0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » İLANLAR & DUYURULAR » BAŞ BENİM BAŞÖRTÜ BENİM PERUK KİMİN PEKİ?

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
Suayb su an offline Suayb  
BAŞ BENİM BAŞÖRTÜ BENİM PERUK KİMİN PEKİ?
154 Mesaj -

Yozlaþmanýn Baþörtüsü Versiyonu; Peruk


Tâbi olduklarý dinin mücadelesini vermek bir yana, var olduklarý kültürün dahi mücadelesini veremeyen bir coðrafyanýn insanlarý, din ve kültür yozlaþmasý arasýnda ezilip kaybolduklarýnýn farkýnda bile deðiller. Dinî bilgilerini, kulaktan dolma bidat ve hurafelerle elde edip, etnik kimliklerini de ýrkçý bir felsefe ile sürdüren, bu coðrafyanýn halký, doðu ve batý kültürü arasýnda bocalamaya devam etmektedir. Ýyi ile kötü; Hak ile batýl; farkýný algýlama yeteneðini kaybedecek kadar vahiyden ve akýl yürütmeden uzak kalmýþtýr.

Yozlaþmanýn süreci, asýrlardýr Ýslam yurdu olan bu beldede, artýk müminlerin bir kýsmý din adamlarýnýn (!) fetvalarýný sorgulamaksýzýn pratize ede gelmiþ; bilgin (!) ya da aydýn (!) denilen akademisyen prof.larý her alanda kýlavuz edinmiþtir. Sonucunda peygamber varisi ulema takip edilmez olmuþtur. Oysa Allah-u Teâla, Kitab-ý Kerim'de "bilginleri ve din adamlarýný rabbler edinmeyiniz " ( Tevbe 9 / 31 ) buyruðu ile müminleri uyarmaktadýr. Malumdur ki bu ayetin nüzulü ile "Biz cahiliyede hiç onlara rükû ve secde etmedik" diyen sahabeye Hz. Muhammed (a.s.v.): "Siz onlarýn haramlarýný haram, helallerini helâl bilmiyor muydunuz?" diye sorar. "Evet" cevabýný alan Allah Resulü (a.s.v.): "Ýþte bu Rabb edinmektir." buyurur. Bu ayet-i kerime’nin tefsiri bizzat Allah Resulü (a.s.v.), tarafýndan yapýlýr ve dikkatle irdelenmesi, anlaþýlmasý gereken, ilk hikmetlerden biri, birilerinin din adamý olmasý Allah (c.c)'ýn haramýný helâl, helâlini haram kýlma yetkisini kendisine vermez. Allah (c.c) 'ýn helali ve haramý ile alimin ve bilginin fetvasý örtüþmüyorsa, buna raðmen alime ya da bilgine itibar ediliyor ise, bu Allah'tan baþkalarýný rabb edinmektir. Hal böyle iken, dinde tahribat bizzat din adamý sýfatlý ya da bilgin sýfatlý insanlar eli ile yapýla gelmiþtir. Bunda bazen kasýt olduðu gibi kasýtsýz da olduðu söylenebilir. Bu çeþit tahribatlar "niçin böyle oluyor?" sorusunu sorduðumuzda, karþýmýza birçok neden çýkmaktadýr. Birincisi, dinin aslý olan Kur'an'ýn Rabbi Teâla tarafýndan korunmuþ olmasý ve bu korumayý aþamayan taife, Kur'an'ýn maksadýna yönelik tahribat çalýþmasý yapmýþtýr; zira Kur'an'ýn metni koruma altýndadýr. Ancak maksattan uzaklaþtýrabilmek için manayý kullanarak Kur'an ahkâmý tahrip edilmektedir. Her dil gibi Arapçada da bir kelime birkaç manaya gelebilmektedir. O halde biz Vahyin maksadýný ancak ayetin inzalinde, Allah Resulü (a.s.v.) ve ashabýnýn aldýðý tavrý irdeleyerek anlayabiliriz. Bizim bu maksadý algýlamamýza mani olmak için, hadislere olmadýk iftira ve þüphe yamanarak Allah Resulü (a.s.v.) ile ümmet arasýndaki bað koparýlmak istenmiþtir. Hadis usulünde, zayýf olarak nitelendirilen hadis, fýkýhta bir þeyi meþru veya gayri meþru kýlabilir. "Zayýf " kelimesi günümüzde kullanýlan anlama gelmez. Ahâd hadis, rivayeti tek yoldan gelen, ravisi tek olan hadistir. Bir misal verelim: Hz. Aiþe (r.anha), Allah Resulüaglaa.s.v.) ile yalnýzken bir hadis duymuþ ve bunu da sonradan aktarmýþtýr. Haber ilmi tekniðine göre, zayýf nitelendirilen bu hadis, Hz. Aiþe (r.anha)'nin kimliði ve temiz bir mümine ve ümmetin annesi olmasý hasebi ile teknik olarak hadisi zayýf olarak nitelendirilse de hakikatte saðlam bir kulptur. Ahad hadis, bir meseleyi, haram, helâl, farz, vacip, sünnet, kerih gibi kavramlara taþýyabilir. Ahâd habere, sýfýr itibar aklen mümkün deðildir. Þöyle ki, tüm insanlar babalarýný ahâd haberle baba olarak bilirler. Ýkincisi, dinin rantýný yiyebilmek için, dinden çýkar saðlamak isteyenler, dini olduðunca farklý, kolay ya da zor göstererek dini tahrip etmek istemiþlerdir. Sayýsal çoðunluk adýna helâller gevþetilmeye, haramlar kaldýrýlmaya çalýþýlmýþtýr. Daha çok kitleye ulaþma adýna bazý haramlarýn tebliði tehir edilmiþ, bazý olmadýk helâller keþfedilmiþtir. Misal, Kiþinin kalbi ýsýnacak diye namazsýzlýðýna göz yumulmuþ, yapýdan uzaklaþmasýn diyerek kiþinin futbol fanatizmi meþru görülmüþtür. Üçüncüsü, saltanat yüklü ideolojik rejimlerin baskýsýna dayanamayýp saltanat ya da rejim ulemasýnýn sahte fetvalarý ile halk Kur'an'ýn maksadýndan uzaklaþtýrýlmýþ ve din tahrip edilmeye çalýþýlmýþtýr. Dördüncüsü, iyi niyetle yola çýkarak dinin aslýndan olmayan ahkâmlarý dinin ahkâmý imiþ gibi sunarak dinde ruhbanlaþmak; selefi salihin tasavvufunu terk edip hýristiyan ve hinduizm mistisizmden etkilenmiþ pasifize edici bir sufi tarza bürünmekte dinde tahribata, yozlaþmaya sebebiyet vermektedir. "Sonra bunlarýn izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oðlu Ýsa'yý da arkalarýndan gönderdik, ona Ýncil'i verdik ve ona uyanlarýn yüreklerine bir þefkat ve merhamet koyduk. Uydurduklarý ruhbanlýða gelince onu, biz yazmadýk. Fakat kendileri Allah rýzasýný kazanmak için yaptýlar. Ama buna da gereði gibi uymadýlar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarýný verdik. Ýçlerinden çoðu da yoldan çýkmýþlardýr." (Hadid 27 )

Haliyle bunlarla sýnýrlý olmayan tahribat ve yozlaþmada sýraladýklarýmýz öncelikli boy göstermektedir. Akabinde gelen kültür ve din yozlaþmasý gerek dünyevî gerek uhrevî hayatý riske etmekte, þahsiyet yitikliði, kimlik bunalýmý had safhaya ulaþmaktadýr. Vahyî aslýna uygun teblið edecek muvahhid varis ulemaya ihtiyaç duyan ümmet, "kime inanayým?" þaþkýnlýðý ile yeryüzünde sefil bir halde dolaþmaktadýr. Oysa þifa o kadar yakýndýr ki; kendisine sunulan iki kapak arasýndaki kitabýn içindedir, kime inanacaðý, kime tâbi olacaðý!.. "Bununla beraber Allah ve Resulü bir iþe hükmettiði zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadýn için, o iþlerinde baþka bir tercih hakký yoktur. Her kim de Allah ve Resulüne âsî olursa açýk bir sapýklýk etmiþ olur." (Ahzap 33/36); "Din hususunda onlara apaçýk deliller verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra aralarýndaki çekememezlik ve düþmanlýk yüzünden ayrýlýða düþmüþlerdi. Þüphesiz Rabbin, ayrýlýða düþtükleri þeylerde, kýyamet günü aralarýnda hükmedecektir. Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçýk bir þeriat sahibi kýldýk. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma." (Casiye 17-18)

Kur'an'a ve sünnete tâbi olmayý bilmeyen, bilemeyen toplum her ne kadar Ýslam toplumu adýný taþýsa da "yaþadýðý gibi inanma" kaidesi gereði dinsel yozlaþmanýn bir neticesi olarak tanýnmaz derecede asimilasyona uðramýþtýr. Bir toplumun kültürel ve dinsel deðerlerini ilk yansýtan alametlerden biri de kýyafet tarzýdýr. Kýyafet yozlaþmasý, toplumun hangi noktada olduðunun göstergesidir. Ancak burada asýl üzerinde durulacak konu, kültürel sapma/yozlaþmadan ziyade dini sapma/yozlaþmadýr. Zira din her zaman kültürü etki alaný içine almýþtýr. Ama sapkýn ve batýl din her zaman için kültürün altýnda ezilmiþtir. Batý kültürü ile yüzyýllar önce tanýþmýþ Ýslam toplumu, son üç asýrla birlikte bariz derecede batý kültürü karþýsýnda çeþitli sebeplerden dolayý dinsel kimliðini yitirmeye baþlamýþ, saydýðýmýz dört unsurdan dolayý bu süreç hýzlanmýþ ve günümüzdeki noktaya gelinmiþ, II. Mahmut'la hýzlanan kýyafet tarzý deðiþikliði, devrimlerle pekiþmiþtir. Mümin erkeklerin kýyafet tarzý, bugün gelinen noktada sorgulanmamakta, konusu dahi yapýlmamaktadýr. Hassas noktamýz olan baþörtüsüne de çözüm (!) aranmaktadýr. Yozlaþma ve uzlaþma adýna olmadýk kýlýða sokulmaya çalýþýlan tesettür tarzý can çekiþmektedir. Dini yaþamak için çözüm arayanlar öncelikle þunlarý sorgulamalýdýrlar: Birincisi, baþörtüsü, mü’minelere buluða ermekle mi farz oluyor, yoksa üniversiteye girmekle mi? Cevap ilki ise, bu sorun neden üniversitede kendini göstermektedir? Cevap ikincisi ise, bunun Kur'an ve Sünnette yerini kim bulmuþtur? Ýkincisi, baþörtüsü konusu gündeme gelince neden herkes Nur/31.ayet-i hatýrlýyor da Ahzap/59. ayet göz ardý ediliyor. Nur 31. ayette bahsedilen ziynet ve ziynet yerlerinin gizlenmesinden bahseden emrin, kadýný cazip gösterecek süs yerlerine itiraz yok iken, bugün kadýnlarýn baþlarýndaki allý pullu güllü olmadýk süslü eþarplarla kadýný cazip gösteren kýyafetlerin tesettür maksadýný taþýmayacaðý niçin anlamazdan geliniyor? Üçüncüsü, baþörtüsünü dinin fer'i bir meselesi olarak görme hakkýný birilerine hangi makam vermiþtir. Evet, Ýman aslidir. Ancak amellerin tümünü fer'i görmek ne kadar doðrudur. Kat'i farzlarla, zanni farzlarý, vacipleri, müekked sünnetleri, gayri müekked sünnetleri ayný kefeye koymak hangi ilmi usule sýðar? Fýkýh usulünde, mutlak ve mukayyed hükümler arasýnda fark yoktur denilebilir mi? Baþörtüsü emri mutlak bir emir deðil midir? Kim niçin Allahu Teâla’nýn ayetlerine parantez açarak maksadýn dýþýna çýkmaya çalýþýyor? Bir müslümanýn bir ameli terk etmemesi için illa ki o amelin terki mümini küfre mi götürmesi gerekir? Küfre götürmeyen her amel, istisnasýz terk edilebiliyor ise dinin icrasý nasýl gerçekleþecek? Neden Allah Resulü (a.s.v.), baþörtüsüne el uzatan yahudi kavme savaþ açmýþtýr? Akaidin dýþýndaki tüm emirler, fer'i algýlanacaksa niçin Hz. Muhammed (a.s.v.) sabah namazýna gelmeyenlerin evlerini baþlarýna yýkayým" demiþtir? Dördüncüsü, Buhari'de, Müslüm'de, Nesâi'de kayýtlý ayrýca Kettani'de mütevatir hadislerle kayýtlý Allah Resulü (a.s.v.)’in "Allah, peruk takana da taktýrana da lanet etsin" hadisi þerifi açýk ve net ortada iken, birileri ümmetin gözünün içine baka baka nasýl oluyor da peruk fetvasý verebiliyor? Allah'ýn haramýna helâl demek, buna da helâl olarak itikat etmek acaba kiþiyi hangi noktaya getirir? Tesettürdeki maksadýn kadýnýn cezbiyetini gizlemek olduðu noktasýnda ulemanýn ittifaký, ümmetin icmaý var iken, nasýl oluyor da kadýný daha da süslü gösterebilen bir eþyanýn kullanýmýna fetva verilebiliyor? Ve buna düþünülmeden tâbi olunuyor. Maksat zinet halini gizlemek olmasa idi, maksat mü’minenin kimliði olan örtü olmasa idi Ahzap suresi 59. ayet nerede kalacak idi. Eðer fasid fetvaya göre, maksat orijinal saç tellerini gizlemek ise kafasýný usturaya vurarak saçlarýný yok eden kadýn tesettüre riayet etmiþ olacak mýdýr? Peruk ile örtü emri yerine geliyor ise mahrem yerleri açýk bir kadýn resmi olan kumaþtan dikilmiþ bir elbise ile mümine kadýn örtünmüþ olur mu? Buna da bir fetva bulunmalý deðil mi? Eðer baþörtüsü fer'i bir mesele ise elbise de fer'i deðil midir? Bu yozlaþmanýn sebebi, hoþgörü ve uzlaþma ise biz müminlerin bu müftülerden (!) beklentimiz þudur: Hoþgörü adýna yahudi ve hýristiyanýn en fer'i meselesine duyulan saygýnýn bir kýsmýný da amelde asli meselemiz olan baþörtüsüne de hassasiyetle yaklaþýlmasýdýr.

Ýslama ait olmayan sorunlar, Ýslama çözdürülmeye kalkýldýðýnda, Ýslam ahkâmý basit (hâþâgöz kırpma duruma düþürülmüþ olacaktýr. Bu da Allah'ýn dinini hafife almaktýr. Ýslam problemleri kendi denkleminde çözer, kendi usulünde eritir. Nasýl ki, kimya denklemleri fizik ile çözülmüyor ise, Ýslama uygun olmayan meseleler de islami usulle çözülemez. Ýslam dini kolaylýk dinidir, ancak uydurma kolaylýklarý da taþýmayacak kadar yücedir. Ýbrahim (a.s.)’ýn tevhid dinine iman etmiþ bizler, bilelim ki her müminin bir Ýsmail’i vardýr. Rabbi Teâla’nýn rýzasýna yürüyen bizler gerektiðinde Ýsmaillerimizi kurban edebilmeyi öðrenmeliyiz. Ýsmail bazen Ýsmaildir, bazen makamdýr, bazen iþ, bazen de okuldur. Her ne ise, Ýbrahim (a.s.)’a komþu olmak isteyenler, O' nun ödediði bedeli ödemeye hazýr olmalýdýrlar.

Yarabbi, bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, Sapýklýða düþenlerin, gazaba uðrayanlarýn yoluna deðil, Âmin...(Fatiha 7)

Gönderen: 05.04.2007 - 18:12
Bu Mesaji Bildir   Suayb üyenin diger mesajlarini ara Suayb üyenin Profiline bak Suayb üyeye özel mesaj gönder Suayb üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 BAŞ BENİM BAŞÖRTÜ BENİM PERUK KİMİN PEKİ?
Suayb 05.04.2007 - 18:12
 BAŞ BENİM BAŞÖRTÜ BENİM PERUK KİMİN PEKİ?
muhammed fatih 18.06.2007 - 15:49

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1307 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61351 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.