0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » 1 Sorum Olacak

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast sembolika  
1 Sorum Olacak
Misafir
S.a Dinkültürü Hocam Anlatýrken Hz.Muhammed (S.A.V) Peygamber Olmadan Önce Hz.Ýbrahimin Getirdigi Dine Haneflige Ýnanýomuþ Ben Ýslamdan Önce Hak Dini Hristiyanlýk Olarak Biliodum Þuan Aklýmda Çeliþki Kaldý Haaþa Töbe Ama Aklýma Hz.Ýbrahimin Dininin Biraz Daha aYRINTILI vE gELÝÞTÝRÝLDÝGÝNÝ vE kENDÝ yAZILIMI oLARAK dÜÞÜNMEYE bAÞLADIM Lütfen Cevap Verin



Selamlar
Gönderen: 26.02.2006 - 09:52
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast ahmet gunay  
Misafir
Deðerli kardeþim;

Tek din vardýr oda islamdýr.Tüm peygamberler islam dini üzere gelmiþler ve onu anlatmýþlardýr.Sonradan insanlar dinleri deðiþime uðratmýþtýr.Biz gelmiþ geçmiþ tüm peygamberlere inanýyoruz.

Ýslâm kelimesi ve türevleri genel olarak Hz. Muhammed'den önceki semâvî tevhid dinleri ve mensuplarý için de kullanýlmýþtýr. Çünkü vahy'in kaynaðý bir olup, o da yüce Allah'týr. Ona ve peygamberlerine "tabi ve teslim olma" niteliði önceki dinlerde de vardýr. Kur'an-ý Kerîm'de bununla ilgili pek çok âyet- i kerîme vardýr.

Cenâb-ý Hak Nûh (a.s)'a vahyettiði gibi Hz. Muhammed'e de vahyettiðini bildirmiþ (en-Nisâ, 4/163), Hz Ýbrahim ve ondan sonra gelen bazý peygamberleri ve mensuplarýný "müslüman" olarak nitelemiþtir.

"Bir zaman Rabbi ona: "Ýslâm ol" dediðinde, Ýbrahim: "Alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum" demiþti. Ýbrahim Ýslâm ümmetinden olmayý oðullarýna da vasiyet etti. Ya'kub da onu tavsiye ederek: "Oðullarým! Allah sizin için bu dini seçti. O halde sizler sadece müslümanlar olarak can verin" dedi. Yoksa siz Yakub'a ölüm geldiði sýrada yanýnda mý bulunuyordunuz? O zaman o, oðullarýna: "Benden sonra neye tapacaksýnýz?" demiþ, oðullarý da:"Senin ve atalarýn Ýbrahim, Ýsmail ve Ýshak'ýn ilâhý olan tek ilâha kulluk edeceðiz. Bizler O'na teslim olduk" demiþlerdi" (el-Bakara, 2/131-133).

Þu ayet-i kerîmede peygamberlerin mesajýnýn temelde bir ve ayný olduðu ve bunun da Ýslâm'dan ibaret bulunduðu þöyle ifade buyurulur: "Allah'a, bize indirilene, Ýbrahim'e, Ýsmail'e, Ýshak'a, Yakub'a ve torunlarýna indirilene, Musa'ya ve Ýsa'ya verilen ve diðer peygamberlere Rableri tarafýndan verilene iman ettik. Onlar arasýnda bir ayýnýn yapmayýz, biz de Allah'a teslim olanlarýz, deyin" (el-Bakara, 2/136). Ancak daha sonra yahudi ve Hýristiyanlýk dininin bozulduðu ve mensuplarýnýn þirke düþtükleri bir önceki ayette þöyle anlatýlýr: "Kitap ehli: " Yahudi ve hristiyan olun ki, doðru yolu bulasýnýz" dediler. Ey Muhammed! De ki:"Hayýr biz bâtýlý býrakýp hakka yönelen Ýbrahim'in dinine uyarýz O, Allah'a ortak koþanlardan deðildi" (el-Bakara, 2/135). Diðer yandan tesis (üç ilâhý bir sayma) inancýnýn onlarý küfre düþürdüðü de ifade edilir: "Gerçekten, Allah Meryem'in oðlu Ýsa'dýr, diyenler kâfir olmuþlardýr" (el-Mâide, 5/72). "Þüphesiz ki: Allah üç ilâhtan biridir, diyenler, kâfir olmuþtur. Oysa tek bir ilâhtan baþka hiçbir ilâh yoktur" (el-Mâide, 5/73). "Yahudiler, Üzeyr Allah'ýn oðludur, hristiyanlar da Ýsâ Allah'ýn oðludur, dediler. Bu, onlarýn aðýzlarýnda geveledikleri câhilce sözleridir" (et-Tevbe, 9/30).

Kur'an-ý Kerîm'de Hz. Musa'ya ve Tevrat'a tabi olanlara da "Nasrânî" adý verilmiþtir. Hz. Ýbrahim'in temsil ettiði tevhid dini de "hanîf dîni" olarak isimlendirilir. Diðer yandan Ýncil, Tevrat veya Zebur'a tabi olanlarýn hepsine birlikte, kutsal kitap sahipleri anlamýnda "ehl-i kitap" denilir. Nasrânîlere Hz. Ýsa'dan çok sonra, yunanca bir kelime ile "hristiyanlýk" adý verilmiþ, mensuplarýna da "hristiyan" denilmiþtir.

Kur'an-ý Kerîm'de Hz. Ýbrahim'den söz eden on kadar ayette, O'nun "hanîf (hakka dönen, tam teslim olan, ibadet eden)" bir peygamber olduðuna yer verilir.

"Ýbrahim ne yahudi idi ne de hristiyandý. Fakat o, doðruya yönelmiþ, hanîf) bir müslümandý. Müþriklerden deðildi" (Âlu Ýmrân, 3/67).

"Þüphesiz ki ben, hakka eðilerek yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. (eslemtügöz kırpma Ben Allah'a ortak koþanlardan deðilim " (el-En'âm, 6/79).

Ancak geçmiþ ümmetlerle ilgili olan ayetlerde geçen "müslim, müslimûn, müslimîn ve müslimeyni" gibi ifadeler "teslim olan, hakka tabi olan" anlamýndaki "müslim" kelimesinin ikil veya çoðullarýdýr. Nitekim Hz. Ýbrahim ve oðlu Hz. Ýsmail'in Kâ'be'yi inþa ederken yaptýklarý duada bu anlamý görmek mümkündür: "Rabbimiz! Ýkimizi de Sana teslim olan kýl. Soyumuzdan da Sana teslim olan bir ümmet meydana getir" (el-Bakara, 2/128). Kýsaca bu ayetlerde, önceki dinlere mastar þekliyle "Ýslâm"ýn özel ad olarak kullanýldýðýný ifade eden bir ayet yoktur.

Cenâb-ý Hak, Hz. Muhammed'in davet ittiði son dine ise özel ad olarak "Ýslâm" terimini kullanmýþtýr. Ayetlerde þöyle buyurulur:

"Þüphesiz, Allah katýnda din Ýslâm'dýr" (Âlu Ýmrân, 3/19). "Eðer seninle mücadele ederlerse, de ki: "Ben Allah'a yöneldim. Bana tabi olanlar da". Kendine kitap verilenlere ve okur yazarlýðý olmayanlara, de ki: "Ýslâm oldunuz mu?" Eðer müslüman olurlarsa doðru yolu bulmuþ olurlar" (Âlu Ýmrân, 3/20). "Kim, Ýslâm'dan baþka bir din ararsa, onun dini asla kabul edilmeyecektir" (Âlu Ýmrân, 3/85). "Allah, kimi hidayete erdirmek isterse onun gönlünü Ýslâm'a açar" (el-En'âm, 6/125).

Bütün insanlýða hitabeden ve evrensel bir mesaj getiren son tevhid dini, en mükemmel düzeye ulaþtýrýlmýþtýr."Bugün dininizi sizin için ikmâl edip üzerinize nimetimi tamamladým ve din olarak size Ýslâm'ý seçtim" (el-Mâide, 5/3). Kendi devirlerindeki toplum ihtiyaçlarýný karþýlayan önceki semâvî dinler Ýslâm'ýn geliþiyle yürürlükten kaldýrýlmýþ ve Ýslâm onlarýn da yerini almýþtýr.

Ýslâm'da, inanmadýðý halde müslümanlarýn hâkimiyetine boyun eðme, anlamý da bulunduðu için bazan "müslim" ile "mümin" farklý anlamlar taþýyabilir. Aþaðýdaki ayette buna dikkat çekilir: "Ey Muhammed! Bedevîler; iman ettik, derler. Sen onlara þöyle de: Hayýr iman etmediniz. Siz ancak; "müslüman olduk, yani teslim olduk" deyin. Çünkü henüz iman kalbinize girmemiþtir" (el-Hucurât, 49/14).

Bu duruma göre her mü'min, ayný zamanda müslim sayýlýr. Fakat her müslim mü'min (inanmýþgöz kırpma olmayabilir. Yani bir kimse inanmadýðý halde, çeþitli sebep ve menfaatler yüzünden Ýslâm'a boyun eðmiþ olabilir. Ýslâm'a göre, inanmadýðý halde, dýþ görünüþ bakýmýndan inanmýþ görünen kimse "münâfýk" denir (bk. el-Bakara, 2/8-10).

Ayrýca hadislerde de "Ýslâm"ýn din ismi olarak zikredilmiþ olduðu görülmektedir:

Resulullah þöyle buyurur: "Allâh (tebâreke ve teâlâgöz kırpma beni Ýslâm'la gönderdi" (Ahmed b. Hanbel, IV, 446). "Rabbin bize Seni ne ile gönderdi?" O,"Ýslâm'la" dedi (Nesaî, Zekât, 1, 72). Ýki kiþi, (Hz. Peygamber'e) "Dinin nedir?" der, O da "Dinim Ýslâm'dýr" der.

Ýslâm'ýn din ismi olarak kullanýldýðý gayet açýk bir konudur.

Ýslâm kelimesinin menþeine gelince:

Yukarýda, Ýslâm'ýn bir din ismi olarak ayet ve hadislerde geçtiði bahsedilmiþtir. Ýslâm kelimesinin, hangi lügavî anlamlardan ýstýlah mânâsýna ulaþtýðý, birþeye ismin nasýl verildiði, Ýslâm kelimesinin menþei ve bu menþei teþkil eden lügavî manalarýn bu ismin vezin özelliklerine göre neler ifade ettiði hususunda da þunlar kaydedilir.

el-Cüveynî der ki: "Araplar bir þeyi, eðer delâlet ediyorsa, veya ondan bir sebebi (yani aralarýnda bir baðlýlýk) varsa, onu (karþýlayan veya baðlantýsý olan) þeyin ismiyle isimlendirirler."

Bu ifadelerden, saf Arapça olan Ýslâm kelimesinin kendi masdar anlamýyla doðrudan baðlantýlý olduðu anlaþýlýr. Bu durumda "esleme" fiilinin bu masdarý, ýstýlahda yüklenecek bütün anlamlarý taþýyabilir.

Bir dinin adý olarak kullanýlan Ýslâm kelimesi için temelde iki anlam verilmiþtir.

Bunlar ise;

1. Ýbn Fâris ve Ýbn Manzûr tarafýndan verilen tariflerdir. Ýbn Manzûr "ve'l-Ýslâm ve'l-istÝslâm: el-inkýyâd" Ýslâm ve istÝslâm: inkýyad etmek, boyun eðmektir der. Ýbnu Fâris ise "ve mine'l-bâb eydan el-Ýslâm ve huve'lin kýyâd" bu bâbda (yani S-L-M kökünün asýl anlam grubunda) Ýslâm, bizâtihi inkýyâdýn kendisidir tarzýnda zikreder (Ýbn Faris, mü'cem makayisi luða, III, 90; Ýbn Munzir, Lisanü'lArab, XII, 293).

2. Ýbn Kuteybe "el-Ýslâm: ed-duhûl fi's-silm ve huve'l-inkýyâd ve'l-mutâbe ah" Ýslâm sulhe giriþtir, sulh yapmaktýr, bu ise inkýyâd, boyun eðmek ve tâbi' olmaktýr, der (Nuzhetü'l-A'yun, 136).

Bunlardan biri, diðerinin bir neticesidir. Ýbn Kuteybe'nin ifadeleri, açýk olarak bizi, yukarýda verilen Ýbn Fâris ve Ýbn Manzûr'un açýklamalarýna uygun bir sebeb-sonuç münasebeti ekleyerek 'inkýyâd sulhu netice verir' der, öyleyse Ýslâm, inkýyadla hasýl olmuþ bir sulh ortamýnda yaþamaktýr' fikrine ulaþtýrýr.

Çok özet bir ifadeyle "bir din olarak Ýslâm, Allâh'a inkýyaddan hasýl olan, O'nun sulh ortamýnda yaþamanýn adýdýr."

Ayrýca burada, menþe' meselesine ilâve edilecek þu manalar da vardýr: Teslim olmak, ihlâslý olmak. Ýslâm dini için temeli teþkil eden manalarýn "inkýyâd etmek, sulh yapmak, teslim olmak, ihlaslý olmak"tan ibaret olduðu yukarýda zikrettik.

Ýslâm kelimesinin þer'î anlamýyla kazandýðý geniþleme:

1. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in verdiði tarifler:

Hz. Peygamber (s.a.s.) bir çok hadislerinde Ýslâm'ý muhtelif konularla birlikte zikreder. Bunlar, genellikle bir bütünün parçalarýdýr. Bir takým hadislerde de vardýr ki, Ýslâm'ýn dîn ve þerîat yönünden en güzel tarifi mahiyetindedir. Dînî tarif için Cibrîl hadisi ile Abdu'l-Kays kabilesinin özel olarak gönderdiði heyete Hz. Peygamberin verdiði cevaplar en önemlileridir.

... Ebû Hureyre (r.a) þöyle demiþtir:

Bir gün Resulullâh (s.a.s) meydanda oturuyordu. Yaruna bir adam geldi ve:

-Ýman nedir? diye sordu.

-Resulullâh:

-Ýman Allâh'a, meleklerine, Allah'a kavuþmaya, peygamberlerine inanman; ayný þekilde (öldükten sonra) dirilmeye inanmandýr, cevâbýný verdi. O zat:

-Ýslâm nedir? dedi.

-Resulullâh:

-Allah'a ibadet edip, O'na hiçbir þeyi ortak kýlmaman, namazý dosdoðru kýlman, farz edilmiþ zekâtý vermen, ramazanda oruç tutmandýr, buyurdu.

Sonra o zat:

- Ýhsan nedir? diye sordu.

Resulullâh:

-Allah'ý sanki görüyormuþsun gibi ibadet etmendir; eðer sen Allah'ý görmüyorsan þüphesiz O seni görmektedir, buyurdu. O zat:

- Kýyamet ne zaman? dedi.

Bunun üzerine Resulullâh:

-Bu meselede sorulan, sorandan daha âlim deðildir. (Þu kadar var ki kýyametten önce meydana gelecek) alâmetlerini sana haber vereyim. Ne zaman satýlmýþ câriye sâhibini (yâni efendisini) doðurur, kim olduklarý belirsiz deve çobanlarý yüksek bina kurmakta birbiriyle yarýþa çýkarsa kýyametinleri görülmüþ olur. (Kýyâmetin vakti) Allah'tan baþka kimsenin bilmediði beþ þeyden biridir, buyurduktan sonra: "O saatin ilmi þüphesiz ki Allah'ýn nezdindedir. Yaðmuru (mukadder olan vakitte ve yerde) O indirir. Rahimlerde olaný O bilir. Hiç bir kimse yarýn ne kazanacaðýný bilmez. Hiç bir kimse hangi yerde öleceðini bilmez. þüphesiz Allah (her þeyi) bilendir. Her þeyden haberdardýr" (Lokmân, 31/34) ayetini tilavet eyledi. Sonra o zat arkasýný dönüp gitti. Resulullâh: "Onu geri getirin " diye emretti; fakat sahâbîler onun izini bulamadýlar. Bunun üzerine Resulullâh: "Ýþte bu Cibril'dir. Ýnsanlara dinlerini öðretmek için geldi" buyurdu.

Ebû Abdillâh bu hadiste zikredilen þeylerin hepsini imandan kýldý.

Yukarýda zikredilen hadisteki Hz. Peygamberin "Ýþte bu Cibril'dir, insanlara dinlerini öðretmek için geldi" ifadesinden, bilhassa iman, Ýslâm ve ihsânýn dinden ibâret olduðu anlaþýlmaktadýr. Buna göre Ýslâm dini, imân esaslarýna inanmak, Ýslâm'ýn erkânýný yerine getirmek ve ihsan sahibi olmaktýr.

en-Nevevî, Muslîm'in Sahih'ine yaptýðý þerhte "Ýslâm, (iman esaslarýnýgöz kırpma tasdik, (kelime-i þehâdeti) söylemek ve (Ýslâm'ýn rükünleriyle) amel etmekten ibarettir" der, Ýslâm'ý, bir din olarak geniþ anlamýyla verir.

Din kelimesi, tâat anlamýnda olduðuna göre, kalbin tâati iman ve tasdik dilin tâati, þehâdet, ikrar yani kavl, insan uzuvlarýnýn (cevârihin) tâati ise ameldir, yani emredileni, þer'î ve meþru olaný yapmaktýr. "Allah katýnda din, þüphesiz Ýslâm'dýr" (Âlu Ýmrân, 3/19) âyetindeki hedef yukarýda zikredilen iman, Ýslâm ve ihsaný içerisine alan Ýslâm dinidir.

"Kim, Ýslâm'dan baþka bir din ararsa, o kimseden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek" (Âlu Ýmrân, 3/85) ayeti "Muhammed'in getirdiðin dinden baþka bir din arayandan, aradýðý din kabul edilmeyecektir" þeklinde açýklanýr. "Muhammed'in dinine Ýslâm ismi verilir, Dînu'l-Ýslâm (Ýslâm dini) denilir" ifadesiyle Ýslâm dininden maksadýn, Hz. Muhammed (s.a.s)'in tebliði ettiði din olduðu anlaþýlýr (Bedrüddin el-Aynî,. Umdetü'l-karî, I, 109-110).

Kâdî Ýyâd ise bu hadisi kasdederek "Þeriat ilimlerinin tamamý bu hadise baðlýdýr ve bundan þube þube olmuþ yayýlmýþtýr", demektir (Ayný, a.g.e., I, 291).

Bize Ubeydullâh b. Mûsâ þöyle dedi: Bize Hanzalatu'bnu Ebî Süfyân, Ýkrime b. Halid'den, o da Ýbn Ömer'den haber verdi. Ýbn Ömer (r.a) þöyle demiþtir: Resulullah þöyle buyurdu: "Ýslâm, beþ þey üzerinde kurulmuþtur: Allah'tan baþka ilâh olmadýðýna ve Muhammed'in Allâh'ýn Resulu olduðuna þehâdet etmek, namaz kýlmak, zekât vermek hacc etmek, ramazan orucunu tutmak" (Buhârý, iman, 1).

Þer'î bir tarif olarak, Ýslâm'ýn beþ rükün üzerine bina edildiðini belirtmektedir. Hadis þârihleri, bu hadisi izah ederken madem binanýn direkleri ve sütunlarý var, öyleyse temeli, duvar ve çatýsý olmalýdýr derler. Temeli iman esaslarý rükünleri yukarýda zikredilen beþ husus, duvar ve çatýyý yani koruyucu unsurlarý ise müeyyidât ve yaþama nizâmlarý olmaktadýr.

Tefsir, kelâm ve dil âlimlerinin, asýl lügavî mânâlara verdikleri þer'î anlamlara gelince:

a) et-Taat: tâat itaat, ibadet, kulluk etmek. Bu anlamýyla "Din" karþýlýðýdýr. Çünkü din taattýr.

b) el-Ýzân: Ýzân, boyun eðmek, itaat etmek. Bu kelime Kur'an'da zâlim kiþilerin, zulmü býrakýp itaat etmesi anlamýnda kullanýlýr. Zulümden dönüþü ifade eder (en-Nûr, 24/49).

c) el-Hudû: Hudû, boyun eðmek itaat etmek. Bu kelime Kur'an'da kâfirler için kullanýlýr. Kâfirin küfrü býrakýp imana gelmesi ve Ýslâm'ý yaþamasý, ibadet etmesi anlamýndadýr. Küfürden Ýslâm'a dönüþtür (eþ-Þuarâ', 26/4).

d) es-Sulh: Sulh. Bu anlamýyla, kiþinin, Allah, cemiyet ve idare ile karþýlýklý rýza ile barýþ içerisinde olmasý ifade edilir.

e) el-Emân: Emân, güvenlik. Ýslâm, fert ve cemiyete güvenlik saðlar.

f) el-Hulûs: Hulûs. Bu kelime iki anlamda kullanýlýr: Biri tehlikelerden beri olmak, diðeri ise saf, temiz ve halis olmaktýr. Ýslâm, bir kurtuluþtur, kalb dile ve tavýrlarýn tutarlý ve samimi olmasýdýr.

g) el-Berâ'etu mine'þ-þevâibi'z zahire ve'l-bâtýne: Açýk ve gizli lekelerden uzak olmaktýr. Bu anlamýyla, ibadeti ve taati ve inançlarý sadece Allâh'a ait tutmak, ihlaslý olmaktýr,

h) el-Müslimûn, ehlu'l-Ýslâm: Müslümanlar. Bu anlamýyla kullanýlmasý Ýslâm'dan mecazdýr.

i) Ahdu'l-Ýslâm, el-Asru'l-Ýslâmî: Ýslâm dönemi, Ýslâmî asýr.

j) el-Ýmân: Ýman. Ýman, Ýslâm'ýn inanýlmasý gereken umdèlerine itikattýr. Ýman, Ýslam'la ayný anlamda kullanýlýr, Mâturîdîlerde olduðu gibi biri diðerinin aynýdýr.

Ýman ve Ýslâm terim olarak ayrýdýr, fakat biri diðersiz olmaz. Ýmansýz Ýslâm olmadýðý gibi, Ýslâmiyetsiz iman olamaz. Eþ'ârîlerin kanaati budur.

Ýman ve Ýslâm ayrý ayrý þeylerdir. Ýmân bir inanmadýr. Ýslâm bir otoriteye zorunlu itaattir. Bu durumda imânda kiþi zorlanamaz. Ýslâm'da þekil olarak zorlanýr. Hanbelîlerin kanaati budur. Fiiliyatta bu zorunluluða "istÝslâm" derler.

el-ÝstÝslâm: Ýstislâm, zorunlu olarak itaat. Ýmlâmda "istislâm" fikrinde olanlar, fiiliyatta zorlama olacaðýný kabul ettikleri gibi, bunlarýn bazýsý iman rükünleri içindeki kadere imanýn yani hayýr ve þerrin Allah'tan olduðunu kabulde, ferdin baþýna gelen imtihan yollu belâ, sýkýntý, darlýk ve âfete itirazsýz kabülünü de kasdederler.

l) el-mâlul-meþrûah: Dinin cevaz verdiði ameller, iþler anlamýnda bazan kullanýlýr.

Ýslâm dinini bazý yönlerini ifade eden ve onun yerine bazan kullanýlan S-L-M kökünden diðer isimleri ise þunlardýr:

a) Selem: Bu isimle Ýslâm'dan "Allâh'a' ibadet ve tâatte olmak ve emirlerine inkýyâd etmek" kasdedilmektedir.

"Selem: Ýtaat ve inkýyad anlamýyla Ýslâm'ýn isimlerinden biridir."

"Size selam veren kiþiye mü'min deðilsin demeyiniz" (en-Nisâ, 4/94). Selem, itaat etmek ve inkýyadý takdim etmektir. Ýslâm da ancak taati Allâh'a ait tutmak ve emrine inkýyad etmek baðlanmaktýr. Ýbn Ömer "Filanca ile selem alýþveriþi yaptým" demekten hoþlanmazdý, "Bu ismin sadece Allah'a taat için kullanýlmasýný baþka þeyin buna karýþtýrýlmamasýný sevmekteyim" derdi.

b) Silm: Bu ismiyle Ýslâm, þeriatýn tamamýna uygun hareket etmektir.

Cenâb-ý Hakk'ýn "Ey imân edenler, topluca silm'e giriniz " (el-Bakara, 2/208) âyetindeki silm kelimesi Sulh ve Ýslâm anlamýndadýr (Ebû Hayyan el-Endülüs Tuhfetü'l-Erib, 140).

c) Selm: Ýslâm'ýn sosyal yapýdaki sulh yönünün ismidir.

bn Manzûr, Lisânü'l-Arab (XII, 295). da "ve's-Selm: el-Ýslâm", Selm, Ýslâm'dýr. "ve's-Selm: el-istihza' ve'l inkýyâd ve'l-istislâm", Selm: Ýtaat, inkýyâd ve bir otorite karþýsýnda boyun eðmektir, der. es-Sicistânî ise Nuzhetu'l-kulûb (s. 128) da "ve's Selmu ve's-silm...: el-Ýslâm ve's sulhu eydan" Selm ve Silm: Ýslâm ve sulh'tur, tarzýnda zikreder.

Bu ifadelerden anlaþýlacaðý üzere "Selm, Ýslâm'ýn itaat, inkýyad ve boyun eðiþle hasýl olmuþ bir sulh ortamý olmasýna isimdir.

Ýslâm'ýn temel özellikleri:

Kur'an, Ýslâm'da esas olanýn Allâh'a inkýyad etmek ve ihlaslý olmak olduðunu, Ýslâm'ýn zýddýnýn ise küfr, þirk ve câhiliyye olduðunu ifade buyurur.

Ýnkýyad etme boyun eðme ve itaat etmek, bizzat Ýslâm'ýn kendisidir. Cenâb-ý Allah bununla ilgili olarak þöyle buyurur:

"aglaDe ki) O'nun hiç bir ortaðý yoktur; bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanlarýn (teslim olanlarýn, itaat edenlerin) ilkiyim" (el-En'âm, 6/163). "Hayýr, Rabb'ine andolsun ki, aralarýnda çýkan anlaþmazlýk hususunda seni hakem tayin edip, sonra da senin verdiðin hükmü, içlerinde bir sýkýntý duymaksýzýn tam bir teslimiyetle boyun eðmedikçe imân etmiþ olmazlar" (en-Nisâ, 4/65). "Körleri sapýklýklarýndan vazgeçirip doðru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara sen duyurabilirsin, iþte onlar müslümanlar (teslim olanlar) dýr" (en-Neml 27/81, er-Rûm 30/53).

"Sonunda erginlik çaðýna erince ve kýrk yaþýna varýnca:'Rabbim! Bana ve anne babama verdiðin nimete þükretmemi ve benim hoþnud olacaðýn yararlý bir iþi yapmamý saðla, bana verdiðin gibi soyuma da salâh ver, doðrusu sana yöneldim, ben, kendini sana verenlerden (müslümanlardan)im' demesi gerekir" (el-Ahkâf, 46/15).

Ýhlâs: Yapýlarý ibadet ve iþlerde yalnýz Allah'ýn rýzasýnýn esas alýnmasýdýr. Ýhlâsý bozan þeyler þöyle sýralanabilir: Müslümanlar arasýnda tarafgirlik ve adâvet, bozuk siyâsî, hayat riyâkarlýk (þirk-i haftýgöz kırpma olan þöhretperestlik, insana kendini çok çekici gösteren, kendini beðenmiþlik dediðimiz tarihe þa'þalý geçmek ve iyi görünmek, dini, maddî ve mânevî bir gaye ve maksada alet etmek, bu maksat için rekabete girmek.

Ýhlas, ihsanýn neticesidir.

Ferd, tahkiki imanýn kuvvetiyle, Allah'ýn marifetini netice veren masnûattaki imaný tefekkürle hasýl olan huzurla, Cenâb-ý Hakk'ýn hazýr ve nazýr olduðunu düþünerek, O'nun huzurunda baþkalarýna bakmak ve meded aramak o huzurun edebine aykýrý olduðunu düþünmek ile riyadan kurtulup ihlâsý kazanýr. Ýhlas, þirkin zýddýdýr.

"Biz sana Kitâb'ý hakk olarak indirdik. O halde sen Allâh'a dîn (tâat)i O'na yalnýz hâlis kýlarak ibâdet et" (ez-Zümer, 39/2).

"De ki: Dîn (tâat)i Allah'a hâlis kýlarak O'na ibadet etmekle emrolundum" (ez-Zümer, 39/ 11).

"De ki: Allah'a, yalnýzca O'na dîn (tâat)imi hâlis kýlarak, ibâdet ederim" (ez-Zümer 39/14). Müminlere hitaben:

"O halde siz, Allah'a dîn (tâat)i yalnýz O'na has kýlarak yalvarýn, kâfirler hoþlanmasa da" (el-Mü'min 40/14).

"O, daima diridir, O'ndan baþka ilah yoktur. Din (tâat) i yalnýz O'na has kýlarak O'na yalvann. Her türlü hamd (övgügöz kırpma, alemlerin Rabb'ine mahsustur" (el-Mumin, 40/65).

Müþriklerin ifadesine yer verilerek de þöyle buyurulur:

"Öncekilerde olduðu gibi, bizde de bir kitap olsaydý, Allâh'ýn içten baðlanan kullarý olurduk"derlerdi. Böyleyken þimdi onu inkâr ettiler. Artýk ileride bileceklerdir (es-Sâffât, 37/167-170).

Hz. Peygambere hitaben:

"Eðer seninle tartýþmaya giriþirlerse, "Ben bana uyanlarla birlikte Allâh'a ihlâs ile baðlýyým" de" (Âlu Ýmrân, 3/20).

"... Ben, alemlerin Rabb'ine ihlâsla emrolundum" de (el-Mümin 40/66).

Müminlere hitaben:

"Ýyi davranýþlar içinde kendini bütünüyle Allah'a veren kimse, þüphesiz en saðlam tutacaða yapýþmýþtýr. Bütün iþlerin sonu Allah'a varýr" (Lokmân 31/22).

"Ýþlerinde doðru olarak kendisini, Allah'a hâlisâne teslim eden ve hakka yönelen Ýbrahim'in Allah'ý bir tanýyan dinine uyandan, din bakýmýndan daha iyi kim olabilir? Allah, Ýbrâhim'i dost edinmiþti" (en-Nisâ, 4/125).

irk: Kâinatýn ve mevcûdatýn sahibi Allah'a ortak koþmak en büyük zulümdür, onu inkâr etmektir. Allâh'ýn zatýnda, sýfatýnda, rububiyetinde ve icraatýnda, ortaðý, benzeri yoktur ve olamaz. Kâinattaki nizam ve intizam þirke yer olmadýðýna en büyük delildir.

Amellerde, Allah'ýn rýzasýndan baþka bir niyet ve maksat taþýmak gizli þirk (þirk-i hafîgöz kırpmadir. Gizli þirkin menþei enâniyettir. Eðer gizli þirk katýlaþýr ve artarsa, esbâb þirkine, oradan da küfre, en nihayet tatil'e yani Hâlýksýzlýða ulaþýr.

Kelime-i tevhidin tekrar ile zikrine devâm etmek, kalbi pek çok þeyler ile baðlayan baðlarý koparmak ve insanda bulunan özelliklerin kendilerine uygun ortaklarýyla olan alakalarýný kesmek içindir. "Doðruya yönelmiþ (hanif) olarak yüzünü dine çevir (taatini yap), sakýn müþriklerden (puta tapanlardan) olma!" (Yunus 10/105).

"Sonra sana, doðruya yönelen (hanif) Ýbrahim'in dinine uy!" diye vahyettik. Çünkü O, müþriklerden deðildi" (en-Nahl 16/123).

"Sana indirildikten sonra Allah'ýn ayetlerinden sakýn seni alýkoymasýnlar. Rabbine dâvet et, sakýn müþriklerden olma!" (el-Kasas 28/87).

Hz. Peygambere ve müslümanlara hitap:

"Allah'a yöneldiðiniz halde, O'na karþý gelmekten sakýnýnýz, namaz kýlýnýz, fýrka fýrka olup dinlerinde ayrýlýða düþen, her fýrkasýnýn da kendisinde bulunanla sevindiði müþriklerden olmayýnýz" (er-Rûm 30/31-32).



Selam ve dua ile...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ahmet gunay tarafından, 26.02.2006 - 11:05 tarihinde.
Gönderen: 26.02.2006 - 10:58
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1829 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
CanGoL (39), adacaglar (50), medineli1453 (69), kitab (), cennetulbaki (46), kireli42 (57), eyyubkose (56), hasan6199 (65), anzerli_53 (54), gulom (36), ispartaguelue (38), hmbardiz (49), saglam50 (59), tekbira (47), pinar_suyu (59), LEGIA (51), derya-gülü (44), oaslan (46), candan_53 (54), yeerken (57), alperosman (56), milidere (58), yanlýz kur.. (40), canimsevgi (40), cancan_59 (51), osman kaya (53), Aciz-bir-kul (44), dr_wallcraft (52), cansucancan (31), uzman7 (40), gleser (59), posof arisi (55), Zaloglu 75 (50), benha (56), Gamze1985 (40), Estone (41), ensar16 (59), hakimebu (38), asabi kanarya (51), ~MEDiNE~ (37), ismail Sahin (60), celbekir (59), the_symbol (46), adnanonen (52), bxl_bxl (46), ltfogz (57), AKIN_021 (36), flower (51), sadakat55 (55), mhazar (55), gulenay (33), Futuhat (22), samenya (38), ensari (49), gulsah (39), gullere_vurgun0.. (41), zeynepyilmaz (39), Karamuratti (48), aiþe (39), sevgi bah&ccedi.. (44), kezi (51), aes (59), Idris89 (36), islamx26 (45), nasbil (), kervan571 (39), mesut.38dogan (67), NEDRETDAGLAR (48), numankaya (43), slm_444 (39), m.maral (39), hikmetkocak (51), gu_pse (48), baþ29 (54), KBBCÝ (45), BERTAN (52), Zavalli28 (52), ilhan_66 (50), batin (42), sendesev01 (41), memcan (56), hkocak (51), serpil5852 (41), mutu (50), jimwest (41), salebecan (40), Abdullah33 (55), mikailata (56), emin555 (59), candacansin (46), alparslanyazici (45), ismail2004 (59), cingaribi (53), karalim (50), jopen (46), The_Last_Ottoma.. (38), şah (53), AYakup (70), muratgunes (50), kutupyýl.. (44), haci musa (59), soriy (69), sewim (45), aylayasar (49), Yusuftalha (53), HU_KUSU_58 (41), mives (52), nedret.daglar (48), SuDamlasI (42), HASAN44 (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.92110 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.