adaletini ve ahlâkýný götürmüþtür. Türklerin idaresinde sadece Müslümanlar deðil, diðer dinlerden olan milletler de huzur ve güvenlik içinde yaþamýþlardýr.

Türkler, Müslümanlýðýn iç ve dýþ düþmanlara karþý korunmasýnda büyük hizmetlerde bulunmuþlardýr. Ýslâm'ý içten yýkmak isteyen ve bu amaçla Müslümanlar arasýnda yanlýþ inançlar yaymaya ve bölücülük yapmaya çalýþanlara karþý Müslümanlýðýn özünü korumuþlardýr.

Bizanslýlarýn, Müslümanlara yaptýðý saldýrýlara ve özellikle haçlý seferlerine karþý Türk Milleti'nin kahramanca savaþmasý, Ýslâm ülkelerini çok büyük tehlikelerden kurtarmýþtýr. Büyük sel felaketleri gibi Ýslâm ülkelerine yönelen Haçlý ordularýný Türkler durdurmamýþ olsaydý, Ýslâm dünyasý kendisini savunamayacak ve son derece olumsuz neticeler alacaktý.

TÜRK MÝLLETÝ'NE VERÝLEN ÞEREFLÝ GÖREV

Müslümanlýðýn korunmasý gibi þerefli bir görevi yüce Allah Türk Milleti'ne nasip etmiþ, milletimiz de bu uðurda temiz kanlarýný akýtarak, canlarýný seve seve vererek görevini yerine getirmiþtir. Türklerin Ýslamiyet davasýna sahip çýkmalarý sonucunda ortaya son derece deðerli bir Ýslam kültür ve medeniyeti çýkmýþtýr. Bu kültürün oluþmasýyla ilimde, sanatta birçok deðerli eserler meydana getiren alimler ve sanatkarlar yetiþmiþtir. Örnek vermek gerekirse;

-Müslümanlýðýn temiz inançlarýnýn savunucusu ve Ýtikad'da Maturidi Mezhebinin kurucusu Ebû Mansur Maturidi,

-Peygamberimizin mübarek sözlerinin toplandýðý ünlü "Sahih-i Buhari" kitabýný meydana getiren Muhammed b. Ýsmail Buhari,

-Büyük Ýslâm düþünürü ve bilgini Ýmam-ý Gazali,

-Tüm dünyada tanýnan Ýslam düþünürü Mevlâna Celaleddin-i Rumi.

Bunlar, Türk Milleti'nin yetiþtirdiði çok sayýda büyük din bilgininden sadece birkaçýdýr.

Bizlere kütüphaneler dolusu çok kýymetli eserler býrakan ve adlarýný burada sayamayacaðýmýz pek çok Türk bilgini vardýr.

"Türk dilini öðreniniz, çünkü Türklerin çok zaman sürecek bir hâkimiyetleri vardýr." Kaþgarlý Mahmud

Savaþlar ve göçler sonucunda dünyaya yayýlan Türkler, pek çok farklý kültür ve inanca sahip halk ile tanýþmýþtýr. Ancak, Türkler asýl kimliðini Müslümanlýk ile bulmuþ ve asýrlar boyunca Müslümanlýðýn koruyuculuðunu ve bayraktarlýðýný yapmýþtýr.

Orta Asya'dan, güneye ve batýya doðru göç eden Türk boylarýndan bir kýsmý Ýran'a yakýn bölgelere, bir kýsmý da Ýran'da Sasani Ýmparatorluðu engeli ile karþýlaþýnca Hindistan'a doðru yönelmiþlerdir.

Sasani Ýmparatorluðu, Türkler ve Müslümanlar arasýnda bir engeldi. Bu engel Arap ordularýnýn Yermuk (634), Kadisiye (635) ve Nihavend (641) savaþlarýnýn ardýndan Ýran'ý ele geçirmeleriyle ortadan kalkmýþtýr. Zaten bu civarda yerleþik bulunan Türkler, Araplar ile önceleri savaþ halinde bulunmuþ olsalar bile, Talas savaþýnda (751) Araplar ile birlikte Çinlilere karþý savaþmýþlardýr. Savaþ sonrasýnda Çin'in Orta Asya'dan çekilmesiyle bölgeye Araplar hâkim olmuþlardýr. Bu tarihten itibaren de Türkler Müslümanlýðý tanýmaya baþlamýþlardýr. Bu yakýnlaþmalarýn sonucunda geliþen siyasal, ekonomik ve kültürel iliþkiler Türkler arasýnda Müslümanlýðýn yayýlmasýný iyice hýzlandýrmýþtýr. Maveraünnehir'in Buhara, Semerkant, Fergana ve Curcan gibi büyük Türk þehirleri, Ýslâm kültür ve uygarlýðýnýn önemli merkezleri haline gelmeye baþlamýþtýr. O zamana kadar sadece askeri alandaki üstünlükleriyle nam salmýþ olan Türkler, artýk Müslümanlýða katký saðlayacak duruma gelmiþlerdir.

Türklerin Araplar ile yakýnlaþmasý sonucunda Maveraünnehir bölgesindeki Türkler hýzla Müslümanlýðý kabul ediyorlardý. Ýtil Bulgarlarýnýn hükümdarý Almýþ, Baðdat Abbasi Halifesin'den din adamý ve askerlik teknolojisi bilen insanlar (kale yapýmý için) istemiþti. Onuncu asrýn baþlarýnda onlara bir Müslüman heyeti geldi. O sýrada Hazar Hanlarý Museviliði, Uygurlar mani dinini, Doðu Avrupa'ya giden Türkler ise Hýrýstiyanlýðý kabul etmiþlerdi. Ýtil (Volga) Bulgar Milleti ilk Müslüman Türk Milleti oldu. Cuma hutbelerinde "Allah'ým, Bulgar il-teberini (hükümdar) doðru yola götür" deniyordu. Hükümdar, babasý Müslüman olmadýðý için onun adýný anmak istemedi, onun yerine Abdullah adýný kullandý. Bulgar Türkleri o sýrada eski örf ve adetlerini, bazýlarý Ýslâm'a uymasa da, devam ettiriyorlardý. Müslümanlýðýn þartlarýný yerine getirme konusunda çok ciddi idiler. Bunlar ayný zamanda Müslüman olmayan komþu Türk ülkelerine karþý gaza yapýyorlardý. Nitekim Baþkurt Türkleri o sýrada Hýristiyan olacakken Bulgarlar bunu engellemiþlerdir.

Maveraünnehir bölgesinde Müslüman Türk nüfusu gitgide artýyordu; bazý þehirleri, mesela Farab'ýn, nüfusu çoðunlukla Müslüman olmuþtu. Buralarda yaþayan Türkler mal ve paralarýnýn çoðunu gazaya ve cihada ayýrýyor, "putperest" dedikleri soydaþlarýný Müslüman etmek üzere onlarýn ülkelerine akýn eden gazileri besliyorlardý. Ayný dönemde göçebe Karluk ve Oðuz boylarýnýn kitleler halinde Müslüman olduklarý görülüyordu. Müslüman nüfusun arttýðý Türk þehirlerinde Ýslâm medeniyeti de ilk büyük meyvelerini vermeye baþlamýþtý; buralarda büyük alimler ve zahidler yetiþiyordu.

Türklerin Müslümanlýða girmeleri uzun zaman içinde ve yavaþ yavaþ devam etmiþ, X. yüzyýlda ise çok büyük hýz kazanmýþtýr.

Araplar Maveraünnehr'e geldikleri zaman Türklerin yüksek ahlâki meziyetlere, büyük bir idarecilik ve askerlik yeteneðine sahip olduklarýný görmüþlerdi. Türklerin þöhreti uzak Ýslâm diyarlarýna kadar yayýlýyor, herkes Türklerden bahsediyordu. Müslümanlar arasýnda, Türkler Müslümanlýða girdikleri takdirde artýk hiçbir gücün Ýslâm'a karþý çýkamayacaðý inancý doðmuþtu. Pek çok kiþi de vaktiyle Hazreti Muhammed'in Türklerle ilgili övgülü ve müjdeli sözler söylediðini rivayet ediyordu.

Arap edebiyatçýlarý ve tarihçileri de Türkler hakkýnda övgü dolu þeyler yazmýþlardýr. Bunlardan biri olan Cahiz, 'Türklerin Faziletleri' adlý kitabýnda þöyle diyor:

"Savaþ sanatý Türk'e bilgi, tecrübe, siyaset ve sâir yüksek vasýflar kazandýrmýþtýr. Türk daima sözünde durur ve hile bilmez. Türk Hakaný hileyi sadece savaþta da olsa yapmak zorunda kaldýðýný üzülerek belirtir ve iki yüzlü olanlarý daima en kötü insan sayar... Arap ordularýný Türkler kadar titreten baþka bir Millet yoktur. Türkler daima soylarýyla iftihar ederler, vatanlarýna ve dillerine çok baðlýdýrlar. Düþmanlarý esir alýnca onlara iyilik ve ikram eder, alicenablýk gösterirler."

IX. Yüzyýlýn ortalarýnda artýk Abbasi ordularýnda çok sayýda Türk vardý. Abbasiler birçok Türk'ü Ýslâm-Bizans sýnýrýna yerleþtirerek, onlarý Hýristiyanlara karþý Ýslâm dünyasýnýn sýnýr bekçileri yaptýlar. Böylece Türkler, Selçuklu akýnýndan çok önceleri Anadolu'ya gelmiþ ve oralarda yerleþmiþ oluyorlardý. Battal Gazi Destaný iþte bu sýnýr gazisi akýncý Türkler devrinden kalma bir destandýr.

Türklerin Ýslâm dinini oldukça kýsa sürede kabul ettikleri kesindir. Türkler tarih boyunca çeþitli dinlere girmiþler; Buna raðmen Müslümanlýk dýþýndaki dinlere girenler Türklüklerini koruyamamýþlardýr. Ýslâm dini son hak din olduðu için ve emrettiði güzel ahlak da Türk'ün millî yapýsýna en uygun yapý olduðu için, Türkler kitleler hâlinde bu dini kabul etmiþler ve Türklüklerini korumuþlardýr.

MÜSLÜMANLIÐI KABUL

Türkler Müslümanlýðýn dünyaya yayýlmasý görevini üstlendikten sonra bunu baþarý ile devam ettirmiþlerdir.

Bizanslýlarýn, Müslümanlara yaptýðý saldýrýlara ve özellikle Haçlý seferlerine karþý Türk Milleti'nin kahramanca savaþmasý, Ýslâm ülkelerini çok büyük tehlikelerden kurtarmýþtýr. Büyük sel felaketleri gibi Ýslâm ülkelerine yönelen Haçlý ordularýný Türkler durdurmuþtur.

TÜRKLERÝN BÝLÝMÝN GELÝÞMESÝNE KATKILARI

Türklerin Müslümanlýða hizmetleri sadece siyasî ve askerî alanla sýnýrlý kalmamýþtýr. Devlet idaresi ve askerî yapýlanmada bütün Ýslâm dünyasýný etkileyen Türkler, Ýslâm medeniyetinin geliþmesinde de büyük hizmetlerde bulunmuþlardýr. Bilim, sanat ve edebiyat alanýnda Ýslâm rönesansý, Türklerin katkýlarý ve saðladýklarý huzur ve emniyet sayesinde gerçekleþmiþtir.

Ýslâm dininin ve medeniyetinin, evrensel hâle gelmesi Türkler sayesinde mümkün olmuþtur. Meselâ, Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafýndan Baðdat'ta kurulan Nizamiye Medreseleri (1066), öyle büyük bir üne sahip oldu ki, bu medreseler Ýslâm medreselerinin ilk örneði olarak kabul edilmiþti. Halbuki Samanoðullarý ve Gazneliler devrinde de medreselerin bulunduðu bilinmektedir. Ancak Nizamiye Medreseleri dinî bilimler yanýnda müspet ilimlerin de okutulduðu ilk medreseler olmakla, modern üniversitelere öncülük etmiþtir.

Abbasiler zamanýnda baþlayan eski Yunan ve Helen medeniyetlerine ait eserler ve felsefe akýmlarýnýn çevirileri, Türk hâkimiyeti devresinde zirveye ulaþmýþtý.

ÝSLAM MEDENÝYETÝNÝN ÖNCÜLERÝ: TÜRKLER

Türklerin Ýslam davasýna sahip çýkmasýyla Ýslâm medeniyetinde büyük geliþmeler olmuþtur. Batýda unutulmuþ olan Yunan ve Helen medeniyeti, Haçlý Seferleri sayesinde Ýslâm medeniyeti ile birlikte tekrar Avrupa'ya taþýnmýþtýr. Ýslâm medeniyetinin öncüleri durumunda olan Türk bilginler bütün dünya tarafýndan tanýnmýþ ve eserleri yüzyýllarca bilime rehberlik etmiþtir. Bu Türk bilginlerinin en ünlüleri Farabi, Birunî ve Ýbni Sina'dýr.

Oðuzlarýn Karaçuk (Farab) þehrinde doðan Farabi (870-950), matematik, fizik, astronomi vb. konularda 160 kadar kitap yazmýþtýr. Ancak onu asýl önemli kýlan Helen felsefesinin akýlcý, mantýða dayalý yönüyle Ýslâm düþüncesini kaynaþtýrdýðý felsefe alanýndaki çalýþmalarý olmuþtur. Aristo'nun düþüncelerini en iyi açýklayan kiþi olduðundan "Muallim-i Sâni" (Ýkinci öðretmen) adýyla anýlmýþtýr. Eserlerinin çoðu Latinceye çevrilmiþ ve batýda "Al-Farabýus" adýyla ün yapmýþtýr. Ýhsâ'ül-Ulûm isimli eseriyle bilimleri ilk kez sýnýflandýran Farabi ayný zamanda Öklit geometrisini de açýklamýþtýr.

Farabî'nin düþüncelerinden etkilenen Ýbni Sînâ (980-1037), çeþitli konularda 220 civarýnda eser vermiþ diðer ünlü bir Türk bilginidir. Avrupa'da "Avicenna" adýyla bilinmektedir. Felsefe ve müspet bilimlerle uðraþan Ýbni Sina asýl ününü týp alanýnda kazanmýþtýr. "El-Kanun fi't-Týb" adlý eseri Latinceye çevrilmiþ ve yüzlerce yýl ders kitabý olarak okutulmuþtur.

BÝLÝMÝN ÖNCÜSÜ OLAN DÝÐER TÜRKLERDEN BÝRKAÇ ÖRNEK...

Birûnî (973 -1051), Harzemþahlarýn sarayýnda yetiþti ve Gazneli Mahmud'un himayesine girdi. Matematik, geometri, týp ve coðrafya gibi alanlarda 113'ten fazla eser veren Birûnî'nin asýl baþarýsý astronomi dalýndadýr. Yýldýzlarýn yüksekliðini, açýlarýný ölçen hassas aletler geliþtirdi. Dünya çekirdeðinin çapýný sadece 15 kilometrelik yanýlmayla 6338.8 km olarak tespit etmiþtir. Yazdýðý astronomi kitabý, dünyanýn ilk astronomi ansiklopedisi olarak kabul edilmektedir.

Farabî ve Ýbni Sina'nýn açtýðý yoldan birçok Türk âlim ilerlemiþtir. Felsefe dalýnda; El-Harezmî, Þehristânî ve tasavvufun öncülerinden Gazali, Ýbni Rüþd, Fahreddin Razi, geometride Abdurrezzak Türkî, trigonometrinin kurucularýndan Abdullah el-Baranî ilk akla gelenlerdir. Selçuklu Sultaný Melikþah Ýsfehan ve Baðdat'ta birer rasathane kurdurdu. Dönemin Bilim adamlarý, Melikþah adýna güneþ yýlýna dayanan Celâlî veya Takvim-i Melikþâh adlarýyla anýlan bir takvim hazýrladýlar. Sanat ve mimarlýk alanlarýnda da Türk-Ýslâm Medeniyeti zamanýnda büyük geliþmeler görülmektedir. Türk-Ýslâm kültürü ve sosyal hayatýna uygun olarak geliþen mimarlýðýn en önemli örnekleri cami, medrese, kervansaray, imaret, darüþþifa (hastane) vb.dir. Ýlk Türk-Ýslâm mimarî örneði, Tolunoðlu Ahmed tarafýndan Kahire'de yaptýrýlan Tuluniye Camisi'dir ve bugün dahi varlýðýný korumaktadýr.

Türkler tarafýndan geliþtirilen kubbe, kemer ve sütun biçimleri, Orta Asya yaþantýsý ve çadýr kültürünün, Ýslâm mimarîsine yansýtýldýðý yeni bir mimarî üslûbu getirmiþtir. Özellikle tekke, kümbet, cami ve medrese gibi yapýlarda, Türk mimarî üslûbunun eþsiz örnekleri görülür. Yazý, cilt, çini, minyatür sanatlarý ile seramik, dokumacýlýk, taþ ve maden iþçiliði vb. alanlarda Türkler eþsiz örnekler vermiþlerdir. Türkler heykel ve kabartma sanatlarýnda da baþarýlý örnekler vermiþlerdir. Örneðin birçok yapýda hayvan figürleri kullanýlmýþ, Sultan Tuðrul bastýrdýðý madalyona kabartma resmini koydurmuþtur. Müzik alanýnda da Türkler yenilikler getirmiþlerdir. Farabî müzik üzerine iki eser yazmýþ ve bunlar dünya müzik tarihine geçmiþtir.

Eserinde ses ve müziðin fizik temellerini inceleyerek, ses perdesinin özelliklerini ilk defa ortaya koymuþtur. Saraylardaki nevbet (bando), Osmanlý askerî mehterine örnek olmuþtur. Ayrýca bazý tarikatlerin yaptýklarý dinî müzik ve rakslar, Türk tasavvuf musikisinin ve semahlarýn özünü oluþturmuþtur.

Türkler sadece din ilimlerinde deðil, diðer ilim dallarýnda, teknikte ve müsbet ilimlerde de büyük ilerlemeler göstermiþ, dünyaca ünlü bilim adamlarý yetiþtirmiþtir.

ÝSLAM MEDENÝYETÝNÝN OLUÞMASI

Büyük bir Türk bilgini olan Ýbni Sina'nýn týp alanýnda yazdýðý kitaplar Avrupa'da yüzyýllarca okutulmuþ, yine bir Türk bilgini olan Ebû Bekir Razi'nin eserleri bilim dünyasýna ýþýk tutmuþtur. Týp, fizik, kimya, matematik ve astronomi ilimlerine önemli katkýlarda bulunan, birçok bilim dalýnýn temellerini atarak dünyaya öncülük eden çok sayýda Türk bilgini yetiþmiþtir. Ýslâm dünyasýnýn her tarafýný süsleyen, bugün bile çoðu ayakta duran sanat eserlerinin çoðu Türk mimarlarý tarafýndan yapýlmýþtýr. Ýslâm dünyasýnda Sinan gibi bir mimar, Selimiye Camii gibi baþka bir þaheser görmek mümkün deðildir.

Ýslâm tarihine baktýðýmýz zaman açýkça görürüz ki, Müslümanlýðýn ilk devirlerinden sonra Müslümanlýða büyük hizmetlerde bulunarak Allah'ýn rýzasý yönünde hareket eden millet, Türk Milleti olmuþtur. Kur'an-ý Kerim'de, Ýslâm'a hizmet eden hayýrlý milletler þöyle müjdelenmiþtir:

"Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onlarý sevdiði, onlarýn da kendisine sevdiði mü'minlere karþý alçak gönüllü, kâfirlere karþý ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kýnayýcýnýn kýnamasýndan korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ýn bir fazlýdýr; onu dilediðine verir. Allah (rahmetiyle) geniþ olandýr, bilendir." (Maide Suresi, 54)

Bu ayetle, Ýslâm'a en önemli hizmetleri gerçekleþtiren Türk Milleti de müjdelenmiþtir.

Peygamber Efendimiz de þu müjdeyi vermiþtir:

"Ýstanbul elbette fetholunacaktýr. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandýr. Onu fetheden asker ne güzel askerdir."

Ýstanbul'un fethedilmesi, büyük Türk hükümdarý Fatih Sultan Mehmet ile onun kahraman askerine nasip olmuþ ve böylece Milletimiz Peygamberimizin övgüsüne hak kazanmýþtýr.

türkdünyasý wep sitesinden alýntýdýr


Gönderen: 02.09.2006 - 16:51
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
vehbi70 02.09.2006 - 16:51
 TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
LAZBAKKAL 31.01.2007 - 18:38
 TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
hanzade3 31.01.2007 - 18:48
 RE:
ZeBaNi 31.01.2007 - 18:51
 TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
CiVELEK 31.01.2007 - 19:12
 TÜRKLERİN İSLAMİYET'E HİZMETİ
karapapak 01.02.2007 - 07:49

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1316 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.69038 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.