0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » meshep

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast Misafir  
meshep
Misafir
ben moplaz meshepler hakkýnda beni aydýnlatmanýzý istiyorum peygamber efendimiz hangi meshepten miþ þia meshebi hak meshep mi ben bir sünni yim ama sevgidiðim insan þia ne yapmam gerekiyor. þimdiden yardýmlarýnýz için teþekkür ederim sevgilerimle iyi çalýþmalar
Gönderen: 29.11.2005 - 13:07
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast ahmet gunay  
Mezheplerin Çıkışı
Misafir
Mezheplerin Çýkýþý

Hz. Peygamber (s.a.s), hayatta iken sahabiler arasýnda herhangi bir ihtilaf' yoktu. Dinin usul ve füruunda sahabilerden bazýsýnýn anlamadýðý bir mesele çýkarsa, Hz. Peygamber'e sorar, o da açýklardý. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer devirleri ile Hz. Osman'ýn hilafetinin ilk yýllarýnda da herhangi bir ihtilaf çýkmamýþtý. Sahabe ve tabiin devirlerinde akaidde bir mesele çýkarsa, hemen güvenilir alimlere müracaat olunur, hükmü alýnýr, ihtilafýn çýkmasýna fýrsat verilmezdi. Akaid konularýnda vukua geldiði zaman ihtilaf ve çekiþme ümmet için zararlý olur. Sahabe ve tabiin zamanlarýnda Ferâiz meseleleri gibi amele ait bazý ayrýntýlarda görüþ ayrýlýklarý olmuþsa da ameli sahadaki ihtilafýn, çekiþmeye sebep olmasý þöyle dursun Ýslâm toplumu için bir rahmet olmuþtur. Hz. Osman'ýn þehadetinden sonra tehlikeli olan siyasi ihtilaflar çýkmaya baþladý. Özellikle hakem olayýndan sonra Ýslâm'da ilk siyâsî ayrýlýk ve bid'at mezhebleri kendilerini gösterdiler. Ýlk çýkan mezhebler siyasý mahiyette olup bunlar dini bir kisveye bürünmüþlerdi.

Müslümanlar arasýnda zuhur eden iç savaþlarda Hz. Ali'nin yanýnda yer alan sahabe ve tabiine Þia-i ûlâ denilmiþti. Daha sonra ortaya çýkan Hz. Ali taraftarý mutaassýb grublarýn da Þia diye anýlmalarý sebebiyle Þia-i Ûla'ya bu "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat" denilmiþtir.

Hakem olayýna itiraz edip Hz. Ali'nin ordusundan ayrýlanlara Havâric (hariciler) veya Marika veyahut Muhakkime-i Ülâ denilirdi. Diðer taraftan Hz. Osman'ýn katillerinin yakalanýp kýsas yapýlmasýný isteyenlere Þia-i Osman denilmiþti. Hz. Osman'a sevgi besleyip Muaviye tarafýný tutanlara da Nasýba deniliyordu. Emeviler devletinin yýkýlmasýndan sonra Nasýba tamamen silinip gitmiþtir.

Hz. Ali'nin vefatýndan (40/660) sonra Ýbn Ömer, Ýbn Abbas gibi daha bir kýsým sahabe hayatta iken akaidde meydana gelen ilk bid'at mezhebi, Kaderiyye olmuþtur. Kader kulun ihtiyar ve iradesi hakkýnda ilk konuþan, Ma'bed el-Cüheni (80/699), sonra bunun görüþlerini yayan Gaylan ed Dýmeþki (126/743) olmuþtur. Ma'bed, kulun tam ve mutlak bir iradesi olduðunu, kaderin bulunmadýðý fikrini ortaya atýnca, o zaman hayatta olan Ýbn Ömer ve Ýbn Abbas, bu fikirlere karþý çýkarak onu þiddetle kýnamýþlardý. Sonra Ca'd b. Dirhem (v. 118/726 cebir fikrini ortaya atmýþ, talebesi Cehm b. Safvan (v. 128/745) Ermenilere karþý bir ayaklanmaya katýldýðý için öldürülünceye kadar bu fikrin yanýnda Allah'ýn sýfatlarý hakkýnda görüþlerini yaymýþtý.

Hz. Ali'nin þehid edilmesinden (40/660) sonra, ashabýn yolunda giden Ehl-i Sünnetin karþýsýnda olan beþ ayrý ana bid'at mezhebi ortaya çýkmýþtýr ki bunlar ileride zuhur edecek diðer bid'at mezheplerine kaynaklýk etmiþlerdir. Bu beþ ana bid'at mezhebi Havaric, Kaderiyye, Cebriyye (Cehmiyye), Þia (Keysaniyye, Zeydiyye, Ýmamiyye) ve Mürcie'dir.

Ýslamda Mezheplerin Hükmü

Usul-i dinde (akaidde) ihtilaf zararlýdýr. Akaidde ihtilaf, bid'at ve sapýklýða götürür. Sapýklýk da büyüdüðü zaman küfre kadar iletir. Akaidde ihtilaf, Ýslam ümmetinin birliðini bozar, dinde tefrika doðurur. Bu sebeple, sahabe ve bunlara güzellikle tabi olan selef alimleri Usul-i dinde (akaidde) ihtilafý haram saymlþ1ar ve buna asla cevaz vermemiþ1erdir. Çünkü ümmetin birlik ve dayanýþmasýný ayný iman esaslarý etrafýnda ittifak etmek saðlar. Kamil imanýn mü'minleri birbirleriyle birleþtirdiði kadar baþka hiç bir þey birleþtiremez: "Ve (Allah) onlarýn gönüllerini (iman ve Allah sevgisiyle birleþtirendir. Sen yeryüzünde bulunan her þeyi harcamaz olsaydýn yine onlarýn (müslümanlarýn) gönüllerini bu derece kaynaþtýramazdýn Çünkü Allah onlarýn aralarýný (iman ile) birleþtirip kaynaþtýrdý. Çünkü O mutlak galibtir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir" (el-Enfal, 8/63).

Ýslam birliðini parçalayýcý nitelikteki akide ayrýlýklarýnýn haram olduðuna delalet eden ayetler çoktur: "Hepiniz toptan Allah'ýn ipine sarýlýnýz. Ayrýlýp parçalanmayýnýz." "Siz kendilerine apaçýk deliller geldikten sonra ihtilaf ederek daðýlýp parçalananlar gibi olmayýn"aglaAlu Ýmran, 3/103,105). Hz. Peygamber'in Allah tarafýndan' getirmiþ olduðu kesin delillerle sabit olan bir hükmün kendisi ihtilaf konusu yapýlamaz. Dinden olduðu kesin delillerle bilinen esaslardan (zarurâtý diniyyeden) birini veya birkaçýný inkâr eden bir mezhebin Ýslâm ile alakasý kesilir.

Fýkýhtaki ihtilaflar, itikattaki ihtilaflar gibi bid'at ve delâlete götürmez. Usul-i din ile füru-ý dindeki (amelî hükümdeki) ihtilaf arasýnda büyük fark vardýr. Ýslâm dininin akaidinde kesin delilsiz ihtilaf haram, bid'at ve dalalet sayýlýrken fýkhi meselelerde içtihadlarýn farklýlýðý rahmet sayýlmýþtýr. Böylece zaman ve mekânlara göre Muhammed ümmetine geniþ imkânlar saðlanmýþ olur. Hz. Peygamber (s.a.s.) Muaz Ýbn Cebel'i (v.19/640) Yemen'e vali olarak gönderirken ona sordu. "Ne ile hükmedeceksin?" O da "Allah'ýn kitabýyla" "-Onda bulamazsan." Muaz: "Rasulullah'ýn sünnetiyle hükmederim" dedi- "Bunlarýn herikisinde de bulamazsan ne yaparsýn." diye sorunca, Muaz: "O zaman re'yimle içtihad ederim." dedi. Rasulullah bu cevaptan memnun kalarak

"Rasulünün elçisini, rasulünün razý olacaðý bir þeye muvaffak kýlan Allah'a hamdolsun " dedi (Ebû Dâvûd, el-Akdiye, 11; Ahmed b. Hanbel,Müsned, V, 230, 236). Böylece Rasulullah Kitab ve Sünnet'te hükmü bulunmayan meseleler hakkýnda ictihad etmesine izin verdi. Fakih sahabiler de Muaz b. Cebel'in yolunu takip ettiler.

Yalnýz "mevrid-i nas'da içtihada mesað yoktur" yani Kitab ve Sünnet'te hükmü bulunan bir mesele içtihad konusu olamaz. Nasslardaki hükmü ne ise onunla hüküm verilir. Hadisler mütevatir, meþhur, ahad, muttasýl, munkatý, mürsel gibi kýsýmlara ayrýlýr. Mütevatir (bunun sayýsý çok azdýr) ve meþhur hadisi her müctehid delil olarak alýr. Hanefiler hadis hususunda titiz davrandýklarý için çoðu zaman ahad haberi delil olarak kabul etmezlerdi. Þâfiî, ahad haberi kýyasa tercih ederdi.

Tabiin ve Tebe-i Tabiin devrinde Hicaz'da hadis bilenler çok olduðu için Hicaz fukahasýna "Ehlül-Hadis" denmiþtir. Irak'ta daha çok rey, kýyas ve içtihad yoluyla hüküm verildiði için, Irak fakihlerine de "Ehl-i Rey" denilmiþtir.

Hicri I. asrýn sonlarýndan itibaren mezheblerin kurucularý, akaid ve fýkýhtaki görüþlerini beyan ederler, meselelerin hükümlerini açýklarlardý. Bunlardan okuyanlar ve yazanlar, sözlerini ve içtihadlarýný duyan insanlar, bunlarýn görüþ ve açýklamalarýna uyarlardý. Böylece bu zatlarýn görüþ ve içtihadlarý halkýn anlayýþlarýnda bir mezheb olarak yerleþir kalýr. Mezheb sahibi olan bu büyük âlim ve imamlar hiç bir zaman, biz bir mezheb kuruyoruz, bize uyunuz, diye halký görüþlerine uymaya çaðýrmazlardý. Hükümdar, emir gibi kimselerin davet ve emriyle de bir mezheb kurmaya yeltenmemiþlerdi.

Fýkhi ihtilafýn cevazýyla beraber mezhebi içtihadýn Kur'ân'ýn ruhuna uygun olmasý gereklidir. Yani içtihat tevhid, mahlukata þefkat, baþkalarýnýn can, namus ve mal haklarýna hürmet, iffet, adalet, eþitlik, istikamet, emanet ve vazifelere riayet, iyilik ve bunda yardýmlaþma esaslarýna aykýrý olmamalýdýr. Peygamberimiz, müctehidin içtihadýnda isabet ederse, iki sevab, iyi niyetle Allah rýzasý için yaptýðý içtihadýnda hata ederse, bir sevab alacaðýný söylemiþtir (Buhari, el-Ý'tisam, 21; Müslim, el-Akdýye, 6).
Gönderen: 29.11.2005 - 20:18
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1359 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61774 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.