0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Seytanin etkisinin farkina varmayan topluluk:CAHİLİYE TOPLUMU

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Rabbanice su an offline Rabbanice  
Seytanin etkisinin farkina varmayan topluluk:CAHİLİYE TOPLUMU
92 Mesaj -
Þeytanýn Etkisinin Farkýna Varmayan Topluluk:
Cahiliye Toplumu

Cahiliye toplumu, þeytanýn gücünün ve kendileri üzerindeki etkisinin farkýnda deðildir. Bu insanlara göre þeytan, günlük hayatta etkisi olmayan bir kötülük sembolüdür. Yalnýzca büyük suçlara teþvik eder. Büyük günahlar iþleyen caniler ve katiller þeytanýn etkisinde olan "cehennemliklerdir". Onlara göre diðer insanlar, örneðin kendi halinde bir ev kadýný veya bir öðrenci þeytandan uzaktýr. Cinnet geçirip çocuklarýný kesen bir anne þeytana uymuþtur da, binbir güçlükle çocuklarýný okutan bir annenin þeytanla ilgisi yoktur. Ýbadetlerini tam olarak yapmasalar da bu kiþilerin "kalpleri temiz"dir. Kimsenin parasýnda pulunda gözleri olmayan, kimseye "kötülükleri", "zararlarý" dokunmayan insanlardýr. Cinayet iþlemedikleri, haram para yemedikleri için de eninde sonunda cennete gireceklerdir. Yine ayný mantýða göre þeytanýn ordusu da, kan içen, insanlarý kurban eden, ancak korku filmlerinde rastlanacak olan sapýk ruhlu kimselerdir. "Cehennemlik" olan bu kimseler ruhlarýný tamamen þeytana satmýþ, yeryüzünün gerçek "kötüleridir". Zaten cehennem de yalnýzca bu kadar "kötü" insanlar için vardýr.

Cahiliye toplumuna hakim olan bu aldatýcý mantýk þeytanýn iþini kolaylaþtýrýr. Çünkü kimseye zararlarý olmadýðý için, kendilerini cennetlik gören bu kimseler, þeytanýn kolayca hükmettiði, onun kontrolündeki en büyük kitleyi oluþtururlar. Ölecekleri ve cehenneme gidecekleri güne kadar, þeytanýn telkinleri altýnda kendi kendilerini kandýrýrlar. Kuran'dan öðrendiðimize göre bu insanlar, gerçek konumlarýný ancak ahiret günü görürler ve buna kendileri bile inanamazlar:

(Bundan) Sonra onlarýn: "Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müþriklerden deðildik" demelerinden baþka bir fitneleri olmadý (kalmadýgöz kırpma. (En'am Suresi, 23)

Þeytanýn esas amacý insanlarý Allah'ýn istediði þekilde yaþamaktan alýkoymak, Kuran'ýn emirlerinden uzak tutmak ve Allah'ýn sýnýrlarýný çiðnetmektir. Ýnsanýn þeytana uymasý için ille de cinayetler iþlemesi, katliamlar yapmasý, kan içmesi, þeytana tapýlan ayinlere katýlmasý gerekmez. Allah'ýn kesin olarak emrettiði ibadetlerini yapmayan ama kendisini "temiz kalpli" gören veya "mesleðiyle insanlara hizmet ettiðini, dolayýsýyla ibadet etmiþ olduðunu" düþünen kimse, zaten þeytanýn istediði konuma düþmüþtür.

Kuran'ýn bildirdiðine göre, þeytanýn istediði gibi yaþayan bu kiþiler oldukça büyük bir kitleyi oluþtururlar. Sayýlarý çok az olan iman eden bir grup þeytanýn etkisinden uzaktýr:

Andolsun, Ýblis, kendileri hakkýnda zannýný doðrulamýþ oldu, böylelikle iman eden bir grup dýþýnda, ona uymuþ oldular. (Sebe Suresi, 20)

Eðer insan biraz dikkat ederse, kendi çevresinin þeytanýn bu sessiz ordusuyla kuþatýlmýþ olduðunu görür. Bu sessiz ama itaatli askerler, çok farklý karakterlerde ortaya çýkabilirler. Bunlardan biri insanýn annesi, babasý, karýsý, kocasý, arkadaþý -hatta kendisi- olabilir. Bunu öðrenmenin tek yolu, insaný da, þeytaný da yaratan Allah'ýn indirdiði Kuran'a baþvurmaktýr. "Bence", "bana göre", "kanaatimce" gibi sözlerle baþlayan felsefi yorumlarýn hiçbir önemi yoktur. Tek kýstas Kuran'dýr. Bir insan Kuran'ýn gösterdiði, yani Allah'ýn istediði gibi yaþamýyorsa, o zaman þeytanýn istediði gibi yaþýyordur. Bu gerçeðin farkýnda olmasa da, bunu kabullenmek istemese de sonuç deðiþmez.Allah'ýn emrettiði gibi yaþamayan kimse, þeytanla beraber cehennem ateþinin içine atýlýr. Mahþer günü cehenneme atýlanlar Kuran'da þöyle anlatýlýr:

Artýk onlar ve azgýnlar onun içine dökülüverilmiþtir. Ve iblis'in bütün ordularý da. (Þuara Suresi, 94-95)

Bu kimseler þeytanýn esiri olduklarýnýn farkýnda olmadýklarý için, kolaylýkla onun tarafýndan yönlendirilebilirler. Þeytanýn kendilerine benimsettiði hayat tarzýný hiç sorgulamadan kabullenerek, 60-70 senelik ömürlerini bir hiç uðruna harcarlar. Bu hayat tarzýnýn detaylarý kiþilerin sosyal statülerine göre farklýlýk gösterse de, genel olarak ana ilke aynýdýr ve ahireti, Allah'ý düþünmeden, hiç ölmeyecekmiþ gibi dünya hayatý için çalýþmak.

Ýnsanlarýn çoðu yýllarca akademik veya mesleki eðitim görür, daha iyi bir hayat, daha yüksek bir mevki için her gün çalýþýr, sonra sanki bütün bunlar hiç yaþanmamýþ gibi bir gün gelir ölürler. Kýsa bir süre sonra unutulurlar, yerleri baþkalarý tarafýndan doldurulur. Ölüm anýndan sonra ne kazanýlan paralarýn, ne sosyal statünün, ne elde edilen yaþam standartýnýn, ne de geride býrakýlan ailenin bir deðeri kalmaz, verilen hayatýn süresi bitmiþtir. Ama insanlar karþýlaþmalarý kesin olan tek gerçeði, ölümü düþünmeden, bunun için bir çaba harcamadan - "dini" günlerde vicdanlarýný rahatlatmak veya sosyal bir çevreye uymak için yapýlan ibadetler hariç- kendilerine tanýnan bu süreyi pervasýzca harcarlar.

Bu kimseler, adeta þeytana kulluk ederler ve þeytan onlarýn bedenleriyle kendi "dinini" (yani felsefe ve sistemini) yayar. Bu insanlarýn dilleri, gözleri, derileri þeytana hizmet eder, þeytan bir deðil milyarlarca gözden bakar ve milyarlarca kulaktan duyar. Konuþmalarda, Kurani mantýk ve akýl kalkýp yerini þeytanýn konuþmalarý alýr. Þeytan, dil, ýrk, milliyet fark etmeden bütün dünyadaki insanlarý kendi dininin tebliði için kullanýr.

Kýsacasý þeytan bu insanlarýn bütün benliklerini kendisi için kullanýr. Bunu yaparken de halkýn zannettiði gibi korkunç bir görüntüyle rüyalarýna girerek veya filmlerdeki gibi kiþinin yapamayacaðý uç bir hareketi ona yaptýrmayý baþararak deðil, sadece onu adeta "kabuk gibi sararak" yani "o kiþinin kendi olarak" bunu yapar. Ýþte, þeytanla bu insanlar arasýndaki müthiþ benzerliðin nedeni de budur. Kuran bu kimselerle þeytan arasýndaki yakýn baðý kardeþik olarak belirtmiþtir:

(Þeytan'ýn) Kardeþleri ise, onlarý sapýklýða sürüklerler, sonra peþlerini býrakmazlar. (A'raf Suresi, 202)

Þeytan o kiþinin bilinçaltýna girer ve onun bedenindeki her noktaya hükmeder. Rahmani düþüncenin giriþini engeller. Artýk þeytan ilhamýna aralýksýz devam edebilecek güçtedir.

Þeytanýn ruhlarýný ele geçirip bedenlerine hakim olduðu bu insanlar, Allah'ýn yolundan, rahmani iþlerden insanlarý alýkoymak için þeytanla ayný metodlarý kullanýrlar. Týpký þeytan gibi rahmani vahyin akýllardaki etkisini yok etmek, insanlarýn vicdanlý davranmasýný saðlayan her türlü þeyi onlara unutturmak gibi binbir türlü tuzak kurarak þeytanýn dinini yayarlar. Bu noktada artýk þeytan ve onun etkisi altýndakiler gibi bir kavram da kalkmýþtýr. Çünkü bu bahsi geçenlerin kendileri birer þeytan olmuþtur. Adeta beden bulmuþ þeytanlar söz konusudur.

Müminler Kuran'ýn birçok ayetinde þeytanýn dostlarýna karþý uyarýlmýþlardýr. Bu insanlar toplumun çok farklý kesimlerinden gelirler. Kimi sanayici, öðretmen, doktor, kimi de iþçi, öðrenci olabilir. Þeytanýn istediði dini yaþayan bu insanlarýn sosyal olarak hiçbir ortak yönleri de olmayabilir. Ama hepsinin ortak bir özelliði vardýr, hak din yani Kuran'daki gerçek dinden kesin olarak uzaktýrlar. Farklý özellikler gösteren, ancak tümü þeytanýn kontrolünde olan cahiliye fertlerini belli baþlý baþlýklar altýnda inceleyebiliriz.

PEYGAMBERLERÝN DÜÞMANLARI

Hidayet ve hak din ile gelen her elçinin, insanlardan ve cinlerden bir grup þeytan düþmaný olacaðý Kuran'da bildirilir. Cin þeytanlar saptýrmak amacýyla insanlarýn kalplerine fýsýltýlarda bulunurlar. Bu þeytanlardan insan olanlarý, peygambere ve onunla birlikte olan müminlere karþý düþmanlýklarýyla kendilerini belli ederler. Peygambere karþý mücadele ederken, kendi benzerleri ile birleþir, kimi zaman ortak faaliyetlerde bulunurlar. Bu ortaklýk süresinde birbirlerini kýþkýrtýr, süslü ve kandýrýcý cümlelerle müminlere karþý cesaretlendirmeye çalýþýrlar. Kuran bu iþbirliðini þöyle bildirir:

Böylece her peygambere, insan ve cin þeytanlarýndan bir düþman kýldýk. Onlardan bazýsý bazýsýný aldatmak için yaldýzlý sözler fýsýldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardý. Öyleyse onlarý yalan olarak düzmekte olduklarýyla baþbaþa býrak.

Bir de ahirete inanmayanlarýn kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldýzlý ve içi çarpýk sözlerden) hoþlansýnlar ve yüklenmekte olduklarýný yüklenedursunlar. (En'am Suresi, 112-113)

Ayette de belirtildiði gibi, eðer Allah dileseydi bu þeytanlar peygambere düþmanlýk yapamaz, müminlere sýkýntý ve eziyet veremez, onlara karþý savaþamazlardý. Ancak Allah'ýn isteði ve izniyle bu varlýklar, Allah'ýn dostlarýnýn imtihan edilmeleri, ahiretteki derecelerinin yükselmesi için gerekli ortamý oluþtururlar. Bu sayede müminler denemeden geçirilir, kalpleri temizlenir, sabýrlarý denenir. Ahirete inanmayan kimseler ise, þeytan vesilesiyle cehenneme girmeleri için gerekli olan günahlarý yüklenirler. Allah'ýn dilemesi dýþýnda hareket edemeyen þeytan, müminler ile kafirleri birbirlerinden ayýrmak için, Allah tarafýndan belirlenmiþ bir görevlidir.

ÞEYTANIN KIÞKIRTTIÐI ÝNKARCILAR

Ýnkarcýlarýn azgýnlýklarýnýn, müminlere karþý olan düþmanlýk ve saldýrganlýklarýnýn ardýndaki en önemli unsur þeytanýn kýþkýrtmalarýdýr. Kuran'da þöyle denir:

Görmedin mi, biz gerçekten þeytanlarý, kafirlerin üzerine gönderdik, onlarý tahrik edip kýþkýrtýyorlar. (Meryem Suresi, 83)

....Gerçekten þeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarýna gizli-çaðrýlarda bulunurlar... (En'am Suresi, 121)

Þeytan bu kýþkýrtmalarý müminlerin aleyhine yapar. Müþrikleri ve kafirleri kimi zaman atalarýnýn dini adýna, kimi zaman ýrkçýlýkla, kimi zaman da maddi çýkarlar uðruna müminlere saldýrmaya teþvik eder. Yüzyýllar boyu hak dinin karþýsýna dikilen her inkarcýnýn ortak özelliði, þeytan tarafýndan kýþkýrtýlmýþ olmasýdýr.

Bu saldýrýlar sözle olabileceði gibi, öldürme amacýyla fiili olarak da gerçekleþebilir. Bir ayet, inkarcýlarýn Allah'ýn elçisine karþý giriþtikleri hareketi þöyle bildirmiþtir:

Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacýyla, tuzak kuruyorlardý... (Enfal Suresi, 30)

Þeytanýn inkarcýlar üzerindeki telkini o kadar güçlüdür ki bu insanlar gerektiðinde ölümü göze alarak elçi ve müminler aleyhine faaliyetlerini sürdürürler. Buna en açýk örneklerden biri de, müminlere karþý açýlan savaþlarý anlatan ayetlerde görülür. Þeytan savaþ öncesinde, kafirleri müminler aleyhine kýþkýrtýr ve müminlere karþý savaþmayý onlara çekici gösterir. Hatta kafirleri kendilerini yenebilecek hiçbir ordu bulunmadýðýna inandýrarak iyice tahrik eder. Ancak iki ordu karþýlaþtýklarýnda þeytan kendisine inananlarý yüz üstü býrakýr:

O zaman þeytan onlara amellerini çekici göstermiþ ve onlara: "Bugün sizi insanlardan bozguna uðratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardýmcýnýzým" demiþti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karþýlaþtýgöz kırpma o, iki topuðu üstünde geri döndü ve: "Þüphesiz ben sizden uzaðým. Çünkü ben sizin görmediðinizi görüyorum, ben Allah'tan da korkuyorum" dedi. Allah (ceza ile) sonuçlandýrmasý pek þiddetli olandýr. (Enfal Suresi, 48)

Çünkü þeytan gerçekte insanlardan hiçbirinin iyiliðini istemez. Bu yüzden mümin olsun kafir olsun herkesin cehenneme gitmesine uðraþýr. Kendisini dost gibi göstermesi ise insanlarý birbirine düþürmek, fitne ve bozgunculuk çýkarmak için kullandýðý bir taktiktir. Amacýna ulaþtýktan sonra kendisini dost edinenleri -her kim olurlarsa olsunlar- yüzüstü býrakýr.

Þeytan tarafýndan kýþkýrtýlmýþ bir baþka inkarcý örneði ýrkçýlardýr. Dünyanýn her neresinde olursa olsun, ýrkçý bir insan ya da topluluk -hiçbir tutarlý gerekçesi olmaksýzýn- kendisini diðer insanlardan üstün görür. Bu insanlarda kýþkýrtýlmýþ bir öfke vardýr. Çoðu zaman þeytanýn kýþkýrtmasýnýn kuvvetiyle, ne uðruna olduðunu kendileri bile tam olarak bilmeden hayatlarýný ortaya koyarlar. Kuran'da ýrkçýlarýn hareketlerindeki öfke ve kýþkýrtýlmýþlýða özel olarak dikkat çekilmiþtir:

Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, "öfkeli soy koruyuculuðu"nu (hamiyeti), cahiliyenin "öfkeli soy koruyuculuðunu" kýlýp-kýþkýrttýklarý zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü'minlerin üzerine (kalbi teskin eden) güven ve yatýþma duygusunu" indirdi ve onlarý "takva sözü" üzerinde "kararlýlýkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layýk ve ehil idiler. Allah, her þeyi hakkýyla bilendir. (Fetih Suresi, 26)

Irkçýlarýn kendilerini üstün görerek, diðer insanlara karþý nefret beslemeleri, þeytanýn daha önce deðindiðimiz bir baþka özelliðini hatýrlatýr. Kendisini Hz. Adem'den üstün gördüðü için ona nefret besleyen þeytanýn buradaki zihniyeti, ýrkçýlarýn temel yaþam ilkesi olarak ortaya çýkar. Irkçý toplumlarýn kendilerini üstün görme saplantýlarýnýn altýnda, kendi fiziksel yapýlarýný, geçmiþlerini, atalarýný, soylarýný üstün görmeleri yatar. Soyunu öne sürerek diðer insanlardan daha üstün olduðunu iddia etmek, dikkat edilirse þeytanýn ateþin çamurdan üstün olduðu iddiasýyla paralel bir mantýktýr.

ÞEYTANIN, SAPKINLIKLARINI SÜSLÜ GÖSTERDÝÐÝ ÝNSANLAR

Ýnkarcýlar ve müþrikler hak din yerine tercih ettikleri batýl dine tutkuyla baðlanýrlar. Hangi ideoloji veya fikir olursa olsun, bu batýl dinlere inananlar aslýnda þeytanýn kendilerine süsleyip çekici gibi gösterdiði cehennem yoluna tabi olurlar.

Þeytanýn süsleyiciliði inkarcýlar için o kadar etkilidir ki, bu süse kananlar doðru yolda olduklarýný zannederek sapýklýða tutkuyla baðlanýrlar. Kuran'da þeytanýn süsleyip çekici kýldýðý bir dinin, Hz. Süleyman devrindeki insanlarý nasýl etkisi altýna aldýðý þöyle bildirilir:

"Onu ve kavmini, Allah'ý býrakýp da güneþe secde etmektelerken buldum, þeytan onlara yaptýklarýný süslemiþtir, böylece onlarý (doðru) yoldan alýkoymuþtur; bundan dolayý onlar hidayet bulmuyorlar." (Neml Suresi, 24)

Ayette, güneþe tapan bir topluluktan sözedilmekte ve þeytanýn bu sapkýnlýðý o insanlara süslü gösterdiði bildirilmektedir. Bugün insanlar güneþe tapmasalar da, bir kiþi veya ideolojiye körü körüne baðlanýp bu sistemin sözde doðrularýnýn takipçisi olurlar. Hz. Süleyman zamanýnda güneþe tapanlar ile, bugün Ýslam'ý terk edip insanlar tarafýndan belirlenmiþ ideolojilerin takipçisi olanlar arasýndaki benzerlik, her iki grubun da içinde bulunduklarý durumun kendilerine þeytan tarafýndan süslü gösterilmiþ olmasýdýr.

ALLAH HAKKINDA BÝLGÝSÝZCE TARTIÞANLAR

Cahiliye toplumunun önde gelenlerinin sýk sýk kullandýklarý bir yöntem vardýr. Bu insanlar, hem kendilerini temize çýkarmak ve içinde bulunduklarý sapkýn durumu meþru göstermek, hem de kendilerine taraftar toplamak amacýyla din hakkýnda olmadýk yorumlar ve açýklamalar yaparlar. Kendilerini aydýn olarak nitelendiren bir grup önde gelen, bu taktiðe sýk sýk baþvurur.

Ortak özellikleri kendilerini halktan üstün görmeleridir. Kendilerini o kadar beðenirler ki Allah tarafýndan cezalandýrýlacaklarýný bir türlü kabullenmezler. Allah'ýn dininden hem kaçar, hem de baþkalarýný alýkoyarlar. (En'am Suresi, 26) Dindar insanlarý cahil, saf ve küçük görürler. Kendi kafalarýna göre dini yorumlar yaparlar. Bunlarýn bazýlarýný þöyle sýralayabiliriz:

Allah, kimseye zararý olmayan, kendi halinde birisine, üstelik insanlara yararlý bir kimseyse niye azap versin? (Bu düþüncenin sahibi bilinçaltýnda kendisini temize çýkarmaya çalýþan birisidir.)

Ýslam sevgi dinidir, insanlarý sevdiðin, onlar için birþeyler yaptýðýn sürece, Allah'ý da sevmiþ, ibadet etmiþ olursun.

Çalýþmak, insanlara faydalý olmak, iþ imkaný saðlamak en büyük ibadetlerdir.

Ben Allah'ý ve O'nun yarattýklarýný seviyorum. O'nun da beni sevdiðini biliyorum. Ýlla ki namaz kýlmaya, oruç tutmaya gerek yok. Kimseye bir zararým yokken Allah'ýn beni cehenneme atacaðýna inanmýyorum.

Bu gibi yorumlarla kendi kafalarýnda uydurduklarý dine, kendileri de inanarak bu sahte dinin propagandasýný yaparlar. Ýnsanlarý kendisine kulluk etmeleri için yaratan, her þeyin tek sahibi olan Allah'a karþý nankörlük edip kendilerini bilmez bir þekilde isyan etmiþ olurlar. Bir Kuran ayetinde bu tip insanlar hakýnda þöyle denir:

Ýnsanlardan kimi, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydýnlatýcý kitabý olmaksýzýn Allah hakkýnda tartýþýr-durur.

Allah'ýn yolundan saptýrmak amacýyla "gururla salýnýp-kasýlarak" (bunu yapar); dünyada onun için aþaðýlanma vardýr, kýyamet günü de yakýcý azabý ona taddýracaðýz. (Hac Suresi, 8-9)

Ýster sanatçý, ister iþadamý, ister politikacý, isterse sýradan bir insan olsun bu kimseler kendileri gibi azgýn ve kaypak olan þeytanýn peþine düþmüþlerdir. Kuran ve dinle hiçbir ilgisi olmayan, kendi fikir ve sistemlerini meþru göstermek için dini alet eden ve tarihin her döneminde ortaya çýkan bu insanlarýn hepsi aslýnda þeytanýn yolunu izlerler. Kuran'da bu insanlar þöyle haber verilir:

Ýnsanlardan kimi, Allah hakkýnda bilgisi olmaksýzýn tartýþýr durur ve her azgýn-kaypak þeytanýnýn peþine düþer.

Ona yazýlmýþtýr: "Kim onu veli edinirse, þüphesiz o (þeytan) onu þaþýrtýp-saptýrýr ve onu çýlgýn ateþin azabýna yöneltir." (Hac Suresi, 3-4)

KURAN'A ÞEYTANIN MÜDAHALESÝ OLDUÐUNU DÜÞÜNENLER

Sayýlarý çok az da olsa bazý sapkýn kimseler, fitne çýkarmak ve bilgisiz insanlarý Ýslam'dan uzaklaþtýrmak amacýyla Kuran vahyine cinlerin ve þeytanýn sözlerinin karýþtýðýný öne sürmüþlerdir. Bu sapkýnlarýn en tanýnaný, ünlü Þeytan Ayetleri kitabýnýn yazarý Salman Rüþti'dir.

Ayný sapkýn inanýþ, peygamber dönemindeki cahiliye toplumunda da bulunmaktaydý. Hatta o dönemdeki müþrikler peygamberi kahinlik ve mecnunlukla suçlamýþlardýr. (Tur Suresi, 29) Çünkü kahinlerin cinlerden ve þeytandan haber alan, onlarýn etkisi altýna giren kimseler olduklarýna inanýlýrdý. (Mecnun, "cinlenmiþ" demektir.) Yine ayný mantýk içinde peygamberi mecnunlukla, yani cinlenmiþ bir deli olmakla itham edenler de olmuþtur. Bütün bu sapkýn inkarcýlara en güzel cevap yine Kuran'da verilir:

O (Kuran) da kovulmuþ þeytanýn sözü deðildir. (Tekvir Suresi, 25)

Onu (Kuran'ýgöz kırpma þeytanlar indirmemiþtir.

Bu, onlara yaraþmaz ve güç de yetiremezler. (Þuara Suresi, 210-211)

Ayetin devamýnda, þeytanlarýn Allah'ýn vahyini dinlemelerinin yasaklandýðý ve önlendiði bildirilir:

Çünkü onlar, (vahyedileni) iþitmekten kesin olarak uzak tutulmuþlardýr. (Þuara Suresi, 212)

Göðün sýnýrlarý da þeytanlardan korunmuþtur, bu sýnýrlara yaklaþýp kulak hýrsýzlýðý yapmaya kalkanlar (gizlice dinleyip haber almaya çalýþanlar), o anda ateþle cezalandýrýlýrlar. (Hicr Suresi, 17-18)

Bilindiði gibi þeytan bir cindir ve cinlerin ilahi vahyi dinlememeleri için çok sert tedbirler alýnmýþtýr. Bu engel Cin Suresi'nde, cinlerin aðzýndan þöyle bildirilmiþtir:

Doðrusu biz göðü yokladýk; fakat onu güçlü koruyucular ve þihablarla kaplý (doldurulmuþgöz kırpma bulduk.

Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama þimdi kim dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir þihab bulur. (Cin Suresi, 8-9)

ÞEYTAN GERÇEÐÝ TERS YÜZ EDENLERE ÝNER

Kuran'da, þeytanýn üzerlerine indiði ve etkisi altýna aldýðý kimselerden söz edilir. Bu kimselerin belirgin özelliði olarak da, yalancý ve günaha düþkün olduklarýndan bahsedilmiþtir. Farkýnda olarak veya olmayarak, bu insanlar þeytana kulak verir, onun talimatlarý doðrultusunda hareket ederler. Kuran'da bu konuda þöyle denir:

Þeytanlarýn kimlere inmekte olduklarýný size haber vereyim mi?

Onlar, "gerçeði ters yüz eden", günaha düþkün olan her yalancýya inerler.

Bunlar (þeytanlara) kulak verirler ve çoðu yalan söylemektedirler. (Þuara Suresi, 221-223)

Bu ayetlerin hemen ardýndan Kuran'ýn indiði dönemdeki þairlerden bahsedilmesi dikkat çekicidir:

Þairler ise; gerçekten onlara azgýn-sapýklar uyar.

Görmedin mi; onlar, her bir vadide vehmedip duruyorlar, ve gerçekten onlar, yapmayacaklarý þeyleri söylüyorlar. (Þuara Suresi, 224-226)

Mekke dönemde þairler toplumu yönlendirme, etkileme ve gündem belirleme vasfýna sahip insanlardý. Yazdýklarý þiirler aðýzdan aðýza hýzla yayýldýðýndan, bu insanlar bir nevi haber kaynaðý iþlevi görüyorlardý. Ancak bu þairlerden çoðu yeteneklerini Ýslam aleyhine kullanýyor, insanlarý hak dinden uzaklaþtýrmaya çalýþýyorlardý.

Ayetten anlaþýldýðýna göre halký kandýrmak için kullandýklarý yollardan biri de, insanlara boþ vaadlerde bulunmaktý. Boþ vaadde bulunmanýn þeytanýn kullandýðý temel bir yöntem olduðu hatýrlanýrsa (Nisa Suresi, 120; Ýbrahim Suresi, 22) bu çevrelerle þeytan arasýndaki iliþki bir kez daha ortaya çýkar.

Aradan yüzyýllar geçmesine raðmen, söz konusu durumda, teknik bir kaç ayrýntý dýþýnda bir deðiþiklik olmamýþtýr. Þairlerin yerini din karþýtý belirli güç odaklarý ve bunlarýn güdümündeki bazý kiþi ve kuruluþlar almýþtýr. Boþ vaadler, halkýn gözünü boyama, aldatma, gerçekleri olduðundan farklý gösterme gibi yöntemler de bu çevrelerin en çok baþvurduklarý yollardýr. Yalan haberlerle gerçekler ters yüz edilmekte, Allah'ýn yolundan insanlarý alýkoymak için her çeþit günahýn propagandasý, dünya tarihinin hiçbir döneminde olmadýðý kadar yoðun ve kapsamlý yapýlmaktadýr. Müslümanlarý karalama, onlara iftiralar atma, Ýslam'ý yýpratmaya çalýþma çabalarý da þeytanýn kontrolü altýnda ayný þekilde sürmektedir.

ATALARIN DÝNÝ

Ýslam dinini öðrenmek için en temel kaynak Kuran'dýr. Bu yüzden Þeytan da bazý insanlarý Kuran'dan uzak tutarak, atalardan gelen, gelenek ve hurafelerle dolu batýl bir dine yöneltir.

Þeytanýn bu tuzaðýna düþen kimseler Allah'ýn vahyine deðil, yüzyýllar boyu birbirine eklenerek gelmiþ hurafelere uyarlar. En önemlisi de bu insanlarýn, batýl dinlerine tutkuyla baðlý olmalarýdýr. Þeytan þuurlarýný o kadar kapamýþtýr ki, Allah'ýn indirdiði hak dine davet edildiklerinde tutumlarýný ýsrarla sürdürürler:

Onlara; "Allah'ýn indirdiklerine uyun" denildiðinde, derler ki; "hayýr, biz atalarýmýzý üzerinde bulduðumuz þeye uyarýz." Þayet þeytan, onlarý çýlgýnca yanan ateþin azabýna çaðýrmýþsa da mý (buna uyacaklar)? (Lokman Suresi, 21)

Örneðin günümüz cahiliye toplumunun, gelenekler ve hurafelerle dolu dininde, kadýn ikinci sýnýf bir varlýk olarak bilinir. Bu kimseler erkeðin üstünlüðünü savunup, kadýna deðer vermezler. Oysa Kuran'da cinsiyete dayanan bir üstünlük sýralamasý yoktur. Kuran'da en üstün kimselerin takvaca en ileri kimseler olduklarý bildirilmiþtir. Bu durum, belirli çevrelerin Ýslam adý altýnda, atalarýndan gelen gelenekleri yaþadýklarýnýn en açýk delillerindendir.

Atalarýn dinine uyan kimseler uzlaþmaz ve inatçýdýrlar. Yapýlacak hiçbir açýklama, atalarýndan gördükleri geleneksel dini kendilerine býraktýrmaz. Çünkü Kuran'ýn bildirdiðine göre bu kimselerin "akýl erdirebilmek" gibi bir yetenekleri yoktur:

Ne zaman onlara: "Allah'ýn indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayýr, biz, atalarýmýzý üzerinde bulduðumuz þeye (geleneðe) uyarýz" derler. (Peki) Ya atalarýnýn aklý bir þeye ermez ve doðru yolu da bulamamýþ idiyseler?

Ýnkar edenlerin örneði baðýrýp çaðýrmadan baþka bir þey iþitmeyip (duyduðu veya baðýrdýðý þeyin anlamýný bilmeyen ve sürekli) haykýran (bir hayvan)ýn örneði gibidir. Onlar, saðýrdýrlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayý akýl erdiremezler. (Bakara Suresi, 170-171)
Gönderen: 18.02.2007 - 13:00
Bu Mesaji Bildir   Rabbanice üyenin diger mesajlarini ara Rabbanice üyenin Profiline bak Rabbanice üyeye özel mesaj gönder Rabbanice üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1793 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
CanGoL (39), adacaglar (50), medineli1453 (69), kitab (), cennetulbaki (46), kireli42 (57), eyyubkose (56), hasan6199 (65), anzerli_53 (54), gulom (36), ispartaguelue (38), hmbardiz (49), saglam50 (59), tekbira (47), pinar_suyu (59), LEGIA (51), derya-gülü (44), oaslan (46), candan_53 (54), yeerken (57), alperosman (56), milidere (58), yanlýz kur.. (40), canimsevgi (40), cancan_59 (51), osman kaya (53), Aciz-bir-kul (44), dr_wallcraft (52), cansucancan (31), uzman7 (40), gleser (59), posof arisi (55), Zaloglu 75 (50), benha (56), Gamze1985 (40), Estone (41), ensar16 (59), hakimebu (38), asabi kanarya (51), ~MEDiNE~ (37), ismail Sahin (60), celbekir (59), the_symbol (46), adnanonen (52), bxl_bxl (46), ltfogz (57), AKIN_021 (36), flower (51), sadakat55 (55), mhazar (55), gulenay (33), Futuhat (22), samenya (38), ensari (49), gulsah (39), gullere_vurgun0.. (41), zeynepyilmaz (39), Karamuratti (48), aiþe (39), sevgi bah&ccedi.. (44), kezi (51), aes (59), Idris89 (36), islamx26 (45), nasbil (), kervan571 (39), mesut.38dogan (67), NEDRETDAGLAR (48), numankaya (43), slm_444 (39), m.maral (39), hikmetkocak (51), gu_pse (48), baþ29 (54), KBBCÝ (45), BERTAN (52), Zavalli28 (52), ilhan_66 (50), batin (42), sendesev01 (41), memcan (56), hkocak (51), serpil5852 (41), mutu (50), jimwest (41), salebecan (40), Abdullah33 (55), mikailata (56), emin555 (59), candacansin (46), alparslanyazici (45), ismail2004 (59), cingaribi (53), karalim (50), jopen (46), The_Last_Ottoma.. (38), şah (53), AYakup (70), muratgunes (50), kutupyýl.. (44), haci musa (59), soriy (69), sewim (45), aylayasar (49), Yusuftalha (53), HU_KUSU_58 (41), mives (52), nedret.daglar (48), SuDamlasI (42), HASAN44 (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.85304 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.