0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Her hicret, Ensar ister

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Her hicret, Ensar ister
Moderator


4254 Mesaj -
Her hicret, Ensar ister

HÝCRET DEYÝNCE HER mü’minin aklýna önce Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselam sonra yol arkadaþý Ebu Bekir radýyallahu anh sonra Mekke sonra Medine gelir. Bir adým sonra Mekke’den Medine’ye hicret eden sair sahabileri de düþünürüz.
Hicret deyince akla gelenler hayalimizde bu þekilde bir bir canlanýrken Hicret deyince muhakkak akla gelmesi gereken bir grup insan bir þekilde nazarlarda gizlenir yahut gerilerde kalýr.
Bu bir grup insan Ensar’dýr. Ensar: Mekke’den hicret eden Muhacir sahabilere her açýdan yardým elini uzatan Medineli sahabiler.
Ýþte o Ensar Hicret hatýrlara geldiðinde unutulmasa da sýralamada geri kalýr ve nazarlardan gizlenir.
Kimbilir belki de Hicretin asýl zor tarafýný Mekkeli mü’minler gerçekleþtirdiði içindir bu. Hz. Peygamber’in bile terkederken geri dönüp “Benim için sen Allah’ýn arzýnda bana en sevgili yersin. Kavmim beni mecbur býrakmasýydý seni asla terketmezdim” buyurduðu yerdir Mekke. Kâbe’si Zemzem’i Safâ ile Merve’si Hira’sý ile az ötedeki Arafat’ý ile insanlýk tarihinin en ulvî hatýralarýný özünde taþýyan yerdir. Allah’a ibadet için inþa edilen ilk bina da Mekke’dedir sözlerin en güzeli olarak Kur’ân-ý Hakîm de ilk olarak burada Peygamber’e inmiþtir.
Peygamber aleyhissalâtu vesselam ve Mekkeli sahabiler iþte böylesine kudsî hatýralar yüklü olduðu halde Mekke’yi terketmiþlerdir. Dahasý yanlarýna alabildikleri üç-beþ eþya ve üç-beþ dinar dýþýnda dünyalýk namýna neleri varsa onlarý da geride býrakarak ayrýlmýþlardýr bu þehirden. Daha da ötesi birçoðu anasýný babasýný eþini evladýný ve her hâlükârda akrabasýný arkada býrakarak ayrýlmýþtýr Mekke’den.
Dolayýsýyla Hicret deyince feragatin büyüðü elbette Mekkeli Muhacirîn’e aittir. Zira imanlarý için herþeyden ve herkesten geçmiþlerdir. Kurulu düzenlerini bozmuþ iþlerini-güçlerini býrakmýþ eþ-dost-akrabadan kopmuþ; sýrf imanlarýný tam olarak yaþamak adýna hepsinden feragat etmiþlerdir.
Ama birþe var ki Mekkeli sahabiler hicret ederken bir bilinmeze doðru göç etmiþ de deðillerdir. Peygamber aleyhisselam ve yol arkadaþý Ebu Bekir hicret ederken meçhul bir diyara ve meçhul bir akýbete doðru hicret ediyor deðildir.
Zira hicret apar-topar bir anda ve bir belirsizliðe doðru bir yolculuk deðildir.
Sahabiler de Hz. Peygamber de hicret ederken nereye hangi þartlarda kimlerle karþýlaþmak üzere gidiyor olduklarýný bilmektedir.
Açýkçasý Hicret Mýsýr’dan Filistin’e o mucizevî hurucunda Hz. Musa’nýn yaþadýðýna benzer mihnetler barýndýran bir yolculuk deðildir. Ýkibin küsur metrelik derinliðiyle Kýzýl Deniz’in yarýlýp yol olarak açýldýðý bu mucizevî hurucun akabinde Eriha’ya varýldýðýnda gelen cihad emri karþýsýnda Benî Ýsrail’in tavrý “Ey Musa! Git sen ve Rabbin savaþýn!” aymazlýðý iken; Medineli sahabiler Hicret gerçekleþmeden evvel hem de iki kez Akabe’de Peygambere biat etmiþlerdir.
Hem de nasýl bir biat!
Akabe biatlarýnda Ensarýn en ziyade öne çýkan ismi Es’ad b. Zürâre’nin dediði þekilde onlar Peygamber aleyhisselamý ve Mekkeli sahabileri Medine’ye davet ederken kendileri için nelere davetiye çýkardýklarýnýn farkýnda olarak bu biatý etmiþlerdir:
“Bizler ancak bu zâtýn Resûlullah olduðunu bilerek develerimizin böðürlerini tepe tepe buraya gelmiþ bulunuyoruz. bugün kendisini alýp Medine’ye götürmek bütün Araplardan ayrýlmaþ ayrý baþ çekmek ve neticede en hayýrlýlarýnýzýn öldürülmesi ve sizlerin de kýlýç darbeleriyle kesilip biçilmeniz demektir. (...) Ey insanlar! Muhammed’e ne üzerine bey’at edeceðinizi biliyor musunuz? Siz ona; Arap ve Arap olmayanlarla bütün cin ve insanlar topluluðu ile savaþmak üzere bey’at edeceðinizin farkýnda mýsýnýz?”
Yahut Abbas b. Ubâde’nin dikkat çektiði þu istikbale razý olarak:
“Sizler; insanlarýn kýzýl ve kara derilileriyle savaþmak üzere kendisi ile biatlaþacaksýnýz!
Eðer karþýlaþacaðýnýz musibetle mallarýnýz azaldýðý eþrafýnýz öldürüldüðü zaman ona yardým etmeyecek kendisini muhaliflerinin ellerine býrakacaksanýz vallahi bu dünyada da ahirette de yüzkarasýdýr. Þimdiden bundan vazgeçin.
Fakat eðer sizler kendisine vaadde bulunduðunuz yardým barýndýrma muhaliflerinden koruma gibi þeyleri yerine getireceðinize kani iseniz mallarýnýzýn azalmasý ve eþrafýnýzýn öldürülmeleri pahasýna da olsa onu tutunuz ki vallahi bu da dünyada da ahirette de hayýrlýdýr!”
Onlar iþte bunun farkýnda olarak Akabe’de Hz. Peygambere biat edip onu Medine’ye davet etmiþlerdir.
Verdikleri bu sözün þartlarýný da bihakkýn yerine getirmiþlerdir. Mallarýný da zamanlarýný da hayatlarýný da Resûlullah için feda etmekten çekinmemiþ; asla ve kat’a “Git sen ve Rabbin savaþýn!” kabilinden bir aymazlýða düþmemiþlerdir. iþte Bedir iþte Uhud hele ki Hendek bunun apaçýk delilidir.
Bu açýdan bakýldýðýnda ise Hicrette Ensar’ýn da hissesi daha bir berraklýkla çýkar karþýmýza.
Anlarýz ki Hicret tek-taraflý bir göç deðildir.
Ýmanýndan dolayý yurdunda barýnamayan ve canýna kastedilen bir topluluðun imanýný yaþayabilmek için meçhul bir diyara göç etmesi deðildir Hicret.
Ýmanýndan dolayý yurdunda barýnamayýp canlarýna kastedilen bir topluluðun imanlarýný yaþayabilmeleri için her açýdan onlara yardýma her türlü destek ve korumaya söz veren insanlarýn olduðu bir diyara yapýlan göçtür o.
Hicretten söz ediyorsak bir tarafta taným gereði elbette Muhacirîn yani ‘göç edenler’ vardýr.
Ama diðer tarafta o hicret edenleri yurtlarýna kabule her açýdan yardýma desteðe ve korumaya önceden söz vermiþ Ensar yani ‘yardýmcýlar’ da vardýr.
Hicret bir bilinmeze yolculuk deðildir. Bir “Git sen ve Rabbin savaþýn!” yolculuðu da deðildir. Bir “Gidin siz ve Rabbiniz savaþýn!” yolculuðu da deðildir.
Hicretin bir ucunu Allah için herþeyden feragat eden Muhacirîn tutmuþ gitmekte; öteki ucunu ise Allah için herþeyden feragat edenler için herþeyden feragat eden Ensar tutmuþ “Bize gelin!” demektedir.
Hicret “Gelin ne gerekiyorsa ben de varým; ne yapýlacaksa ben de iþin içindeyim; hangi bedel ödenecekse ben de hazýrým!” diyebilen bir Ensarýn varlýðýnda gerçekleþmektedir.
Yok mudur “Ýçimde bir Muhacir var” diyebilen?
Var mýdýr “Ýçimde bir Ensar var” diyebilen? Metin KARABAÞOÐLU
karakalem dergisi
Gönderen: 16.12.2009 - 23:10
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1305 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.79464 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.