0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » Tahliller

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast Muhammed_Emin  
Tahliller
Misafir
Tahliller

Uzun Bir Ayrýlýktan Sonra
Belki yirmi yedi, yirmi sekiz sene oldu Üstadý görmeyeli. Onu görmek, mübârek sîmâsýný doya doya seyretmek için her zaman gidip ziyâret etmek istediðim halde, meþguliyetten bir türlü vakit bulamadým. Fakat o, kalplerde yaþadýðý için, mânevî varlýðý ile dâimâ beraberdik. Bu, gönüllerdeki iþtiyâký bir dereceye kadar tatmin etmez miydi? Kendisini görüp kucaklaþtýðýmýz zaman, onun nûrânî sîmâsýnýn verdiði zevk, maddî hasretin de ne kadar büyük olduðunu gösterdi.
Üstadla tanýþmamýz kýrk seneyi geçti. O zamanlar hemen her gün idârehâneye gelir; Akif’ler, Nâim'ler, Ferid'ler, Izmirli'lerle birlikte saatlerce tatlý tatlý musâhabelerde bulunurduk. Üstad, kendine mahsus þîvesiyle yüksek ilmî meselelerden konuþur; onun konuþmasýndaki celâdet ve þehâmet bizi de heyecanlandýrýrdý. Hârikulâde fýtrî bir zekâ, Ýlâhi bir mevhîbe. En mu'dil meselelerde, zekâsýnýn kudret ve azameti kendisini gösterir. Dâimâ iþleyen ve düþünen bir kafa. Nakillerle pek meþgul deðil. Onun rehberi yalnýz Kur'ân; bütün feyiz ve zekâ kaynaðý bu. Bütün o lem'alar, doðrudan doðruya bu kaynaktan nebeân ediyor. Bir müçtehid, bir imam kadar rey sahibi. Kalbi bir Sahabî kadar îmanla dolu. Rûhunda, Ömer'in þehâmeti var. Yirminci asýrda Devr-i Saadeti nefsinde yaþatan bir mü'min. Bütün hedefi îman ve Kur'ân.
Ýslâm’ýn gayetü'i-gayesi olan "Tevhid" ve"Allah'a îman" esâsý, onun ve Risâle-i Nur'un en büyük umdesidir. Devr-i Saadette, Müslümanlýðýn ilk kuruluþ zamanlarýnda olsaydý, Hazret-i Peygamber, Kâbe'deki putlarýn parçalanmasý vazifesini ona verirdi. Þirke ve putperestliðe o derece düþmandýr.
Mücâhede ile gönüllerde îman ve Kur'ân hakîkatlerini yerleþtirmek için geçen uzun, bir asra yakýn bir ömür. Fazîlet ve þehâmetle geçen bir ömür. Harb meydanlarýnda, mücâhidlerin önünde, kýlýnç elinde, dimdik ayakta düþmana saldýran bir kahraman. Esârette, düþman kumandanýna karþý koyan bir kahraman. Îdam sehpasýnda, düþman kumandanýný düþündüren, insafa getiren bir kahraman...
Millet ve memleket için canýný vermekten zerre kadar çekinmeyen bir fedâi. Fitnenin, bozgunculuðun en müthiþ düþmaný. Milletin menfaati için, her türlü zulme, iþkenceye tahammül ediyor. Ona zulmedenlere bedduâ bile etmez. Onu zindanlara atanlara, ancak salâh ve îman temennî eder. Gaye uðrunda ölüm, onun için basit birþeydir.
Kendisi bir çanak çorba, bir bardak su, bir lokma ekmekle tagaddî eder. Elbisesi pek basit ve fakirânedir. Beyaz Amerikan bezinden pamuklu bir hýrka. Çamaþýrýný kirlenmeden deðiþtirir ve temizletir. Temizliðe fevkalâde îtinâ eder. Kâðýt parayý tutmaz ve üstünde taþýmaz. Mâmelek nâmýna dünyada hiçbir þeyi yok. Kendi için yaþamaz, cemiyet için yaþar.
Yapýsý ufak tefektir; fakat heybetlidir, haþmetlidir. Gözleri birer þems-i tâban gibi nur saçar. Bakýþlarý þâhânedir. Maddeten, belki dünyanýn en fakir adamýdýr; fakat mâneviyât âleminin sultanýdýr.
Seksen küsûr senenin âlâmý yüzünde bir buruþuk yapamamýþ, yalnýz saçlarýný aðartmýþtýr. Rengi, pembe beyazdýr. Sakalý yoktur. Bir delikanlý kadar zindedir. Halîm ve selîmdir; fakat, heyecana geldiði zaman bir arslan tavrý alýr, iki dizinin üstüne doðrulur, bir þâhenþâh gibi konuþur.
En sevmediði þey siyasettir. 35 senedir bir gazeteyi eline almýþ deðildir. Dünya þuûnu ile alâkasýný kesmiþtir. Akþam namazýndan sonra ferdâsý öðleye kadar kimseyi kabul etmez, ibâdetle meþgul olur. Pek az uyur. Talebelerini de siyasetten þiddetle meneder. Memleketin her tarafýnda 600 bini mütecâviz, belki bir milyonu bulan talebeleri memleketin en fazîletli evlâtlarýdýr. Üniversitenin muhtelif fakültelerinde müsbet ilimler tahsil eden þâkirtleri pekçoktur; yüzlercedir, binlercedir. Hiçbir Nur Talebesi yoktur ki, sýnýfýnýn en fazîletlisi, en çalýþkaný olmasýn. Memleketin her tarafýnda bulunan bu yüz binlerce Risâle-i Nur talebesinden hiçbirinin, hiçbir yerde âsâyiþi muhil hiçbir hareketi, hiçbir vak'asý yoktur. Her Nur Talebesi, hükûmetin, nizam ve intizâmýn tabiî birer muhâfýzýdýr; âsâyiþin mânevî bekçisidir.
Istanbul seyahatinden muztarip olup olmadýðýný sordum.
"Bana ýztýrap veren," dedi, "yalnýz Islâmýn mâruz kaldýðý tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydý. Þimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Þimdi, mukavemet güçleþti. Korkarým ki, cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Çünkü, düþmaný sezmez. Can damarýný koparan, kanýný içen en büyük hasmýný dost zanneder. Cemiyetin basîret gözü böyle körleþirse, îman kalesi tehlikededir. Iþte benim ýztýrâbým, yegâne ýztýrâbým budur. Yoksa, þahsýmýn mâruz kaldýðý zahmet ve meþakkatleri düþünmeye bile vaktim yoktur. Keþke bunun bin misli meþakkate mâruz kalsam da, îman kalesinin istikbâli selâmette olsa!"
"Yüz binlerce îmanlý talebeleriniz size âtî için ümit ve tesellî vermiyor mu?"
"Evet, büsbütün ümitsiz deðilim... Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsýlan Garb cemiyeti içinde doðan bir hastalýk, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne daðýlýyor. Bu müthiþ sâri illete karþý Islâm cemiyeti ne gibi çarelerle karþý koyacak? Garbýn çürümüþ, kokmuþ, tefessüh etmiþ, bâtýl formülleriyle mi? Yoksa, Islâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslarýyla mý? Büyük kafalarý gaflet içinde görüyorum. Îman kalesini küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnýz îman üzerine mesâimi teksif etmiþ bulunuyorum.
"Risâle-i Nur'u anlamýyorlar, yahut anlamak istemiyorlar. Beni skolastik bataklýðý içinde saplanmýþ bir medrese hocasý zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ý hâzýr fen ve felsefesiyle meþgul oldum. Bu hususta en derin meseleleri hallettim. Hattâ bu hususta da bâzý eserler telif eyledim. Fakat, ben öyle mantýk oyunlarý bilmiyorum, felsefe düzenbazlýklarýna da kulak vermem. Ben, cemiyetin iç hayatýný, mânevî varlýðýný, vicdan ve îmânýný terennüm ediyorum, yalnýz Kur'ân'ýn tesis ettiði Tevhid ve îman esâsý üzerinde iþliyorum ki; Islâm cemiyetinin ana direði budur. Bu sarsýldýðý gün, cemiyet yoktur.
"Bana, `Sen þuna buna niçin sataþtýn?' diyorlar. Farkýnda deðilim. Karþýmda müthiþ bir yangýn var. Alevleri göklere yükseliyor. Içinde evlâdým yanýyor, îmâným tutuþmuþ yanýyor. O yangýný söndürmeye, îmânýmý kurtarmaya koþuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiþ de, ayaðým ona çarpmýþ; ne ehemmiyeti var? O müthiþ yangýn karþýsýnda bu küçük hâdise bir kýymet ifade eder mi? Dar düþünceler, dar görüþler!..
"Beni, nefsini kurtarmayý düþünen hodgâm bir adam mý zannediyorlar? Ben, cemiyetin îmânýný kurtarmak yolunda dünyamý da fedâ ettim, âhiretimi de. Seksen küsûr senelik bütün hayatýmda dünya zevki nâmýna birþey bilmiyorum. Bütün ömrüm harb meydanlarýnda, esâret zindanlarýnda, yâhut memleket hapishânelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediðim cefâ, görmediðim ezâ kalmadý. Dîvân-ý harblerde bir câni gibi muâmele gördüm, bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandým. Memleket zindanlarýnda aylarca ihtilâttan menedildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere mâruz kaldým. Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyâde, ölümü tercih ettim. Eðer dînim intihardan beni menetmeseydi, belki bugün Said topraklar altýnda çürümüþ gitmiþti.
"Benim fýtratým, zillet ve hakarete tahammül etmez. Izzet ve þehâmet-i Islâmiye beni bu halde bulunmaktan þiddetle meneder. Böyle bir vaziyete düþünce, karþýmda kim olursa olsun, isterse en zâlim bir cebbâr, en hunhar bir düþman kumandaný olsa tezellül etmem. Zulmünü, hunharlýðýný onun suratýna çarparým. Beni zindana atar, yâhut îdam sehpâsýna götürür; hiç ehemmiyeti yoktur. Nitekim öyle oldu. Bunlarýn hepsini gördüm. Birkaç dakika daha o hunhar kumandanýn kalbi, vicdâný zulümkârlýða dayanabilseydi, Said bugün asýlmýþ ve mâsumlar zümresine iltihak etmiþ olacaktý.
"Ýþte benim bütün hayatým böyle zahmet ve meþakkatle, felâket ve musîbetle geçti. Cemiyetin îmâný, saadet ve selâmeti yolunda nefsimi, dünyamý fedâ ettim; helâl olsun. Onlara bedduâ bile etmiyorum. Çünkü, bu sâyede Risâle-i Nur, hiç olmazsa birkaç yüz bin, yâhut birkaç milyon kiþinin-adedini de bilmiyorum ya, öyle diyorlar. Afyon Savcýsý beþ yüz bin demiþti. Belki daha ziyâde-îmânýný kurtarmaya vesîle oldu. Ölmekle, yalnýz kendimi kurtaracaktým, fakat hayatta kalýp da zahmet ve meþakkatlere tahammül ile bu kadar îmânýn kurtulmasýna hizmet ettim. Allah'a bin kere hamd olsun.
"Sonra, ben, cemiyetin îman selâmeti yolunda âhiretimi de fedâ ettim. Gözümde ne Cennet sevdâsý var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beþ milyon Türk cemiyetinin îmâný nâmýna bir Said deðil, bin Said fedâ olsun. Kur'ân'ýmýz yeryüzünde cemaatsiz kalýrsa, Cenneti de istemem; orasý da bana zindan olur. Milletimizin îmânýný selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya râzýyým. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistân olur."
Hazret coþmuþtu. Bir yanardað gibi lâvlar saçýyordu. Bir fýrtýna gibi gönül denizini dalgalandýrýyordu. Bir þelâle gibi, haþmetli zemzemelerle rûhun en derin noktalarýna çarpýyordu. Çok heyecanlanmýþtý. Millet kürsüsünde coþmuþ bir hatib gibi devam ediyor, sözünün kesilmesini istemiyordu. Yorulduðunu hissettim. Bu heyecanlý bahsi deðiþtireyim dedim.
"Mahkemede sýkýldýnýz mý?" diye sordum.
"Dînî tedrisâta, kadýnlarýmýzýn, muhterem hemþîrelerimizin terbiye-i Islâmiye dairesinde iffet ve þereflerini muhâfaza etmelerine taraftar olmanýn bir suç olduðuna dâir kanunlarda bir madde var mý? `Kalbe gelen hakîkat' gibi tâbirleri de þahsî nüfuz temini maksadýna delil göstermelerinin mânasýný da, bu ilimle, hukukla meþgul doçentlerden sorarým."
Üstadla görüþmemiz çok uzamýþtý. Müsaade alýp ayrýldýðým zaman vakit hayli geçmiþti.
1952
Eþref Edip
Gönderen: 19.08.2003 - 08:46
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1540 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.82616 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.