0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Metin Karabaşoğlu ( Sessizlik )

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Yusuflu su an offline Yusuflu  
Metin Karabaşoğlu ( Sessizlik )
428 Mesaj -

Sessizlik


HIRS DENÝLEN DUYGUDAN benim de hisseme birþey düþmüþse eðer, herhalde bu, Hz. Peygamberin hayatýna ve Asr-ý Saadete dair en küçük bir ayrýntýya dahi ulaþabilme hýrsýdýr. Þu fani dünyada onun araba modeli, bunun ceket markasý, berikinin aylýk geliri beni nedense hiç hýrslandýrmýyor; ama Asr-ý Saadete dair varolan ama ulaþamadýðým en ufak sahih bilgi kalmasýn istiyorum.

Çünkü Asr-ý Saadet, nefes aldýðýmýz yerdir bizim. Þu ufunetli asýrda, her taraftan her türlü nâhoþ kokunun yayýldýðý ve her türlü virüsün ortalýkta kol gezdiði þu asýrda, bir bakýma, ruhlarýmýz için sýðýnaktýr. Müminlerin dahi hal-i âleme kapýlýp türlü çeþit illete, özellikle de söylem-eylem uyuþmazlýðý illetine duçar olduðu bir helâket-felâket asrýnda, Saadet Asrý, ruhumun oksijen çadýrýdýr. Burada yaþananlarýn nicesi ruhuma nefes darlýðý yaþatýrken, ancak oranýn hatýrasýyla ruhum nefeslenir.

Týpký, söylem-eylem uyuþmazlýðýnýn ve bunun en can yakýcý tezahürlerinden biri olarak ahde vefasýzlýðýn yüreðime dokunduðu yakýn bir zamanda, yine bir Asr-ý Saadet hatýrasýyla teneffüs ediþim gibi...

Böylesi bir halet-i ruhiyede Asr-ý Saadetten ruhuma açýlan menfez, Hendek savaþý diye de bildiðimiz Ahzâb günlerinin son demlerinden aktarýlan bir ayrýntýyla ilintiliydi.

Mâlûm, Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselamýn ve sahabilerinin yüzyüze geldiði en aðýr saldýrýdýr birleþmiþ hiziplerin onbini aþan bir orduyla, üstelik Benî Kurayzayla da iþbirliðine girerek Medineye saldýrmasý. Ýkibin civarýnda sahabinin, oniki bin kiþilik bir orduya karþý hendek kazarak ve kazdýðý hendeðin ardýnda sýk sýk saldýrýya giriþen müþrikleri ok ve taþ atarak durdurmaya çalýþtýðý yirmisekiz gün yaþamýþtýr sahabiler Kuþatma bazan öyle þiddetlenmiþtir ki, Hz. Peygamber ve sahabiler namaz için iki vakti birleþtirmeye veya namazlarýný havf namazý suretinde kýlmaya mecbur kalmýþlardýr. Bu zor savunma dolayýsýyla yorgun ve uykusuzdurlar; üstelik, Medinede fazlaca bir yiyecek stoklayamamýþ olduklarý için de, aç biilaç haldedirler.

Ahzâb sûresinde Rabb-ý Rahîmin bildirdiði üzere, münafýklarýn ve kalblerinde hastalýk olanlarýn türlü çeþit sorularla þüphe denizlerine daldýðý; ama kalbi saðlam müminlerin Andolsun, canlarýnýzla, mallarýnýzla, evlatlarýnýzla ve eþlerinizle sýnanacaksýnýz mealindeki âyetleri hatýrlayarak, ancak ve ancak Rablerinin hak söylediðini tasdik ettikleri ve imanlarýný daha da kavileþtirdikleri bu kuþatma, Muhacirîn ve Ensarýn gayreti kadar, iki unsurun da devreye girmesiyle çözülür.

Ýlki, kuþatmaya dahil olan müþriklerden Nuaym b. Mesudun bu zaman zarfýnda imana gelmesi ve baþvurduðu bir tedbirle birleþmiþ hizipleri ayrý hareket eder bir noktaya sürüklemesidir. Nitekim, bu tedbir sayesindedir ki, Benî Kurayzanýn planlanmýþ ihaneti baþarýya ulaþmayacak; Gatafan ve Fezâre gibi kabileler de Kureyþi kuþatma halinde býrakarak çekip gideceklerdir.

Ýkincisi ise, mucizevî bir surette gerçekleþen Arabistan þartlarýnda eþine pek rastlanmayan müthiþ bir soðuk, sis ve fýrtýnanýn kuþatmayý sürdüren müþrikleri de býrakýp gitmeye sevketmesidir.

Ýþte tam da bu esnada; ortalýk gündüz vakti dahi karanlýða bürünmüþ iken, müthiþ bir fýrtýna çadýrlarý söküp atar, atlarý huzursuz edip oraya buraya kaçýþmaya zorlarken, Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselam Kureyþin durumunu ve niyetini öðrenmek ister. Birisi gidecek, hendeðin öbür tarafýna geçip müþrikler arasýna girecek, kendisini belli etmeden onlarý görüp dinleyecek, sonra gelip durumlarýný, niyetlerini ve planlarýný Hz. Peygambere rapor edecektir.

Hz. Peygamber, buna kimin talip olduðunu sorar.

Cevap sadedinde, týk bile yoktur. Tek bir sahabi dahi Ben talibim demez. Sessizliktir ortama hâkim olan.

Hz. Peygamber, bir kez daha sorar. Sonuç deðiþmez.

Hz. Ali gibi, Mikdad b. Amr gibi, Useyd b. Hudayr gibi bahadýr sahabilerin, Hz. Ömer gibi, Abdullah b. Huzâfe gibi, Muhammed b. Mesleme gibi cesurun cesuru nice sahabinin içerisinden bir kiþi bile Ben talibim demez.

Herkes, bir baþkasýnýn talip olmasýyla bu yükün kendi omuzlarýndan kalkacaðý ümidi içindedir.

Çünkü hepsi açtýr, hepsi yorgundur ve hepsi uykusuzdur. Hiçbiri bu nebevî emri tatbik edecek gücü bulamaz kendisinde.

Sonunda, Huzeyfe b. Yemaný arar Hz. Peygamber ve onu ismiyle çaðýrýp bu görevi kendisine tevdi eder. Yük, baþka bir ismin bizzat talip olmasýný beklemiþ olan, sonrasýnda Ýnþaallah görevlendirilen ben olmam temennisiyle kendini belli etmekten sakýnan Huzeyfenin omuzlarýndadýr.

Kendi adýna ortaya çýkmaktan çekinen Huzeyfe, Resûlullah adýna yola koyulur. Yola koyulurken, iç dünyasýnda, bir yandan verilen görevi bihakkýn eda etme sorumluluðu, ama öte yanda görevi tevdi eden Allahýn Resûlu olduðuna göre biiznillah muvaffak olacaðý emniyeti vardýr.

Allahýn izniyle, muvaffak da olur. Bir an için yakayý ele verme riski de yaþasa, gerekli bilgiyi toplar ve Kureyþin kuþatmayý terkediyor olduðu hayýrlý haberini Hz. Peygambere verir.

Defalarca okuduðum bu Hendek hatýrasý, çok yakýn bir zamanda, bugüne dair bir tahayyülün ýþýðýnda daha bir anlamlý gözüktü bana...

Biz bugünün müminleri o gün orada olsaydýk, bugün burada sergilediðimiz performansla o gün orada nasýl davranýrdýk? diye düþündüm önce. Geri düþmemek veya ayýp olmasýn duygusuyla, ihtimal ki hayli el kaldýranýmýz olurdu diye düþündüm. Vazifeyi üstlenirdik, evet; ama daha vazifeyi üstlenmek üzere parmaklarýmýzý kaldýrýrken, kafamýzda bir B planý da olurdu: Gider, þöyle bir tepenin gerisinden müþrikleri gözetler, fazla kendimi riske etmeden uzaktan biraz malumat toplar, muhayyilemi kullanarak aradaki boþluklarý doldurur, sonra da gelir Hz. Peygambere tam bir rapor veririm, gibisinden bir B planý...

Oysa sahabilerin hiçbiri bu görev için elini kaldýrmamýþtý. Hiçbiri Ben talibim diye ses vermemiþti Hz. Peygambere.

Çünkü, yalan da onlarýn semtinin uzaðýndaydý, ahde vefasýzlýk da...

Onlar teðet geçmeden alýrlardý bir vazifeyi. Birþeye Varým diyorlarsa, idareten deðil, gerçekten var olurlardý. Varým diyorlarsa, varlýklarý sözde deðil, özde olurdu.

Ama halin çetinliðine ve de kendilerinin halsizliðine bakýp, o þartlarda üstesinden gelemeyeceðini hissettikleri içindir ki, Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi en cesur ve en bahadýr sahabiler dahi bu vazifeyi üstlerine alamamýþlardý.

Bu ahde vefa, bu sorumluluk duygusu, bu ihlas üzerine yükseldi Ýslâm binasý...

Bindörtyüz yýl sonra bugün bizler müminler olarak yaþýyor isek, o gün o zor þartlarda sýdkýn, mertliðin, ahde vefanýn, sorumluluk duygusunun, ihlasýn zirvesini bulmuþ o güzel insanlarýn tartýþmasýz bir hissesi var.

Peki ya bizler, bu teðet geçen, iki tarafý da idare eden,risk almayan,ahde vefasýz hayatlarýmýzla, bu söylem-eylem tutarsýzlýðýmýzla ne yapýyoruz?

Bizim de hissemize düþen, sorumsuz, vefasýz ve de mertliðe uymaz bu halimizle, daha fazla sayýda insanýn iman güneþiyle tanýþmasýna gölge etmek olmasýn?

Özü-sözü bir olmak bu kadar önemlidir.

Söylem-eylem tutarsýzlýðý bu kadar tehlikelidir.


Metin Karabaþoðlu

Gönderen: 16.09.2006 - 21:44
Bu Mesaji Bildir   Yusuflu üyenin diger mesajlarini ara Yusuflu üyenin Profiline bak Yusuflu üyeye özel mesaj gönder Yusuflu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1315 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.77664 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.