*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1286 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 22. Aralık 2024 - 10:01

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Kadin dövülür mü ?

önceki konu diğer konu

2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	FEYZAferhan

Kadin dövülür mü ?

40 Mesaj -

KADINLAR DÖVÜLÜR MÜ?

Kuran’da geçen kadýnla ilgili en yanlýþ anlaþýlan ayetlerden biri de Nisa Suresi 34. ayet olmuþtur. Bu ayeti iki yazardan alýntýlarla inceleyelim. Prof. Yaþar Nuri Öztürk þöyle demektedir: “Bu ayet erkeklerin mutlak anlamda üstünlüklerinden deðil, varlýk yapýlarýndaki bir farklýlýktan bahsediyor. O da erkeklerin kadýna “kavvam” yani koruyucu, kollayýcý, gözetici olmalarýdýr. Ne var ki Kuran ayetlerini, kadýný horlamak için pervasýzca tevil eden ve sürekli anlam kaydýrmalarý yapan çoðu müfessirler bu kavvam kelimesini hakim, yönetici gibi Kuran’daki kullanýmýna uymayan anlamlar vererek erkek despotizmine gerekçe yapmýþlardýr. Ayný ayetteki “fadribu” kelimesi Kuran’da kullanýlan anlamlarýndan yalnýz bir tanesiyle kayýtlanmýþ ve emirden hep dövmek çýkartýlmýþtýr. Bütün tevillerini ve yorumlarýný kadýn aleyhine yapan yaklaþýmlardan zaten baþka bir þey beklenemezdi. Oysa ki, kelimenin diðer anlamlarý ayetin amacýný ve düzenlenen konunun maksadýný çok daha doyurucu biçimde önümüze koymaktadýr. Ýþin esasý þu ki, Kuran birçok yerde sergilediði kelam mucizesini burada da sergileyerek, bir tek kelimeyle birkaç alternatifi birden vermiþtir. Biraz teknik detay verirsek þunlarý söyleyeceðiz: “Fadribu” emrinin kökü olan “darb” kelimesinin 30’a yakýn anlamýndan en önemlileri “vurmak, dövmek, huruc(çýkmak), zehab(gitmek) ve dolaþmaktýr”. (Bakýn Ýbn Mansur, Lisanul Arab, Darb Maddesi) Durum bu olunca konumuz olan ayetteki emri bu anlamlarýn muhtemel olan herbiriyle deðerlendirmek gerekmektedir. Buna göre emri ayný zamanda ifal kalýbýndan da anladýðýmýzda ifade ettiði manalar þunlar olur. 1 Onlarý evden çýkarýn , 2 Onlarý bulunduklarý yerin dýþýna gitmek zorunda býrakýn, 3 Onlarý dövün. Kuran böylece içinde bulunulan duruma ve karþýlaþýlan þartlara göre bu üç seçenekten birinin kullanýlmasýný istemektedir. Ve dikkat edilirse ilk iki seçenek düzenlenen konuda sonuç almak bakýmýndan hem insan psikolojisine hem de hukuk mantýðýna daha uygundur.” (Yaþar Nuri Öztürk, Kuran’daki Ýslam, sayfa 552554)

Dr. Edip Yüksel ise ayný ayetin yanlýþ anlaþýlmasý ile ilgili þu izahlarý yapar: “Ayette geçen (erricalü kavvamune alennisai) ifadesinin erkekler kadýnlarý gözetir, yahut kadýnlarýn geçiminden sorumludur biçiminde çevrilmesi gerekirken gördüðüm tüm Türkçe mealler buradan erkeðin kadýnlar üzerinde otoriter olduðu anlamýný çýkarmýþlardýr. Nisa 135’te geçen “kavvam” kelimesine “gözeten, tam yerine getiren, ayakta tutan” gibi anlamlar veren meallerimiz neden Nisa 34’te geçen ayný kelimeye “hakim, yönetici” gibi farklý anlamlar vermektedirler. 5, Maide Suresi 8. ayette geçen “kavvam” kelimesine de ayný þekilde “gözeten, ayakta tutan” anlamýný veren meal yazarlarýmýz, neden kadýnlar söz konusu olunca kelimenin anlamýný deðiþtirip sertleþtirme ihtiyacý hissetmiþlerdir? “Kavvam” kelimesi “kvm” kökünden türer. Bu kökün türevlerinin geçtiði tüm ayetleri incelersiniz hiçbir yerde yönetici hakim anlamýný bulamayacaksýnýz. Ayný ayetteki “badehum” kelimesindeki “ hum” zamirini sadece erkeklere gönderdiðinizde anlam þöyle olur: “ Allah, erkeklerin bazýsýný bazýlarýna üstün kýlmýþtýr.” Bu anlam kuþkusuz ayetin içinde bulunduðu metinle uyuþmamaktadýr. Ancak “ badehum” kelimesindeki “hum” zamirini erkek ve kadýnlardan oluþan karma bir topluluða gönderdiðinizde anlam þöyle olur: “Allah, erkeklerin ve kadýnlarýn bazýsýný bazýlarýna üstün kýlmýþtýr.” Türkçe’ye en uygun çeviri þöyle olabilir: “Allah, her birine farklý yetenekler ve özellikler vermiþtir.” Nisa 34 ayetindeki “idribuhanne” kelimesi “ o kadýnlarý dövün” diye çevrilmiþ. Bu kelime üzerinde incelemeye geçmeden önce karý koca iliþkisi üstüne Kuran’ýn bir deðerlendirmesini hatýrlatmak isterim. 30, Rum suresi 21. ayette þöyle geçer: “Kendileriyle rahatlayýp huzur bulasýnýz diye sizin için türünüzden eþler yaratmasý ve aranýza sevgi ve merhamet koymasý O’nun ayetlerindendir. Düþünen bir toplum için bunda iþaretler vardýr.” Görüldüðü gibi evliliðin amacý sevgi ve merhamete dayalý huzurdur. Herhangi Arapça bir sözlüðe bakarsanýz bu kelimenin altýnda uzun bir anlamlar listesini bulacaksýnýz. Denilebilir ki “daraba” kelimesi Arapça’da en zengin anlama sahip kelimedir. Arapça’da parayý Daraba yaparsýn yani basarsýn. Nitekim “darphane” Arapça, Farsça bileþimi bir kelimedir. Arapça’da greve gitmek “Drab” týr. Türkçemizde de vurmak kelimesi ayný þekilde deðiþik anlamlarda kullanýlýr. Tutmak ve çalmak da öyle. Radyoyu çaldým diyen birisi bu ifadeyle ya hýrsýzlýðýný itiraf eder, ya da radyoyu kullandýðýný bildirir. Nitekim “idrib” kelimesi de “çýk dýþarý” anlamýna gelir. Kuzey Afrika’da Arapça konuþanlar hala “ Daraba” fiilinin emir kipini bu anlamda kullanmaktadýrlar. Çok anlamlý bir kelimeyle karþýlaþtýðýmýzda uygun olan anlamýný metnin içeriðini, kullanýþ biçimini ve saðduyuyu dikkate alarak seçeriz. Örneðin 13, Rad suresi 17. ayetindeki “ Daraba” kelimesini açýklamak yerine dövmek olarak anlasaydýk saçma bir sonuçla karþýlaþýrdýk: “ Ýþte Allah hakký ve batýlý böyle döver.” Nisa 34’teki “nuþuz” kelimesi de meallerde þirretlik, itaatsizlik olarak çevrilmiþ. Halbuki bu kelime flörtten baþlayarak gayri meþru cinsel iliþkiye kadar uzanan sadakatsizlik ve iffetsizlik anlamýný da içerir. Nitekim Nisa 34 ayetini dikkatle incelediðimizde bu ikinci anlamýn sözün geliþine daha uygun olduðunu görüyoruz. Nisa 34 ayeti sadakatsiz ve iffetsiz davranan eþine kocasýnýn nasýl davranacaðýný öðretiyor. Bu uygunsuz tavrýn baþlangýcýnda koca öðüt vermeli. Eðer kadýn baþkasýyla flörte devam ederse kocasý yataklarý ayýrmalý. Eðer bu da yarar saðlamaz ve kadýn iþi zinaya kadar götürürse, o zaman kocasý onu evden çýkarmalý. Erkeðini kandýrarak evlilik anlaþmasýna ihanet eden bir kadýný dövmek nihai bir çözüm olamaz. Ancak ondan ayrýlmak ameliyat gibi sýkýntýlý da olsa bir çözümdür.” (Dr. Edip Yüksel, Türkçe Kuran Çevirilerindeki Hatalar, sayfa 1320)

Yaþar Nuri yorumuyla beraber “ Darabe” köklü kelimeye iki ayrý manasýný çizgiyle ayýrarak ayeti çevirir ve uygun mananýn düþünülüp, araþtýrýlmasýný mealinde bize býrakýr.

Erkekler, kadýnlarý gözetip kollayýcýdýrlar. Þundan ki, Allah insanlarýn bazýlarýný bazýlarýndan üstün kýlmýþtýr ve erkekler mallarýndan bol bol harcamýþlardýr. Ýyi ve temiz kadýnlar saygýlýdýrlar. Allah’ýn kendilerini koruduðu gibi gizliliði gereken þeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuðunuz kadýnlara önce öðüt verin, sonra onlarý yataklarýnda yalnýz býrakýn ve nihayet onlarý evden çýkarýn/bulunduklarý yerden baþka yere gönderin. Bunun üzerine size saygýlý davranýrlarsa onlar aleyhine baþka bir yol aramayýn. Allah çok yücedir, sýnýrsýzca büyüktür.

4 Nisa Suresi 34 Prof. Dr. Yaþar Nuri Öztürk çevirisi

Edip Yüksel ise yukarýda alýntýladýðýmýz açýklamalarýndan sonra ayeti þöyle çevirir:

Erkekler kadýnlarý gözetmekle yükümlüdür. Zira Allah, herbirine farklý yetenekler ve özellikler vermiþtir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadýnlar (Allah’ýn yasasýna) boyun eðer ve Allah’ýn korumasýný emrettiði (onur ve iffetlerini) tek baþlarýna bile olsa korurlar. Onur ve namuslarý konusunda endiþe duyduðunuz kadýnlara öðüt verin, yataklarýnýzý ayýrýn, nihayet onlarý çýkarýn. Ancak sizi dinleyip vazgeçerlerse onlara karþý bir yol aramayýn. Allah yücedir, büyüktür.

4 Nisa Suresi 34Dr. Edip Yüksel’in çevirisi

________________________________________________
Kimbilir bu konuyla ilgili simdiye kadar neler yazildi vede yorumlandi simdiye kadar.
Ama ben bi sefer daha herkezten bu konuyla ilgili yorum bekliyorum.
Bu konu cok hassas ve bi o kadarda önemli bi konu. Umarim alaka gösteren arkadaslar olur.

Simdiden tesekkür ederim.

Saygilar & Allah'a emanet olun

Feyza

Gönderen: 20.06.2005 - 09:20

FEYZAferhan üyenin diger mesajlarini ara

	yoktan

1227 Mesaj -

selamun aleykum kardesim..

Bu kýsým soru-cevap bölümüdür.. Bu kýsma görevli kardeslerimiz dýsýnda üyelerimiz cevap ekleyemedikleri icin yazýnýza yorum yapamazlar.. Yazýdaki hatalarý düzelterek Kadýn-Aile bölümene eklerseniz daha güzel olur..

selam ve dua ile

*****

Konuyla ilgili yapýlmýþ bir acýklama

KADIN DÖVME HAKKI(!)

Islam, erkeðe karýsýný dövme hakký agla

!) verir mi?

Önce bu konu ile ilgli görüþleri âyet ve hadisleri meallendirecek sonra da bunlarlâ ilgili mülâhazalarýmýzý arzetmeye çalýþacaðýz.

1- Nisâ Suresinde, meâlen þöyle buyurulur: "Erkekler kadýnlar üzerine kavvâm (muhâfiz, veliyyülemir, yönetici, gözetici, kayyûm) dýrlar. Çünkü bir kere Allah onlarýn bazýsýný bazýsýndan üstün yaratmýþtýr. Bir de erkekler mallarýndan infak etmektedirler. Onun için, iyi kadýnlar itaatkârdýrlar. Allah'ýn kendilerini saklamasý yönüyle kendileri de gaybi muhâfaza ederler. Serkeþliklerinden (nüsûz) endiþe ettiðiniz kadýnlara gelince: Evvelâ kendilerine nâsihat edin, sonra onlarý yataklarýnda yalnýz býrakýn, (kâr etmezse) dövün. Dinlerlerse incitmeye bahane aramayýn. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. Eðer karý-koca arasýnýn açýlmasýndan endiþeye düþerseniz bir hakem onûn tarafýndan, bir hakem de bunun tarafýndan gönderin..." Âyetin geliþ sebebi (sebeb-i nüzûlü göz kırpma

þudur: Ensâr'ýn ileri gelenlerinden Sa'd b. Rabî'aya karþý, karýsý Habîbe nüsûz göstermiþ (serkeþlik ve dik kafalýlýk etmiþ göz kırpma

, o da ona bir tokat vurmuþtu. Babasý hemen kýzýný alýp Rasulüllah'a giderek þikâyet etmiþ, Rasûlüllah (s.a.s.) da, "Mutlaka ondan kýsas alýrýz." buyurmuþlardý. Bunun üzerine bu âyet geldi. Allah Rasûlü (s.a.s.)'de "Biz birþey yapmak istedik, Allah ise baþka bir þey murad etti. Þüphesiz hayýr, Allah'ýn diledigindedir." buyurdular.(bk. Elmalýlý N/1350; Ibn Kesir N/256; Kurtubî V/168)

2- Rivâyete göre Hz. Eyyûb (a.s.) bir olay sebebiyle karýsýna yüz deynek vurmaya yemin etmiþti de Allah (c.c.) ona þöyle vahyetti.(age VI/4101) "Eline bir deste (sap) al da onunla vur ki, yeminini bozmuþ olmayasýn..." (K. Sâd (38) 44) Konumuzla ilgili görülen âyetler bunlardýr. Hadîslere gelince: 1- "Kadýnlar hususunda Allah'tan (c.c) korkun. Çünkü siz onlarý Allah'ýn emânýyla aldýnýz ve onlarý kendinize Allah'ýn kelimesiyle helâl kýldýnýz. Döþeklerinize, sevmediðiniz bir kimseye ayak bastýrmamalarý sizin onlar üzerindeki hakkýnýzdýr. Bunu yaparlarsa onlarý; zarar vermemek sârtýyla dövün. Onlarýn sizin üzerinizdeki hakkýda, yiyeceklerini ve giyeceklerini, marûf þekilde vermenizdir..." (Müslim, hac 147) Hadis Rasûlüllah Efendimizin (s.a.s.) vedâ haccýnda irad buyurduklarý hutbede geçen cümlelerden biridir. Kocalarýnýn döþeklerine onlarýn hoþlanmadýðý kimselere ayak bastýrmalarý, yabancý erkekleri, ya da yakýnlarý olsa dahi kocalarýnýn hoþlanmadýðý erkekleri eve alýp, kocalarý yokken. onlarla sohbet etmeleri demektir, zinâ etmeleri deðildir. Çünkü zinânýn "had" cezâsý vardýr ve bellidir.( bk. Davudoðlu VI/433)

2- "Sizden biriniz karýsýný köle döver gibi dövmesin. Sonra ayný günün akþamýnda beraber yatacaklardýr..." agla

Buhârî, nikâh 93, tefsir, sûre (91) 1; Müslim, Cennet 49; Ibn Mâce, nikâh 51)

3- Rasûlüllah (s.a.s.) "Allah'ýn kullarý olan kadýncaðýzlarý dövmeyin!" buyurmuþlardý. Bir süre geçince, Ömer gelip, "Ey Allah'ýn Rasûlü, kadýnlar kocalarýna karþý baþkâldýrdýlar", diye þikâyette bulununca dövülmelerine izin verdi. Arkasýndan da pek çok kadýn Rasûlüllah'ýn hanýmlarýný çevirip kocalarýný þikayette bulundular. Bunun üzerine Allah Rasûlü: "Bir çok kadýn Muhammed'in ev halkýna gelip kocalarýný (dayak yüzünden) þikâyet etmiþler. Bu kocalar sizin iyileriniz deðillerdir." buyurdu.( Ebu Davud, nikah (N/245); Ibn Mâce, nikâh 51)

4- Âiþe vâlidemiz dediler ki: "Allah Rasûlü, ne bir hizmetçisine bir tokat vurdu, ne de bir karýsýna..." agla

Ibn Mâce, nikâh 51)

5- Kâsým b. Muhammed'in nakline göre: "Rasûlüllah kadýnlarý dövmeyi yasakladý. Bunun üzerine dediler ki, "Ey Allah'ýn Rasûlü, kadýnlar iþi azýttýlar." O da: "Öyleyse dövün ama; kötü olanlarýnýzdan baþkasý da dövmez." buyurdular: (el-Hâzimî, el-itibâr 142; Burhanuddîn el-Câberî, Rusûhul-ahbâr 232) Bu hadisle anlatýlan olay, üçüncü hadisle anlatýlan olayýn deðiþik ifadelerle nakledilmesinden baþka bir þey olmamalýdýr.

6- Habibe bt. Sehl, Sâbit b. Kays b. Semmâs'ýn nikâhýnda idi. Sâbit ona vurdu ve bir tarafýný kýrdý. Habibe gelip durumu Allah Rasulüne anlattý.

O da Sâbit'i çaðýrdý ve "bir miktar malýný al ve ondan ayrýl." buyurdu. Sâbit: "Bu uygun olur mu, ey Allah'ýn Rasulü?" diye sordu. "Evet olur." cevabýný aldý. Sâbit:"Ben ona iki bahçe mehir olarak vermiþtim, þu anda da onlar elinde" dedi. Allah Râsulü; "O halde onlarý al ve ondan ayrýl." buyurdu. O da öyle yaptý.(Ebû Dâvûd, No: 2228; Ibn Kayy im, Zâdü'1-Mead V/189)

Konuyla ilgili belli baþlý naslar bunlardýr. Þimdi bunlarla ilgili deðerlendirmelerimize ve mutâlâalarýmýza geçebiliriz.

Önce baþta mealini verdiðimiz âyetlerle ilgili bazý noktalara iþaret etmekle iþe baþlayalým:Erkeklerin "kavvâm" (hakim, idareci, kayyum) olmasýna iki sebep gösteriliyor: Bunlardan birisi vehbî (Allah vergisi) dir ki, "Insanlarýn bazýsýný-diðerlerine üstün kýlmasý" cümlesiyle ifade edilmiþtir. Ancak bu ifade öyle ince bir güzelliðe sahiptir ki, en azýndan ev reisliði konusunda erkeklerin üstünlüðüne iþaret etmekle beraber, açýkça "erkekleri kadýnlara üstün kýldýðý için" denmemiþ de, "Insanlarýn bazýsýný bazýsýna üstün kýldýðý için" buyurularak, üstünlük her bakýmdan (mutlak manada) erkeklere verilmemiþ, böylece kadýnýn da erkekte bulunmayan bazý meziyetlere sahip olmakla, ondan üstün olabileceði yönlerinin bulunabileceðine iþaret edilmiþtir.(Elmalýlý N/ 1348-19) Bu vehbî (Allah vergisi) olan sebepte, yani idarecilik kabiliyetinde nâdir de olsa bazý kadýnlar kocalarýndan daha baþarýlý olabilirler. Bu durumda ikinci ve kesbî (iþ sahasýnda, cinsiyete dayalý rolle ilgili) olan sebep yine erkeklerin "kavvâm" olmasýný gerektiriyor ki, bu, ev için harcama yapma, dolayýsýyla kazanma sorumluluðunun erkeðe yüklenmiþ olmasýdýr. Bu erkeðin "kavvâm" oluþunun kesbî (kendisinin oluþturduðu) sebebidir. Elmalýlý Merhumun ifadesi ile, "þu halde, eþinin hakkýný yerine getirmeyen, kadýn malýna göz diken ve harcama (infak) görevini yapmayan ve ailenin ýrz ve namusunu korumayan erkekler "ricâl= kâmil erkekler" den sayýlmazlar" agla

age. N/1350) dolayýsý ile dövme izni verilen erkeklerden olamazlar. Kurtubî de ayný þeyi söyler: "Erkekler, mallarýndan harcamalarý sebebiyle..." cümlesinden âlimler þunu anlamýþlardýr: Erkek, kadýnýn nafakasýný temin edemezse."kavvâm" olma yetkisini kaybeder: Erkek "kavvâm" olamayýnca da kadýn için, nikâhý fesih hakkýdoðar, (bk. Kurtubî V/169. Ancak bu, Mâlikî ve Þâfiîlerin görüþüdür. Hanefiler ise fesih olmayacaðý görüþündedirler. (Ayný yer)) der.

Ikinci anahtar kelime "nüsûz" kavramýdýr. "Nüsûz" .kelimesinin kökündeki "yükseklik" ânlamýndan hareketle; baþ kaldýrma, isyan, hukukunu tanýmama, eþlerden her birinin diðerini ikrah etmesi gibi manalara gelir. (bk. Kurtubî V/ 170-171; Elmalýlý N/1351; Ibn Kesîr N/257) Þu halde bu âyetle kendisine dövme hakký verilen erkek "kavvâm" olabilme vasfýna sahip "kâmil erkek" (bk. Elmalýlý, agk.) tir ve dövülmesine müsaade edilen de kadýn deðil, "nâsize" dir: Zâten âyet-i kerîmenin devamýndan da anlaþýlacaðý üzere, artýk durum o kerteye gelmiþtir ki "sikak" tan, yani evliliðin parçalanmasýndan endiþe edilmektedir. Bir baþka ifade ile; bu noktada ya "kâmil racul" olan erkeðe, iþi yuvanýn yýkýlmasý kertesine geçiren "nâsize"ye, karakol komiseri gibi küçük bir ceza uygulama yetkisi verilip, mesele dallandýrýlmadan, âilenin parçalanmamasý için en son ihtimale de baþvurulacak, ya da her türlü sosyal, psikolojik ve ekonomik zararýna raðmen derhal yuvanýn yýkýlmasýna müsaade edilecektir. Âyet birinci yolu tavsiye etmektedir. Bunda ayný zamanda âile sýrlarýnýn mahkemelerde fâs olmamasý hikmeti de söz konusudur.Naslardan sonra bunlar da naslarla ilgili bazý noktalara iþaretlerdir. Þimdi de iþin felsefesine geçebiliriz:

1- Önce Islâm kadýn dövme meselesini ihdas etmemiþ, aksine pek çok yönden. bunu önlemeye çalýþmýþtýr. Hanýmýnýn gözünü þiþiren, kolunu, kafasýný kýran, mahkemeye intikal ettirilirse, eþ (yaralama bedeli) öder, diyet öder, ya da kýsas olunur. Kadýn ona Allah'ýn bir emanetidir ve Rasûlüllah (s.a.s.) "AIlah'ýn kýzcaðýzlarý" tabir ettiði kadýnlarýn dövülmemesini istemiþtir. Müslümalarýn en büyük örneði olarak kendisi hiç dövmemiþtir; kadýnlarýný dövenlerin iyi müslümanlar olmadýklarýný haber vermiþtir. Hiç bir hukuk sisteminin, jandarmasýnýn sokamadýðý dört duvar arasýnda, yani âilede, güçlü olanýn kafasý kýzdýðýnda ezebileceklerini ezmesine bu ölçüde mâni olabilecek bir müeyyide yoktur. Gazâplanýp karýsýný dövme noktasýna geldiði halde, sýrf müslüman olduðu ve Rasûlüllah'ýn bu tavsiyelerini düþündüðü için karýsýný dövmeyen pek çok insân vardýr ama, Insan Haklarý Dernegi ya da Feminizm öyle istiyor, diye karýsýný dövmekten vazgeçen birisinin olacaðýný sanmýyoruz. Çünkü mer'î kanunlarýn ulaþamadýðý yerlerdeki zulümleri, eðitim de, medeniyet de önleyemez. Zavallý Þirin Tekeli, yukarýda söz konusu edilen âyetle ilgili olarak : "Bu bin yýldan eski klasik metni ayrýca yorumlamaya herhalde hiç gerek yok" agla

S. Tekeli Kadýnlar Için s. 410) diyor ama,"yapýlan kýsmî araþtýrmalar, kadýnýn sosyo -ekonomik düzey , eðitim vb. den baðýmsýz olarak hemen her durumda dayak yiyebildiðini ortaya koyuyor." agla

age. s. 403) demekten de kendini alamýyor. Keþke müslüman âileleri de tanýma fýrsatý bulabilselerdi.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son yoktan tarafından, 20.06.2005 - 09:36 tarihinde.

Gönderen: 20.06.2005 - 09:31

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1286 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.84559 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.