0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » İMAN İLE KÜFRÜN BERZAHI

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
$ua su an offline $ua  
İMAN İLE KÜFRÜN BERZAHI
222 Mesaj -
ÝMAN ÝLE KÜFRÜN BERZAHI

Hakiki Müslümanlar ve Sahteleri


**Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalýða âlet edeceklerdir. Ýnsanlara karþý koyun postuna bürünmüþ gibi yumuþak ve güzel huylu görünürler.
Dilleri þekerden bile tatlýdýr, amma kalpleri kurt gönlü gibidir.
Azîz ve Celîl olan Allah-u Teâlâ (bu gibi kimseler için) þöyle buyuruyor:
Bunlar acaba benim sonsuz affediciliðime mi güveniyorlar, yoksa bana karþý meydan mý okuyorlar? Ululuðum hakký için, onlara öyle aðýr bir musibet vereceðim ki aralarýnda bulunan yumuþak baþlýlar þaþakalacaklardýr.**(Tirmizîgöz kırpma

Ýman ile Küfür Berzahý:
Ýslâmýn hak din olduðu, imanýn insaný aydýnlýða çýkardýðý, küfrün ise sapýklýk olduðu, insanlarý karanlýklarda býraktýðý apaçýk ortadadýr.
Ýman ile küfür, hak ile bâtýl, hidayet ile dalâlet, nur ile zulmet, saâdet ile felâket apaçýk delillerle birbirinden ayýrt edilir haldedir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde buyurur ki:
**Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doðru yoldadýrlar.**(Yâsin: 21)
Bu Âyet-i kerime bir huduttur ve bir berzahtýr.
Ýmanýnýzýn karþýlýðýnda sizden hiçbir ücret istemeyen, mal talep etmeyen, dünya ile ilgili bir menfaat beklemeyen, baþ olmak ve baþka gaye peþinde koþmayan bu kimselere tâbi olun.
Böyle bir dâveti yapan kiþiler elbette ki doðrudurlar, sözlerinde samimidirler.
Baþta Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimiz olmak üzere, Allah yoluna dâvet vazifesini yerine getiren iman kahramanlarý, ilâhî hoþnutluktan baþka hiç kimseden hiçbir ücret ve herhangi bir karþýlýk talep etmemiþlerdir.
Hakk katýndaki ecir ve menfaati uman kimsenin nazarýnda, insanlarýn elindeki geçici þeyler hiçbir deðer ve kýymet taþýmazlar.
Nefsinde gizliden gizliye karþýlýk alma isteðinin bulunup bulunmadýðýna dikkat eden kimse çok azdýr ve bunun uygulamasýný yapan da çok nâdirdir. Ancak sýddîk olanlar bu gibi durumlara dikkat edebilirler.
**Onlar doðru yoldadýrlar.**(Yâsin: 21)
Din ve dünya hayrýna ermiþlerdir. Onlara uyan hidâyete erer.
Bu Âyet-i kerime bir mihenktir. Günümüzdeki bölücüler dini dünyaya âlet ederek halký kaz gibi soyuyorlar. Topluluk içinde utandýracak senet imza ettiriyorlar, evini, arabasýný, parasýný, elinde avucunda ne varsa alýyorlar. Bunu her bölücü yapýyor, çünkü hepsi eðri yoldadýr.
Binaenaleyh kim ki para topluyorsa doðru yolda olmadýðýný bu Âyet-i kerime beyan eder.
Bütün Peygamber Aleyhimüsselâm Efedilerimiz insanlarý Hakka dâvet ederken hiçbir maddi menfaat, hiçbir karþýlýk gözetmediler.

Peygamber olarak gönderildikleri topluluklara:
**Sizden buna karþýlýk hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükâfatým âlemlerin Rabbine âittir.**demiþlerdi. (Þuarâ: 109)
Ýmansýz imamlar ve türemeleri neler yapýyor ve sana neler duyuruyor?
Bir bak! Hokkabazlar seni nasýl çemberlerine almak istiyorlar, nasýl bir tuzak kuruyorlar? Seni nasýl yoluyorlar ve nasýl soyuyorlar?
Bunlar bu mesleðin ustasý olmuþlar. Gözüne kestirdiklerini yemeðe dâvet ederler. Adam da yemeye dâvet ediliyorum diye memnuniyetle kabul eder. Fakat bu dâvetleri balýk otu mesabesindedir. Ona yemeði yuttururlar, yemekten hemen sonra da salonlara çekerler. Yardým kampanyasý açýlýr. Bu hokkabazlarýn içinden bir cazgýr çýkar yalandan baþlar baðýrmaya: **Benden þu kadar, benden þu kadar!..**diye. Bunlar kendi içlerindeki adamlarýnýn tuzaklarýdýr. Öteki hokkabaz çýkar: **Benden þu kadar!**der. Bu hokkabazlar bu cazgýrlar vasýtasý ile baðýþ toplamaya devam ederler. Kendilerinden bir tanesi baðýþlamaz. Kendileri imandan çýktýðý için, diðer saf müslümanlarý kendilerine celbedebilmek için, yolmak için, soymak için: **Sen ne veriyorsun?**derler. Buraya düþen bir misafir, bunlarý gerçek zanneder, bunlarýn gözboyacýlýðýna aldanýr, bu durum karþýsýnda utanýr ve: **Benden de bu kadar!**deyiverir. Hemen parasýný alýrlar. Artýk iþ sýraya dökülür. **Senden ne kadar?, **Senden þu kadar?, **Senden de þu kadar?
Bunlar yalancýdýr, riyâkârdýr, sahtekârdýr. Bir mümini soymak ve yolmak için bu þekilde plânlar kurarlar.
Bu fasýl bittikten sonra, **Benden þu kadar!**diyen kalmayýnca, artýk senetle dolaþýrlar. Para toplamak ve yanýnda parasý olmayanlara senet imzalatmak için masalarý bir bir dolaþýrlar. **Sen ne kadar yardým ediyorsun?**derler. **Benim bu anda yanýmda param yok!**diyenlere senet imzalayabileceðini söylerler. Onu halkýn içinde utandýrýrlar, senet imzalatýrlar. Adam mahçup olmamak için o senedi imzalar. Artýk imza attý mý? Attý. O vaad ettiði parayý günü gelince alýrlar. Vermezse icrâya verirler, evi, arabasý, nesi varsa elinden alýrlar, zerre kadar insaf etmezler. Adamý evsiz, arabasýz, parasýz pulsuz býrakýrlar. Bunlara ne diyelim? Ýsmini siz koyun.
Bir kere pençeyi taktý mý, kiþinin ciðerini söker alýrlar.
Halký hizmet adý altýnda kandýrýyorlar. Yurt, kurs, bina açýyorlar. Binalarý Hazret-i Allah'ýn rýzâsý için yapmýyorlar. Yapýlan binalar halktan zorla topladýklarý paralarýn kendilerine ayýrdýklarýndan arta kalanlarla yapýlanlardýr. Bunlarý da yapmazlarsa zaten toplayamazlar. Bu paralar ve binalar sayesinde saltanat sürerler, halka da derviþ hayatý yaþýyoruz derler. Hizmetlerinin Allah-u Teâlâ'nýn indinde hiçbir deðeri yoktur. Çünkü imansýz hizmetin hükmü yoktur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz Hadis-i þeriferinde þöyle buyururlar:
**Müslümanlarýn iþine harcanmak üzere ayrýlan maldan birçok haksýz harcamalar yapan kimseler için kýyamet gününde cehennem vardýr.**(Buharî. Tecrîd-i sarîh: 1294)
Sapýtmýþlarýn imaný býrakýp hizmet adý altýnda paralarý cebe indirmeleri, azgýnlýklarýný daha da arttýrmaktadýr.
Hizmet imanýn rüknü deðildir. Bir kimse hizmet etmiyor diye imaný gitmez.
Bu modern ilâhlarýn kurduklarý dinlerinde ise hizmetsiz iman olmaz.
Putlar ve avaneleri Hazret-i Allah'ýn hükmünü hiçe sayarlar.
Bunlar para toplamakla doðru yoldan sapmýþ oluyorlar. Hizmet etse hiçbir önemi yok. Zaten yapýlan hizmet Allah rýzâsý için deðil. Bunlar para ile iman satýn almaya çalýþan sapmýþ kimselerdir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde buyurur ki:
**Onlar ahiret karþýlýðýnda dünyayý satýn alan kimselerdir.**(Bakara: 86)
Allah-u Teâlâ Yâsin sûre-i þerifinin 21. Âyet-i kerimesinde toplayýcýlarýn ve isteyicilerin doðru yolda olmadýklarýný açýk açýk buyuruyor ve iman edenlere duyuruyor.
Bu Âyet-i kerimeyi göz önünde tutun. Bilin ki yalnýz onlar doðru yoldadýr.
Bu ilâhî bir emir ve hükümdür. Bu hükümde hem bir emir hem de bir tavsiye var.
Birincisi, Allah-u Teâlâ **Hiçbir ücret istemeyenlere uyulmasýný**emir buyuruyor. Burada ** Tâbi ol! **emri var.
Ýkincisi, **Onlara baðlanýn.**tavsiyesi var, diðerlerine deðil. Onlar eðri yoldadýrlar, onlar sapmýþlardýr.
Allah-u Teâlânýn ferman-ý ilâhisini hiçe sayarak, Din-i mübini âlet ederek dileniyorlar. Gerek kendi etraflarýný gerekse diðer müslümanlarý soyup duruyorlar. Diðer taraftan din namýna hayýr diye bir kâfirden bir fasýktan, haram olduðunu bildikleri halde istiyorlar. Bu durumda onlarýn o fâsýk ve kâfirden hiç farklarý yoktur. Yani onlar da onun gibidirler. Niçin? Bilerek haramý irtikap ettikleri için, Ýslâm dinini küçültmeye gayret ettikleri için. Onlarýn bütün çalýþmalarý Ýslâm dinini küçültmek içindir. Bu sebepledir ki onlardan daha aþaðýdýrlar. Bunlar dini dünyaya âlet ediyorlar. Müslümanlýða ýsýnacak kimseleri uzaklaþtýrýyorlar.
Onlar bu Âyet-i kerimeye iman etmiþ deðiller. Bunu katiyetle bilin. Onlar din-i Ýslâmdan çýkalý çok olmuþ, Âyet-i kerime ve Hadis-i þeriflerin hükümlerinden ayrýlmýþlar.
Konuþtuklarý ilk þey maddedir, ilk saldýracaklarý yer ceptir. Halký soymak için hep ihtiyaçtan bahsederler. Neden böyle yapýyorlar? Onlarýn iþi Hakk ile deðil ki.
Bu din kurucularýn Ýslâm dininde yaptýklarý tahribatlarý hýristiyan da, yahudi de yapamaz. Zira Ýslâmý tedkik edip iman þerefiyle müþerref olmak isteyen bir ecnebi, bölücünün bir tanesine tesadüf ederse, hemen onu koparýr, kendi dinine çevirir. Daha doðarken öldürmüþ olur.
Bu yapýlan sahtekârlýklar Ýslâma uyar mý? Yâsin sûre-i þerifinin 21. Âyet-i kerimesi varken, bu Âyet-i kerime ile Allah-u Teâlâ iman ile küfrün berzahýný koyarken,
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise ümmetinin yetmiþ üç fýrkaya ayrýlacaðýný, birisi hariç yetmiþ ikisinin cehennemlik olduðunu beyan buyururken,
**Ümmetim benden sonra yetmiþ üç fýrkaya ayrýlacak, bir fýrka müstesna, diðerleri hep ateþtedir.
Onlar kimlerdir Yâ Resulellah?
Benim ve Ashâbýmýn yolunda olanlardýr.**(Ebu Dâvud)
Buyururken, hâlâ bu soygunculara imanýný ve paraný verecek misin? Ey kardeþ! Uyan artýk.
Kim ki bunlarýn toplantýsýna dahil olursa, bunlara para verirse,
**Fasýða ikram eden Ýslâmiyetin yýkýlmasýna yardým etmiþ olur.**(Münâvîgöz kırpma
Hadis-i þerifi mucibince Ýslâm dininin yýkýlmasýna yardým etmiþ sayýlýr.
Hadis-i þerifte:
**Onlarýn dinleri para olacak.**buyuruluyor. (Münâvîgöz kırpma
O ise koyun postuna bürünüp dini dünyaya alet ediyorlar. Oysa din-i Ýslâm ile hiçbir ilgilerinin olmadýðýný yukarýdaki Âyet-i kerimeer ile açýkladýk.
Bu soyguncu sahtekârlarý Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz tarif ederken bir Hadis-i þeriferinde þöyle buyuruyorlar:
**Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalýða âlet edeceklerdir. Ýnsanlara karþý koyun postuna bürünmüþ gibi yumuþak ve güzel huylu görünürler. Dilleri þekerden bile tatlýdýr, amma kalpleri kurt gönlü gibidir.
Azîz ve Celîl olan Allah-u Teâlâ (bu gibi kimseler için) þöyle buyuruyor:
Bunlar acaba benim sonsuz affediciliðime mi güveniyorlar, yoksa bana karþý meydan mý okuyorlar? Ululuðum hakký için, onlara öyle aðýr bir musibet vereceðim ki aralarýnda bulunan yumuþak baþlýlar þaþakalacaklardýr.**(Tirmizîgöz kırpma
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bunlarý koyun postuna bürünmüþ kurt olarak vasýflandýrýyor. Bunlar kurttur be kardeþ! Uyan artýk! Paran gittiði birþey deðil, imanýn da gidiyor. O bir fýrkadan ayrýlýyorsun yetmiþ iki fýrkanýn içine giriyorsun.
Balýða olta atar gibi, gözüne kestirdikleri bir kimseye evvelâ hediye gönderirler, karþýlýk beklemezler. Bu adam bu hediyenin altýnda kalmamak için mukabele etmek ister, almazlar. **Hele sen bizim bir toplantýmýza teþrif buyur.**derler. Adam toplantýya geldiði zaman o hediyenin altýnda kalmamak için bir þey yapmak ister. Onlar da: **Bir burs, iki burs verseniz!**derler. Yani beþ milyonluk bir hediyenin karþýlýðýnda adamýn yüz milyonunu, iki yüz milyonunu, milyarýný hemen oracýkta hallederler. Adam da ister istemez mecbur olur, bu parayý verir. Artýk bir yerine milyarýný alýrlar.
Daha önceleri Ýslâmý kullanýrlardý, bu iþleri Ýslâm nâmýna yaparlardý. Fakat artýk ne olduklarý belli olunca, Ýslâm ismini kullanmýyorlar, yardým ismi altýnda topluyorlar. Artýk Ýslâm ismi yok, yardým ismi var. Bu tuzaklarla halký tuzaðýn içine düþürmeye çalýþýyorlar. Tüccar demiyorlar, esnaf demiyorlar, talebe demiyorlar, bu tertip altýnda alabildikleri neleri varsa alýyorlar. Artýk maskeleri düþtü, ne olduklarý belli oldu. Amma kurtulan da kurtuldu.
Bunlarýn bir de himmet geceleri vardýr. Bu himmet gecelerinde kendilerinin çok muhtaç olduklarýný, talebe okuttuklarýný, yardýma ihtiyaçlý olduklarýný söylerler. Himmet gecesi adý altýnda çeþitli yollarla ve göz yaþlarýyla gayet ustalýkla karþýdakilerini rikkate getirirler.
O kadar para topladýlar ki, nihayet arzu ettikleri noktaya gelince paralarýný muhafaza edemez oldular ve koyacak yer bulamadýlar. Allah-u Teâlânýn en çok buðz ettiði haramlardan birisi fâiz olduðu halde onlar banka kurdular.
Âyet-i kerimede þöyle buyurulmaktadýr:
**Yok eðer fâizi terketmezseniz, bunun Allaha ve peygamberine açýlmýþ bir savaþ olduðunu bilin.**(Bakara: 279)
Onlarýn Hazret-i Allah ve Resulullah Aleyhisselâma harp ilân etmelerinin mânâsý, Hazret-i Allah ve Resulullah Aleyhisselâma en büyük isyan ve tuðyanda bulunmanýn ifadesi demektir. Böyle bir durumda, Hazret-i Allah ve Resulullah Aleyhisselâma harp ilân edip büyük isyanda bulunanlara müslüman denir mi?
Daha evvel Ýslâm önderi gibi görünürlerdi, milyonlarca müslümaný küfre soktular. Küfrü hoþ gördüler, küfrü hoþ gördükleri zaman, küfrün içine batanlar battý.
Bir taraftan müslümanlarýn imanlarýný, diðer taraftan maddelerini, mal ve mülklerini aldýlar.
Bunlarýn iç durumlarýný Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz bin dört yüz sene evvel haber vermiþ ve diðer bir Hadis-i þeriferinde þöyle buyurmuþlardýr.
"Þüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur'an okuyacaklar. Fakat Kur'an'ýn feyzi onlarýn boðazlarýndan öteye geçmeyecektir. (Yalnýz dilde kalacaktýr). Nitekim onlar, okun avý delip geçtiði gibi dinden çýkacaklar, bir daha da ona dönemeyeceklerdir.
Ýþte bütün insanlarýn ve hayvanlarýn en kötüsü bunlardýr." (Müslim: 1067)
Karýncalar bala batar, bal yiyeceðim diye. Fakat bala girer hayatýna mâl olur, ölür.
Bunlar dinden çýkmýþlar ve artýk bir daha dine dönecek de deðiller. Bunlarýn durumlarý böyledir.
**Þüphesiz ki Allah katýnda, yeryüzünde yürüyen canlýlarýn en kötüsü kâfir olanlardýr. Artýk onlar iman etmezler.**(Enfâl: 55)
Ey arkadaþ! Bunlarý taný! Bunlardan kendini koru. Zira bir taraftan imanlarý, diðer taraftan maddeleri soyuyorlar.
Talebeleri bahane edip müslümanlarýn kurbanlarýný nasýl alýyorlar?
Zenginlerin iþyerlerine giderler ve yardým dilenirler. Fabrikalar, fabrikatör evlerini bir bir gezerler. Talebeleri bahane edip yardým toplarlar. Oysa onlar talebelerden de ücretlerini alýyorlar.

Bütün bu sapýtýcý nankörlerin halký nasýl soyduklarýný, yolduklarýný, dinlerinin para olduðunu geçimlerinin dilencilik olduðunu ve halký soyup yolduklarýný biliyorsunuz.
Onlar doðru yolda olsalardý Yâsin sûre-i þerifinin 21. Âyet-i kerimesi mucibince kimseden para dilenemezlerdi.

O ise para toplayýp trilyonlarca lirayý fakirin hakký olduðu halde binaya, lükse, süse harcamýþ, müslümanlarýn yaptýrdýðý cami ve Kuran kurslarýný gasp etmiþlerdir.

Birkaç çocuk âlet ederek, güyâ Ýslâm dinini öðretiyorlarmýþ gibi göstererek onlara sapýk dinlerini aþýlýyorlar. Hem talebelere yardým adý altýnda, onlarý âlet ederek zekât, öþür, fitre, kurban derisi... topluyorlar, hem de ayrýca talebelerden para alýyorlar. Halk da hâlâ onlarý müslüman zannediyor.

Bu dilenen küfür ehli, bu mücahidlerin cihadý ile yok oldular.
Mâlum maskeleri düþtü, küfürleri meydana çýktý, gelirleri kesildi, yurtlarý boþaldý. Ne dilenebiliyorlar, ne de halký kaz yerine koyup soyabiliyorlar.
Halký bu koyun postuna bürünen, dini dünyaya âlet eden kurtlarýn þerrinden kurtardýk, zararsýz hale getirdik. Halký onlarýn yolmasýndan kurtardýðýmýz için Allah-u Teâlâya ne kadar þükrediyorlar ve bizlere teþekkür ediyorlar.

Dinimizin ve vatanýmýzýn müdafaasý için üzerlerine amansýz yürüdük ve kurduklarý dinlerini kuruttuk. Hakikatin karþýsýnda tutunamadýlar.
Artýk ne vahþet yapabilirler, ne gasp, ne de soygunculuk! Zira halk gözünü açtý. Ýçlerindeki büyük ahlâksýzlýðý gördü. Çocuklarýný o bataða göndermez, emniyet etmez oldu. Yurtlarý boþ kaldý. Kurduklarý tuzaklarý daðýldý, foyalarý meydana çýktý, menfaatleri kesildi.
Þu kadar var ki koyun postuna bürünen bu kurtlar, sanki talebeleri varmýþ gibi gerek fýndýk harmanlarýna gidiyorlar, köy köy gezip fýndýk, mýsýr, buðday vs. her üründen arabalarla toplayýp onunla geçiniyorlar.
Dikkat ederseniz bu dilenciliklerini görürsünüz ve icraatlarýndan ikrah edersiniz.
Bunu bütün bölücüler yapýyor. Halkýn bir taraftan imanlarýný, bir taraftan maddesini alarak kanlarýný emiyorlar. Her fýrsatta kötü icraatlarýný ve iftiralarýný sürdürüyorlar.
Halkýn hem imanýný hem de maddesini, bu koyun postuna bürünen kurtlardan kurtarmaya çalýþýyoruz.

Sûret-i hakktan görünen bu bölücüler, evvelâ kendilerini Ýslâmýn ön safýnda gösterdiler ve Ýslâmýn müdafisi gibi göründüler. **Hakk geldi bâtýl gitti.**diyerek ortaya çýktýlar ve ortalýðý çýnlattýlar. Saf müslümanlar hak zannýyla saflarýna geçti, çünkü imana susamýþlardý. Bu suretle etraflarýnda fertler toplandý. Vaktaki birazcýk iktidara gelince ve koltuða oturunca, Hakký býraktýlar, bâtýl olan maddeye sarýldýlar. Ýçleri dýþarýya çýktý. Sonra kendilerine tâbi olanlarýn imanlarýný soydular ve halký da kaz gibi yoldular.
Partiye-pýrtýya, binaya-zinâya zekât verilmez. Zira fakirin hakkýný gasbedip, boðazýndan kesip yiyen kimse her þeyi yapar.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de Hadis-i þerif'lerinde buyururlar ki:
**Fasýða ikram eden kimse Ýslâmiyet'in yýkýlmasýna yardým etmiþ olur.**(Münâvîgöz kırpma
Ýslâm dininden çýkmýþ, bir isimle din kurmuþ bölücüye zekât veren, din-i Ýslâm yýkýlsýn diye yardým ettiði için zekâtýný vermediðini kesinlikle bilsin. Oysa Hadis-i þerif'te belirtildiði üzere, zekât vermeyen kimsenin kýldýðý namazý da imaný da þayân-ý kabul deðildir.
Fakirin hakký olan zekâtý, fakirin boðazýndan kesip alýyorlar. Bu ise hükm-ü ilâhîye ters düþer. Yani ilâhi hükmü kaldýrýyor. Kendi dinini hüküm yerine koyuyor. Ve bunlara Küfür icraatý yapýyorsunuz. dediðin zaman itiraz ediyorlar. Oysa senin yaptýðýn iþlerin hiçbirisi Ýslâma uymuyor.
Bu Ýslâm dinine yakýþýr mý? Ýslâm dinine yakýþýr mý ki, Ýslâm gibi görünüyorlar.
**Bana zekâttan ver!**diyen bir zâta Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz þöyle buyurmuþlardýr:
**Yüce Allah zekât hakkýnda peygamber veya bir baþkasýnýn hükmüne râzý olmamýþtýr. Bu bakýmdan onlar hakkýnda hükmü bizzat kendisi vermiþtir ve zekâtý sekiz gruba paylaþtýrmýþtýr. Eðer sen bu gruplardan birisi isen sana veririm.**(Ebu Dâvud)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz peygamber olduðu halde bu hükmü verememiþtir. Ve fakat bu bölücüler yolu kapatýyorlar, fakirin lokmasýný alýyorlar. Bu bir gasp deðil midir? Bütün bölücüler de bunu yapmýyorlar mý?
Bunlara zekât veren suret-i katiyede zekât vermiþ sayýlmaz. Yeniden vermesi lâzýmdýr. Eðer Yâsin sûre-i þerifinin 21. Âyet-i kerimesine iman etseydi, onlarýn doðru yolda olmadýðýný görecekti.
Zira Âyet-i kerimede:
**Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doðru yoldadýrlar.**buyuruluyor. (Yâsin: 21)
Bu Âyet-i kerime mihenktir, ölçüdür. Ýman edenlere bu Âyet-i kerime kâfidir.

Malum olduðu üzere sahte halifeliðini ilân eden, dinini ve vatanýný küçük düþüren sahtekâr Kaplan ve oðlu, evvelâ Almanlarýn kuklasý idiler, sonra þeytanýn oyuncaðý ve maskarasý oldular.

O bir sahtekârdýr, kendisi de oðlu da yalancý halifedir, hepsi de fâsýklar güruhudur.

Diðerleri gibi bunlar da para topluyorlardý ve halký yoluyorlardý. Böylece Kaplancýlýk dinini yaymaya çalýþýyorlardý.

Ýman hýrsýzý olduklarý için, milyonlarca müslümanýn imanlarýný söndürdükleri için, gerçek müslümanlara çok büyük zararlarý oldu.

Bütün bölücüler hakkýnda kitaplar yazýldýðý gibi, bu dinine ve vatanýna ihanet eden bu nankörler hakkýnda da kitap yazýldý. Bütün sözleri Âyet-i kerimeerle çürütüldü.
Allah-u Teâlâ bunlarýn içyüzünü þöyle vasýflandýrýyor:
**Heva ve hevesini ilâh edinen, Allahýn bile bile saptýrdýðý, kulaðýný ve kalbini mühürlediði, gözünün üstüne perde çektiði kimseyi gördün mü? Onu Allahtan baþka kim doðru yola eriþtirebilir? Hâlâ ibret almayacak mýsýnýz?**(Câsiye: 23)
Görülüyor ki sapanlarýn ve nefsine tapanlarýn Allah-u Teâlâ gerçekten kalplerini mühürlemiþtir ve onlar böylece gizli þirke sapmýþlardýr.
Bunlar müslümanlýk için çok büyük tehlikedir.

Zira Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i þeriferinde:
**Ümmetim için saptýrýcý imamlardan korkarým.**buyurmuþtur. (Müslim)

Allah-u Teâlâ bir isimle din kurup, bölücük edenleri kulluðundan tard etmiþ, dininden atmýþ, Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-e tard etmesi için emir buyurmuþtur. **Benim onlarla ilgim yok, senin de olmasýn.
Âyet-i kerimede þöyle buyuruyor:
**Fýrka fýrka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. Onlarýn iþi Allaha kalmýþtýr. Sonra O yaptýklarýný kendilerine haber verecektir.**(Enâm: 159)
Bu Âyet-i kerime mucibince dini parça parça edenlerin Ýslâm dini ile hiçbir ilgileri yoktur. Zira bütün bölücüler Ýslâm dairesinden atýlmýþlardýr.
Allah-u Teâlâ Müminûn sûre-i þerifinde þöyle buyurmaktadýr:
**Þüphesiz sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. O halde benden korkun.**(Müminûn: 52)
Cenâb-ý Hakk, inananlarý tek ümmet kabul ediyor ve bu teklikten ayrýlanlar huduttan ayrýlmýþ oluyor. Onlar bu emr-i ilâhiyi dinlemediler ve korkmadýlar. Yetmiþüç fýrkadan yetmiþikisi huduttan böyle çýktý. Allah-u Teâlânýn emrine uymadýklarýndan ve ters düþtüklerinden, dinden çýktýlar.
Ve Allah-u Teâlâ: **Benden korkun!**emr-i þerifini buyurduðu halde: **Hayýr, biz senden korkmuyoruz.**dediler. **Bizim imamlarýmýz var, papazlarýmýz var, masonlarýmýz var. Biz senden korkmuyoruz**dediler. Allah-u Teâlâya meydan okudular.
Allah-u Teâlâ da cevaben buyuruyor ki:
**Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarýnda parçalara bölündüler, çeþitli kitaplara ayrýldýlar. Her bölük, her parti kendi tuttuðu yoldan memnundur, yanýnda bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir.**(Müminûn: 53)
Dinden murad isimleri, kitaptan murad ise zan ve tüzükleridir.
Bu Âyet-i kerime her sapana ve sapýtýcýya hitap eder. Yaptýðý icraat ahkâm-ý ilâhiye ters düþüyorsa bu Âyet-i kerimeye bakarak hükmedin ki bunlar ilâhi hükme ve din-i Ýslâma ters düþtüðü için küfre kaymýþtýr.
Bu böyledir. Çünkü bu gibi hareketler küfür kapsamýna girer.
Allah-u Teâlâ bölücülerin hepsi için **Tuttuðu yoldan memnundur.**diyor. Dikkat edin! Hepsi memnun deðil mi? Memnun olduklarý için bu Âyet-i kerimenin kapsamý içine giriyorlar. Binaenaleyh Müminûn sûre-i þerifinin 53. Âyet-i kerimesi bir berzahtýr.
Ýslâmdan çýktýktan sonra her bir bölücü birer isim yaptý. Bu isimler birer dindir. Oysa Ýslâmda bir tek ümmet, bir tek din vardýr.
**Allah katýnda din Ýslâmdýr.**(Âl-i imrân: 19)
Allah-u Teâlânýn yanýnda makbul olan din yalnýz budur.
Kitaba gelince, Ýslâm dininin kitabý birdir, o kitap Hazret-i Kurandýr. Onlarýn kitaplarý ise kendi zanlarýna göre uydurduklarý hüküm ve tüzükleridir. Allah-u Teâlâ burada açýk olarak iþaret ediyor. Murad-ý ilâhî budur, bunu böyle bilmemiz lâzýmdýr.
Onlarýn dini ayrýdýr, kitaplarý ayrýdýr. Her bölük kendi dinine göre, kendi kitabýna göre hareket ediyor. Böylece dinden çýkýyorlar ve bundan pek memnundurlar, aralarýnda bununla seviniyorlar. Hepsine sor, hepsi de kendi tuttuklarý yoldan memnundur. Bu yoldan onlarý alýkoymak da mümkün deðil.
Bu Âyet-i kerimeere bak, bir de bunlarýn icraatlarýna bak. Kararýný kendin ver.
Ve bu dalâletten ötürü de çok memnun olduklarýný ve sevindiklerini Allah-u Teâlâ buyuruyor.
**Þimdi sen onlarý bir süreye kadar kendi sapýklýklarý ile baþbaþa býrak.**(Müminûn: 54)
Þimdi Allah-u Teâlâ bunlarý bize tanýtýyor. Dinlerini, kitaplarýný, bölüklerini, partilerini bize bir bir beyan ediyor.
**Kendilerine verdiðimiz servet ve oðullar ile, onlarýn iyiliklerine koþtuðumuzu mu zannediyorlar. Hayýr onlar iþin farkýnda deðiller.**(Müminûn: 55-56)
Buradaki murad-ý ilâhî, Allah-u Teâlâ bunlara o kadar gazaba gelmiþ ki, bunlara bolluk verme ile dalâlet bataðýnda daha rahat yüzmelerini, bol günah iþlemelerini saðlamaktadýr. Amma bu yoldan sapmýþ gafillerin farkýnda da olmadýklarýný bize buyuruyor ve duyuruyor.
Allah-u Teâlânýn bu Âyet-i kerimeerini de hiçe saydýklarýndan ötürü bunca ibadet ve taatýna raðmen bölücülük bataðýna batmýþlar, dinden çýkmýþlar ve cehennemi boylamýþlardýr.
Hakk Celle ve Alâ Hazretleri diðer bir Âyet-i kerimede þöyle buyuruyor:
**Onlarýn çoðu Allaha iman etmiþler, fakat müþrik olarak yaþarlar.**(Yusuf: 106)

**Bu bölücülerin üzerine niye gidiyorsunuz?**diyorlar.
Allah-u Teâlâ ehl-i kitaptan bir çoklarýnýn günaha ve harama koþuþtuklarýný beyan ettiði gibi, onlarýn isyana dalmalarýný, haram yemelerini gördükleri halde susarak bu kötülüklerden menetmeyen ileri gelenlerini ve âlimlerini kýnamaktadýr.
**Rabbanilerin ve Ahbarýn onlarý günah söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi?
Ýþledikleri sanat ne kötüdür?**(Mâide: 63)
Dini dünyaya âlet edip, her türlü isyan ve küfre dalanlara müdahale edilmezse, herkes bu Âyet-i kerime mucibince mesuliyet altýna girer.
Kuran-ý kerimde, yol gösteren, uyaran, doðruyu telkin eden, Hakk a iletip Hakk ile hüküm veren, Hakktan yana irþat vazifesini yerine getiren âlimlere Rabbânî denilmiþtir. Onlar Hakkýn muallimleridirler. Ahbar ise dinde derinleþen, geniþ bilgisi olan fakihler demektir.
Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhümâ-, **Bu âyetten daha çok ihtar edici âyet yoktur.**buyurmuþtur.
Bazý müfessirler ise, **Kuran-ý kerimde âlimlere hitâp eden Âyet-i kerimeer içinde en þiddetlisi ve en korkutucusu budur.**demiþlerdir.
Bu Âyet-i kerimeer Allah-u Teâlânýn emridir, hükmüdür. Eðer bu bölücü kâfirlerle mücadele etmeseydik, bu Âyet-i kerimenin vebâli altýnda kalýrdýk. **Din-i mübine yaptýklarý ifsatlarý gördün de niçin mücadele etmedin?**diye Rabbim bana bunu sorardý. Onun içindir ki mücadele etmek mecburiyetindeyim mesul olmamak için. Zira müdahale etmeseydim, bu Âyet-i kerime mucibince Hazret-i Allahýn yanýnda mesul olurdum.
Binaenaleyh bu emr-i þerifi yerine getirirsem, mesuliyet ve azabýndan kurtulurum ümidi ile yapýyorum.
**Hiçbir kýnayýcýnýn kýnamasýndan korkmazlar.**(Mâide: 54)
Âyet-i kerimesi mucibince de hiç çekinmeden, korkmadan hakikati söylüyoruz.

Allah-u Teâlâ diðer bir Âyet-i kerimesinde geçmiþte yaþamýþ milletlerin aralarýnda, bozgunculuk yapanlara mani olan kimselerin çok az bulunmuþ olduðunu haber veriyor:
**Sizden önceki asýrlarda faziletli kimselerin yeryüzünde bozgunculuðu önlemeye çalýþmalarý gerekmez miydi?
Ancak onlar arasýndan kendilerini kurtardýðýmýz pek az kiþi böyle yaptý.
Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahýn peþine düþtüler. Zaten onlar günahkâr idiler.**(Hûd: 116)
Binaenaleyh bu mücadeleyi biiznillâhi Teâlâ yapýyorum. Elimden geldiði kadar gayret gösterdim, yýlmadým, yýkýlmadým, korkmadým. Huzur-u ilâhide kendimi kurtarmaya çalýþtým. Bu Âyet-i kerime yalnýz bana þamil deðil. Eðer siz de mücadele ederseniz, ola ki Allah-u Teâlânýn indinde kendinizi kurtarmýþ olursunuz. Ve fakat sükut ederseniz, bu Âyet-i kerimenin kapsamýna girersiniz.
Âyet-i kerimede az kiþinin kurtulduðu haber veriliyor. Yani yapan kurtuldu, yapmayan kurtulmadý.
Geçmiþ ümmetlerden pek az kimse yeryüzünde fesat çýkarmayý engellediler ve kurtuldular.
Diðerleri ise dünyevi lezzetlere daldýlar, isyan edip yoldan çýktýlar, diðerlerinin ikaz ve irþatlarýna kulak asmadýlar, sonunda da beklemedikleri bir anda azap baþlarýna geliverdi.
Âyet-i kerimede þöyle buyuruluyor:
**Halký ýslah olmuþ (sâlih ve ýslahtan yana) kimseler olsaydý, Rabbin o memleketleri haksýz yere helâk edecek deðildir.**(Hûd: 117)
Allah-u Teâlâ adil-i kerimdir. Halký ýslah olmuþ, hakka hukuka riayet etmiþ olan beldeleri felâketlere uðratmaz, hak etmeden helak etmez, böyle bir ihtimal yoktur.

Bu bölücülerin yüzlerine karþý Hazret-i Allahýn Âyet-i kerimeeri açýk açýk kendilerine okunduðu halde onlar bundan tiksiniyorlar. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde ise onlar hakkýnda þöyle buyuruyor:
**Âyetlerimiz açýk açýk kendilerine okunduðu zaman, kâfirlerin suratlarýnda hoþnutsuzluk sezersin. Onlar, âyetlerimizi okuyanlara neredeyse saldýracak gibi oluyorlar.
Onlara de ki:
Size bundan (bu kin ve öfkenizden) daha kötü bir þey haber vereyim mi? Ateþ! Allah onu kâfirlere vâdetmiþtir. O ne kötü bir dönüþ yeridir!**(Hacc: 72)
Bölücüleri bu Âyet-i kerimeer ile tanýyacaksýnýz. Siz bu Âyet-i kerimeer okunup onlar bu hali kesbettiði zaman onlarýn da durumlarýný açýk olarak görün.
Fakat Allah-u Teâlâ bu gibiler hakkýnda Âyet-i kerimesinde þöyle buyuruyor:
**Size ne oluyor, ne biçim hüküm veriyorsunuz, yoksa size âit bir kitap var da ondan mý okuyorsunuz?**(Kalem: 36-37)
Sizi bu pek yanlýþ fikir ve kanaatlere sevk eden nedir? Size âit olmak üzere böyle ders veren bir kitap mý var? Var da ondaki emirlere dayanarak mý böyle hükmediyorsunuz?
**Ve her yolun baþýna oturup da tehdit ederek inananlarý yolundan alýkoymaya ve o Allah yolunu eðriltmeye çalýþmayýn.**(Arâf: 86)

Hakikat Dergisi


Mesaj 3 kez düzenlendi. En son $ua tarafından, 31.05.2006 - 21:13 tarihinde.
Gönderen: 31.05.2006 - 21:01
Bu Mesaji Bildir   $ua üyenin diger mesajlarini ara $ua üyenin Profiline bak $ua üyeye özel mesaj gönder $ua üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1590 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
apsikama (58), bosay (59), diclesu (), oguz5656 (37), Sevdigim (43), aseksioglu (41), hazangülü (38), Berk (43), sevgi mersin (52), UfukTuncer (46), dadas_25 (47), siynem (31), yayla_gülü (50), oktay (), gonulbahcesi (46), yeþilim (40), t_turan (41), USSAK 64 (65), ismail gülda&th.. (44), ezilmezhalil (50), m_aktaran (51), sudenaz (50), miftehul_kulb (47), sedanur (38), zeynepsu (47), caferyalcin2 (47), KÜRSAD (38), el-esed (46), kozlu67 (49), gezegen38 (46), zuley (41), sahra_a (41), kübranur (36), Mustafa TASKESE.. (46), bilvanis (70), aspirin28 (45), yorgunadam (57)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64917 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.