0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » OSMANLI’NIN CUMHURiYETE MiRASI......

önceki konu   diğer konu
5 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Dai su an offline Dai  
OSMANLI’NIN CUMHURiYETE MiRASI......
922 Mesaj -
OSMANLI’NIN CUMHURIYETE MIRASI BORÇ MUYDU, SERVET MI?

Hemen belirteyim: Yakin tarih konusunda vicdanlar hâlâ özgür degil.
Bir taraftan yasaklar sikistirirken, öbür taraftan hepimizin üzerinde tek tarafli bir propagandanin baskisi var.

Her türlü devlet imkâniyla donanmis resmi tarih tezi ile özgür tarih anlayisi soluk soluga çatisiyor.
Bu kavga ortaminda gerçeklerden ziyade spekülasyonlar konusuluyor.

Din ve tarih dâhil, her sey bir ikilem içinde ele aliniyor Türkiye’mizde.
Bu yüzden hem her sey muglak kaliyor, hem de tartismalar çabucak kavgaya dönüsüyor...

Aslinda tarih, resmi mülâhazalarin giremeyecegi iki alandan (ilki din) biridir.
Hazin ki en çok bu alanlara girmis, görüs bildirmis, hükümler vermistir...
(Düsünün: Ord. Prof. Enver Ziya Karal bile bu gerçegi açikça itiraf etmekten kendini alamiyor)

Sadece totaliter rejimlerde rastlanabilen bu anlayis, Türkiye Cumhuriyeti’nin yakasini hiç birakmamistir…

Tabii “ifrat”, “tefrit”i dogurmus. Her ifrat kendi alternatifini üretmis.
Meselâ, “resmi tarih”in (ki ders kitaplarinda somutlasir) “Kizil Sultan” dedigi Abdülhamid Han, alternatifinde “Ulu Hakan” olarak selamlanmis,
resmi tarihin “vatan haini” ilan ettigi Sultan Vahdettin, (dogrusu Vahidüddin) “büyük vatansever” olmustur.

Etraflarinda saflasmalar meydana gelmis, iki tarafin bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmus fanatikleri,
tarihi kisilerle olaylara salt tarih ilmi açisindan yaklasan dürüst tarihçiyi konudan uzak tutmus,
dolayisiyla gerçek Abdülhamid’le gerçek Vahdettin, tarihimizin diger bazi “gerçek”leri gibi, kaynayip gitmisti.

Tarihe siyaset karistirmanin, tarihi, güncel ideolojik çatismalarin kaynagina dönüstürmenin böyle mahzurlari oluyor...
Ve bu mahzurlarla malul hale gelmis milletler bir türlü dirilemiyorlar.
(Fasist ve komünist ülkeler örneginde görüldügü gibi).

Güncel siyasetin icabatindan tarihe bakma aliskanligi, açikça ifade etmeliyim ki, tarihi kirletmistir.
Osmanli’nin hem kurulus, hem de yikilis devresini siyasi iktidarlarin arenasi yapmistir.
Siyasi beklenti gerçegin önüne geçtigi için de maalesef gerçek güme gitmis, uydurma sayia ve efsaneler gerçegin yerini almistir.

Bu sayialardan biri de “Osmanli’dan kalan borçlari Cumhuriyet Türkiye’sinin ödedigi” yolundaki söylentidir.

Gerçek su ki, “Osmanli Türkiyesi”, “Cumhuriyet Türkiyesi”ne devrettigi borçlari rahatça karsilayabilecek miktarda da nakit para birakmistir.

Üstelik Cumhuriyet’in Osmanli’dan devraldigi para miktari, ödemek zorunda oldugu Osmanli borçlarindan fazladir.

Çünkü borçlarin toplam tutari o günkü parayla 150 milyon lira, Osmanli’dan Cumhuriyet’e kalan nakit para tutari ise 161 milyon liradir.

Bu miktar, kâgit para bazinda (bozuk paralar hariçgöz kırpma, ödenmesi gereken borçtan tam 11 milyon lira fazladir.

Açikçasi Türkiye Cumhuriyeti, Osmanli borçlarini Osmanli hazinesinden devraldigi paralarla ödemis, ayrica da 11 milyon lira kâr saglamistir.

Üstelik kalan meblâg nakit, ödenecek borç ise taksitlendirilmis borçtur.
(Borcun faiz ödemelerine 1929’da baslanmis, müteakip yillarda Cumhuriyet Türkiye’si ekonomisi iflasa sürüklendigi için ödemelere çaresiz ara verilmis,
ardindan alacakli devletlerle görüsmeler baslamis, bu görüsmeler 1932’ye kadar sürmüs, 1933 yilinda ise borcun düzenli olarak ödenmesine baslanmistir).

Sonra ödeme yeniden baslamis, düzenli borç ödemeleri 1954 yilina kadar devam etmistir.

Yani Osmanli borçlari, Adnan Menderes’in Basbakanliga geldigi Demokrat Parti iktidari döneminde uygulanan
ekonomi-politika sayesinde disa açilan Türk ekonomisinin buldugu kredilerle kapatilmistir.

Osmanli’dan Cumhuriyete kalan 11 milyon Türk Lirasi, ekonomiyi bilen yöneticilerin elinde kalkinmanin dinamosu olarak kullanilabilseydi,
Türkiye iflasini ilan etmek zorunda kalmaz, en azindan ekonomisini Nazi Almanyasi’na endekslemezdi.

Bu tespitler karsisinda bazilari pekalâ feryad-u figân edebilir:
Çünkü bize Cumhuriyetin 1950’ye kadarki bölümünde ekonominin tümüyle bagimsiz ve baglantisiz yürüdügünü ögrettiler.
Hepimiz hayatimizin belli dönemlerinde bu ideolojik propagandanin etkisine girdik.
Ancak artik propagadanin izlerini silip gerçeklerle kucaklasma vaktidir.

Zira uzun süre kimse tarihi gerçekleri degistiremez!

Hatirlanmasi gereken diger bir nokta da, borç ertelemeleri (kalan 11 milyon liranin ne oldugunu, nerelerde kullanildigini bilmiyoruz)
ile birlikte dis kredi itibarimizin sifirlandigidir.

O kadar ki, Ingiltere Türkiye’nin Ingiltere’de tahvil satmasini yasaklamistir (1920).
Ismet Pasa’nin basbakanlik yaptigi Türk hükümeti çaresizlik içinde ABD’ye basvurmus,
Avrupali tahvil alacaklilarinin bastirmasi sonucu ABD’den de eli bos dönmüstür.

"yalan söyleyen tarih" degil
"tarih'e yalan söyletenler" UTANSIN

Gönderen: 17.11.2009 - 01:18
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
"yalan söyleyen tarih" degil
"tarih'e yalan söyletenler" UTANSIN

Elinize Saglik Kardes
Gönderen: 17.11.2009 - 23:35
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Dai su an offline Dai  
utanmak...............!
922 Mesaj -
evet
utanmak!

Kutup ayilarina çok üzüldük ve foklara, balinalara..
Asagilanan Kizilderili, zenci, pigmelere ve savasi bitmeyen milletlere çok üzüldük..
hatta dünyanin öbür ucunda Koreliler için çok canlar verdik..!

Ingiltere Prensine ve Hollanda Kraliçesine; Belçika, Ispanya, Suud krallarina saygi duyduk hep..
Avusturya, Tayland, Bhutan, Brunei, Norveç, Isveç, Ispanya, Japon, Kamboçya, Bahama, Barbados, Kanada,
Avustralya, Yeni Zelanda ve yeryüzünde ne kadar hanedan üyesi varsa hepsine saygi duyduk..
hatta rock krallarina, porno kraliçelerine(!) Monaco Prensesinin bikinisine kadar bile..!

saygi göstermedigimiz ise, bu yüce milleti tam 600 yil sirtinda tasiyip çaglar atlatmis olan Osmanli hanedani üyeleriydi ki;
onlari sahsî esyalarina kadar soyup gemilerle, trenlerle her birini sinir disina sürdük..!
Ardindan, yetmis yil suç aradik onlarda.. Her islerinde ihanet aradik..!
Ama hiçbirinde (genirdiklerinde çikan gazlarla ozon tabakasini deldikleri söylenen) Ingiliz inekleri kadar bile kasit bulamadik..!
Ama yine de inatla (millî onurumuzu korumak için,
kendilerine teklif edilen kralliklari bile reddeden) hanedan mensuplarimizi yoksulluktan, açliktan ölmeye terk ettik..!

Cihan imparatorlugumuzun vârislerinin cenazelerini kaldirimlarda, üç kurusluk (gida vs.) alacagi olan esnafin elinde rehin biraktik..
Tabutlarini günlerce gemilerde beklettik de yine sinirlarimizdan içeri sokmadik..!

Hâlbuki dikene basmis sairlere destanlar yaziyor, ekvatorda kesilen agaçlara paneller düzenliyor,
Marmara’daki adada kalmis esekler için bile kiyametleri kopariyorduk..!

Küba’da sönen komünizme, nesli tükenen kelaynaklara, yumurtlayacak sahil arayan carettalara üzüldügümüz yillarda,
Osman Gazi, Fatih, Yavuz, Kanunî, Sultan Ahmed ve Abdülhamid Han’in torunlari 70 yil vatansiz ve bayraksiz yasadilar..!

Onlar utanç abidelerimizdir..!

Bir kisim zevât onlardan utanir..!

bütün mahlûkat ise onlara yapilanlardan..!

selametle
Gönderen: 24.12.2009 - 02:01
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Aynen katiliyorum kardesim.
Elinize Saglik
Gönderen: 24.12.2009 - 09:08
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
Osmanlı'dan kalan mirasın yorumu...
309 Mesaj -
Merhabalar.

Osmanlý altý asýrlýk yaþamý süresince çok büyük baþarýlarýn altýna imza attý. Bundan bu vatanýn evladý olup gurur duymayanýn her þeyinden þüphe edilir.

Fakat tarihte her þeyi bu kendi geçmiþimizde dahil olmak üzere gerçekleriyle ve yerli yerine koymadýkça, misyonu dolmuþ bir sistemin neden bittiðini anlamadýkça körü körüne arkaya bakarak takýlýp kalmaktan ve önümüzü göremez hale gelmekten baþka hiç bir þey yapmýþ olmayýz.

Osmanlý hanedanýnýn Cumhuriyetin kuruluþundan bu yana yurt dýþýna çýkarýlmalarý sürecinde yaþananlarýn neler olduðunu ve sebeplerini daha önce yazmýþtým.
Þüphesiz bunlarýn içinde mecburiyetler ve üzücü hallerde söz konusudur. Bugün hanedanýn geri kalan fertlerinin serbest olarak ülkelerine rahatlýkla gelebildiklerini bilerek bu konuyu eþelemenin hiç bir faydasý olmayan bir iþ olacaðýnýn ve yalnýzca fitnelerin hortlamasýna yarýyacaðýnýn çok iyi bilinmesi gerektiðini düþünüyorum.
Fakat elbette bu iþin her yönünü tüm gerçekleriyle bilerek onu tarihteki yerine koymamýz gerekiyor.

Osmanlýdan miras kalan ve maddiyatla anlatýlamayacak sayýsýz güzel mirasýmýz vardýr.
Fakaaat iþ para yönüne gelince manzara böyle deðildir.
Ýþte bu anlamda bazý aktarmalar yapacaðým ki Osmanlýnýn maddi anlamda mirasý nelerdir daha iyi bir gözlem yapabilme fýrsatýmýz olsun.

Ve aklýmýzý iþletelim diyorum. Elinde para olsa Osmanlý ingilizlerden ve Fransýzlardan, Kýrýmda Ruslarla savaþabilmek için borç alýrmýydý ? Osmanlýnýn maddi mirasý konusunda kaybolan paralar falan konularý ortaya atýlýyor ama, tarihin gerçekleri çok farklý þeyler haykýrýyor.

Sormazlarmý peki, Osmanlýdan borcunun üzerinde para kaldý diyenlere. Madem öyleydi neden Kýrým savaþý için (1854) te ingiltere ve Fransadan (5.000.000 altýn) borç almaya mecbur kalýndý. Osmanlý devleti neden Galata bankerlerinden dahi borç para aldý ? Yoksa bu paralar gizli bir yerdeydi yerini unutup bulamadýlarda, Cumhuriyet dönemindemi bulunup haber verilmedi ?

Alıntı
(Alýntýgöz kırpma

OSMANLI DEVLETÝ ÝLK BORCU ''1853 KIRIM SAVAÞINDAN'' SONRA 1854 DE ALMIÞTIR. KIRIM SAVAÞINDA ASKERLERÝN ÝAÞE VE ÝBATE ÝHTÝYAÇLARINI GÝDERMEK ÝÇÝN BORÇ ALMAK DURUMUNDA KALMIÞTIR. ÖNCEDEN ''BUGÜN BORÇ ALAN YARIN BUYRUK ALIR'' DÜÞÜNCESÝ VARDI VE BORÇ ALINMAZDI. AMA OSMANLI ZOR DURUMDA KALMIÞ VE BORÇ ALMIÞTIR. BU BORCU ''LONDRA VE PARÝSTEKÝ'' BÜYÜK ÞÝRKETLERDEN ALMIÞTIR. BU BORÇ ÇOK KATLANACAKTIR. OSMANLI ÖDEMEYECEK HALE GELÝNCE BATILI DEVLETLER OSMANLI EKONOMÝSÝNE EL KOYACAK VE DUYUN-U UMUMÝYE OLUÞTURULACAKTIR. YANÝ BORÇLAR KONSEYÝ. EN SON OSMANLI BOCUNU 1954 DE TÜRKÝYE ÖDEYECEK VE BÝTECEKTÝR.



Alıntı
DUYUNU UMUMÝYE NEDÝR VE OSMANLININ BORÇLARI VE MADDÝ VARLIÐI AÇISINDAN NE ÝFADE ETMEKTEDÝR ?

Düyun-u Umumiye (Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ý Muhassasa Ýdaresi), 1872 - 1939 yýllarý arasýnda Osmanlý Devleti'nin dýþ borçlarýný denetleyen kurum.

II. Abdülhamit döneminde kurulmuþtur. Sözcük, "Genel Borçlar" anlamýna gelir. Düyun-u Umumiye kurulduðu yýldan itibaren, Osmanlý Devleti' nin ekonomik ve mali yaþamý üzerinde etkili bir rol oynamýþtýr.

Osmanlý Devleti 1854 yýlýnda dýþ borçlanmalara baþlamýþ ve 1874 yýlýna kadar 15 ayrý dýþ borçlanma yapýlmýþtýr. Bu dönem içinde 239 milyon lira borçlanýldýðý halde, hükümetin eline yanlýzca 127 milyon lira geçmiþtir.

Osmanlý Devleti, ilk dýþ borçlanmasýný, Kýrým Savaþý sýrasýnda, savaþ maliyetlerini karþýlamak için gerçekleþtirdi. Ancak mali durumu düzelmeyen devlet, savaþtan sonra da borç almayý sürdürdü. Bundan sonra da borçlanmayý neredeyse alýþkanlýk haline getiren Osmanlý Devleti, yaþadýðý her ekonomik sýkýntýda dýþ borç almaya baþladý. Bu borçlarýn verimli kullanýlamamasý sonucu, kýsa sürede, deðil borçlar, faizleri bile ödenemez hale gelindi. 1874' te devlet mali iflasýn eþiðine geldi ve bir kararname çýkardý. Bu kararnamede, Osmanlý Devleti vadesi gelen borç taksitinin ancak yarýsýný ödeyeceðini açýklýyordu. Ancak açýklanan bu söz de yerine getirilemedi. 1877-78 Osmanlý-Rus Savaþý sýrasýnda, Osmanlý yönetimi yeni bir mali bunalýma sürüklendi ve Osmanlý Bankasý ile Galata Bankerleri'nden almýþ olduðu iç borçlarýný da ödeyemeyeceðini açýkladý.

Hiç bir borç ödemesini yapamayan Osmanlý Devleti, sonunda alacaklýlarla anlaþma yoluna gitti. Alacaklýlarla masaya oturan yaþlý imparatorluk, 1879'da damga, alkollü içki, balýk avý, tuz ve tütünden alýnan vergi gelirlerini 10 yýl boyunca iç borçlar karþýlýðý olarak alacaklýlara býraktý. Ancak alacaklý Avrupa devletleri buna tepki gösterdi ve 1881'de damga, alkollü içki, balýk avý, tuz, tütün ve ipekten alýnan vergilerin tüm geliri iç ve dýþ borçlara ayrýldý. Bu vergileri toplama ve alacaklýlara ödeme görevi de yeni kurulan Düyun-u Umumiye Ýdaresi’ne verildi. Bu kurum kurulduktan sonra da Osmanlý Devleti mali sýkýntýlar nedeniyle dýþ borç almak zorunda kaldý.

Lozan Antlaþmasý ile, Osmanlý Devleti' ni yarý-sömürge seviyesine indiren bu kurumun vergi gelirlerini denetlemesi sona erdirildi. Sadece borçlarýn alacaklýlara paylaþtýrýlmasý görevini sürdürmeye devam etti.

Bu borçlar, Osmanlý Devleti çöktükten sonra, Osmanlý topraklarýnda kurulan devletler arasýnda paylaþtýrýldýysa da en büyük borç yükü Türkiye'ye verilmiþtir.

Türkiye Düyun-u Umumiye' ye olan borcunun son taksitini, ilk dýþ borcun alýnmasýndan tam bir yüzyýl sonra, 1954'te ödedi bu dönemin sonunda; Fransa 1881'de tunusu iþgal etti, Ýngiltere 1869 da Suveyþ kanalýnýn açýlmasýyla daha da deðerlenen Mýsýr'ý uzakdoðudaki sömürgelerine giden yolun güvenliði için 1882 de iþgel etti, Avusturya 1908 de Bosna Hersek'i topraklarýna kattý, girit halký 1908 de Yunanistan'a baðlandýðýný açýkladý, Bulgaristan 1908 de baðýmsýzlýðýný ilan etti.

Düyun-u Umumiye binasý, Ýstanbul-Eminönü ilçesinde bulunmaktadýr. Bina Cumhuriyet döneminde Atatürk'ün emri ile Ýstanbul (Erkek) Lisesi 'ne tahsis edilmiþtir. Ýstanbul Lisesi (Kuruluþ 1884) günümüzde bu binada eðitim vermeyi sürdürmektedir.



Alıntı

OSMANLININ TÝCARET VE ÝHRACAT KAVRAMLARINI MAHVEDEN KAPÝTÜLASYONLARIN TARÝHÇESÝ.

Sözlük anlamýyla; bir ülkenin, vatandaþlarýnýn zararýna olacak þekilde yabancýlara verilen ayrýcalýklar. Osmanlý Devleti'nde Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1535'de ilk kez padiþah fermanýyla Fransýzlara tanýnan haklarýn tümü.

Fransa Kralý I. François 1525'de Cermen Ýmapartoru V. Carlos tarafýndan esir alýnmýþ bunun üzerine Kralýn annesi Kanuni'ye bir mektup yazarak yardým istemiþtir. Bu sýrada Mohaç Seferi'ne çýkacak olan Kanuni, bu yardýmla Habsburglarla yakýnlaþma saðlanabilir düþüncesiyle, yardým etmeyi kabul etmiþtir. Fakat herþey Sultan Süleyman'ýn planladýðý gibi olmamýþ, Fransýz dostluðu zamanla resmi bir kimlik kazanmýþtýr.

1535'te Fransýzlarla Osmanlý Devleti arasýnda imzalanan antlaþmayla Fransýzlara birtakým haklar verilmiþtir. Kapitülasyonlar, bu dostluk antlaþmasýnýn yarattýðý yakýnlaþma ortamýnda verilmiþ olan haklardýr. Buna göre; Fransýz bayraðý taþýyan gemiler Osmanlý egemenliðinde bulunan bütün limanlarda serbestçe ticaret yapabileceklerdi. Diðer yabancý devletler gemilerini, Osmanlý egemenliðinde bulunan denizlerde ancak Fransýz bayraðý altýnda ticaret yapabileceklerdi. Bu sayede Fransýzlar kapitülasyonlar gereði Osmanlý denizlerinde serbestçe ticaret yapma özgürlüðüne kavuþmuþtu. Ayrýca Osmanlý Ýmparatorluðu sýnýrlarý içinde yaþayan Katoliklere ibadet özgürlüðü verilmesi, Fransýz konsoloslarýna kendi vatandaþlarýyla ilgili sorunlarýn çözümlenmesinde yargý yetkisi tanýnmasý gibi hükümler, daha sonraki yýllarda Ýmparatorluðun zayýflamasýyla, devletin baðýmsýzlýðýný yok edecek kurallar haline getirilmiþtir.

1569, 1581, 1597, 1614, 1673 ve 1740 yýllarýnda yeni kapitülasyonlar verilmiþtir. 1740 kapitülasyonlarýyla, Fransa'ya tanýnan haklar daha da geniþletilmiþ, diðer batýlý ülkelere de ayný haklarýn tanýnmasý kabul edilmiþtir. 1740 kapitülasyonlarýndan sonra Osmanlý sýnýrlarý içerisindeki yabancý devletlere çok geniþ ticaret yapma olanaklarý saðlanmýþ, hatta bu haklar sayesinde Ýstanbul'da yanacý postaneler açýlmýþtý.

Sevr Antlaþmasý'nýn imzalanmasýyla kapitülasyonlardan yararlanma hakký Yunanistan ve Ermenistan'a verilmiþ, yabancý gemilere, Türk gemilerine tanýnan bütün haklarýn tanýnmasý kararlaþtýrýlmýþtýr. 22 Mart 1922'deki Sakarya Zaferi'nden sonra Paris'te toplanan Ýtilaf Devletleri Dýþiþleri bakanlarý konferansýnda ise Ýngiltere, Fransa, Ýtalya, Japonya, Türkiye ve kapitülasyonlardan yararlanan öbür devletlerin katýlmasýyla kurulacak bir komisyonca kapitülasyon hükümlerinin gözden geçirilmesi konusunda karara varýlmýþtýr. Kapitülasyonlar Lozan Barýþ Antlaþmasýyla yürürlükten kalkmýþtýr.



Alıntı
OSMANLI’DAN KALAN BORÇLAR VE NASIL ÖDENDÝÐÝ..
(Uzunca bir yazý olduðundan, bu konuyu inceleyebilmeniz için link olarak veriyorum)

http://www.ekodialog.com/osmanli_ekonomisi/osmanli_devletinde_dis_borclar.html









Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 25.12.2009 - 12:26 tarihinde.
Gönderen: 25.12.2009 - 12:16
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1290 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65493 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.