0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » ,,,,EY NEFSİM,,,,DİKKAT!!!

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
yanlýz su an offline yanlýz  
,,,,EY NEFSİM,,,,DİKKAT!!!
41 Mesaj -
Allah'a karþý gelen kavimlerin hâllerine bir bak; Onlardan bir kýsmý suda boðuldu. Bir kýsmý yerin dibine battý. Bir kavim taþa tutuldu. Bir baþka kavmin sûretleri maymun ve domuz sûretine döndürüldü ve helâk olup gittiler. Bugünde böyle zulüm yapanlar, dünyayý ateþe verenler, tarihe yüz karasý olarak geçecekler.



Bir yýlý daha geride býraktýk. Ya da âhirete bir yýl daha yaklaþtýk. Ticarethaneler geride kalan senenin kâr–zarar cetvellerini çýkarýp, hesaplarýný gözden geçirecekler.
Ey nefsim! Sen de geçen senenin hesabýný yaparak, kâr ve zarar bilânçosu gibi, sevap ve günahlarýný gözden geçirecek misin? Yeni yýla girdim diye seviniyorsun; ama geride kalan o koskoca seneyi gerçekten de sevineceðin þekilde mi geçirdin yoksa telafisi mümkün olmayan hatalarla mý doldurdun?..

Ey nefsim!
Hz. Ömer Radýyallahu Anh: "Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekiniz." buyurdu. Ben de bu yeni yýlýn baþýnda seninle yüzleþmek, hatalarýmý ve günahlarýmý sorgulamak, hatta seninle çatýr çatýr hesaplaþmak istiyorum.
Sen her yaptýðýn hata ve kusura bir bahane, bir mazeret buluyorsun. Âhiret konusunda da sanki pek endiþen yok, üstelik garantiymiþ gibi bir tavrýn var. Bu ne umursamazlýk, bu ne vurdumduymazlýktýr. Bilmez misin; Hz. Ömer Radýyallahu Anh, bir keresinde Beytullah'ý tavaf ederken:
"Yâ Rabbi! Eðer saîdler listesindeysem, ne olur beni orada sabit kýl; yok eðer þakîler listesindeysem, ne olur beni oradan sil de saîdler listesine yaz." diye gözyaþlarýyla Allaha yalvarýyordu. Koskoca Hz. Ömer böyle bir endiþe duyabiliyorken, sen kendini nasýl garantide görebiliyorsun? Yine o Hz. Ömer, münafýklarýn listesi kendisinde bulunan Hz. Huzeyfe Radýyallahu Anh'ýn etrafýnda dolaþýr:
"Yâ Huzeyfe! Ben de listede var mýyým?" diye sorardý. Hz. Ömer; Resûlullah'ýn ikinci halifesi ve adaletin güneþi olmasýna raðmen nefsini bu kadar hakir görüp, münafýklar listesinde olmaktan korkuyorken, sen hiç merak etmiyor musun acaba hangi listedeyim diye?.. Düþün ey nefsim! Büyüklerin hâli böyle olunca senin hâlin nasýl olmalý?

Ey zavallý nefsim!
Bünyende yýðýnla kötü huy barýndýrýyorsun. Heva ve hevesin, ihtiras ve þehvetin, dünyaya olan sevgin ve meylin seni sarýp sarmalamýþ. Dedikodu, gýybet, hased sende… Riyakârlýk, büyüklenmek, kibirlenmek sende… Aldatmaca, kandýrmaca, yalan sende… Kin, nefret, buðz sende… Bu kötü huylardan ne zaman kurtulacak, ne zaman tezkiye olacaksýn? Üstelik bunca kötü hasletlerin varken, kendi hata ve kusurlarýný nedense hiç görmüyorsun; ama bir baþkasý bir hata yapmaya görsün, hemen eleþtiri bombardýmanýna tutuyorsun. Sen baþkalarýnýn hatalarýný araþtýrmayý býrak dakendine bak! Halkýn ayýplarý ile meþgul olup, kendi ayýplarýna karþý kör olma.

Ey biçare nefsim!
Geçici olduðunu bile bile dünyaya öylesine tamah ediyorsun ki! Bu dünya kime yar olmuþ ki, sana olsun? Gelen bir gün mutlaka gitmiþ ve er geç sen de gideceksin. Hele bir düþün, kimler geldi geçti?... Firavunlar, Nemrutlar, Hâmanlar, Karunlar, Þeddatlar hep gittiler. Ne kudretli krallar, kayserler, kisralar dünyaya veda ettiler. Dünya onlarý bir oyuncak hâline getirdi, oyalanýp durdular. Þeytan onlarý aldatýp kandýrdý. Yaptýklarý isyanlarý, zulümleri süsledi. Onlar saðlam kalelerde ve kulelerde bir yandan binbir gece eðlenceleriyle zevk ederlerken, diðer yandan nicelerinin haklarýný yiyip zulmettiler. Oralarda nice namuslar kirletildi. Nice beller bükülüp, iþkenceler edildi. Nice çaresiz, fakir fukaranýn, gözyaþlarý akýtýldý.
Sonunda Allah'ýn emri geldi. Kendilerine birer emanet olarak verilen canlarý geri alýndý. Böbürlenerek sahip çýktýklarý mallardan ve mülklerden de oldular. Onlarýn topladýklarý servetler hep daðýldý gitti. O kuþ tüyü yataklardan kaydýlar. Büyük ve gösteriþli konaklarýndan çýkarýldýlar. Geriye bir þey kalmadý; ne mal, ne mülk, ne de saltanat... Þimdi ise onlarýn esâmesi bile okunmuyor. "Hele bir bak, onlardan yana bir bakiye görebiliyor musun?" (Hâkka, 8 ) Geriye sadece bunlarýn hesabýný vermek kaldý. Öyle ki, hiç hesaba katmadýklarý þeylerden dahi hesaba çekilecekler.

Düþün ey ahmak nefsim!
Bu göçüp gidenlerin hâllerinden senin alacaðýn ibret dersi yok mudur? Meselâ, þu Ad kavmi ne büyük ibret… Bunlarýn minare gibi upuzun boylarý vardý. Çok güçlü kuvvetliydiler. Kayalarýn içini oyup çok muhkem, kale gibi saðlam evler yapýyorlar ve oralarda barýnýyorlardý. Kendilerine kimsenin karþý koyamayacaðýný sanan bu kavim azýnca, haddi hududu aþýnca, Mevlâ Teâlâ onlarý nasýl da sildi süpürdü. Sen bunlardan daha mý kuvvetlisin, Neronlardan daha mý güçlüsün, (hâþâgöz kırpma ben karþý koyarým mý sanýyorsun? Allah'a karþý gelen kavimlerin hâllerine bir bak: Onlardan bir kýsmý suda boðuldu. Bir kýsmý yerin dibine battý. Bir kavim taþa tutuldu. Bir baþka kavmin sûretleri maymun ve domuz sûretine döndürüldü ve helâk olup gittiler. Bugün de böyle zulüm yapanlarýn, dünyayý ateþe verenlerin, tarihe yüz karasý olarak geçecek olan despotlarýn feci akýbetlerini, ömrün olursa göreceksin. "Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ý var." diye atalarýmýz boþuna söylememiþler. "Sakýn, Allah'ý zalimlerin yaptýklarýndan habersiz zannetme!" (Ýbrahim, 42)
Ordusuna güvenen Nemrud, topal bir sivrisinekle helâk oldu. Malýna güvenen Karun, malýyla battý. Makam ve mevkisine güvenen niceleri, çoktan toprak oldu da isimleri bile unutuldu. Peki, sen neye güveniyorsun ey nefsim? Haberin olsun ki; Allah'tan baþka her neye güveniyorsan, o þeyle beraber Allah seni de batýrabilir. Onun için sana bu nimetleri vereni unutma! Sana bu makamý ve mevkiyi vereni, bu malý, mülkü ve serveti vereni sakýn unutma!!! Hem bu dünyada bizlere ihsan edilen nimetler ne kadar çok olursa olsun, âhirete nispetle çok az bir þeydir. Bunlar için, sonsuz cennet nimetleri fedâ edilir mi? Bugün dünyanýn az bir zahmetine dayanamayan, yarýn cehennem azabýna dayanabilir mi? Parmaðýný mumun alevine tutsan, ona dahi dayanamasýn, öyleyse acizliðini anla ve ateþe dayanabileceðin kadar günah iþle!

Ey günahkâr nefsim!
Artýk sana düþen, bugüne kadar iþlediðin isyanlardan dolayý piþman olup tevbe etmek, Mevlâ'nýn dergâhýna yüzler sürmektir. Bugüne kadar gönlünce yaþadýn, isyanlar ettin, günahlar iþledin de ne oldu? Aldýðýn þehevî zevkler, tatmin ettiðin o ihtiraslar ve arzular nerede? Hepsi o anlýktý geçip gitti deðil mi? Tabiî zevki geçti; ama hesabý duruyor. Þayet Rabbini razý edemezsen, sana verdiði bu fânî nimetleri, bâkî olana çeviremezsen iþin zor, hem de çok zor ey nefsim. Allahu Teâlâ Kerîm'dir, Rahîm'dir, beni affeder deyip avunuyorsun; fakat affa mazhar olmak için ne yapýyorsun? Evet, Allah "Kerîm ve Rahîm'dir"; ama ayný zamanda da "Þedîdü'l–ikabdýr", haberin olsun!..
Tevbeyi geciktirme; çünkü ölüm her an gelebilir. Hem tevbe, geciktikçe zorlaþýr; zira yapýlan günahlar alýþkanlýk hâlini alýr ki, alýþkanlýklarý terk etmek çok daha zordur. Bu durum ise; dersine zamanýnda çalýþmayýp, bunu imtihan gününe saklayan tembel talebenin durumuna benzer ki, baþarý þansý çok azdýr, bilesin.


Ah nefsim, ahh!
Rahata ne kadar çok alýþtýn, deðil mi? Öylesine keyif adamý oldun ki sorma gitsin. Ama iyi bil ki, bu pek hayra alâmet deðil. Bu rahatlýk, bu rehavet sana diðer Müslüman kardeþlerini unutturmasýn. Sen öylesin diye herkesi rahat ve keyfi yerinde zannetme… Bak Yahudi ve Hýristiyanlar, ortadoðudaki Müslüman kardeþlerine âdeta kan kusturuyor. Filistin topyekûn ateþe verilmiþ, Irak alevlerle kuþatýlmýþ, Müslüman halklarýn yaþadýðý bu beldeler olmuþ can pazarý… Savaþagla!) bahanesiyle orada binlerce masum sivil öldürülüyor. Halk, evlerinde bombalanýyor. Cani coniler bombalanan bir camiye giriyor ve içerideki yaralý cemaate kurþun yaðdýrýyor. Mutfakta yemek piþirirken kurþuna dizilen Felluceli bacýmýzýn da, camide namaz kýlarken þehit edilen mü'min kardeþimizin de hatalarý galiba Müslüman olmak...
Ey nefsim! Bu haberler seni ne kadar rahatsýz ediyor, hiç üzülüp, kahroluyor musun? Müslüman kardeþlerinin o periþan hâli karþýsýnda, duadan baþka hiçbir þey yapamamanýn verdiði derin ýstýrapla gözyaþlarýna boðuluyor musun? Yoksa bu haberler keyfini kaçýrdýðý için bunun yerine magazin haberleri diye sunulan zýrvalarý ya da gelin–kaynana, ünlüler çiftliði veya popstar gibi lüzumsuz programlarý seyrediyor ve "Acaba ne olacak, kim kazanacak?" diye bunu mu merak ediyorsun? Ey zalim nefsim! Halbuki "Müslüman kardeþlerimin durumu ne olacak, bu savaþý kim kazanacak?" diye dertlenmen, Filistin'de, Irak'ta ve dünyanýn neresinde olursa olsun mazlum Müslümanlarýn zaferi için dua etmen gerekmez mi?

Ey nefsim!
Bu arada sana yýlbaþý ve Noel yortusuyla alâkalý olarak da bir çift lâfým olacak. Orta Doðu'yu kana bulayan, oradaki mazlum Müslümanlarýn çaresiz çýðlýklarýnýn yükselmesine sebep olan, Irak'ta binbir çeþit vahþete ve iþkencelere imza atan, insanlýktan yoksun caniler sürüsünün bayramý olan Noel yortusunu kutlamaman gerektiðini iyice anladýn mý? Zira onlar Müslüman kardeþlerine ülkelerini zindan ederken, sen onlarla ayný gecede dans edip, hindi kýzartmasý yiyerek, içki içip nara atarak, Noel kutlamanýn ne büyük bir ihanet olduðunu umarým idrak edersin.
Ayrýca, Ebû Garip cezaevinde yapýlan, insanýn kanýný donduracak iþkenceleri, camilerde kurþunlananlarý, otobüsler taranarak öldürülen çocuk ve kadýnlarý, ucuna Haç asýlý tanklardan çýkan mermilere hedef olan Müslümanlarý ve daha nicelerini gördükten sonra, hâlâ onlarýn sana dost olabileceðini düþünebiliyor musun?

Ey gafil nefsim!
Ramazan ayýnda gördüðün pa pazlý, hahamlý iftar sofralarýnda esen hoþgörü–diyalog rüzgârlarý sakýn seni aldatmasýn! Zira ayný gün ve gecelerde Felluce'de Haçlý sürüleri, grup grup camilere daðýlarak katliam yaptýlar. O mübarek günlerde bir camide yaralý, çaresiz ve savunmasýz þekilde yerde yatan bir Müslümanýn beynine kurþun sýkýldýðýný sen de gördün, dünya da gördü! Aman ya Rabbi! Bu nasýl bir nefret, bu nasýl bir kin böyle!… Hani nerede hoþgörü?! Ey nefsim, gözünü iyi aç ve gör ki,; Hýristiyan ve Yahudilerin Türkiye'deki yüzü, Müslümanlarla iftar sofralarýnda þen þakrak tavýrlarla göz boyarken, Filistin ve Iraktaki yüzü, Müslümanlara kan kusturuyor. Diyaloga sýkýlan bunca kurþundan sonra, hâlâ "Hoþgörü ve diyalog" nutuklarýna kanacaksan, sana yazýklar olsun ey nefsim!

Ey nefsim!
Dün küçüktün, bugünse yetiþkin bir hâle geldin. Bak bir sene daha geçti, yaþlanýyorsun, farkýnda mýsýn? Ben sana Resûlullah'ýn tavsiyesini hatýrlatayým: "Ýhtiyarlamadan önce gençliðin, hasta olmadan önce sýhhatin, meþguliyet gelmeden önce boþ vaktin, fakirlik gelmeden önce zenginliðin ve ölmeden önce hayatýn kýymetini bil!"
Ecel her geçen gün yaklaþýyor, ansýzýn ve hiç ummadýðýn bir zamanda gelebilir. Öldüðün an ya cennettesin ya da cehennemde… Þu an bulunduðun binanýn kapýsýndan çýksan, binlerce adrese gidebilirsin; ama bu dünyanýn kapýsýndan çýktýðýnda gideceðin sadece iki adres var. Bu adres ya cennet olacak ya da cehennem… Daha açýkçasý, ya yukarýda saydýðýmýz zulümlere imza atan, Orta Doðu'yu kana bulayan Yahudi ve Hýristiyanlarla beraber cehennemde yanacaksýn ya da Allah'ýn dostlarý ve salih kullarýyla cennette ebedî bir zevk ve sefa âlemine dalacaksýn!
Rabbim hepimizi nefsimizin þerrinden muhafaza buyurup, cennetini ihsan eylesin!
Fî emanillah!
Gönderen: 12.12.2007 - 18:40
Bu Mesaji Bildir   yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
DUA VE ÝBADET, Allah ÝLE OLMAKTIR.Allah ÝLE OLAN KÝMSE ÝÇÝN ÖLÜMDE,ÖMÜRDE HOÞTUR....
Gönderen: 12.12.2007 - 18:41
Bu Mesaji Bildir   yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
NE ÝDÝK NE OLDUK! (Osmanlý'dan- Türkiye'ye)

FAZÝLETLÝYDÝK:
Kimsenin malýna, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdýk. Hýrsýzlýk nedir bilmez, dilenciliði meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik.
Dürüsttük: Bir zamanlar, Londra Ticaret Odasý'nýn en görünür yerinde þu mealde bir tavsiye levhasý asýlýydý: "Türklerle alýþveriþ et, yanýlmazsýn."

ÝTÝBARLIYDIK:
Bir zamanlar, Hollanda Ticaret Odasý'nýn toplantýlarýnda oylar eþit çýkýnca, Osmanlýlarla alýþveriþi olan tüccarýn oyu iki sayýlýr, onun dediði olurdu.

TEMÝZDÝK:
Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlý askeri teþkilatýný Avrupa'ya tanýtmasýyla meþhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarýmýzý þöyle eleþtiriyor: "Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler.
Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarýnda sakallarýnda bir hararet olur ve zamanla saçlarý, kaþlarý, sakallarý dökülür."

ÇEVRECÝYDÝK:
Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu aðaçlarý sulatýr, göçmen kuþlarýn yorgunluk atmasý için, saçak altlarýna kuþ saraylarý yapardýk. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.

HARAMA EL SÜRMEZDÝK:
Fransýz müellif Motray, 1700'lerdeki halimizi þöyle anlatýyor: "Türk dükkânlarýnda hiçbir zaman tek meteliðim kaybolmamýþtýr. Ne zaman bir þey unutsam, hiç tanýmadýðým dükkâncýlar, arkamdan adam koþturmuþlar, hatta birkaç kere Beyoðlu'ndaki ikametgâhýma kadar gelmiþlerdir."

MEDENÝ ÝDÝK:
Ýngiliz sefiri Sir James Porter ise, 1740'larýn Türkiye'si için þunlarý söylüyor: "Gerek Ýstanbul'da, gerekse imparatorluðun diðer þehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiþ, hiçbir tereddüde imkân býrakmayacak þekilde ispat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardýr."

DOSDOÐRUYDUK:
Fransýz generallerden Comte de Bonneval ise, þu hükmü veriyor: "Haksýzlýk, murabahacýlýk [aþýrý kâr koyma, tefecilik], inhisarcýlýk [tekelcilik] ve hýrsýzlýk gibi suçlar, Türkler arasýnda meçhuldür...
Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan, çok defa Türklerin doðruluklarýna hayran kalýr."

HIRSIZLIK NEDÝR BÝLMEZDÝK:
Fransýz müellif Dr. Brayer, 1830'larýn Ýstanbul'unu getiriyor önümüze: "Evlerin kapýsýnýn þöyle böyle kapatýldýðý ve dükkânlarýn çoðunlukla umumî ahlâka itimaden açýk býrakýldýðý Ýstanbul'da her sene azami beþ-altý hýrsýzlýk vakasý görülür."

Ubicini, Dr. Brayer'i þöyle doðruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncýlar, namaz saatlerinde dükkânlarýný açýk býrakýp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapýsý basit bir mandalla kapatýldýðý halde, senede dört hýrsýzlýk vakasý bile olmaz. Ahalisi sýrf Hýristiyan olan Galata ile Beyoðlu'nda ise hýrsýzlýk ve cinayet vakalarý olmadan gün geçmez."

NAZÝKTÝK:
Edmondo de Amicis isimli Ýtalyan gezgini, yine 1880'lerin "biz"ini anlatýyor bize: "Ýstanbul Türk halký Avrupa'nýn en nazik ve en kibar insanlarýdýr. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi, nadirattan iþitilir. O kadar müsamahakârdýrlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüðünüz kolaylýðýn çok
fazlasýný görürsünüz."

CÝHANA ÖRNEKTÝK:
Türkiye Seyahatnâmesi'yle meþhur Du Loir'un 1650'lerdeki hükmü þöyle: "Hiç þüphesiz ki, ahlâk bakýmýndan Türk siyasetiyle medeni hayatý bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir."

Þefkatimiz yalnýzca insana yönelik deðildi, hayvanlarý, hatta bitkileri bile kapsýyordu.

HAYATA KARÞI SAYGILIYDIK:
Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim, bize 1880'lerdeki halimizi anlatsýn:
"Türklerdeki iyilik duygusu, hayvanlarý dahi kucaklamýþtýr. Birçok köyde eþekler haftada iki gün izinli sayýlýr... Türklerle Rumlarýn karýþýk olarak yaþadýðý köylerde ise, bir evin hangi tarafa ait olduðunu kolaylýkla anlayabilirsiniz. Eðer evin bacasýnda leylekler yuva yapmýþsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)

HAYIRSEVERDÝK:
Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim: "Yazýn Ýstanbul'dan Sofya'ya giderken daðlardan anayol üzerine inmiþ köylülerin, yolculara, bedava ayran daðýttýklarýna þahit oldum."

Ayný müellif, ceddimizin hayýrseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Þöyle diyor: "Fakat þunu da ifade etmeliyim ki, bu dindarâne hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. Ýyiliklerini yalnýz insan cinsine hasretmekle kalmayýp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teþmil ederler."

Bu tespiti, Ýslâm ve Türk düþmaný Avukat Guer misallendiriyor: "Türk þefkati, hayvanlara bile þamildir" dedikten sonra þu örneði zikrediyor:
"Hayvanlarý beslemek için vakýflar ve ücretli adamlarý vardýr. Bu adamlar, sokak baþlarýnda sahipsiz köpeklere ve kedilere et daðýtýrlar...
Sokaktaki aðaçlarýn kuraklýktan kurumasýný önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçýk Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..."

"Kaçýk"lýðýn kaynaðýný da veriyor adam: "Birçoklarý da sýrf azad etmek için kuþbazlardan kuþ satýn alýrlar. Bunu yapan bir Türk'e, bir gün, yaptýðý iþin neye yaradýðýný sordum.
Küçümseyerek baktý ve þu cevabý verdi: ALLAH'ýn rýzasýný tahsile (kazanmaya) yarar!

Ne dersiniz? Galiba, geçmiþimizden uzaklaþmak, bize çok pahalýya patladý.

Ýþte sorulmaya deðer ve cevaplanmasý elzem olan soru:

"Bizde, o zaman var olup da bugün olmayan nedir? Nasýl kaybettik? Nasýl buluruz
Gönderen: 12.12.2007 - 18:41
Bu Mesaji Bildir   yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NaDiS su an offline NaDiS  
210 Mesaj -
NE ÝDÝK NE OLDUK!

dahada ne olucaðýmýz belli deðillllllllll.............üzüntülü


Allah Razı Olsun
Gönderen: 12.12.2007 - 19:33
Bu Mesaji Bildir   NaDiS üyenin diger mesajlarini ara NaDiS üyenin Profiline bak NaDiS üyeye özel mesaj gönder NaDiS üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1274 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.00899 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.