0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Eylemini Niyetine Kurban Et

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Eylemini Niyetine Kurban Et
Moderator


4254 Mesaj -
Eylemini Niyetine Kurban Et
Senai Demirci.
Ýnsan yapýp ettiklerinden mi ibarettir? Ýnsan ortaya koyduðu eserler ile, ardý sýra býraktýklarýyla mý ölçülmelidir? Kýymetini kametini eylemleriyle mi ortaya koyar insan?

Kalbi ve ruhu, aþký ve vicdaný nerededir insanýn? Sadece üst üste koyduðu tuðlalarýn yüksekliði ile mi deðerlendirirsiniz bir duvar ustasýnýn kýymetini meselâ? Duvar ustasýnýn tuðlalarý aþk ü þevk ile döþemesi ile isteksiz ve husursuz döþemesi arasýnda fark yok mudur? Kalbi nerededir ustanýn? Aþký hangi perdenin ardýndadýr? Ustanýn aþkýný ve iþtiyakýný alýp masanýn üzerine koyabilir miyiz? Bir terazi kefesinde tartabilir miyiz kalbinin acýlarýný? Bir hoparlöre aktarabilir miyiz vicdanýnýn sesini? Elinin tuðlaya þevkle dokunuþunu duvarda farkedebilir miyiz? Yoksa, duvarýn düzgünlüðü arkasýnda unutur muyuz ustanýn iç hallerini? Yoksa, ustanýn ruhunu ve kalbini, aþkýný ve þevkini de duvarýn harcý mý sayarýz? Usta kim olursa olsun sadece duvara mý bakarýz? Usta ne halde olursa olsun duvara mý gömeriz cümle hallerini? Batýlý “kiþisel geliþimci”lere bakýlýrsa, insan eylemleri kadardýr? Edimleri neyse, insan da o kadardýr. Kiþi, eylemleri üzerinden geliþir. Baþarý ve baþarýsýzlýk fiiller üzerinden ölçülür. Eylem dýþa dönüktür; kiþinin elinde görünür. Fiili monitörize edebiliriz, seyredebiliriz, ölçebiliriz. Peki ya insanýn geliþimi sadece ölçülebilene ve gözlemlenebilene mi baðlýdýr? Ýnsanýn geliþiminin dinamiklerini sadece görünen üzerinden yoklamak mümkün müdür? Ýnsan dýþýna taþýrdýðý eylemlerden mi ibarettir? Ýnsanýn içinde, dýþýna raðmen, dýþýndan ayrý, dýþýna taþandan fazla ya da az baþka þeyler yok mudur? Ýnsaný görünür olan üzerinden tanýmladýðýmýzda, onu kabaca bir makineye, tanýmlanmýþ ve belirlenmiþ eylemleri icra eden ruhsuz bir mekanizmaya indirgemiþ olmaz mýyýz? Onun görünmeyen özünü, görüneni þeffaf bir örtü gibi saran içsel yönelimlerini boþa çýkarýp içinde kýpýrdayýp duran duygularý iþlevsiz ve anlamsýz kýlmaz mýyýz? Bilmem, hiç dikkatinizi çekti mi? Ben, “kiþisel geliþim” teorilerinin herhangi bir yerinde “niyet” kavramýna hiç rastlamadým. Niyet, eylem ya da amel gibi deðildir. Görülemeyen, izlenemeyen, ölçülemeyen bir kavramdýr. Niyetinizi baþkalarýna gösteremezsiniz; sadece kendiniz bilir, görür ve farkedersiniz. Kendinizi aynada seyreder gibi, kendinizle göz göze gelirsiniz niyetinizle. Kendinize görünür olduðunuz yerdir niyet. Kendinize görünür olduðunuz yer ise Rabbinize görünür olduðunuz yerdir. Þu halde, niyetinizin iyi/kötü oluþu ancak kendinizin bildiði bir þeydir. Ýyi niyetle kötü bir eylemde bulunabilirsiniz. (Kaþ yapayým derken göz çýkaranlardan biri olabilirsiniz!) Kötü bir niyetle iyilik de yapabilirsiniz. (Hýrsýzlýk niyetiyle girdiðiniz evde pencereyi açýk unutup bir aileyi soba zehirlenmesinden kurtarabilirsiniz!) Yani ki niyetiniz kendinizle hesaplaþtýðýnýz alandýr. Niyetin hesaba katýlmadýðý yerde, erdemi ancak baþkalarýnýn tanýklýðýnda tanýmlayabilir ve inþa edebilirsiniz. Niyeti yok sayan ve sadece eylemi öne çýkaran geliþim kulvarý, sizi baþkalarýnýn gözünün önüne yýðar. Baþkasýnýn olmadýðý yerde erdemli olup olmamanýz söz konusu deðildir. Buna göre, nezaket gibi bir erdemi bir baþkasýnýn huzurunda sýnayabilir ve inþa edebilirsiniz. Baþkasýnýn olmadýðý yerde nezaket yok gibidir. Sanki insan kendisine incelik borçlu deðildir. Karanlýkta dans edilmez. Buna göre, hiçbir kiþisel geliþim kitabýnda “gýybet” diye bir kötülük konu edilemez. Çünkü “gýybet” birisi hakkýnda, üstelik kardeþiniz olan birisi hakkýnda, onun yokluðunda, gýyabýnda, bile-isteye, duyacak olsa hoþlanmayacaðýný bildiðiniz doðru þeyler söylemektir. Gýybet etmemek, bir baþkasýnýn yokluðunda, onun hiç duymayacaðýndan emin olsanýz bile, dilinizi doðruyu söylemekten bile geri çekmektir. Oysa, konuþmak ve bunu bir baþkasýna iþittirmek bir eylemdir; ölçülebilir ve gözlemlenebilir. Peki ya, doðruyu ifadelendiren bir konuþma neden erdem sýnýrlarýnýn dýþýnda görülsün? Bizi kimsenin duymadýðý, kimsenin görmediði, kimsenin bilmediði yerde yine de “erdemli” kýlacak bir geliþim kulvarý sunmuyor bize “kiþisel geliþim”. “Ölü kardeþinin etini seve seve yemek” gibi bizzat Rabbimiz tarafýndan “tiksindirici” bir eylem olarak tanýmlanan gýybeti yapýp/yapmama konusundaki yaptýrýmý nereden alacaðýz? Tam da baþkasýnýn yokluðunda ortaya çýkan bu eylemi “niyet” kavramýný hesaba katmadan geliþimimize dahil etmek mümkün görünmüyor. Niyet sözkonusu olduðunda, insanýn içine dalýyoruz birden. Vicdanýna temas ediyoruz. Kalbine iniyoruz. Elinden gelenlerden beriye, aðzýndan çýkanlardan içeriye bakmak zorunda kalýyoruz. Bu yüzdendir ki, hadisleri yorumlayan bir çok mana büyükleri, “ameller niyetlere göredir” hadisini en baþa koyar. Bu hadise göre, niyetsiz eylemin kýymeti yoktur. Eylem insanýn elinden, dilinden deðil, içinin de içinden, kalbinden, vicdanýndan baþlar. Niyet, kendini âlemde nereye koyduðunla iliþkilidir. Kimselerin bilmediði yerde, kimselerin duymadýðý, görmediði yerde tanýmlamaya zorlar kendini. Aynada kendi gözlerinin içine bakar gibi, kendini kendinle baþ baþa býrakýr. Kendinle baþbaþa kaldýðýn yerde ise her þeyi bilen, her þeyi iþiten, her þeyi gören Rabbinle yüzleþirsin. Rabbinle yüzleþtiðin yerde ise imanýn sýnanýr. O’nun gördüðüne, O’nun bildiðine, O’nun hesap soracaðýna ne kadar canlý, ne kadar ciddi inanýyorsun? Buna göre, önemli hadis kitaplarýnda “Ameller niyetlere göredir” hadisinin “iman” baþlýðý altýnda zikredilmesi þaþýrtmamalý bizi. Bu çerçevede, ömür boyu kulaðýma küpe olacak bir “nasihat” aldým geçenlerde. Hadis Doç. Dr. Mehmet Görmez’in “Din nasihattir” hadisini baþlýk edinen makalesi, hiç ummadýðým bir yere götürdü beni. Evvelemirde, “din öðüttür/tavsiyedir.” anlamýnda zihnimize yerleþen bu hadisin, bizi kimselerin görmediði/bilmediði yerde bir hesaplaþmaya çaðýrdýðýný farkettim hayretle. Eðer hadisteki “nasihat”i “öðüt” yahut “tavsiye” þeklinde anlarsak, ancak bir baþkasýnýn olduðu yerde uymamýz gerekiyor bize söylenene. Tavsiye de öðüt de dýþa dönüktür, bir baþkasýnýn kulaðýna doðrudur. Ama muhterem Mehmet Görmez’den öðreniyoruz ki, “nasihat”in ilk anlamý “içtenlik”tir. Kur’ân’da içten gelerek yapýlan samimi tevbeler için “tevbe-i nasuh” ifadesi kullanýlýr. Mumundan arýndýrýlmýþ saf bal için de “n-s-h” kökünden gelen sýfatlar kullanýlýr. Öyleyse, “nasihat” bizi kendi içimize, kendi içtenliðimize havale ediyor. “Öðüt” yahut “tavsiye” dýþa görünen eylem iken, “içtenlik”, “samimiyet”, “ihlas” derinimizde gerçekleþen ve kimseye görünmeyen niyetin ekseninde kalýyor. Nasihat, eylemi niyetin terazisinde tartýyor. Gel gelelim, bunca açýklamanýn kurbanla iliþkisine... Ýbrahim’in(as) Ýsmail’i(as) kurban etmesi, sadece eylem düzleminde bakýlýrsa, akim kalmýþ, sonuca ulaþamamýþ, baþarýsýz bir teþebbüstür. Býçak, Ýbrahim’in (as) onca çabasýna, Ýsmail’in (as) onca teslimiyetine raðmen kesmemiþtir. Kesme eylemi körelmiþtir. Ýbrahim(as) de, Ýsmail(as) de niyetleri üzerinden sýnanmýþlardýr kurban kýssasýnda. Ýbrahim’in[as] Ýsmail’i[as] kurban etmesinde, amel niyete kurban edilmiþtir. Býçak kesmemiþtir. Ama býçaðý bile kesen niyet keskinleþmiþ, hep keskin býrakýlmýþtýr. Þimdi, kurbanýmýza býçaðý vururken, kurbanýn bizi eylemimizle yanaþamadýðýmýz, ulaþamadýðýmýz Rabbin rýzasýna yakýn eyleyen bir kurb aný olduðuna yeniden inanmamýz gerektir. Öyle ya O’nun katýna kurbanlarýn kanlarý ve etleri ulaþmaz. Kan da et de, kurban kesme eylemimizin ürünleridir, görüntüleridir. O’nun bizi gördüðünü bilerek, O’nu görür gibi yaþama keskinliðini bileyen niyetimiz ve içtenliðimizdir görünmeyenimiz. Ýç/ten kesebiliyor muyuz kurbaný?

Gönderen: 05.10.2010 - 23:58
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
keskinmetal su an offline keskinmetal  
655 Mesaj -


Elinize Saglik

Te$ekkürler

kardeþim burada coluk cocuk mahrum olmasýn kelimesininde
ne kadar niyet edildiðinin bir ucubesi olsa gerek elbete niyet allah .c.c
rýzasý olmalýdýr coluk coçuk mahrum olmasýn deyimi çok yanlýþ bir niyettir
ama malesef bazý kardeþlerimiz bu kelimeyi sýkca kullanmakla beraber
niyetten ne kadar uzak oldularýndan habersizce sanki coluk çocuðun için kesilmiþ itbarý yaratýyor
amacým yazýnýza yorum deðil katkýda bulunmak kardeþim

selam ve saygýlar
Gönderen: 06.10.2010 - 17:57
Bu Mesaji Bildir   keskinmetal üyenin diger mesajlarini ara keskinmetal üyenin Profiline bak keskinmetal üyeye özel mesaj gönder keskinmetal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1297 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.79297 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.