*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1298 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 22. Aralık 2024 - 22:54

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » KUR'AN-I KERIM'IN BAZI SIRLARI

önceki konu diğer konu

9 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Cihan-63

KUR'AN-I KERIM'IN BAZI SIRLARI

582 Mesaj -

ÝNKARCILARIN VE MÜMÝNLERÝN ÖLÜM ÞEKÝLLERÝ BÝRBÝRÝNDEN FARKLIDIR

Ölümle ilgili pek çok insanýn bilmediði bir sýrrý Allah Kuran'da haber verir. Bu sýr, insanýn gerçek ölüm þeklinin, yani ölüm anýnda gördüklerinin, dýþarýdan diðer insanlarýn gördükleri ile ayný olmadýðýdýr. Allah, ölüm anýndaki insanýn çevresindekilerin þahit olduklarýndan farklý olaylarý yaþadýðýný ayetlerde þöyle bildirir:

Hele can boðaza gelip dayandýðýnda, ki o sýrada siz (sadece) bakýp-durursunuz. Biz ona sizden daha yakýnýz; ancak görmezsiniz. (Vakýa Suresi, 83-85)

Allah'ýn ölüm anýyla ilgili bildirdiði bir baþka sýr ise insanlarýn göremedikleri bu anlarda inkarcýlarýn çok büyük bir korku ve ýzdýrap yaþadýklarýdýr. Allah bunu ayetlerinde þöyle bildirir:

Allah'a karþý yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir þey vahyolunmamýþken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ýn indirdiðinin bir benzerini de ben indireceðim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'þiddetli sarsýntýlarý' sýrasýnda meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarýnýzý (bu kýskývrak yakalanýþtan) çýkarýn, bugün Allah'a karþý haksýz olaný söylediðiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayýsýyla alçaltýcý bir azabla karþýlýk göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (Enam Suresi, 93)

Onlarýn mallarý ve evlatlarý seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onlarý dünyada azaplandýrmak ve canlarýnýn onlar inkar içindeyken zorluk içinde çýkmasýný istiyor. (Tevbe Suresi, 85)

Allah'ýn Kuran'da bildirdiði bu sýrra göre, inkar eden bir insan yataðýnda huzur içinde ölmüþ gibi görünebilir. Ölümü sýrasýnda hiçbir acý çekmediði, zorluk yaþamadýðý, yavaþça gözlerini kapattýðý zannedilebilir. Oysa Allah inkarcýnýn ölümünün büyük ýzdýraplar ve zorluklar içinde olduðunu bildirmektedir. Ölüm meleklerinin inkarcýlarýn canlarýný alýþ þekilleri ise ayetlerde þöyle bildirilir:

Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarýna vura vura canlarýný aldýklarý zaman nasýl olacak? Ýþte böyle; çünkü gerçekten onlar, Allah'ý gazablandýran þeye uydular ve O'nu razý edecek þeyleri çirkin karþýladýlar; bundan dolayý (Allah,) amellerini boþa çýkardý. (Muhammed Suresi, 27-28)

Melekleri, onlarýn yüzlerine ve arkalarýna vurarak: "Yakýcý azabý tadýn" diye o inkar edenlerin canlarýný alýrken görmelisin. Bu, ellerinizin önceden takdim ettiði iþler yüzündendir. Yoksa þüphesiz Allah kullara zulmedici deðildir. (Enfal Suresi, 50-51)

Ýnkarcýlarýn bu zorlu ölümlerinin aksine müminlerin ölümleri çok kolaydýr. Örneðin inkarcýlarýn tam aksine, peygamberle birlikte savaþa çýkan ve savaþta hançerlenerek öldürülen bir mümin, aslýnda çok huzurlu ve korku duymadýðý bir ölüm aný yaþar. Allah'ýn ayetinde bildirdiði gibi, onlarýn canlarý yumuþakça çekilip alýnacaktýr ve onlar melekler tarafýndan selam ve müjde ile karþýlanacaklardýr. Allah müminlerin ölümlerinin nasýl olacaðýný ayetlerinde þöyle bildirmiþtir:

Ki melekler, güzellikle canlarýný aldýklarýnda: "Selam size" derler. "Yaptýklarýnýza karþýlýk olmak üzere cennete girin." (Nahl Suresi, 32)

Gönderen: 17.06.2007 - 16:03

	Cihan-63

582 Mesaj -

NAMAZ KILMAK ÝNSANLARIN KÖTÜLÜK YAPMALARINI ENGELLER

Beþ vakit namaz, Allah'ýn Kuran'da farz kýldýðý önemli bir ibadettir. Allah namazlarýnda sürekli olanlara ve titiz davrananlara ecir vereceðini bildirir. Allah Kuran'da namaz kýlanlarýn sahip olacaklarý bir kazancýn daha olduðunu þöyle bildirmiþtir:

Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazý dosdoðru kýl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlýklar (fahþa)dan ve kötülüklerden alýkoyar. Allah'ý zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptýklarýnýzý bilir. (Ankebut Suresi, 45)

Allah'ýn ayetinde bildirdiði gibi, namaz kýlanlar çirkin utanmazlýklardan ve kötülüklerden uzak dururlar. Allah, onlarýn kalbine bu tür kötülüklerden uzak durmalarýný ilham eder.

Kuran'da bildirilen namaz ibadetini titizlikle yerine getiren insan, Allah'tan korkan insandýr. Her gün Rabbimizin huzurunda 5 vakit kýyam eden, secde ve rüku eden insan içinde duyduðu saygý dolu korku nedeniyle elbette kötülüklere de yaklaþamaz. Vicdaný, Allah'ýn izni ve ilhamý ile bu insanýn kötülüðe, çirkin bir utanmazlýða yönelmesine engel olur. Böyle bir insan bir anlýk kötülükte dahi bulunsa, Rabbimizin huzurunda dua ederken, O'nun sonsuz kudretini düþünürken hemen yaptýðý kötülüðü görür ve tevbe ederek bunlardan bir daha dönmemek üzere uzaklaþýr.

Gönderen: 17.06.2007 - 16:04

	Cihan-63

582 Mesaj -

ALLAH YOLUNDA ÖLDÜRÜLENLER ÖLÜ DEÐÝLDÝRLER

Ýman edenlere Kuran'da bildirilen sýrlardan biri de Allah yolunda ölenlerin aslýnda "ölü" olarak kabul edilmeyecekleridir. Allah söz konusu kiþilerin Kendi katýnda diri olarak bulunduklarýný bildirmektedir. Bu gerçeði haber veren ayetlerde þöyle buyrulmaktadýr:

Allah yolunda öldürülenleri sakýn 'ölüler' saymayýn. Hayýr, onlar, Rableri katýnda diridirler, rýzýklanmaktadýrlar. Allah'ýn kendi fazlýndan onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarýndan henüz ulaþmayanlara müjdelemeyi isterler ki onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak deðillerdir. Onlar, Allah'tan bir nimeti, bir fazlý (bolluðu) ve gerçekten Allah'ýn mü'minlerin ecrini boþa çýkarmadýðýný müjdelemektedirler. (Al-i Ýmran Suresi, 169-171)

Ve sakýn Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayýr onlar diridirler. Fakat siz bunun þuurunda deðilsiniz. (Bakara Suresi, 154)

Allah yolunda öldürülenlerle ilgili olarak Allah'ýn Kuran'da bildirdiði bir baþka konu ise, þehitlerin Allah katýnda hidayetlerinin tamamlandýðý ve cennete kabul edilerek kurtuluþa erenlerden olduklarýdýr.

Nitekim Rableri onlara (dualarýný kabul ederek) cevab verdi: "Þüphesiz Ben, erkek olsun, kadýn olsun, sizden bir iþte bulunanýn iþini boþa çýkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. Ýþte, hicret edenlerin, yurtlarýndan sürülüp-çýkarýlanlarýn ve yolumda iþkence görenlerin, çarpýþýp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceðim ve onlarý, altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere sokacaðým. (Bu,) Allah katýndan bir karþýlýk (sevap)týr. (O) Allah, karþýlýðýn (sevabýn) en güzeli O'nun katýndadýr." (Al-i Ýmran Suresi, 195)

Allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere gelince muhakkak Allah, onlarý güzel bir rýzýkla rýzýklandýracaktýr. Þüphesiz Allah, rýzýk verenlerin en hayýrlýsýdýr. Onlarý, kendisinden gerçekten hoþnut kalacaklarý bir yere sokacaktýr. Þüphesiz Allah, bilendir, halimdir. (Hac Suresi, 58-59)

Ýþte bu ayetlerde Allah yolunda öldürülen insanlarla ilgili bildirilen bu gerçekler de, Kuran'ýn halk arasýnda pek bilinmeyen ve konuþulmayan sýrlarýndan biridir.

Gönderen: 17.06.2007 - 16:05

	Cihan-63

582 Mesaj -

ÝZZET ALLAH KATINDAN VERÝLÝR

Ahirete inanmayan ve tek hayatýnýn dünya hayatý olduðunu zanneden insanlarýn büyük bir kýsmý, dünyada güç, kudret ve üstünlük bulmaya çalýþýrlar. Hayatlarý boyunca bunun hýrsý ile çabalarlar. Kendileri için gücün, üstünlüðün ve onurlu olmanýn ölçüleri ve deðerleri vardýr. Buna göre zengin olmak, yönetici olmak, sözü geçen olmak, ün sahibi olmak gerekir. Bunlardan birini kaybettiklerinde ise tüm itibarlarýnýn, onur ve izzetlerinin yerle bir olduðunu düþünürler. Oysa bu çok büyük bir yanýlgýdýr ve Allah onlarýn bu yanýlgýlarýný Kuran'da þöyle açýklar:

Kendilerine güç (izzet) saðlasýnlar diye, Allah'tan baþka ilahlar edindiler. Hayýr; (o yalancý ilahlar) onlarýn tapýnýþlarýný inkar edecekler ve onlara karþý çeliþkiye düþecekler." (Meryem Suresi, 81-82)

Tek güç ve izzet sahibi olan Allah'týr ve Allah gücü ve izzeti dilediðine verir. Dolayýsýyla, güç ve üstünlük saðlamak için Allah'tan istemek dýþýnda sebepler ve aracýlar arayanlar, bunlarý Allah'a ortak koþmuþ olurlar. Çünkü ne malýn, ne itibarýn, ne de mevkinin insana güç saðlamaya yetecek bir iradesi yoktur. Ayrýca, Allah her insandan tüm bunlarý bir anda çekip alabilir. Örneðin en üst mevkideki bir insan bir anda mevkisiz, malsýz ve itibarsýz kalabilir. Çünkü herþeyin tek ve gerçek sahibi olan Allah'týr.

Allah, izzet ve onuru, Kendisine dost olan, gönülden baðlý, Kuran'a uyan kullarýna verir. Kuran'a uyan bir insan, hiçbir zaman kendisini ahirette Allah'ýn karþýsýnda küçük düþürecek, onu utandýrýp, piþmanlýða sevk edecek bir ahlaka ve tavra yaklaþmaz. Hiçbir insandan korkup çekinmez, kimseye yaranmaz, kimsenin güç ya da zalimliðinden korkup çekinmez. Sadece Allah'ý razý etmek ister ve sadece Allah'tan korkup sakýnýr. Bu nedenle hiçbir zayýflýðý, insanlar karþýsýnda ezikliði yoktur. Mala, zenginliðe, makam ve mevkiye sahip olmasa dahi Allah onu Kendi katýndan yardýmýyla güç ve þeref sahibi yapar. Böyle bir insan ayný zamanda Kuran ahlakýný yaþamanýn ve imanýn getirdiði üstünlüðü ve þerefi üzerinde taþýr. Allah bunu bir ayetinde þöyle bildirir:

... Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ýn, O'nun Resûlü'nün ve mü'minlerindir... (Münafikun Suresi, 8)

Gönderen: 17.06.2007 - 16:06

	Cihan-63

582 Mesaj -

DOÐRU YOLU BULMANIN SIRLARI

Yeryüzündeki hemen her insanýn kendisine göre doðru ve yanlýþlarý bulunur. Her birinin doðrularýný tespit etmedeki kaynaðý ise farklýdýr. Kimi okuduðu bir kitabý, kimi çevresinde gördüðü bir insaný, kimi bir politikacýyý, kimi ise bir felsefeciyi kendisine rehber edinir. Oysa en doðru ve insaný kurtuluþa kavuþturacak tek yol Allah'ýn insanlar için belirlediði dindir. Ve bu yolda insanýn tek hedefi Allah'ýn hoþnutluðunu, rahmetini ve cennetini kazanmaktýr. Diðer yollar, insanlara ne kadar süslü, çekici gibi görünse de, bu aldatýcýdýr. Hepsi insanlarý dünyada ve ahirette sonsuza kadar devam edecek bir yýkýma, ümitsizliðe, mutsuzluða ve acý bir azaba sürükler.

Kimlerin doðru yola iletildikleri ise Kuran'da bildirilen sýrlardýr. Bunlara uyanlar, Allah'ýn doðru yoluna ileterek, cennetinde aðýrladýðý kullardýr.

Kesin bilgi ile iman etmek

Herþeyden önce kiþinin doðru yola iletilmesi için iman etmesi gerekir. Eðer bir insan göklerin yerin ve ikisi arasýndakilerin tek sahibi ve yaratýcýsýnýn Allah olduðuna ve dünyada var olma amacýnýn Allah'a kulluk etmek olduðuna iman edip, hayatý boyunca Allah'ýn rýzasýný ararsa, Allah onu doðru yola iletir. Allah'a, ahirete ve Kuran'a imanýn ise kesin bir iman olmasý gerekir. Bazý insanlar, her ne kadar iman ettiklerini söyleseler de, imanlarýnda þüphe veya zayýflýk olabilmektedir. Böyle insanlar, inkarcýlarla birlikte olduklarýnda onlarýn etkisine girip din ahlakýný yaþamakta kolaylýkla zayýflýk gösterebilmekte, Allah'a ve dine karþý bir tutum sergileyebilmektedirler. Oysa, Allah'ýn doðru yola ilettiði kullarýnýn imaný kesin ve þüphesizdir:

(Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ýn) hiç tartýþmasýz Rablerinden olan bir gerçek olduðunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuþ olarak baðlansýn. Þüphesiz Allah, iman edenleri dosdoðru yola yöneltir. (Hac Suresi, 54)

Tam bir teslimiyetle Allah'a yönelmek

Ýman edenlerin tam bir teslimiyetle Allah'a yönelmeleri, Allah'a kalpleri tatmin bulmuþ olarak baðlanmalarý da doðru yola iletilmenin sýrrýdýr. Allah'a iman eden ve ahiretten korkan bir müminin dünyaya yönelik bir hýrsý yoktur. Tek amacý Allah'ý razý etmektir. Bu sebeple, bir mümin her tutum ve davranýþýnda Allah'a yönelir, Allah'ýn kendisini denediðini bilerek, her olayda Allah'ýn kendisi için yazdýðý kadere tabi olur. Allah Kendisine teslim olanlarýn doðru yola iletileceðini þu þekilde bildirmiþtir:

Allah'ýn ayetleri size okunuyorken ve O'nun elçisi içinizdeyken nasýl oluyor da inkar ediyorsunuz? Kim Allah'a sýmsýký tutunursa, artýk elbette o, dosdoðru olan bir yola iletilmiþtir. (Al-i Ýmran Suresi, 101)

O: "Dini dosdoðru ayakta tutun ve onda ayrýlýða düþmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiðini ve sana vahyettiðimizi, Ýbrahim'e, Musa'ya ve Ýsa'ya vasiyet ettiðimizi sizin için de teþri' etti (bir þeriat kýldý göz kırpma

. Senin kendilerini çaðýrdýðýn þey, müþriklere aðýr geldi. Allah, dilediðini buna seçer ve içten Kendisine yöneleni hidayete erdirir. (Þura Suresi, 13)

Verilen öðütleri yerine getirmek

Allah'ýn doðru yola iletilmek isteyen kullarýna bir diðer emri ise þu þekildedir:

... Onlar, kendilerine verilen öðüdü yerine getirselerdi, bu þüphesiz onlar için hayýrlý ve daha saðlam olurdu. Biz de onlara, o zaman yanýmýzdan büyük bir ecir verirdik. Ve onlarý mutlaka dosdoðru yola yöneltip-iletirdik. (Nisa Suresi, 66-68)

Allah'tan korkan müminler sürekli olarak hatalarýndan arýnmak ve Allah'ýn en çok razý olacaðý ahlaka ulaþmak için çalýþýrlar. Ancak, elbette hatalardan hýzla arýnmak ve doðru yola iletilmek için kiþinin tevazulu olmasý gerekir. Tevazulu ve arýnmayý isteyen bir insan baþta Allah'ýn emirlerini tam olarak yerine getirir. Ayrýca salih müminler birbirlerinin velileridir. Birbirlerine iyiliði emreder, kötülükten men ederler. Bu sebeple, müminlerin birbirlerinin verdiði öðütlere karþý da tevazulu olmasý, bir hatayý mümin bir kardeþinin kendisine söylemesinin ahireti için büyük bir nimet olduðunu bilerek söz dinlemesi gerekir. Kendisine verilen öðütleri tutan bir insan hýzla hatalarýndan arýnacak ve Allah'ýn ayette bildirdiði gibi, doðru yola ulaþacaktýr. Allah, þeytana uymaktan kaçýnan, kendisini Kuran'a ve güzel ahlaka çaðýran kiþilere tabi olan kullarýna þöyle müjde vermektedir:

Taðuta kulluk etmekten kaçýnan ve Allah'a içten yönelenler ise; onlar için bir müjde vardýr, öyleyse kullarýma müjde ver. Ki onlar, sözü iþitirler ve en güzeline uyarlar. Ýþte onlar, Allah'ýn kendilerini hidayete erdirdiði kimselerdir ve onlar, temiz akýl sahipleridir. (Zümer Suresi, 17-18)

Gönderen: 17.06.2007 - 16:08

	Cihan-63

582 Mesaj -

NEFÝS ÝNSANA VARGÜCÜYLE KÖTÜLÜÐÜ EMREDER

Hem her türlü kötülüðü hem de ondan sakýnmayý bilen nefs insanýn içindeki emredici güçtür. Yani bir insana bir eylemi yaptýran, bir kararý verdiren manevi güç nefistir. Allah, Kuran'da nefsin bu iki özelliðini þöyle bildirmiþtir.

Nefse ve ona bir düzen içinde biçim verene; sonra ona fücurunu (sýnýr tanýmaz günah ve kötülüðünü göz kırpma

ve ondan sakýnmayý ilham edene (andolsun). Onu arýndýrýp temizleyen gerçekten felah bulmuþtur." (Þems Suresi, 7-9)

Ayetlerde insanlarýn ahlaksýzlýklarýndan, yaptýklarý kötülüklerden söz edilirken bu tavýrlarýnýn kaynaðý olarak nefisleri gösterilmektedir. Nefs bu yönü ile insanýn en büyük düþmanlarýndan birisidir. Nefs kibirli, cimri ve bencildir, sürekli olarak kendi heva ve hevesini, kendi gururunu tatmin etmek ister, kendi rahatýný, kendi menfaatini, kendi hoþnutluðunu düþünür. Ýsteklerine her zaman meþru yollardan kavuþamayacaðý için de insana vargücüyle kötülüðü emreder. Bu gerçek Kuran'da Hz. Yusuf'un sözleri ile þöyle açýklanýr:

(Yine de) Ben nefsimi temize çýkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediði dýþýnda- var gücüyle kötülüðü emredendir. Þüphesiz, benim Rabbim, baðýþlayandýr, esirgeyendir. (Yusuf Suresi, 53)

Nefsin insana vargücüyle kötülüðü emrediyor olmasý Allah'tan korkan müminler için çok önemli bir sýrdýr. Bu, nefsin oyunlarýnýn bir an bile bitmeyeceðini, sürekli olarak insana kötülüðü emrederek bütün gücüyle onu Allah'ýn yolundan alýkoymaya çalýþacaðýný gösterir. Bu sýrra göre nefs hiçbir zaman susmayacak, her konuda kendini haklý görecek, bütün insanlardan daha çok sevecek, büyüklenecek kendini her türlü nimetin kendisinin olmasýný isteyecek, rahatýna düþkün olacak, kýsaca Allah'ýn beðendiði ahlakýn tam tersini insana yaþatabilmek için her yolu uygulayacaktýr.

Nitekim, inkar edenlerin, Kuran ahlakýna uymayanlarýn tavýrlarý ve ahlaklarý tamamen nefisleri tarafýndan þekillenir. Onlar Allah'tan korkmadýklarý için vicdanlarýnýn emrettiðine uyacak iradeyi gösteremez, sadece nefislerinin emrettiklerine uyarlar. Din ahlakýndan uzak yaþayan toplumlarda yaþanan kavgalarýn, menfaat çatýþmalarýnýn, mutsuzluklarýn kökeninde herkesin nefsine uyarak sadece kendi menfaatini düþünmesi, gerçek sevgi, saygý, fedakarlýk gibi insani özelliklerini tamamen kaybetmesi vardýr.

Bu nedenle, Allah'ýn bildirdiði bu sýr çok önemlidir. Eðer insan bu sýrrý unutmazsa nefsine karþý önlem alabilir. Ona göre bir ahlak ve tavýr gösterebilir. Nefs tembelliði emrederse onu kat kat çalýþtýrarak, nefs bencilliði emrederse daha fedakar olarak, nefs cimriliði emrederse daha cömert olarak, nefsin emrettiði her türlü kötülükte aksi olan en iyi tavrý yerine getirerek onu eðitebilir. Allah, Þems Suresi'deki ayetlerde, nefse kötülüklerin yaný sýra bu kötülüklerden sakýnmanýn da ilham edildiði bildirilmiþtir. Yani insanýn nefsinde kötülükleri ve ahlaksýzlýklarý emreden, bunlarý kolay ve güzel gösteren bir sesin yanýnda, iyi ve güzel olaný seçmesini de emreden vicdaný vardýr. Her insan içindeki bu sesleri bilir ve hangisinin iyi, hangisinin kötü olduðunu tanýr. Ancak, sadece Allah'tan korkup sakýnýnlar vicdanlarýna uyarlar.

Gönderen: 17.06.2007 - 16:10

	Cihan-63

582 Mesaj -

ÝNSANLARA BOLLUK VE ZENGÝNLÝK VERÝLMESÝNÝN SIRLARI

Tüm evren, içindeki canlý ve cansýz varlýklarýn tamamý ile birlikte Allah'a aittir. Ve Allah, sahip olduklarýndan dilediklerini dilediði insanlarýn emrine verir. Ýnsanlara rýzýk veren, onlarý zenginleþtiren, bol bol ürünler veren, nimetlendiren Allah'týr. Allah'ýn ayetlerinde bildirdiði gibi, Allah dileði insana rýzkýný geniþletip yayar, dilediðinin ise rýzkýný kýsýp daraltýr ve bunlarýn hepsini hayýrla ve bir hikmet üzerine diler. Rýzký bollaþan da, azalan da bunlarla denenmektedir. Allah'ýn verdiði nimetlerle azýp þýmarmayan, hepsi için Allah'a þükredici olanlar, ellerindeki nimetler alýndýðýnda ise, Allah'a tevekkül ederek, sabýr gösterenler Allah'ýn hoþnut olduðu kullardýr. Kuran'da bildirilen Hz. Süleyman'ýn sözleri, Allah'ýn nimetlerinin insanlar için bir deneme olduðunu açýklamaktadýr:

Kendi yanýnda kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açýp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanýnda durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlýndandýr, O'na þükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduðu için (bu olaðanüstü olay gerçekleþti). Kim þükrederse, artýk o kendisi için þükretmiþtir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir þeye ve kimseye ihtiyacý olmayan)dýr, Kerim olandýr." (Neml Suresi, 40)

Hz. Süleyman'ýn Kuran'da haber verilen, "Bu Rabbimin fazlýndandýr, O'na þükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduðu için (bu olaðanüstü olay gerçekleþti)" þeklindeki sözleri, nimetlerin insanlara veriliþ nedenlerinden birini açýklamaktadýr.

Allah, Kuran'da dünya hayatýnýn süsü olarak tanýmladýðý mallarý, oðullarý, eþleri, akrabalarý, makamý, itibarý, zekayý, güzelliði, saðlýðý, kar getiren ticareti, baþarýyý kýsacasý her türlü nimeti insaný denemek için verir.

Ýnkarcýlara bolluk verilmesinin sýrlarý

Dünya üzerinde, Allah'a inanmadýðý halde bolluk ve nimet içinde yaþayan, bereketli topraklar, saðlýklý çocuklar sahibi olan, uzun ömür sürmüþ ve halen de sürmekte bulunan birçok insan vardýr. Bu insanlar sahip olduklarýyla Allah'ý razý etmek yerine þýmarmakta, bunlarla Rabbimizin rýzasýný aramak yerine, Allah'tan uzaklaþmaktadýrlar. Her geçen gün küfürleri artan ve durmadan günah toplayan bu insanlar, sahip olduklarýnýn kendileri için hayýr olduðunu zannederler. Oysa Allah Kuran'da bu insanlara verdiði nimetlerin ve tanýdýðý sürenin hikmetini ve sýrlarýný þu ayetlerle açýklamaktadýr:

Onlarýn mallarý ve evlatlarý seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onlarý dünyada azablandýrmak ve canlarýnýn onlar inkar içindeyken zorluk içinde çýkmasýný istiyor. (Tevbe Suresi, 85)

O küfre sapanlar, kendilerine tanýdýðýmýz süreyi sakýn kendileri için hayýrlý sanmasýnlar, Biz onlara, ancak günahlarý daha da artsýn diye süre vermekteyiz. Onlar için aþaðýlatýcý bir azab vardýr. (Al-i Ýmran Suresi, 178)

Artýk sen onlarý, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde býrak. Onlar sanýyorlar mý ki, kendilerine verdiðimiz mal ve çocuklarla Biz onlarýn hayýrlarýna koþuyoruz (veya yardým ediyoruz)? Hayýr, onlar þuurunda deðiller. (Mü'minun Suresi, 54-56)

Ayetlerde açýklandýðý gibi söz konusu insanlarýn sahip olduklarý nimetler onlar için hayýr deðildir. Onlara tanýnan süre günahlarýnýn daha da artmasý içindir. Vakitleri dolduðunda ise ne mallarý, ne çocuklarý, ne makamlarý onlarý acý bir azaptan kurtaramaz. Nitekim, Allah Meryem Suresi'nde daha önceki insan nesillerinde de varlýk ve bolluk içinde yaþayan, ancak bu nimetlerin kendilerini azaptan kurtaramadýðý kavimlerin durumunu bildirmiþtir:

Onlardan önce nice insan- nesillerini yýkýma uðrattýk, onlar mal (giyim, kuþam ve tefriþ göz kırpma

bakýmýndan da, gösteriþ bakýmýndan da daha güzeldiler. (Meryem Suresi, 74)

Ayný ayetin devamýnda ise, bu insanlara süre tanýnmasýnýn sýrrý þöyle açýklanmýþtýr:

De ki: "Kim sapýklýk içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanýdýkça tanýr; kendilerine va'dedileni -ya azabý veya kýyamet saatini- gördükleri zaman artýk kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayýfmýþ, öðreneceklerdir. (Meryem Suresi, 75)

Allah, sonsuz adaletli ve merhametlidir. Herþeyi bir hikmet ve hayýr ile yaratýr ve her insan yaptýðýnýn karþýlýðýný eksiksiz olarak alýr. Bunu bilen müminler, çevrelerinde gerçekleþen her olaya Allah'ýn yarattýðý hikmet ve hayrý görmek niyetiyle bakarlar. Aksi takdirde, insanlar gerçeklerden uzak, aldatýcý bir dünya yaþarlar.

Gönderen: 17.06.2007 - 16:11

	Cihan-63

582 Mesaj -

ALLAH'IN ÝNKAR EDENLERE HEMEN AZAP VERMEMESÝNÝN SIRRI

Ýnsanlarýn yaptýklarý kötülüklerin karþýlýðýný hemen almadýklarý, her karþýlýðýn belli bir vakte kadar ertelenmesi Kuran'da bildirilen sýrlardan biridir. Allah bunu ayetlerinde þöyle bildirir:

Eðer Allah, kazandýklarý dolayýsýyla insanlarý (azab ile) yakalayýverecek olsaydý, (yerin) sýrtý üzerinde hiçbir canlýyý býrakmazdý, ancak onlarý, adý konulmuþ bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiði zaman, artýk þüphesiz Allah kendi kullarýný görendir. (Fatýr Suresi, 45)

Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) baðýþlayýcýdýr. Eðer, kazandýklarýndan dolayý onlarý (azabla) yakalasaydý, þüphesiz onlara azabý (bir an önce) çabuklaþtýrýrdý. Hayýr, onlar için bir buluþma zamaný vardýr, onun dýþýnda asla baþka bir sýðýnak bulamayacaklardýr. (Kehf Suresi, 58)

Birçok insan yaptýðý kötülüðün karþýlýðýný hemen almayýnca, kötülüklerin karþýlýksýz kalabileceðini zanneder. Hatta bu nedenden dolayý tevbe etmez, piþmanlýk duymaz ve tavrýný düzeltmez, karþýlýksýz kalacaðýný sandýðý için azgýnlýðýný daha da artýrýr. Akýlsýz olduðu için, bunun gelecek olan azabýný daha da dayanýlmaz yapacaðýný hesap edemez. Allah, bu konuda þöyle hükmetmektedir:

O küfre sapanlar, kendilerine tanýdýðýmýz süreyi sakýn kendileri için hayýrlý sanmasýnlar, biz onlara, ancak günahlarý daha da artsýn, diye süre vermekteyiz. Onlar için aþaðýlatýcý bir azab vardýr. (Al-i Ýmran Suresi, 178)

Bu, Allah'ýn insanlarý denemek için yarattýðý bir ertelemedir. Oysa, her insanýn yaptýklarýnýn karþýlýðýný almasý için Allah katýnda belirlenmiþ bir süre vardýr. O süre geldiðinde ne bir an öne alýnýr, ne bir an ertelenir. Allah, herkesin karþýlýðýný mutlaka alacaðýný ayetlerinde þöyle açýklar:

Eðer Rabbinden geçmiþ bir söz ve adý konulmuþ (belirlenmiþ göz kırpma

bir süre (ecel) olmasaydý, muhakkak (yýkým azabý göz kırpma

kaçýnýlmaz olurdu. (Taha Suresi, 129)

Onlara bir süre tanýyorum. Hiç þüphesiz Benim düzenim (cezalandýrmam) sapasaðlamdýr. (Araf Suresi, 183)

Gönderen: 17.06.2007 - 16:12

	Cihan-63

582 Mesaj -

SONUC
Samimi bir niyetle Kuran'ý okuyan, tüm yaþantýsýna, çevresinde meydana gelen olaylara Allah'a dost bir iman gözüyle bakan her insan, Kuran'da bildirilen sýrlarý kendi hayatýnda görebilir. En küçüðünden en büyüðüne kadar hiçbir olay rastgele insanýn karþýsýna çýkmaz; hiçbiri bir tesadüf eseri deðildir. Her birinde Allah'ýn yarattýðý bir sýr, bir hayýr ve hikmet gizlidir. Ýnsan eðer samimi davranýr ve hep Allah'a yönelirse bu sýr ve hikmetleri görebilir.

Kuran'ýn sýrlarýný kavrayan insanýn Allah'a olan yakýnlýðý ve dostluðu daha da artar. Göklerin ve yerin yaratýcýsý olan Allah'ý daha iyi tanýyabilir, O'nun gücünü, aklýný ve ilmini daha iyi takdir edebilir. Allah'tan baþka bir dost ve vekil olmadýðýný görür. Her an Allah'ýn yarattýðý bir hikmeti ve sýrrý görmenin ve anlamanýn heyecan ve neþesini yaþar. Allah böyle insanlara yaratýþýndaki sýrlarý daha da açar. O insanýn hayatý belki sýradan görünse bile, Allah aslýnda her an o kiþi için bir olaðanüstülük yaratýr. Allah'ýn hikmetlerini ve yaratýþýndaki sýrlarý görmek isteyen, bu isteðinde samimi olan herkese Allah bunlarý gösterecektir. Bir ayette þöyle buyrulmaktadýr:

Gerçek þu ki kulluk eden bir topluluk için bunda (Kur'an'da) 'açýk bir mesaj' (veya gerçek bir çýkýþ yolu) vardýr. (Enbiya Suresi, 106)

... Sen yücesin, bize öðrettiðinden baþka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herþeyi bilen,hüküm ve hikmet sahibi olansýn.
(Bakara Suresi, 32)

Gönderen: 17.06.2007 - 16:14

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1298 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.70695 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.