0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » HABESiSTAN HiCRETI

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
HABESiSTAN HiCRETI
569 Mesaj -
HABEÞÝSTAN HÝCRETÝ


Müslümanlarýn Mekke müþriklerinin zulmünden kurtularak Ýslâm'ýn öngördüðü biçimde özgürce yaþayabilmek amacýyla Habeþistan'a yaptýklarý göç. Müslümanlar, ilki Hz. Muhammed'in peygamberlikle görevlendiriliþinin beþinci yýlýnda (614), ikincisi de altýnca yýlýn (615) baþlarýnda olmak üzere iki defa hicret ettiler. Bu hicretler birinci Habeþistan hicreti ve ikinci Habeþistan hicreti olarak adlandýrýlýr.

Kur'an'da hicret, cihaddan sonra en önemli eylem olarak deðerlendirilir. Bunun nedeni açýktýr. Bir mümin için en önemli þey imaný ve imanýnýn gereklerini yerine getirerek Allah'ýn rýzasýný kazanmaktýr. Gerçek bir mümin kendi ülkesinde, yaþadýðý çevrede bu amacýna ulaþamýyorsa, yurdunun, iþinin-gücünün, malýnýn mülkünün, akraba ve dostlarýnýn hiçbir anlam ve önemi kalmaz. Bunlarla imaný arasýnda seçim yapmak zorunda kalan insan, imaný seçiyorsa, ancak o zaman gerçek bir mümindir. Bu nedenle Mekke'de, müminler müþriklerin baský ve iþkenceleri yüzünden böyle bir seçim yapma noktasýna doðru gelince, Kur'an onlarý, hicretin anlam ve önemini bildiren ayetlerle muhtemel bir hicrete hazýrlamaya baþladý. Bu konudaki bir ayette, "De ki: Ey iman eden kullarým, Rabbinizden korkun. Bu dünya hayatýnda güzel davrananlara güzellik var. Allah'ýn arzý geniþtir. Ancak, sabredenlere mükafatlarý hesapsýz ödenecektir" (ez-Zümer, 39/10) buyrularak bir hicretin gerekebileceði ima edilir. "Kendilerine zulmedildikten sonra Allah uðrunda hicret edenleri dünyada güzelce yerleþtireceðiz; ahiret mükafatý ise daha büyüktür" (en-Nahl,16/41), ayeti ise müminleri hicrete açýkça teþvik eder.

Kur'an, bir yandan müminleri hicrete hazýrlarken, diðer yandan da hristiyanlýk ve Hz. Ýsa hakkýnda gerekli bilgilerle donatýyordu. Habeþistan hicretinin hemen öncesinde gelen Meryem suresi, müminleri bu konuda yeterince bilgilendirdi. Ayrýca, müminlere hristiyanlarla nasýl mücadele etmeleri gerektiði öðretildi: "Ýçlerinden zulmedenleri hariç, kitap ehliyle ancak en güzel tarzda mücadele edin ve deyin ki; "Bize indirilene de, size indirilene de inandýk. Ýlâhýmýz ve ilâhýnýz birdir, biz de O'na teslim olanlarýz" (el-Ankebût, 29/46). Bu hazýrlama ve bilgilendirmeden sonra, müminlerin hicreti bilfiil gerçekleþtirmeleri yönünde açýk iþaretler taþýyan þu ayetler geldi: " Ey inanan kullarým, benim arzým geniþtir, bana kulluk edin. Her can ölümü tadacaktýr. Sonra bize döndürüleceksiniz. Ýnanýp iyi iþler yapanlarý cennette, altlarýndan ýrmaklar akan yüksek odalara yerleþtiririz; orada ebedî olarak kalýrlar. Çalýþanlarýn ücreti ne güzeldir. Onlar ki sabredenler ve Rabblerine tevekkül ederler. Nice canlý var ki rýzkýný taþýyamaz; onlarý da, sizi de Allah besler. O iþitendir, bilendir" (el-Ankebût, 29/56-60). Ankebût suresi, çoðu müfessire göre Habeþistan hicretinden çok sonra, Medine'ye hicretten hemen önce inmiþtir. Ancak merhum Mevdûdî, yaptýðý tahkikle surenin Habeþistan hicretinden önce indiði sonucuna varýr. Ona göre önceki müfessirleri surenin hicretle ilgili ayetleri yanýltmýþ, yanlýþ deðerlendirmelerine neden olmuþtur. Daha önce merhum Derveze de ayný sonuca ulaþmýþ olmalý ki, Türkçe'ye "Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatý" adýyla çevrilen eserinde andýðýmýz ayetlerin Habeþistan hicretinin gerçekleþtirilmesine iþaret eden bir anlam taþýdýklarýný belirtir (II, 233).

Andýðýmýz son ayetler indiði sýrada artýk hicret zamaný gelmiþti. Çünkü müþriklerin zulümleri, baský ve iþkenceleri dayanýlmaz bir hadde ulaþmýþtý. Hz. Peygamber, müminlerin Habeþistan'a hicret etmelerini buyurdu. Rivayetler, hicret yurdu olarak Habeþistan'ýn seçilmesinin nedenini, Necâþî'nin zulme rýza göstermeyen, adil bir insan olmasýna baðlar. Buna ilâve olarak sýký ticaret iliþkileri nedeniyle tanýnmasýnýn, halkýnýn ilâhî kaynaklý bir inanca (Hristiyanlýk) sahip olmasýnýn ve son olarak Ýslâm'ýn orada yayýlma imkânýnýn bulunmasýnýn da seçimi etkilediði söylenebilir.

Hz. Peygamber'in tavsiyesi üzerine bir grup mümin Mekke'den ayrýlarak Habeþistan'a göçtü. Nübüvvetin beþinci yýlýnýn (614) Receb ayýnda gerçekleþen ilk bu hicrete en çok kabul gören rivayete göre onbiri erkek, dördü kadýn olmak üzere toplam onbeþ kiþi katýldý. Bunlar arasýnda Hz. Osman b. Affân, Zübeyr b. Avvâm, Abdurrahman b. Avf, Osman b. Maz'un, Mus'ab b. Umeyr, Ebû Seleme b. Abdu'l-Esed gibi önde gelen sahabîler de bulunuyordu. Bu ilk muhâcirler Habeþistan'da son derece iyi karþýlandýlar. Kendi ifadeleriyle, dinlerini yaþama konusunda tam bir özgürlük ve güven içindeydiler. Allah'a istedikleri gibi ibadet ediyorlar ve kimse tarafýndan rahatsýz edilmiyorlardý. Ne eziyet görüyor, ne de kötü laflar iþitiyorlardý. Fakat iki ay sonra, müþriklerin müslüman olduklarý yolunda yanlýþ bir haber nedeniyle Habeþistan'dan ayrýlarak Mekke'ye döndüler. Mekke yakýnlarýna gelince gerçeði öðrendilerse de iþ iþten geçmiþti. Çaresiz, herbiri bir kabîle reisinden emân alarak Mekke'ye girdiler.

Habeþistan'dan dönen müminlerin büyük çoðunluðu kendi aileleri tarafýndan yeniden baský altýna alýndý. Müþriklerin zulümleri de her geçen gün biraz daha þiddetlendi. Öte yandan ilk hicret, Habeþistan'ýn müminler için güvenli bir yer olduðunu göstermiþti. Bu nedenle Hz. Peygamber müminlere ikinci kez hicret izini verdi. Nübüvvetin altýncý yýlý (615) baþlarýnda, Ca'fer b. Ebî Tâlib'in önderliðinde gerçekleþtirilen bu ikinci hicrete 18 ya da 19'u kadýn olmak üzere toplam 101 ya da 103 müslüman katýldý. Ýlk muhâcirlerin hemen tümü, ikinci hicrette de yeraldý. Ýkinci hicret, Mekke'de tam bir matem havasý estirdi. Çünkü Mekke'de en az bir ferdi hicrete katýlmayan aile yok gibiydi. Bir ailenin oðlu gitmiþse diðerinin damadý; birinin kardeþi gitmiþse, diðerinin babasý ya da amcasý gitmiþti.

Ýkinci Habeþistan hicreti müþrik liderleri büyük bir telaþa düþürdü. Böylesine büyük bir kitle hâlinde gelen müslümanlar, son derece müsâit bir ülke olan Habeþistan'ýn Ýslamlaþmasýna neden olabilir, ya da en azýndan Hz. Peygamber'e güçlü bir müttefik kazandýrabilirlerdi. Böyle muhtemel bir tehlikenin önüne geçmek için Kureyþ'in iki ünlü diplomatý Amr b. El-Âs ile Abdullah b. Ebî Rabîa'yý Habeþistan Necâþî'sine elçi olarak göndermeyi kararlaþtýrdýlar. Planlarýna göre elçiler önce Necâþi'nin yakýn çevresindekileri hediyeleriyle yanlarýna çekecekler, daha sonra onlarýn da yardýmlarýyla. Necâþî'nin müslümanlarý Mekke'ye iade etmesini saðlayacaklardý. Fakat sonuç hiç de umduklarý gibi olmadý. Gerçi elçiler yakýn çevresinin desteðini saðladýlar ama, gerçekten adil bir insan olan Necâþi'yi bütün diplomatik oyunlarýna raðmen zulümlerine ortak edemediler.

Elçiler Necâþî ile görüþerek muhacir müslümanlarýn birtakým beyinsiz gençler olduklarýný, kendi dinlerini terkettiklerini fakat hristiyan da olmayarak yeni bir din icad ettiklerini, onlarý gözetmek amacýyla akrabalarýnýn iade edilmelerini istediklerini söylediler. Necâþî, kendileriyle görüþmeden bir karar veremeyeceðini belirterek müslümanlarý yanýna çaðýrttý; elçilerin taleplerini aktararak ne diyeceklerini sordu. Ca'fer b. Ebî Tâlib böyle bir talebe haklarý olmadýðýný göstermek amacýyla elçilerden; kendilerinin köleleri, borçlularý ya da kýsas etmek istedikleri katiller olup olmadýklarýnýn sorulmasýný istedi. Amr'ýn sorulara olumsuz cevap vermesi üzerine, ne hakla iade talebinde bulunulduðunu öðrenmek istedi. Amr'ýn daha önceki sözlerini tekrarlamasý ve Necâþî'nin Ýslâm hakkýnda bilgi istemesi üzerine Hz. Ca'fer ünlü konuþmasýný yaptý.

Ca'fer b. Ebî Tâlib, Ýslâm öncesi durumlarý ile Hz. Peygamber ve Ýslâm hakkýnda kýsaca bilgi verdiði bu konuþmasýnda þunlarý söyledi: "Ey Hükümdar, biz, cahil bir kavim idik. Putlara tapardýk. Ölü eti yerdik. Her kötülüðü iþlerdik. Akrabamýzla ilgilenmez, ilgimizi keserdik. Komþularýmýza iyi davranmaz, kötülük yapardýk. Ýçimizden güçlü olanlar zayýf olanlarý yer, ezerdi. Yüce Allah bize kendimizden, soyunu sopunu, doðru sözlülüðünü, eminliðini, iffet ve nezâhetini bildiðimiz bir peygamber gönderinceye kadar biz hep bu durum ve tutumda idik. O peygamber, bizim ve babalarýmýzýn Allah'tan baþka tapýna geldiðimiz taþtan vesâireden yapýlmýþ putlarý býrakarak Allah'ýn birliðine inanmaya ve yalnýz O'na ibadet etmeye bizi davet etti. Doðru söylemeyi, emaneti sahibine vermeyi, akraba ile ilgilenmeyi, komþularýmýzla iyi geçinmeyi, haramlardan, kan dökmekten vazgeçmeyi bize emretti. Bizi her türlü çirkin, yüz kýzartýcý söz ve iþlerden, yalan söylemekten, yetim malý yemekten, iffetli kadýnlara dil uzatmak ve iftira etmekten men ve nehyetti. Kendisine hiçbir þeyi eþ, ortak koþmaksýzýn yalnýz Allah'a ibadet etmemizi bize emretti. Ve yine bize namazý, zekâtý, orucu de emretti. Biz ona inandýk ve kendisini tasdik edip doðruladýk. Onun Allah tarafýndan getirdiklerine göre kendisine tabi olduk. Hiçbir þeyi eþ, ortak koþmaksýzýn yalnýz Allah'a ibadet ettik. Onun bize haram kýldýðý þeyi haram, helâl kýldýðý þeyi helâl bildik. Fakat kavmimiz üzerimize yürüyüp bizi yüce Allah'a ibadetten vazgeçirerek putlara taptýrmak, dinimizden döndürmek, öteden beri serbestçe iþleyegeldiðimiz kötülükleri tekrar iþletmek için türlü iþkencelere uðrattýlar. Onlar bize galebe çalýp zulüm ve tazyikleri altýnda ezmeye baþladýklarý, dinimizle aramýza girdikleri zaman, senin ülkene çýkmak, sýðýnmak zorunda kaldýk. Seni baþkalarýna tercih ettik. Senin himayene can attýk. Ey Hükümdar, bir, senin yanýnda hiçbir zulme ve haksýzlýða uðramayacaðýmýzý umuyoruz" (M. Asým Köksal, Ýslâm Tarih,i, Mekke Dönemi, IV. 191-192; bk. Ýbn Hiþâm, es-Sire, I, 356-362; Taberî Tarih, II, 225).

Konuþmayý dikkatle dinleyen Necâþî, yanlarýnda Kur'an'dan bir bölüm bulunup bulunmadýðým sordu. Bunun üzerine Ca'fer, hicretlerinden hemen önce nazil olan Meryem Suresinin ilk otuzbeþ ayetini okudu. Rivayetlere göre, ayetleri gözyaþlarý içinde dinleyen Necâþî, bunlarýn Hz. Musa ve Ýsa'nýn getirdikleriyle ayný kaynaktan geldiðini tasdik ederek, elçilere müminleri teslim etmeyeceðini bildirdi. Amr'ýn, müslümanlarýn Hz. Ýsa hakkýnda çok kötü sözler kullandýklarýný söyleyerek Necâþî'nin kararýný deðiþtirme çabasý da Ca'fer'in, "O, Allah'ýn kulu, resulu, ruhu ve O'nun, dünyadan ve erden geçerek Allah'a baðlanmýþ bir bakire olan Meryem'e ilka ettiði kelimesidir" þeklindeki cevabýyla yalnýzca Necâþî'nin bu konudaki gerçeði kavramasýna yaradý.

Habeþistan muhacirleri uzun yýllar hayatlarýný burada huzur ve güven içinde sürdürdüler. Bu süre içinde baþta Necâþî olmak üzere birçok kiþinin müslüman olmasýna vesile oldular. Bunlarýn bir bölümü, Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretinden önce Mekke'ye geri döndü. Baþta Ca'fer b. Ebî Tâlib olmak üzere büyük bölümü ise Hicret'ten sonra, Hayber'in fethi (H. 7/628) sýrasýnda Medine'ye gelerek müslümanlara katýldý.

HABEÞ ÜLKESINE ILK HICRETIN TARIHI VE ORAYA ILK HICRET EDENLER:

Nübüvvet'in beþinci yýlýnda, Receb ayýnda

1) Hz. Osman b. Affan, b. Ebil'As, b. Ümeyye

2) Hz. Osman'ýn zevcesi Hz. Rukayya bint-i Resulüllah

3) Ebu– Huzeyfe b. Utbe, b. Rebia, b. Abd. Þems

4) Ebu– Huzeyfe'nin zevcesi Sehle bint-i Suheyl, b. Amr

5) Zubeyr b. Avvam, b. Huveylid, b. Esed

6) Mus'ab b. Umeyr, b. Haþim, b. Abd. Menaf, b. Abduddar

7) Abdurrahman b. Avf b. Abd. Avf, b. Abd, b. Haris, b. Zühre

8) Ebu– Seleme b. Abdul'esed, b.. Hilal, b. Abdullah, b. ömer, b.Mahzum

9) Ebu Seleme'nin zevcesi ümmü Seleme bint-i Ebi Ümeyye, b. Mugire, b. Abdullah, b. ömer, b. Mahzum

10) Osman b. Mazun, b. Habib, b. Vehb, b. Huzafe, b. Cumah

11)Amir b. Rebia'el'Anzi

12)Amir b. Rebia'nýn zevcesi Leyla bint-i Ebi Hasme

13) Eb– Sebre b. Ebu Rühm, b. Abdul'uzza'l'Amiri

14) Ebu Sabre'nin zevcesi: ümmü Külsum bint-i Suheyl b. Amr

I5) Hatýp b. Amr, b. Abd þems

16) Süheyl b . Beyza

17) Abdullah b. Mes'ud

Dinlerinden döndürülmekten korkup dini bir vazife olarak , Kimi, yalnýz baþýna, kimi, zevcesiyle,birlikte, Habeþ ülkesine hicret etmek üzere kimi, binitli, kimisi de, yaya olarak.Mekke'den, gizlice yola çýktýlar. Bu, Ýslam'da, ilk hicret idi.





GARANÝK HADÝSESl VE ÝÇ YÜZÜ

Resulullah Aleyhisselamö bir gün Mekkede Kabe de Necm suresini okumaða baþlayýp surenin ,son ve Secde ayeti olan 62. Ayetini okuduktan sonra, orada ,Secde etmiþ,orada bulunan yanýndaki arkasýndaki herkes,Müslümanlar, Peygamberimize uyarak secde etmiþ, cemeatten, secde etmeyen kimse kalmamýþtýr.Müþrikler, putlarýnýn adýný iþittikleri için,putlarýna, tazim maksadýyla secde etmiþlerdi.Bu habesistandaki müslümanlara yanlis aksettirildi. Mekkeli Müsriklerin Müslüman olduklari zannedilerek bazi müslümanlar Habesistandan Mekkeye geri Dönmüslerdi.
Gönderen: 20.04.2007 - 00:49
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1625 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
AJAN (27), karakabus (27), skalender (52), batitrakyali (51), handenur (46), c-b-t (40), nazli571 (40), zelin1 (60), KÜBRA333 (36), alperen_38 (59), nur_talebesi (35), fevzikilic (54), my_ask1903 (42), ^^DAYI^^ (37), ^^Berkan^^ (30), feyzan (46), ahmetharmankaya (38), gürcikizi_52 (35), laz_kizi52 (35), eslem13 (38), Ruzgar90 (35), gvs025 (40), mkoyuncu (50), Ismetcan (51), yikici (44), ismail özalp (73), metin1980 (45), beren.baymak (22), hhmail (58), Safama (51), medine_N (40), *cem* (64), mukmuk (50), toprak42 (48), DORUK (48), YADELER (49), muratuysal78 (43), SiniZeR (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.14423 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.