0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Alevi Büyüsü

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast Dertliyim  
Konu icon    Alevi Büyüsü
Misafir
Degerli Hocam,

uzun zamandir gerek özel gerekse is hayatimda ters giden seyler vardi. Bir arkadasima uyarak hocaya baktirdim, ve bende alevi büyüsü oldugunu söyledi. Tesadüfen bilmesi mümkün olmayan seyler söyledi. Aklim iyice karisti. Ben eger varsa bu büyüden nasil kurtulacagim? Kendi kendime yapabilecegim birsey var mi? Eger yok ise kime gideyim kime danisayim derken aklima burasi geldi. Degerli hocam yazilarinizi takip ediyorum, ne olur kurtarin beni bu cikmazdan, bir akil verin...1 yildir azap icerisindeyim dipsiz kuyularda boguluyor gibiyim. Namazimi sükürler olsun kilan bir insanim bana neler oluyor? Allah rizasi icin bir yardim eli uzatin.
Gönderen: 06.06.2006 - 13:54
Bu Mesaji Bildir   Yukari
yoktan su an offline yoktan  
...
1227 Mesaj -
Selamun aleykum kardeþim..

Büyü haktýr ve kiþeye tesir eder. Ancak büyü yapmak ve yaptýrmak büyük günahlardandýr.

Büyü hak olduðu için büyüyü bozdurmakta vardýr. ðer çevrenizde bu konuda bilgili ve ehliyetine ve samimiyetine güvendiðiniz hocalar varsa onlara baþvurup üzerinizdeki büyüden kurtulabilirsiniz.

Ayrýca bol bol Felak ve Nas sureleriniz okuyun. ÝnþaAllah üzerinizdeki büyünün tesirini O'nun izniyle azaltacaktýr.

O'na sýðýnýn O izin vermedikçe büyücülerini büyüsü size zarar veremez.

Büyü hakkýnda bir yazýyý aktarýyorum. ÝnþaAllah faydasý olur.

Selam ve dua ile

Ýslam'da Büyü

Sihir, bedenlere ve gönüllere tesir eden, insaný hasta yapan, hatta öldüren, karý ile kocanýn arasýný açan bazý düzenlerdir. Bunun Türkçe karþýlýðý "büyü" dür.
Büyü vardýr, yani tesir edebilir. Ancak haramdýr. Ýslam büyü ve büyücülüðü yasaklamýþtýr. Büyü öðrenenler hakkýnda Kur'an-ý Kerim þöyle buyurur:
"Kendilerine zarar verecek, faydalý olmayacak þeyler öðreniyorlardý" (Bakara Suresi 102)

Allah Resulü, aralarýnda þirkin de bulunduðu yedi büyük günah arasýnda büyü yapmayý da saymýþtýr.

Büyünün islami hükmü þöyle verilmiþtir: Eðer yapýlan büyüde imanýn þartlarýndan birini inkar etmek varsa o büyü küfrü gerektirir. Yoksa gerektirmez. Mesela birisi, büyücülerin herþeyi yapabileceðine inanýrsa, Allah'a þirk koþtuðundan kafir olur. eðer ölüm veya hasta yapma veya karý-koca arasýný açma yaparsa fasýk olur. Bazý müçtehidlere göre her ikisi de öldürülür.

Kur'an-ý Kerim ve peygamberimizin hadislerinden bazý þeyler okuyarak yapýlmýþ büyüleri bozmak caizdir. Allah Resulüne yapýlan büyü Felak ve Nas sureleri okunarak bozulmuþtur.

Bazý büyüler göz boyamaktan ibarettir, hokkabazlýktýr. bunlarýn gerçek bir yaný yoktur. Bazý büyüler ise insaný gerçekten etkiler. Bu ikinci tip büyü ile meþgul olan büyücülerin yaptýklarý zýndýklýktýr. Bunun için mutlaka dünyada cezalandýrýlmalarý gerekir.

Kur'an-ý Kerim, bize büyücülerin þerinden Allah'a sýðýnmamýzý öðretmiþ ve bu konuda þöyle buyurmuþtur:
"Düðümlere üfleyen büyücülerin þerrinden Allah'a sýðýnýrým de" (Felak Suresi 4)

Büyü ve büyücülükle ilgili Kur'an-ý Kerim'de diðer âyet'i kerimeler þunlardýr:
"Sað elindekini at da, onlarýn yaptýklarýný yutsun. Yaptýklarý, sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise, nereye varsa (ne yapsa) iflah olmaz." (Taha suresi :69)

Peygamber Efendimiz Buyuruyor:
"Büyü yapan kiþi küfre girmiþtir."
"Muhabet için efsun yapma, ipliðe okuma, büyü yapmak þirktir."
"Büyücüye, müneccime, gaibden haber veren kimseye inanan kiþi Kur'an-ý inkar etmiþtir."

Kaynak:
1) Büyük Kadýn Ýlmihali, Rauf PEHLÝVAN
2) Þamil Ýslam Ansiklopedisi


Büyü Nasýl Teþhir Edilir

Sihir ancak alametlerinden anlaþýlýr ve ona göre tedavi edilir. Hasta sebepsiz yere baþ aðrýsý çeker, sebepsiz yere aðlar, sihir çözen ayetler okununca aðlar; bazen de görünür hiçbir alamet olmaz...

Uykuda Gözüken Rahatsýzlýklar

Uzun zaman saða sola dönme, uyuyama. Ancak iyice dinlendikten sonra uyuyabilme
Sebepsiz yere üzüntü, gece boyunca devamlý sýkýntý
Bazý insanlarý görünce onlardan sýkýlma, korkma, bir yerde bekleme ve yardým görememe
Çok korkunç rüyalar görme
Diþlerini sýkma
Uykuda çok aðlama, gülme veya çýðlýk atma
Yüksek bir yerden düþüyor gibi olma
Garip insanlar görme

Uyanýk Halde Görülen Rahatsýzlýklar

Sebepsiz yere baþ aðrýsý
Ýbadet etmede zorlanma
Beyin yorgunluðu
Kasýlma ve sinirlenme
Tembellik
Doktorlarýn sebep bulamadýðý aðrý ve sancý
Ancak, bunlara bakýp da herkes kendisini büyülenmiþ sanmasýn.

Kaynak : Doðu ve Batý Kaynaklarýna Göre Büyü, Giovanni Scognamillo & Arif Arslan, Karizma Yayýnlarý, 2000

Rukye (okuma) ve Dua ile Tedavi

Rukye okuyup üflemedir. Sihir karýþmayan, yani þer ve þeytanlýk için olmayýp da ondan korunmak ve bir hastalýk veya âfete Allah'tan þifa niyazý için kendine veya diðerine hulûs-i kalp ve salih niyet ile bir duâ veya âyet okuyup üflemek kabilinden olan nefesler caizdir. Çünkü bunda kimseye zarar vermek veya sapýtmak veya Allah'tan baþkasýna sýðýnma ve iltica mânâsý yoktur.
Resulullah'ýn kendisine ve diðerlerine bu þekilde okuyup üflediði ve böyle hayýr için rukye (üfleme)'ye müsaade ettiði sabit ve bu sebeple gerek ruhanî ve gerek cismanî nice hastalarýn þifa bulduðu da vâki olmuþ ve görülmüþtür.

Bununla beraber mutlaka okuyup üfleme ile koruma ve yardým isteme, yani okumakla tedavi caiz olup olmayacaðý hakkýnda da ihtilaf edilmiþtir: Þüphe yok ki herkesin Allah'a sýðýnarak kendisi ve diðerleri için duâ etmesi, okumasý, sadece meþrû deðil, dince emredilmiþtir. Lâkin bunun tedâvi için kendine okutmak denilen mânâ ile rukye denilen tarzda yapýlmasýnda, Razî'nin beyan ettiði üzere ihtilaf edilmiþtir. Bazýlarý rukyeyi, yani okuma ile tedâviyi yasaklamýþlardýr. Bunlar, þu hadis ile istidlâl etmiþlerdir.
"Allah'ýn birtakým kullarý vardýr ki, kendilerine ne keyy (yarayý daðlama), ne de rukye (okuyarak tedavi) yaptýrmazlar, yani
daðlanmazlar ve baþkalarýnýn nefesiyle tedavi istemezler ve ancak Rab'lerine tevekkül ederler."
Bir hadiste de "Allah'a tevekkül etmemiþtir daðlanan ve okunmak isteyen." buyurulmuþtur.
Bunun izahý Buhârî'nin ve daha geniþ olarak Müslim'in Husayn b. Abdurrahman'dan senetleriyle rivayet ettikleri þu hadistedir: Saîd b. Cübeyr'in yanýnda idim.
-Dün gece düþen yýldýzý hanginiz gördü? dedi.
-Ben, amma, ben bir namazda deðildim, böcek sokmuþtu, dedim.
-Ne yaptýn? dedi,
-Rukye ettirdim, okuttum..
-Seni ona ne sevketti?
-Þâbî'nin bize haber verdiði bir hadis.
-Þâbî size ne haber verdi?
- Büreyde b. Husayb Eslemî'den "Gözden veya sokmadan baþkasýnda rukye yoktur." dediðini bize haber verdi.
- Ýþittiðini tutan iyi yapmýþtýr. Fakat Ýbnü Abbas bize Hz. Peygamber (s.a.v.)'den þöyle haber verdi:
- Peygamber buyurdu ki:
'Bana ümmetler gösterildi, peygamber gördüm yanýnda bir toplumcuk, peygamber gördüm yanýnda bir iki adam, peygamber gördüm yanýnda kimse yok. Derken bana bir büyük kalabalýk gösterildi, zannettim ki benim ümmetim, derken bana denildi ki:
- Bu Musa ve kavmidir, lâkin ufuða bak, baktým ki yine bir büyük kalabalýk, derken bana denildi ki: Diðer ufuða bak, baktýmki bir büyük kalabalýk.
- Ýþte denildi bu senin ümmetin, beraberlerinde hesapsýz ve azapsýz cennete girecek yetmiþ bin vardý.
Peygamber bunu söyledi, sonra kalktý evine girdi. Ýnsanlar bu hesapsýz ve azapsýz cennete girecekler kimler olduðu hakkýnda
konuþmaya daldýlar. Bazýlarý:
"Bunlar Resulullah'la sohbet edenler olsa gerek." dediler. Bazýlarý da:
"Bunlar Ýslâm'da doðup da Allah'a hiç þirk koþmamýþ olanlar olsa gerek" dediler, daha birtakým þeyler söylediler. Derken Resulullah (s.a.v.) çýktý:
"Neden bahsediyorsunuz?" dedi, durumu haber verdiler, buyurdu ki:
"Onlar, o kimselerdir ki, rukye yapmazlar, rukye istemezler, tetayyûr yani uðursuz da görmezler ve ancak Rablerine tevekkül ederler."
Fakat Buhârî'de, Mesâbih'de ve Meþârýk'da yoktur ve hadis þöyledir:
"Onlar, o kimselerdir ki, uðursuzluk saymazlar, okunmak istemezler, daðlanmazlar ve ancak Rab'larýna tevekkül ederler." Bu, daha sahihtir.

Bu hadis Ýhlâs Sûresi'nde "Samed"in mânâsýný izahta geçtiði üzere sebeplere gönül vermeyen, elemler ve musîbetler karþýsýnda sarsýlmayarak tevekkül makamýnýn en yüksek mertebesinde bulunan "nefs-i râdýye" sahibi Allah ehli olanlarýn büyükleri hakkýnda olduðu açýktýr. Onun için bunlardan uðursuz sayma ve okunmayý istemenin terkedilmesinin daha iyi olacaðýna istidlâl
olunabilirse de herkes için mutlaka men edilmesi ve yasaklanmasýna istidlâl etmek uygun olmaz. Yine Buhârî, Müslim ve diðer sahih hadis kitaplarýnda okunup üflemeye müsaade eden hadisler de çoktur.

Bu cümleden olarak Câbir b. Abdullah hadislerinde demiþtir ki:

Benim bir dayým vardý, akrep sokmasýna okuyup üflerdi. Resulullah (s.a.v.) okuyup üflemeden yasakladý. Onun üzerine, vardý
-Ey Allah'ýn Resulü! Sen okuyup üflemeyi yasakladýn, ben ise akrep sokmasýna rukye ederim dedi.
Resulullah da:
-Sizden her kimin kardeþine bir menfaat etmeye gücü yeterse yapsýn, buyurdu.

Avf b.Mâlik Eþceî hadisinde de demiþtir ki:
Biz câhiliye zamanýnda okuyup üflerdik. Dedik ki:
-Ey Allah'ýn Resulü onun hakkýnda ne buyurursun?
-Rukyelerinizi bana arzediniz, rukyelerde bir sakýnca yoktur, onda þirk olmadýkça." buyurdu.

Ebu Saîd Hudrî hadisinde:
Resulullah'ýn ashabýndan birtakým kimseler seferde idiler. Arap obalarýndan birine uðradýlar. Onlara misafir olmak istediler, misafir etmediler.
-Ýçinizde bir rukye eden (okuyucu) var mý? Zira obanýn efendisi ledig (yani yýlan veya akrep sokmuþgöz kırpmadir" dediler.
Ashab içinden bir adam -ki Ebu Saîd kendisidir
-Evet, dedi.
Vardý onu Fatiha Sûresi'yle okudu üfledi, bunun üzerine adam iyi oldu. Ona bir bölük koyun verildi, o, onu kabul etmek istemedi,
-Peygamber (s.a.v.)'e arzetmeden almam, dedi ve Peygamber'e vardý anlattý,
-Ey Allah'ýn Resulü, vallâhi yalnýz Fatiha Sûresi ile okudum.
Resulullah tebessüm etti de:
-Sen onun rukye olduðunu ne bildin? Onu onlardan alýn, bana da sizinle beraber bir hisse ayýrýn, buyurdu."

Daha bunlar gibi hadisler delâlet ediyor ki, yasaklanmýþ olan rukyeler hakikatleri bilinmeyen, sihir ihtimâli ve þirk mânâsý bulunan rukyelerdir.

Bazýlarý da üflemeyi yasaklamýþlardýr.

Ýkrime demiþtir ki:
Rukye eden (okuyan) üflememeli ve sývazlamamalý ve düðüm yapmamalýdýr.
Ýbrahim Nahaî'den de selef; okunmalarda üflemeyi mekruh görürlerdi, diye nakledilmiþtir.
Bazýsý da demiþtir ki:
Dahhâk'ýn yanýna gittim aðrýsý vardý, sana tâvîz okuyayým mý ey Ebu Muhammed! dedim. "Peki velâkin üfleme." dedi, ben de Muavvizeteyn'i okudum."
Halîmî demiþtir ki:
"Rukye edenin üflememesi ve sývazlamamasý ve düðüm yapmamasý gerekir." diye. Ýkrime'den rivayet olunan söz, sanki bu husustadýr.
O, þuna kâni olmuþtur:
Allah Teâlâ düðüme üflemeyi sýðýnýlacak þeylerden kýlmýþtýr. Þu halde yasaklanmýþ olmasý vacip olur. Fakat bu istidlâl zayýftýr. Çünkü ancak ruhlara ve bedenlere zarar veren büyü olduðu zaman kötülenmiþ olur. Ama bu üfleme, ruhlarý ve bedenleri ýslah için olursa haram olmamasý vacip olur.
Bununla beraber Nesaî'de
Ebu Hüreyre'den þu hadis de rivayet edilmiþtir:

Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Her kim bir düðüm baðlar da sonra ona üflerse sihir yapmýþtýr, sihir yapan da þirk etmiþtir. Her kim bir þeye
takýlýrsa (bir menfaati olur veya zararý defeder diye gönül takar, inanýrsa veya o itikad ile muska ve nazarlýk gibi bir þey takýnýrsa) ona havale edilir.
" Yani yalnýz Allah'a sýðýnmayýp da o þeye baðlandýðý, ondan umduðu, halbuki Allah'ýn izni olmayýnca hiçbir þeyin ne faydasý, ne zararý olmayacaðý için o takýldýðý þeyden hiçbir fayda görmez, Allah'ýn yardým ve lütfundan mahrum olur.

Her þeyin bir devasý (ilâcýgöz kırpma vardýr." hadisi gereðince rûhî hastalýklara rûhânî, cismanî hastalýklara cismanî sebeplerle tedavi meþrû olduðu gibi, karýþýk olanlara da karýþýk tedâvi elbette meþrû olur. Þu þart ile ki, tesir, sebeplerden deðil, Allah'tan bilinmeli ve hepsinde de entrikadan, sihirbazlýktan, þarlatanlýktan, aldatma ve zarar vermeden sakýnýlmalýdýr. Bu cihetle bedenî hastalýklarýn tedâvisinde bile gerek doktorun ve gerek hastanýn ahlâk ve inanç itibarýyla ruh hallerinin dahi özel önemi bulunduðundan, ruhanî kýymet, iyi niyet ve itikat selameti hepsinin baþýnda gelir. Yoksa týp ilmi adýna yapýlan zararlar, afsunculuk, üfürükçülük adýyla yapýlan zararlardan az deðildir. Özellikle bunlarý Allah için insanlara hizmet ve menfaatten çok, sýrf mal kazancý için vasýta yapan ve çok fazla ücretler almak üzere alýþ veriþ akidleri yapmadan bir nefes sarfetmek bile istemeyen doktor taslaklarýnýn, þarlatanlarýn zararlarý, hiçbir zaman cinciliði, üfürükçülüðü sanat edinenlerden aþaðý kalmamýþtýr. Böylelerinin de de dahil afsunculardan sayýlmasý gerekir. Hatta yalnýz týp ilminde deði, her meslek ve sanatta hak ve hayýr fikrinden ayrýlarak insan aldatmak, þer saçmak için nefes sarfedenlerin hepsi de bu mânâda dahil olan, þerlerinden sýðýnýlmasý gereken üfürükçülerin nefeslerinden olduðunun da unutulmamasý gerekir. Bunlarýn böyle olmasý ise karþýlýðýnda sýrf hak ve hayýr için ciddiyet ve doðrulukla Allah yolunda nefes sarfedenlerin varlýklarýný ve kýymetlerini inkâra sebep teþkil etmez. Bundan dolayý, halis niyet ve temiz nefeslerle Allah'a sýðýnarak, Allah'tan þifa niyaz ederek okuyup üflemeyi de mutlaka sihirbazlýk gibi kabul etmek doðru olmaz. Onun için rukye (okunma)yi caiz görenler Sýhah'ta rivayet edilen bir hayli hadis ile istidlâl etmiþlerdir ki, Razî bunlardan þunlarý kaydetmiþtir:

1- Resulullah (s.a.v.) biraz rahatsýz olmuþtu. Cibril Aleyhisselâm ona okuyup üfledi de
"Bismillâh okur, rukye ederim sana seni inciten her þeyden, Allah da sana þifa verir." dedi, diye rivayet edilmiþtir.
2- Ýbnü Abbas demiþtir ki: Resulullah (s.a.v.) bize bütün aðrýlardan ve hummadan korunmak için þu duayý öðretirdi:
"Kerim olan Allah'ýn adýyla, ben her kaný akan damarýn þerrinden ve cehennem ateþinin þerrinden ulu Allah'a sýðýnýrým."

3- Peygamber (s.a.v.) buyurmuþtur ki:
Bir kimse eceli gelmemiþ bir hastanýn yanýna girer de yedi defa ,
"Niyaz ederim o ulu Allah'a, O yüce Arþ'ýn Rabb'ine ki sana þifa versin." derse þifa bulur.

4- Resulullah (s.a.v.) bir hastanýn yanýna girdiðinde þöyle derdi:
"Gider o sýkýntýyý, insanlarýn Rabb'i, ona þifa ver, sensin þifa veren, senin þifandan baþka þifa yok, bir þifa ki dert býrakmaz."

5- Resulullah (s.a.v.), Hz. Hasan ile Hz. Hüseyn'i þöyle sýðýndýrýrdý:
"Ýkinizi de Allah'ýn tam kelimelerine sýðýndýrýrým, her þeytandan, kötü kazadan ve kötü gözden." derdi ve buyururdu ki: "Babam Ýbrâhim de oðullarý Ýsmail ve Ýshak'ý böyle sýðýndýrýrdý."

6- Osman b. Ebi'l-Âs Sakafî'den, demiþir ki:
Resulullah'a vardým ve bende aðrý vardý, beni az daha öldürecekti.
Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Sað elini onun (aðrýyan yerin) üzerine koy ve yedi kere þöyle
de: "Allah'ýn adýyla, ben bulduðum þeyin þerrinden Allah'ýn izzet ve kudretine sýðýnýrým." ben de yaptým,
Allah bana þifa verdi." Bu dikkate þâyandýr ki Resulullah ona okumamýþ, onun kendisine okutmuþtur.

7- Peygamber (s.a.v.) sefere çýkýp da bir yere konduðu zaman þöyle derdi:
"Ey yer! Benim Rabbim, senin de Rabbin Allah'týr, Allah'a sýðýnýrým senin þerrinden ve sendekinin þerrinden ve senden çýkanýn þerrinden ve senin üzerinde debelenenin þerrinden, Allah'a sýðýnýrým arslandan, kara yýlandan, zehirli yýlandan, akrepten, beldenin sâkinlerinin, doðuranýn ve doðurduðunun þerrinden."

Bunlarda üflemeye dair bir iþâret yoktur ve bunlarýn meþrû sayýlmalarý için baþka delile ihtiyaç olmaksýzýn Ku'rân'daki duâ ve sýðýnma emirleri ve bu sûreler yeterlidir. Bununla beraber Resulullah'ýn üflediði ve sývazladýðý da sâbittir.
8- Resulullah (s.a.v.) her gece muavvizâtý (Ýhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri) okur ellerine üfler, yüzüne ve vücuduna meshederdi.
Bundan baþka yine Hz. Âiþe'den Sýhah'ta rivayet edilmiþtir ki:
"Resulullah (s.a.v.) ailesinden birisi hastalandýðý zaman ona Muavvizâtý (Ýhlâs, Felâk ve Nâs Sûreleri) üflerdi. Vefat ettiði hastalýðýnda da ben okuyup üflüyor ve kendi eliyle kendisini sývazlýyordum. Çünkü onun mübarek elinin bereketi benim elimden çok büyük idi."

Bununla beraber Resulullah'ýn kendisine baþkalarýnýn okumasýný istemediðini anlatan þu rivayet de çok mühimdir. Yine
Sahîh-i Müslim'de: Hz. Âiþe demiþtir ki:
Resulullah (s.a.v.) bizden bir insan rahatsýz olduðu zaman onu sað eliyle mesheder (sývazlar), sonra þöyle derdi:
"Ýnsanlarýn Rabbi olan Allah'ým o sýkýntýyý gider, þifâ ver, sen þifa vericisin, senin þifandan baþka þifa yok, senin þifân dert býrakmaz."
Ne zaman ki Resulullah (s.a.v.) hastalandý ve aðýrlaþtý, sað elini tuttum, onun yaptýðýný yapmak istedim, elini elimden çekti,
sonra
"Allah'ým, beni affet, beni Refîk-ý alâ ile beraber kýl." dedi, ben baka kaldým, ne göreyim iþ tamam olmuþtu (yani vefat etmiþti).

Bunlardan baþka Resulullah'ýn harpte ve diðer zamanlarda yaralananlara okuyup dokunmasýyla derhal þifa hasýl olanlar da çoktur. Fakat onlar onun peygamberlik özelliðinden olan mûcizeler kabilinden olduðu için diðerleri hakkýnda delil olmaz. Bununla beraber yine Hz. Aiþe
"Resulullah (s.a.v.), Ensar'dan bir ehl-i beyte humeden, yani akrep gibi zehirli hayvan sokmasýndan okuyup üflemeye ruhsat verdi." demiþtir ki, bu da Câbir hadislerini teyid etmektedir. Bunda emmek týbben de faydalý olduðuna göre, tükürmenin de
bir yönü düþünülebilir. Bundan baþka bir de gözden okuyup üfleme (rukye)ye izin verilmiþ olduðu ve bu sebeple
"Göz deðmesi ve sokmadan baþkasýna rukye (okuyup üfleme) yoktur." denildiði de zikredilmiþtir.
Göz deðme olayý bir nefsânî durum olmasý hasebiyle bunda da ruhanî bir nefes ve telkinin faydasý açýktýr demektir.

Þimdi bütün bunlardan hasýl olan sonuç da þudur ki:
Sihir þâibesi olmamak üzere ruhî ve bedenî kurtuluþ için tesirli dualarla rukye (okuyup üflemek) caiz olmakla beraber, istirkâ yani kendini baþkasýna okutmak, okuyup üfleme talep etmek, Allah'a sýðýnmak ve dua etmek için baþkasýnýn aracýlýðýný dilemek mânâsýný içine almýþ olmasý itibarýyla dinen hoþ görülmüþ deðildir. O yukarýda zikrolunan hadisler gereðince Allah'ýn
hesapsýz ve azapsýz cennete girecek has kullarý ondan sakýnýrlar. Bundan dolayý Hanefî fýkhýnda bu mesele þu þekilde yazýlmýþtýr: Þifa veren ancak Allah Teâlâ olduðuna ve þifaya onu sebep kýldýðýna itikat ettiði takdirde tedavi ile meþgul olmakta bir sakýnca yoktur. Amma þifa veren ilaçtýr diye inanýrsa deðil.

Karþýlýðýnda bir þer ve zarar düþünülmedikçe mümkün olan en zayýf bir fayda ihtimalinden dahi insanlarý yasaklamak doðru olmaz. Yüzde yüz deðil, binde bir, milyonda bir misâle dayanan bir ihtimâl dahi olsa karþýlýðýnda bir zarar ihtimali bulunamayan bir fayda mülâhazasý yalnýz kuruntu deðil, az çok delilden doðan bir þüphe demek olduðundan, ihtiyaç halinde daha kuvvetlisi bulunamayýnca onunla amel caiz görülür ve öyle bir tesellinin mutlak þekilde yasaklanmasý da makûl olmaz. Fakat insanlarýn sihirbazlara, þeytanlara kapýlmasý da en çok bu gibi þüpheli durumlar içinde meydana gelir ve onun için zarar ihtimâllerinin de iyi düþünülmesi gerekir.

Bu esas üzere Fýkýh'ta da, þifa, Allah'tan bilinmek þartýyla tedavinin kesin olanýyla amel vacip, korku zamanýnda terk edilmesi haram; maznun (galip zan) olanýyla amel câiz, durumlara ve þahýslara göre bazan yapýlmasý, bazan da terkedilmesi daha
uygun; mevhûm (kuruntu) olanýyla da amel etmek yasaklanmýþ deðilse de, terk edilmesi daha uygun denilmiþ, rukye (okuyup üfleme) de mevhûm (kuruntu) kýsmýndan sayýlmýþtýr. Kuruntu olmasýnýn sebebi de dua olmasý itibarýyla deðil, okuyanýn nefesinde sebeplik düþüncesi itibarýyladýr.

Þu halde bu açýklamadan anlaþýlýr ki okuyup üfleme ile tedavi halkýn pek çoðunun zannettiði gibi dindarlýðýn gereði ve dinin emrettiði bir þey deðil, nihayet bir izindir. Asýl dindarlýðýn gereði onu terketmek sûretiyle Allah'a dayanmak ve ancak Allah'a sýðýnýp O'na kendisi doðrudan doðruya duâ etmek ve duâsýna baþkalarýnýn aracýlýðýný istememektir. Müminin mümine gerek huzurunda ve gerek arkasýndan duâsý meþrû ve müstahsen ve hatta dinî görevi bulunduðunda ve "Duâ ibâdetin iliðidir." hadis-i þerifi gereðince duâ ibadetin, dindarlýðýn iliði olduðunda þüphe yok ise de, duâ etmek baþka, okuyup üflemek, baþkasýnýn
nefesinden medet beklemek yine baþkadýr.

Allah Teâlâ duâyý emretmiþ

"Bana duâ edin, duânýzý kabul edeyim." (Mümin, 40/60)
"Ben (o kullara) yakýným. Bana duâ edince duâ edenin duâsýna karþýlýk veririm." (Bakara, 2/186)
"De ki: Duanýz olmasaydý Rabbim size ne deðer verirdi?" (Furkan, 25/77)

Fakat þirkten kendinden baþkasýna duâ etmekten yasaklamýþ,

"Ben ancak Rabbime yalvarýrým ve hiç kimseyi O'na ortak koþmam, de." (Cin, 72/20)

Ayný þekilde Kur'ân'da ve Resulü'nün diliyle en güzel dualarý öðretmiþ bütün þerlerden doðrudan doðruya kendisine sýðýnýlmasýný emretmiþtir. Okuyup üfleyecek olan bunlarý bellesin, her zaman kendine cankurtaran edinsin. Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edildiði üzere her gece ve her ihtiyacýnda temiz kalp ve itikat ile okusun, kendine üflesin, mümin kardeþlerine de hem dua, hem tavsiye etsin, temiz nefesle dua edenlerin dualarýnýn bereketlerini de inkâr etmesin. Buna söz yok, fakat Allah Teâlâ böyle dua ve icabet (kabul etme) kapýsýný herkese açtýðý, ona genellikle herkesi çaðýrdýðý, herkesin doðrudan doðruya sýðýnmasýný istediði ve þirk ayýbýný kabul buyurmadýðý halde; ona doðrudan doðruya dua ve ibadet ile
sýðýnma ve ilticayý býrakýp da, "Ben o kapýya gidemem, ne isteyeceðimi de bilemem." diye dua tellalý aramaya ve onun nefesinden meded ummaya kalkýþmak dindarlýðýn gereði deðil, câhiliyye adetidir. Ýnsanlar bundan gafil olup kendisine okutup üfletmeyi dindarlýk gereði sandýðý için burada bu geniþçe anlatým ile sözü uzatmaya lüzum görüldü. "Muvaffak edici Allah'týr."

Kaynak: Elmalý Tefsiri, Felak Suresi
Gönderen: 07.06.2006 - 07:55
Bu Mesaji Bildir   yoktan üyenin diger mesajlarini ara yoktan üyenin Profiline bak yoktan üyeye özel mesaj gönder yoktan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1645 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zeyno_47 (39), hilye82 (43), savasr (62), remo43 (47), sade bir kul (52), nergisan (54), yasemin** (33), GencSair (35), GÜLE ASIK (41), isce_lee (40), M_Sahin (43), hendekk (43), @dem (40), selam2004 (45), Eslem-Nezir (51), bedirhan_85 (40), Mystiiq (47), siradisiadamNL (55), ulku_84 (41), selinkülünko&et.. (35), zanahocaoglu (51), cündüp76 (49), furkan_79 (46), bulent.gndz (49), 25dadas (67), ALiSerhat (44), ihvan (56), ikraoku (48), lahza (41), suayipdangir (46), enidemm (44), aozlu (47), ccxxxcc (51), isarirfan (44), Talib (47), mikatmahali (54), dumangozlum (42), ayozde (46), Muslim.1 (40), shakespeare (49)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74675 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.