*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1310 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazartesi, 23. Aralık 2024 - 14:52

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Değer tüketenler, değer üretenler!

önceki konu diğer konu

3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Muhtazaf

Değer tüketenler, değer üretenler!

Moderator

4254 Mesaj -

Deðer tüketenler, deðer üretenler!
Mustafa islamoglu
Adam dini deðerleri üretiyorsa, ona “dindar” derler. Yok dini deðerleri tüketiyorsa, ona da “dinci”derler.
Dindar olanlar, dini tezgâhlamazlar; dinci olanlar, dini tezgâhlarlar.
Gerçek dindarlar dini deðerleri tüketmezler, aksine üretirler.
Nasýl mý?
Mesela; Hz. Peygamber’i sevdiðini söyleyen bir dindar, O’nu hayatýnda üretir. O’nun örnekliðini çaða taþýr. O’nun mesajýna dil olur, el olur, ayak olur. O’nu gönülden gönüle, kulaktan kulaða, gözden göze, özden öze taþýr.
Dindar, “mezhebim” demiþse, mezhebinin tezgâhtarlýðýný yapmaz. Mezhep imamýnýn yüzünü aðartýr. Mezhebini merkebi gibi kullanmaktan sakýnýr. Ýþte o zaman, “mezhepçi” deðil “mezhepli” olur.
Birine “imamým” demiþse, o imamýn yüz karasý olmaz. Aksine yüzünü aðartýr. Birine “üstadým”, “efendim”, “önderim”, “liderim” demiþse, onlarý tezgâhýna koyup pazarlamaz. Onlarýn sýrtýndan geçinmez. Onlara deðer ekler, onlarýn medar-ý iftiharý olur. O zaman ona “ustasýný pazarlayan iþportacý” deðil, onun yüzünü aðartan “hayru-l halef” olarak bakýlýr.
Dindar, inancý uðruna bedel öder; dinci, inancýna bedel ödetir.
Dindar, imanýný sermayesi bilir; dinci, sermayesini imaný bilir.
Dindar, arý gibidir. Çiçekten çiçeðe konar. Amacý bal yapmaktýr. Hem kendi beslenir hem de baþkalarýný besler.
Dinci, sinek gibidir. Baþkalarýnýn yaptýðý ballara konar. Aðýzlarýyla ve ayaklarýyla mikrop taþýr temiz ballara. Konduðu balý da berbat eder. Çünkü onun temyiz yetisi, bal ile pisliðin arasýný ayýracak kadar geliþmemiþtir. Aklýný kullanmadýðý için aklý bücür kalmýþtýr.
Evet, sinekler de sever. Fakat bu sevgi, gerçekte üretici deðil, tüketici bir sevgidir. Sevginin tüketici olanýna, aslýnda “sevgi” deðil, “tutku” denir. Tutku tutuklar; sevgi azat eder, özgür kýlar.
Deðerler nasýl tüketilir?
“Tüketmek nasýl olur?” derseniz, 1400 yýl öncesinden sizi hayrette býrakacak bir örnek vereyim:
Müslim ve Nesai, sahabi Hz. Cabir’den naklediyor: “Münafýklarýn reisi Abdullah b. Ubeyy b. Selul öldüðünde cenaze namazýný Rasûlullah’ýn kýldýrmasýný vasiyet etmiþti. Oðlu, Hz. Peygamber’e geldi ve dedi ki: “Babam Senin gömleðinle kefenlenmeyi vasiyet etti.”
Ölmek üzere olan ikiyüzlü elebaþý, Rasûlullah’ýn cenaze namazýný kýldýrmasýný, O’nun hýrkasýyla kefenlenmeyi vasiyet ediyor. Açýktýr ki; tescilli münafýk, Rasûlullah’ýn hýrkasýndan, namazýný kýldýrmasýndan medet umuyor. Bu onun, sözüm ona “sevgi” ve “saygý”sýnýn ifadesi. Ölüm döþeðindeki bir adama, Rasûlullah’ýn hýrkasýyla kefenlenmeyi vasiyet ettiren saik baþka ne olabilir ki? Fakat bu “saygý” ve “sevgi” tüketime, istismara yönelik bir ilgi. Tabii ki buna ‘tutku’ bile diyemeyiz; olsa olsa, münafýðýn yüreðinde oluþan iman ve inkar arasýndaki gel-gitlerin þiddetini gösteren bir gösterge olabilir.
Ýþte, tüketmek ve üretmek dediðimiz þey de bu. Yoksa adýna “sevgi” denilen, fakat “tükettiði” için sevenlerin sevgisi “sinek sevgisi”dir. Sinekler sevgilerinin bedelini ödemedikleri gibi, neyi seviyorlarsa onu berbat ederler.
Þu âyet, Allah sevgisinin dahi bir bedelinin olduðunu ifade ediyor:
“De ki; eðer Allah’ý seviyorsanýz, beni izleyin ki Allah da sizi sevsin ve suçlarýnýzý baðýþlasýn; zira Allah çok affedicidir, rahmet membaýdýr.” (3/31)
Âyet þöyle yorumlanabilir: Allah’ý sevmenin bir bedeli vardýr. Bu bedel, “tabi olmak”týr. Sorunun can alýcý noktasý, “kime” tabi olunacaðýdýr. Âyet, Allah’ý sevmenin bedeli olarak “Zâtýna” deðil, “Elçi’ye tabi olmayý” göstermiþtir. Peki, neden?
Âyette geçen “fettebiûnî” sözcüðünün bu baðlamdaki anlamý genel bir ‘itaat’ deðil; ‘izleme, peþinden gitme, takip etme’dir. “Allah’ýn peþinden gitmek” ya da “Allah’ý izlemek” mümkün deðildir. Çünkü insan ve Allah, mahiyet açýsýndan farklý varlýklardýr; insan içkin ve sýnýrlý, Allah aþkýn ve mutlaktýr. Biri yaratýlan, diðeri Yaratan’dýr.
Böylesine mahiyet farklýlýðý olan iki varlýk arasýndaki iliþki, izleyen-izlenen, takip eden-takip edilen iliþkisi olamaz. Yapýsý gereði dikey iliþki türü olan insan-Allah iliþkisi bunu mümkün kýlmaz. Bunun mümkün olabilmesi için, izleyenin izlenenle ayný düzlemde olmasý, ayný dünyayý paylaþmasý gerekir. Deðil mi ama; izlemek, “iz sürmek, izini takip etmek, izi sýra gitmek”tir. Ýzi olmayanýn izini sürmekten söz edilebilir mi? Ýz býrakmayanýn, “izi sýra gitmek” mümkün mü?
Ýþte, bu nedenle âyette Hz. Peygamber’e “Allah’ý seviyorsanýz beni izleyin” demesi emredilmektedir. Çünkü O, yolcu olan, yolda yürüyen ve iz býrakan bir insandýr. Kendisini izleyecek olanlarla ayný düzlemi paylaþmakta, ayný dünyada yaþamaktadýr. O, Allah tarafýndan kendisine memur edilen Cebrail gibi bir kýlavuz, vahiy gibi bir yol haritasý sayesinde yolculuðunu güvenlikli bir biçimde sürdürüp tamamlamýþtýr.
Bize de O’nun izini, ayný yol haritasýyla sürmek, haritayý O’nun okuduðu kodlarla okumak tavsiye edilmekte, bunun Allah sevgisinin bir bedeli olduðu ima edilmektedir. Bunun karþýlýðýnda, Allah da insanýn bedelli sevgisine ayný yöntemle, yani hem sevip hem de sevgisinin bedelini Allah’ca ödeyeceðini vaat etmektedir. Seven ve sevgisinin bedelini “itaat” biçiminde ödeyen bir insana ödenen bu bedel, Gafur ve Rahim olan Allah’ýn “günahlarý baðýþlamasý”dýr.
Ýnsanýmýz, inandýðý deðerleri üretenlerle tüketenleri birbirinden ayýracak bir kabiliyete ulaþmadýkça, þap þekere karýþmaya, arýlarla sinekler ayný muameleye tabi tutulmaya devam edecektir.
Siz siz olun, “tezgâha” gelmeyin!

Gönderen: 14.10.2008 - 15:29

	KUTAY_

335 Mesaj -

çok harika bir anlatým.Allah razý olsun

Gönderen: 27.10.2008 - 00:24

	Muhtazaf

Moderator

4254 Mesaj -

Sizdende

Kardesim
Selam ve dua ile

Gönderen: 27.10.2008 - 22:36

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1310 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.63645 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.