0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » BEDİUZZAMAN HAZRETLERNİN HAYATI

önceki konu   diğer konu
7 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
yusuf kuyu su an offline yusuf kuyu  
BEDİUZZAMAN HAZRETLERNİN HAYATI
26 Mesaj -
BEDÝÜZZAMAN SAÝD NURSÎ’NÝN HAYATI
Bediüzzaman Said Nursi Bitlis’in Hizan Ýlçesine baðlý Ýsparit Nahiyesi’nin Nurs Köyünde dünyaya geldi (1876). Yenilikçi, atak, cesur bir mizaca, son derece parlak bir zekâya ve güçlü bir hafýzaya sahipti. Bunlar katýksýz iman ve ilim aþkýyla birleþince, normalde onbeþ yýl kadar süren klâsik medrese eðitimi üç aya sýðdý. Bu olaðanüstü geliþmeyi kavrayamayanlar tarafýndan düzenlenen münazaralarý (ilmi tartýþmalar) kazanarak kendini ispatladý. Bu yüzden "Molla Said"e, "zamanýn emsalsizi, benzersizi" anlamýnda "Bediüzzaman" lâkabý verildi.
Dönem tüm dünyada maddeciliðin öne çýktýðý bir dönemdi. Ýnsanlýk kendi geleceðini tahribe yönelmiþti. Bu deðiþimden Müslüman milletler de etkilenmiþ, meselâ yeryüzünün tek baðýmsýz Ýslam devleti olan Osmanlý Devleti çoktan eski haþmetini ve kudretini kaybetmiþti. Büzülme ve çözülme noktasýndaydý.
Ýnsanlýðýn ortak problemlerinin yaný sýra yaþadýðý toplumun özel problemlerine de eðilen Bediüzzaman, açýk bir gerçekle yüz yüze geldi: Batý maddeciliðe saplanmýþ, Doðu ise eskiyen kurumlarýný yenileyip iman eksenli bir yapýlanmaya dönüþtürememiþti. Osmanlý Devleti de ayný açmazda tükeniyordu. Devlet ve millet þeklen Ýslâma baðlý olmakla birlikte mânâ plânýnda Ýslâmdan kopmuþtu. Batý’yý da anlayamamýþtý. Asýl problem buydu.
Teþhisini bu þekilde koyan Bediüzzaman tedavi metodunu da geliþtirdi: "Tahkiki iman" geliþtirdiði metodun özü ve özetiydi.
Sýra "tahkiki iman" ekseninde geliþip çaðýn teknolojisiyle zenginleþecek insanlar yetiþtirmeye gelmiþti. Bunun da yolu eðitimden geçerdi.
Bu maksatla bir eðitim projesi geliþtirdi. Buna göre Doðu ve Güneydoðu öncelikli olarak tüm vatan sathý "Medresetüzzehra" adýný verdiði eðitim kurumlarýyla donatýlacak, bu kurumlarýn ilk, orta, lise bölümleri olacak, ayrýca din ve fen dersleri bir biri içinde, bir bütün halinde okutulacaktý. "Vicdanýn ziyasý (ýþýðýgöz kırpma, ulûm-u diniyedir, aklýn nuru fünun-u (fenler) medeniyedir. Ýkisinin imtizacýyla (bütünleþmesi, iç içe girmesiyle) hakikat tecelli eder... Ýftirak ettikleri (ayrýþtýklarýgöz kırpma vakit, birincisinde taassup (tutuculuk), ikincisinde hile, þüphe tevellüd eder (doðar)" diyordu.
Görüþlerini Padiþaha sunmak için 1907 yýlýnda Ýstanbul'a geldi. Fakat Ýmparatorlukla birlikte Ýmparatorluðun baþkenti Ýstanbul da çürümüþtü. Düþüncelerini gazetelere yansýtmasý sarayý tedirgin etti. Padiþah ateþîn bir zekâyý etkisizleþtirmek için altýnla ödüllendirmek istedi. "Maarifi tehir, maaþý tacil nedendir?" diye sorup ihsan-ý þahâneyi reddedince de akýl hastahanesine kapatýldý. Fakat doktorlardan aklî melekelerinin sapa saðlam olduðuna dair bir rapor alarak görüþlerini açýklamayý sürdürdü.
Bediüzzaman, Þark ulemasýndan sonra Ýstanbul’daki meþhur alimlere de kendisini kabul ettirmekte zorlanmamýþtý. Onunla görüþenler en girift sorularýna cevap alýyor, "Sen gerçekten de Bediüzzamansýn" demekten kendilerini alamýyorlardý. Meþrutiyeti Ýslam eksenine oturtan ve "meþrutiyet-i meþrua"yý öngören hürriyetçi fikirleri özellikle ilgi çekiyordu. Bediüzzaman'a göre mutlakýyet Ýslami diriliþin önünü kapatýyordu. Ancak meþrutiyete yumuþak geçiþ yapýlmalýydý. Bunun için de evvelâ "üç büyük düþman" saydýðý cehalet, zaruret ve ihtilâfla mücadele edilip kazanýlmasý gerekiyordu.
"31 Mart Olayý" ismiyle tarihimize geçen (1909) keþmekeþ esnasýnda yatýþtýrýcý rol oynamasýna raðmen, Bediüzzaman’dan daha önce tedirgin olmuþ yönetim tarafýndan tutuklanýp Divan-ý Harb Mahkemesinde yargýlandý. Beraat etti. Van’a döndü. Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda gönüllü talebelerden bir milis alayý kurup doðduðu topraklarý savundu. Bitlis savunmasý esnasýnda yaralanýp Ruslara esir düþtü. Yaklaþýk üç yýl süren esaret hayatýný kaçýþla noktaladý. Ordu adayý olarak devrin tek Ýslâm Akademisi "Darü'l-Hikmeti'l-Ýslâmiye"ye üye oldu. Ýstiklal Savaþý sürerken, Anadolu harekâtýný "isyan" sayan fetvaya Anadolu ulemasýyla birlikte karþý fetva verdi. Ýstanbul iþgali sýrasýnda Ýngiliz iþgalcilere karþý yayýnladýðý bir eser yüzünden Ýþgal Kuvvetleri tarafýndan gýyabýnda ölüme mahküm edildi.
Zaferden sonra Ankara’ya Büyük Millet Meclisi’ne dâvet edildi (1922). Meclis'te resmi karþýlama töreni yapýldý. Fakat devletle millet arasýnda "kýble farký" oluþmak üzere olduðunu görüp milletvekillerine hitaben on maddelik bir beyanname daðýttý. Tekrar Van'a döndü.
Þeyh Sait isyanýyla bir ilgisi bulunmadýðý, esasen her fýrsatta "Dahile kýlýç çekilmez" dediði halde bir çok mazlum gibi Bediüzzaman da önce Burdur'a, ardýndan Barla'ya sürüldü. Barla'da Risale-i Nur Külliyatý'ný telife baþladý. Tek baþýna bir mektep oldu ve "cevher insan" yetiþtirmek için insanüstü bir gayret gösterdi.
1925'li yýllarda Türkiye'de uygulama alanýna giren dini dýþlama politikalarýna karþý Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur adýný verdiði eserleriyle Ýslam’ýn temel altyapýsýný oluþturan prensipleri açýklamaya yönelik bir tarz geliþtirdi.
Bediüzzaman Said Nursi geliþtirdiði bu Kur'ânî tarz ile akýl, kalp ve duygu bütünlüðünü temin ederek iman hakikatlerini anlatmýþtýr. Böylece kelam, tasavvuf ve pozitif bilimleri terkip ederek Müslümanlara yepyeni bir bakýþ açýsý sunmuþ, mektep, medrese, tekke ayrýlýðýný ortadan kaldýrmýþtýr.
Ýslam ulemasý yüzyýllar boyu insanýn temel sorularý olan "ben kimim, nereden gelip, nereye gidiyorum, vazifem nedir?" gibi konulardan ziyade hep dýþ alem ve siyaset üzerine mesailerini teksif etmiþti. Oysa "iman ve temele ait" meseleler halledilmeden ve doyurucu cevaplar bulunmadan afaki meselelere yönelmek bunalýmýn derinleþmesini sonuç veriyordu. Ýslam dünyasýnýn siyasi düzenleme ve projelerden ziyade ve fakat onlarý da ihmal etmeden zihniyet düzenlemesine ihtiyacý vardý. Problemin çözümü Kur'ân'ýn çaðlar üstü mesajýnýn günümüze bakan yönünü ortaya çýkarmaktý. Risale-i Nur külliyatý ise bu mesajýn açýklamasýdýr.
Bediüzzaman Ýslam dünyasýnýn karþýlaþtýðý en köklü ve yýkýcý krize (fen ilimlerinden kaynaklanan dinsizlik veya dinde laubalilik) karþý ilim ve mantýk yoluyla cevaplar vererek milyonlarýn imanýnýn kurtulmasýna vesile olmuþtur.
Risale-i Nur Külliyatýný telif etmesiyle birlikte Bediüzzaman önceki hayatýný Eski Said dönemi diye isimlendirmiþtir. Bediüzzaman’ýn haya-týný Eski Said, Yeni Said diye ayýrmasý bir deðiþiklikten ziyade bir tarzý ifade içindir. Eski Said, daha çok imanýn dýþavurumu olan kurumlar, davranýþlar ve siyasetle ilgileniyordu. Yeni Said ise imanýn tahrip edilmek istendiði bir ortamda imaný korumak ve güçlendirmek için gayretini bu temel meseleye tahþid etti.
Bediüzzaman’a göre temel mesele; insanýn kendisini, diðer varlýklarý, kainatý ve hemcinslerini iman ekseninde algýlamasýdýr. En önemli görev bunu saðlamaktýr.
Bundan ürkenler onu defalarca tutukladýlar, Eskiþehir (1935), Denizli (1943), Afyon (1947) hapishanelerinde yatýrdýlar. Fakat inançlarýný yaþamaktan ve yazmaktan vaz geçiremediler.
1960 yýlýnýn 23 Mart'ýnda Urfa’da Hakk'ýn rahmetine kavuþtuðunda arkasýnda býraktýðý tüm maddî servet bir demlik, birkaç bardak, eski bir gömlek, yamalý bir cübbe, sarýk, misvak, biraz çay-þeker ve on liradan ibaretti. Mânevi miras olarak ise bütün asrýn insanýný aydýnlatabilecek Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur külliyatý ile dünyanýn her tarafýnda milyonlarca "Kur’an talebesi" býrakmýþtýr.
Allah ondan razý olsun.
BEDÝÜZZAMAN HAZRETLERÝNÝN KRONOLOJÝSÝ
Bediüzzaman’ýn hayat seyri ve safahatýndan mühim bir kýsmýnýn tarihleri:
1877
Said Nursî Hazretlerinin Bitlis Vilayeti Hizan Ýlçesi Nurs Köyü’nde doðumuþtur.
1885
Yaþ 9
Said Nursî ilk tahsile baþlamak için ailesinden ayrýlýp Tað Köyü Medresesine gelmesi… Burada çok az bir süre kalýp tekrar köyüne dönmüþtür.
1891
Yaþ 14
Hz. Üstad’ýn Resulullah’ý (A.S.M.) rüyasýnda görmesi ve emsalsiz üç aylýk tahsilini yaptýðý yer olan Doðu Beyazýt’a gitmesi… Bu sýralarda kendisinin lakabý, Molla Said-i Meþhur’dur.
1892
Said Nursî Hazretleri, görülen hârika haller ve zamana uymayan durumlar karþýsýnda Bediüzzaman ünvanýnýn kendisine verilmesi ve böyle anýlmaya baþlanmasý
1893
Yaþ 16
Bitlis ve Siirt civarýnda çeþitli yerlerde bulunup, daha sonra Siirt’in Tillo kasabasýnda bir kubbede inzivaya çekilmesi… Karýnca ve arý milletlerinin cumhuriyetçi olduklarýný söylemesi…
1894
Bediüzzaman Hazretleri, Abdülkadir-i Geylanî Hazretlerinden rüyasýnda aldýðý emir üzerine, Cizre’de aþiret reislerinden Mustafa Paþa’yý ikaz için Cizre ve Mardin taraflarýnda bulunmasý…
Mardin’de siyaset-i Ýslâmiye ve içtimaî mes’elelerle ilgilenmesi…
1895
Mardin’den nefiy ile Bitlis’e gelmesi ve iki yýl orada valinin ilme hürmetinden dolayý tahsis ettiði odada kalmasý…
1897
Van Valisi Hasan Paþa’nýn daveti üzerine Van’a gitmesi ve Valinin konaðýnda kalmasý
Müsbet ilimlerle meþgul olarak hârikulâde bilgi sahibi olmasý
Bu zamana kadar hýfzýna aldýðý 80-90 cild kitabý, üç ayda bir ezberden devretmesi
1900
Ýngiliz Müstemlekât Nâzýrý Gladiston’un gazetelerde çýkan beyanatý üzerine Bediüzzaman o zamana kadar elde ettiði bütün ilimleri, Kur’anýn hakikatlerine çýkmak için basamak yapmaya karar verir ve der:
“Kur’anýn sönmez ve söndürülmez manevî bir güneþ hükmünde olduðunu, ben dünyaya isbat edeceðim ve göstereceðim!”
1907
Din ilimleriyle fen ilimlerinin beraber okutulacaðý ve Arapça, Türkçe, Kürtçe tedrisat yapabilecek bir Ýslâm Üniversitesi’nin Þark’ta tesisi için Ýstanbul’a gelmesi
Kaldýðý yerin kapýsýna “Her suale cevab verilir” levhasýný asýp, âlimleri sual sormaya daveti
Sultan Abdülhamid’e Þark’ta üniversite açýlmasý için müracaatý
Yýldýz Divan-ý Harbi’ne verilmesi
1908
Meþrutiyete, yani seçim ve meclis sistemine (tam meþruiyete istinadý için) sahip çýkmasý
1909
31 Mart’ta Bediüzzaman’ýn yatýþtýrýcýlýðý
Ýsyan etmiþ olan sekiz taburu itaata getirmesi
Bediüzzaman’ýn Divan-ý Harb’e veriliþi
Divan-ý Harb’de beraet ediþi ve serbest býrakýlmasý
1910
Divan-ý Harb’den beraet eden Bediüzzaman’ýn Van’a gitmek üzere Ýstanbul’dan ayrýlmasý
Þark’ta aþiretleri dolaþarak hürriyeti, meþrutiyeti anlatmasý ve içtimaî dersler vermesi
1911
Þam’a geliþi ve Câmi-i Emeviye’de muhteþem bir hutbe ile Ýslâm Âleminin dertlerini ortaya koymasý ve hal çarelerini göstermesi
Sultan Reþad’la beraber Rumeli seyahatine çýkmasý
1913
Van’a gitmesi ve Þark Üniversitesinin temelini attýrmasý
1915
Milis Kumandaný Bediüzzaman, Pasinler cephesinde Ruslarla çarpýþýyor
1916
Bediüzzaman’ýn Ruslara esir düþmesi ve iki yýl esaret hayatý
1918
Bediüzzaman’ýn Kosturma’dan firar ediþi
17 Haziran 1918: Bediüzzaman’ýn Varþova, Viyana ve Sofya üzerinden Ýstanbul’a avdeti
Enver Paþa’nýn vazife teklifini kabul etmeyen Bediüzzaman’a, Harbiye Nezareti ikramiye ve harb madalyasý veriyor
13 Aðustos 1918: Ordu-yu Hümayun’un tavsiyesiyle Dâr-ül Hikmet’e âzâ oluþu
1919
19 Nisan 1919: Bediüzzaman’ýn Dâr-ül Hikmet’ten altý ay izne ayrýlmasý
Sultan Vahdeddin, Bediüzzaman’a “Mahreç” pâyesi veriyor
1920
Ýngiliz iþgaline karþý “Hutuvat-ý Sitte”yi neþrederek mücadele etmesi
1921
Bediüzzaman’ýn Anglikan Kilisesi’ne cevabý
Bediüzzaman, Kuvâ-yý Milliyeyi destekliyor
1922
Bediüzzaman davet üzerine Ýstanbul’dan Ankara’ya geliyor
9 Kasým 1922: Bediüzzaman’a Meclis’de hoþâmedî yapýlmasý
1923
19 Ocak 1923: Bediüzzaman Meclis’de mebuslara hitaben bir beyanname neþrediyor
17 Nisan 1923: Ankara’da umduðunu bulamayan ve kendisine yapýlan bütün teklifleri reddeden Bediüzzaman’ýn Van’a gitmek üzere yola çýkmasý
1925-1927
Bediüzzaman’ýn Van’dan nefyi
Bediüzzaman Van’dan Ýstanbul’a oradan da Burdur’a getiriliyor
Isparta’da bir müddet kalan Bediüzzaman, önce Eðridir oradan da Barla’ya getiriliyor
Baþta Sözler, Mektubat, Lem’alar’ýn bir kýsmý olmak üzere Risale-i Nur’lar te’lif edilmeye baþlanýyor
1934
Barla’dan alýnan Bediüzzaman’ýn Isparta’ya getiriliþi
27 Nisan 1935: Dâhiliye Vekili Þükrü Kaya ve Jandarma Umum Kumandaný askerî bir kýt’a ile Isparta’ya geliyor ve Bediüzzaman tevkif olunuyor
Tevkif edilen Bediüzzaman ve talebeleri, muhakeme edilmek üzere Eskiþehir’e götürülüyor
Tesettür âyetinin tefsirinden dolayý Bediüzzaman’a 11 ay ceza veriliyor
1936
Temyiz edilen mahkûmiyet kararýnýn neticesi Temyiz’den gelmeden hapis müddeti tamamlandýðý için Bediüzzaman tahliye ediliyor
27 Mart 1936: Tahliye edilen Bediüzzaman, Kastamonu’da ikamete mecbur ediliyor
Üç ay karakolda kalan Bediüzzaman, karakol karþýsýnda bir eve yerleþtiriliyor. Burada da bir kýsým insanlar ona talebe oluyorlar. Âyet-ül Kübra ve bir kýsým risalelerin telifi yapýlýyor. Baþka yerlerdeki talebeleriyle, Kastamonu Lâhikasý adýyla toplanan kitaptaki mektublarla haberleþiyor ve hizmet metodlarý hakkýnda ikazlarda bulunuyor.
1943
20 Eylül 1943: Bediüzzaman’ýn tevkif edilerek Ankara, Isparta ve oradan Denizli’ye getirilmesi
1944
Denizli mahkemesinin baþlamasý
15 Haziran 1944 Denizli Aðýrceza Mahkemesi Bediüzzaman’ýn beraetini ilân ediyor
Aðustos 1944 sonlarýnda Ankara’dan gelen emirle Bediüzzaman Emirdað’da ikamete mecbur ediliyor
1948
23 Ocak 1948 Emirdað’da kýþ ortasýnda Bediüzzaman ve talebelerinin tevkif ediliþi ve Afyon mahkemesine sevki
6 Aralýk 1948 Afyon Mahkemesinin mevhum ve mesnedsiz iddialarla Bediüzzaman ve talebelerine mahkûmiyet kararý veriþi ve temyiz
1949
20 Eylül 1949 Yirmi ay mevkuf tutulan Bediüzzaman Hazretleri, halkýn tezahüratýna mâni olmak için Afyon hapishanesinden þafak vakti tahliye ediliyor
20 Kasým 1949 Bediüzzaman’ýn tekrar Emirdað’a getiriliþi
1952
Ocak 1952’de Gençlik Rehberi mahkemesi için Bediüzzaman Ýstanbul’a geldi.
22 Ocak 1952 Salý Gençlik Rehberi mahkemesinin ilk duruþmasý
5 Mart 1952 Salý: Bediüzzaman’ýn Gençlik Rehberi dâvasýndan beraeti
1953
Nisan 1953: Bediüzzaman tekrar Emirdað’a geldi
Mayýs 1953: Ýstanbul’a gelen Bediüzzaman’ýn üç ay kadar kalmasý
Bediüzzaman’ýn Patrik Athenagoras’la görüþmesi
Onsekiz yýllýk ayrýlýktan sonra Barla’ya geliþi
1956
23 Mayýs 1956: Sekiz senedir devam eden Afyon Mahkemesinde Risale-i Nurlarýn beraeti ve iade edilmesi
1957-1958
Nur Risalelerinin ve bu arada Tarihçe-i Hayat’ýn matbaalarda neþredilmesi
1960
23 Mart 1960 Çarþamba: Bediüzzaman, Ramazan’ýn 25. günü gece saat 03.00 civarýnda bu fani âleme veda etti
12 Temmuz 1960 Salý: Mezarý açýlan Bediüzzaman’ýn naaþý çýkarýlarak askerî bir helikopterle meçhul bir istikamete götürülüyor.

Kaynak: Bediüzzaman Said Nursi- Mufassal Tarihçe-i Hayat, Abdülkadir Badýllý
Gönderen: 18.04.2006 - 08:35
Bu Mesaji Bildir   yusuf kuyu üyenin diger mesajlarini ara yusuf kuyu üyenin Profiline bak yusuf kuyu üyeye özel mesaj gönder yusuf kuyu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
FilizEnsar su an offline FilizEnsar  
274 Mesaj -
Peygamberimiz Sallallahi Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:
“ Derinlikler sahibi öyle bir þahsiyettir ki; Allah onunla düþmanlarý hezimete uðratýr,
Onun iki elindede yardým vardýr.
Allah ona yardým ettiði için Ona “Nasr&#8221aglayardým) denilmiþtir.
Onun asýl ismi
SAÝD’dir.”
Kenzül Ummal: ( Ýbni Asakir’den naklen.) c.11.s.258. hn.31

ALLAH RAZI OLSUN SELAM VE DUA ÝLE
gül gül
Gönderen: 18.04.2006 - 08:59
Bu Mesaji Bildir   FilizEnsar üyenin diger mesajlarini ara FilizEnsar üyenin Profiline bak FilizEnsar üyeye özel mesaj gönder FilizEnsar üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.-.MeLiKe.-. su an offline .-.MeLiKe.-.  
Bedüzzaman'ın Tatar camiindeki esareti
108 Mesaj -
Haber Aktüelden Ýrfan KARABULUT'un

Sibirya'da Hava Soguktu yazý dizisinden alýntý...

Kosturama'ya gidecektim ama nasil?.. Ne tanidiginiz bir isim ne de bildigimiz bir isim vardi. Bana verilen bilgiler arsinda sadece Tatarlarin yasadigi Saboda(bölge) nin adresi vardi. Ama bir kere karar vermistim, içimdeki ask atesi bir türlü dinmiyordu. Gidecektim..Rus kütüphanelerini arastirmaya basladim, bulduklarim; Kosturamay' la ilgili birkaç bilgi kirintisi, çekilmis fotograflar hatta bu fotograflar içerisinde Bediüzzaman'in 2 yil 8 ay 14 gün esir kaldigi Tatar Caminin resmi de vardi.. O caminin mollasinin ismi; Molla Taguyiddin...

2 yil 8 ay 14 günlük esaret.. Dile kolay, uzak Kuzey Sibirya'da eksi 60 lara varan sogukta , yazda beyaz gecelerin - Kisda siyah gündüzlerin yasandigi volga kiyisinda geçen 2 yil 8 ay 14 günlük esaret..
Üstadin dilinden Kosturama'yi ögrenmek lazimdi. Eserlerinde kisa da olsa bahsetmisti. Lemalar kitabinin 234 üncü sayfasindaki birinci beyanin dokuzuncu ricasinda söyle diyordu:
DOKUZUNCU RICA
"Harb-i Umumide, esaretle, Rusya'nin sark-i simalisinde, çok uzak olan Kosturama vilayetinde bulunuyordum. Orada Tatarlarin küçük bir camii, meshur volga nehrinin kenarinda bulunuyordu. Orada oradaki arkadaslarim olan esir zabitler içinde sikiliyordum. Yalnizlik istedim. Disarida izinsiz gezemiyordum. Tatar mahallesi kefaletle beni o volga nehrinin kenarindaki küçük camiye aldilar. Ben yalniz olarak camide yatiyordum. Baharda yakin o simal kit-asinin pek çok uzun gecelerinde çok uyanik kaliyordum. O karanlik gecelerde ve karanlikli gurbette volga nehrinin hazin siriltilari yagmurun rikkatli sipirtilari ve rüzgarin firkatli esmesi, beni derin gaflet uykusundan uyandirdi. Gerçi kendimi ihtiyar bilmiyordum; fakat harb-i Umumiyi gören ihtiyardir. Güya "Yev me yec alu vildane siben" sirrina mazhar olarak öyle günlerdir ki çoçuklari ihtiyarlandirdigi cihette 40 yasinda iken 80 yasinda bir vaziyette buldum. O karanlikli, uzun gece ve hazin gurbet ve hazin vaziyet içinde hayattan ve vatandan bir me'yusiyet geldi. Aczime, yalnizligima baktim, ümidim kesildi. O hallette iken, Kur'an-i Hakim'den imdat geldi. Dilim "Hasbünallahu vem-mel vekil " dedi. Kalbim de aglayarak dedi:
"gariben bi-kesem zaifem natuanem elemane güyem.
Affu cuyem medet hahem zidergat ilahi"
(GARÝBÝM, KÝMSESÝZÝM, ZAYIFIM, GÜÇSÜZÜM, ÝMDAT DÝLERÝM. AFFINI, YARDIMINI DERGAHINDAN..EY ALLAH'IM.)
Ruhum dahi vatanimdan eski dostlari düsünüp o gurbette vefatimi tahayyül ederek, Niyazi-i Misri gibi dedim:
Dünya gamindan geçip, yokluga kanat açip,
Sevk ile her dem uçup, çagiririm dost dost.
Diye dostlari ariyordu.
Her neyse.. o hüzünlü, Rikkatli, firkatli, uzun gurbet gecesinde, Dergah-i Ilahi de zaaf ve aczi o kadar büyük bir sefaatçi oldu ki simdi de hayretteyim. Çünkü birkaç gün sonra gayet Hilaf-i me'mul bir surette, yayan gidilse bir senelik mesafede , tek basimla, Rusça bilmedigim halde firar ettim. Zaaf ve aczime binaen gelen inayet-i Ilahi'ye ile harika bir surette kurtuldum. Ta Varsova ve Avusturalya ya ugrayarak Istanbul'a kadar geldim ki , bu surette kolaylikla kurtulmakpek harika olmustu. Rusça bilen en cesur ve en kurnaz adamlarin muvaffak olamadiklari çok teshilet ve çok kolaylikla, o uzun firari seyahati bitirdim.



Rabbim bu zatin nurundan ve ilminden bizlere de bir zerre ver
Gönderen: 19.04.2006 - 01:15
Bu Mesaji Bildir   .-.MeLiKe.-. üyenin diger mesajlarini ara .-.MeLiKe.-. üyenin Profiline bak .-.MeLiKe.-. üyeye özel mesaj gönder .-.MeLiKe.-. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
fatihreis su an offline fatihreis  
Meyve veren ağaç taşlanır.
2 Mesaj
Merhum Ziya Paþa diyor;

Ayinesi iþtir kiþinin lafa bakýlmaz! Þahsýn görünür rütbe-i aklý eserinde!..
Gönderen: 23.04.2006 - 00:32
Bu Mesaji Bildir   fatihreis üyenin diger mesajlarini ara fatihreis üyenin Profiline bak fatihreis üyeye özel mesaj gönder fatihreis üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
*satukbugra* su an offline *satukbugra*  
bu konu hakkındaki yazımı niye silidniz
3 Mesaj
bu kanuda yazdýðým gerçekleri siliþþiniz hadi üyeliðimi iptal ediyorsunuz yazdýðým yazýyýo neden siliyorsyunuz neden eleþtiriye yanýt vermek yerine hemen üyelik iptal ederek tabularýnýzý yaþýyorsunuz. fatih kardeþ benimle bir konuþup yazdýðýmý yazýda bir yanlýþlýk var iseydi tamam yazýmý da sil üyeliðimi de eiptal et önemli deðil ancak hemen hemn bir dini forum olan bu forum da sen gerçeðe deðilde inanmak istediðine inanmak için sildin yazýmý ve üyeliðimi diðer üyelerin yazýmý görmesine dahi tehammül etmedin
bir tatrtýþma ortamýný yok ettin ben o gün yazdýklarýmýn arkasýndayým aksine iddia edecek kimse dse yok bunu yalanlýyabilecek kimse de yok. bu ihanetinizde vaz geçin insanýmýzý yeteri kadar dinden korkuttunuz
EÐER ALLAH'A ÝNANIYOR HZ. MUHAMMED'Ý DE ONUN KULU VE RASULU OLARAK GÖRÜYORSANIZ
belki bilinçli belki bilinçsiz ihanetinizden vaz geçin bu ve buna benzer kiþile r yanlýþ insanlar ispatýmý kanýtlamaklada yükümlüyüm
isteyen bana (mail adresiniz kurallar gereði silinmiþtir) adreinden ulaþsýn gerçek bilgileri onlalada paylaþayým...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son KaRaGuL tarafından, 25.04.2006 - 13:11 tarihinde.
Gönderen: 25.04.2006 - 12:59
Bu Mesaji Bildir   *satukbugra* üyenin diger mesajlarini ara *satukbugra* üyenin Profiline bak *satukbugra* üyeye özel mesaj gönder *satukbugra* üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
s.aleykum
1420 Mesaj -
siz o yazýnýzda diyorsunuzki müslüman kendini gizlesin niye gizlesin ben hala çözemedim ve tepkimide dile getirmiþtim ondan sonra yazýnýn niye silindiðini merak ediyorsunuz bu siteye binlerce yeni yetiþen çocuklarýmýz giriyor niye onlarý yanlýþ yönlendiriyorsunuz ki allahu teala demiþmik öyle bir ayet veya hadis varmýký hani merakýmdan soruyorum müslüman her zaman açýk ve net olmalý bildiklerini teblið etmekle mükelleftir ve ben sizin safýnýzý çok merak ettim sanki bizim safhýmýzda deðilsiniz gibi ve ben fatih beyden yine silmesini rica ediyorum çünkü orada email adersi vermiþsiniz herhangi bir çocuðumuz oadresi alsa baþtan aþagý çocuklarýn kafasýný yanlýþ bilgilerle doldurursunuz FATÝH BEYÝN DÝKKATÝNE
Gönderen: 25.04.2006 - 13:18
Bu Mesaji Bildir   **Su_DamlasI** üyenin diger mesajlarini ara **Su_DamlasI** üyenin Profiline bak **Su_DamlasI** üyeye özel mesaj gönder **Su_DamlasI** üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
*satukbugra* su an offline *satukbugra*  
3 Mesaj
emin ol semnin kadar karýþtýrmam kimsenin kafasýný sizler yüzünden bu hale gheldik hala doymadýnýz amacnýýz evimizde anamýzýn bacýmýzn baþ örtüsünü de yoldurmak kime hizmet ettiðiniz bir abnlasam sizin gibibler yüzünden Türkiyede binlerce müslüman madur oldu..
býrakýn bunlarý müslümanlarý raht býrakýn aretýk sizin gibiler yüzün den baþýmýz aðrýyor...
fatih betyin de dikkatini çekmeye devam edin çünkü ben sizinm dikkatiniz çekmeye devam edeceðim 50 defa üyeliðimi ipta edersiniz 50 defa girerim bundan emin olun beni atmaktan baþ bulamazsýnýz.
ya adam gbii tartýþýr beni ikna edrrsiniz yada ben yazýlarýma bir þekilde devam edrim
Gönderen: 25.04.2006 - 13:24
Bu Mesaji Bildir   *satukbugra* üyenin diger mesajlarini ara *satukbugra* üyenin Profiline bak *satukbugra* üyeye özel mesaj gönder *satukbugra* üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1743 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
harem (40), Vuslat03 (55), silentlake (42), musçan (56), tülay19 (49), rümeysa* (37), Abdülhamid (35), kalkisim (44), imamramazan (41), ravda_08 (48), xpasa (53), sonsa (35), genclik (35), fanatik_cmb (48), zülküf (45), mhy (50), yagan25 (55), coskun68 (47), yavru (56), seviyeli41 (60), erdalkukuli (71), FeRSaH (43), allatrope (42), arnavut66 (41), Buhayra (40), furkanesat (49), izmirLee (42), BENgiSUde (35), mycandostu (43), jedeu (48), kadem_46 (45), ozlem83 (42), ilknurlu (39), dragon66 (41), ismet_85 (40), farukdeniz (43), tatarik (43), ISKAY38 (54), nadir__turgay (42), tumi24 (40)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.03842 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.