0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Allahü teâlâ, Musa aleyhisselam ile Tur dağında konuşmuştur

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ord_prof su an offline ord_prof  
Konu icon    Allahü teâlâ, Musa aleyhisselam ile Tur dağında konuşmuştur
93 Mesaj -
Mirac mucizesi
Sual: Âyet ve hadisle bildirildiði halde, Mirac mucizesini inkâr eden olmuþ mudur?
CEVAP
Bazý bid’at ehli, Peygamber efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akýl erdirememiþ, inkâr etmiþtir. Bir kýsým akýlsýzlar da, hâþâ, “Miracý kabul etmek, Allah’a mekan ittihaz etmek olur” diyerek Miracý inkâr ediyor. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselam ile Tur daðýnda konuþmuþtur. Tur daðý Allah’ýn mekaný mýdýr? Elbette deðildir. Cennete giren müminler de Allahü teâlâyý görecektir. Cennet de Allahü teâlânýn mekaný deðildir. Allahü teâlâ mekandan münezzehtir.

Ehl-i sünnet âlimleri, sözbirliði ile Miracýn hak olduðunu bildiriyorlar.

Kavl-ül-fasl kitabýnda deniyor ki:
Ýsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden nice harika olaylardan bazýlarýný göstermek için, Muhammed aleyhisselamý, Mekke'den Kudüs'e götürdüðünü bildiriyor. Ýsra kelimesi, rüya için kullanýlmaz. Uyanýk iken, gece yürümek manasýna kullanýlýr.
Yine buyuruldu ki:
(Sana [Miracda] gösterdiðimiz temaþayý insanlar için bir fitne kýldýk.) [Ýsra 60]
[Fitne] yani imtihan uyanýkken olur. Peygamber efendimizin anlattýðý rüya olsaydý, hiç kimse tuhaf karþýlamazdý. Hz. Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuþmazdý.

Resulullahýn, Mekke'den Kudüs'e götürüldüðüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüðüne inanmayan ise sapýk olur. (Bahr)

Birkaç saniyede Mekke'den Kudüs'e götüren Allahü teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allahü teâlânýn kudretinden ancak kâfirler þüphe eder.

Mirac hakkýnda birçok hadis-i þerif vardýr. Birkaçý þöyle:
(Ýsra gecesi [Miraca çýkýnca] Cennetin kapýsý üzerinde “Sadakanýn on, ödünç vermenin sevabý onsekiz mislidir” yazýlmýþ olduðunu gördüm.) [Beyheki]

(Ýsra gecesi her gökte, Muhammedün Resulullah ve arkasýndan Ebu Bekri Sýddýk yazýlý olduðunu gördüm.) [Ebu Nuaym]

(Ýsra gecesi, nura gark olmuþ bir zat gördüm. “Bu kim?” dedim. Cebrail aleyhisselam, “Dünyada iken Allahü teâlâyý devamlý anan, kalbi camiye baðlý ve ana-babasýna asi olmayan bir zattýr” dedi.) [Ý. Ebiddünya]

(Miracda, Cehennemde kokmuþ leþ yiyenlerin kim olduðunu sordum. “Bunlar, gýybet ederek insanlarýn etlerini yiyenlerdir” dendi.) [I. Ahmed]

(Mirac gecesi, uðradýðým her melek topluluðu, ümmetime hacamatý tavsiye etti.) [Hakim]

(Mirac gecesinde ateþten makasla kendi dudaklarýný kesenleri görüp, kim olduklarýný sordum. "Ýlmi ile amel etmeyen din adamlarýdýr" dendi.) [Buhari, Müslim]

(Mirac gecesi Cehennemi gösterdiler, çoðunun kadýn olduðunu gördüm.) [Tirmizi]

(Mirac gecesi, ekin ekip bir günde biçen bir topluluk gördüm. Biçtiði mahsul yeniden eski haline dönüyordu. “Bunlar kim?” dedim. Cebrail aleyhisselam, “Bunlar Allah yolunda cihad edenlerdir. Bunlarýn bir iyiliðine yedi yüz misli sevap verilir. Harcadýklarýnýn yerine yenisi verilir” dedi.) [Bezzar]

Uzun bir hadis-i þerifin özeti þöyle:
(Cebrail aleyhisselamla bütün gökleri geçerek Sidre-i müntehaya geldim. Cenneti gösterdiler. Daha sonra elli vakit namazla dönerken Musa aleyhisselamý gördüm. Elli vakit namazýn ümmetime zor geleceðini, dönüp namaz vakitlerini azaltmasýný Allahü teâlâdan istememi söyledi. Azar azar kaldýrýlarak sonunda beþ vakte indirildi.) [Müslim]

Bazý bid’at ehli, sahih-i Müslimdeki bu hadis-i þerife inanmýyorlar. Peygamber efendimizin derecesinin Musa aleyhisselamdan daha yüksek olduðu için, ondan öðrenmesi, onun tavsiyesine göre hareket etmesi uygun deðil, böyle þey olmaz diyorlar. Halbuki bilindiði gibi, Kur’an-ý kerimde, Musa aleyhisselamýn Hz. Hýzýr’dan ilim öðrendiði bildirilmektedir. [Bu kýssayý aþaðýda yazdýk.] Hz.Hýzýr peygamber olmadýðý gibi derecesi Musa aleyhisselamla mukayese bile edilmez. Musa aleyhisselam, ulülazim bir Peygamberdir. Demek ki, mevki ve derecesi yüksek olan bir zat, derecesi daha aþaðýdaki bir zattan ilim öðrenebilir, onun tecrübesine istinaden söylediði tavsiyeye uyabilir.

Mekke'den Kudüs'e ancak bir ayda gidip gelinebilir. Kýsa bir anda Mekke'den Kudüs'e varýp gelmek ancak Allahü teâlânýn kudreti ile olur. Buna inanýp da, daha uzaklara gittiðine inanmamak, Allahü teâlânýn kudretinden þüphe etmeyi gerektirir. Ýþte mezhepsizlerin anlamadýðý husus burasýdýr. Allahü teâlâ dilerse niçin olmasýn? Peygamber efendimiz, (Göklere ve daha uzaklara gidip geldim) buyuruyor. Bunu inkâr etmekteki maksat nedir? Gayri müslimler, Ýslamiyet’i yýkmak için, böyle konularda yerli maþalarýný kullanýyorlar.


Ýmtihan rüyada olmaz
Sual: Mirac rüyada oldu diyorlar. Peygamberimiz uyanýkken olmadý mý?
CEVAP
Rüyada olanlar da oldu. Ancak meþhur Ýsra olayý uyanýkken oldu. Namaz da o gece beþ vakit olarak farz oldu.

Ýsra suresinin ilk âyet-i kerimesinin meali þöyledir:
(Kuluna [Muhammed aleyhisselama] bir gece bazý âyetlerimizi [Allahü teâlânýn kudret ve azametine delâlet eden nice harika olaylarý] göstermek için, onu Mescid-i Haram'dan [Mekke’den], çevresini mübarek kýldýðýmýz Mescid-i Aksa'ya [Kudüs’e] götüren Allah, her türlü noksan sýfatlardan münezzehtir. Her þeyi hakkýyla iþiten, hakkýyla gören Odur.) [Ýsra 1]

Âyet-i kerimede geçen Ýsra kelimesi, gece yürümek anlamýndadýr. Ýsra kelimesi, rüya için kullanýlmaz. Uyanýk iken, yürümek manasýna kullanýlýr. Yine ayný surede mealen buyuruluyor ki:
(Ýsra gecesi, sana, o temaþayý [o gece gösterdiðimiz olaylarý] ve Kur'anda lanetlenen [Cehennemdeki Zakkum isimli] aðacý da, yalnýz insanlara bir fitne [imtihan] yaptýk. [Miracý ve zakkum aðacýný inkâr ettiler.] Bizim ikazýmýz, ancak onlarýn taþkýnlýklarýný artýrýyor.) [Ýsra 60]

Ýmtihan rüyada olmaz, uyanýkken olur. Peygamber efendimizin anlattýðý rüya olsaydý, hiç kimse tuhaf karþýlamaz, kâfirler, hep birlikte isyan etmez, Müslüman görünen münafýklar, böyle þey olmaz demezlerdi. Onlarý Müslüman sananlar da, bunlarý mürted oldu zannettiler. Onun için bazý kitaplarda, (Mirac olayý, bir çok kiþinin mürted olmasýna sebep oldu) diye yazar. Ýnançlarý sarsan bir olay olmasaydý, Hz. Ebu Bekir de, inkâr fýrtýnasý içinde, Resulullahýn miracýný tasdik etmezdi. Allahü teâlâ, bu tasdikinden dolayý Resulü Muhammed aleyhisselam vasýtasý ile ona Sýddýk ismini verdi. Burada sýddýk, sözünde ve imanýnda çok doðru olan demektir. Ebu Bekri Sýddýk, Resulullahýn Miracýný ilk tasdik edenlerden olduðu için yüksek derecelere kavuþtu, Peygamberlerden sonra insanlarýn en üstünü oldu. Allah’a ve Resulüne iman edip, Onlarýn sözünü tasdik etmek müminlerin alametlerindendir. Bir âyet meali:
(Müminler, “Ýþittik, itaat ettik [Allah ve Resulünün sözlerini beðendik, kabul ettik]” derler, iþte kurtuluþa erenler bunlardýr.) [Nur 51]

Ýsra suresinin 60 âyet-i kerimesinde bildirilen fitne [imtihan] hâlâ devam ediyor, aklýný ölçü alan mutezile kafalý kimseler, böyle bir mucizeye akýl erdiremedikleri için, Miracý bir türlü kabul edemiyorlar. Evet olay çok büyüktür, bir mucizedir, insanlarýn yapmasý imkansýzdýr, ama bunu Allahü teâlâ yapýyor. Onun kudretinden hiç þüphe edilir mi?

Kâfirlerin telaþý ve sorularý
Bu gidip gelmek, gayet kýsa zamanda oldu. Geldiðinde, mübarek yataklarý henüz sýcak idi. Gelince, nasýl gidip geldiðini anlattý. Burak’la Mescid-i Aksa’ya gittiðini, oradan gökleri geçerek Cenneti Cehennemi ve daha baþka yerleri gezdiðini söyledi. Dönüþte yolda, develi yolcular gördüðünü, bir devenin ürküp yýkýldýðýný söyledi. (Ýnþallah çarþamba günü Mekke’ye gelirler) buyurdu. Kâfirler bu olayý iþitince inkâr edip, “Akla zýttýr, mümkün deðildir” dediler. “Bu iþ burada bitti, mal, mülk, saltanat verdik, davasýndan vazgeçiremedik. Ama artýk ondan kurtulduk” diye sevinçlerinden oynamaya baþladýlar. Birkaçý hemen Hz. Ebu Bekir’in evine geldi. Çünkü onun akýllý, tecrübeli, hesaplý bir tüccar olduðunu biliyorlardý.

Kapýya çýkýnca hemen sordular:
"Ey Ebu Bekir, sen çok kere Kudüs'e gittin geldin, iyi bilirsin. Mekke'den Kudüs'e gidip gelmek ne kadar zaman sürer" dediler. Hz. Ebu Bekir, "Ýyi biliyorum, bir aydan fazla" dedi. Kâfirler bu söze sevindiler. “Akýllý, tecrübeli adamýn sözü böyle olur” dediler. Gülerek, alay ederek ve Hz. Ebu Bekir'in de kendi kafalarýnda olduðuna sevinerek, "Senin efendin, Kudüs'e bir gecede gidip geldiðini söylüyor, artýk iyice sapýttý" diyerek, Hz. Ebu Bekir'e sevgi, saygý ve güven gösterdiler.

Hz. Ebu Bekir, Resulullah efendimizin mübarek adýný iþitince "Eðer O söyledi ise, inandým. Bir anda gidip gelmiþtir. O, gerçek söyler. Ondan yalan sâdýr olmaz" diyerek içeri girdi. Kâfirler neye uðradýklarýný anlayamadýlar. "Vay canýna, Muhammed ne yaman büyücü imiþ. Ebu Bekir’e sihir yapmýþ" diyorlardý.

Hz. Ebu Bekir hemen giyinip, Resulullah efendimizin yanýna geldi. Büyük kalabalýk arasýnda yüksek sesle, "Ya Resulallah! Miracýnýz mübarek olsun! Allah’a sonsuz þükürler ederim ki, bizleri, senin gibi büyük Peygambere hizmetçi yapmakla þereflendirdi. Parlayan yüzünü görmekle, kalbleri alan, ruhlarý çeken tatlý sözlerini iþitmekle nimetlendirdi. Ya Resulallah! Senin her sözün doðrudur, inandým. Caným sana feda olsun" dedi.

Kâfirler bu hâle çok kýzdý. Müminlerin kuvvetli imanýna, Peygamberin her sözüne hemen inanmalarýna, Onun çevresinde pervane gibi toplanmalarýna dayanamadýlar. Peygamber efendimiz daha önce Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yý görmemiþti, bunu kâfirler de bildiði için, Resulullahý mahcup, maðlup etmek için, imtihan etmeye yeltenip dediler ki:
“Sen Kudüs’e gittim diyorsun. Söyle bakalým! Mescidin kaç kapýsý, kaç penceresi var?”
Resulullah hepsine cevap verirken, Hz. Ebu Bekir, “Öyledir ya Resulallah, aynen öyledir ya Resulallah” derdi. Çünkü Hz. Ebu Bekir, tüccardý, Kudüs’ü Mescid-i Aksa’yý iyi biliyordu, çok gidip gelmiþti. Kâfirlerin kendileri de oralarý çok iyi biliyorlardý. Bu bakýmdan kâfirler, “Yanlýþ söylüyorsun” diyemiyorlar, inat için dahi olsa, Resulullahýn cevaplarýný inkâr edemiyorlardý.

Resulullah efendimiz, edebinden, hayasýndan karþýsýndakinin yüzüne bile bakmazdý. Mescid-i Aksa’nýn kaç penceresi olduðunu bilmiyordu. Daha sonra bu olayý þöyle anlattý:
(Mescid-i Aksa’da etrafýma bakmamýþtým. Sorduklarýný görmemiþtim. Kureyþ beni yalanlayýnca, o anda Cebrail aleyhisselam, Mescid-i Aksa’yý gözümün önüne getirdi. [Televizyon gibi] görüyor, sayýyordum. Sorularýna, hemen cevap veriyordum.) [Buhari]

Çarþamba günü güneþ batarken, Resulullahýn bahsettiði kervan Mekke’ye geldi. Kervandakiler, fýrtýna eser gibi olduðunu, bir devenin yýkýldýðýný söylediler. Bu hâl müminlerin imanýný kuvvetlendirdi. Kâfirlerin düþmanlýðýný artýrdý.

Kur’an-ý kerim âyetlerinin inmesi, mucizelerin görülmesi müminlerin imanlarýný kuvvetlendirdiði gibi, kâfirlerin de düþmanlýklarýný artýrýrdý. Ýki âyet meali:
(Müminler, Allah anýlýnca kalbleri ürperen, âyetler okununca, imanlarý artan [kuvvetlenen] ve yalnýz Rablerine dayanýp güvenen kimselerdir.) [Enfal 2]

(Andolsun ki, sana Rabbinden indirilen âyetler, onlarýn [kâfirlerin] çoðunun azgýnlýðýný ve küfrünü artýrýr.) [Maide 64]


Hz.Hýzýr ve Musa aleyhisselam
Bir kimse, ilim tahsil etmeden marifet ve keramet sahibi olabilir. Kur’an-ý kerimde, Kehf suresinin 60. âyet-i kerimesinden 82. âyetinin sonuna kadar anlatýlan olayda, ilm-i ledünniden, bâtýn ilminden bahsedilmektedir.

Kýssa özetle þöyledir:
Hz. Musa, “Ya Rabbi, benden âlim olan ve bâtýn ilmini bilen zatý nerede bulurum?” diye sordu. Allahü teâlâ da, “Ya Musa, yola çýk, çantana koyduðun balýk canlanýp denize gittiði yerde, o zatý bulursun” buyurdu. Hz. Musa, Hz. Yuþa ile yola çýktý. Bir pýnarýn yanýna oturdular. Bu pýnar âbý hayat idi. Bu suya dokunan ölü canlanýrdý. Bu sudan bir damla balýða deðince, balýk canlanýp denize gitti. Hz. Yuþa bunu gördü ise de söylemeyi unuttu. Hz. Musa sorunca, hatýrlayýp balýðýn canlanýp denize gittiðini söyledi. Geri dönüp oraya gelince, o zatý gördüler. Hz. Musa, “Bana bâtýn ilmini öðretir misin?” dedi. O zat, “Allahü teâlânýn bana öðrettiði ilmin hepsini sen bilmezsin. Bilmediðin için de yaptýklarýma sabredemezsin” dedi. Hz. Musa, “Ýnþallah beni sabredenlerden bulursun” dedi. O zat, “Ya Musa, tuhafýna gitse de, yaptýklarýmdan bana bir þey sormayacaksýn” dedi.

Üçü bir gemiye bindiler. Gemiciler, bunlarýn iyi kimseler olduklarýný anlayarak para almadýlar. O zat, geminin bir tahtasýný söktü. Ýçeri su girmeye baþladý. Hz. Musa, “Gemiciler, bize iyilik etti, para almadý. Sen de bunlarý denizde boðacaksýn” dedi. O zat, “Hani bana karýþmayacaktýn?” dedi.

Gemiden inince, sahilde oynayan çocuklarý gördüler. O zat, çocuklardan birini öldürdü. Hz. Musa, “Çocuðun günahý neydi?” demekten kendini alamadý. O zat, “Yine iþime karýþtýn” dedi.

Antakya’ya uðradýlar. Kimse yemek vermedi. O zat, yýkýlmak üzere olan bir binanýn koca duvarýný bir eli ile tutup doðrultuverdi. Hz. Musa, “Bunu ücretle yapsaydýn, bir ekmek parasý çýkarýrdýk” dedi. O zat, “Artýk ayrýlma zamanýmýz geldi. Çünkü üç defa iþime karýþtýn” dedi. Hz. Musa, “Bunlarýn hikmeti nedir?” dedi. O zat, “Bunlarý Allahü teâlânýn emri ile yaptým. Gemiciler on kardeþti. Geminin kazancý ile geçiniyorlardý. Bir derebeyi, saðlam gemileri zorla alýyordu. Bu geminin arýzalý olduðunu duyunca almaktan vazgeçecekti. Biz de iyiliðe iyilik etmiþ olduk.

Günahsýz çocuða gelince, bunun ana babasý salih idi. Çocuk büyüyünce, küfre zorlayarak onlara zulüm ve iþkence edecekti. Bunun yerine neslinden 70 Peygamber meydana gelecek hayýrlý bir evlat vermesi için dua ettim.

Doðrulttuðum duvar, öksüzlere aitti. Babalarý duvarýn altýna bir hazine saklamýþtý. Duvarý düzeltmeseydim, yýkýlýp hazine meydana çýkacak, eller alacaktý. Öksüzlere de bir iyilik etmiþ olduk.

Kur’an-ý kerimdeki bu kýssa, bâtýn ilmine sahip keramet sahibi kimselerin bulunduðunu açýkça bildirmektedir. Cenab-ý Hakkýn ihsaný boldur. Dilediðine bu ilmi verir, onu marifet sahibi yapar.

Ezelle ebed
Sual: Peygamber efendimiz Miraca çýkýnca, Cennet ve Cehennemde insanlarýn baþýna gelenleri gördüðünü bildiriyor. Ýnsanlar Cennete ve Cehenneme kýyamet kopup hesaptan sonra gitmeyecekler mi? Bu nasýl oluyor?
CEVAP
Zaman ve mekan mefhumu yaratýklar yani insanlar içindir. Yaratan yani Allahü teâlâ için deðildir. Zamanlarý, mekanlarý her þeyi o yaratmýþtýr. Ýnsanlara göre olan ezelle ebedi birleþtirip Cenneti Cehennemi insanlarla nasýl doldurduðunu Habibine göstermiþtir.

Allahü teâlânýn kullarýnýn Cennetlik ve Cehennemlik olmasýný bilmesi de böyledir. (Allah ileride ne olacaksa bilir) demek insanlara anlatmak içindir. Yoksa Allahü teâlâ için zaman diye bir mefhum yok, ilerisi gerisi diye bir þey yok. Gelecek geçmiþ insanlar içindir. Allahü teâlâ hepsini bir anda görüyor, biliyor. An kelimesi de Allah için söylenmez, ama baþka kelime olmadýðý için böyle söyleniyor.

http://www.dinibilgiler.org/detay.asp?Aid=415
Gönderen: 28.02.2006 - 09:18
Bu Mesaji Bildir   ord_prof üyenin diger mesajlarini ara ord_prof üyenin Profiline bak ord_prof üyeye özel mesaj gönder ord_prof üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
fakiri su an offline fakiri  
Konu icon    MC kare ne demek
40 Mesaj -
Enerji demek mc kare demektir.Yani E=m.c kare

Konumuzla alaksýný bilmek için derin fizik bilgisine ihtiyaç vardýr.

Ben biraz izah etmeye çalýþayým.Bu formül þu demek; hýz nekadar artarsa zaman okadar yavaþ geçiyor.

Iþýk hýzýnýn çok çok üstünde farklý boyutlarda hýzlar var; eðer bu boyutlarda yaþamýþ olsa idik mesela 1 yýl diyelim; o zaman dünyada 10 yýl veya 100 yýl gibi zaman geçmiþ olacaktý.
Boyut demek hýz demektir.Yani okadar hýzlý idik ki boyut atladýk ve yavaþ yaþlanmaya baþladýk.

Bu izahtan sonra dönüyorum ana konuya: Bu da evrenin faklý bölgelerinde bulunabilseydik farklý yaþlanacaktýk anlamýna geliyor.Yani zaman göreli oluyor.Ýþte fizikte göreceli zaman denilen olay budur!Yani evrenin her yerinde farklý bir zaman var.

Ýslamiyete göre ise :Ýnsanlar ölüm ötesinde kendi aralarýnda söylenecekmiþ ve þöyle diyecekmiþ "gün aðarmasý" kadar süre yaþadýk (40-50 saniye).
Bu da orda zamanýn hýzlý geçtiði anlamýna geliyor.Yani bizim burda yaklaþýk bir ömür 70 yýl yaþamamýz orda 40-50 saniye demek oluyor.

Tüm bunlar ne demek oluyor: Orda mekanda zamanýn farklý geçtiði anlamýna geliyor.Fiziksel olarak zamanýn göreceli olduðu bir gerçek.(Evrende her boyutta farklýdýr zaman) Kütleçekim ile alakalý olup yeryüzündeki gibi sizi çeken bir kuvvet olmayacak oralarda .


Bu fizik yasalarý Anstein'ýn çýkardýðý görelilik kavramýnýn izahýdýr.Yani zaman evrenin her yerinde farklý iþler.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son fakiri tarafından, 01.03.2006 - 21:11 tarihinde.
Gönderen: 01.03.2006 - 21:09
Bu Mesaji Bildir   fakiri üyenin diger mesajlarini ara fakiri üyenin Profiline bak fakiri üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an 1 üye ve 1313 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65478 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.