0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ŞEYTANIN HİLELERİ.... BİR BAKIN NE KADAR ZAYIF OLDUĞUNU ANLARSINIZ.....

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
ŞEYTANIN HİLELERİ.... BİR BAKIN NE KADAR ZAYIF OLDUĞUNU ANLARSINIZ.....
944 Mesaj -
Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun... Salat ve selam, efendimiz Emin Peygamber Muhammed'e... Sonra, onun ak aline... ve ashabýnýn tümüne olsun.

Ýbn-i Abbas (r.a.) Hz.'inden naklen Mu-az b. Cebel rivayet ediyor

- Bir gün Resülullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmýþtýk... Tam bir cemaat olmuþtuk. Sohbete dalmýþtýk. Bu arada, dýþarýdan bir ses geldi;

- Ev sahibi... Ýçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir dileðim var. Görülecek bir iþim var.

Bunun üzerine, herkes Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin yüzüne bakmaya baþladý. Orada ve her zaman büyük oydu... izin ondan çýkacaktý. Resülullah (s.a.v.) Efendimiz, duruma vakýf oldu ve:

- "Bu seslenen kimdir, bilirmisiniz?.." Buyurdu... Biz hep birden þöyle dedik:

- En iyi bilen Allah ve Resulüdür. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz:

- "O, laîn Ýblistir. -Þeytandýr-. Allah'ýn laneti onun üzerine olsun..."

Buyurunca; hemen Hz. Ömer:

- Ya Resülullah, bana izin veriniz onu öldüreyim.

Dedi... Resülullah (s.a.v.) Efendimiz bu izni vermedi; þöyle buyurdu:

- "Dur ya Ömer, bilmiyor musun ki; ona belli bir vakte kadar mühlet verilmiþtir.. Öldürmeyi býrak."

Sonra þöyle buyurdu:

- "Kapýyý ona açýn gelsin... O, buraya gelmek için emir almýþtýr. Diyeceklerini anlamaya çalýþýnýz. Size anlatacaklarýný iyi dinleyiniz..."

* * *

Bundan sonrasýný ondan dinleyelim; yani Ravi'den. Þöyle anlattý:

- Kapýyý ona açtýlar, içeri girdi ve bize göründü. Bir de baktýk ki, þekli þu: Bir ihtiyar. Þaþý. Ayný zamanda köse. Çenesinde altý veya yedi kadar kýl sallanýyor. At kýlý gibi. Gözleri yukarý doðru açýlmýþ. Kafasý, büyük bir fil kafasý gibi. Dudaklarý da, bir manda dudaðýna benziyordu.

Sonra, selam verdi, onun bu selamýna Resulullah (s.a.v.) Efendimiz þu mukabelede bulundu:

- "Selam Allah'ýndýr ya laîn..."

Sonra ona þöyle buyurdu:

- "Bir iþ için geldiðini duydum; nedir o iþ?"

Þeytan þöyle anlattý:

- Benim buraya geliþim, kendi arzumla olmadý. Mecburen geldim.

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz sordu:

- "Nedir o mecburiyet?" Þeytan anlattý:

- Ýzzet sahibi Rabbýn katýndan bana bir melek geldi. Ve dedi ki:

- Allah-ü Teala sana emir veriyor: Muhammed'e gideceksin. Ama düþük ve zelil bir halde. Tevazu ile. Ona gideceksin ve ademoðullarýný nasýl kandýrdýðýný anlatacaksýn. Onlarý nasýl al­dattýðýný söyleyeceksin bir bir ona. Sonra o; sana ne sorarsa doðrusunu di­yeceksin.

Sonra... Allah-ü Teala buyurdu ki:

- Söylediklerine bir yalan katarsan, doðruyu söylemezsen... seni kül ederim; rüzgar savurur.. Düþmanlarýn önünde, seni rüsvay ederim.

Ýþte... böyle; ya Muhammed, o emir üzerine sana geldim.

Arzu ettiðini bana sor. Þayet bana sorduklarýna doðru cevap vermezsem; düþ­manlarým benimle eðlenecek. Þu muhak­kak ki, düþmanlarýmýn eðlencesi olmaktan daha zor bir þey yoktur.

* * *

Bundan sonra, Resüiullah (s.a.v.) Efen­dimiz þöyle sordu:

- "Madem ki, sözlerinde doðru olacak­sýn. O halde bana anlat: Halk arasýnda en çok sevmediðin kimdir?"

Þeytan þu cevabý verdi:

- Sensin, ya Muhammed... Allah'ýn ya­rattýklarý arasýnda senden daha çok sevme­diðim kimse yoktur. Sonra, senin gibi kim olabilir ki? Resulullah (s.a.v.) Efendimiz sordu:

- "Benden sonra, en çok kimlere buðuzlusun ve sevmezsin?.." Þeytan anlattý:

- Müttaki bir gence ki... varlýðýný Allah yoluna vermiþtir.

Bundan sonra, sual cevap aþaðýdaki þe­kilde devam etti. Resülullah (s.a.v.) Efendimiz sordu; þeytan anlattý:

- "Sonra kimi sevmezsin?"

- Kendisini sabýrlý bildiðim, þüpheli iþ­lerden sakýnan alimi...

-"Sonra?.."

- Temizlik iþinde... yýkadýðý yerleri üç defa yýkamaya devam eden kimseyi.

-"Sonra?.."

- Sabýrlý olan bir fakiri ki; ihtiyacýný hiç kimseye anlatmaz... Halinden þikayet et­mez.

- "Peki, bu fakirin sabýrlý olduðunu ne­reden bilirsin?.."

Ya Muhammed, ihtiyacýný kendi gibi birine açmaz. Her kim ihtiyacýný kendi gibi birine üç gün üst üste anlatýrsa, Allah onu

sabredenlerden yazmaz. Sabýrlý kimselerin iþi buna benzemez. Hasýlý, onun sabrýný; halinden, tavrýndan ve þikayet etmeyiþinden anlarým.

- "Sonra kim?.."

- Þükreden zengin.

- "Peki, ama o zenginin þükreden oldu­ðunu nasýl anlarsýn?.."

- Onu görürsem ki, aldýðýný helal yol­dan alýyor ve mahalline harcýyor. Bilirim ki:

O þükreden bir zengindir.

* * *

Resülullah (s.a.v.) Efendimiz bu defa mevzuu deðiþtirdi ve ona baþka bir sual sor­du:

- "Peki, ümmetim namaza kalkýnca, se­nin halin nice olur?.."

- Ya Muhammed, beni bir sýtma tutar. Titrerim.

- "Neden böyle olursun; ya laîn?.."

- Çünkü bir kul, Allah için secde edince bir derece yükselir.

- "Peki, ya oruç tuttuklarý zaman nasýl olursun?.."

- O zaman da baðlanýrým. Taa, onlar iftar edinceye kadar.

- "Peki, ya hac yaptýklarý zaman nasýl olursun?.."

- O zaman da, çýldýrýrým.

- "Peki, ya Kuran okuduklarý zaman nasýl olursun?.."

- O zaman da, eririm. Týpký ateþte eri­yen bir kurþun gibi eririm.

- "Peki, ya sadaka verdikleri zaman ha­lin nasýldýr?.."

- Ha, iþte... o zaman halim pek yaman olur. Sanki sadaka veren, bir testere alýr eline ve beni ikiye böler.

Resülullah (s.a.v.) Efendimiz sebebini sordu:

- "Neden öyle testere ile ikiye biçilirsin, ya Eba mürre?"

Bunun üzerine Ýblis:

- Onu da anlatayým...

Dedikten sonra anlatmaya baþladý:

- Çünkü sadakada dört güzellik vardýr. Þöyle ki:

1- Allah-ü Teala, sadaka verenin malýna ihsan eyler.

2- O sadaka, veren kimseyi halkýna sev­dirir.

3- Allah-ü Teala, onun verdiði sadakayý, cehennemle arasýnda bir perde yapar.

4- Allah-ü Teala, belayý, sýkýntýyý ve ah­larý ondan defeder.

* * *

Bundan sonra, Resülullah (s.a.v.) Efen­dimiz ashabý hakkýnda ona bazý sorular sor­du:

- "Ebubekir için ne dersin?.." Ýblis buna þu cevabý verdi:

- O bana, cahiliyet devrinde bile itaat etmedi... Ýslam’a girdikten sonra nasýl bana itaat eder?

- "Peki, Ömer b. Hattab için ne der­sin?.."

Ýblis buna da þu cevabý verdi:

- Allah'a yemin ederim ki, her gördü­ðüm yerde ondan kaçtým.

- "Peki Osman b. Affan için ne dersin?.."

- Ondan utanýrým... hem de çok... Na­sýl ki, Rahman'ýn melekleri de ondan uta­nýrlar. ..

- "Peki, Ali b. Ebutalib için ne dersin..."Ýblis onun için de þöyle dedi:

- Ah, onun elinden bir kurtulsam... O, kendi baþýna kalsa; ben de kendi baþýma kalsam... O, beni býraksa... ben de onu býraksam... Ben onu býrakýrým; ama o beni býrakmaz.

Resülullah (s.a.v.) Efendimiz, yukarýdaki sorularý sorduktan ve þeytanýn verdiði ce­vaplar da kýsmen bittikten sonra, þöyle buyurdu:

- "Ümmetime saadet ihsan eden; seni de taa, belli bir vakte kadar þaki kýlan Al­lah'a hamd olsun."

Resülullah (s.a.v.) Efendimiz o cümlesini duyan laîn Ýblis þöyle dedi:

- Heyhat, heyhat... Ümmetin saadeti nerede? Ben, o belli vakte kadar diri kaldýk­ça, sen ümmetin için nasýl ferah duyarsýn?..

Ben, onlarýn kan mecralarýna girerim. Etlerine karýþýrým. Ama onlar, benim bu halimi göremez ve bilemezler, beni yaratan ve baas gününe kadar bana mühlet veren Allah'a yemin ederim ki:

Onlarýn tümünü azdýrýrým. Cahillerini ve alimlerini... Ümmilerini ve okumuþlarýný... Facirlerini ve abidlerini... Hasýlý, bunlarýn hiçbiri elimden kurtulamaz.

Fakat... Allah'ýn halis kullarýný... Evet, bunlarý azdýramam.

Bunun üzerine Resülullah (s.a.v.) Efen­dimiz sordu:

- "Sana göre ihlas sahibi olan muhlis kullar kimlerdir?.."

Bu suale Ýblis þu cevabý verdi:

- Bilmez misin? ya Muhammed, bir kimse ki, dirhemini ve dinarýný sever... O Allah için bir ihlasa sahip deðildir.

Bir kimseyi görürsem ki; dirhemini ve dinarýný sevmez; övülmekten, medh edilmekten hoþlanmaz... bilirim ki o: Ýhlas sahi­bidir... Hemen onu býrakýr kaçarým.

Bir kul, malý ve övülmeyi sevdiði süre, kalbi de dünya arzularýna baðlý kaldýðý müd­det, o size vasfým yaptýðým kimseler arasýnda bana en çok itaat edendir.

Bilmez misin ki; mal sevgisi, büyük gü­nahlarýn en büyüðüdür.

Bilmez misin ki; ya Muhammed, baþ ol­ma sevgisi yine büyük günahlarýn en büyük­leri arasýndadýr.

Ýblis, anlatmaya devam etti:

- Ya Muhammed, bilmez misin?.. Be­nim yetmiþ bin tane çocuðum var. Bunlarýn her birini bir baþka yere tayin etmiþimdir. Sonra... o her çocuðumla birlikte yine yetmiþ bin tane þeytan vardýr.

Onlarýn bir kýsmýný ulemaya gönderdim.

Bir kýsmýný gençlere yolladým.

Bir kýsmýný da, meþayiha saldým.

Bir kýsmýný da, ihtiyar kadýnlara musal­lat ettim.

Gençlere gelince; aramýzda hiçbir anlaþ­mazlýk yoldur. Onlarla gayet iyi geçiniriz.

Çocuklara gelince... onlarla da, bizim­kiler istedikleri gibi birlikte oynarlar.

Bizimkilerin bir kýsmýný da, abidlerin ba­þýna dert ettim. Bir kýsmýný da zahidlerin.

Onlar, bunlarýn yanýna girer; halden ha­le sokarlar. Bir tepeden öbürüne... hep dolaþtýrýp dururlar. Öyle bir hal alýrlar ki; baþ­larlar, sebeplerden herhangi birine sövmeye...

Ýþte... böylece, onlardan ihlasý alýrým... Onlar, bu haller ile, yaptýklarý ibadeti, ihlassýz yaparlar gayrý... Ama, bu hallerinin farkýnda olamazlar.

Ýblis, bundan sonra, aldattýðý bir rahibin hikayesini anlatmaya geçti. Ve þöyle dedi;

- Bilmez misin, ya Muhammed, Rahip Barsisa; tam yetmiþ yýl ihlas ile Allah'a iba­det etti.

Bu ibadetleri sonunda, ona öyle bir hal ihsan edilmiþti ki: Her dua ettiði hasta, duasý bereketi ile þifayap oluyordu.

Onun peþine takýldým; hiç býrakma­dým... Zina etti. Katil oldu. Sonunda da küf­re girdi.

Bu o kimsedir ki; Allah-ü Teala aziz kitabýnda, ona þöyle anlatýr:

- "... Þeytanýn hali gibidir ki; o insana:

-Kafir ol...

Dedi. Vaktaki o kafir oldu; bu defa ona þöyle dedi:

- Ben, senden uzaðým... Ben alemlerin

Rabbi olan Allah'tan korkarým." (59/16).

* * *

Ýblis, bundan sonra, bazý kötü huylar üzerinde durdu. Ve onlarýn her birinden na­sýl istifade ettiðini anlattý...

YALAN:

- Bilmez misin ya Muhammed, yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen de benim.

Her kim yalan söylerse... o benim dos­tumdur.

Her kim yalan yere yemin ederse... o da benim sevgilimdir.

Bilmez misin ya Muhammed, ben Adem'e ve Havva'ya yalan yere Allah adýna and içtim.

- "Muhakkak, ben size nasihat edi­yorum." (7/16).

Dedim... Bunu yaparým; çünkü yalan yere yemin gönlümün eðlencesidir.

GIYBET- KOÐUCULUK:

Gýybet ve koðuculuða gelince... Onlar da, benim meyvelerim ve þenliðimdir.

NÝKAH ÜZERÝNE YEMÝN ETMEK:

- Her kim, talak üzerine yemin eder­se... günahkar olacaðýndan endiþe edilir. Ýsterse bir defa olsun. Ýsterse doðru bir þey üzerine olsun.

Her kim, talaký aðzýna alýrsa... taa, ha­kikat belli oluncaya kadar karýsý ona haram olur. Onlar bu halleri ile, kýyamete kadar meydana getirecekleri çocuklar, hep zina çocuðu olur. Aðza alýnan o talak kelimesi yüzünden, hepsi cehenneme girer.

NAMAZ:

- Ya Muhammed, namazý an bean tehir edene gelince... onu da anlatayým.

O, her ne zaman ki, namaza kalkmak ister; tutarým. Ona vesvese veririm.

Derim ki:

- Henüz vakit var. Sen de meþgulsün. Hele þimdilik iþine bak. Sonra kýlarsýn.

Böylece o: Vaktinin dýþýnda namazýný kýlar... Ve bu sebepten onun kýldýðý namaz yüzüne atýlýr.

Þayet o kimse, beni maðlup ederse... ona insan þeytanlanndan birini yollarým... Böylece onu vaktinde namaz kýlmaktan alý koyar.

O, bunda da, beni maðlup ederse... bu sefer onun hesabýný namazýndan görmeye bakarým. O namazýn içinde iken:

- Saða bak... sola bak...

Derim... O da, bakar... O ki böyle yap­tý... yüzünü okþar alnýndan öperim. Bundan sonra ona:

— Sen, ebedi yaramaz bir iþ yaptýn.

Derim ve böylece onun huzurunu boza­rým.

Sen de bilirsin ki ya Muhammed, her kim namazda saða ve sola çokça bakarsa, Allah onun namazýný kabul etmez.

Bunda da ona maðlup olursam. Yalnýz baþýna namaz kýldýðý zaman yanýna gide­rim. Ve ona: Çabuk namaz kýlmasýný emre­derim. O da, baþlar; namazýný çabuk çabuk kýlmaya. Týpký horozun, gagasý ile, yerden bir þeyler topladýðý gibi...

Bu iþi, ona yaptýrmakta da, baþarý kaza­namazsam; bu sefer cemaatle namaz kýlar­ken onun yanma varýrým.

Orada onun baþýna bir gem takarým... Baþýný imamdan evvel secdeden ve rukû'dan kaldýrýrým... Ýmamdan evvel de, secde ve rukû yaptýrýrým.

iþte... o böyle yaptýðý için, kýyamet gü­nü Allah onun baþýný eþek baþýna çevirir.

O kimse, bunda da beni yenerse... Bu defa, ona namazda parmaklarýný çýtlatmasýný emrederim. Böylece o: Beni teþbih edenlerden olur. Ama bu iþi ona namaz içinde yaptýrmaya muvaffak olursam.

Bunda da, ona maðlup olursam. Bu se­fer ona tekrar giderim. Namaz içinde iken burnuna üflerim. Ben üfleyince, o esnemeye baþlar.

Þayet o, bu esneme esnasýnda elini aðzýna kapamazsa... onun içine küçük bir þey­tan girer, dünya hýrsýný ve dünyevî baðlarýný çoðaltýr.

Ýþte... bundan sonra o kimse: Hep bize itaat eder. Sözümüzü dinler. Dediklerimizi

yapar.

* * *

Þeytan bundan sonra, konuþmasýna de­vam etti:

- Sen, ümmetin hangi saadetinden fe­rah duyarsýn ki?..

Ben onlara, ne tuzaklar kurarým... ne tuzaklar.

Miskinlerine, çaresizlerine ve zavallýlarýna giderim. Namazý býrakmalarýný emrede­rim. Ve onlara derim ki:

- Namaz size göre deðil... O, Allah'ýn afiyet ihsan ettiði ve bolluk verdiði kimseler içindir.

Sonra da hastalara giderim:

- Namaz kýlmayý býrak. Derim... Çünkü Allah-ü Teala:

- "Hastalara zorluk yok..." (24/61)

Buyurdu... Ýyi olduðun zaman çokça ký­larsýn. Ve böylece o, namazýný býrakýr. Hat­ta küfre de gidebilir.

Þayet o, hastalýðýnda namazýný terk ederek ölüp giderse... Allah'ýn huzuruna çýkarken, .Allah-ü Teala'yý öfkeli bulur.

Sonra þöyle dedi:

-Ya Muhammed, eðer bu sözlerime yalan kattýmsa, beni akrep soksun... Sonra... eðer yalan varsa... Allah (CC) beni kül eylesin.

Ýblis bundan sonra, konuþmalarýna de­vam etti ve þöyle dedi:

-Ya Muhammed, sen ümmetin için fe­rah mý duyuyorsun? Halbuki ben onlarýn al­týda birini dininden çýkardým.

* * *

Bundan sonra... Resulullah (s.a.v.) Efendimiz ona, yani Ýblis'e aþaðýdaki þekilde kýsa kýsa bazý sorular sordu. O da bunlara cevap verdi:

- Ya laîn, senin oturma arkadaþýn kim?"

- Faiz yiyen.

- "Dostun kim?"

- Zina eden.

- "Yatak arkadaþýn kim?"

- Sarhoþ.

- "Misafirin kim?"

- Hýrsýz.

- "Elçin kim?"

- Sihirbazlar.

- "Gözünün nuru nedir?"

- Karý boþamak.

- "Sevgilin kim?

- Cuma namazýný býrakanlar.

* * *

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bu defa baþka bir mevzua geçti ve þöyle sordu:

- "Ya laîn, senin kalbini ne kýrar?"

- Allah yolunda cihada koþan atlarýn kiþnemesi...

- "Peki, senin cismini ne eritir?"

- Tevbe edenlerin tevbesi.

"Peki, ciðerini ne parçalar, ne çürütür?"

- Gece ve gündüz, Allah'a yapýlan bol bol istiðfar.

- "Peki, yüzünü ne buruþturur?"

- Gizli sadaka.

- "Peki, gözlerini kör eden nedir?"

- Gece namazý.

- "Peki, baþýný eðdiren nedir?

- Çokça kýlýnan cemaatle namaz.

* * *

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz tekrar bir baþka mevzua geçti ve þöyle sordu:

- "Sana göre insanlarýn en saadetlisi kimdir?"

- Namazlarýný bilerek kasten býrakan­lar.

- "Peki, sana göre insanlarýn en þakisi kim?"

- Cimriler.

- "Peki, seni iþinden ne alý koyar?"

- Ulema meclisleri.

- "Peki, yemeðini nasýl yersin?"

- Sol elimle parmaklarýmýn ucu ile.

- "Peki, sam yeli estiði zaman ve ortalý­ðý sýcaklýk bastýðý zaman çocuklarýný nerede gölgelendirirsin?"

- Ýnsanlarýn týrnaklarý arasýnda.

* * *

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz bundan sonra, bir baþka mevzuu sordu. Ýblis de ce­vap verdi.

- "Rabbinden neler talep ettin?"

- On þey talep ettim.

- "Nedir onlar, ya laîn?"

- Þunlardýr:

1- Allah'tan diledim ki, beni adem-oðullarýnýn malýna ve evladýna ortak ede... Bu, ortaklýk talebimi yerine getirdi. Ki bu:

- "Onlara ortak ol... Mallarýna ve çocuklarýna. Onlara vaad et. Halbuki þeytan onlara en çok gurur vaad eder..." (17/64) Ayet-i Celilesi ile sabittir.

Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim faiz ve haram karýþan yemekten de yerim.

Þeytandan Allah'a sýðýnýlmayan malýn da ortaðýyým.

Cinsi münasebet anýnda; Allah'a þey­tandan sýðýnmayan kimse ile birlikte hanýmý ile birleþirim... Ve o birleþmeden hasýl olan çocuk, bize itaat eder. Sözümüzü dinler.

Her kim hayvana binerken, helal yola gitmeyi deðil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim. Yol arka­daþý ve binek arkadaþý olurum.

Bu da Ayet-i Kerime ile sabittir. Allah-ü Teala bana þu emri verdi:

- "Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çýkart..." (17/64)

2- Allah-ü Teala'dan diledim ki: Bana bir ev vere... Bu dilediðim üzerine hamam­larý bana ev olarak verdi.

3- Diledim ki; bana bir mescid vere. Pa­zar yerlerine bana birer mescid yaptý.

4- Benim için bir okuma kitabý vermesini istedim. Þiirleri bana okuma kitabý yap­tý.

5- Ýstedim ki; benim için bir ezan vere. Mezmurlarý verdi.

6- Diledim ki; bana bir yatak arkadaþý vere... Sarhoþlarý verdi,

7- Diledim ki; bana yardýmcýlar vere... Bunun için de kaderiye mensuplarýný verdi.

8- Ýstedim ki; bana kardeþler vere. Mal­larýný boþ yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yoluna para harcayanlarý. Bunlar da þu Ayet-i Kerime ile sabittir:

- "O kimseler ki; mallarýný boþ yere har­carlar... Onlar þeytanýn kardeþleri olmuþlar­dýr..." (17/27)

Bir ara Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz þöyle buyurdu:

- "Eðer söylediklerini, Allah'ýn kitabýn­daki ayetlerle isbat etmeseydin. Seni tasdik etmezdim."

Bundan sonra Ýblis devam etti:

9- Ya Muhammed, Allah'tan diledim ki, ademoðullarýný ben göreyim; ama onlar be­ni göremeyeler. Bu dileðimi de yerine ge­tirdi.

10- Diledim ki; ademoðullarýnýn kan mecralarýný bana yol yapa... Bu da oldu. Böylece ben, onlar arasýnda akýp gide­rim... gezerim... hem nasýl istersem...

Bütün bu isteklerimi verdi.

- Hepsi sana verildi.

Buyurdu... Ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra... Þunu da ekleyelim ki; benimle beraber olanlar, seninle beraber olanlardan daha çoktur. Ýþte... böylece kýyamete kadar, ademoðullarýnýn ekserisi benimle beraber olurlar.

Bundan sona Ýblis þöyle anlattý:

- Benim bir oðlum vardýr... Adý: ATEME'dir. Bir kul, yatsý namazýný kýlmadan uyursa... gider; onun kulaðýna bevl eder... Eðer böyle olmasaydý; imkan yok, in­sanlar, namazlarýný eda etmeden uyuyamazlardý.

Benim bir oðlum daha vardýr ki; onun adý da; MÜTEKAZÝ'dir... Bunun vazifesi de; yapýlan gizli amelleri yaymaya çalýþmaktýr.

Mesela: Bir kul, gizli bir taat iþlerse... ve bu yaptýðýný da gizlemeye çalýþýrsa... MÜTEKAZÎ onu dürter... En sonunda o gizli amelin yayýlmasýna ve açýða çýkarmaya mu­vaffak olur. Böylece: Allah-ü Teala o amel sahibinin yüz sevabýnýn doksan dokuzunu imha eder... biri kalýr. Çünkü, bir kulun yaptýðý gizli bir amel için tam yüz sevap verilir.

Sonra... benim bir oðlum daha vardýr ki; onun adý da KÜHAYL'dir. Bunun iþi de insanlarýn gözlerini sürmelemektir. Bilhassa, ulema meclisinde ve ha­tip hutbe okurken.' Bu sürme onlarýn gözüne çekildi mi uyuklamaya baþlarlar. Ulemanýn sözlerini iþitemezler. Böylece hiç sevap alamazlar.

Bundan sonra Ýblis þöyle anlattý:

- Hangi kadýn olursa olsun... Onun kalktýðý yere þeytan oturur. Sonra... her kadýnýn kucaðýnda mutlaka bir þeytan durur... Ve onu, bakanlara güzel gösterir. Sonra o kadýna bazý emirler verir. Mesela:

- Elini kolunu dýþarý çýkar; göster. Der... O da, bu emri tutar... Elini, kolu­nu açar, gösterir. Bundan sonra, o kadýnýn haya perdesini týrnaklarý ile yýrtar.

iblis, bundan sonra Resûlullah (s.a.v.) Efendimize kendi durumunu anlatmaya baþladý:

- Ya Muhammed, bir kimseyi delalete sürüklemek için elimde bir imkan yoktur.

Ben, ancak vesvese veririm ve bir þeyi güzel gösteririm... o kadar.

Eðer delalete sürüklemek elimde olsay­dý; yeryüzünde:

- Allah'tan baþka ilah yoktur ve Mu­hammed Allah'ýn resulüdür.

Diyen herkesi, oruç tutaný ve namaz ký­laný hiç býrakmazdým. Hepsini dalalete düþürürdüm. Nasýl ki, senin elinde de, hidayet nevin­den bir þey yoktur. Sen ancak Allah'ýn resûlüsün. Ve tebliðe memursun. Þayet hidayet elinde olsaydý; yeryüzün­de tek kafir býrakmazdýn.

Sen, Allah'ýn halký üzerinde bir huccet­sin... ben de, kendisi için ezelde þekavey yazýlan kimselere bir sebebim.

Said olan kimse, taa, ana karnýnda iken saiddir. Þaki olan da, yine ana karnýnda iken þakidir.

Saadet ehli kýlan Allah... Þekavet ehli kýlan da Allah.

Bundan sonra... Resülullah (s.a.v.) Efendimiz þu iki Ayet-i Kerimeyi okudu:

- "Bunlar, taa, sonuna kadar böyle de­ðiþik þekilde devam edecek... Ancak Rabbýn esirgedikleri hariç..." (11/119)

- "Allah'ýn emri behemehal yerini bulan bir kaderdir..." (33/38)

Bundan sonra, Resülullah (s.a.v.) Efen­dimiz, Ýblis'e þöyle buyurdu:

- "Ya Ebamürre, acaba senin bir tevbe etmen ve Allah'a dönmen mümkün deðil mi? Cennete girmene kefil olurum... Söz veririm..."

Bunun üzerine Ýblis þöyle dedi:

- Ya Resûlullah, iþ verilen hükme göre oldu... Kararý yazan kalem de kurudu... Kýyamete kadar olacak iþler olacaktýr.

Seni peygamberlerin efendisi kýlan, cennet ehlinin hatibi eyleyen ve seni halký içinden seçen ve halký arasýnda bir gözde yapan, beni de þakilerin efendisi kýlan ve cehennem ehlinin hatibi eyleyen Allah'týr. Ve o: Bütün noksan sýfatlardan münezzeh­tir.

Ve Ýblis, cümlelerini þöyle tamamladý:

- Ýþte... bu söylediklerim, sana son sözümdür... Ve bütün söylediklerimi de doðru söyledim.

Evvel, ahir, zahir, batýn, alemlerin Rabbý olan Allah'a hamd olsun.

Efendimiz Muhammed Nebiye Allah salat eylesin. Keza onun aline de... ashabýna da... Amin!

Bütün peygamberlere selam... Alemlerin Rabbý olan Allah'a da, hamd olsun...
wesselam
Gönderen: 28.05.2007 - 13:35
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1285 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66771 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.