0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » RISALE-I GAVSIYYE   Cevap Ekle

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast Misafir-99  
RISALE-I GAVSIYYE Alinti ile cevapla
Misafir
RÝSALE-Ý GAVSÝYE

Belirsiz ve muðlak þeyleri keþfeden Allah’a hamdolsun. Yaratýlmýþlarýn hayýrlýsý Hazreti Muhammed’e (A.S.) salât ü selâm olsun!

Allah’dan baþkasýna gönül baðlamayýp ürken, Allah ile gönül alýþkanlýðý içinde ünsiyet kuran GAVS-I Â’ZAM diyor ki:

“Cenâb-ý Hak (c.c) Bana (ilham yoluyla) þöyle buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam!

— Buyur Allahým buyur, emrine âmâdeyim!

— Ýnsanlýk âlemiyle melekût âlemi arasýndaki her hal ve sýnýr, ÞERÝAT’ýn kendisidir. Melekût âlemiyle, Allah’a varmanýn üçüncü basamaðý olan CEBERÛT âlemi arasýndaki her hal ve sýnýr, TARÝKAT’ýn kendisidir. CEBERÛT âlemiyle LÂHUT (ilâhi âlem) arasýndaki her hal ve sýnýr ise, HAKÝKAT’ýn kendisidir.”

Ve sonra Allah (c.c.) þöyle buyurdu:

— “Ey Gavs-ý Â’zam! Ben, insanda zâhir (belirgin) olduðum kadar hiç bir þeyde zâhir olmadým.”

Bu beyandan sonra bu kez Ben, Rabbime sordum:

— Sizin için, size mahsus bir yer var mýdýr?

— Ey Gavs-ý Â’zam! Yerleri (mekânlarýgöz kırpma yaratýp oluþturan Benim. Bu bakýmdan Benim için hiç bir mekân olamaz, buyurdu.

— Ya Rab! Sizin yemeniz ve içmeniz olur mu?

— Ey Gavs-ý Â’zam! Fakirin yemesi ve içmesi Benim yemem ve içmemdir.

Ve sonra þöyle sordum:

— Ya Rab! Melekleri neden ve hangi þeyden yarattýn?

— Ey Gavs-ý Â’zam! Melekleri insanýn nûrundan yarattým; insanlarý da kendi nûrumdan vücuda getirdim.

Buyurdu ve þöyle devam etti:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ben ne güzel istekliyim, insan da ne güzel istenilendir! Binici olarak ne güzeldir ÝNSAN ve ne güzeldir O’na binit olan varlýklar!

Rabbim sonra devamla buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! ÝNSAN Benim sýrrýmdýr; Ben de O’nun sýrrýyým. Eðer insan Benim katýmdaki mevkiini bilmiþ olsaydý, her nefes alýp veriþinde “BUGÜN MÜLK KÝME AÝTTÝR?” Âyetini okurdu.

Ve sonra Rabbim buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýnsan ne yerse, ne içerse, ne kadar ayaða kalkarsa ve ne kadar oturursa; ne kadar konuþur ve ne kadar susarsa; ne kadar bir iþ iþler, ne kadar bir þeye yönelir ve ne kadar bir þeyden uzaklaþýp ayrýlýrsa, mutlaka Ben O’nda bulunuyor ve O’nu harekete geçiriyorum. Çünkü Kudretim her varlýðý kapsayýp içine almýþtýr!

Rabbim sonra buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýnsanýn cismi, nefsi, kalbi, ruhu, kulaðý, gözü, ayaðý, dili var ya; iþte onlarýn hepsinde Ben varým. Hepsi de Benim tecellimle zâhir olur; Ben onlarýn baþkasý deðilim.

Ey Gavs-ý Â’zam! Fakirlik ateþiyle yananý, yoksulluk kýrgýnlýðýyla kýrgýn bulunaný gördüðün zaman ona derhal yaklaþ; çünkü Benimle onlar arasýnda hiç bir perde yoktur.

Rabbim yine buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Bir þey yediðin, bir þey içitiðin, bir uykuya yattýðýn ve her halin uyanýk bir kalb ve gören bir göz ile olsun!

Ey Gavs-ý Â’zam! Bâtýnda (gizlide) Bana olan yolculuktan mahrum bulunan kimse, zâhiri (açýk ve seçik) yolculukla imtihan edilir de, bu yolculuðunda Ben’den ancak uzaklaþmayý artýrýr.

Ve sonra devamla Rabbim buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýttihad (birleþme) öyle bir haldir ki, kelime ile anlatýlamaz ve ona bir tabir de verilemez. Bu hal gönülde yer bulup mevcut olmadýkça ittihada inanan kimse küfre düþer. Kim de Hakk’a vuslat peyda ettikten yani Bana gönül yoluyla kavuþtuktan sonra gaflet içinde ibadet ederse, o, Allah’a eþ-ortak koþmuþ olur.

Rabbim yine buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Kim ezelî (öncesi olmayan) saâdetle mutlu olursa, ona müjde!… Çünkü o, ebediyen rezîl ve rüsvây olmayacaktýr. Kim de ezelî þekâvetle (mutsuzluk ve bedbahtlýkla) mutsuz olursa, ona da yazýklar olsun! O artýk, bir daha makbul bir insan olmayacaktýr!

Ve yine Rabbim buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Fakirlik ve yoksulluðu insana binek yaptým; bu bineðe kim binecek olursa, çölleri ve vadileri aþmadan önce yüce makama ulaþýr.

Sonra yine buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Eðer insan ölümden sonra meydana gelen þeyleri bilmiþ olsaydý, dünyada yaþamayý hiç de temenni ve arzu etmez ve Benim huzurumda her ân ve dakika “YA RAB! CANIMI AL.” diye yalvarýrdý.

Ey Gavs-ý Â’zam! Halkýn kýyamet günü Benim katýmdaki hüccetleri, sadece “ONLAR SAÐIRDIRLAR, DÝLSÝZDÝRLER, KÖRDÜRLER.” Âyetinin hükmü olacak ve sonra da hasret ve aðlamak…

Kabirdeki durumlarý da böyledir.

Rabbim devamla buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Muhabbet (gönülden gelen sevgi) daima iki taraflýdýr; sevgi, sevenle sevilen arasýndadýr. Seven, sevgiyi aþýp fenâ bulunca sevgilisine kavuþur.

Rabbim yine buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ruhlarý, kendilerine “BEN SÝZÝN RABBÝNÝZ DEÐÝL MÝYÝM?” âyeti hitabýmdan sonra verdim. Ruhlarýn kendi kalýplarýnda kýyamete kadar beklemekte olduklarýný görüyorum.

GAVS-I Â’ZAM DÝYOR KÝ:

— (Mâna âleminde) Rabbimi gördüm; Bana buyurdu ki: “Ey Gavs-ý Â’zam! Kim ilimden sonra Ben’den rü’yeti (Beni görmekliði) isterse, hakikat o, rü’yet ilmiyle mahcûbdur, yani rü’yet ilmi ara yerde perdedir. Kim de rü’yetin ilimden baþkasý olduðunu zannederse, hakikat o, RÜ’YETULLAH ile aldanmýþtýr.”

Sonra Rabbim buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Beni gören kimsenin, artýk her hâl ve kârda sormaya ihtiyacý kalmaz. Beni görmeyen kimseye ise, sormak fayda vermez. Böylesi söz yönünden perde arkasýnda kalmýþtýr. Yani söz, onunla rü’yetullah arasýnda perde olmuþtur.

Ey Gavs-ý Â’zam! Benim katýmda fakir, hiç bir þeyi olmayan kimse demek deðildir. Bilakis her hususta emir verme yeteneði olan kimsedir. O, bir þeye “Ol” deyince, o da oluverir.

Sonra yine Rabbim buyurdu ki:

— Cennetlerde Benim zuhurumdan sonra artýk ne ülfet, ne de nimetin deðeri kalýr. Cehennemde de Benim onlara hitabýmdan sonra ne yabancýlýk kalýr; ne de ateþte yanmak!

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ben her cömert ve âlicenâb kiþiden daha cömert ve ihsan sahibiyim ve Ben her merhamet edenden daha merhamet ediciyim.

Rabbim devamla buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Benim katýmda uyu, ama halkýn uyuduðu gibi deðil; ancak o takdirde Beni görebilirsin.

Bunun üzerine Rabbime dedim ki:

— “Ya Rabbi! Senin katýnda nasýl uyuyayým?”

Rabbim buyurdu ki:

— Bedeni lezzetlerden kesip dondurmakla; nefsi þehvetlerden uzaklaþtýrmakla; kalbi hatýralardan paklamakla; ruhun zaman mefhumundan ilgisini kesmekle ve zâtýný, Zât-ý Ýlâhiyemde fenâ (yok) etmekle uyuyabilirsin.

Rabbim yine buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Kendi arkadaþ ve yâranlarýna de ki: Sizden kim Beni arzuluyorsa fakirliði seçip beðensin; sonra da fakirliðin fakirliðini… Ýþte bu fakirlik tamamlanýnca artýk onun ötesinde ancak Ben varým.

— Ey Gavs-ý Â’zam! Yarattýklarýma karþý merhametli ve þefkatli olusan, o zaman müjde sana!… Yine müjde sana, eðer yarattýklarýma karþý baðýþlayýcý olursan!

Sonra Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Arkadaþ ve dostlarýna de ki: Fakirlerin davetini ganimet bilsinler. Çünkü fakirler Benim yanýmda, Ben de onlarýn yanýndayým.

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ben her þeyin varýlacak tek sýðýnaðýyým ve Ben herþeyin nazargâhýyým; dönüþ Bana olacaktýr.

Ey Gavs-ý Â’zam! Sen cennete de, ondaki mevcut nimetlere de bakma! O zaman Benim tecellimi vasýtasýz olarak görebilirsin. Bunun gibi cehenneme ve ondaki þeylere de bakma; o zaman Benim tecellimi vasýtasýz olarak yine görebilirsin.

Sonra Rabbim devamla buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Cennet ehli, cennet ile; cehennem ehli de cehennem ile meþguldür. Ey Gavs-ý Â’zam! Cennet ehlinden bir kýsmý oradaki mevcut nimetlerden Bana sýðýnýrlar. Nitekim cehennem ehli de cehennemin þiddetinden Bana sýðýnýrlar.

Ve Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Benim, Nebî ve Resullerden baþka öyle kullarým var ki, onlarýn ahvaline dünya ve ahiret ehlinden hiç bir kimse muttali olamaz; hatta ne cennet, ne de cehennem ehlinden bir kimse, ne cennet bekçisi Rýdvan, ne de cehennem bekçisi Mâlik onlarýn ahvalini bilebilirler. Ben onlarý ne cennet, ne de cehennem ehli kýldým. Ne sevap ehli, ne de azab ehli eyledim; ne hûri için, ne de gýlman için onlara bu imkaný verdim. Tanýmasalar bile onlara gönülden inanan kimselere müjdeler olsun!

Rabbim devamla buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýþte sen onlardan birisin. Onlarýn þu dünyada alametleri þudur: Bedenleri az yemek ve az içmekten eriyip gitmiþtir. Nefisleri þehvetlerden geri kalmýþ, yanmýþtýr. Gönülleri hatýralardan paklanýp ütülenmiþtir. Ruhlarý zaman mefhumundan arýnýp manevi düzeye kavuþmuþtur. Onlar, evet Onlar Bekâ Yârâný’dýr, ebedileþen Allah dostlarýdýr.

Likâ nuru (Allah’a kavuþma nuru) ile kavrulmuþlardýr

Ey Gavs-ý Â’zam! Çok sýcak bir günde susamýþ bir kimse sana gelir ve sen de soðuk suya sahib olur, ayný zamanda suya ihtiyacýn da olmazsa, eðer o susamýþý sudan men’edecek olursan, þüphesiz ki o zaman sen cimrilerin en cimrisisin. Ve artýk Ben, kendimi merhamet edenlerin en çok merhamet edeni olarak tescil etmemle beraber, öylesine susamýþlarý kendi merhametimden nasýl men’ederim?…

Rabbim yine buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Günah iþleyenlerden hiç biri Ben’den uzaklaþmadý ve ibadet ehlinden de hiç bir kimse Bana yaklaþmadý. (Çünkü yakýnlýk ve uzaklýk nisbîdir. Allah’ýn ilmi, kudreti ve rahmeti her þeyi içine alýp kuþatmýþtýr.)

Ey Gavs-ý Â’zam! Eðer bir kimse Bana yaklaþacak olsaydý, herhalde o, günahkarlardan biri olurdu. Çünkü onlar âciz, yeteneksiz ve piþmanlýk duyan kimselerdir.

Ey Gavs-ý Â’zam! Aczini, yeteneksizliðini bilmek, nurlarýn ve feyizlerin kaynaðýdýr. Kendini beðenmiþlik ise, karanlýklarýn menbaýdýr.

Ve Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Günahkarlar, günahlarý sebebiyle mahcûbdurlar. (Günah, onlarla ilâhi tecelli arasýnda bir perde olur.)

Ýbadet ehli ise, ibadetleriyle mahcûbdurlar. Bunlarýn ötesinde Benim bir milletim daha var ki, onlarýn ne günah üzüntüleri, ne de taat ü ibadet kederleri olur.

Sonra Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Günahkarlarý fazilet ve iyiliðimle; kendini beðenenleri de adalet ve azabýmla müjdele!

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýbadet ve taat ehli, Benim Naim sýfatýmý zikretmekte; günah ehli de Benim Rahîm sýfatýmý anmaktadýr.

Ey Gavs-ý Â’zam! Ben, günahtan geçtiði zaman günahkar kimseye yakýným; taat ve ibadetini býraktýðý zaman itaatkar kimseye ise uzaðým.

Ve Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Halk tabakasýný yarattým, Benim güzelliðimin nuruna güç getiremediler. Bu nedenle kendimle onlar arasýna zulmet perdesi gerdim.

Havâssý (seçkin kiþileri) yarattým, onlar da Bana komþu olmaya güç yetiremediler. Bu nedenle ilahi nurlarýmý kendimle onlar arasýna perde yaptým.

— Ey Gavs-ý Â’zam! Arkadaþ ve yâranýna de ki: Onlardan kim Bana kavuþmak istiyorsa, Benden baþka herþeyden sýyrýlýp çýksýn!

— Ey Gavs-ý Â’zam! Dünyanýn iniþ ve yokuþlarýndan, geçiþ ve derbentlerinden çýk ki, âhirete ulaþasýn! Âhiretin de geçit ve derbentlerinden çýk ki Bana kavuþasýn!

Sonra yine Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Cisimlerden ve nefslerden çýkýp uzaklaþ, sonra da kalblerden ve ruhlardan sýyrýlýp çýk ve sonra hüküm ve kaydýndan da çýk ki, Bana kavuþasýn!

Ve Ben, Rabbime sordum:

— Ey Rabbim! Hangi namaz sana daha çok yakýndýr?

Rabbim buyurdu:

— Þu namaz ki, içinde Benden baþkasý bulunmaz ve namaz kýlan da, kýldýðý o namazdan gâib bulunur.

Yine sordum:

— Hangi oruç Senin yanýnda daha üstündür?

— Þu oruç ki, onda Benden baþkasý yoktur ve o oruçlu da ondan gâib bulunur…

— Hangi aðlayýþ Senin katýnda daha makbuldür?

— Gülenlerin aðlamasý.

— Hangi gülmek Senin katýnda daha üstündür?

— Aðlayanlarýn gülmesi.

— Hangi tövbe Senin yanýnda daha faziletlidir?

— Günahdan korunmuþlarýn tövbesi.

— Hangi korunma Senin katýnda daha iyidir?

— Tövbe edenlerin korunmasý.

Ve sonra Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýlim sahibine Benim yanýmda hiçbir yol yoktur; ancak imandan uzak bir ilmin yalnýz baþýna sahibini Allah’a kavuþturamayacaðýný kabul ettikten sonra yol bulabilir. Çünkü imandan uzak bir þekilde o ilmi alýp o vaziyette kalýrsa þeytanlaþýr.

Yüce Rabbimi mâna âleminde gördüm ve kendisine sordum:

— Ey Rabbim! dedim, aþkýn mânasý nedir?

— Aþk, aþýkla maþuk arasýnda bir hicaptýr.

Rabbim devamla buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Tövbe etmek istediðin zaman, günah üzüntüsünü iç âleminden; korku ve tehlikeleri gönülden çýkarman gerekir. Bu takdirde Bana ulaþýrsýn! Aksi halde alay edenlerden, iþi alaya alanlardan olursun.

Ey Gavs-ý Â’zam! Benim harîm-i ismetime girmek istediðin zaman, artýk ne mülk ve melekûte ve ne de ceberûta iltifat etme. Çünkü mülk âlimin þeytanýdýr; melekût ârifin þeytanýdýr; ceberût vâkýfýn þeytanýdýr. Bunlardan birine razý olan kimse, Benim katýmda koðulmuþlardan sayýlýr.

Ey Gavs-ý Â’zam! Mücâhede, müþâhededen bir denizdir. Bu denizin balýklarý orada bekleyenlerdir. O halde müþâhede denizine girmek isteyen kimsenin, mücâhedeyi seçip beðenmesi gerekir. Çünkü mücâhede, müþâhedenin ayýdýr.

Sonra Rabbim bana buyurdu ki:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Ýstekliler için mücâhede lazýmdýr; Bana olan lüzumlarý gibi.

— Ey Gavs-ý Â’zam! Kullarýmdan Bana en sevgili olan, anasý - babasý ve evlâdý bulunduðu halde kalbi Benimle meþgul bulunan kimsedir. O kadar ki, babasý ölecek olursa onun için hiç bir üzüntü taþýmaz. Evladý ölecek olursa, evlad üzüntüsü diye bir hali görülmez. Ýþte kulum bu mertebeye yükselince, artýk o Benim yanýmda babasýz ve evladsýzdýr.

Ve Rabbim buyurdu:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Benim sevgim sebebiyle baba yokluðunun tadýný hissetmeyen kimse, Vahdâniyet ve Ferdâniyet lezzetini bulamaz.

— Ey Gavs-ý Â’zam! Bir yerde Bana bakmak istediðin zaman, içinde Benden baþkasý bulunmayan bir gönül seç!

Dedim ki:

— Ya Rab! Ýlmin ilmi nedir?

— Ýlmin ilmi, ilimden yana bilgisizliktir, diye buyurdu ve sonra devam etti:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Gönlü mücâhedeye meyleden kula müjde olsun!… Gönlü þehvetlere meyleden kula da yazýklar olsun!

Gavs-ý Â’zam diyor ki:

— Rabbimden Mi’rac hakkýnda sordum. Rabbim buyurdu ki:

— Mi’rac, Benden baþka her þeyden sýyrýlýp yükselmektir. Böyle bir mi’racýn kemâli yükselme ve huzurda saða - sola iltifat etmemektedir.

Ve sonra Rabbim þöyle devam etti:

— Ey Gavs-ý Â’zam! Benim katýmda MÝ’RAC’ý olmayan kimsenin namazý namaz sayýlmaz. Namazdan mahrum olan kimse, Benim yanýmda mi’racdan da mahrumdur.

Ve burada Azîz ve Celîl olan Allah’ýn sebepleri kolaylaþtýrmasýyla GAVSÝYYE, ki buna MÝ’RACÝYYE de denir, tamamlandý.

Abdülkadir Geylani
Gönderen: 12.01.2004 - 09:43
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Devadam su an offline Devadam  
Ricalul Gayb Alinti ile cevapla
326 Mesaj -
Ricalul Gayb hususunda Abdülaziz Bayýndýr ile mürit arasýnda þu konuþmalar geçmiþtir:

MÜRÝT - Sen þimdi üçler, yediler, kýrklar, kutuplar ve gavslarý da mý kabul etmiyorsun?

Sen bilmez misin, velîlerin üstün vasýflý olanlarýna “ evtâd ” (direkler) denir. Onlarýn üstünde “ revâsî ” (daðlar) vardýr. Bir felaket zamanýnda kullar evtâd'a yönelir, evtâd da revâsîye yönelir. Revâsî’yi kutup idare eder.

Kutuptan sonra gelen iki kiþiye “imâmân” denir.Bunlardan birine “imam-ý yemîn”, diðerine “imam-ý yesâr” adý verilir. Ýmam-ý yemîn kutbun hükümlerine, imam-ý yesâr da hakikatine mazhardýr. Kutup ölünce onun yerini imam-ý yesâr alýr. Kutup ile iki imam, üçleri oluþturur.

Kutup en büyük velîdir. Bütün erenlerin baþý, Allah’ýn izniyle kâinatta tasarruf sahibidir.

Gavs: Darda kalýndýðýnda sýðýnýlan ve istimdâd edilen yani yardým istenilen kutuptur.Darda kalan sûfiler, “Yetiþ ya Gavs!” diye gavsa sýðýnýrlar. Gavs, istimdadedene yardým elini uzatýr. Abdülkadir Geylânî, “Gavs-ý a’zam” lakabýyla ünlüdür.

Ancak bütün bu sýðýnma ve istimdâdlar, zahirde gavsa isede hakikatte Allah’adýr. Çünkü alemde yegane mutasarrýf Allah Teâlâ’dýr. Ondanbaþka fail-i mutlak yoktur. “Gavs” olarak bilinenler, esmâ ve sýfât-ý ilahî mazharýdýrlar.

Bunlardan baþka, sayýlarý bir rivayette sekiz, diðerbir rivayette kýrk olan “nücebâ” ile, sayýlarý on, ya da üçyüz olan “nukabâ”denilen ve insanlarýn iç dünyalarýndan haberdar olan þahsiyetler vardýr.

Genel olarak ricâlü’l-gayb ve gayb erenleri olarakanýlan bu Hakk dostlarýnýn makamý boþ kalmaz. Ölenin yerine sýrayla kendisindensonraki yükseltilir [61] .

BAYINDIR - Bu konuda bir dayanaðýnýz var mý? Bunlarý neye dayandýrýyorsunuz?

Bir de "Kutup en büyük velidir, bütün erenlerin baþýdýr ve Allah'ýnizniyle kâinatta tasarruf sahibidir " diyorsunuz. Bu tanýmýnýz Mekke müþriklerinin Kabe'yi tavaf ederken, "Emret Allah'ým, Senin hiçbir ortaðýn yoktur. Yalnýz bir ortaðýn vardýr ki, onun da bütün yetkilerinin de sahibi sensin [62] ."demeleri gibi olmuyor mu?

MÜRÝT - Allah dünyanýn cismânî düzenini saðlamak için bazý insanlarýn bir takým görevler üstlenmesini murâd ettiði gibi, alemdeki manevî ve ruhanî düzenin korunmasý,hayýrlarýn temini, kötülüklerin giderilmesi için de sevdiði bazý kullarýnýgörevlendirmiþtir. Bunlar büyük peygamberlerin yerine, onlardan bedel [63] kiþilerdir. “ Allah’ýn yeryüzünü kendilerine musahhar kýldýðý ”kimseler olarak deðerlendirilmiþtir. Onlar alemin intizam sebebidir. Ýnsanlarýn iþlerini tanzim ettiklerine inanýlýr [64] .

BAYINDIR - Bunlar, “Allah’ýn yeryüzünü kendilerine musahhar kýldýðý” kimselerdir diyorsunuz. Ama ifade tarzýnýzdan buna pek inanamadýðýnýz anlaþýlýyor.

Musahhar kýlma ,belli bir hedefe doðru zorla sürükleme [65] demektir. Türkçe karþýlýðý boyun eðdirmektir.

Bütün varlýklara hâkim olanAllah þöyle buyuruyor:

" Denizi size musahhar kýlan Allah'týr. Ýçinde gemilerin, buyruðuyla akýp gitmesi ve onun bol vergisinden payýnýzý aramanýz için. Belki þükredersiniz ..

"Göklerdene varsa ve yerde ne varsa onlarýn hepsini size o musahhar kýlmýþtýr. Ýþte bunda düþünenler takýmý için esaslý dersler vardýr." (Câsiye 45/12-13)

Allah'ýn musahhar kýlmasý iledenizde, göklerde ve yerde ne varsa hepsinden yararlanýrýz. Bu, devletin birköprü yaptýrýp vatandaþýn emrine sunmasýna benzer.

Ayetlerde belirtilen þeylerbütün insanlara musahhar kýlýnmýþtýr. Bunlara karþýlýk Allah'ýn bizden istediðiona þükretmektir. Bugün bu nimetlerden gayrimüslimler daha çok yararlanmaktadýrlar.

Siz musahhar kýlma iþini kimi þahýslara tanýnmýþ bir üstünlük sayýyorsunuz. Bu, týpký önlerinden geçen anayol üzerine köprü yapýlan köy halkýnýn durumuna benzer. Açýlýþa gelenyetkili; "Bu köprüyü yapýp sizin emrinize sunduk." dediði için,"Madem bu köprü emrimize verilmiþtir, öyleyse onu kullandýrma yetkisiköyün aðasýnýndýr. Aða köprüden geçiþleri bir düzene baðlamalý, bizim yaylamýzatecavüz eden komþu köyün halkýný buradan geçirmemelidir." diye kararalýp uygulamaya geçmesine benzer. Bu karar kabul edilemez. Çünkü o köprü yalnýzo köyün deðil, o yoldan geçen herkesin hizmetine sunulmuþ, herkese musahhar kýlýnmýþtýr.

MÜRÝT - Üçler,yediler, kýrklar, kutuplar ve gavslar sýradan insanlar deðil ki. büyük peygamberlerin yerine, onlardan bedel kiþilerdir.

BAYINDIR - Mademöyle, hangi peygambere "alemdeki manevî ve ruhanî düzenin korunmasý, hayýrlarýn temini ve kötülüklerin giderilmesi"görevi verilmiþtir?

Ýnsanlara sýnýrlý yetki verenAllah, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme þöyle emrediyor:

" De ki:"Benim size ne zarar vermeye gücüm vardýr, ne de olgunlaþtýrmaya.

De ki: "BeniAllah'ýn azabýndan hiçkimse kurtaramaz.Ben O'ndan baþka bir sýðýnak da bulamam.

Benimkisi yalnýz Allah'tan olaný, O'nun gönderdiklerini tebliðdir o kadar. "aglaCin 72/21-23)

"Alemdeki manevî ve ruhanî düzenin korunmasý, hayýrlarýn temini ve kötülüklerin giderilmesi" yalnýz ve yalnýz Allah'ýn elindedir. Bu konuda birilerini yetkili saymak þirkolur.

Eðer Hz. Muhammed'in gücü yetseydi kâfirleri imana zorlamak için her þeyi yapardý. Yüce Rabbýmýz bu konuda þöyle buyuruyor:

"Onlarýn yüz çevirmesi sana aðýr gelince yeri delmeye veya göðe merdiven dayamaða gücün yetseydi onlara bir mucize getirirdin.Eðer Allah dileseydi onlarý doðru yolda toplayýverirdi. Sakýn ha, cahillerden olma." (En'am 6/35)

Mucize göstermek elçinin elinde deðildir. Allah ne zaman isterse mucizeyi o zaman yaratýr.

" And olsun ki, senden önce bir çok elçi gönderdik; onlarýn kimini sana anlattýk, kimini de anlatmadýk. Hiçbir elçi, Allah'ýn izni olmadan bir mucizegetiremez. Allah'ýn buyruðu gelince iþ gerçekten biter. Ýþte o zaman, boþa uðraþanlar hüsranda kalýrlar. " (Mümin 40/78)
Gönderen: 13.01.2004 - 07:48
Bu Mesaji Bildir   Devadam üyenin diger mesajlarini ara Devadam üyenin Profiline bak Devadam üyeye özel mesaj gönder Devadam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

  Cevap Ekle Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1680 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kuzen_1956 (69), ab-ýefsun (48), islammmm (48), Karanfil_ (37), Hatiboðlu (51), aysegul27 (56), þeb-i aru.. (49), mehmetsarican (57), salih_zeki (50), yerbay (55), gencefsane0619 (37), fazlivarna (39), nurdanbirdamla (52), quazar (50), yolculukahirete (47), DETAY (50), tugrulhank (41), isa-tunc (38), Musa_efendi (40), hamzaa69 (50), Adem 1981 (44), hikmetbaysal (38), korkusuz (39), yusufcan42 (50), sansar1 (64), talha73 (52), Reis30 (51), merve26 (45), eren@ (60), Nurdamra (36), zynb (45), SeHaDeT (37), ozdemir_3825 (36), ebu_furkan (49), Muhammed Tevhid (54), esrefsaati (42), damla- (), raþitim (54), hakdostu (59), xp_88 (37), turkey06 (48), Güllerin-Efendi.. (37), CanKusumM (56), mustizmir (60), zeki_s (50), gunesgencer (52), nuridemir (65), ozdemir3825 (36), mehdiordusu (37), omar1977 (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.38607 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.