0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Örtünmek Isterim, Ama...

önceki konu   diğer konu
5 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Hüzünlü_gurbet su an offline Hüzünlü_gurbet  
Örtünmek Isterim, Ama...
138 Mesaj -
Örtünmek isterim, ama ikna olmam lazým
"KURANDA KESÝN HÜKÜM VAR YETMEZMÝ ÝKNA OLMANA"
Örtünmem gerekiyor, ama geleceðimi düþünmek zorundayým
"GELECEK ÖLÜM ONU DÜÞÜNDÜNMÜ"
(c.c.) beni baþý açýk olarak da sever
"AMA GÜNAHKAR KULUM DER"
Kapalýyým, ama ailem okul için baþýmý açmamý istiyor
"AÝLEN SENÝ CEHEMMEN ATEÞÝNDEN KURTARMAYACAK"
Fazla açýk olmadýðým için, günah olduðunu zannetmiyorum
"GÖRÜNEN HER TEL ZÝNA AZMI GÜNAH ACABA"
Genç yaþta da kapanmak olmaz ki, yaþlanýnca inþa (c.c.)
"YAÞLANACAÐIN GARANTÝ MÝ YA YARIN ÖLÜRSEN"
Tekrar açýlýrým düþüncesiyle, kapanmýyorum
"HELE BÝ KAPAN ONU SONRA DÜÞÜN"
Bazý özgürlüklerimin kýsýtlanacaðý düþüncesiyle kapanmak istemiyorum
"AllahIN KARÞISINDADA ÖZGÜR OLABÝLECEKMÝSÝN"
Kapanmak önemli deðil, önemli olan kalbinin temizliði
"KALBÝN TEMÝZLÝÐÝ GÜNAHA ENGEL DEÐÝL"
Evlenince kapanýrým, ;kýzým evlenince kapanr;
"EVLENECEÐÝN GARANTÝMÝ"
Güzelliðimi sergilemek istediðimden dolayý kapanmamýþtým
"GÜZELLÝÐÝNÝ SADECE EÞÝNE SERGÝLESEN NE GÜZEL OLUR"
Kapanýrsam, diðer dini vecibelerimi de yerine getirmem gerekecek
"EE BÝ YERDEN BAÞLAMAK LAZIM"
Dinden çýkmadýðýma göre baþýmý açmamda problem yok
"DÝNDEN ÇIKMADIN AMA GÜNAHKARSIN''
Baþörtü için kendimi henüz hazýr hissetmiyorum
"ÖLÜNCEMÝ HAZIR OLACAKSIN"
Bu zamanda da baþörtü olmaz ki! Hangi çaðdayýz?
" GÜNAHIN BU ZAMANI O ZAMANI YOK KURAN HER ÇAÐ ÝÇÝN ÝNDÝ"
Kýsmet, bir bakarsýn kapanýrýz inþa (c.c.)
"ÝNÞAllah AMA ACELE ET YAÞLANDIKTAN SONRA OLECEÐÝNE DAÝR SENEDÝN VARMI?''
Önemli olan, saç dýþýndaki vücudun teþhir edilmemesi
"YANÝ GÜNAH SADECE VUCUDAMI VAR"
Denedim, ama boðulacak gibi oldum
"AMA ÝTÝKAT GEREKÝYOR"
Evlenememe korkusu
"SAÇIN AÇIK DÝYE SENÝNLE EVLENEN ERKEKTEN NE BEKLERSÝNKÝ"
Lise ve üniversitedeki baþý açýk öðrencilere dinimi anlatacaðým için baþýmý açacaðým, yani hizmet için
"KENDÝNE HÝZMET EDEMEYECEKSÝN"
Kapanmak içimden gelmiyor
"NEDEN,GÜNAH ÝÞLEMEK HOÞUNAMI GÝDÝYOR"
Baþörtülülerin yeterince örnek olamamalarý
"SEN ÖRTÜN VE ÖRNEK OL ONLARA''
Nefsime yenik düþtüðümden, kapanamýyorum....
"NEFÝS ÞEYTANDIR SEN ÞEYTANA YENÝKSÝN GELECEÐÝNÝ DÜÞÜN YENÝLME"

Gönderen: 01.04.2009 - 23:02
Bu Mesaji Bildir   Hüzünlü_gurbet üyenin diger mesajlarini ara Hüzünlü_gurbet üyenin Profiline bak Hüzünlü_gurbet üyeye özel mesaj gönder Hüzünlü_gurbet üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rahil su an offline rahil  
1191 Mesaj -
Elinize Saglik Te$ekkürler
Gönderen: 06.04.2009 - 14:58
Bu Mesaji Bildir   rahil üyenin diger mesajlarini ara rahil üyenin Profiline bak rahil üyeye özel mesaj gönder rahil üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
burcunur su an offline burcunur  
635 Mesaj -

Gönderen: 07.04.2009 - 18:23
Bu Mesaji Bildir   burcunur üyenin diger mesajlarini ara burcunur üyenin Profiline bak burcunur üyeye özel mesaj gönder burcunur üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sessizz su an offline Sessizz  
50 Mesaj -
Elinize Saglik
Gönderen: 07.04.2009 - 18:47
Bu Mesaji Bildir   Sessizz üyenin diger mesajlarini ara Sessizz üyenin Profiline bak Sessizz üyeye özel mesaj gönder Sessizz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Te$ekkürler Elinize Saglik


'Hey sen baþörtülü kýz!'
Yeni Þafak
Asýrlardýr bu topraklarda var olan baþörtüsü yüzyýlýn baþlarýnda yeniden kodlanýr ve bu, baþörtülüleri dýþlamanýn nedeni haline getirilir. Yýllardýr tekrar edilen cümle ise ilk kez 1967'de Hatice Babacan'a sarfedilir: "Hey sen baþörtülü kýz. Ya baþýný aç, ya sýnýfý terket."


Ontolojik kaynaðýný Kur'an'dan alan ve asýrlardýr bu topraklarda var olan baþörtüsü, yasaklandýðý ve 'türban' adýný aldýðý 1980'lerden bu yana Türkiye'nin deðiþmeyen gündem maddelerinden biri. Çatýþma kültüründen beslenen ülkede baþörtüsü, iç bölünmenin neredeyse tek simgesi haline getirilirken baþörtülü kadýnlar 'modernliðin mabedi' kamusal alanýn tamamen dýþýnda tutuluyor. Konunun bir 'sorun' halini alýþý da buradan kaynaklanýyor zaten. Baþörtülü kadýnlar 'ya aç ya terk et' baskýsýna maruz býrakýlýrken tartýþmalar kliþelerle, ezbere konuþmalarla yürütüldü bugüne kadar; mesele dar bir alana sýkýþtýrýldý ve konuþanlar da çoklukla ve nedense erkekler oldu hep. O yüzden Elest Yayýnlarý'ndan çýkan 'Yemenimde Hare Var / Dünden Yarýna Baþörtüsü' adlý kitap konuyu / sorunu 43 kadýnýn katýlýmýyla tanýmlýyor ve çözüm önerileri üretiyor. Yaþanan tarihi süreci de kapsayan kitapta siyasetçiler, akademisyenler, yazarlar, gazeteciler ve sanatçýlar baþörtüsünü konuþuyor. Üç gün sürecek olan yazý dizisi de toplumsal bir sorun haline gelen konuyu ele alýyor, ortaya çýkacak çözüme katký da bulunmayý amaçlýyor. Türkiye'de baþörtüsü yasaðý son 20-25 yýla damgasýný vurmuþ ve süreklilik arz etmesi nedeniyle bir 'sorun' haline gelmiþ olmakla birlikte, giyim kuþam üzerindeki tasarruflarýn tarihi 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýna, 1876'da kabul edilen ve toplumdaki herkese kýyafet eþitliði getiren Kanun-i Esasi'ye dayanýr. Müslüman tebaya da fes giymeyi zorunlu kýlan uygulama, kadýnlar için iþletilmez. Kadýn kýyafetlerindeki farklýlýk, Müslüman kadýnlarýn gayri müslim kadýnlardan ayrýlmasý gerektiði düþünülerek korunur. II. Mahmut döneminde baþlayan batýlýlaþma hareketi Avrupai hayat tarzýnýn benimsenmesine ve yaygýnlaþmasýna yol açar. Bu dönemdeki genel alafrangalaþmadan kadýn kýyafetleri de etkilenir. 20. yüzyýlýn baþlarýnda yani, II. Abdülhamit döneminin sonlarýnda Ýstanbul kadýnlarý Avrupa kadýn kýyafetleri modasýnýn etkisindedir.

Çaðdaþlýðýn lokomotifi: Kadýn

Cumhuriyetin ilanýndan ve kýlýk-kýyafet inkýlabýndan sonra kadýn, Türk modernleþmesinin lokomotifi haline gelir. Çaðdaþlýðýn görünürlülüðü kadýn bedeninde gerçekleþir ve sonradan "kostüm modernliði" olarak tanýmlanan bir deðiþiklik yaþanýr. Batý karþýsýndaki ezikliðin sebebi ve göstergesi olarak gösterilen baþörtüsü ise geriliðin, çað dýþýlýðýn simgesi olarak kodlanýr.

Milli Þef döneminde de ayný algý ve kýyafetler üzerindeki baský devam eder. 1950 seçimleriyle iktidar olan Demokrat Parti'nin dini yaþam alanlarý üzerindeki baskýyý kaldýrmasýyla baþlayan süreçte baþýný örtmek, okumak ve çalýþmak isteyen kadýnlar -sayýlarý az olmakla birlikte- kamusal alanda görünmeye baþlar. 1950'li yýllarda Türkiye ilk kez baþörtülü bir doktorla; Hümeyra Ökten ile tanýþýr. Baþýný Týp Fakültesi'nde iken örten ilk öðrenci ise Cerrahpaþa Týp Fakültesi'ni birincilikle bitirmesine raðmen kürsüye çýkarýlmayan Dr. Gülsen Ataseven'dir.

Ýlk baþörtülü öðrenci: Babacan

Türkiye baþörtüsü tartýþmalarýnýn bugünkü halini aldýðý ilk olayla gençlik hareketlerinin dünyayý sardýðý yýllarda karþýlaþýr. A.Ü. Ýlahiyat Fakültesi öðrencisi Hatice Babacan 1967 yýlýnda baþý örtülü olarak Ýslam tarihi dersine girer. Kürsüdeki hoca Prof. Neþet Çaðatay, Babacan'ý farkeder ve yýllarca ayný kalýp içinde tekrar edilecek olan cümleyi ilk kez sarfeder: "Hey sen! Sen baþörtülü kýz! Sýnýfta bu kýyafetle oturamazsýn. Ya baþýný aç ya da dýþarý çýk!" Gerilimin sürmesi ve genç kýzýn bir gün tartýþma esnasýnda bayýlmasý üzerine konu basýna yansýr. Ýlahiyat Fakültesi'nde öðrenci eylemleri yapýlýr. Bu eylem öðrenci eylemlerinin ilki olarak Türkiye tarihe geçer.

Baþörtüsü ile bir sembol haline gelen, baþýný örtme biçimi 'Þulebaþ' olarak adlandýrýlan ve hapis yatan ilk baþörtülü yazar ise Þule Yüksel Þenler olur. Erken bir yaþta hikaye yazmaya ve gazeteciliðe baþlayan Þenler, önce Mehmet Þevket Eygi'nin Bugün gazetesinde "Ýslam Kadýný" baþlýðýyla yazýlar yazar, daha sonra Babýali'de Sabah gazetesinde "Kadýn ve Giyim" baþlýklý bölümde modern tasarýmlý tesettür kýyafetlerini yayýnlar. Toplumsal bir figür halini alan Þenler, tüm yurdu dolaþarak "Ýslam'da kadýnýn mükellefiyetleri ve vazifeleri" konusunda konferanslar verir.

Sorun ortak bir sorun

Nimet Çubukçu/ AK Parti Ýstanbul Milletvekili - MKYK üyesi - Hukukçu
"Baþörtüler bir güruh veya bir partinin tabaný deðiller. Bu Türkiye'nin ortak sorunu. Bir tek bizim sorunumuzmuþ gibi tarafýmýzdan sahiplenilmesi meseleyi þahsileþtiriyor, toplumun cepheleþmesine yol açýyor. Burada yaygýn bir insan haklarý ihlali söz konusu. Toplumdaki her kesimin çözüme katký saðlayacak þekilde çalýþmasý gerek. Diðer hak ihlallerine karþý sesimizi nasýl yükseltiyor ve çözüm arýyorsak bu soruna da öyle yaklaþýyoruz. Bir hukukçu olarak olanlara üzülüyorum. Biz onlardan farklý düþünen insanlar deðiliz. Bunu ben malumun ilaný gibi düþünürüm. Sorunu anlayan insanlarýn iktidarda olduðunu unutmamalarýný ve güvenlerinin devam etmesini bekliyorum onlardan."

Yasak yasal deðil!

Kezban Hatemi/ Hukukçu
"Baþörtüsü yasaðý için mevcut anayasal düzen içinde savunulabilecek hiçbir hüküm yok. Üstelik halkýn bir sivil toplum hareketi olarak bu yasaða karþý gelmesi yani sivil itaatsizliði gibi bir durum da yok. Yasak söz konusu olduðunda yanlýþ Anayasa Mahkemesi'nin kararýyla baþlýyor. Anayasa Mahkemesi'nin önüne mevcut kanuni sisteme aykýrýlýk nedeniyle iptal edilmesi gereken kanuna aykýrý bir yasa geldiðinde mahkeme ya o kanunu mevcut yasaya, Anayasa'ya aykýrý bulup iptal eder veya aykýrý bulmaz ilga eder, yani geri gönderir. Oysa Anayasa Mahkemesi iptal etmemiþ, sadece "baþörtüsü çaðdaþ deðildir" diye bir yorum yapmýþ. Oysa yorum yapamaz. Burada bir hukuk karmaþasý var."

Derinde bir korku var

Ece Temelkuran/ Milliyet gazetesi yazarý
"Derinde bir korku var. Bilhassa kadýnlar için. Hatta bu korku çoðu kez resmi ideolojiyle açýklanamayacak kadar içkin ve kadýn olmakla ilgili. 'Bizi tuzaða düþürecekler, eve kapatacaklar' korkusu. Bu, kabul etmemekle birlikte anlayabileceðim bir þey. Evet, 'açýk' bir kadýn olarak Türkiye'deki muhafazakarlaþmadan ben de ürküyorum. 'Türbanlý' kadýnlardan ürkmüyorum, bir ideolojinin, istediðim gibi yaþama hakkýný elimden alacaðýndan korkuyorum bireysel olarak. Ki bu bence son derece doðal bir durum. Þöyle de bir mesele var aslýnda: 'Açýk' kadýnlarýn fazla örtünmüþler tarafýndan tacizi! Ya da baþörtülülerin 'namus timsali' olarak bir göstergeye dönüþerek geriye kalan kadýnlarý 'daha az namuslu kadýn' göstergelerine dönüþtürmeleri."

Bu, yüzyýllýk bir algý
<>Nazife Þiþman/ Yazar-Çevirmen
"Sorunun baþlangýç noktasýna gitmek, bizi geçen yüzyýlýn baþlarýna götürür. Modern Batý karþýsýnda hissedilen gerilik, en fazla kadýnlarýn tesettürü alanýnda kendisini göstermiþti. Modernleþme tecrübemizde yüzü açýk bir kadýn fotoðrafý, bir traktör veya bir fabrika kadar, hatta ondan da önemli bir çaðdaþlýk sembolü olagelmiþtir. Bu nedenle de konjonktürel olarak peçe, çarþaf, sýkma baþ, baþörtüsü, türban gibi farklý isimler alan tesettür, hem batý karþýsýndaki gerilik ve ezikliðimizin sebebi, hem de göstergesi olarak kodlanmýþtýr. Baþörtüsü karþýtlýðý, kökleri modernleþme tecrübemize uzanan ve cumhuriyetin kuruluþ dönemi reflekslerinden beslenen bir tutumdur. Ve daima sembolik bir önem taþýmýþtýr."
Ara çözüm 'türban'
Yeni Þafak - Dizi Yazý
9 Mart 2005

1980 darbesinden sonra baþörtüsüne getirilen yasak üzerine YÖK Baþkaný Doðramacý 'türban'ý teklif eder. Baþörtüsünü topluma yabancýlaþtýran türban adlandýrmasý hem anlam kaymasýna yol açar, hem de türbaný 'korku' öðesi olarak yeniden kodlar.

12 Eylül 1980 askeri darbesini takip eden yýllar boyunca baþörtüsü ve baþörtülü öðrenci tartýþmalarý ülke gündeminin deðiþmez maddelerinden biri olur. Ýhtilal yönetiminin tasarrufuyla kurulan Yüksek Öðretim Kuru- mu(YÖK)'nun baþkanlýðýný yapan Prof. Ýhsan Doðramacý, yasaðýn devam ettiði 1984 yýlýnda, gerilimi düþürmek, baþörtülü kýz öðrencilerin okullarýna devamýný saðlamak amacýyla ara bir çözüm olarak "türban"ý teklif eder ve üniversitelere talimat verir.

Saçý kapatan ama boynu açýkta býrakan, Fransýzca kökenli türban kelimesi bundan sonra baþörtüsü yasaklarý çerçevesinde sorunlaþan konuya adýný verir. Bir anlam kaymasý yaþanýr ve baþörtüsünü modern þekilde baðlayan genç kýzlarýn örtüsü de yanlýþ bir adlandýrmayla türban olarak telâffuz edilir.

12 Eylül darbesinin ardýndan Ýmam Hatip Liselerinde de ilk kez baþörtüsü yasaðý uygulanýr. Daha sonra Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'ndan alýnan resmi bir yazý ile öðrencilerin sadece Kur'an derslerinde baþlarýný örtmelerine izni verilir.

Baþörtülü öðrencilerin yükseköðretim kurumlarýnda görülmeye baþlandýðý bu yýllarda YÖK, 20 Aralýk 1980 tarihli genelge ile üniversitelerde baþörtüsünü tamamen yasaklar.

Baþörtülü genç kýzlar bu yýllarda çoklukla koyu renkli robadan geniþ pardösüler giymekte omuzlarý tamamen kapatan büyük ve koyu renkli baþörtüler baðlamaktadýrlar. Bu yýllar üniversite önlerinde baþörtüsüyle eðitim özgürlüðünü talep eden öðrencilerin protesto eylemleriyle geçer. Solcu öðrencilerin de katýldýðý bu eylemlerle sorun, tavýr alýnan ve tüm Türkiye tarafýndan bilinen bir konu haline gelir.

Evren: Türbanlýlar tamam ama ya çarþaflýlar ve mayolular da gelirse

Baþörtüsüne "türban" adýnýn verildiði bu yýllar, Turgut Özal'ýn baþbakanlýðýnýn ilk yýllarýdýr. Özal yasaða karþý çeþitli giriþimlerde bulunur ve 1984 yýlýnda YÖK'ten türbana izin çýkar. Ayný yýl türban yüzünden okuldan uzaklaþtýrýlan bir kýz öðrencinin itirazýný reddeden Danýþtay'ýn kararý, tartýþmalarý alevlendirir. Cumhurbaþkaný Kenan Evren'in "Türkiye'de irtica tehlikesi var" demesi üzerine YÖK, Danýþtay kararýna da uyarak 1987 yýlýnda türbaný tekrar yasaklar. Turgut Özal 1987 genel seçiminden hemen sonra Meclis'te, türbaný serbest býrakmak için yasa tasarýsý hazýrlýðý baþlatýr. ANAP Malatya Milletvekili Bülent Çaparoðlu'nun öncülük ettiði çalýþma sonucunda yasa çýkar ama Cumhurbaþkaný Kenan Evren "türbanlýlar tamam ama çarþaflý ve mayolular da gelirse ne olacak" diyerek yasayý veto eder.

Bunun üzerine Turgut Özal ve Avni Akyol, YÖK Baþkaný Ýhsan Doðramacý ve Cumhurbaþkaný Kenan Evren'le konuþup mutabýk kaldýktan sonra YÖK Disiplin Yönetmeliði'nde deðiþiklik yapýlýr ve türbana özgürlük saðlayan yeni yasa Aralýk 1988'de Meclis'ten geçirilir. Evren yasayý bu defa veto etmez, önce imzalar, sonra da Anayasa Mahkemesi'ne götürür. Mahkeme 26 Mart 1989 yerel seçimlerinden hemen önce türban yasasýný iptal eder. Bunun üzerine Ýstanbul baþta olmak üzere ülkenin pekçok þehrinde geniþ katýlýmlý protesto mitingleri düzenlenir.

ANAP mahkemenin iptal gerekçesini dikkate alarak 25 Ekim 1990'da yükseköðretim kurumlarýnda baþörtüye serbesti getiren üçüncü kanunu çýkarýr. Bu defa SHP iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne baþvurur, talep reddedilir. 2547'nin ek 17. maddesi uyarýnca üniversitelerde her türlü kýlýk ve kýyafet serbest olur ve 1997'de Kemal Gürüz'ün YÖK Baþkaný seçilmesine kadar 7 yýl boyunca 81 üniversitede 150'ye yakýn rektör ve 2 YÖK baþkaný tarafýndan uygulanýr.

Baþörtülü kýz öðrencilerin çoklukla, herhangi bir yasakla karþýlaþmadan üniversiteye devam edebildiði 1990'lar, baþörtülü kadýnlarýn aktif siyasetin ve deðiþik iþ alanlarýnda yer almaya baþladýðý yýllardýr. Refah Partisi iktidarýnýn ilk yýllarýndan 28 Þubat'a kadar gelinen dönem, hem baþörtülülerin kamusal alanda sýkça görüldüðü hem de toplumsal cepheleþmenin ve zýtlaþmanýn simgeler üzerinden yürütüldüðü bir dönemdir. Gerilimin arttýðý bu yýllarda jakoben laik-Kemalist kesim tarafýndan erkeklerde sakal, kadýnlarda baþörtüsü 'þeriat özlemindeki' Ýslamcý kesimin görünür 'siyasi/ideolojik' iþaretleri olarak algýlanýr.
CHP daha kolay çözebilirdi
ZEYNEP DAMLA GÜREL / CHP Milletvekili
Ben iki senedir partideyim ama CHP'nin türban konusuna nasýl baktýðýný anlayabilmiþ deðilim. Daha ziyade kendimizi tartýþan bir partiyiz maalesef. Genel bir kaný ve genel bir reaksiyon var arkadaþlar arasýnda. Türban sorunu siyasi deðil sosyolojik bir olaydýr ve enteresan biçimde siyasi partiler yansýttýklarý tabanýn sorunlarýný çözemezler genelde. O yüzden bu sorunu AKP'nin çözmesi çok daha zor. Aslýnda CHP çok daha kolay çözebilirdi. Çünkü AKP'nin yaklaþýmý her zaman belli þüpheleri de beraberinde getirecektir. Üzülüyorum, kimsenin maðdur olmasýný deðil sorunun çözülmesini istiyorum. Çözüm üretmekten korkmayalým, birbirimizi kabul edelim ve kendimize güvenelim.

Her zaman eþimin yanýndayým
MÜNEVVER ARINÇ / Öðretmen - TBMM Baþkaný Bülent Arýnç'ýn eþi
Bizler baþörtüsünü bir simge olarak deðil inancýmýz gereði olarak örtüyoruz. Eþimin yanýnda resepsiyonlarda bulunmam gerekirken bulunamadýðým doðru. Fakat ben 25 yýldýr eþimin hayatýnýn her karesinde, onun yanýnda oldum. Resepsiyonda yanýnda bulunamamam bizim açýmýzdan çok büyük eksiklik deðildi. Bizim bir eksiðimiz yanlýþýmýz yoktu. Bize bu muameleyi yapanlara kýrgýným ama inanýn çok güçlüyüm. Yapýlanlar o kadar yanlýþ o kadar haksýz ki, söyleyecek tek kelime bulamýyoruz. Türkiye'nin bu sorunu aþabileceðine bütün samimiyetimle inanýyorum.

Sorun tektipleþtirilmek
ELÝF ÞAFAK / Edebiyatçý-Yazar-Akademisyen
Türkiye'deki baþörtülü kadýnlarýn baþörtüleri nedeniyle yaþadýðý en önemli sorun hem karþýtlarý hem de yandaþlarý tarafýndan tek-tip-leþ-ti-ril-mek. Her iki kesim de baþörtülü kadýnlarý tek tip, yekpare bir kimlik olarak algýlýyor ve bunun içindeki farklýlýklarý, bireysellikleri görmüyor. Bu sorun hepimizin sorunu. Senin özgürlüðün benim sorunum çünkü benim özgürlüðüm de senin sorunun. Bunu öðrendiðimiz zaman daha demokratik bir ülke olacak Türkiye. Türbanýn deðil tahakkümperver zihniyetlerin tehlike içerdiðine inanýyorum. Çözüm için öncelikle tartýþmayý kutuplaþmýþ çerçeveden çýkarmak gerek.
2005: Baþörtüsü Yýlý
Yeni Þafak - Dizi Yazý
10 Mart 2005

Baþörtüsünün yasaklanmasý ve "sorun" olarak tekrar gündeme geliþ tarihi 'post modern' diye tabir edilen 28 Þubat 1997 ve devam eden yýllardýr. Ali Bayramoðlu'nun "28 Þubat rejimin militer renginin koyulaþtýðý ve bu koyuluðun süreklilik ve meþruiyet kazanmaya çalýþtýðý genelde Ýslami kesimin özelde ise baþörtülü öðrencilerin artan baskýlara maruz kaldýðý bir süreç" olarak tanýmladðý sürecin baþýnda toplanan Milli Güvenlik Kurulu'ndan "Kýyafet Kanunu'na aykýrý olarak ortaya çýkan uygulamalara kesinlikle mani olunmalý" þeklinde bir "tavsiye" kararý çýkar. ANASOL-D Hükümeti'nin kurulmasýyla birlikte yasakçý tavýr, genelgeler aracýlýðýyla ve baþkanlýðýný Kemal Gürüz'ün yaptýðý YÖK eliyle tüm üniversite rektörlerine iletilir, baþörtüsü yasaðýnýn tavizsiz þekilde uygulanmasý istenir. 13 Mart 1998 tarihindeki Rektörler Komitesi toplantýsýndan önce MGK'nýn sivil giyimli üç uzmanýndan "irtica brifingi" alan rektörler, toplantý sonrasýnda yayýnladýklarý bildiride "brifingi içselleþtirmelerinin sonucu" olarak üniversitelere baþörtülü olarak gelmenin suç olduðunu vurgularlar.

'Yasak için bilime ara verin' talimatý

Uygulamaya geçen ilk üniversite, rektörlüðünü Kemal Alemdaroðlu'nun yaptýðý Ýstanbul Üniversitesi'dir. Alemdaroðlu, dekanlara "Türban yasaðýný uygulamak için gerekirse bilime ara verin" þeklinde tarihi bir talimat verir. Rektörler tarafýndan fakülte dekanlýklarýna gönderilen bir yazýda baþörtülü ve sakallý öðrencilerin fiþlenmesi, öðrencilerin kýlýk-kýyafetlerini içeren bilgilerin en geç mayýs ayýna kadar rektörlüklere bildirilmesi istenir. Bu süreçte yasaklara itiraz eden öðretim görevlileri de paylarýna düþeni alýrlar.

Ýkna odalarý icat edilir

Alemdaroðlu yeni kayýt döneminde, Rektör Yardýmcýsý Prof. Nur Sertel'in yönetiminde bir uygulama daha baþlatýr. Kayýt yaptýrmaya gelen baþörtülü öðrenciler baþlarýný açmalarý yönünde psikolojik telkin ve baskýnýn yapýldýðý "ikna odalarý"na alýnýrlar.

Baþörtüsü yasaðý 2000-2001 öðretim yýlýndan itibaren Ýmam Hatip Liselerinde de uygulanýr. Yasak geniþ katýlýmlý mitinglerle protesto edilir. Yasak alaný geniþleyince maðdurlara destek vermek amacýyla ilk kez örgütlenmeye gidilir. 1999 yýlýnda eþ zamanlý olarak iki örgüt kurulur: AK-DER ve ÖZGÜR-DER.

Baþörtüsü yasaklarý 2001 yýlý ocak ayýnda M.Ü. Ýlahiyat Fakültesi'nde de uygulanmaya baþlanýr. Zekeriya Beyaz'ýn yeni dekan olduðu Ýlahiyat Fakültesi'nde okuyan 1500 kýz öðrenci 10 Ocak sabahý kampüs giriþinde bekleyen polis kuvvetlerince okullarýna alýnmaz. 1100 erkek öðrenci ise yasaða son verilene kadar kýz öðrencilere destek vermeye devam edeceklerini belirterek okullarýna girmezler. Marmara Ýlahiyat'ta eðitim yasak nedeniyle durur. 2002 yýlý sonunda yasaðýn uygulanmadýðý hiçbir üniversite kalmamýþtýr.

Kamusal alan, giremezsin!

28 Þubat'a kadar meslek sahibi baþörtülü kadýnlar çeþitli engellemeler olmakla birlikte okul ve hastaneler baþta olmak üzere devlet dairelerinde çalýþabilmektedirler. 28 Þubat sonrasýnda ise binlerce memureye uyarma, maaþ kesme, sicile geçme, ihraç etme gibi cezalar verilir. Baþörtülü memurlar ya baþlarýný açmak, ya peruk takarak devam etmek ya da görevlerini býrakmak zorunda býrakýlýrlar. Baþörtüsü yasaklarýnýn keyfi ve anlamsýz bir þekilde her yere yayýlabildiðinin bir göstergesi olarak 2002 yýlý haziran ayýnda Türkiye'de çok "trajik" bir olay yaþanýr. Rahim kanseri olan 71 yaþýndaki Medine Bircan, saðlýk karnesindeki fotoðrafý baþörtülü olduðu için iþlemleri tamamlanamadan, gerekli týbbi yardýmý alamadan hayatýný kaybeder. Yasaklarýn geniþlemesiyle birlikte tartýþma 'kamusal alan'a kayar. Kamusal alanýn sýnýrlarýnýn nerede baþlayýp nerede bittiði ise belirlenemez.

1998 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Týp Fakültesi beþinci sýnýf öðrencisi iken getirilen türban yasaðý nedeniyle disiplin cezasý alarak okuldan uzaklaþtýrýlan Leyla Þahin, iç hukuk yollarý tükendikten sonra Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine baþvurur. AÝHM davayý 29 Haziran 2004'de sonuçlandýrýr ve Türkiye üniversitelerindeki baþörtüsü yasaðýnýn insan haklarý ihlali oluþturmadýðýný açýklar. Ayný günlerde Human Rights Watch / Ýnsan Haklarý Ýzleme Örgütü (ÝHÝÖgöz kırpma yasaðýn kabul edilemez bir hak ihlali olduðunu açýklar. ÝHÝÖ, baþörtüsü kullanmanýn kamu düzenini bozmadýðýný, baþkalarýnýn hak ve özgürlüklerini tehdit etmediðini belirtir.

Ýnanç Özgürlüðü Platformu

2005 yýlý ocak ayýnda baþörtüsü maðduriyetinin giderilmesi ve dini özgürlükler üzerindeki yasaklarýn kaldýrýlmasý için Mazlum-Der, Hak-Ýþ, Memur-Sen, MGV, Alperen Ocaklarý, Anadolu Gençlik Dernekleri, Önder, Ýlkder ve Huder gibi sivil toplum kuruluþlarýndan oluþan bir platform kurulur: Ýnanç Özgürlüðü Platformu. 2005'i 'Baþörtüsüne Özgürlük Yýlý' ilan eden Platform, konuyu gündemde tutmak ve sivil eylemlerini tüm yurda yaymak için illerde teþkilatlanacaklarýný ve her hafta ayný saatte ayný þekilde eylem yapýlacaðýný açýklar.

Seyirci kalan kadýnlara kýrgýným

MERVE KAVAKÇI / Ýstanbul Eski Milletvekili
"Bazý hatalar yapýldý o günlerde. Mesela, benim o gün and içip görevime baþlamam lazýmdý. Meclis salonunu -sonra dönmek üzere- terk etmem hata oldu. Çocuklarýmýn çektiði sýkýntý da benim için hesaplanmasý zor bir konu. Geriye baktýðýmda, Allah'a þükrediyorum. Bugün olsa, yine bu görevi seve seve üstlenirdim. Partili arkadaþlarýma þahsen kýrgýn deðilim. Beni dýþlayan, bana iftira edenlere bir kýrgýnlýðým var elbette. Özellikle, bana karþý giriþilen lince, alkýþ tutan veya seyirci kalan Türkiye kadýnlarýna kýrgýným. Kadýnlýk adýna bir kýrgýnlýk, bu. Çifte standartlarý olanlara bunu itiraf etmedikleri için kýrgýn ve kýzgýným."

"Yasaklarý, belki de 'manevî derin devlet' koyuyordur!"

AYÇA ÞEN / Radikal Gazetesi Yazarý/ Radyo N101 Programcýsý
"Ben konuya tasavvufi açýdan bakýyorum. Kadýnlarýn da geliþmeden, öncelikle bu sembolizmi yýkmadan düþüncelerinde özgürleþeceðine inanmýyorum. Onlarýn da sýnavý bu demek ki. Her þey Hakk'tan geliyorsa, bu da Hakk'tan geliyor diyebilmeliler. Belki "manevi derin devlet" bunu, bunun için yapýyordur! 'Ben' diye deðil, bu uzun vadede 'biz'e ne kadar yarayacak diye bakmak gerekir duruma. Benliði býrak önce, sen kendinden geç bakalým hele, o senin saçýn deðil, sonra kendine dön, bakalým kapattýðýnda neyi kapatýyorsun. Yasak eðer bir iþe yarayacaksa -ki yaramak zorunda- buna yarayacaðýný düþünüyorum ben."

Türban, devletin yarattýðý simge

EREN KESKÝN / ÝHD Sözcüsü - Avukat
"12 Eylül askeri darbesiyle baþlatýlan bir süreçtir bu. Türkiye'de görünürdeki yönetenlerin dýþýnda görünmeyen yönetenler var. Ki bu da çok açýk söylüyorum; ordudur. Militarist yapý varlýðýný, baskýcý gücünü devam ettirebilmek için "düþmanlar" yaratýyor. Bu düþmanlardan biri de türbanlý kadýnlardýr. Türban, siyasi bir simgedir evet ama Siyasal Ýslam'a bakýþý nedeniyle devletin yarattýðý bir simgedir türban. Ýnsan Haklarý Derneði, türban yasaðý konusundaki tavrýný çok net olarak koymuþ ve dile getirmiþtir. Biz dernek olarak baþýndan beri baþörtülülerin özgürlüklük mücadelesine katýldýk."

ALINTI
Gönderen: 07.04.2009 - 23:26
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1262 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74035 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.