0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Her Nefis Ölümü TadacakTIR...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Her Nefis Ölümü TadacakTIR...
Moderator


4254 Mesaj -
ÖLÜM
Her oyunun kendine göre bir kuralý vardýr. O kurallara uyularak o oyun
oynanýr. Eðer siz bu oyunu kurallarýyla deðil de; ben dilediðim gibi
oynayayým derseniz, size o sahada yer yoktur. Tavla oynuyorsanýz pullarý gelen zarlarýn rakamýna göre ilerletmek mecburiyetindesiniz. Futbolda iseniz topu elinize alamazsýnýz. Basket oynuyorsanýz topu ayaðýnýzla yürütemezsiniz. Bunlar oyunun kuralýdýr. Eðer bu
kurallarý kabul etmiyorsanýz; o zaman zaten siz sahaya da çýkamazsýnýz. Çünkü o
sahaya çýkýp oynamak o kurallarý kabul etmenin neticesidir. Din olayýný kabul edebilirsiniz veya etmeyebilirsiniz. Ama ben dini kabul ediyorum dediðiniz zaman, Peygamberin getirdiði kurallarý kabul ediyorum demektir bu. O zaman sizin düþünce yapýnýzý, Peygamberin getirdiði kurallarla baðdaþtýrmak mecburiyetindesiniz. Eðer düþündüðünüz birtakým þeyler, Peygamberin getirdiklerine uymuyorsa, düþünmekte özgürsünüz ama Peygambere inandýðýnýzý ve ona tabii olduðunuzu söylemeye hakkýnýz yoktur. Mutlaka bir cenazeye gitmiþsinizdir. Ve o cenazede tabut ve tabutun üstünde bir yeþil örtü görmüþsünüzdür. O yeþil örtünün üzerinde sýrma ile yazýlý bir ayet vardýr. O ayette þöyle der;"Her nefis ölümü tadacaktýr". Ýnceliðe dikkat edelim. Kuran kesinlikle "öleceksiniz" demez, ölümü "tadacaksýnýz" der. Tadacaksýnýz. Ýnsan ölmez ölümü tadar.
Kuranýn hükmüne göre, Peygamberin bildirisine göre, Peygamber de ölüm olayýný
þöyle anlatýr; kiþi ölümü tattýðý anda ölmüþ olduðunu fark etmez. Kiþi kendi
bedenini yýkayaný ve çevresindekileri görür, bilir, tanýr. Kendi cenaze namazýný
kýlanlarý, tabutun içinde ve üstü örtülü olmasýna raðmen görür, bilir ve tanýr.

Mezardan uzaklaþanlarýn ayak seslerini iþitir. Sonra kabrin içindeyken iki
melek gelir. Münkir, Nekir adlarýyla, maruf. Ve ona bazý sualler sorar. O
suallerinde cevabýný verir. Niye?

Ölümü tatma anýndaki olaylarýn bazý ana noktalarýný vurgular. Öyleyse ölüm
denen olayýn ne olduðunu bir an için hatýrlayalým. Þöyle anlatayým size
ölümü;

Bir yerde bir koltukta oturuyorsunuz, çevrenizde de insanlar var. O anda
elinizi kaldýrmak istiyorsunuz, kaldýramýyorsunuz. Bir þey söylemek
istiyorsunuz sesiniz çýkmýyor, bir anda paniðe düþüyorsunuz. Felç mi oldum
diyorsunuz? Sizde felç oldum düþüncesi, duygusu hâkim oluyor o anda. Hâlbuki
sizin durumunuzdan þüpheleniyorlar, dýþardan bakýyorlar hareket yok, gelip
dokunuyorlar yýðýlýp kalýyorsunuz.

Aaa! Öldü! Diyorlar. Siz onlarýn öldü deyiþinden öldüðünüzü anlýyorsunuz.
Felç geçirmediðinizi anlýyorsunuz. Dikkat edin. Aklýnýz, þuurunuz, idrakiniz,
bütün duyularýnýz yerinde, dýþarýda olup bitenleri görüyorsunuz. Fakat beden bir
anda yýðýlýp kalmýþ.

Deyin ki siz buna kalp krizi. Ýþte o anda çevrenizdekiler baðýrýp,
çaðýrmaya, haykýrmaya baþlýyor. Aðlýyorlar, vaveylalar kopuyor. Siz "
Ölmedim, yaþýyorum!" demek istiyorsunuz, sesiniz çýkmýyor. Çünkü beyin
durmuþ, sinir sistemi felç olmuþ, hiçbir hareket yok bedende. Ve onlarýn bu
haykýrýþlarý, baðýrýþlarý sizi daha büyük bir sýkýntýya, azaba, paniðe
sokuyor.

Peygamberin sözünü hatýrlayalým;"Ölülerinizin yanýnda haykýrýp,
baðýrýp, çaðýrmayýn onlara eziyet edersiniz" Çünkü; o zaten ölü deðil!!!
Yaþýyor! Yaþýyor, fakat beden durmuþ, bitmiþ. Bedenden dýþarý iletiþim
saðlanamýyor.

Derken alýyorlar bedeni koltuðun üstüne uzatýyorlar, törelerine göre getirip
üstüne bir býçak, bir çatal bir þeyler koyuyorlar. Siz orda çevrenizde
aðlaþanlarý seyredip duruyorsunuz.

Sonra alýyorlar sizi, götürüyorlar bir hamama sýcak bir yere, üstünüze
sularý döküyorlar, sizi evirip çeviriyorlar, siz ne kadar uðraþýrsanýz
uðraþýn, dýþarýyla iletiþim kurmaya "Ben yaþýyorum!" demeye diyemiyorsunuz.

Ama sizi yýkayanlarý görüyorsunuz, biliyorsunuz, tanýyorsunuz. Tanýyorsunuz
ama maddi dünyasýyla baðýnýz kopmuþ. Param diyorsunuz, iþim diyorsunuz,
koltuðum diyorsunuz, anam, karým, çocuðum diyorsunuz hiç! Bunlarýn hiç biri
size ulaþamýyor. Ve bunlara dokunamýyorsunuz.

Daha sonra sizi alýyorlar beyaz bir kefene sarýyorlar, tahta bir sandýðýn
içine koyuyorlar, üstünüzü kapatýyorlar ama sizin görüþünüze mani olmuyor o
tahta, o örtü... Dýþarýda olanlarý seyrediyorsunuz. Gözleri yaþlý, hüzünlü
insanlar...

Sonra götürüyorlar bir musalla taþýna koyuyorlar. Hüzünlü an, çevrenizde
aðlýyorlar, haykýrýyorlar. Gözü yaþlý karýnýz, kocanýz, çocuðunuz, ananýz,
babanýz, arkadaþlarýnýz, sevdikleriniz... Ve siz bunlarý da
seyrediyorsunuz...

Sonra sizi alýyorlar bir mezarýn yanýna getiriyorlar. Koyuyorlar topraðýn
üzerine, mezar kazýlýyor çevrenizde hüzünlü insanlar...
Ýþte o anda hayatýnýzýn en büyük paniði baþlýyor. Yaþamýnýzýn en büyük
paniðini o anda yaþýyorsunuz.

Çünkü aklýnýz, þuurunuz, idrakiniz, bütün
duygularýnýz sizinle beraber, yani siz o anda yaþýyorsunuz, fakat bedeni
içinde bir örtüde ve o mezarýn içine konacaðýnýzý, üstünüze topraðýn
atýlacaðýný ve orada hapis kalacaðýnýzý, görüp hissediyorsunuz. Hz.

Ömer(r.a) soruyor;

- Ya Resulallah! Ben mezara konduðum zaman þu andaki aklým, idrakim,
duygularým, þuurum, aynen muhafaza olacak mý?

-Evet, Ya Ömer! Aynen þu andaki aklýn, idrakin, duygularýnla var olacaksýn.
Evet. Kiþi o mezara gömülme anýnda hayatýnýn en büyük paniðini yaþýyor. Diri
diri topraða gömülmek...

Ve sizi en sevdiklerinizin elleriyle topraða alýp o mezarýn içine
koyuyorlar, üstünüze topraðý atmaya baþlýyorlar. Tahtalar konuluyor veya
beton taþlar konuluyor, dýþarýyla ilginiz kesiliyor. Ama dýþarýdaki sesleri
duyuyorsunuz, topraðýn içinde canlý canlý hapis kaldýðýnýzý hissediyorsunuz.
Evet, bedende bir olay yok o ana kadar ama siz o topraðýn içinde canlý canlý
hapissiniz. Baðýrmak, haykýrmak istiyorsunuz; Beni buraya býrakmayýn! Beni
buraya koymayýn! Ben yaþýyorum! Canlýyým! diriyim! Ben de sizin kadar
þuurluyum! AMA ÝLETÝÞÝM YOK!
Bunlara ulaþamýyorsunuz ve sizi oraya býrakýyorlar, üstünüze topraðý
kapatýyorlar, ýþýk kayboluyor, kapkaranlýk bir mezarýn içinde tek
baþýnasýnýz...
Peygamberimiz(s.a.s) þöyle diyor:
" Kiþi kabre konduðu zaman o panik içinde öyle bir haykýrýþla haykýrýr ki;
feryadý arþa kadar yükselir. Fakat ne yazýk ki insan kulaðý o haykýrýþý
iþitemez."
Ýþte o panik anýnda düþünüyorsunuz ki, size dünyada iken söylenen; ölmek yok!,
hayat devam ediyor!, öbür hayata kendini hazýrlamazsan piþman olursun! ikazlarý
gelmiþti, ulaþmýþtý fakat bunlarý kaa'le almamýþtýn. Artýk mezardan geri dönüþ
yok. Bitiyor, herþey son buluyor.
Ve orada gerçekten iki melek geliyor, size bazý sualler soruyor.
Siz o panik halinizle ne derece cevap verebiliyorsunuz, size ait olan bir
olay...

Sonra aradan zaman geçiyor, mezarýn içinde yýlan, çýyan, köstebek, fare
kenarlardan çýkýyor geliyor sizin kaþýnýzý, gözünüzü, yanaðýnýzý, aðzýnýzý,
burnunuzu, karnýnýzý, baðýrsaklarýnýzý yemeye baþlýyor. Ve siz mezarda kendi
yeniþinizi, bu hayvanlar tarafýndan parçalanýþýnýzý seyrediyorsunuz,
hissediyorsunuz.

Evet, fiziki bedeninize olan fiziksel bir azap size
ulaþmýyor ama kendinizi kâbus görür þekilde düþünün, rüyada,
yatakta...

Rüyanýzda size gelen baskýlarý, birtakým hayvanlarýn size verdiði
zararý, veya bir uçurumdan düþüþünüzü, bir býçaðýn sizi kesiþini,
boðulmanýzý, göðsünüze birinin oturup boðazýnýzý sýkmasýný düþünün... O anda
fiziksel bir olay yok ama, sizin yaþadýðýnýz kabus... Ýþte mezarda öyle bir
kâbusun içine düþüyorsunuz ki, uyanma, geri dönme yolu yok. Ve böylesine
baþlayan bir ÖLÜM ÖTESÝ YAÞAM

Yani siz ölümün ne olduðunu tadýyorsunuz. Tadýþ sizde bir þey deðiþtirmiyor.
Herhangi bir þeyi tattýðýnýz zaman nasýl þuurunuzda, idrakinizde bir deðiþme
olmuyorsa, sadece o þeyin ne olduðunu anlýyorsanýz, "ölümü tatmak" demek bu
bedene kumanda edemez hale gelmeniz demek. Bu bedene kumanda edemez
hale geliyorsunuz, iþte bu "ölümü tatmak" denen olay. Ama yaþamýnýz devam ede
gidiyor o kabirde...

Size sorsam, bir aynaya baktýðýnýz zaman ne görüyorsunuz? Desem, hemen
vereceðiniz cevap þu olur. Aynaya baktýðým zaman kendimi görürüm. Ýþte
"aynaya baktýðým zaman kendimi görürüm" cevabýnýz Peygamberi, Kuran'ý ve
ölüm ötesi yaþamý inkârdan baþka bir þey deðildir!

Eðer gördüðünüz aynada, sizin ben dediðiniz, kendim dediðiniz yapý ise bu
beden belli bir seneler sonra toprak altýnda çürüyüp yok olacak ve bu hesaba
göre sizinde yok olmanýz gerekecektir. Ama siz toprak altýnda Peygamberin
bildirdiði bir þekilde yaþayacaksýnýz. Bu beden çürüyüp yok olmasýna raðmen
demek ki aynada ben dediðiniz, kendim dediðiniz þeyi görmüyorsunuz. Siz bir
beden görüyorsunuz.

Sokakta bir araba görüyorsunuz, yaklaþýyorsunuz cama týklýyorsunuz, cam
açýlýyor içerde bir adam, direksiyona yapýþmýþ "Kimsin sen?" diyorsun. "Ben
1956 modeli Chevrolet'im "diyor. Adama bakarsýnýz gülersiniz,kafayý üþütmüþ
zavallý dersiniz. "Sen Chevrolet deðilsin kardeþim, sen insansýn, arabanýn
direksiyonunda oturuyorsun, bir süre sonra da direksiyondan kalkýp arabadan
çýkarsýn! " dersiniz. Adam size "Hayýr öyle þey yok, herkes bana böyle dedi,
herkes de bana böyle diyor, ben otomobilim" cevabýný veriyorsa artýk siz ona
daha fazla bir þey söylemezsiniz. "Zavallý, Allah selamet versin" der
geçersiniz.

Ýþte bugün birtakým insanlar, ben 56 doðumlu bilmem kimim, ben 48 doðumlu
bilmem kimim, ben 38 doðumlu bilmem kimim diyorsa o 56 model Chevrolet'im
diyen þoförden farký yoktur.

Siz belli bir süre için bu bedenle birlikte varolan, fakat bir süre sonra bu
bedeni terkedip, bedensiz olarak yaþ***** devam edecek bir varlýksýnýz.

Ýþte din dediðimiz olgu burdan ileri geliyor, þu anda her ne kadar bu
nedenle bu madde dünyasýnda yer alýyorsanýz da, belli bir süre sonra , bu
madde dünyasýyla tüm iliþkiniz kesilecek, paranýz, koltuðunuz, karýnýz,
kocanýz,çoluðunuz-çocuðunuz,ananýz, babanýz v.s tümü geride kalacak, tek
baþýnýza yepyeni bir hayata geçeceksiniz.

Eðer o hayatýn þartlarýna göre kendinizi hazýrlayamadýysanýz, hazýrlama
gereði duymadýysanýz, siz ne olursa olsun o ortamda çok büyük bir sýkýntýya
, azaba düþeceksiniz. Ergeç denize düþecek olan insan yüzme öðrenmek
mecburiyetindedir. Yüzmeyi öðrenmediyse, o denizin içinde boðulur. Bunun
baþka yolu yoktur.

Ben dünyada böyle bir insandým, þöyle bir insandým, þunu
yaptým, bunu yaptým. Sen dünyada nasýl bir insan olursan ol, eðer yüzmeyi
öðrenmediysen, denize düþünce boðulursun.

Sen eðer gideceðin ölüm ötesi aleme gereken bir biçimde hazýrlanmadýysan, o
alemde yer alacak olan ruh bedenini gerektiði bir biçimde, gereken enerjiyle
güçlenmediysen, ne olursan ol o alemin bataðýnda B-O-Ð-U-L-U-R-S-U-N....

E caným ben Peygambere inanýyorum, Allah'a inanýyorum ama gerektiði gibi
hazýrlanamýyorum. Aldatma kendini, mantýðýný çalýþtýr, beynini çalýþtýr
gerçekçi düþün.

Senin halin o adama benziyor. Vapur yolculuðuna çýkmýþ,
kaptanla da çok samimi, kaptanýn sofrasýnda yemek yiyor, kaptanla da çok iyi
anlaþýyor. Ama bir gün güvertede güneþlenirken, kaptandan þu sesleniþi
iþitiyor;

"Gemi su alýyor, batmak üzere, herkes acele yüzme öðrensin, veya can
simidi edinsin" Sen diyorsun ki;"Caným, ben burada keyfime bakayým, ben
kaptaný seviyorum, nasýl olsa kaptan beni kurtarýr"

Gemide 1000 yolcu nerde sen nerde kaptan. Bir süre sonra gemi batýyor. Sen
sularýn içinde gulu gulu yapýyorsun. Bu arada diyorsun ki;"Deniz, deniz! Beni
boðma, ben kaptaný çok seviyordum, ben kaptana yanýyordum" Deniz sana lisaný
halle der ki; burada kaptaný sevmen, kaptana yanman, sana fayda etmez. Ya can
simidi edinseydin veya yüzme öðrenseydin. Sen istediðin kadar kaptana
inanýyordum de, boðulursun.

Çünkü kaptanýn senin inanmana ihtiyacý yok, yani Peygamberin senin ona inanmana
ihtiyacý yok. Allahýn da senin ona inanmana ihtiyacý yok.

Peygamber sana diyor ki;

"Eðer benim dediklerimi anlayýp idrak edemiyorsan,
bana hiç olmazsa inan, ölüm ötesinde böyle bir yaþam var, o yaþamýn
þartlarýna göre tedbir alarak kendini kurtar.

Sen diyorsun ki;"Ben sana inanýyorum" Sonra bildiðin gibi yaþýyorsun. Saçmalama.
Peygambere inanmaktan gaye, Peygamberin dediðini anlayýp idrak etmek ve o
bildirdiði tehlikeye karþý gereken tedbirleri almaktýr. Sen ona gerektiði gibi
kulak vermiyor, dediklerini anlamýyor, gereken tedbirleri almýyorsan, ne
kadar" inanýyorum, onu çok seviyorum" dersen de, o gittiðin ortamda içine
düþeceðin azaptan kendini kurtaramazsýn. Ona inanmaktan murat, onun önerdiði bir
biçimde gereken tedbirleri almaktýr. Peygamberin senin inanmana ihtiyacý yok
ki...
Sen ya geleceði idrak edip, gereken tedbiri alarak kendini kurtaracaksýn
veyahut ta es geçeceksin. Gittiðin ortama gereken bir biçimde hazýrlanmadýðýn
içinde mahvolacaksýn!
Diri diri kebire gömülüp, orada canlý canlý o azabý çekeceksin seneler ve
seneler boyu. Bu daha iþin baþlangýcý, devamýný söylemeyeceðim þu anda.
Bir Ýsviçre'ye gitmeye kalkýyorsun, bir Amerika'ya gitmeye kalkýyorsun 6 ay
evvelinden hazýrlýk yapýyorsun, oranýn þartlarýný öðreniyorsun, ne
götüreyim, ne getireyim, yanýma ne alayým, orda ne kadar kalayým diye onu
araþtýrýyorsun.
Ömür boyu, sonsuz yaþayacaðýn bir ortama gideceksin bir daha geri dönüþ yok,
oranýn þartlarýný araþtýrma gereði duymuyorsun. Ondan sonra akýllým diye
geçiniyorsun. Bu mu aklýn...

Hazýrlanma kabul ama evvela oranýn ne olduðunu öðren ondan sonra
hazýrlanma, bilmediðin bir þeye nasýl tedbir alýrsýn veya nasýl tedbir almama
gereðini duyarsýn. Senin garanti senedin mi var? Þu kadar sene yaþayacaðýna
dair.

Bir damarýndaki týkanma, bir kalp krizi, bir beyin kanamasý senin bir anda
kaç yaþýnda olursan ol hayatýnýn sonudur. O andan itibaren sana ne karýn, ne
paran, ne kocan, ne anan, ne baban, ne bir baþkasý fayda edecek. Peki, o ölüm
denen olayla birlikte baþlayacak olan ölüm ötesi yaþama hazýrlanmadýysan
seni kim kurtaracak, ne kurtaracak. Allah kerim caným, yukarýda ALLAH var
caným nasýl olsa kurtarýr. Býrak bu aðýzlarý, iyice aklýný baþýný topla ona
göre hareket et. Yoksa vay haline.
ALINTI

Gönderen: 31.05.2009 - 22:55
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1420 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62429 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.