0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » HZ. ABDULLAH İBN MES'UD (r.anh)!

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
sevdamsin su an offline sevdamsin  
HZ. ABDULLAH İBN MES'UD (r.anh)!
465 Mesaj -
Ýlk müslümanlardan, muhaddis, fakîh ve müfessir sahâbî.

Adý Abdullah, künyesi Abdurrahman'dýr. Babasý Mes'ud, annesinin adý Ümm-i Abd'dir. Babasý hakkýnda fazla bir bilgi yoktur. Onun, Zühreoðullarýndan Abd b. Hâris'in müttefiki olduðu bilinmektedir.

Abdullah, Mekke'nin fakîh âilelerinden birine mensuptu. Gençliðinde Ukbe b. Ebi Muayt'ýn koyunlarýný güderek çobanlýk yapmýþtýr. Abdullah b. Mes'ud Hz. Peygamber ile ilk tanýþmasý ve karþýlaþmasýný þöyle anlatýr: Ben Ukbe b. Ebi Muayt'ýn koyunlarýný güdüyordum. Bir gün Rasûlullah (s.a.s.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a.) yanýmdan geçiyorlardý. Rasûlullah bana sütümün olup olmadýðýný sordu. Ben de ona çoban olduðumu ve bu koyunlarýn emânet olduklarýný söyledim. Bunun üzerine Rasûlullah: Yavrulamamýþ ve süt vermeyen bir koyunun var mý? Bana gösterir misin? dedi. Ben de koç yüzü görmemiþ bir koyun yanaþtýrdým. Rasûlullah koyunun memesini tutup saðmaya baþladý. Gerçekten yavrulamamýþ ve sütü olmayan bu koyundan süt saðýp Ebu Bekir'e verdi. Hz. Ebu Bekir içti; sonra kabý Rasûlullah alýp o da içtikten sonra koyunu saldý. (Ýbn Sa'd, Tabakat, 111, 150-151)

Ýþte Ýbn Mes'ud o günden sonra Hz. Peygamberin yanýndan ayrýlmadý.

Ýslâm'ý kabul edenlerin altýncýsýdýr. O müslüman olduðu zaman Peygamberimiz (s.a.s.) henüz Erkam'ýn evine taþýnmamýþtý.

Ýslâm'ý kabul ettikten sonra hep Kur'ân-ý Kerim ezberlemiþtir. Kendi ifâdesiyle hýfzettiði yetmiþ sûreyi Hz. Peygamber (s.a.s.)'in huzurunda okumuþtur. Sahâbeler arasýnda hiç kimse bu konuda kendisiyle rekabete giriþememiþ, daha sonra Abdullah Kur'an'ýn tamamýný ezberlemiþtir.

Ýbn Mes'ud, müslüman olduðu sýralarda müslümanlar Hz. Peygamber ile açýktan açýða ibâdet edemiyor, istedikleri yerde yüksek sesle Kur'an okuyamýyorlardý. Müslümanlarýn böyle bir hareketi, müþriklerin bütün câhilî duygularýný kabartýr, onlarý müslümanlara karþý þiddetli ve canice saldýrýlarda bulunmaya sürüklerdi. Bunun içindir ki müslümanlar, bu gibi tehlikelerden sakýnmak isterler, müþrikleri aleyhlerinde harekete teþvik ve tahrik edecek hareketlerden kaçýnýrlardý. Ýþte bu zor günlerde Abdullah Ýbn Mes'ud, Kâbe'de Kur'ân okumak istemiþti. Hz. Peygamber ve Ashâbý bunun tehlikeli bir hareket olduðunu, özellikle Mekke'de kendisini himaye edecek büyük bir âilenin bulunmadýðýný, müþriklerin ona karþý pervasýzca hareket ederek kendisini iþkenceye uðratacaklarýný söylemiþler, fakat Ýbn Mes'ud'un iman coþkunluðu bütün bunlarý geçmiþ: Beni, onlarýn þerrinden Allah korur! diyerek kalkmýþ ve Kâbe'ye gitmiþti.

Bu sýrada Kureyþ müþriklerinin büyükleri toplanmýþ, Harem'de bir meseleyi görüþüyorlardý. Onlar konuþurlarken, yüksek ve güzel bir ses besmele çekmiþ ve Kur'ân-ý Kerîm'den Rahman sûresini okumaya baþlamýþtý. Herkes hayret etmiþ ve bu cesur adamýn kim olduðunu ögrenmek üzere ona yöneldiklerinde Ýbn Mes'ud olduðunu görmüþlerdi. Kureyþ'liler kýzmýþ, bu hareketi en þiddetli cezalarla karþýlamak istemiþlerdi. Ýbn Mes'ud'u kýzgýn kumlara yatýrýp islâm'ý terketmeye davet ettiler. Fakat Ýbn Mes'ud, bu ezalara zerre kadar önem vermedi. Müþrikler de iþkencelerinin bir fayda vermeyeceðini anlayarak onu býraktýlar .

Abdullah Ýbn Mes'ud (r.a.) Kureyþliler'in bu haince hareketleri yüzünden hastalandý ama içinde yanan iman ateþi zerre kadar sönmemiþ, mâneviyatý asla sarsýlmamýþtý. Ýbn Mes'ud, ilk fýrsatta ayný hareketi tekrarlamýþ; yine Kureyþliler'in toplandýklarý yerlerde Allah kelâmýný en yüksek sesle okuyup Hz. Peygamber'den sonra ilk kez Kâbe'de Kur'ân okuyarak müþriklere islâm mesajýný teblið etmiþti. (Ýbnü 'I-Esîr, Üsdü '1-Gâbe, I I I, 256-257).

Abdullah Ýbn. Mes'ud'un bu imaný ve cesareti müþriklerin ona büyük düþman kesilmesine neden olmuþtu. Kureyþ'in bu tutumu karþýsýnda Ýbn Mes'ud (r.a.) Mekke'yi terketmeye ve hicrete mecbur kaldý ve Habesistan'a gitmek üzere çöllere düþtü. Daha sonra Habesistan'dan Medine'ye hicret ederek Muaz b. Cebel'e misâfir oldu.

Rasûlullah Medine'ye gelince, ona bir yer göstererek Medine'de yerleþmesini saðlamýþtý.

Ýbn Mes'ud, bütün büyük savaþlara katýlmýþ ve hepsinde de önemli fedâkârlýklar göstermiþtir. Bedir savasýnda, Ensâr'dan iki genç, Ýbn Mes'ud'a gelerek, kendilerine Ebu Cehil'i göstermesini istemiþ, sonra da küfür ordusunun baþýný temizlemiþlerdi.

Ýbn Mes'ud (r.a.) Uhud, Hendek, Hudeybiye, Hayber gazveleriyle Mekke'nin fethinde Rasûlullah ile birlikte bulundu. Huneyn gazvesindeki bozgun esnasýnda Rasûlullah'ýn yanýndan hiç ayrýlmadý. Rasûlullah onun bu fedâkârlýðýný takdir buyurmuþtu. Abdullah Ýbn Mes'ud, her gazada, Allah yolunda þehîd olmak gayreti ile savaþan sahâbîlerdendi. Ondaki iman kuvveti, onu daima ileriye atýyor, ancak müslümanlarýn zaferi ve müþriklerin yenilgisi gerçekleþtikten sonra rahat ediyordu. Hz. Peygamber'in vefatýndan sonra kýsa bir müddet, inzivaya çekildi. Fakat Ömer devrinde yeni fetihlere baþlandýðý zaman heyecaný yeniden uyanan Ýbn Mes'ud, cihad için Suriye cephesine gitti.

Hz. Ömer, hicrî yirminci yýlda Ýbn Mes'ud'u, Kûfe kadýlýðýna tayin etti. Kadýlýk görevinin yaný sýra Beytülmâl'ýn muhafazasý ile ilgilenecek, öte yandan halkýn dinî eðitimine de önem verecekti. Hz. Ömer bununla ilgili olarak Kûfe halkýna gönderdiði mektupta þöyle diyordu:

Size Ammâr b. Yâsir'i Emir, Ýbn Mes'ud'u da öðretici olarak gönderiyorum. Beytü'l-mâl'ýnýza da Ýbn Mes'ud'u tayin ettim. Bunlarýn her ikisi de Bedir ehlindendirler. Onlarý dinleyin ve onlara itaat ediniz. Ýbn Mes'ud'u yanýmda alýkoymak istiyordum ama sizi kendime tercih ettim.

Ýbn Mes'ud (r.a.), üzerine aldýðý bu görevi son derece liyakat ve ehliyet ile yerine getirdi. Kûfe, mahsullerinin çokluk ve çeþitliliði, gelirinin geniþliðiyle tanýnmýþ bir merkezdi. Onun için buranýn 'beytü'l-mâl'ý önemliydi . Çünkü burasý, binlerce Mücahidin tahsisâtýný karþýlýyordu. Horasan, Türkistan ve bunlara benzer diðer yerlerde, cihada katýlan müslümanlar en uzak cephelerde çarpýþan ordular, buradan teçhiz ediliyordu. Bu durum, Ýbn Mes'ud tarafýndan yürütülen vazifenin ne kadar zor olduðunu göstermeye yeterlidir. Ýbn Mes'ud'un bu kadar mühim bir iþi üstlenmesi onun ne kadar hünerli biri olduðunu gösterir.

Abdullah Ýbn Mes'ud, ayný zamanda son derece zâhid ve müttakî idi. Dünyevî hiçbir zevk onu çekememiþti. Bundan dolayý onun emin eline verilen bütün vazifeleri en yüksek doðrulukla yerine getirir; beytü'l-mâl'ýn her þeyini korur ve her þeyi ancak yerine, ehil ve hakký olana verirdi. Bu hususta o kadar itina ederdi ki: Bir defasýnda Sa'd b. Ebi Vakkas ile arasýnda bir ihtilaf oldu. Sa'd, beytü'lmâl'den bir miktar borç para almýþ, ödeme zamaný geldiðinde borcunu ödemediðini görünce, ona aðýr sözler söylemiþ ve kalbini kýrmýþtý.

Ýbn Mes'ud altmýþ yaþýndayken hastalandý. Bir gece rüyasýnda Rasûlullah'ý gördü. Hz. Peygamber onu davet ediyordu.

Ýbn Mes'ud'un vefatý yaklaþtýðý zaman Hz. Zübeyr ile oðlu Abdullah yanýna gelmiþlerdi. Hicrî otuzikinci yýlda vefat etti. Onu Hz. Zübeyr ve oðlu teçhiz ve tekfin ettiler. Sahih rivâyetlere göre cenaze namazýný bizzat Hz. Osman kýldýrdý. Hz. Osman b. Mazun ise onu kabrine indirdi.

Ýbn Mes'ud, islâm'a girdiði günlerden beri ilimle uðraþmakla kendini göstermiþti. Rasûlullah ondaki bu ilgi ve þevki sezerek: Sen, muallim olacak bir gençsin buyurmuþlardý. Gerçekten Ýbn Mes'ud her ânýný ilim tahsili ile geçirmiþ, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in deniz gibi ilminden yararlanmak için fýrsatý ganimet bilmiþti.

Ýbn Mes'ud, Rasûlullah'ýn en özel, en mahrem dostlarýndan ve adamlarýndandý. O, Rasûlullah'a hizmetle övünürdü. Bazen Rasûlullah'ýn misvakýný taþýr, takdim ederdi. Bazen âsasýný getirirdi. Buna benzer birçok özel hizmetlerini yapardý. Ayrýca o, Rasûlullah'ýn sýrdaþlarýndandý. Rasûlullah'ýn o kadar yakýnlarýndandý ký, meclisine izinsiz girer, onunla konuþur, emirlerini dinler ve bütün arzularýný yerine getirirdi. (Ýbn Sa'd, Tabakat, 111, 153).

Ýbn Mes'ud, ilâhî vahyi, bizzat onu alan ve telâffuz eden Hz. Peygamber' den öðrenmiþtir. Bunun içindir ki o, Kur'an'ý en iyi bilen, en mükemmel ezberleyen zatlardandý. Herkes onun bu husustaki bilgisini ve kabiliyetini takdir ederdi; ashâb'ýn hepsi, onun Kur'ân'a olan vukûfiyetini ve bundaki üstünlüðünü kabul ederlerdi. (Buhâri, Fadâilu Ashâbi'n-Nebi, 37).

Ebu Ahves der ki: Bir gün Ebu Musa'l-Eþ'âri'nin evinde bulunuyorduk. Orada Ýbn Mes'ud'un arkadaþlarýndan bazý zatlar vardý. Mushaf'a bakýyorlardý. Abdullah kalkarak, Ýbn Mes'ud hakkýnda þunlarý söyledi: Rasûlullah'ýn ilâhî vahyi Ýbn Mes'ud'dan daha iyi tanýyan birini býrakmadýðý kanaatindeyim, Ebu Musa bu sözleri dinledikten sonra: Biz bulunmadýðýmýz zaman o, Rasûlullah'ý görür, biz kabul olunmadýðýmýzda o, huzura kabul olunurdu dedi.

Amr b. As'ýn oðlu Abdullah'ýn meclisine devam eden Mesruk der ki: Abdullah b. Amr'a gider, konuþurduk. Bir gün Abdullah Ýbn Mes'ud'dan söz açýldý. Abdullah dedi ki: 'Öyle bir adamdan bahsediyorsunuz ki, onu çok seviyorum, seveceðim de. Çünkü Rasûlullah onun hakkýnda þöyle buyurmuþtu: Kur'an'ý dört kiþiden öðreniniz: Ýbn Mes'ud'dan, Muaz b. Cebel, Übey b. Kaab ve Ebu Huzeyfe'nin mevlâ'sý Sâlim'den, Rasûlullah bu açýklamasýna Ýbn Mes'ud ile baþlamýþtý . (Buhârî, Fezâilü'l Kur'ân, 8)

Ýbn Mes'ud, Kur'an'ýn yayýlmasýna, onu, Rasûlullah'dan aldýðý þekilde öðretmeye çalýþýrdý. Öte yandan tefsir ilminde de mühim hizmetleri olmuþtu. Ýbn Mes'ud der ki: Habeþistan'a hicret etmeden önce, Mekke'de bulunduðumuz sýrada, Rasûlullah'a, namaz kýlarlarken selâm verirdik, o da selâmýmýzý alýrdý. Habeþistan'dan dönüþümüzde yine ayný þekilde namaz kýlarlarken selâm verdik, selâmýmýzý almadý. Namazýný bitirdikten sonra Rasûlullah'a sebebini sordum: Cenâbý Hak, namazda konuþmayý yasakladý buyurdular. (Ýbn Hanbel, Müsned, 1, 377).

Yine Ýbn Mes'ud anlatýyor: Hz. Peygamber (s.a.s.)'e þöyle soruldu: En büyük günah þunlardan hangisidir? Allah'a ortak koþmak, kendi çocuðunu öldürmek, komþunun karýsý ile zina etmek. O zaman Rasûlullah'a þu âyet-i kerime indi: Onlar ki Allah ile beraber baþka bir ilâha ibâdet etmezler, Allah'ýn haram kýldýðý cana haksýz yere kýymazlar ve zina yapmazlar. Her kim de bunlarý yaparsa kýyâmet günü aðýr cezaya çarptýrýlýr. (el-Furkan, 25/67).

Ýbn Mes'ud kendi re'yi ile Kur'ân'ý tefsir etme hususunda son derece ihtiyatla hareket ederdi. Kendisi bunu izah ederek der ki: Mescitteydim. Orada Kur'ân'ý kendi re'yiyle tefsir eden bir adamý gördüm ve hemen oradan ayrýldým. Bu adam: Göðün açýk bir duman ile geleceði günü bekle, o insanlarý sarar, bu, acýklý bir azaptýr. (ed-Duhan, 44/10), âyetini tefsir ederken, kýyâmet gününde herkesin nefesini týkayacak ve onlarý nezleye uðratacak bir dumandan söz ediyordu. Hâlbuki bir insanýn bilmediði bir þey için Allah bilir, demesi, onun ilmine delâlet eder. Bu âyet-i kerime ise Kureyþ'in Rasûlullah'a karþý son derece þiddetli davrandýklarý zamanlarda inmiþti.

Ýbn Mes'ud, Kur'an-ý Kerim'i bizzat Rasûlullah'dan öðrenenlerdendi. Onun için kýraatinde baþka bir mükemmellik vardý. Rasûlullah onun kýraatinden bahseder ve onu överdi. Bir gün Mescidte Ýbn Mes'ud, güzel sesle Nisâ sûresini okuyordu. Rasûlullah (s.a.s.) Hz. Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte mescide gelmiþ ve onu zevkle dinledikten sonra þöyle demiþlerdi: Ýbn Mes'ud! ne dilersen dile nâil olursun!

Ebu Bekir'den sonra Hz. Ömer gelmiþ ve Rasûlullah'dan duyduklarýný Ýbn Mes'ud'a müjdelemek istemiþti. Ýbn Mes'ud ona: Ebu Bekir seni geçti demiþti. Hz. Ömer de: Allah Ebu Bekir'den razý olsun, onun daha önce sana geldiðinden haberim yoktu demiþti (Ýbn Hanbel, Müsned, 1, 454)

Gerçekten Ýbn Mes'ud'un kýraati son derece güzeldi. Rasûlullah, Kur'an'ý ona talim ettikten sonra, sesinden dinlemek isterdi. Ýbn Mes'ud, bir gün Rasûlullah'a: Biz Kur'an'ý sizden okuduk, sizden öðrenmedik mi? demiþ, Rasûlullah da þöyle buyurmuþtu: Evet ama ben Kur'an'ý baþkalarýndan dinlemek isterim.

Ýbn Mes'ud diyor ki: Bir gün Rasûlullah'ýn huzurunda Nisâ sûresinden bir bölüm okuyordum. Her ümmetten bir þâhid getirdiðimiz, seni de onlarýn üzerine þâhid getirdiðimiz vakit, bakalým onlarýn hali nice olacak? (en-Nisâ, 4/41). Âyeti kerimesine geldiðim zaman, Rasûlullah'ýn gözleri yaþarmýþtý .

Ýbn Mes'ud, Rasûlullah'a yakýnlýðý dolayýsýyla son derece geniþ bilgiye sahipti. Onun, o devre ait bilmediði yoktu dersek mübalâða etmiþ olmayýz. Bununla beraber o, asr-ý saâdet'e ait rivâyetlerde son derece ihtiyatlý davranýrdý. Amr b. Meymun þöyle der: Abdullah ile tam bir yýl kaldým. Bu müddet içinde onun 'Rasûlullah buyurdu' dediðini duymadým. Þâyet böyle bir söze baþlarsa bütün vücudu ürperir ve alnýndan terler akardý (Ýbn Sa'd, Tabakat, 111, 156).

Ýbn Mes'ud'un talebelerine olan en büyük nasihati ve vasiyeti; Rasûlullah'ýn hadislerini rivâyet ederken son derece dikkatli olmalarýydý. O, talebelerine derdi ki: Rasûlullah'dan bir söz naklettiniz mi, o sözün nübüvvet ve risâlet þanýna en lâyýk, ümmetinin hidâyetine en faydalý ve takvâya en uygun olanýný gözetiniz. (Ýbn Hanbel, Müsned, I, 385).

Ýbn Mes'ud'un, çok ihtiyatlý davranmasýna ve talebelerine de hadis rivâyeti konusunda sýký sýký tembihlerde bulunmasýna raðmen, ondan çok hadis rivâyet edilmiþtir. Üstelik o, çok rivâyetiyle tanýnan Muksirun sahâbîlerden biridir. Buna raðmen Ýbn Mes'ud, mutlak hadis rivâyet etmez, onun rivâyetleri çoðunlukla Rasûlullah'dan öðrendiði farzlarý açýklayan ve dini emirlerin kolayca anlaþýlmasýna yardýmcý olan talimatlardýr. Sahih hadis kitaplarý ve müsnedlerde ondan rivâyet edilen hadislerin toplamý sekizyüzkýrksekizdir. Bunlarýn altmýþdördünü Buhârî ve Müslim müþtereken rivâyet ederler. Ayrýca yirmibirini Buhârî, otuzsekizini Müslim nakletmiþtir. Böylece Buhârî, Ýbn Mes'ud'dan toplam seksen beþ, Müslim, toplam doksandokuz hadis rivâyet etmiþlerdir.

Ýbn Mes'ud, fýkýh ilminin kurucularýndan olan fakîh sahâbilerden biridir. O, özellikle Hanefi fýkhýnýn temel taþýdýr. Önce de belirttiðimiz gibi, o, bütün Kûfe eyaletinin kadýsýydý. Onun içindir ki Ýbn Mes'ud, halka, fýkýh meselelerini ve içtihadlarýný öðretir, bütün mürâacatlarýný cevaplar ve problemlerini hâllederdi. Irak kýtasýnýn bütün âlimleri, Ýbn Mes'ud'u rehber tanýrlardý. Çünkü fýkýhta en çok istifâde ettikleri zat oydu. Hz. Ýbn Mes'ud'un baþlýca talebelerinden olan Alkame b. Kays ile Esved b. Yezid, özellikle fýkýh ilmindeki derinlikleriyle þöhret kazanmýþlardý. Bunlardan sonra Ýbrahim enNahaî, Kûfe fýkhýna geniþlik vermiþ ve Irak fakîhi ünvanýný almýþtý. Ýbrahim en-Nahâî'nin bütün dayanaðý Ýbn Mes'ud'un içtihadlarýydý. Ýbn Mes'ud'un bu ilim hazinesi, en-Nahâî'den, Hammâd b. Süleyman'a intikâl etmiþ, ondanda Ýmâm-ý A'zam Ebû Hanîfe'ye geçmiþti. Ýmâm-ý A'zam bunlarý geniþletmiþ, ilim ve ictihadýyla yaymýþtý. Böylece islâm âleminin önemli bir bölümü, bunlarýn ilminden yararlanmýþtýr.

Abdullah Ýbn Mes'ud, kýyas ile muasýrlarýnýn birçok problemlerini çözmüþ, bu kaidenin yerleþmesinde son derece büyük hizmetlerde bulunmuþ ve böylece usul-u fýkýh ilminin ortaya çýkmasýna, istinbat melekesinin kuvvetlenmesine büyük katkýlarda bulunmuþtur.

Ýbn Mes'ud, bu suretle kýyas'ýn en önemli esaslarýný tesbit etmiþtir.

Ýbn Mes'ud'un bu önemli fýkhî görüþ ve içtihadlarý Mýsýrlý âlim Muhammed Ravvâs Kal'acý tarafýndan Mevsû'atu Fýkhî Abdullah Ýbn Mes'ud (Abdullah Ýbn Mes'ud'un Fýkhî Ansiklopedisi, Kahire 1984) adýyla toplanmýþ ve ilim hayatýna kazandýrýlmýþtýr.

Hz. Ýbn Mes'ud'un muasýrlarý ondan birçok meselelerde faydalanmýþlardýr. Ýmam Muhammed b. Hasan es-Seybânî; Ashâb içinde fýkýh meselelerinde derinlik sahibi olanlar Hz. Ali, Ubey b. Ka'b, Ebu Musa el-Eþ'ari, Hz. Ömer, Zeyd b. Sabit ve Abdullah Ýbn Mes'ud'tur der. Ýmam Þa'bi: Hz. Ömer, Zeyd b. Sabit ve Abdullah Ýbn Mes'ud'un bütün ümmetin ufkunu açan fikhî meseleleri çözdüklerini ifâde eder. Zamanýnýn bütün âlimleri Abdullah Ýbn Mes'ud'u büyük fakih bilirlerdi. Hz. Ömer onu gördükçe güler: Bu, ilimle dolu bir zattýr. derdi.

Ýbn Abbas da, Ýbn Mes'ud hakkýnda þöyle der: Kur'ân'ýn en büyük tercümanýdýr.

Ýbn Mes'ud'un ileri gelen talebelerinden biri Alkame b. Kays idi. Alkame, dimaðýnýn tazeliði, malûmatýnýn geniþliði ile seçkindi. Ýbn Mes'ud, onun kendisinden daha çok malûmatlý olduðunu söylerdi:

Ýbn Mes'ud, Kûfe'de bütün talebelerine Kur'ân'ý Kerim, hadîs ve fýkýh okuturdu. Dersine devam edenler büyük bir halka oluþtururlardý. Ondan ders okuyanlar arasýnda büyük þöhret kazananlar da vardý. Alkame, Mesruk, Esved, Abîde, Kâdý Süreyh, Ebu Vâil bunlar arasýndadýrlar. Her biri büyük bir âlim olan bunlar arasýnda özellikle Alkame, daima Ýbn Mes'ud'u hatýrlatan bir simâ olmuþtu. Ýbn Mes'ud yola çýktýðý zaman talebelerinin çoðu onunla beraber hareket ederler ve ona yoldaþ olurlardý.

Bir gün Habbâb b. Eret, Ýbn Mes'ud'un son derece geniþ olan ders halkasýna gelmiþ, oraya devam eden gençlerin çokluðundan memnun olmuþ ve Ýbn Mes'ud'a en liyakatli talebesini sormuþtu. Ýbn Mes'ud da Alkame'yi göstermiþti. Hz. Habbab, Alkame ile görüþmüþ ve onun malûmatýnýn geniþliðinden çok derin bir zevk duymuþtu.

Ýbn Mes'ud'un talebeleri, kendisini derin bir iþtiyakla dinlerler ve derslerini aþk ve þevkle alýrlardý. Baþlýca talebelerinden olan Sakýk der ki: Mescitte Ýbn Mes'ud'u bekler, onun derse çýkmasý için yolunu gözetlerdik. Bir gün biz böyle bekleþirken Yezid b. Muaviye en-Nehai gelmiþ ve bize: 'Dilerseniz evine gidip bakayým, evdeyse alýp getirmeye çalýþayým' demiþ ve gitmiþti. Ýbn Mes'ud gelmiþ, bize: 'Ben sizi býktýrmamak için gelmedim. Rasûlullah bize vaazlarýný fasýla ile verirdi. Çünkü býkkýnlýða uðramamýzý istemezdi.' demiþti.

Ýbn Mes'ud, sünnet-i seniyye'ye uygun bir ahlâk sahibiydi. O, ahlâk ve yaþayýþ tarzýný bizzat Rasûlullah'dan öðrenmiþti. Çünkü o, Rasûlullah'ýn en yakýn dostlarýndandý. Her zaman Rasûlullah'ýn yanýna girer, hizmetlerini görür, ayakkabýlarýný çevirir, önünde yürür, yýkanacaðý zaman perde tutar önünde siper olurdu. Rasûlullah ona, kayýtsýz þartsýz bir müsaade vermiþti. Ýbn Mes'ud'a: Her zaman yanýma girebilirsin, ancak benim mani olacaðým zamanlar hariç derdi. (Ýbn Sa'd, Tabakat, 111, 153-154). Bunun içindir ki onun, Rasûlullah'ý yegâne uyulacak insan bilmesi, onun her hâliyle hâllenmesi kadar tabii bir þey olamaz. Ýbn Mes'ud, Kûfe'den ayrýldýðý hâlde ünü orada uzun zaman yaþamýþ; herkes onun ilim ve irfanýnýn yaný sýra takvasýný, iffetini, güzel huyluluðunu, kalbinin rikkatini ve övgüye deðer ahlâkýný anmaya devam etmiþti. Hz. Ali, Kûfe'ye gittiði zaman Ýbn Mes'ud'un övgüye deðer vasýflarla anýldýðýný duyduktan sonra onun Kur'ân'ý Kerim'e vukûfunu, helâli helâl, haramý haram tanýdýðýný, dinde fakih ve sünnette âlim olduðunu ilâve etmiþti.

Abdullah Ýbn Mes'ud, Ebu Umeyr adýnda bir dostunu ziyaret etmek üzere çýkmýþ, fakat evinde bulamayarak âilesine selâm göndermiþ ve kendisine bir miktar su verilmesini rica etmiþti. Evin hanýmý, hizmetçisini komþuya göndererek su istetmiþti. Hizmetçi geciktiði için haným ona lânet okumuþtu. Ýbn Mes'ud hanýmýn hizmetçiye lânet okuduðunu duymuþ ve evden çýkmýþtý. Çýkarken dostu Ebu Umeyr ile karþýlaþmýþtý. Ebu Umeyr Ya Ebu Abdurrahman! Sen kendisinden kadýnlarýn kýskanýlacaðý bir adam deðilsin, niçin kardeþinin hanýmýna selâm vererek içerde oturmadýn ve su içmedin? demiþti. Ýbn Mes'ud'un cevabý: Öyle yaptým fakat zevceniz ya su bulunmadýðý veyahut evdeki su kâfi gelmediði için hizmetçiyi komþuya gönderdi, hizmetçi geç kaldýðý için de ona lânet okudu. Hâlbuki ben Rasûlullah'dan þu sözleri duydum: Lânet kime gönderilmiþse ona gider, ona kazýlmak ister. Þayet buna bir yol bulamazsa: Ya Rabbi, beni falana gönderdiler, kalktým gittim, ona hulûl için bir yol bulamadým! Þimdi ne yapayým? der. Cenab-ý Hak da ona: Nereden geldinse oraya dön der. Onun içindir ki, hizmetçinin bir mazereti olabileceðini düþündüm ve lânetin geri dönmesinden korktum. Buna sebep olmak istemedim.

Bir defasýnda adamýn biri vefat etmiþ ve hiçbir hayrý olmadýðý söylenmiþti. Ýbn Mes'ud, bunu duyar duymaz, elinde bulunanlarý sadaka olarak vermiþti. Rasûlullah'ýn Ashâb'ýndan birçoklarý, onun sünnetine yapýþmakla büyük bir þerefe kavuþtular. Fakat Abdullah Ýbn Mes'ud, hiçbir zaman dünyayý istemedi. O hep ahireti gözetirdi. Hz. Ýbn Mes'ud, son derece misafirperverdi. Kûfe'de ikâmet ettiði sýrada evi hiç misafirsiz kalmazdý.

Ýbn Mes'ud, namazlarýný vaktinde kýlmaya o kadar riayet eder ki, bir kere Vali Velid b. Ukbe, Kûfe mescidinde halký bir süre bekletmiþti. Ýbn Mes'ud hemen kalkarak, halka namazý kýldýrmýþtý. Vali, buna üzülerek, niçin böyle yaptýðýný sormuþ ve Mü'min'lerin emirinden bir buyruk mu aldýn? Yoksa bir bid'at mý icat ettin demiþti. Ýbn Mes'ud, ona þu cevabý vermiþti: Ben, mü'minlerin emirinden bir buyruk almadýðým gibi, bir bid'at de icat etmedim. Fakat senin bir iþin vardýr, diye bizim de namazýmýzý geciktirmene Allah razý olmaz.

Ýbn Mes'ud, Ramazan'dan baþka çoðu günler oruç tutar, Aþûre günlerini de oruçlu geçirirdi. Abdurrahman b. Yezid der ki: Ýbn Mes'ud, günlerinin çoðunu oruçlu geçirirdi. Oruca ve namaza devamdan ayrýca bir zevk alýrdý. Ýbn Mes'ud, son derece külfetsiz bir hayat sürer, gayet basit yemeklerle beslenir, külfetsizliði ve sadeliði hayatýnýn düstûru bilirdi. Talebesi Alkame, bu hususta Ýbn Mes'ud'un harfiyen Rasûlullah'a uyduðunu söyler. Ýbn Mes'ud; senelerce beytü'lmâl idare etmiþ, bir gün, bir dakika da olsa adalet ve insaftan ayrýlmamýþtýr.

(kardeslerim hosgorunuze siginiyorum.. uzun oldu yazi farkindayim.. )

saygi ve dua ile..gül
Gönderen: 06.05.2006 - 00:33
Bu Mesaji Bildir   sevdamsin üyenin diger mesajlarini ara sevdamsin üyenin Profiline bak sevdamsin üyeye özel mesaj gönder sevdamsin üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1721 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
muratt27 (49), aziziye (60), yilay (56), soley (61), TaRaNTuLa (44), Nur Sevda (31), yezdanur (33), sarihan.e (62), kardesim (59), muceli (32), Enes Yakub (45), Boddig (38), ümit79 (46), peker (47), Gönül_89 (36), ortaasyam (42), emrecihat (47), karadereli (56), yarali (56), MUMIK (46), mustafa emin (48), fuad33 (61), peksen (40), cemalettinkiyis.. (59), bilalacar (44), biranne (62), emrekorkmaz (40), bakus (42), Meryem61 (38), tosyalim (59), akyurek (49), mert sel&ccedil.. (49), _RANA_ (35), muhammedtahirde.. (20), unall (59)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.94557 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.