| 
Üye Girişi
 | 
  Üye Ol
 |  RavdaTe@m |  Site Kuralları |  Yardım |  Hakkımızda
0
Home
Anasayfa
F o r u m
E-Kart
RAVDA Çocuk
Linkler
Ziyaretçi Defteri
Rehberlik Hizmetleri
Tavsiye Et
 
Sitede Arama
» Kapsamlı Arama
Google`de Ara
Google
Tavsiye Linkler
Kuran Kursu Mezunları
Müslümanlar.com
Hak Yolundayiz
Müslüman Nesil
Genç Kalem
Önemli Linkler







Statü / İstatistik
En Son Üyemiz:
Didem_
53683 Toplam Üyemiz var.
 Online Üyeler:
Online: 1409 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 29. Aralık 2024 - 13:23

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Kuran'i Kerimin yazılması

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Sohrab su an offline Sohrab  
Kuran'i Kerimin yazılması
1 Mesaj
Selamun Aleykum

Beni bir konu çok ilgilendiriyor. Kur'ani Kerimin yazýlmasý konusunda sorum var. Allah rizasý için bir doðru bilen varsa ispatlasýn.
1.Kuran'i Kerimdeki sureler ayetler vahiy olarak peygamber efendimize geldikten sonra yazýlý olarak kaydedilmiþmiydi ? Kaydedilirken þahitler varmýydý.
2. Kuran'i Kerimdeki surelerin sýrasý vahiy sýrasýna göre deðildir onlarý peygamber efendimiz Allahu Tealanýn ona verdiði keramete göre sýralamýþtýr.
3. Peki o zaman Hz. Osman devrinde Kuran'i Kerim nasýl kitap haline getirilmiþtir ? Yani peygamber efendimiz sureleri nasýl sýralamýþtýr ?

Assalamu Aleykum ve Rahmatullah
Gönderen: 13.04.2005 - 16:14
Bu Mesaji Bildir   Sohrab üyenin diger mesajlarini ara Sohrab üyenin Profiline bak Sohrab üyeye özel mesaj gönder Sohrab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
yoktan su an offline yoktan  
Kuran-ı Kerim Allah'ın koruması ile kıyamete kadar bakidir..
1227 Mesaj -
aleykum selam kardesim..

Alıntı
1.Kuran'i Kerimdeki sureler ayetler vahiy olarak peygamber efendimize geldikten sonra yazýlý olarak kaydedilmiþmiydi ? Kaydedilirken þahitler varmýydý.


Kuran ayetleri inmeye basladýgý ilk günden itibaren yazýlmaya baþlamýþtýr.. Peygamber Efendimiz inen her ayeti vahiy katipleri aracýlýðý ile yazýya aktattýrmakta idi.. sadece inen ayetleri yazýya aktarmakla görevli vahiy katipleri vardý.. ve bu katipler Allah Rasulu'nun bildirdiði her ayeti eksiksiz olarak yazmakta idi.. kaydedilirken þahitler varmý derken neyi kastediyorsunuz bilmiyorum ama Allah Rasulu kendisi zaten sahitti yazýlanlara.. ve tek bir katip deðil birden fazla katip vardý ve hepsi ayný ayeti yazýp daha sonra karsýlastýrýyorlardý..


Alıntı
2. Kuran'i Kerimdeki surelerin sýrasý vahiy sýrasýna göre deðildir onlarý peygamber efendimiz Allahu Tealanýn ona verdiði keramete göre sýralamýþtýr.


evet.. bu dogru.. Kuran'daki sýralama vahiy sýrasýna göre deðildir.. ancak bu Kuran'ýn hatalý ve yanlýþ oldugunu göstermez.. bu sýralama da bizzat Allah tarafýndan Peygamber Efendimiz'e iletilmiþtir.. Hangi ayetin hangi surede olacagýda Allah'ýn vahyi ile gercekleþmiþ ve Kuran bu sýraya göre yazýlmýstýr..


Alıntı
3. Peki o zaman Hz. Osman devrinde Kuran'i Kerim nasýl kitap haline getirilmiþtir ? Yani peygamber efendimiz sureleri nasýl sýralamýþtýr ?


yukarýda da dediðimiz gibi Kuran Peygamber Efendimiz'in kiþisel kanaati ile deðil Allah'ýn vahyi ile sýralanmýþtýr.. ve Allah Rasulu Allah'tan aldýgý bu sýralamayý vahiy katiplerine iletmiþtir.. yani Kuran ayetlerinin sýralanmasý vahiy ile olmustur..

ayrýca Kuran Hz Osman devrinde deðil Hz Ebubekir devrinde vahiy katibi Zeyd b. Sabit'in baþkalýgýnda iki kapak arasýna alýnýp tek kitap haline getirilmiþtir.. Hz Osman zamanýnda bu kitap çoðaltýlarak devrin islam baskentlerine gönderilmiþtir..

Þunu bilmek gerekir ki Kuran iniþinden bugüne kadar Allah tarafýndan korunmuþtur ve tek bir kelimesinde dahi yanlýþ ve hata ve deðiþtirme yoktur.. ve kýyamete kadar Allah'ýn korumasý devam edecektir..

Allah bunu Kuran'da vadediyor..

selam ve dua ile

gül

*****

Þamil Ýslam Ansiklobedisinde Kuran'ýn toplanmasý konusu:

Kur'ân'ýn Toplanmasý:

Ashab-ý Kiram, Hz. Peygamber (s.a.s)'in saðlýðýnda Kur'an'ýn bütününü yazmýþtýr. Ýnen her âyeti bizzat Hz. Peygamber tarafýndan vahiy katiplerine okunur, onlar da yerlerine yazarlardý. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s), nâzil olan âyetlerin ashabý tarafýndan ezberlenmesini yeterli görmemiþtir. Çünkü onlarý ashabýndan ne kadar çok kimse ezberlemiþ olursa olsun, hafýza, daima unutkanlýk illetine maruz kalabilecek olan bir yetenektir ve belirli bir zaman için çok güçlü olsa bile, sonradan bu gücünü ve dolayýsýyla güvenilir olma vasfýný yitirebilir. Ýþte bu sebeble Hz. Peygamber, vahyi ezberleyenler yanýnda, onu bir de yanlýþsýz olarak yazabilecek kâtipler edinmiþ ve kendisine bir âyet nazil olduðu zaman, onu bu katipler aracýlýðýyla yazdýrmýþtýr. Hz. Ebu Bekir, Ömer b. Hattab, Osman b. Affân, Ali b. Ebî Tâlib, Zubeyr b. el-Avvâm, Ubeyy ibn Ka'b, Zeyd b. Sâbit, Muâviye b. Ebî Süfyan, Muhammed b. Mesleme, Eban b. Sa'd, Hz. Peygambere vahiy katipliði yapan sahabilerden bazýlarýdýr.

Kur'an-ý Kerim, Hz. peygamber devrinde bizzat vahiy meleði ve Nebi (s.a.s)'in birbirlerine karþýlýklý okumalarý ve de sahabilerin ezberlemesiyle korunmuþtur. Ancak Hz. Peygamber' in saðlýðý müddetince devam eden vahyin bütün bir kitabta toplanmasýna imkân yoktu. Çünkü vahyin Hz. Peygamberin ölümüne kadar devam ettiði bilinmektedir (Buharî herrid-i Sarih, XI, 228) Hz. Peygamber'in vefatýndan dokuz gün öncesine kadar devam eden vahiy Onun vefatýyla son buldu. Böylece Kur'an inen son âyetle tamamlanmýþ oldu.

Yüz on dört sûre, altýbin altýyüz altmýþ altý âyetten müteþekkildir.

Kur'an sûreleri bazen bir bütün olarak bazen de bölümler halinde indirildi. Bazý sûreleri Mekke'de inmesi dolayýsýyla "Mekkî", bazýlarý Medine'de indirildiklerinden "Medenî" diye nitelendirilmiþ ve yirmi iki yýlda tamamlanmýþtýr.

Vahyedilen bütün sûrelerin hafýzlar tarafýndan ezberlenmesi, kemik, tahta, papirüs, deri ve kiremit inceliðindeki piþirilmiþ tuðlalara yazýlmak suretiyle korunmuþtur.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefatýný takip eden Yemâme savaþlarýnda yetmiþ kadar hafýz (kurrâgöz kırpma'ýn þehid düþmesi müslümanlarý telâþa düþürmüþtü. Hz. Ömer de hafýzlarýn toplanmasý için halife Hz. Ebu Bekir'e baþvurarak konunun görüþülmesini istemiþti. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekr, Zeyd Ýbn Sâbit baþkanlýðýnda toplanan Abdullah b. Zübeyr, Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdurrahman b. Haris b. Hiþam'ýn da bulunduðu büyük bir komisyon tarafýndan Kur'an sahifeleri Mekke lehçesi esas alýnarak bir araya getirildi (Muhammed Hamidullah, Ýslam Peygamberi, çev. Salih Tuð, Ýstanbul 1980, III, s. 761).

Hafýz ve kâtib olan Zeyd b. Sâbit, Hz. Ebû Bekir'in talimi, Hz. Ömer'in yardým ve gözetimi altýnda, elinde yazýlý Kur'an metni olan herkesin bu metinleri getirmesini ve getirirken de ellerindeki metinlerin bizzat Hz. Peygamberden yazýldýðýna dair iki güvenilir þahid gösterilmesi istendi. Böylece bütün metinler toplanarak bir araya getirilmiþ ve Kur'an-ý Kerim'in aslî nüshasý yazýlarak halife Hz. Ebu Bekir'e teslim edilmiþtir. Zeyd b. Sâbit'in çalýþmalarýyla ortaya koyduðu bu aslî nüshaya "Ýmam Mushaf" adý verilmiþtir. Abdullah b. Mes'ûd'un teklifiyle iki kapak arasýnda "Ýmam Mushaf" üzerinde yapýlan danýþma ve görüþmeler sonucunda bunun üzerinde her hangi bir noksanlýk görülmemiþ ve güvenirliði konusunda ittifak saðlanmýþtýr. Böylece Kur'an-ý Kerim her hangi bir tahrifata uðramadan "Mushaf" haline getirilerek ayný mushaftan çoðaltýlan mushaflarýn ana kaynaðýný teþkil etmiþtir.

Hz. Ömer devrinde Kur'an öðretimine hýz verildi. Gerek Medine'de gerekse sýnýrlarý günden güne geniþleyen Ýslam Devletinin diðer merkezlerinde en sýhhatli kaynak olan hâfiz sahabilerin öðretmen ve gözetmenliðinde pek çok hâfýz yetiþtirilmiþtir. Fakat zamanla fetihlerin hýz kazanmasý ve yeni fethedilen yerlerde ortaya çýkan kavim ve kabilelerin müslüman oluþu farklý þive ve lehçelere göre okuyuþ ayrýlýklarýný ortaya çýkarmýþtýr. Bu durum M.648'de Ermenistan ve Azerbaycan fethinde Þamlý ve Iraklý askerlerin yan yana gelmesi ile farklý okuyuþlarýn su yüzüne çýkmasýný saðladý. Bu tartýþma ortamýnýn daha fazla büyümesine engel olmak için Huzeyfe b. Yemân, Halîfe Hz. Osman'a baþvurarak bu durumun düzeltilmesini, ihtilafýn ortadan kaldýrýlmasýný istedi. Bunun üzerine Halife Hz. Osman, Rasulullâh'ýn diðer ashabý ile de istiþare ederek, Ýslâm dünyasýnda yalnýzca Hz. Ebu Bekr'in emriyle derlenmiþ olan onaylý Kur'ân mushaflarýnýn kullanýlmasýný ve bir baþka lehçe yahut aðýz ile yazýlmýþ tüm diðer nüshalarýn kullanýlmasýnýn yasaklanmasýný kararlaþtýrdý. Hz. Osman bir önlem olarak da gelecekte herhangi bir kargaþa yahut yanlýþ anlamaya meydan vermemek için diðer tüm nüshalarý yaktýrarak ortadan kaldýrma yoluna gitti. Hz. Ebû Bekir zamanýnda yazýlarý Ýmam Mushaf, Hz. Ömer'in ölümünden sonra kýzý ve Peygamberimizin hanýmý Hz. Hafsa'ya geçmiþti. Hz. Osman zamanýnda bu nüshadan çoðaltýlan mushaflarýn yedi nüsha olduðu söylenir (Muhammed Hamidullah, a.g.e., II, s.763). Bunlar Medine, Mekke, Þam, Kûfe ve Basra'ya gönderilerek müslümanlar arasýnda çýkabilecek farklý okuyuþlar önlenmiþ oldu. Hatta Hz. Ali'nin Hz. Osman için "Eðer Osman (r.a) Kur'an'ýn tek kitap halinde toplatýlarak çoðaltýlmasý iþini yapmasaydý ben yapardým" dediði bilinmektedir.

Kur'an-ý Kerim Fatiha sûresi ile baþlayýp Nâs sûresi ile son bulmuþtur. Ondört yerinde tilâvet secdesi yer almaktadýr (el-A'raf, 19/58; er-Râd, 13/1; en-Nahl, 16/50; el-Ýsra, 17/107; Meryem, 19/58; el-Hacc, 22/18; Furkan, 25/60; en-Neml, 27/25; es-Secde, 32/15; Sad, 38/24; Fussilet, 41/37; en-Necm, 53/62; Ýnþikâk, 84/21; Alâk, 96/19). Bunlar okunduðunda tilâvet secdesi yapmak vacibdir.

Hz. Osman (r.a) tarafýndan deðiþik vilâyet merkezlerine gönderilen nüshalar asýrlarýn geçmesiyle kayboldu. Günümüzde halen onlardan bir tanesi Ýstanbul Topkapý müzesinde; bir diðer tam olmayan nüshasý Taþkent'te bulunmaktadýr. Çarlýk Rus hükümeti onun faksimile ile röprodüksiyonunu (fotoðraf veya fotokopi ile tam kopyasýnýgöz kırpma neþretmiþtir. Þu anda dünyanýn her yanýnda okunmakta olan Kuran'larla Taþkent'teki Kur'an arasýnda tam bir benzerlik, aynýlýk sözkonusudur. (Muhammed Hamidullah, Ýslam'a Giriþ, Ankara, t.y, s.41; M. Hamidullah, Ýslâm Peygamberi, II, s. 763).

Hz. Ebû Bekr'in (ö. 13/634) halifeliði sýrasýnda Kur'an-ý Kerîm toplanýp iki kapak arasýnda kitap haline getirilince, uygun bir isim aranmýþ, Abdullah b. Mes'ud'un (ö.32/652) "Habeþistan'da bir kitap gördüm, ona Mushaf adýný vermiþlerdi" demesi üzerine, halife tarafýndan bu isim uygun bulunmuþtur (Celâleddin es-Süyûtî, el-Ýtkân f F Ulûmi'l-Kur'ân, terc. Sakýp Yýldýz, H. Avni Çelik, Ýstanbul 1987, I, 124). Mushaf; sayfalardan meydana gelmiþ kitap anlamýna gelir.


Mesaj 4 kez düzenlendi. En son yoktan tarafından, 13.04.2005 - 20:29 tarihinde.
Gönderen: 13.04.2005 - 19:09
Bu Mesaji Bildir   yoktan üyenin diger mesajlarini ara yoktan üyenin Profiline bak yoktan üyeye özel mesaj gönder yoktan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1409 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
 Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64389 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.