0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » TEVBE

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
msk02 su an offline msk02  
TEVBE
32 Mesaj -
Abdullah b. Mesûd (r.a.) þöyle anlatýr:
Ben, Abdullah hasta iken onu ziyaret etmek maksadýyle yanýna girdim. Kendisi bize biri kendinden, biri de Allah Resulü'nden olmak üzere iki hadis söyledi: Allah Resulü'nü (a.s.) þöyle buyururken iþittiðini söyledi: "Muhakkak Allah mümin kulunun tevbesi sebebiyle þu kimseden daha fazla sevinir: Öyle bir kimse ki çorak bir arazide devesi ile birlikte bulunuyor. Devesinin üzerinde yiyeceði ve içeceði vardýr. Derken uyuya kalýr. Uyandýðýnda bir de bakar ki devesi gitmiþ. Devesini aradý. Nihayet kendisine þiddetli bir susuzluk eriþti. Sonra kendi kendine: Artýk ben ilk bulunduðum yere döneyim de orada ölünceye kadar uyuyayým dedi. Gitti, ölmek üzere baþýný kolunun üzerine koydu. Bir aralýk uyandý. Bir de baktý ki devesi yanýbaþýnda. Bütün azýðý, yiyeceði ve içeceði de devenin üzerinde! Ýþte Allah mümin kulunun tevbesine bu kimsenin devesini ve azýklarýný bulmasý anýndaki sevincinden daha fazla sevinir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4929

Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) þöyle buyurduðunu söylemiþtir: "Allah'ýn, kulu kendisine tevbe ettiðinde sevinmesi: Birinizin, çorak bir arazide devesi üzerinde bulunduðunda, üzerinde yiyeceði ve içeceðinin bulunduðu devesi kaçar. Devesini bulmaktan ümidi kesip de nihayet bir aðacýn gölgesinde yatar; devesinden ümidini kesmiþtir. Tam bu haldeyken birdenbire devesini yanýbaþýnda dikiliyor bulur. Hemen devesinin ipini tutar. Sonra sevincinin þiddetinden dolayý: Allahým! Sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim! diyerek sevincinin þiddetinden dolayý böyle hata etmesindeki sevincinden daha fazladýr."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4932

Ebu Hureyre'nin (r.a.) ifade ettiðine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Allah mahlûkatý yarattýðý zaman kendi nezdinde Arþ'ýn üzerinde bulunan kitabýna: "Muhakkak benim rahmetim gazabýma üstün gelir" yazmýþtýr.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4939

Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü'nden (a.s.) þöyle buyurduðunu iþitmiþtir: "Yüce Allah rahmetini yüz parçaya ayýrýp doksan dokuz parçasýný kendi yanýnda tuttu, bir parçasýný da yer yüzüne indirdi. Ýþte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün mahluklar birbirlerine merhamet ederler. Hatta hayvan, üzerine basarým endiþesiyle ayaðýný yavrusundan kaldýrýr."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4942

Ömer b. Hattab (r.a.) þöyle anlatýr:
Allah Resulü'nün huzuruna bir takým esirler gelmiþti. Bunlarýn içinde bir kadýn vardý ki çocuðunu aramakta idi. Kadýn esirler arasýnda çocuðu bulunca hemen onu aldý baðrýna bastý ve emzirmeye koyuldu. Allah Resulü (a.s.) bize: "Þu kadýnýn, kendi çocuðunu ateþe atacaðýný sanýr mýsýnýz?" dedi. Biz de: Hayýr vallahi. Atmamak elinden geldiði sürece atmaz, dedik. Bunun üzerine Allah Resulü: "Ýþte muhakkak ki yüce Allah, kullarýna bu kadýnýn çocuðuna acýmasýndan daha merhametlidir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4947

Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirildiðine göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Asla hiçbir iyilik yapmamýþ olan bir adam ailesine: Öldüðüm zaman beni yakýn. Sonra külünün yarýsýný karaya, yarýsýný da denize doðru savurun. Allah'a yemin ederim ki eðer Allah ele geçirmeðe kadir olursa alemlerden hiç bir kimseye azap etmediði bir azaba çekecektir, dedi. Bu kimse öldüðü zaman emrettiði iþleri yaptýlar. Neticede Allah karaya emretti. Kara hemen kendisinde bulunanlarý topladý. Allah deryaya emretti, o da derhal kendisinde bulunanlarý toplayýverdi. Sonra Allah o kimseye: Bunu niçin yaptýn? diye sordu. Adam: Senden korktuðumdan dolayý ya Rabb! Sen daha iyi bilirsin! dedi. Bunun üzerine Allah onu affetti."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4949

Ebu Saîd Hudrî (r.a.)
Hz. Peygamber'den (a.s.) þunlarý nakletmiþtir: Sizden önceki ümmetlerden bir kimse vardý. Allah ona mal ve evlat ihsan etmiþti. Bir gün evladýna hitaben: Vallahi ya benim emredeceðim þeyi yaparsýnýz, yahut da ben mirasýmý sizden baþkalarýna vasiyet ederim: Öldüðüm zaman beni yakýnýz. (Zannederim þunu da söylemiþtirsevinçli Sonra beni öðütüp rüzgârda savurunuz. Çünkü ben Allah katýnda hiç bir hayýr biriktirmedim. Þüphe yok ki Allah beni azap etmeðe kadirdir, diyerek bu hususta çocuklarýndan söz aldý. Rabbime yemin ediyorum ki çocuklarý da vasiyet ettiði þeyleri yaptýlar. Nihayet yüce Allah; Bu yaptýðýna seni sevk eden nedir? diye sordu. O zat: Senden korktum, dedi. Allah Teala: "Zaten bunu da baþkasý affedemez dedi."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4952

Ebu Hureyre (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.) Aziz ve Celil olan Rabbýndan rivayet ederek þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir: "Bir kul bir günah iþledi. Müteâkiben: Allahým! Günahýmý baðýþla, dedi. Yüce Allah: Kulum bir günah iþledi, fakat günahý maðfiret eden ve günah sebebiyle cezalandýracak bir Rabbý olduðunu bildi buyurdu. Sonra kul tekrar dönüp günah iþledi. Ardýndan: Ey Rabbim! Günahýmý affet diye yalvardý. Yüce Allah yine: Kulum bir günah iþledi, fakat günahý maðfiret eden ve günah sebebiyle cezalandýracak bir Rabbý olduðunu bildi buyurdu. Sonra kul tekrar dönüp günah iþledi. Ve: Ey Rabbim! Günahýmý maðfiret et diye yalvardý. Yüce Allah bu sefer yine: Kulum bir günah iþledi, fakat günahý maðfiret eden, günah sebebiyle ceza veren bir Rabbý olduðunu gereði gibi bildi. Sen istediðini yap, ben seni maðfiret ettim, buyurdu." Ravi Abdul Ala "Ýstediðini yap!" sözünü üçüncü yahut dördüncü defa da mý söyledi, bilmiyorum dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4953

Abdullah b. Mesûd (r.a.)
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurdu demiþtir: "Allah kadar medh ve sena olunmayý seven hiç bir kimse yoktur. Bunun için Allah kendisini medh etmiþtir. Allah'tan daha kýskanç hiç bir kimse de yoktur. Bundan dolayý Yüce Allah bütün çirkin fiilleri haram kýlmýþtýr."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4955

Ebu Hureyre'nin (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurdu: "Þüphesiz ki Allah kýskanýr. Mümin de kýskanýr. Allah'ýn kýskanmasý, haram kýldýðý þeyleri müminin iþlemesidir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4959

Abdullah b. Mesûd'un (r.a.) anlattýðýna göre:
Yabancý bir kadýný öpen biri Hz. Peygamber'e geldi ve olayý anlattý. Bunun üzerine: Gündüzün iki tarafýnda ve gecenin bazý saatlerinde dosdoðru namaz kýl. Þüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öðüt almak isteyenlere büyük bir hatýrlatmadýrayeti nazil olunca o zat: Ey Allah'ýn Resulü! Bu yalnýz benim için mi? diye sordu. Allah Resulü (a.s.): "Ümmetimden onu yapan herkes içindir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4963

Enes b. Malik'in (r.a.) anlattýðýna göre:
Hz. Peygamber'e bir adam geldi ve: Ey Allah'ýn Resulü! Ben had cezasý gerektirecek bir kabahat iþledim. O cezayý bana tatbik et dedi. Ravi der ki: Bu anda namaz vakti de gelmiþti. Adam da Allah Resulü ile beraber namaz kýldý. Namaz bitince yine: Ey Allah'ýn Resulü! Ben ceza gerektirecek bir kabahat iþledim. Binaenaleyh hakkýmda Allah'ýn Kitabý'ný tatbik eyle! dedi. Allah Resulü (a.s.): "Sen bizimle birlikte namazda bulundun mu?" diye sordu. Evet bulundum dedi. Allah Resulü: "Sen affolundun" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4965

Ebu Saîd Hudrî'den (r.a.) rivayet edildiðine göre:
Allah'ýn Peygamber'i (a.s.) þöyle buyurdu: "Sizden evvelki ümmetler içinde bir adam vardý ki doksan dokuz insan öldürmüþtü. Bu zat, yeryüzü insanlarýnýn en aliminin kim olduðunu sordu. Kendisine bir rahip gösterildi. O da rahibe gelerek kendisinin doksan dokuz kiþi öldürdüðünü ve tevbesinin kabul edilip edilmeyeceðini sordu. Rahip: Hayýr, edilmez diye cevap verdi. Bu cevap üzerine katil o rahibi de öldürdü. Bununla sayýyý yüze tamamladý. Sonra yine yeryüzü halkýnýn en alimini sordu. Alim bir kimse gösterildi. Onun yanýna gelince: Bu adam yüz tane insan öldürmüþtür. Acaba Onun için bir tevbe yolu var mýdýr? dedi. O: Evet vardýr, insan ile tevbesi arasýna kim girebilir? Sen filan yere git. Çünkü orada Allah'a ibadet etmekte olan bir takým insanlar vardýr. Sen de onlarla beraber Allah'a ibadet et ve sakýn bir daha kendi memleketine dönme. Çünkü orasý kötü bir çevredir, dedi. Bunun üzerine adam gitti. Nihayet yolun yarýsýna vardýðý zaman eceli geldi. Bu sefer rahmet melekleri ile azap melekleri çekiþmeye baþladýlar: Rahmet melekleri: Bu adam tevbe ederek ve kalbi ile Allah'a yönelerek geldi dediler. Azap melekleri de: Bu adam hiç bir hayýr iþlememiþtir dediler. Bu sýrada insan kýlýðýnda baþka bir melek geldi. Her iki taraf bu meleði aralarýnda hakem yaptýlar. O melek: Þimdi siz buradan itibaren geldiði yer ile gideceði yerin mesafesini ölçün. Bulunduðu bu yer, hangisine daha yakýn ise bu kimse oraya ait olur dedi. Melekler mesafeleri ölçtüler ve adamýn gitmek istediði yere daha yakýn olduðunu gördüler. Bunun üzerine onun ruhunu rahmet melekleri aldýlar."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4967

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle anlatýr:
Allah Resulü (a.s.) bir sefere çýkmak istediði zaman kadýnlarý arasýnda kura çekerdi. Kura kime düþerse Allah Resulü onunla birlikte sefere çýkardý. Aiþe devamla: Gazaya gitmek istediði bir gazvede de aramýzda kura attý ve bu kurada benim ismim çýktý. Ben Resulüllah ile beraber sefere çýktým. Bu sefer, hicap ayeti indirildikten sonra idi. Ben havdecimin içinde bindirilir ve (konak yerine) onun içinde indirilirdim. Bütün yolculuðumuzda böyle oldu. Nihayet Resulüllah bu gazasýndan ayrýlýp da döndüðü ve Medine'ye yaklaþtýðýmýzda bir gece yürüyüþü bildirdi. Hareket izni verildiði zaman ben kalkýp yürüdüm. Hatta orduyu geçtim. Hacetimi yerine getirdiðim zaman dönüp yerime geldim. Bir de göðsümü yokladým. Baktým ki Yemen'in gözboncuðundan dizilmiþ gerdanlýðým kopup düþmüþ. Hemen dönüp gerdanlýðýmý aradým. Fakat onu aramak beni yoldan alýkoymuþtu. Benim devemi hazýrlayan kimseler gelip havdecimi yüklemiþler ve havdecimi bindiðim deve üzerinde götürmüþlerdi. Onlar beni havdecin içinde sanýyorlarmýþ. O zaman kadýnlar hafif idiler, þiþmanlamazlardý. Et ve yað onlarý bürüyüp kaplamazdý. Çünkü onlar az yemek yerlerdi. Bu cihetle bana hizmet edenler havdeci yüklemek üzere kaldýrdýklarýnda havdecin aðýrlýk derecesinin farkýna varmayarak yüklemiþler. Bilhassa ben küçük yaþta genç bir kadýndým. Deveyi kaldýrmýþlar ve gitmiþler. Ordu gittikten sonra ben gerdanlýðýmý buldum. Akabinde konakladýklarý yerlere geldim fakat oralarda ne bir çaðýran, ne de bir cevap veren kalmýþtý. Bunun üzerine ben orada evvelce bulunduðum konak yerime geldim. Ve onlar beni havdecde bulamazlar da beni aramak üzere dönüp yanýma gelirler diye düþündüm. Yerimde otururken uykum geldi ve uyumuþum. Safvan b. Muattal Sulemi sonra Zekvani, ordunun arkasýnda mola vermiþti. Bu zat sabaha yakýn yürümüþ, benim bulunduðum yere gelmiþ, uyuyan bir insan karaltýsý görünce benim yanýma gelmiþ ve beni görünce tanýmýþ. Beni tesettür farz kýlýnmadan önce görür idi. Ben onun beni tanýdýðý sýrada onun istirca sözlerini söylemesi ile uyandým. Uyanýnca hemen çarþafýma bürünüp yüzümü örttüm. Allah'a yemin ediyorum ki o bana bir tek kelime söylemiyordu. Ben ondan, istirca sözünden baþka hiç bir kelime iþitmedim. Devesini ýhtýrýp çöktürdü, ön ayaðýna bastý. Ben de deveye bindim. Safvan bindiðim deveyi önünden çekerek yürüdü. Nihayet kafile konak yerine indikten sonra öðlen sýcaðýnda orduya yetiþtik. Bu sýrada benim yüzümden helak olan helak olmuþtu. Ýftiranýn çoðunu Abdullah b. Ubey b. Selül yapmýþtý. Müteâkiben Medine'ye geldik. Medine'ye geldiðimizde ben bir ay hasta oldum. Meðer bu sýrada halk iftiracýlarýn sözlerine dalmýþlar. Ben ise bunlardan hiç bir þeyin farkýnda deðildim. Yalnýz hastalýðýmda beni iþkillendiren bir cihet vardý: Peygamber'den, hastalandýðým baþka zamanlarda gördüðüm lutuf ve þefkâti bu hastalýðýmda görmüyordum. Ancak yanýma giriyor, selam veriyor, sonra da: "Nasýlsýnýz?" diyordu. Bu hâl beni iþkillendiriyordu. Fakat bir kötülük hissetmiyordum. Nihayet iyileþtikten sonra dýþarýya çýktým. Benimle beraber Mistah'ýn annesi de çýktý. Biz, Menasý tarafýna doðru çýktýk. Bu yer bizim helamýzdý. Buraya biz ancak geceden geceye çýkardýk. Bu âdet evlerimizin yakýnýnda helalar edinmemizden önce idi. O zamanlar bizim hâlimiz ilk Araplarýn âdeti idi. Biz evlerimizin yakýnýnda helalar yapmaktan eziyet duyardýk. Ýþte ben Mistah'ýn annesi ile dýþarý çýkýp gittim. Bu kadýn, Ebu Ruhm b. Muttalib b. Abdu Menafýn kýzýdýr. Annesi de Sahr b. Âmir'in kýzýdýr ki bu kadýn da Ebu Bekr Sýddýk'ýn teyzesidir. Ebu Ruhm kýzýnýn oðlu da Mistah b. Usase b. Abbad b. Muttalib'dir. Orada hacetimizi gördükten sonra ben ve Ebu Ruhm kýzý evimden tarafa dönüp gelirken Mistah'ýn annesinin ayaðý çarþafý içinde sürçtü. Kadýn: Mistah helak olsun! dedi. Ne fena söyledin! Bedir'de hazýr bulunan bir kimseye mi sövüyorsun? dedim. Kadýn bana: Ah kadýn! Sen onun söylediði sözü duymadýn mý? dedi. Ben: O ne dedi ki? diye sordum. Bunun üzerine o bana iftiracýlarýn sözünü haber verdi. Artýk hastalýðým kat kat arttý. Evime dönünce yanýma Allah Resulü geldi. Selam verdikten sonra: Nasýlsýnýz? diye sordu. Ben de: Ebeveynimin yanýna gitmek üzere bana izin verir misin? dedim. Ben o sýrada bu haberi ebeveynim tarafýmdan tahkik etmek istiyordum demiþtir. Allah Resulü bana izin verdi. Ben de ebeveynimin yanýna gittim ve anneme: Ey anneciðim! Ýnsanlar ne konuþuyorlar? dedim. Annem: Ey yavrucuðum! Sakin ol. Vallahi bir erkeðin yanýnda sevgili, parlak, güzel bir kadýn olsun ve onun bir çok ortaklarý bulunsun da onun aleyhinde çok laf etmesinler pek nadirdir dedi. Ben de: Subhanallah! Ýnsanlar bunu mu konuþuyorlarmýþ? dedim. Bunun üzerine bütün gece aðladým. Sabaha kadar gözümün yaþý dinmiyor, gözüme de uyku girmiyordu. Sonra aðlayarak sabahladým. Allah Resulü de o sabah Ali b. Ebu Talib'i ve Usame b. Zeyd'i yanýna çaðýrmýþtý. Vahy gecikince ailesi ile ayrýlmasý hususunda onlarla istiþare etmiþti. Usame b. Zeyd, Peygamber'in ailesinin beraatýný bildiðini ve onlara karþý beslediði sevgiye iþaret ederek: Ey Allah'ýn Resulü! Onlar senin ailendir. Biz onun hakkýnda hayýrdan baþka bir þey bilmeyiz dedi. Ali b. Ebu Talib'e gelince, o da: Allah senin baþýný dara sokmaz. Aiþe'den baþka kadýnlar çoktur. Cariyeye de sorsan sana doðruyu söyler demiþti. Bunun üzerine Allah Resulü Berire'yi çaðýrýp: Ey Berire Aiþe'de sana þüphe veren bir hâl gördün mü? diye sordu. Berire de: Seni Hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki ben Aiþe'den kendisini ayýplayabileceðim hiç bir þey görmüþ deðilim: Yalnýz, Aiþe yaþý küçük, genç bir kadýndý. Ailesinin hamurunu yoðururken uyurdu da evin besi koyunu gelir hamuru yerdi demiþ. Bunun akabinde Allah Resulü minber üzerinde ayaða kalktý ve Abdullah b. Ubey b. Selul'den özür dilemesini istedi. Kendisi minber üzerinde þöyle hitabetti: Ey Müslümanlar topluluðu! Ev halkýma verdiði ezasý son dereceye varan bir þahýs için bana kim yardým eder? Vallahi ben ailem hakkýnda hayýrdan baþka bir þey bilmiþ deðilim. Bir adamýn da ismini ortaya koydular ki bu zat hakkýnda da ben hayýrdan baþka bir þey bilmiyorum. Bu kimse ailemin yanýna da ancak benimle beraber girerdi. Bunun üzerine Ensar'dan Sa'd b. Muaz ayaða kalkarak: Ey Allah'ýn Resulü! O kimseye karþý sana ben yardým edeceðim. Eðer Evs'ten ise biz onun boynunu vururuz. Eðer Hazrec kardeþlerimizden ise yapýlacak iþi sen bize emredersin biz de emrini yerine getiririz demiþ. Bu defa Sa'd b. Ubade ayaða kalkmýþ. Bu da Hazrec kabilesinin büyüðü idi. Ve bu vakýadan evvel iyi bir kimse idi. Fakat bu defa kabile hamiyeti onu cahilliðe sürükledi de Sa'd b. Muaz'a karþý: Sen yalan söylüyorsun. Allah'ýn ebediyetine yemin ediyorum ki sen onu (yani Abdullah b. Ubey'i) öldüremezsin ve onu öldürmeye muktedir olamazsýn! demiþ. Bu defa da Sa'd b. Muaz'ýn amcasýnýn oðlu olan Useyd b. Hudayr ayaða kalkarak Sa'd b. Ubade'ye karþý: Allah'ýn beka ve ebediyetine yemin ediyorum ki sen yalan söylüyorsun. Vallahi biz onu elbette öldürürüz. Sen mutlaka münafýksýn ki, münafýklar hesabýna bizimle mücadele ediyorsun diye mukabele etmiþ. Bu suretle Evs ve Hazrec kabileleri ayaklanmýþlar. Hatta birbirleri ile vuruþmaya niyetlenmiþler. Allah Resulü ise henüz minber üzerinde ayakta duruyordu. Allah Resulü onlarý yatýþtýrmaya devam etti. Nihayet onlar susunca sustu. (Bana gelincesevinçli Ben o gün aðladým. Ne gözümün yaþý dindi, ne de gözüme bir uyku girdi. Sonra ertesi gecemde de aðladým. Yine gözümün yaþý dinmiyor gözüme hiç uyku girmiyordu. Babam ile anam, aðlamak ciðerimi parçalayacak sanýyorlardý. Bu þekilde Ebeveynim yanýmda oturduklarý, ben de aðlamakta bulunduðum sýrada Ensar'dan bir kadýn izin istemiþti. Ben de o kadýna izin vermiþtim. O da oturup benimle aðlýyordu. Biz bu hâl üzere iken Allah Resulü yanýmýza girdi, selam verdikten sonra oturdu. Halbuki Allah Resulü bundan evvel hakkýmda dedikodu baþladýðý günden beri yanýmda oturmamýþtý. Ve Allah Resulü bir ay beklediði halde kendisine hakkýmda bir þey vahyolunmamýþtý. Allah Resulü oturduðu zaman, þahadet kelimelerini söyledikten sonra: Ey Aiþe! Hakkýnda bana þöyle þöyle sözler geldi. Eðer suçsuz isen yakýnda Allah seni muhakkak beraat ettirecektir. Yok eðer bir günah iþledinse Allah'tan maðfiret dile ve Allah'a tevbe et! Çünkü kul, günahýný itiraf ve sonra tevbe edince Allah da onun tevbesini kabul edip maðfiret buyurur dedi. Allah Resulü sözlerini bitirince gözümün yaþý kesildi. Hatta göz yaþýndan bir damla bulamýyordum. Hemen babama: Allah Resulü'nün söylediði sözlere benim adýma cevap ver dedim. Babam: Vallahi Allah Resulü'ne ne diyeceðimi bilmiyorum dedi. Sonra Anneme: Allah Resulü'nün söylediði söze benim adýma cevap ver dedim. O da: Vallahi Allah Resulü'ne ne diyeceðimi bilmiyorum dedi. Bunun üzerine ben, henüz Kur'an'dan çok þey bilmeyen küçük yaþta bir genç olduðum halde þöyle dedim: Vallahi ben kesinlikle anladým ki siz bu dedikoduyu iþitmiþsiniz. Hatta bu söz sizin gönüllerinizde yer etmiþ ve ona inanmýþsýnýz. Þimdi ben size suçsuzum desem (ki Allah suçsuzluðumu biliyor) bu konuda bana inanmazsýnýz. Ve eðer ben size bir itirafta bulunsam (ki Allah suçsuz olduðumu bilir) sizler beni hemen tasdik edeceksiniz. Vallahi ben kendimde size verecek bir misal bulamýyorum. Ancak Yusuf'un babasýnýn dediði gibi: Artýk (bana düþen) hakkýyla sabretmektir. Sizin þu söylediklerinize karþý yardýmýna sýðýnýlacak ancak Allah'týr.Aiþe þöyle devam etmiþtir: Sonra dönüp yataðýma yattým. Halbuki vallahi o zaman ben suçsuz olduðumu ve Allah'ýn da muhakkak beni temize çýkaracaðýný biliyordum. Lâkin vallahi hakkýmda okunan bir vahy indirileceðini hiç zannetmiyordum. Benim hâlim de kendimce Aziz ve Celil Allah'ýn hakkýmda okunan bir þeyle konuþmasýndan daha aþaðý idi. Lâkin Allah Resulü'nün uykuda bir rüya göreceðini ve Allah'ýn da o rüya ile beni beraat ettireceðini umuyordum. Vallahi Allah Resulü oturduðu yerden kalkmamýþtý. Ev halkýndan bir kimse de dýþarý çýkmamýþtý. Aziz ve Celil Allah Peygamber'ine vahy indiriverdi. Kendisini vahy inerken basan þiddet yine bastý. Kendisine indirilen kelamýn aðýrlýðýndan kýþ gününde bile inci tanesi gibi ter dökülürdü. Allah Resulünden vahy hâli kalkýnca kendisi sevincinden gülüyordu. Söylediði ilk söz þu oldu: "Müjde ya Aiþe! Allah seni beraat ettirdi." Bunun üzerine annem bana: Kalk, O'nun yanýna git, dedi. Ben: Vallahi ne ona kalkarým, ne de beraatýmý indiren Allah'tan baþkasýna hamd ederim dedim. Aziz ve Celil Allah þu on ayeti indirdi: "O uydurma haberi getirenler içinizden bir cemaattir.(ayetinden itibaren) on ayet indirdi (Nûr, 11-21). Aziz ve Celil Allah iþte bu ayetleri benim beraatým hakkýnda indirmiþtir. Ebu Bekr, akrabalýðýndan ve fakirliðinden dolayý infak etmekte bulunduðu Mistah b. Usame için: Aiþe hakkýnda bunlarý söyledikten sonra vallahi ben de Mistah'a bir þey vermem! diye yemin etti. Bunun üzerine de Aziz ve Celil Allah: Sizden fazilet ve servet sahibi olanlar, akrabasýna, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere yardýmda bulunmayacaðýna yemin etmesin..."ayetini, "Allah'ýn size maðfiret etmesini arzu etmez misiniz?" sözüne kadarindirdi. Hibban b. Musa'nýn dediðine göre, Abdullah b. Mübarek Ýþte bu, Allah'ýn kitabý içinde en ümit bahþeden ayettir, demiþtir. Bunun üzerine Ebu Bekr Vallahi, ben Allah'ýn beni maðfiret etmesini isterim, dedi ve Mistah'a veregeldiði yardýmý tekrar vermeye baþladý ve: Ben bunu ondan ebediyen kesmem dedi. Aiþe Allah Resulü, zevcesi Zeynep bt. Cahþ'a benim durumumu sormuþ: Ne bilirsin, ne gördün? demiþti. O da: Ey Allah'ýn Resulü! Ben kulaðýmý, gözümü muhafaza ederim. Vallahi hayýrdan baþka bir þey bilmem, diye cevap verdi. Bu hususta Aiþe Zeynep, Peygamber'in hanýmlarý arasýnda bana rekabet eden bir kadýndý. Fakat Allah onu vera ve takvasý sebebiyle muhafaza buyurdu. Kýzkardeþi Hamne bt. Cahþ ise onunla mücadele etmeye baþladý da bu sebeple helak olanlar içinde helak oldu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarasý: 4974
Gönderen: 20.04.2005 - 01:33
Bu Mesaji Bildir   msk02 üyenin diger mesajlarini ara msk02 üyenin Profiline bak msk02 üyeye özel mesaj gönder msk02 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1653 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kuzen_1956 (69), ab-ýefsun (48), islammmm (48), Karanfil_ (37), Hatiboðlu (51), aysegul27 (56), þeb-i aru.. (49), mehmetsarican (57), salih_zeki (50), yerbay (55), gencefsane0619 (37), fazlivarna (39), nurdanbirdamla (52), quazar (50), yolculukahirete (47), DETAY (50), tugrulhank (41), isa-tunc (38), Musa_efendi (40), hamzaa69 (50), Adem 1981 (44), hikmetbaysal (38), korkusuz (39), yusufcan42 (50), sansar1 (64), talha73 (52), Reis30 (51), merve26 (45), eren@ (60), Nurdamra (36), zynb (45), SeHaDeT (37), ozdemir_3825 (36), ebu_furkan (49), Muhammed Tevhid (54), esrefsaati (42), damla- (), raþitim (54), hakdostu (59), xp_88 (37), turkey06 (48), Güllerin-Efendi.. (37), CanKusumM (56), mustizmir (60), zeki_s (50), gunesgencer (52), nuridemir (65), ozdemir3825 (36), mehdiordusu (37), omar1977 (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.94221 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.