| 
Üye Girişi
 | 
  Üye Ol
 |  RavdaTe@m |  Site Kuralları |  Yardım |  Hakkımızda
0
Home
Anasayfa
F o r u m
E-Kart
RAVDA Çocuk
Linkler
Ziyaretçi Defteri
Rehberlik Hizmetleri
Tavsiye Et
 
Sitede Arama
» Kapsamlı Arama
Google`de Ara
Google
Tavsiye Linkler
Kuran Kursu Mezunları
Müslümanlar.com
Hak Yolundayiz
Müslüman Nesil
Genç Kalem
Önemli Linkler







Statü / İstatistik
En Son Üyemiz:
Didem_
53683 Toplam Üyemiz var.
 Online Üyeler:
Online: 1701 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 18. Kasım 2024 - 21:42

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » HUZURUNUZU BOZAN FİTNECİLERE DIKKAT TEHLIKELILER

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
HUZURUNUZU BOZAN FİTNECİLERE DIKKAT TEHLIKELILER
1613 Mesaj -
Ýslam Dünyasýnda Yine Fitne Ateþleri
1 Temmuz 2003, Ribat dergisi

Yüce Allah Kur'an-ý Kerim'de: "Fitne öldürmekten daha kötüdür" (Bakara, 2/191) diye buyurmaktadýr. Kur'an-ý Kerim, ayrýca yahudilerin fitne ve fesat konusundaki maharetlerine dikkat çekerek Müslümanlarý uyarýyor ve þöyle buyuruyor: "Onlar ayrýca yeryüzünde bozgunculuk çýkarmaya çabalarlar. Allah ise bozguncularý sevmez." (Maide, 5/64) Fitne ve fesadýn insanlara zararýnýn büyük olmasý sebebiyle Yüce Allah bir ayeti kerimesinde fesadý yani bozgunculuðu, Allah'a ve Resulüne karþý savaþmakla birlikte anmakta ve bunun cezasýnýn çok aðýr olduðunu bildirmektedir. Bu hususta þöyle buyurur: "Allah'a ve Peygamberine karþý savaþanlarýn ve yeryüzünde bozgunculuk çýkarmaya uðraþanlarýn cezalarý ya öldürülmeleri, ya asýlmalarý, ya ellerinin ve ayaklarýnýn çapraz olarak kesilmesi veya bulunduklarý yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir aþaðýlýktýr; ahirette ise onlara büyük bir azap vardýr." (Maide, 5/33)

Ýslam ümmetinin fitneden, bozgunculuktan en çok zarar gördüðü dönem belki de þu son dönemdir. Çünkü Müslümanlar tarihte hiçbir zaman bu kadar darmadaðýn olmamýþlardý.

Fitnenin temel amacý insanlarý birbirlerine düþürmek suretiyle bu kavgadan birtakým çýkarlar elde etmektir. Kavga eden taraflarýn güçlerinin zayýflatýlmasý, aralarýna kalýcý bir düþmanlýk sokulmasý, kavga sebebiyle ihtiyaç duyacaklarý malzemelerin kendilerine satýlmasý suretiyle gelir elde edilmesi, kavga eden taraflardan güçlü olanla ittifak kurulmasý suretiyle onun gücünden istifade edilmesi, kavga eden taraflarýn dýþ desteðe olan ihtiyaçlarýnýn istismar edilmesi ve bu desteðin belli çýkarlar karþýlýðýnda saðlanmasý, taraflarýn ileriye dönük ittifaklar kurarak iþbirliði içine girmelerinin önlemesi fitne politikalarýnýn çýkar hesaplarý arasýnda zikredilebilir. Müslüman halklara yönelik fitne politikalarýnýn en önemli amacý ise bu halklarýn yýpratýlmasý, dini ve dünyevi güçlerinin zayýflatýlmasýdýr.

Son dönemde Ýslam alemine karþý açýktan savaþ ilan eden ve 11 Eylül olaylarýný gerekçe olarak kullanýp Afganistan ile Irak'a saldýrý düzenleyen, sürekli sýrada baþkalarýnýn olduðunu vurgulayan ABD-siyonizm ittifakýnýn bu sýralarda fitne politikalarýna aðýrlýk verdikleri dikkat çekiyor. Bu vesileyle biz de bu ay ki yazýmýzda fitne politikalarýna dikkat çekmek ve son dönemde Ýslam alemine yönelik olarak uygulanan fitne politikalarýnýn bazýlarýna dikkat çekmek istedik.

Fitne politikalarýnýn baþ hedefi yine Filistin halkýdýr. Bunun sebebi ise bu halkýn Ýsrail iþgal devletinin yayýlmacý politikalarýnýn önünü týkayan direniþini ýsrarla sürdürmesidir. Bu halka yönelik fitne politikalarýnýn uygulamaya geçirilmesi için "Yol Haritasý" adýyla bir plan geliþtirildi ve bu planýn dünya kamuoyuna "barýþ" planý olarak kabul ettirilmesi isteniyor. Biz bu plandan daha önceki yazýlarýmýzda söz ettiðimizden ayrýntýsý üzerinde durmaya gerek görmüyoruz. Sadece fitne ciheti ve bu cihetin uygulamaya geçirilmesi amacýna yönelik olarak geçtiðimiz ay içinde yürütülen faaliyetlerden bazýlarý hakkýnda kýsa bilgiler vermek istiyoruz. Bu planýn temel hedefi Filistinlileri birbirine düþürmektir. Bu hususa zaten gerek Ýsrail ve gerekse ABD sýk sýk iþaret ediyor. Ayrýca planýn uygulamaya geçirilmesi merhalesinde kullanýlmasý amaçlanan Ebu Mazin ve Muhammed Dahlan'ýn bu amaç için göreve getirildikleri de yapýlan açýklamalardan anlaþýlýyor. Ýsrail iþgal devleti Filistinlileri birbirine düþürmek için þimdiye kadar muhtelif yollara baþvurdu, ancak baþarýlý olamadý. Bunu baþarabilmesinin kendisini rahatlatacaðýný ve Filistinlilerin direniþ güçlerini iyice kýracaðýný çok iyi biliyor. Dolayýsýyla böyle bir fitne konusuna büyük önem veriyor. Son planýný da böyle bir amaç için geliþtirdi. Bu yönüyle plan kesinlikle bir barýþ deðil bir savaþ ve tehdit planýdýr. Zaten planýn bu yönü yapýlan resmi açýklamalara çok bariz bir þekilde yansýyor. Böyle olmasýna raðmen Türkiye'deki bazý yetkililerin bu planý bir "barýþ" planý olarak algýlamalarý, uygulamaya geçirilmesi için devreye girme çabalarý göstermeleri ve her iki tarafýn da lehine olacaðýný ileri sürmeleri izahý mümkün olmayan bir tavýrdýr.

Yol Haritasý planýnýn fitne ve savaþ cihetinin uygulamaya geçirilmesi ve Filistin direniþine karþý bir bölgesel savaþ planýna dönüþtürülmesi için geçtiðimiz ay içinde, ABD'nin öncülüðünde ya da güdümünde iki önemli zirve gerçekleþtirildi: Þarmu'þ-Þeyh ve Akabe zirveleri. Þarmu'þ-Þeyh Zirvesi ayný zamanda bir Arap-Amerikan Zirvesi olarak lanse edildi. Bu zirveye katýlan altý Arap ülkesinin liderlerine telkin edilen þey maðdur durumdaki Filistin halkýna kesinlikle yardým etmemeleri, sivil kuruluþlarýn ve alelade vatandaþlarýn bütün yardýmlarýný engellemeleri ve direniþ gruplarýna da doðrudan savaþ ilan etmeleriydi. Bu zirvede, sivil kuruluþlarýn ve vatandaþlarýn, maðdur ve mazlum Filistin halkýna herhangi bir þekilde yardým etmelerinin engellenmesi telkini de zirveye katýlan ülkelerin halklarýna karþý bir fitnenin tohumu niteliði taþýyordu. Çünkü böyle bir yasaklamanýn fitnenin kaynaðý olacaðý kesindir. Bu kadarý zirvenin görünen tarafýný oluþturuyordu. Görünmeyen tarafýnda ise zirveye katýlan yönetimlerden ülkelerindeki Ýslami oluþumlara karþý daha sert bir savaþ ve baský politikasý içine girmelerinin istendiði, zirve sonrasýnda yaþanan bazý olaylardan anlaþýlmaktadýr.

Akabe zirvesi biraz daha özel ve daha çok Filistin meselesine mahsus toplantý niteliði taþýyordu. Bu toplantýya sadece ABD, Ýsrail ve Ürdün liderleriyle Filistin özerk yönetiminin baþbakaný Ebu Mazin katýldý. Filistin özerk yönetiminde Arafat'ýn kenara itilerek Ebu Mazin'in öne çýkarýlmasý da fitne politikalarýnýn bir unsuruydu. Ürdün liderinin katýlmasýnýn sebebi ise bu ülkenin Filistin meselesiyle çok fazla iç içe olmasýydý. Filistin direniþini hedef alan herhangi bir fitne politikasýnda Ürdün'ün devre dýþý býrakýlmasý mümkün görünmemektedir. Zaten Ürdün, kuruluþundan buyana sürekli Filistin davasýna ihanetin doðu kapýsýný oluþturmuþtur. Böyle olmakla birlikte Filistin halkýna ve davasýna en büyük destek de Ürdün halkýndan gelmektedir. ABD ve Ýsrail bu çeliþkiyi görüyor ve yeni fitne döneminde, Ürdün halkýnýn yardým ve desteðini önlemek için bu ülkedeki ihanet yönetimini biraz daha aktif olarak kullanmak istiyordu. Özerk yönetimin atama baþbakaný Ebu Mazin, Akabe zirvesinde, Filistin'deki Ýslami direniþe darbe vurma konusunda önemli vaadlerde bulundu. Fakat ilginçtir ki Ýsrail iþgal devletinin baþbakaný Þaron'un söz konusu zirvelerden sonra HAMAS'ýn liderlerinden ve Gazze'deki sözcüsü Prof. Abdülaziz Rantisi'ye suikast giriþiminde bulunmasý ve ardýndan yaþanan geliþmeler oyunu bozdu. Ebu Mazin de vaad ettiklerini yapamaz oldu. Çünkü Ýsrail'in söz konusu saldýrýlarý karþýsýnda el-Fetih de dahil bütün direniþ gruplarý ittifak kurduklarýný açýkladýlar ve bu ittifak karþýsýnda Ebu Mazin'in vaad ettiklerini yapmaya kalkýþmasý tek kalmasýna ve baþarýsýz olmasýna yol açacaktý. ABD oyunu yeniden rayýna oturtmak için adamlarýný gönderdi. Ama biz Allah'ýn izniyle siyonist iþgalcilerin ve arkasýnda duran ABD'nin bu fitne oyununun tutmayacaðýný umuyoruz.

Emperyalizmin fitne oyununu oynadýðý ülkelerden biri de Ýran'dýr. Irak saldýrýsýndan sonra Amerika, tehdidini Suriye ve Ýran'a yöneltmeye baþlamýþtý. Fakat bu ülkelere askeri müdahalenin ABD iþgal güçlerini zor durumda býrakacaðýndan, Irak'ta kontrolün kaybedileceðinden, bu yüzden ipin ucunun kaçýrýlacaðýndan ve bütün hesaplarýn karýþacaðýndan korkuldu. Bu yüzden ABD'nin Ýran'a dýþarýdan askerle deðil de önce içeriden fitneyle girmeye çalýþtýðý anlaþýlýyor. Amerika'nýn Ýran üzerinde böyle oyunlar oynamaya çalýþtýðý sýrada birilerinin içeride çýkarmaya çalýþtýklarý karýþýklýklara iyimser bir yaklaþýmla yaklaþmak ve bu karýþýklýklara karýþanlarýn isteklerini anlayýþla karþýlamak mümkün deðildir. Ayrýca Amerikan emperyalizminin meselesinin sadece Ýran'la olmadýðý bütün Ýslam coðrafyasý üzerinde tahakküm kurmak ve siyonist yayýlmacýlýðýn önünü açmak için çalýþtýðý artýk iyice gün yüzüne çýkmýþtýr. Bu durum karþýsýnda Amerika'nýn fitnesine alet olmak, içeride herhangi bir yapýsal deðiþikliði veya sistemde reformu deðil çaðdaþ emperyalizmin çýkar çemberine girme ve bu çemberi kontrol edenlerin kucaklarýna oturma sonucunu doðurur.

Normalde, terörü saldýrganlýðýnýn gerekçesi olarak deðerlendiren ABD'nin fitne politikalarýnda ayný zamanda terörü bir metot olarak kullanmasý düþündürücüdür. Nitekim Ýran'a yönelik fitne politikalarýnda, bir terör örgütü olduðu tescil edilmiþ Halkýn Mücahitleri Örgütü'nden yararlanmaya çalýþtýðýný gizlemiyor. Bu hadise de Amerikan emperyalizminin teröre yaklaþýmýnýn tamamen çýkar amaçlý, siyasi ve sübjektif olduðunu gözler önüne sermektedir.

Geçtiðimiz dönemde çaðdaþ emperyalizmin fitne politikasýnýn kendisini hissettirdiði ülkelerden biri de Fas oldu. Geçtiðimiz ayýn baþýnda bir uluslararasý toplantýya iþtirak için gittiðim Yemen'de, Fas'tan gelen arkadaþlarla bu ülkenin ed-Daru'l-Beyza (Kazablanka) þehrinde meydana gelen patlamalarla ilgili etraflýca sohbet etme imkaný buldum. Arkadaþlar eylemleri gerçekleþtirenlerin inançlý ama birtakým gizli eller tarafýndan kullanýlmaya müsait heyecanlý ve kontrolsüz kiþiler olduklarýný söylüyor; eylemlerin ise teknik olarak o gençlerin veya çevrelerinin baþarabileceðinin çok üstünde olduðuna dikkat çekiyorlardý. Eylemleri gerçekleþtiren gençlerin mensup olduðu örgütlerin de küçük çaplý örgütler olduðunu ve el-Kaide ile doðrudan herhangi bir baðlantýlarýnýn tespit edilemediðini ifade ediyorlardý. Fakat asýl önemli olan bu olaydan hemen sonra ülkedeki tüm Ýslami oluþumlara karþý gerek basýn, gerek politikacýlar ve gerekse devlet yetkilileri tarafýndan yoðun bir savaþ açýlmasý oldu. Devlet Ýslami oluþumlarýn faaliyet alanlarýný ve hürriyetlerini kýsýtlamak amacýyla yeni yasal düzenlemeler yapmaya baþladý. Gerçi ülkedeki Ýslami oluþumlar fitne ateþine yakýt taþýmýþ olmamak için kendilerine yönelen saldýrýlara ayný üslupla karþýlýk vermekten kaçýndýlar. Fakat bu saldýrýlar ve ardýndan meydana gelen geliþmeler söz konusu eylemlerin arkasýnda fitne ateþini yakmak isteyen birtakým gizli ellerin olabileceðine iþaret ediyordu. En azýndan ardýndan yaþanan geliþmeler fitne ateþini yakmak isteyenlerin bu eylemlerden yararlandýðýný gösteriyordu.

Yukarýda sözünü ettiðimiz Þarmu'þ-Þeyh zirvesinden kýsa bir süre sonra Mekke'de meydana gelen ve resmi açýklamalara göre beþi polis on kiþinin ölümüne sebep olan çatýþma da bir baþka fitne ateþinin göstergesiydi. Buradaki çatýþma polisin bir eve baskýn düzenlemesi sonucu meydana geldi. Son zamanlarda ABD ile arasýnda birtakým problemler çýkmasý sebebiyle zor durumda kalan, ABD'nin Irak'ta "baþarýlý" görünmesi üzerine de bir bakýma ona mahkum olduðunu düþünen Suud yönetiminin bu iþin peþini takip etmesi ve fitne ateþinin yayýlmasýna sebep olacak yeni oyunlara gelmesi söz konusu olabilir.

Fitne ateþinin son dönemde en çok yýprattýðý ülkelerden olan Afganistan'da ise bu ateþ hala sönmedi. Sürekli yeni çatýþmalar, cinayetler yaþanýyor. Son dönemdeki çatýþmalarda emperyalizmin doðrudan müdahalesinin olduðu biliniyor.

Sonuç olarak þunu ifade edelim ki emperyalizmin son dönemde Ýslam alemini yýpratmak için biraz daha etkili bir biçimde kullanmaya çalýþtýðý fitne politikalarýna karþý dikkatli olmak gerekir. Kulaðýmýza gelen veya gazete sayfalarýndan okuduðumuz her haberi hemen doðrulamaktan kaçýnmalý özellikle sakýncalý konularda, birilerini gözümüzde mahkum etmemizin istendiði yerlerde oldukça dikkatli davranmalýyýz.SELAM VE DUA ILE
Gönderen: 22.07.2006 - 19:40
Bu Mesaji Bildir   recepholding üyenin diger mesajlarini ara recepholding üyenin Profiline bak recepholding üyeye özel mesaj gönder recepholding üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1701 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Takoral (54), zemve (61), acercis (55), iboþ-medin.. (61), adalat (45), kenandekan (42), murat_88 (36), aysebusra (39), yitik sevda (35), ozenoglu (45), semerkand1 (46), Zuhur (51), RaSuLuMe_hAsReT.. (39), Þükrü Ö&e.. (60), yarin_81 (41), fatihomer68 (44), hatice.y (30), Cici Kiz Tuba (36), kuala (53), cafeerciyes (39), Mehmetcebe (43), JonTÜRK (43)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
 Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.76711 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.