0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ÜMMETİN BOZULDUĞU ZAMAN...

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
ÜMMETİN BOZULDUĞU ZAMAN...
Moderator


4254 Mesaj -
ÜMMETÝN BOZULDUÐU ZAMAN...
Prof. Dr. M. Es'ad COÞAN
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..

Aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler! Allah'ýn selâmý, rahmeti, bereketi üzerinize olsun...

Bu gün bir arkadaþým, Medine-i Münevvere'de bana güzel bir hadis kitabý hediye eyledi. Büyük bir alimin yazdýðý bir hadis kitabý. Ben oradan (Sevâbül-amelis-sàlihe inde fesadiz-zaman) "Zamanýn bozulduðu sýrada iyi ibadet, kulluk, amel-i salih iþlemenin mükafatý" diye bir bölümü size okumak istiyorum. Üç hadis-i þerif okumak istiyorum.

Tabii zaman, Allah'ýn yarattýðý bir varlýk. Onun bozulmasýndan maksat, yâni fesadüz-zaman'dan maksat; o zaman içinde yaþayan insanlarýn dindarlýklarýnýn bozulmasý, davranýþlarýnýn bozulmasý demek. Yoksa zamanda bir þey yok. Zaman fesada uðradý demek, o zamanda yaþayan insanlar kötü oldular mânâsýna...

Ýþte böyle insanlarýn iyi olmalarý gerektiði halde, iyi olmayýp da kötü olduklarý zamanlar amel-i salih iþlemenin, yâni Allah'ýn sevdiði güzel iþler yapmanýn sevabýný anlatan hadis-i þerifler olacak bunlar.

a. Fitne Zamanýnda Güzel Kulluk

Birincisi Ma'kýl ibn-i Yesâr RA'den rivayet olunmuþ ki, Rasûlüllah SAS þöyle buyurmuþlar:



(El?ibâdetü fil-herci kehicretin ileyye) "Herc zamanýnda ibadet, bana hicret gibidir." Ayný kelimelerle tercümeyi böyle bir çerçeve olarak yapayým, ondan sonra açýklamasýný yapmaya çalýþýrým.

Bu hadis-i þerifi Müslim rivayet eylemiþ. Ýmam Müslim hadis alimi, Sahih-i Müslim'in yazarý.

Herc, re harfi sükunlu olarak, yâni herec deðil, herc. Ýhtilaf ve kýtal demek. Yâni karýþýklýk ve birbirine aykýrý hareket etme mânâsýna geliyor. Herc-ü merc diye de Türkçe'de az çok tanýdýðýmýz bir kelime. (E-ibâdetü fil-herci) "Böyle dini duygularýn, dindârâne yaþantýnýn, ilmin irfanýn, hatta toplumun örfünün, adetinin karýþtýðý ve fitnelerin zuhur ettiði bir zamanda Allah'a güzel ibadet etmek, kulluðu güzel yapmak, (kehicretin ileyye) bana hicret etmek gibidir." diyor Peygamber Efendimiz.

Peygamber SAS Efendimiz hâl-i hayatýndayken, Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicret oldu. Kendisi hicret ettikten sonra, müslümanlarýn onun etrafýnda toplanmasý için hicret etmeleri ayet-i kerimelerde emrolundu müslümanlara. Böyle hicret etmeyip de kâfirlerin, müþriklerin sultasý, baskýsý altýnda duranlarýn, eðer kendileri güzel amel iþleyememiþlerse sorumlu olacaklarý, hicret edip ibadeti güzel yapabilecekleri yere gitmeleri tavsiye ediliyordu.

Mekke-i Mükerreme fetholunduktan sonra da Peygamber Efendimiz: "Artýk hicret yoktur. Bundan sonra madde hicreti, yâni bir þehri býrakýp bir baþka yere göç etmek yoktur. Bundan sonra hicret, mânevî mânâsýyla kötülüklerden, günahlardan hicret etmek, onlarý býrakýp iyi þeylere yönelmek olarak kalmýþtýr. Maddi olarak hicret yoktur. Çünkü, ne de olsa bir kere küfrün kalesi de böylece müslümanlarýn eline geçmiþ oldu." diye buyurmuþtur Peygamber Efendimiz.

Tabii, tarih boyunca müslümanlarýn Ýslâm'ýn ilk çýktýðý zamandaki sýkýntýlarýna benzer, hatta daha þiddetli sýkýntýlara uðradýklarý zamanlar da olmuþtur. Her devirde oluyor. Tarihin bazý zamanlarýnda olmuþ. O zaman, sýkýntýlý zamanlarda insanýn Allah'a kulluðu güzel yapabilmesi için, Allah'a güzel kulluk yapýlmasýnýn engellendiði, baský altýnda olduðu yerden güzel tarafa hicret etmesi yine olur.

Hatta bizim ülkemizde de Bulgaristan'dan, Yugoslavya'dan gelen kimselere muhacir deniliyor, muhacirler. Çünkü oralarda artýk Ýslâmî yaþamý zorlaþýyor, idari baskýlar artýyor, ibadetler engelleniyor, günahlarý iþlemeleri için zorlanýyorlar. Onun için onlar da, "Bizim için önemli olan ahireti, Allah'ýn rýzasýný kazanmaktýr." diye ülkemize geliyorlar, muhacir oluyorlar.

Demek ki, bizim yaþadýðýmýz zamanda da olmuþ bir olay hicret etmek... Tabii Peygamber Efendimizin zamanýný düþünün! Gözünüzü yumun ve Peygamber Efendimiz'in bulunduðu þehre gitmeyi düþünün! Oraya hicret etmeyi, Efendimizin yanýnda yer almayý, etrafýnda halkalanmayý düþünün! Ne kadar güzel bir þey olduðunu düþünün... Buna benzetiyor Peygamber Efendimiz. Böyle fitneli, karýþýk zamanda, karýþýklarýn çok olduðu zamanda, kulluðu güzel yapmanýn, Peygamber Efendimiz'e hicret etmek gibi güzel, sevaplý bir þey olduðunu beyan buyuruyor.

O halde bu hadis-i þeriften benim çýkarttýðým þu oluyor. Demek ki, hayat bir imtihan olduðu için, müslümanlarýn baþýna sýkýntýlar gelebilir. Ýþte Keþmir, iþte Balkanlar, iþte Kafkasya, iþte Kosova, iþte Bosna, iþte daha baþka diyarlar... Sýkýntýlar olabiliyor. Ama sýkýntý ne kadar büyük olursa olsun, müslümanýn Cenâb-ý Hakk'a kulluðunu güzel yapmasý, gevþememesi lâzým!

Çünkü hayat bir imtihandýr. Belki sonunda, alýn yazýsýnda þehidlik vardýr. Ýmtihanýn nasýl bir þekilde geçeceðini insan bilemez. Bazý yazýlar yazýlmýþtýr. Sýkýntý olabilir ama sýkýntý zamanýnda dahi, baský zamanýnda dahi Ýslâm'a sýmsýký sarýlmak, ibadetini yapmak, Cenâb-ý Hakk'ýn sevdiði sevaplý iþleri iþlemek, Cenâb-ý Hakk'ýn yasakladýðý günahlý iþlerden kaçýnmak, bozulmuþ topluma uymamak; bozuk toplumun içinde iyi bir insan olarak yaþamak, Peygamber Efendimiz'e hicret etmek gibi sevaptýr." diye Efendimiz söylemiþ.

Allah-u Teàlâ Hazretleri hepimizi imandan ve Ýslâm'da, dinde salâbet-ü dineyye sahibi olmayý, sebat sahibi olmayý nasib eylesin... Ýmtihanlardan, fýrtýnalardan, zelzelerden, çeþitli sýkýntý ve baskýlardan dolayý Ýslâm'a uymayan, imana yakýþmayan, mü'mine yakýþmayan iþleri yapar duruma gelmekten, gevþemekten, bozulmaktan, vazifelerini ihmal eden insan durumuna düþmekten korusun... Kendisine daima, her zaman rýzasýna uygun ibadet etmeyi nasib eylesin...

Peygamber Efendimiz'in tavsiye buyurduðu ve çok kýymetli bir duadýr diye medhettiði bir duasý var, hep yapýyoruz.



(Allahümme einnâ alâ edâi zikrike ve þükrike ve hüsni ibadetik.) "Yâ Rabbi seni zikretmekte, ve sana þükretmekte, ve sana güzel kulluk etmekte bize yardým eyle, tevfikini refik eyle!.." diye dua.

Böyle dua edelim! Cenâb-ý Hak bizi öyle eylesin... Zikrini, þükrünü yapan, ibadetini güzel icra eden mü'minlerden eylesin...

b. Sünnete Sarýlmanýn Karþýlýðý

Diðer bir hadis-i þerif ki, bu ikinci hadis-i þerif. Taberânî rivayet etmiþ. Ebû Hüreyre RA'dan, isnadý kusursuz. Buyuruyor ki Peygamber SAS:



(Men temesseke min sünnetî inde fesâde ümmeti) Ümmetimin bozulduðu zamanda, benim sünnetime sýký sarýlan, tutunan, yapýþan, ihyâ eden, uygulayan kimseye, (felehû ecru þehid.) þehid sevabý vardýr.

Þimdi tabii þehid olmak, çok yüksek bir rütbeye ermek demek. Çünkü þehidlere Cenâb-ý Hak daha kanýnýn ilk damlasý yere damladýðý zaman, cennetteki makamýný gösteriyor. Cennetlik olacak, ahiretin tehlikelerinden kurtulacak. Þehid olmak çok güzel.

Ama böyle savaþmadan, kaný dökülmeden de Cenâb-ý Hak o sevaplarý veriyor. Nasýl?.. Ýþte toplum bozulsa bile, hatta müslümanlar bozulsa bile... Çünkü imanlarýnýn zayýflamasý, ibadetleri býrakmalarý ve günahlara, þeytana, nefse uymalarý dolayýsýyla, müslümanlarýn da bozulmasý bahis konusu olabilir. Allah korusun, Allah etmesin ama, olabiliyor. Olduðunu þu devirde de görüyoruz.

Ýþte böyle ümmetin bozulduðu bir zamanda, Peygamber Efendimizin sünnetine tutunan, onu tutan, uygulayan kimseye, þehid sevabý veriliyor. Þüphesiz Peygamber Efendimiz, sözleriyle hareketleriyle, davranýþlarýyla bizim için en güzel nümûnedir. Bakarak kendimizi ayarlayacaðýmýz en güzel insandýr. Tabii, onun sünetine sarýlmak insaný kurtarýr; dünya ve ahiret saadetine erdirir.

Bir müslüman için en önemli ilk nasihat, en önde söylenecek þey; Kur'an-ý Kerim'e sarýlmasý; ikincisi de, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarýlmasýdýr. Çünkü Kur'an-ý Kerim Allah-u Teàlâ Hazretleri'nin kelâmýdýr. Peygamber Efendimiz'in sünneti de Kur'an-ý Kerim'in hayata uygulanýþýný bize gösteren tatbikatlar demektir.

Onun için Kur'an ehli olmak istiyorsa bir insan, yâni "Ben kur'an-ý seviyorum, Allah'ýn kelâmýna uyacaðým, hayatýmý ona göre sürdüreceðim!" diyorsa, mutlaka Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine sarýlmasý lâzým! Ve bunun dýþýnda kendisi eðer baþka zihniyetler ortaya koyuyorsa, o sünnetten ayrý fikirler koyma gibi þeylere bid'at deniyor. "Her bid'at dalâlettir ve dalâleti çýkartan kimse cehennemliktir." diye Peygamber Efendimiz hadis-i þerifte buyuruyor. "Bid'at ehli cehennemin köpekleridir." diye de bir þiddetli hadis-i þerif var.

Demek ki müslümanýn sünnete sarýlmaktan baþka kurtuluþ yolu yok! Bir tek yol var, tek doðru yol varp o da Peygamber Efendimizin sünnetine sarýlmak!..

Hakikaten sevgili izleyiciler ve dinleyiciler, Peygamber Efendimizin sünnetini hadis-i þerif kitaplarýnda gördüðünüz zaman, okuduðunuz zaman, izlediðiniz zaman, öðrendiðiniz zaman, hayatýn teferruatlarýný bize Peygamber Efendimiz'in ne kadar güzel öðrettiðini görüyoruz.

Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarýlan müslüman, Pakistan'da da olsa, Hindistan'da da olsa, Malezya'da da olsa, Avrupa'da, Amerika'da da olsa, dünyanýn neresinde olursa olsun iyi müslüman oluyor. Sünnet-i seniyyeden uzaklaþtýkça, bid'atlara bulaþtýkça, baþka zihniyetlere, baþka akýmlara, baþka yollara ayaðý kaydýkça, adým adým insanlar kötüleþiyor, gaddarlaþýyor, zalimleþiyor, insafsýzlaþýyor. Haram helâl ayýrmaz oluyor. Baþkalarýnýn göz yaþýndan kalbi yumuþamaz oluyor. Sýrf kendisini düþünen insan oluyor. Her türlü kötülük ondan çýkýyor.

Ve her türlü sýkýntýnýn karþýsýnda nasýl davranmamýz gerektiðini de, Peygamber Efendimiz hadis-i þeriflerinde bize öðretmiþ. Çünkü evveli ve ahiri bilen Cenâb-ý Hak Teàlâ Hazretleri, ona istikbale ait bilgileri de vermiþ. "Ahir zamanda þunlar olacak, þunlar olacak, þu olaylar zuhur edecek..." diye birçok hadis-i þeriflerde, sahih hadislerde bize bunlarý bildirdiðini de hatýrlarsýnýz.

Burada da dikkat edilirse, ümmetin fesada uðrayacaðýný da ifade etmiþ oluyor Peygamber Efendimiz. Halbuki bazý hadis-i þeriflerde de sahabe-i kiramý teþvik ediyordu, teselli ediyordu:

"--Üzülmeyin! Bir zaman gelecek, siz kisralarýn saraylarýna, Kayserlerin saraylarýna yâni Bizansa, Sâsâni imparatorluðu'na hakim olacaksýnýz." diyordu.

Ve oldu. Ve hatta bu bayrak, bu Ýslâm denizleri aþacak, okyanuslarýn ötesinde dalgalanacak diye bildirmiþti. Oldu, Endülüs'e geçti, Avrupa'ya geçti. Malta adasý, Sicilya adasý, Ýtalya'nýn bir kýsmý, Ýsviçre'nin bir kýsmýna kadar, Fransa'nýn yarýsýna kadar Avrupa Ýslâm'la tanýþtý. Araplarýn fütûhatý devrinde mücahidler oralara kadar gittiler. Endülüs'te bir Ýslâm devleti kuruldu. Hâlâ kalýntýlarýný, saraylarýný, medenî eserlerini ziyaretçiler hayranlýkla izliyorlar.

Ýslâm her tarafa yayýldý. Onu da söylüyor Peygamber Efendimiz ama, ondan sonra bir bozulma olacaðýný da söylüyor. Bu da Peygamber Efendimiz'in hak peygamber olduðunun niþânesidir. "Ümmetim ahir zamanda bozulacak!' diye biliyor. Ümmet bozulacak.

Hakikaten çevremize bakacak olursak; müslümaným diyen milletlerin çoðunu gezdim, Sudan'a gittim, Libya'ya gittim, Bosna'ya gittim, Orta Asya ülkelerine gittim, Pakistan'a gittim, bir çok ülkeleri dolaþtým... Türkiye'yi biliyorum, tabii sizler de biliyorsunuz. Kur'an-ý Kerim'i biliyoruz, Peyfgamber Efendimiz'in hadis-i þeriflerini biliyoruz, fýkýh kitaplarýný biliyoruz... Nerede tarif edilen müslüman, nerede karþýmýzda olan, hal-i hazýrda yaþayan insanlar?..

Çok iyi insanlar var her ülkede, kesinlikle çok temiz insanlar var. Onlar nereden temizlik almýþlar, temiz olarak yaþýyorlar?.. Çok da bozulmuþ insanlar var. Bir müslüman ülke diyorsunuz, bakýyorsunuz, hiç gayrimüslim bir ülkeden farký kalmamýþ!.. Sokakta baktýðýmýz zaman... Tabii ararsanýz, iyi insanlarýn bulunduðu yerlerde, iyi insanlarý görebiliyorsunuz.

Ýþte o umumî bozulmadýr, ümmetin fesadýdýr. Çünkü umumî olarak iyiydi bir zamanlar. Ýslâm hayatýn her yerine damgasýný vurmuþtu. Her þey güzeldi, ahlâk güzeldi. Þimdi ahlaksýzlýk tabî karþýlanýyor ve çok büyük ahlâksýzlýklar gözler önünde iþlenebiliyor. "Ýþte o zamanda..." diyor Peygamber Efendimiz, o zamaný, o ilerideki zamaný söyleyerek sünnete sarýlmanýn önemini anlatýyor. "Benim sünnetime sarýlan kimseye þehid sevabý vardýr." buyuruyor.

Onun için muhterem kardeþlerim, nerede olursak olalým, toplumumuz ne durumda olursa olsun; istersek Amerika'da veya Avustralya'da veya Avrupa'da olalým, nerede olursak olalým, cevremiz nasýl yaþarsa yaþasýn, biz Peygamber SAS Efendimiz'in sünnetine sarýlmalýyýz!.. Bunun çaresi nedir?.. Sahih bir hadis kitabýný, yâni herkesin baþtacý ettiði, öpüp baþýna koyduðu bir hadis kitabýný almak, okumak; okuduðunu da uygulamaktýr. Yâni bunun tek baþýna yapýlabilecek, en güzel kullanma þekli budur.

Daha güzel þekli: Ýslâm'ý güzel bilen ve güzel yaþayan insanlarla bir araya gelip, bir Ýslâmî toplum oluþturmaktýr. O zaman çok daha rahat olur. Hanýmlar, çocuklar rahat ederler; büyükler rahat ederler. Çünkü beraberlikten çeþitli faydalar, feyizler, bereketler hâsýl olur.

c. O zaman Sen Kendine Bak!

Üçüncü hadis-i þerif, Ebû Ümeyye eþ-Þa'bânî (Rh.A)'den rivayet edilmiþ, diyor ki:



(Seeltü ebâ sa'lebetel-huþeniyye) "Ebû Sa'lebe el-Huþenî'ye ben sordum..." diyor ismini saydýðým bu þahýs: (Yâ ebâ sa'lebeh, keyfe teklü fî hâzihil-âyeh: Aleyküm enfüseküm) Kur'an-ý Kerim'de bir ayet-i kerimenin parçasý:



(Aleyküm enfüseküm lâ yedurruküm men dalle izehtedeytüm) "Siz kendi nefsinize dikkat edin, kendinize bakýn! Siz hidayet üzere olursanýz, sapýk olan insanlar size zarar veremezler." buyruluyor. Bu ayet-i kerimeyi soruyor Ebû Sa'lebe'ye, Ebû Ümeyye isimli þahýs: "Bu ayet-i kerimeyi nasýl izah edersin? Ne demek bu?" diye soruyor.

O da cevap vermiþ ki: (Kemâ vallàhi lekad seelte anhâ habîran) "Allah'a yemin olsun ki sen bu soruyu bu konuyu bilen bir kimseye sormuþ bulundun." demiþ.

Demek ki, kendisi bunu biliyormuþ. Nerden biliyormuþ, anlatýyor:

(Seeltü anhâ Rasûlullah SAS) "Ben de bunu Peygamber Efendimiz'e, 'Bu (aleyküm enfüseküm) ne demek?' diye sormuþtum. O cevabýný vermiþti. Sen de bana sordun. Bu konuyu bilen bir kimseye sormuþ oldun vallàhi." diye böyle bir kuvvetli uslûbla anlatmýþ.

Peygamber Efendimiz'in þöyle buyurduðunu naklediyor bu sahabi, Ebû Sa'lebe el-Huþenî:

(Ý'temirû bil-ma'rûfi ventehû anil-münkeri hattâ izâ raeyte: Þuhhan mutàan, ve heven müttebean, ve dünya mü'sereten, ve i'câbe külli zî re'yin bire'yihî; ve aleyke binefsike veda' ankel-avâm. Feinne min verâiküm eyyâmen essiabiru fîhinne mislül-kàbýdý alel-cemri, lil-àmili fîhinne mislü ecri hamsîne racülen ya'melûne misle amelihî.)

Peygamber Efendimiz'in sözü burada bitiyor. Peygamber Efendimiz'in bu sözlerini Ýbn-i Mâce ve Tirmizî rivayet etmiþler, hadis-i hasen demiþler. Ebû Dâvud da --o da büyük bir hadis alimi-- biraz daha bir ilâve ile açýklama yapmýþ:



(Kîle: Yâ Rasûlallah! Ecrü hamsîne racülen minnâ ev minhüm) "Yâ Rasûlallah bizden elli adam mý, onlardan mý?"

(Kàle: Bel ecru hamsîne minküm) buyurmuþ.

Þimdi bu hadis-i þerifi açýklayalým. Ana çerçeveyi böyle baþý sonu belli olsun diye söyledikten sonra açýklamaya geçelim:

Peygamber Efendimiz ne buyurmuþ?

(Ý'temirû bil-ma'rûf) "Aklýn ve þeriatin güzel ve doðru bulduðu, ma'ruf denilen iþleri emredin, emr-i ma'ruf yapýn! (Ventehû anil-münker) Aklýn ve þeriatin çirkin, kötü olarak deðerlendirdiði çirkin olan, kötü olan þeyleri nehyedin, yaptýrtmayýn!"

Yâni ölçeðe göre çirkin ve kötü? Akla göre kötü, dinimize göre kötü olan. Çünkü bizim dinimize göre kötü olan, bir gayr-i müslimin ülkesinde tabii karþýlanabilir ama bizde kötü. Yâni bir kâfire göre tabii karþýlanabilir, ama mü'mine göre yanlýþ. Onun için: "Akla ve Ýslâm'a göre güzel olan þeyi emredin, akla ve islâma aykýrý olan þeyi de engelleyin, 'Yapmayýn!' diye yaptýrtmayýn. Emr-i ma'ruf, nehy-i münker yapýn." demek yâni.

(Hattâ izâ raeyte þuhhan mutâan) "Peþine takýlýp gidilen bir cimriliði; (ve heven müttebean) ve nefsin hevâsýna uymayý, (ve dünya mü'sereten) ahiret býrakýlýp da, dünyanýn tercih edilmesini görünceye kadar."

Þimdi burda hattâ edatý, þu oluncaya kadar demek. Yâni bunlarý görünceye kadar:

(Ve i'câbe külli zî re'yin bire'yihîgöz kırpma "Her akýl sahibinin, fikir sahibinin, oy ve görüþ sahibinin kendi oyunu beðendiði zamana kadar emr-i ma'ruf, nehy-i münker yapýn."

Nasýl emr-i ma'ruf, nehy-i münker yapacak insan?.. Konuyu bilecek, "Allah-u Teàlâ Hazretleri Kur'an-ý Kerim'de þöyle buyuruyor, Peygamber Efendimiz hadis-i þerifinde böyle buyuruyor." diyecek ama; toplum bozuldu, cimrilik var, herkes hevâ-i nefsine uyuyor, ahiret unutulmuþ, dünya tercih ediliyor ve herkes kendi fikrini beðeniyor, "Benim görüþüm doðru..." diyor. O zaman artýk sen ayet okusan, hadis okusan adam ayeti, hadisi kabul etmiyor ki, yâni onlara uymaya niyeti yok ki... "O durumu görünceye kadar emr-i ma'ruf, nehy-i münker yap!" buyurmuþ Peygamber Efendimiz muhatabýna.

"Ama bu durumu gördüðün zaman, (fealeyke binefsike) o zaman sen kendine bak. Yâni baþkalarýna emr-i ma'ruf, nehy-i münker yapýyorsun, dinlemiyorlar, burunlarýnýn doðrusuna gidiyorlar, Ýslâm'a aykýrý iþler yapýyorlar. O zaman sen kendine bak, kendine hâkim ol. (Ve da' ankel-avâm) Avâmý artýk terk et. Söyledin, dinlemediler; sen vazifeni yaptýn.

(Feinne min verâiküm eyyâmen) Çünkü sizin arkanýzda öyle günler vardýr ki, (essàbiru fîhinne mislül-kàbýdý alel-cemri) o zaman sabredenler, Ýslâm'a sarýlanlar sanki ellerine kor ateþi tutmuþ gibi olacaklar." Yâni eli yanar ateþi tuttuðu zaman. Ýþte öyle sabýr günleri gelecek ki. Ýslâm'a tutunanlar eline ateþ tutmuþ gibi, avucunun içi yandýðý gibi, cayýr cayýr yanacak. Yâni müslüman olmak, müslümanca yaþamak zor olacak.

(Lil-âmili fîhinne) "O günlerde Ýslâm'ý uygulayan, ibadetlerini yapan kimseye, (mislü ecri hamsîne racülen) elli adamýn ecrinin karþýlýðý verilir." Yâni bir kiþiye elli kiþinin sevabýnýn karþýlðý veriliyor. Kendi amelini yapan daha elli insan varmýþ gibi, hepsinin yaptýðý sevaplar kadar sevap veriliyor.

Demek ki, o sabýr günlerinde, zor günlerde böyle ibadet ve taati yapan kimselere, elli kiþilik sevap veriliyor.

Þimdi o ilaveye gelelim, Ebû Dâvud (Rh.A)'deki, ilâveye gelelim:

(Kìle: Yâ Rasûlallah! Ecrü hamsîne racülen minnâ ev minhum) Bu sözleri duyunca sahabe-i kiram, Peygamber Efendimiz'e sordular:

"--Biz sahabelerin içinden elli adam ecir kadar mý ecir verilir; yoksa o devirdeki, o insanlarýn elli tanesinin sevabý gibi mi sevap verilecek?" diye sormuþlar.

Tabii sahabe nedir?..



RE. 280/5 (Hayrul-kurûnî karnîgöz kırpma "Devirlerin en hayýrlýsý benim asr-ý saâdetimdir ve beniimle beraber olan insanlardýr, yânî sahabedir. (Sümmellezîne yelûnehüm) Sonra onlardan sonra gelenlerdir, yâni tâbiîndir. (Sümmellezîne yelûnehüm) Sonra onlardan sonra gelenlerdir, yâni tebe-i tâbiîndir." buyrulmuþtur.

Hadis-i þeriflerde bu kesin. Yâni asr-ý saadetin müslümanlarý en kýymetli insanlardýr. Hiçbir kimse onlarýn derecesine yükselemez. Çünkü onlar Peygamber Efendimiz'i yüz yüze gördüler, dünya gözüyle gördüler, sohbetlerini dinlediler, öyle feyz aldýlar. Onlar kýymetli.

"--Biz sahabelerden elli kiþi mi yâ Rasûlallah? Yoksa o devirdeki o insanlardan, o müslümanlardan elli kiþi mi?.." diye sorunca, Peygamber Efendimiz buyurmuþ ki: (Bel ecru hamsîne minküm)

"--Hayýr, sizin öteki söylediðiniz gibi deðil! Aksine sizden elli, sahabeden elli adamýn sevabý kadar sevap verilecek." diye Peygamber Efendimiz müjdelemiþ.

Demek ki, aziz ve sevgili kardeþlerim! Müslümanlar bulunduklarý ülkede, inandýklarýndan dolayý sýkýntýya uðrarlarsa, sabredecekler. Fitne, fesad, aksine propaganda, reklam, þeytanî þaþýrtmacalar, kýþkýrtmacalar, veyahut çevredeki herkesin böyle dünyaya dalmasý karþýsýnda þaþýrýp da, "Herkes yaparken bir elin aptalý ben miyim?" deyip, onlara kapýlmayacak. Yâni toplumun akýþýna kendisini kaptýrmayacak müslüman... Kur'an-ý Kerim'e sarýlacak, Peygamber SAS Efendimiz'i sünnet-i seniyyesine sarýlacak, öyle yaþayacak!

O zaman, öyle yaþadýðý zaman, bir kiþiye sahabeden elli kiþinin sevabý kadar sevap veriliyor. Öyle yaþadýðý zaman, Peygamber Efendimiz'in etrafýna hicret etmiþ insan gibi sevap kazanýyor. Öyle yaþadýðý zaman þehid olmuþ, kanýný, canýný Allah yoluna feda etmiþ insan gibi sevap kazanýyor.

O halde ne yapmamýz lâzým?.. Bu güzel hadis-i þerifler bir bakýma müjde, bir bakýma bize yol gösteren hadis-i þerifler. Bu hadis-i þerifleri duyduktan sonra ne yapmamýz gerekiyor?.. Tabii, Ýslâm'ý güzel öðrenmemiz gerekiyor. Çünkü Allah-u Teàlâ Hazretleri, Ýslâm'ý bize en büyük nimet olarak gönderdi. Ýslâm olmasaydý iþte diðer toplumlar gibi, dünyanýn baþka ilkel kabileleri, vahþiler, kötü adetleri yapan, uygulayan hayret ettiðimiz, uzak durduðumuz milletleri var, onlar gibi olabilirdik.

Ýslâm büyük nimet ve Peygamber Efendimiz'in gelmesi mü'minler için rahmettir. Peygamber Efendimiz'in Mescid-i Saadet'inde þöyle mihraba yakýn yerde yazýlmýþ ki, Peygamber Efendimiz'in isimlerinden birisi de Rahmetün lil-mü'minîn, yâni mü'minlere rahmettir.

Ýslâm mü'minler için rahmettir. Kur'an-ý Kerim bizler için rahmettir. Peygamber Efendimiz SAS bizzat, bizler için rahmettir. Biz o rahmetlere, nimetlere mazhar olmuþ insanlar olarak ne yapmalýyýz?..

Kur'an-ý Kerim'i öðrenmeliyiz, Peygamber Efendimiz'i tanýmalýyýz, hadis-i þeriflerini öðrenmeliyiz ve böylece Allah'ýn insaný nasýl sevdiðini; nasýl düþünüp, nasýl davranan insaný sevdiðini doðru olarak algýlamalýyýz. Çünkü bu devirde, iþte fikirlerin çoðaldýðý devir. Herkesin kendini beðendiði, kendisini doðru sandýðý devir. Herkes baþkalarýný da o tarafa çekmeye çalýþýyor. Ama basiretli bir insan, bilge bir insan, bilgin bir insan yanlýþ olduðunu çok açýk olarak görüyor uzaktan. "Yanlýþ yapýyor bunlar." diyor ama söz dinletemiyor.

O halde biz ne yapacaðýz?.. Kur'an-ý Kerim'i bu günden itibaren, bu sözleri duyduðumuz günden itibaren daha iyi bir öðrenmeye gayret edeceðiz! Peygamber SAS Efendimiz'in hadis-i þeriflerini daha bir uygulamak aþký ve þevkiyle, dikkatle dinleyeceðiz, okuyacaðýz ve hayatýmýza uygulayacaðýz! Allah'ýn sevdiði, sàlih, hàlis, muhlis, âbid, zâhid, âþýk, sàdýk bir kul olmaya gayret edeceðiz.

Böyle yaþayacaðýz ki hayat imtihandýr. Böyle yaþayýp Cenâb-ý Hakk'ýn huzuruna vardýðýmýz zaman, sevenin sevdiðine kavuþtuðu gibi bir kavuþma günü olsun, þeb-i arus olsun... Tabii Cenâb-ý Hak kendisini seveni sever. Kendisinin rýzasýný düþünenden râzý olur. Kendisinin rahmetini umaný, rahmetine erdirir. Kendisinden cenneti isteyeni, cennete sokar. Kendisinden cehenneme atýlmaktan sýðýnaný, atýlmamayý isteyeni de cehennemden korur. Hadis-i þeriflerde bu müjdeler verilmiþ.

Allah-u Teàlâ Hazretleri bizi cehenneminden, kahrýndan, gazabýndan, azabýndan, ikàbýndan, uzak eylesin... Rahmetine erdirdiði, sevdiði, râzý olduðu kullarýn zümresine dâhil eylesin... Hem sâlih insanlar olarak yaþayalým, bir... Hem de bundan daha güzel bir rütbe var; muslih insan olalým! Yâni baþkalarýný da islâh etmek için, baþkalarýný da doðru yola getirmek için, baþkalarý da sâlih insan olsun diye çalýþmak... O daha yüksek bir mertebedir.

Yâni daha cevval, daha faal olalým, Ýslâm'a daha çok hizmet edelim!.. Önümüzdeki günler, önümüzdeki çaðlar inþaallah, Ýslâm çaðýdýr. Ýslâm'ý insanlara götüren insanlardan birisi de biz olalým, o sevaplarý biz alalým!..

Allah-u Teàlâ Hazretleri, gayretinizi, aþkýnýzý, þevkinizi ziyade eylesin... Sevdiði þekilde yaþamanýzý nasib eylesin... Sevdiði iþleri yapmanýzý nasib eylesin... Hayýrlý uzun ömürlerle muammer eylesin... Ahirete irtihâl ettiðiniz, göçtüðünüz zaman cennetlik eylesin... Arkanýzda da sevap kazanmanýzý devam ettiren hayýrlý evlâtlar, hayýrlý eserler, hayýrlý müesseseler, hayrât u hasenât býrakmayý nasib eylesin... Cümlenizi rýdvân-ý ekberine vâsýl eylesin...

Aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler, esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtuhû!..
Gönderen: 28.12.2008 - 22:54
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Dai su an offline Dai  
922 Mesaj -
uzun bi yaziydi ama degdi

tesekkürler paylasim icin

ellerine saglik

gül
Gönderen: 31.12.2008 - 00:23
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sleep su an offline Sleep  
ÜMMETİN BOZULDUĞU ZAMAN...
84 Mesaj -
Amin Ecmain Kardeþim
Gönderen: 21.01.2009 - 10:02
Bu Mesaji Bildir   Sleep üyenin diger mesajlarini ara Sleep üyenin Profiline bak Sleep üyeye özel mesaj gönder Sleep üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1630 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
BETÜLSENA (44), MELIKSAH04** (54), fikoberber (60), diro (51), belinayy (36), NE GÜZEL (60), himanur05 (45), Hak-dilaram (55), fikriminincegul.. (42), merra (47), fasunar (37), buyoo (43), nurullah-99 (40), AHMETSAYAN (44), ****moslem**** (32), yusuf@ertan (48), hasretim_7272 (40), börtecine38 (45), bicaregul (47), takva (48), gulseniraz (47), bulent_girgic (53), sehadet_yolcusu.. (38), berivan21 (41), FardipliSinHA (39), 0571 (48), anotcu (52), KaRa MuRaT (51), ssjabba24 (45), mysticcc (40), sulku (61), f@tma (43), Serdal57 (45), evsiz57 (40), mamat (46), ibrahimcetinari (84), gulten (41), muhammedarmagan (40), hakanesen48 (48), rahm.ak (41), atila (61), sinan90 (35), kardelen 78 (47), ahmetberk (53), dogan4242 (59), asiye69 (35), erolbu20 (39), Hasan Sami (62), kaangrgl (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.91355 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.