|
 |
 |
|
Toplam Forum: 69
*** Toplam Konu: 30100
*** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Gönderen |
|
|
Lutfen Cocugunuza Tv izlettirmeyiniz! |
|
|
2683 Mesaj -
|
|
|
Bebeklerin sinsi düþmaný : Müzik klipleri
Kýsaca "Geliþim bozukluðu" diye tanýmlanan ve son yýllarda tüm dünyada tam altý kat arttýðý belirlenen otizm, uzmanlarca büyüteç altýna alýndý. Ve otizmin izini süren týp dünyasý, þaþýrtýcý bir bulguya ulaþtý. "Klip Sendromu" adý verilen bu sendrom yüzünden tüm bebekler tehdit altýnda
Pek çoðumuz minik bebeklerimizi oyalansýn diye televizyon karþýsýna oturtur, hatta televizyona gösterdikleri ilgiyi büyük bir sevinçle karþýlarýz. Bu arada kendimizce önlemler alýr abuk subuk görüntülerle karþý karþýya kalmalarýný önlemek için genellikle de müzik kanallarýný açarýz. Ama anlaþýlan o ki; biz bebeðimizin ilgisini müziðe olan kabiliyeti ve yatkýnlýðýyla özdeþleþtirirken, o izlediði her kliple biraz daha içine kapanýyor, biraz daha yaþamdan kopuyor. Minicik beyni, baþa çýkamayacaðý sýnýrsýz karanlýklara boðuluyor.
TELEVÝZYONDAKÝ TEHLÝKE
Marmara Üniversitesi Odyoloji Ana Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Ferda Aktaþ izledikleri müzik klipleri nedeniyle "Otizm" le karþý karþýya kalan bebek sayýsýnýn her geçen gün biraz daha arttýðýna dikkat çekerek, "Aileler çocuklarýnda konuþma gecikmesi, dalgýnlýk ve konsantrasyon bozukluðu þikayetleri ile baþvuruyor. Bu çocuklarýn ortak özellikleri özellikle 0-2 yaþ arasýnda sürekli müzik klibi seyretmeleri. Hastalýk, televizyon kesinlikle yasaklanýp özel eðitim programlarý uygulanarak, dört yaþýna kadar önlem alýnýrsa önlenebiliyor. Ancak dört yaþýndan sonra tedavisi mümkün deðil" diyor. Kliplerin çocuk beyni üzerinde bu denli zararlý olduðu fikrini ortaya atýnca Prof. Dr. Ferda Aktaþ da bir hayli tepki görmüþ. Ancak uluslararasý kongrelerde de sunduðu tebliðlerle sendrom konusunda sadece aileleri deðil meslektaþlarýný da uyarýyor. Konuþmanýn öðrenilmiþ bir davranýþ olduðuna dikkat çeken Prof. Dr. Ferda Aktaþ, "Aileler nedense konuþmanýn otomatik olarak öðrenildiðini zannediyorlar. Doðal ortamda çocuklarýn dudak þekilleri, ses ve cümleler arasýnda baðlantý kurmasý gerekli. Ancak televizyon çocuklarýn öðrenmesini engelliyor. Çünkü göz baðlantýsý kuramayan çocuklar dudak hareketleri ile sesi birleþtiremiyor. Televizyon sesi yüksek olan bir ortamda da çocuklar anne ve babalarýnýn sesi yerine televizyon sesini algýlar bu da onlarýn beyin yapýsýnýn karýþmasýna neden olur. Çünkü dudak þekilleriyle çýkan ses arasýnda baðlantý kuramazlar" diye konuþuyor.
YOKSA DUYMUYOR MU?
"Klip sendromu" teþhisi konulan hastalardan biri henüz yirmi dört aylýk olan minik Berkan. Geçtiðimiz aya kadar ailesi Berkan'ýn aðzýndan anlamlý tek bir cümle dahi duyamamýþ. Berkan kendi adýna bile tepki vermiyormuþ. Anne Meltem Kadýoðlu, "Önce iþitme problemi olduðunu düþünüyorduk. Ancak televizyonda müzik klipleri olduðu zaman kendisini olduðu gibi o yöne sabitliyordu. Nerede olursa olsun televizyona yönelip sanki büyülenmiþ gibi duruyordu. Çalýþtýðýmýz için bakýcý ile kalýyordu. Bakýcýsý onu oyalamak için bütün gün klip seyrettiriyordu. Açýkçasý ben de bunda bir sakýnca görmüyordum çünkü ben de ev iþleriyle uðraþýrken zaman zaman ayný þeyi yapýyordum" diyor.
ÝLK SORUNUN YANITI EVET
Trabzon'da yaþayan Kadýoðlu Ailesi oðullarýnýn bir türlü konuþmadýðýný fark edince soluðu Ýstanbul'da, Marmara Üniversitesi Hastanesi'nde almýþ. "Þikayetimizi söyler söylemez Berkan'ýn çok klip izleyip izlemediðini sordular" diyor Meltem Kadýoðlu. Genç kadýndan aldýklarý, "Evet" yanýtýnýn ardýndan ayrýntýlý bir incelemeye giriþen doktorlar sonunda teþhisi koymuþlar. "Klip Sendromu"
Teþhisin ardýndan evde televizyon açmadýklarýný ve Bertan'la sürekli onun anlayabileceði þekilde konuþmaya çalýþtýklarýný anlatan Kadýoðlu, "Ona dokunmamýza, öpmemize bile izin vermezdi. Bir ayda çok þey deðiþti. Ýsmini öðrendi. Televizyon kapalý olduðu için ara sýra huzursuzlanýyor ama hemen dikkatini baþka þeylere yöneltmeye çalýþýyoruz" diye anlatýyor zorlu tedavi sürecini.
"BANA ÝNANMIYORLAR"
Rüzgar'da ayný sendromun kurbaný. Ailesi Rüzgar üç yaþýndayken, yani beþ yýl önce fark etmiþ oðullarýndaki garipliði. Teþhis konulduktan sonra da iki yýl boyunca evlerine hiç televizyon sokmamýþlar. Anne Siral Demiral, "Aynen bir baðýmlýya zararlý bir maddeyi býraktýrýr gibi davrandýk" diyor. Çocuklarýnýn rehabilitasyon döneminde bir kreþ bulamamaktan o kadar bunalmýþlar ki, otistik çocuklar için bir kreþ açmýþlar. Bu arada aile içi bir sarsýntý da atlatmýþlar. Eþi Haluk Göçener'le o günlerde boþanmýþ. Ama Rüzgar'ýn eðitimi için birarada olmayý baþarmýþlar.
Rüzgar þimdi sekiz yaþýnda. Aldýðý eðitimin ardýndan iç dünyasýndaki karanlýðý aþmýþ hiperaktif bir yapýya bürünmüþ. Ancak ara sýra öfke nöbetlerine kapýlýyor, bazen saldýrganlaþýyor. Hâlâ okula gidemiyor, okuma yazmayý özel eðitimle öðreniyor. Siral Demiral, "Bütün yakýnlarýma söylüyorum. Çocuklarýna klip seyrettirmemeleri konusunda uyarýyorum ancak çoðu zaman bana inanmýyorlar" diye yakýnýyor.
NÝNNÝYÝ KENDÝN SÖYLE
Doktorlara göre, teþhis konulan çocuklarý hastalýðýn etkisinden kurtarmak için yoðun çaba gerekiyor. Çünkü etkilenen beyinlerde hastalýk çoðu zaman yerleþiyor. Doktorlar bu hastalýðýn teþhisini koyduktan hemen sonra televizyonu kesinlikle yasaklýyorlar. Çocuðun uyurken bile müzik dinlemesini istemiyorlar. Ailelere mümkün olduðu kadar çocukla, onun anlayabileceði ses tonu ile konuþmalarýný tavsiye ediyorlar. Bu arada çocuklarla þefkat yüklü fiziksel temas da önemli. En önemli þeylerden biri de minik bebeklere ninni söylemek. Uzmanlar, "Radyoda ya da teypte çalmayýn siz söyleyin" diyorlar.
Onlar zamanýnda fark etti
Siral Demiral ve Haluk Göçener oðullarý Rüzgar'daki belirtileri erken fark etmiþ. Þimdi tüm ebeveynlere uyarýp. "Hastalýðýn belirtilerini gözardý etmeyin" diyorlar. Ýþte adým adým otizme giden süreç;
"Kendi dünyasýndadýr. Kendisi iliþki baþlatmaz. Ýstediði þeylere ulaþmak için iliþkiye girer, insanlarý obje olarak gösterir, parmaðý ile iþaret edemez. Göz temasý kuramaz, yüz ifadesi ciddidir. Donuk ya da hüzünlü bakar. Jest vemimikleri kullanarak sevimli olmaya çalýþmaz. Bay bay yapmaz. Oyuncaðýný vermez. Yaþýtlarýndan uzak durur. Öpmek ve öpülmekten hoþlanmaz"
Kliplere uyarý konulsun
Marmara Üniversitesi Odyoloji Ana Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Ferda Aktaþ klip sendromu nedeniyle RTÜK'e baþvurdu ve klip gösterimlerinde, "0 2 yaþ arasýndaki çocuklarýn izlemesi sakýncalýdýr" uyarýsýnýn yer almasýný istedi. Aktaþ'ýn verdiði bilgiye göre bebeklerin davranýþlarýnýn dikkatli izlenmesi hastalýðýn tanýmýný kolaylaþtýrýyor. Ve Aktaþ klip sendromunun belirtilerini þöyle sýralýyor;
· Oyuncaklarla konuþur gibi sesler çýkarmaz (7 ay)
· Anlamlý isimlendirmeleri yoktur (10 ay)
· "Annene götür" gibi basit emirleri anlayýp yerine getirmez (18 ay)
· Üç kelimeli cümle kuramaz (2 yaþ
· Karþýsýndakilerle isim ve cinsiyet tayin ederek konuþmaz (3 yaþ
· Jest ve mimiklerini kullanmaz.
· Evet, hayýr, nasýl kelimelerini kullanamaz, zamir seçimi bozuktur
· Monoton, duyduðunu tekrarlayarak (anýnda ya da bir zaman sonra konuþur)
· Kendine özel kelimeleri ya da konuþma tarzý (son heceleri söylememe gibi) vardýr.
· Oyuncaklar ve objelerle aðzýna alarak, elinde oynayarak, yere düþürerek ya da bir yere vurarak ilgilenir.
· Dönen eþyalarý, çamaþýr makinesini seyreder.
· Elinde ip veya benzeri bir þeyi sürekli sallayabilir.
· Kaðýtlara, gazetelere, kitaplara özel bir ilgisi vardýr, düzgün tutar.
ERKEN TEÞHÝS ÇOK ÖNEMLÝ
Prof. Dr. Ferda Aktaþ, klip sendromu ile karþý karþýya kalan çocuklarda dört yaþýndan sonra tedavinin mümkün olmadýðýný söylüyor.
Klip izlerken adeta büyüleniyorlar
Bol hareket içeren müzik kliplerinin dünyayý yeni yeni tanýmaya çalýþan minik gözler tarafýndan sürekli izlenmesi ,beyinlerinde kimi zaman tedavisi mümkün olmayan hasarlara neden oluyor. "Klip sendromu" bulgularýný taþýyan çocuklarýn geçmiþ hikayeleri "sürekli müzik klibi izlenmesi"ni içeriyor. Tv'de ardý ardýna yayýna sokulan klipleri izleyen çocuklar çevresiyle iliþkisini kesiyor, aile içi iletiþimini en aza indirgiyor Berkan'da bu sendromun tipik örneklerinden biri. Kaynak: Sabah 09/03/2003 09:40
 Kaynak : http://www.nethaber.com
|
Gönderen: 14.11.2005 - 21:11 |
|
|
|
44 Mesaj -
|
|
|
Allah a þükür tv yi tehlike olarak gördüðümüzden eþimle tv yerine zamanla güzel þeyler izleyebilme imkanýmýz olsun diye sadece pc aldýk.tv kartýmýz da yok çok þükür.bir gün bile aramadým eksikliðini hissetmedim televizyonun Allah a þükürler olsun þimdi 8 aylýk bir bebeðimiz var.ona güzel filmler koyuyorum ama bunun da
sýnýrýna çok dikkat etmemiz gerektini farkettim o da bu ara hep karþýsýnda kaldý pc nin ve odaya yeni giren kiþiye bile bakmayacak kadar büyülenmiþ gibi dalýyor filmlere.Allah cümle ümmet i Muhammedi bu fitneden muhafaza etsin her nimeti güzel kullabnabilmeyi nasip etsin inþaallah.
|
Gönderen: 14.01.2006 - 14:55 |
|
|
|
61 Mesaj -
|
|
|
Allah razi olsun bilader hakkaten kaklisin cocuklar seyretmesin simdiki cocuklar cin cin herseyi biliyorlar dilleri uzadi ne gorse istiyolar simardilar edep asilanmiyor ve bir suru ahlak bozan konular bence cok islenmeli bu konu
hadi tartisalim bu konuyu varmisinizz biladerler ablalar
|
Gönderen: 12.04.2007 - 11:17 |
|
|
|
215 Mesaj -
|
|
|
EVET bende televizyon baðýmlýlýðýnýn henüz bebeklik döneminde yerleþtiðini ve ileride okul çaðýndaki çocuklarýn dizi hastalýklarýnýn bu döneme ait olduðunu, bu çocuklarýn asosyal içine kapanýk düzgün cümle kuramayan ve çok tv izleyen çocuklarýn düþünme yetneðinin yok olduðunu öðrenince bu konuda biraz daha hassas davranmaya baþladým benimde 1 yaþýnda bir bebeðim var reklam kolik adeta bizde hadi reklamlar pek zararlý olmaz diye önemsemiyorduk. Ben yemeðini, uyumasýný, hep reklamlarda yapýyordum ama bu sonra sonra artýk iyice alýþkanlýk haline geldi bazý þeyleri öðretmem zorlaþtý. TABÝÝKÝ ÝYÝYE KULLANILDIÐI ZAMAN FAYDASIDA VAR. Eðitici, hayal dünyasýný geliþtirici, zekayý destekleyici programlar çocuk için hiç þüphesiz faydalý ama bugün malesef tv annelerin kurtarýcýsý durumunda yemek, bulaþýk temizlik vs. yaparken ayak baðý olmasýn diye tv karþýsýna oturtulan çocuk en deðerli,en önemli yaþlarýný tv ye mahkum bir þekilde geçiriyor. tabiki artýk çocuðumuzu tv eðitiyor bu iþin kolay tarafý çocukla oyun oynamak, dil geliþimi için onunla konuþmak, kýsaca onunla gerektiði kadar ilðilenmek annelerin veyahut babalarýn çok vaktini alýyor, uðraþmaktansa oturt tv karþýsýna bak iþine sonunda ÞÝKAYETLER..... AMA HER ANNE BÖYLE DEÐÝL TABÝÝ ÇOCUKLARI ÇOK SEVEN ONLARI YETÝÞTÝRÝRKEN HAYATININ EN MUTLU ANLARINI YAÞAYAN ANNE VE BABALAR ÝÇÝN çocuklar en büyük hazine en verimli zamanda çocuklarýmýzý tv býrakmayalým onlar iþlenmemiþ maden gibi ne verirsek ona göre þekilleniyorlar. ALLAH CC. BÝZLERÝ HASSAS ANNE VE BABALARDAN EYLESÝN (AMÝN)
|
Gönderen: 13.04.2007 - 23:26 |
|
|
Şu an Yok üye ve 961 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.
[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye] |
|
 |
|
Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve
afiyet dolu ömür dileriz:
murat sanduvac (48), hyusuf24 (40), salihli (58), mehmetnuri26 (65), cereko (41), rukiye sonat (31), hasret_gulu (41), CAZABLANCA (), huseyinkarakoca (39), cakiryar (39), tms (49), kalecik69 (42), hakka_sevdali (43), Said27 (50), Euphony (61), arnopasha (56), hamza79 (46), remzi_bayrak (50), omersami23 (51), adem2504 (45), entrik (42), delikalp (38), rosesss (66), mikayil50. (50), mderin (58), nurcu81 (44), mehmet4450 (56), kürsat ata (42), immortal_love (38), ingiltereden (47) |
|
|
|
 |
|