0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » Müminlerin Annesi

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
zeyneb-54 su an offline zeyneb-54  
Müminlerin Annesi
1129 Mesaj -
Müminlerin Annesi
Hazret-i Ayþe-i Sýddýyka (r.a.)
Hz.Ebubekir (r.a.)'ýn kýzý. 612 yýlýnda Mekke'de doðdu Annesi Ümmü Ruman binti Amir Ibn Umeyr'dir. Çok küçük yaþta müslüman olmuþtur. Künyesi Ümm-i Abdullah dýr. Resulullah ona "Hümeyra" lakabýný vermiþ;
"Dininizin yarýsýný bu Hümeyra'dan alýnýz" buyurmuþlardýr.

Nikahý

Resulullah, ilk zevceleri Hatcetü'l Kübra hayatta iken baþka bir kadýnla evlenmemiþti. Ölümünden sonra bir müddet daha evlenmedi. Osman Ýbn Maz'un hanýmý Hz. Hule binti Hakim, Resulullah'a gelerek evlenme konusunu dile getirdi. Resulullah kiminle evleneyim diye sorduðu zaman, Hule:
-Kýz da vardýr dul kadýn da vardýr, hangisinmi istersiniz? Dul kadýn Sude bint-i Zema, kýz ise Ebubekir'in kýzý Ayþe. Emr ederseniz ben gidip bir aðýz yoklayayým.

Hule Zatý Risaletpenahilerinin gönlünün isteðini öðrendikten sonra Hz.ebubekir'in evine geldi ve meseleyi kendisine anlattý. O zaman Hz.Ebubekir (r.a.) Resulullah ile din kardeþi olarak sözleþmiþti. Cahiliye devrinde söz kardeþlerinin çocuklarý arasýnda nikah caiz deðildi. Bu yüzden Hz.Hule'nin sözüne Hz.Ebubekir (r.a.) hayretle:
-Resulullah benim söz kardeþimdir, bu nasýl olur? der.
Hule meseleyi Resulullah'a aktardýðýnda Allah Resulü buyururlar:
-Ebu Bekir benim din kardeþimdir, bu þekilde kardeþler arasýnda nikah caizdir.

Hz.Ayþe'nin Resulullah'a nikahlanmasý 620 yýlýnda oldu. Nikahýn kýyýlmasýndan iki yýl geçtikten sonra zifaf olmuþtur.

Nikahýný Hz.Ayþe anlatýyor:
"Ben nikah olacaðým zaman çocuklarla oynuyordum. Annem benim evden dýþarý çýkmama bir þey demezdi. o zamana kadar benim nikahdan haberim yokdu."

Hicret ve Resulullah'ýn Evine Gidiþleri

Resulullah Medineyi Münevvereye vardýktan sonra Zeyd Ýbni Harise ve kölesi Ebu Rafi'i ile aile efradýný getirtmek için görevlendirdi. Bunlara iki deve ve ihtiyaçlarýný tedarik etmek için 500 dirhemde para verdiler. Bir hayli sýkýntýdan sonra Hz.Ayþe (r.a.) annesi ve kýzkardeþleriyle birlikte Medine'ye vardý ve Benu Haris mahallesinde kendi akrabalarýnýn ve yakýnlarýnýn yanýna yerleþti.

Medine havasý muhacirlere yaramamýþ, bir çoðu hastalanmýþtý. Hz.Ebubekir (r.a.) de aðýr hastalanmýþ ve ona Hz.Ayþe bakmýþtý. Ýyileþmesinin ardýndan Ayþe rahatsýzlanmýþ ve yataða düþmüþ, hastalýðýnýn þiddetinden saçlarýnýn tamamý dökülmüþtü. Bir müddet sonra bu hastalýklar atlatýlmýþtý. Hz.Ebubekir Resulullah'a haber göndererek "Ayþe'yi niçin eve almadýðýný" sorar. Resulullah "Mehriyeyi ödemek için paralarý olmadýðýný" bildirirler. Bunun üzerine Hz.Ebubekir ödünç olarak 500 dirhem ona verir. Zatý Saadetleri de bu parayý Hz.Ayþe'ye gönderir.

Bu þekilde Hz.Ayþe (r.a.) koca evine gitme hazýrlýðý baþlar. 623 yýlýnda Þevval ayýnda Resulullah'ýn evine gelir.

Hz.Aiþe, Medine'de Peygamberimizin muharebelerine katýldý ve diðer sahabe hanýmlarý gibi harpte yaralýlarýn tedavisiyle bizzat uðraþtý. Uhud gazasýnda sýrtýnda su ve yiyecek taþýyýp yardým için Peygamber Efendimizin herp yanýnda kalmýþtý. Hatta, peygamberimizin Uhud'da müþrüiklerin taþlarýyla yaralanan mübarek yüzlerine, hasýr yakýp, külünü basarak kanlarýnýn durmasýný saðlamýþtý. Hz.Aiþe bir ara Uhud'da kýlýçla cepheye gitmek istemiþse de, Resulullah buna müsaade etmemiþtir.

Ýftira

Ifk hadisesi, Hz.Ayþeyi iftira ve töhmet altýnda býrakan hadisedir. 14-15 yaþlarýnda iken Müreysi gazasýndan dönerken, tabi ihtiyacýný karþýlamak için konaklama yerinden biraz uzaða gider, dönüþü esnasýnda kýz kardeþi Hz.Esma'nýn emanet vermiþ olduðu gerdanlýðý düþürdüðünü farkedince, nasýlsa kafilenin hareketinden önce geri dönerim düþüncesiyle biraz da tecrübesizlikle, kimseye haber vermeden, gerdanlýðý aramaya koyulur. Arama esnasýnda gecikmesi, kimseninde onun yokluðundan haber olmamasý nedeniyle kervaný kaçýrýr. Yapacak tek þey konak yerinde oturup beklemek diyerek oturur ve bekler. geriden gelen sahabilerden Safvan Ibn-i Muattal sabaha karþý onu bulur, devesine alýr ve öðleye doðru kafileye yetiþirler.

Gazaya yalnýzca ganimet için katýlan münafýklar bu Hz.Aiþe'nin gecikmesini ve Safvan ile geliþini kötü sözlerle ve çirkin bir þekilde yorumladýlar. olda bu dedikodulara bazý müslümanlarda karýþýnca Hz.Aiþe r.a. çok üzüldü. Medine'ye gelince hastalandý, yataða düþtü. Resulullah'dan izin isteyerek babasýnýn evine gitti. Bu arada Resulullah durumu araþtýrdý, gerek hanýmlarý gerek yakýný sahabiler Hz.Aiþe'nin temiz ve suçsuz olduðunu söylediler. "Peygamberini fenalýklardan koruyan Cenab-ý Hak, size böyle bir þeyi reva görmez, sabreyleyin" dediler.

Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danýþmalarýný sabýrla sürdüren Resulullah, sonunda Hz.Ebubekirin evine uðrar. Hz.aiþe'yi, anne, babasý ve sahabeden bir hanýmla aðlar bulur, Resulullah buyurur:
- Ya Aiþe, senin için bana þöyle þöyle söylediler. Eðer , sen dedikleri gibi deðilsen; Allah'u Teala yakýnda senin doðruluðunu tasdik eder. Eðer bir günah iþlediysen, tövbe ve istiðfar eyle. Allah'u Teala, günahýna tövbe edenlerin tövbesini kabul eder.
Hz.Ebubekir ve eþi:
- Ya Resulullah, böyle söylenti ve dedikodulara sadece þaþýyoruz.
Hz.Aiþe r.a. :
- Allah'u Teala'ya yemin ederim ki, kulaðýnýza gelen laflarýn hepsi yalandýr, iftiradýr. Allah biliyor ki, benim bir þeyden haberim yoktur. Yapmadýðým bir þeye evet dediðimde kendime iftira etmiþ olurum. Sabretmek iyidir. Onlareýn söylediði þeyler için Allah'u Teala'dan yardým bekliyorum, dedi ve bekledi.

Bu arada Resulullah'ýn yüzünde vahiy alametleri belirdi. Hz.Ebubekir baþýnýn altýna yastýk koydular, üzerine çarþaf örttüler ve beklediler. Vahiy tamamlanýnca Resulullah terlemiþ yüzünü örtünün altýndan kaldýrarak buyurdular:
- Müjdeler olsun sana ey Aiþe!, Allah'u Teala seni temize çýkardý. Senin pak olduðuna þahit oldu.
Resulullah Nur Suresinden, o an nazil olunan ayeti kerimleri okur.

"Bu aðýr iftirayý uyduranlar þüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayýn, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kiþiye, günah olarak ne iþlemiþse (onun karþýlýðý ceza) vardýr. Onlardan (elebaþlýk yapýp) bu günahýn büyüklüðünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardýr. Bu iftirayý iþittiðinizde erkek ve kadýn müminlerin, kendi vicdanlarý ile hüsnüzanda bulunup da: "Bu, apaçýk bir iftiradýr" demeleri gerekmez miydi? Onlarýn (iftiracýlarýn) da bu konuda dört þahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki þahitler getiremediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancýlarýn ta kendisidirler. Eðer dünyada ve ahirette Allah'ýn lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydý, içine daldýðýnýz bu iftiradan dolayý size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi. Çünkü siz bu iftirayý, dilden dile birbirinize aktarýyor, hakkýnda bilgi sahibi olmadýðýnýz þeyi aðýzlarýnýzda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduðunu sanýyorsunuz. Halbuki bu, Allah katýnda çok büyük (bir suçgöz kırpma tur.Onu duyduðunuzda: "Bunu konuþup yaymamýz bize yakýþmaz. Hâþâ! Bu, çok büyük bir iftiradýr" demeli deðil miydiniz? Eðer inanmýþ insanlarsanýz, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakýndýrýp uyarýr. Ve Allah âyetleri size açýklýyor. Allah, (iþin iç yüzünügöz kırpma çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. Ýnananlar arasýnda çirkin þeylerin yayýlmasýný arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardýr. Allah bilir, siz bilmezsiniz. Ya sizin üstünüze Allah'ýn lütuf ve merhameti olmasaydý, Allah çok þefkatli ve merhametli olmasaydý ! " (Nur Suresi 11-20)

Hz.Ebubekir r.a. hemen kalkýp, kýzýný baþýný öperek:
-Kalk, Resulullah'a teþekkür et.
Kendisi için ayet ineceðini aklýndan geçirmeyen Hz.Aiþe þaþkýnlýk içinde:
- Hayýr kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teala'dan baþkasýna þükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerime ile methetti, dedi. Çok sevindi. Ýftirada bulunanlar ise zamanla hakir ve zelil oldular.

Resulullah'ýn Vefatý

Peygamberimiz (s.a.s) 632 senesinde hastalandý. bu hastalýðý onüç gün sürdü. Bu sürenin beþ günlük bölümünü diðer hanýmlarýnýn yanýnda sekiz günlük bölümünü ise Hz.Aiþe validemizin evinde geçirdi. Haziran ayýnýn beþinde pazartesi günü öðleden önce, mübarek baþý, Hz.Aiþe validemizin göðsüne yaslanmýþ olarak vefat etti. Resulullah'ýn vefatýnmdan sonra Ashab-ý Kiram, Hz.Aiþe vaidemize "müminlerin annesi" adýný vererek, ona büyük hürmet göstermiþlerdir.

Resul-i Ekrem (s.a.s.in Hz.Ayþe'ye muhabbeti fazla idi. Resulullah buyurdu:
"Hak Teala ile benim aramda bulunan meselede -kadýnlar arasýnda eþitliði gözetmek hususunda- imkaný olduðu nisbette dikkat edip adaletten ayrýlmadým. Fakat Ayþeye karþý sevgimin fazla olmasýna mani olmak kudret ve imkaným dahilinde deðildir. Hak Teala bunun için beni afv eylesin.

Son Kýrk Yýlý

Resulullah'ýn vefatýndan sonra kýrk yýla yakýn bir müddet daha yaþamýþ ve pek çok hadis rivayet etmiþtir. Hz. Âiþe'nin bu son kýrk yýllýk hayatýndaki en önemli olay; Cemel Vak'asý'dýr. Hz. Osman'ýn karýþýklýk çýkaran entrikacý asiler tarafýndan þehid edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali, katilleri bulmak ve kýsas yapmak hususunda günün þartlarý gereði olarak sabýrla hareket etmeyi uygun bulmuþtu. Bu yumuþak davranýþtan yüz bulan asiler taþkýnlýklarýný artýrarak fenalýklarýna devam ettiler.

Durum böyle endiþe verici bir hâl alýnca Ashâb-ý Kiram'ýn büyüklerinden bir kýsmý (Talha, Zübeyr...) Mekke'ye giderek o sýrada hac için orada bulunan Hz. Âiþe'yi ziyaret edip, olaylara el koymasýný ve kendilerine yardýmcý olmasýný istediler. Hz. Âiþe de; acele etmemelerini, sabýrla bir köþeye çekilip Hz. Ali'ye yardýmcý olmalarýný tavsiye etti. Ashâb-ý Kirâm'ýn büyükleri de Hz. Âiþe'nin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra'ya gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âiþe'ye de: "Ortalýk düzelinceye ve halifeye kavuþuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol, çünkü sen müslümanlarýn annesi ve Resulullah'ýn muhterem zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âiþe de, müslümanlarýn rahat etmesi ve Ashâb-ý Kirâm'ýn korunmasý için onlarla birlikte Basra'ya hareket etti.

Bu gidiþi asiler, Hz. Ali'ye baþka türlü anlattýlar. Bu arada Hz. Ali'yi de zorlayarak Basra'ya gitmesini saðladýlar. Hz. Ali de Basra'ya gelince Hz. Âiþe'ye bir haberci yollayarak, olaylar ve yolculuðu hakkýndaki düþüncelerini sordu. Hz. Âiþe, fitneyi önlemek ve sulhu saðlamak için Basra'ya geldiðini; öncelikle katillerin yakalanmasýný istediklerini halife Hz. Ali'ye bildirdi. Bu görüþü Hz. Ali de uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleþmeyi kararlaþtýrdýlar.

Bu barýþ haberini ve memnunluðu iþiten münafýklar birleþmeye engel olmak için, gece karanlýk basýnca, her iki tarafa da ayrý ayrý askerlerle saldýrdýlar. Taraflara da: "Bakýn, karþýnýzdakiler sözünde durmadý" deyip bu gece baskýný ile ortalýðý karýþtýrdýlar. Karanlýkta neye uðradýklarýný bilemeyen müslümanlar harb etmeye baþladýlar. Her iki taraf da karþýsýndakini suçluyordu. Ýþte bu iki müslüman grup arasýnda meydana gelen çatýþmaya Cemel vak'asý denir.

Bu vak'ada Hz. Aiþe'nin ictihadý Hz. Ali'nin ictihadýna uymamýþtý. Buna raðmen galib olan Hz. Ali, müminlere anneliði Kur'an-ý Kerim ayeti ile sabit olan Hz. Aiþe'ye ikram ve izzette bulundu. "Ali'yi sevmek imandandýr." hadisini haber veren Hz. Âiþe de Hz. Ali'yi çok severdi. Daha sonra Hz. Ali'nin þehâdetine üzüldü ve çok aðladý. Çünkü, sahâbiler birbirlerini çok severlerdi.

Hayatýnýn son devrelerini müctehid olarak bilhassa kadýnlara mahsus hallere dair fýkhî hükümlerde fetvalar vererek geçirdi. 676 yýlýnda Medine-i Münevvere'de vefat etti. Cenazesini Ashâbtan Ebû Hureyre (r.a.) kýldýrdý. Vasiyyeti üzerine Medine'de el-Bakî' kabristanýna defnedildi.

Giyimleri

Kýrmýzý gömlek ve siyah örtü giymekle beraber, turuncu elbiseyi tercih ederdi. Ehrama girerken altýn yüzük taktýðý sarý elbise giymiþ olduðu görünmüþtür. Arada sýrada ipek de giyerdi. Çok kanaatkar olduðu için yalnýz bir çift ayakkabýsý vardý, bunu temizler temizler giyerdi.
Bir fistaný vardý, kýymet itibarý ile 5 dirhem ederdi, fakat bu fistan zamanýnda o kadar kýymetli idi ki gelinler, düðünlerinde gelir bunu emanet alýrlardý.
Elbise hususunda çok titiz idi, bir ara yeðeni Hafza ince bir baþörtü ile yanýna gelmiþti. Hz.Ayþe onun baþ örtüsünü tutup buyurdu:
"Sen bilmiyormusun Cenab-ý Hak Sure-i Nur da ne buyurmuþtur?" Sonra kendisine kalýn bir baþörtüsü verdi.

Ýlmi ve Ýçtihadlarý

Hz. Ayþeden baþ diðer hatunlarýda Resulullah'ýn mubarek aðýzlarýndan bire çok söz duymuþlarsa da, hiç biri bu sözün hakiki ruhuna Hz.Ayþe gibi nüfuz edememiþlerdir.

Hz.Ayþe körü körüne taklide muhalifdi.

Kadýnlar camiye gidebilir mi? Resulullah kadýnlarýn camiyue gelip de, camide namaz kýlmalarýna müsaade etmiþ olduklarýndan. Hz.Aiþe bu iþin daimi olarak caiz olduðuna karar vermiþtir. Fakat Hz.Aiþe kadýnlarýn dönem içinde camiye gitmelerinin mahzurlu olabileceðini iþaret ederek "Resulullah bu hususu hissetmiþ olsalardý, her halde o zaman kadýnlarýn camiye gitmelerini men ederdi. Nitekim Ýsrail oðullarýnýn kadýnlarý men edilmiþlerdir" dedi.

Ýslamda ibadetlere þirk karýþtýrmaktan men eylemede titiz idi.

Kabenin örtüsü kullanabilinir mi? Kabe'nin anahtarcý baþýsý olan Þeybe Ýbn-i Osman bir ara, Kabe'nin örtüsünü kaldýrdýktan sonra pis ve kirli ellerle tutulmasýn diye:"Topraða gömelim" diyince. Hz.Ayþe bunun Kabenin örtüsünün zamanla mukaddesleþtirileceðinide göz önüne alarak, uygun görmedi ve buyurdu: "Kabe'nin örtüsünü istediðiniz gibi kullanýrsýnýz, isterseniz satar, onun parasýný da fakire fukaraya verirsiniz"

Ýlim elde etmekle kalmamýþ, bir çok meselede de içtihad etmiþti.



--------------------------------------------------------------------------------


Kaynaklar
1) Kadýn Sahabiler, Mevlana Niyaz, Tercüme: Prof Ali Genceli, Toker Yayýnlarý
2) Þamil Ýslam Ansiklopedisi
Gönderen: 28.03.2005 - 11:18
Bu Mesaji Bildir   zeyneb-54 üyenin diger mesajlarini ara zeyneb-54 üyenin Profiline bak zeyneb-54 üyeye özel mesaj gönder zeyneb-54 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1247 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68225 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.