0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » KAZÂ UMRESİ

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
AFFEYLE_ALLAHIM su an offline AFFEYLE_ALLAHIM  
KAZÂ UMRESİ
12 Mesaj -
KAZÂ UMRESÝ

--------------------------------------------------------------------------------
Hicretin 7. senesi, Zilkâde ayý. (Milâdî 628.)
Bu tarihten bir sene önce, Peygamber Efendimiz ve Ashab-ý Kiramýn Kâbe'yi ziyaret edip umre yapmalarýna, Kureyþ müþrikleri mani olmuþlar ve imzalanan Hudeybiye Anlaþmasýyla Resûl-i Ekrem ve Müslümanlarýn bu niyet ve arzularýnýn tahakkuku bir sene sonraya býrakýlmýþtý.
Cenab-ý Hakkýn yardýmýyla Peygamber Efendimiz bu bir sene zarfýnda bir çok muzafferiyetler elde etmiþti. Devrin hükümdarlarýný Ýslâmdan haberdar etmiþ ve onlarý Ýslâma dâvette bulunmuþtu. Bunlardan bir kýsmý Ýslâmiyetle müþerref olmuþlardý. Ayrýca Hayber'i fethederek, hemen hemen Arabistan Yarýmadasýnda bulunan bütün Yahudileri tesirsiz hale getirmiþti. Yine, Ýslâmiyetin gittikçe güç kazandýðýný, kuvvet elde ettiðini göstermek babýnda da bir çok kabilelere askeri birlikler göndererek onlarý itaat altýna almýþtý.
Bütün bunlardan sonra, Kâbe'yi ziyaret ve umrenin yerine getirilmesi zamaný artýk gelmiþ bulunuyordu.
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Zilkâde ayý girince, Ashabýna umre için hazýrlanmalarýný emretti. Bu emre göre, Hudeybiye Seferine katýlmýþ bulunanlardan hayatta olanlarýn hiç biri geri kalmayacaktý.404
O sýrada Medine'ye gelmiþ kimsesiz ve yardýma muhtaç bir çok Müslüman vardý. Efendimize baþvurarak, "Yâ Resûlallah! Bizim ne azýðýmýz, ne de bizi doyuracak bir adamýmýz var" diyerek durumlarýný arzettiler.
Resûl-i Ekrem, ihtiyacý olanlara yardým etmelerini, onlara bakmalarýný Medine halkýna duyurdu. Bunun üzerine Ashab-ý Kiram, "Yâ Resûlallah" dediler, "biz, sadaka olarak neyi verelim? Verecek hiç bir þey bulamýyoruz ki."
Resûl-i Ziþan Efendimiz, "Ne olursa, isterse yarým hurma olsun" buyurdu.
Serveri Kâinat Efendimiz, yerine Uveyf bin Azbat'ý vekil tayin ederek, umre için hazýrlanmýþ bulunan 2000 civarýndaki Müslüman ile Medine'den Mekke'ye, Beytullaha doðru yola çýktý.405 Müslümanlar yanlarýnda altmýþ kurbanlýk deve götürüyorlardý. Peygamber Efendimiz, kendi kurbanlýk devesini bizzat mübarek elleriyle iþaretlemiþti.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Ayrýca, Kureyþ müþrikleri tarafýndan herhangi bir saldýrý ve karþý koymaya maruz kalabilirler düþüncesiyle yüz at ve miðfer, zýrh gömlek ve mýzrak gibi harp silahlarý da almýþtý. Halbuki, yapýlan anlaþma gereði, beraberinde sadece yolculuk silahý sayýlan kýlýç olacak o da kýnýna sokulu vaziyette bulunacaktý. Öyle ise va'dinde hiç bir zaman hulf etmeyen Hz. Resûlullah neden böyle hareket ediyordu. Bu husus Sahabîlerin nazarýndan kaçmadý. Sordular:
"Yâ Resûlallah! Müþriklerle, sadece kýnýna sokulu kýlýçla geleceðine dâir ahdin vardý. Halbuki sen silah taþýmaktasýn?" dediler.
Hz. Fahr-i Âlem, sebebini þöyle izah etti:"Biz, bu silahlarý Hareme, Kureyþlilerin yanýna götürmeyeceðiz. Fakat her ihtimâle karþý yanýmýzda bulunduracaðýz!"406
Müslümanlarýn kalbi heyecan ve sevinçle atýyordu. Muhacirlerin duyduklarý sevinç ve heyecan ise tarife sýðacak gibi deðildi. Yedi sene önce terk etmek zorunda kaldýklarý baba ocaðýna kavuþacaklar, Kâbe-i Muazzamayý ziyaret edeceklerdi. Hepsinden de mühimi kendilerini hakir gören, kendilerine olmadýk eziyet ve iþkencelerde bulunan Kureyþ müþriklerine Ýslâmýn izzet, þeref, azamet ve haþmetini göstereceklerdi. Bu sebeple gönülleri heyecan doluydu.
Zülhuleyfe mevkiine varýlýnca Resûl-i Ekrem Efendimiz Muhammed bin Mesleme'nin kumandanlýk ettiði süvarilerle birlikte silah yüklerini ve kurbanlýk develeri önden gönderdi ve orada ihrama girdi.*
Artýk, etraf Allah Resûlü ve Müslümanlarýn telbiye sadalarýyla âdeta sarsýlýyordu:
"Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
"Lebbeyke lâ þerike leke lebbeyk!
"Ýnnel hamde venni'mete leke ve'l-mülk! Lâ þerike leke."407
Önden giden Muhammed bin Mesleme komutasýndaki yüz atlý birliði ve beraberinde götürdükleri silahlar, Merruzzehran mevkiinde müþriklerin bir kaç adamý tarafýndan görüldü. "Nedir bunlar?" diye sordular.
Muhammed bin Mesleme, "Resûlullah Aleyhisselâmýn süvarileridir" dedi ve devam etti:
"Kendileri de inþaallah yarýn sabah burada olacaklardýr."408
Adamlar þaþkýna döndüler ve son sür'at yol alarak haberi Mekke'ye ulaþtýrdýlar. Müþrikleri, bir korku ve telaþ sardý. Ve "Muhammed üzerimize yürüyor" diyerek durumdan birbirlerini haberdar ettiler.
Gerçi Hz. Resûlullah Hendek Harbinden sonra, "Artýk, onlar bizim üzerimize deðil, biz onlarýn üzerine yürüyeceðiz" buyurmuþlardý, ama bu sefer, o gaye ile tertip edilmiþ deðildi. Sadece, anlaþmada da belirtildiði gibi Kâbe'yi tavaf etmek, umrelerini yapmak maksadýyla yola çýkmýþlardý.
Buna raðmen müþrikler fazlasýyla endiþeye kapýldýlar. Derhal Resûl-i Ekrem Efendimize iþin gerçek mahiyetini öðrenmek için adamlarýný gönderdiler.
Telbiye sadalarýyla Zülhuleyfe'den ayrýlan Peygamber Efendimiz, Müslümanlarla birlikte Merruzzehran'a geldi. Oradan bütün silahlarýný Batn-ý Ye'cec mevkiine gönderdi. Silahlarý beklemek üzere de Evs bin Havlî baþkanlýðýnda iki yüz kiþiyi vazifelendirdi.409
Daha sonra Peygamber Efendimiz, Ashabýyla yol alarak oradan Mekke'nin rahatlýkla görüldüðü Batn-ý Ye'cec mevkiine vardý.
Bu sýrada Kureyþ temsilcileri çýkýp geldi. "Yâ Muhammed," dediler, "herhalde sana, bizim küçük veya büyük herhangi bir hýyânetimiz, vefâsýzlýðýmýz haber verilmiþ deðildir. Buna raðmen, Hareme, kavminin yanýna, böyle silahlý mý gireceksin?
"Halbuki, oraya, yolcu silahý olan kýnlarýna sokulu kýlýçlardan baþka bir þeyle girmemek þartýný kabullenmiþtin?"
Peygamber Efendimiz meseleyi þöyle izah etti:
"Harem'e kýnlarýnda sokulu kýlýçlardan baþka bir silahla girecek deðiliz. Ben çocukluðumdan beri hayatýmýn her safhasýnda ancak verdiðim sözde durmakla, vefakârlýkla tanýnmýþ, bilinmiþimdir. Fakat, silahlarýn bana yakýn bir yerde bulunmasýný isterim."
Kureyþ baþtemsilcisi Mikrez bin Hafs, ayný sözleri tasdik etti:
"Senden beklenen, sana yaraþan da iyilik ve vefakârlýktýr."410
Durum, temsilciler tarafýndan süratle Kureyþlilere ulaþtýrýldý. Ýçlerini kemiren düþmanlýk duygusunun eseri olarak, Müslümanlarýn bu muhteþem sevinç ve nuranî bayramlarýný yakýndan temaþa etmemek için, Kureyþliler Mekke'yi boþalttýlar.411

Peygamber Efendimiz Mekke'de
Hz. Resûlallah, müstesnâ bir ihtiþam ve vekarla devesi Kasvâ'nýn üzerinde Mekke'ye girdi. Müslümanlar etrafýnda tecessüm etmiþ nurdan yýldýzlarý andýrýyorlardý. Bu yýldýzlarýn arasýnda Server-i Kâinat Efendimiz bir güneþ gibi parlýyordu. Tam bir intizam ve haþmet içinde adým adým Kâbe'yi Muazzamaya, Beytullaha yaklaþýyorlardý. "Lebbeyk Allahümme lebbeyk" nidâlarý Mekke'nin her tarafýna yayýlýyor, daðlar, taþlar bu nûranî sadaya cevap veriyorlardý. Müþrikler ise kuytu yerlerde, dað baþlarýnda âdeta bu ulvî sadaya kulaklarýný týkamýþ, bu haþmetli manzara karþýsýnda gözlerini kapatmýþlardý.
Kasvâ'nýn yularý þâir Abdullah bin Ravâha'nýn elindeydi. Hz. Resûlullahýn önünde gidiyor ve þu þiirini söylüyordu:
"Ey kâfir oðullarý, Resûlullahýn yolundan çekiliniz!
"Rahman olan Allah, onun Hak Peygamber olduðuna dâir âyetler indirdi.
"Bütün hayýr ve iyilik Allah Resûlünde ve onun yolundadýr.
"En hayýrlý, en þerefli ölüm de onun yolunda çarpýþarak ölmektir!"412
Bu ulvî ve nurânî manzara arasýnda Resûl-i Ekrem ve Müslümanlar telbiyelerle Beytullaha vardýlar. Resûl-i Ekrem, Mescid-i Harama girince, omuz ihramýnýn bir ucunu sað koltuðunun altýna alýp, sol omuzunun üzerine atarak sað omuzunu açtý ve "Bugün, kendisini, þu þirk ehline kuvvetli ve zinde gösterecek kahramanlarý Allah rahmetiyle yarlýðasýn, esirgesin"413 buyurdu.
Sonra, Sahabîlere, Kâbe-i Muazzamayý üç kere koþa koþa ve omuzlarýný silke silke tavaf etmelerini emretti.**414 Zira, Kureyþ müþrikleri; "Yanýmýzdan çýkýp gittikten sonra Muhammed ve Ashabý hastalýk ve yoksulluða uðramýþtýr" diyerek dedikoduda bulunarak, bir nevi kendilerini teselli etmeye çalýþýyorlardý.
Cenab-ý Hak, bütün bu dedikodularýný sevgili Resûlüne bildirdiði için, o da Ashab-ý Kirama güçlü ve kuvvetli görünmelerini emrediyordu.

Kâbe'yi Tavaf
Hâtemü'l-Enbiya Efendimiz Kasvâ'nýn üzerinde idi.
Kasvâ'nýn yularý ise Abdullah bin Ravâha'nýn elindeydi. Sahabîler de sað omuzlarýný açmýþ, tavaf için bekliyorlardý.
Peygamberimiz, Hacerü'l-Esved'in yanýna vardý ve elindeki deðnekle dokunarak onu istilâm etti. Sonra da deðneði öptü. Ashab-ý Kiram da ayný þeyi yaptý.
Ashab-ý Güzin tavafýn ilk üç devresinde Peygamberimizin emri gereði, hýzlý hýzlý ve çalýmlý yürüdüler. Üç tavafý böylece tamamladýlar.
Abdullah bin Ravâha, hem Kâbe'yi tavaf ediyor, hem de þiir söylemeye devam ediyordu:
"O Allah'ýn ismiyle baþlarým ki, dininden baþka gerçek din yoktur Onun.
"O Allah'ýn ismiyle baþlarým ki, Muhammed Resûlüdür Onun.
"Çekilin, ey kâfir oðullarý Resûlullahýn yolundan!"415
Hz. Ömer, bu hareketinden hoþlanmadý:
"Ey Ýbni Ravâha! Sen, Resûlullahýn önünde, Allah'ýn Hareminde bu þiiri söyleyip duracak mýsýn?" diyerek susmasýný istedi.
Hz. Ömer'e, Resûl-i Ziþân Efendimiz cevap verdi:
"Ey Ömer! Ona manî olma! Vallahi, onun sözleri, bu Kureyþ müþriklerine ok yaðdýrmaktan daha çok tesirlidir."416
Sonra da Abdullah bin Ravâha'ya dönerek, "Devam et! Devam et! Ey Ýbni Ravâha" dedi.417
Aradan bir müddet geçtikten sonra Resûl-i Ziþan Efendimiz, Abdullah bin Ravâha'ya þu duayý okumasýný emretti:
"Allah'tan baþka Ýlâh ve Ma'bud yoktur! Bir olan Odur! Va'dini gerçekleþtiren Odur! Bu kuluna nusret veren Odur! Askerlerine kuvvet veren Odur! Toplanmýþ bulunan kabileleri bozguna uðratan da yalnýz Odur."418
Ashab-ý Kiramda Hz. Resûlullahýn öðrettiði bu duayý hep bir aðýzdan söylemeye baþladýlar.

Müþriklerin Þaþkýnlýðý
Yürekleri düþmanlýk, hýnç ve kýskançlýk dolu müþrik ileri gelenleri, Hz. Resûlullah Efendimizle Ashab-ý Kiramý gözetlemek maksadýyla dað baþlarýna çýkmýþlardý.
Müslümanlarýn, koþa koþa ve omuzlarýný silke silke Kâbe-i Muazzamayý üç kere tavaf ettiklerini görünce, þaþkýnlýk ve hayretlerini þöyle izhar ettiler:
"Demek, Medine'nin hummasý, sýtmasý onlarý zâif düþürmemiþ!
"Baksanýza yürümeye kanaat etmeyip, silkine silkine koþuyorlar!"419
Peygamber Efendimiz, Kâbe'yi yedi kere tavaf ettikten sonra Makam-ý Ýbrahim'de iki rekât tavaf namazý kýldý. Daha sonra sa'y yapmak üzere Safa Tepesine çýktý. Yine devesi Kasvâ'nýn üzerinde olduðu halde, Safâ ile Merve tepeleri arasýnda yedi kere sa'y yaptý. Merve'de sa'y tamamlandýktan sonra da kurbanlarýn kesilmesine geçildi. Müslümanlar da Merve'de Hz. Resûlullah'la birlikte kurbanlarýný kestiler. Yine burada Ashabdan Hýraþ bin Ümeyye, Resûl-i Ekrem Efendimizin baþýný kazýdý. Sahabîler de baþlarýný týraþ ettiler.420
Böylece Hz. Fahr-i Âlem Efendimizin Hudeybiye seferinden önce, görmüþ olduðu rüyâ aynen çýkmýþ oluyordu.

Hz. Bilâl'in Ezan Okumasý
Umre tamamlandýktan sonra, Hz. Fahr-i Kâinat, Kâbe'nin içine girmek istedi. Ancak müþrikler, "Bu, anlaþmamýzda yoktu" diyerek müsaade etmediler.
Öðle vakti girmiþti. Kâbe'ye girmesine müsaade edilmeyen Resûl-i Ekrem, Hz. Bilâl'e Kâbe'nin üzerine çýkarak öðle ezanýný okumasýný emretti. Peygamberimiz ve Müslümanlar, Hz. Bilâl'in yanýk sesiyle okuduðu ezaný huþû ve huzur içinde dinlerken, müþrik ileri gelenleri tedirgin ve üzgün görünüyorlardý. Herbirinin aðzýndan nahoþ laflar çýkýyordu. Ebû Cehil'in oðlu Ýkrime, "Allah, Ebû Cehil'e bu kölenin söylediðini iþittirmemek ihsanýnda bulunmuþtur" dedi.
Müþrik Safvan bin Ümeyye, "Þükür ki Allah, bunlarý görmeden babamý aldý, götürdü" diyerek tedirginliðini ifâde ediyordu.
Halid bin Esîd ise, hadiseden duyduðu üzüntüyü, "Þükürler olsun Allah'a ki babamý öldürdü de, Bilâl'in Kâbe üzerine dikilip baðýrdýðý bu zamaný görmedi!" diyerek ifâde ediyordu.
Bu arada ezaný iþitince hiç bir þey söylemeden yüzünü kapayanlar da görülüyordu.421
Onlar kin, düþmanlýk ve kýskançlýklarýndan dolayý böyle çirkin lâflar ederken, Ashab-ý Kirâm ise saf baðlamýþ, âlemlerin Rabbi Allah'ýn huzurunda el pençe namaza duruyorlardý. Öðle namazý burada edâ edildi.

Hz. Meynûne'nin Peygamberimize Nikahlanýþý
Asýl ismi Berre olan Hz. Meymûne, Peygamber Efendimizin amcasý Hz. Abbas'ýn hanýmý Ümmü'1-Fadl ile Hz. Câfer'in hanýmý Esmâ'nýn kýzkardeþi idi. Kocasýnýn ölümüyle dul kalmýþtý.422
Hz. Abbas, Peygamber Efendimizin onu almasýný arzu ediyordu. Bu nedenle Efendimizi her gördüðünde ondan medih ve takdirde bahsederdi.
Son olarak Resûl-i Ekrem Efendimiz, umre için Medine'den yola çýkýp Cuhfe'ye gelip konduðu sýrada, Hz. Abbas gidip orada kendisiyle buluþmuþtu. O sýrada Efendimize, "Yâ Resûlallah! Meymûne binti Hâris, dul kaldý. Onu kendine zevceliðe kabul buyursan olmaz mý?" diye teklifte bulundu.423 Peygamber Efendimiz de bu teklifi kabul etti.
Resûl-i Ekrem henüz Mekke'den ayrýlmamýþtý. Hz. Resûlullahýn kendisine dünür olduðu haberini devesinin üzerinde iken alan Hz. Meymûne, "Deve de, üzerindeki de Resûlullah Aleyhisselâmýndýr" diyerek memnuniyet ve sevincini açýkladý.424
Hz. Abbas da bunun üzerine, Peygamberimizden dört yüz dirhem mehir alarak Hz. Meymûne'yi ona nikâhladý.425
Peygamber Efendimizin (a.s.m.), Hz. Meymûne ile evlenmesinden Kureyþ müþrikleriyle arasýnda bulunan gerginliði bir derece yumuþatmak maksadýný güttüðü de söylenebilir. Zirâ, bir müddet daha kalýp Kureyþlilerle konuþma fýrsatýný elde etmek için bunu vesile kýlmak istediðini görüyoruz. Hudeybiye Muâhedesine göre tesbit edilen kalma müddeti üç gündü. Üç gün dolunca Efendimiz, Kureyþ ileri gelenlerine þöyle bir teklifte bulundu:
"Ýsterseniz, âilemle evlenme merasimi yapmak üzere burada üç gün daha kalayým ve teptipleyeceðim düðün ziyafetine sizi de dâvet edeyim."
Fakat, Kureyþ ileri gelenleri bunu kabul etmediler. Temsilci göndererek, Peygamberimizden Mekke'den çýkýp gitmesini istediler.
O sýrada Efendimizin yanýnda Medineli Müslümanlarýn ileri gelenlerinden Sa'd bin Ubâde vardý. Kureyþ temsilcilerinin Resûl-i Kibriyâ Efendimize sert konuþtuklarýna tahammül edemedi ve onlardan biri olan Süheyl bir Amr'a þöyle çýkýþtý:
"Burasý ne senin, ne de babanýn topraðýdýr.
"Vallahi, Resûlullah Aleyhisselâm buradan ancak anlaþma hükmü gereði kendi rýzasýyla çýkar. Yoksa zorla çýkýp gitmez."
Bunun üzerine Kureyþ'in iki temsilcisi seslerini kestiler.
Peygamber Efendimiz ise bu manzaraya tebessüm buyurdular.426

Mekke'de kalma müddeti dolunca
Hudeybiye Anlaþmasý gereðince, Mekke'de kalma müddeti olarak tayin edilen üç gün dolmuþtu.
Hayatý boyunca düþmaný ile dahi ahdini bozmamýþ bulunan Hz. Fahr-i Âlem Efendimiz, gönülden kalmayý arzu ettiði halde, ahdine ters düþmemek için Mekke'yi, Kâbe-i Muazzamayý terk etmek zorunda kalýyordu. Aslýnda bu bir mânâda uzaklaþmak deðil, Mekke'yi fethetme zamanýna gün be gün yaklaþmaktý. Bundan sonraki her gün, her saat Mekke'nin fethini, onunla birlikte gönüllerin fethini de yakýnlaþtýracaktý.
Bu üç gün zarfýnda Müslümanlar, Mekke'deki bir çok akrabalarýyla görüþme imkânýna da kavuþmuþlardý. Ýman hakikatlarýný ve Ýslâm ahlâkýnýn güzellik, yücelik, nezaket ve nezahetini dürüst davranýþlarýyla ortaya koyma fýrsatýný bulmuþlardý. Doðru Ýslâmiyeti ve Ýslâmiyete lâyýk doðruluðu müþriklerin de gözleri önünde nuranî bir manzara halinde sergilemiþlerdi. Bunun neticesinde müþrik azýlýlarý hariç, halktan bir çok kimsenin gönlünde iman ve Ýslâma karþý sýcak bir ilgi, samimi bir istek uyanmýþtý. Âdeta, Mekke fethedilmeden evvel, halkýndan bir çoðunun gönlü fethe hazýr hale gelmiþti.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Ashabýyla Mekke'den ayrýldýðý sýrada arkasýndan mâsum bir ses duydu:
"Amca! Amca!"
Dönüp baktýlar. Sesin sahibi þehidlerin efendisi Hz. Hamza'nýn biricik kýzý Ümâme idi. Mekke'de bulunuyordu. Sesinde bir imdat, bir "Beni kurtarýn bu þirk diyarýndan" ifâdesi ve mânasý vardý. Ve sanki, Bütün Mekke, bir aðýz olmuþ, "Beni býrakma" diye bu biricik yavruyla birlikte imdat diliyordu.
Kalbi, þefkat ve merhamet deryasýný andýran Resûl-i Ekrem, döndü, minicik yavrunun elinden tutup Medine'ye beraberinde getirdi.427
Resûl-i Ekrem Efendimiz Ashabýyla Mekke'den ayrýldýktan sonra Serif mevkiinde konakladý. Orada Hz. Meymûne ile evlendi.428

Medine'ye Dönüþ
Peygamber Efendimiz, akþamleyin Þerif'ten ayrýlýp geceleri yola devam etti. Zilhicce ayý içinde Medine'ye geldi.429
Hz. Hamza'nýn Selma binti Ümeys'ten doðan kýzý Ümâme, Mekke'ye getirilince üzerinde münakaþa çýktý.
Peygamber Efendimiz, Hz. Zeyd bin Hârise ile Hz. Hamza'yý birbirine kardeþ yapmýþtý. Hz. Zeyd buna istinaden þehâdetlerinden sonra Hz. Hamza'nýn çocuklarýnýn velisi ve vasisi kendisi olduðunu söyledi ve "Kardeþimin kýzýný görüp gözetmeye, ben daha lâyýk ve haklýyým" dedi.
Hz. Câfer bunu duyunca hemen itiraz etti: "Teyze de bir annedir. Hanýmým Esmâ binti Ümeys, Ümâme'nin teyzesidir. Bu bakýmdan onu görüp gözetmeye ben daha lâyýk ve haklýyým."
Hz. Ali ise buna kendisinin daha lâyýk olduðunu iddia etti. "Amcamýn kýzýný müþriklerin arasýndan çýkarýp getiren benim" dedi. "Siz ona, neseben benim kadar yakýn deðilsiniz. Onu görüp gözetmeye ben, sizden daha haklý ve lâyýkým!"
Meseleyi neticeye baðlamak Hz. Resûlullaha kalmýþtý,
"Ey Zeyd! Sen, Allah'ýn ve Resûlünün dostusun
"Ey Ali! Sen de benim kardeþim ve arkadaþýmsým.
"Ey Câfer! Sen de bana yaratýlýþ ve huyca en çok benzeyensin" dedikten sonra þu kararý verdi:
"Ey Câfer! Ümâme'yi görüp gözetmeye, sen daha lâyýk ve haklýsýn! Çünkü; onun teyzesiyle evli bulunuyorsun. Kadýn ne teyzesi, ne de halasý üzerine nikâhlanýp gelemez! "430
Hz. Resûlullah bu hükmü verince, Hz. Câfer sevincinden birden ayaða kalktý. Peygamber Efendimizin çevresinde tek ayak üzerinde seke seke yürümeðe baþladý.
Resûl-i Ekrem, "Ey Câfer! Nedir bu yaptýðýn?" diye sorunca, Hz. Câfer þöyle izah etti:
"Yâ Resûlallah! Habeþliler, sevinçlerinden, krallarýna böyle yaparlardý. Necaþî de bir kimseden hoþlandý mý kalkýp böyle hareket ederdi."431

404. Tabakât, 2:120.
405. A.g.e., 2:120.
406. Tabakât, 2:121.
* Ýhrama girme yerleri þunlardýr: Medinelilerin Zülhuleyfe, Þamlýlarýn Cuhfe; Iraklýlarýn, Zât-ý Irk; Necidlilerin Kam, Yemenlilerinki ise Yelemlem.
407. Tabakât, 2:121; Ýbn-i Kesîr, Sîre, 3:435.
408. Tabakât, 2:121.
409. A.g.e., 2:121.
410 Taberî, 3:101; ibn-i Kesîr, Sîre, 3:436.
411. Tabakât, 2:121; Ýbn-i Kesîr, Sîre, 3:436.
412. ibn-i Kesir, Sîre, 3:432.
413. Sîre, 4:12-13.
** Buna 'Reml' denir.
414. Tabakât, 2:123; Müsned, 1:306; Müslim, 2:923.
415. Ýbn-i Kesîr, Sîre, 3:432.
416. Tabakât, 2:123; Ýnsanü'l-Uyûn, 2:784.
417. Tabakât, 2:122.
418. A.g.e., 2:122.
419. Tabakât, 2:122.
420. A.g.e., 2:122.
421. Megazi, 2:738.
422. Tabakât, 8:137; istiab, 4:1915-1916.
423. Ýstiab, 4:1916.
424. Tabakât, 8:132; Ýbn-i Kesîr, Sîre, 3:439.
425. Ýbn-i Kesîr, Sîre, 3:439.
426. A.g.e., 3:433; Ýnsanü'l-Uyûn, 2.783.
427. Zâdü'l-Mead, 2:171; Ýbn-i Kesîr, Sîre, 3:443.
428. Sîre, 4:14; Tabakât, 2:122, 8:133-134.
429. Tabakât, 2:122.
430. Tabakât, 8:159-160.
431. A.g.e., 8:160.




Kainat' ýn Efendisi (ASM), Salih Suruç
Gönderen: 15.07.2006 - 09:13
Bu Mesaji Bildir   AFFEYLE_ALLAHIM üyenin diger mesajlarini ara AFFEYLE_ALLAHIM üyenin Profiline bak AFFEYLE_ALLAHIM üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
oncenamaz su an offline oncenamaz  
TEKRAR OKUNMALI BENCE ÜSTTEN ALINTIDIR
197 Mesaj -
Hz. Abbas da bunun üzerine, Peygamberimizden dört yüz dirhem mehir alarak Hz. Meymûne'yi ona nikâhladý.425
Peygamber Efendimizin (a.s.m.),

Hz. Meymûne ile evlenmesinden Kureyþ müþrikleriyle arasýnda bulunan gerginliði bir derece yumuþatmak maksadýný güttüðü de söylenebilir

. Zirâ, bir müddet daha kalýp Kureyþlilerle konuþma fýrsatýný elde etmek için bunu vesile kýlmak istediðini görüyoruz. Hudeybiye Muâhedesine göre tesbit edilen kalma müddeti üç gündü. Üç gün dolunca Efendimiz, Kureyþ ileri gelenlerine þöyle bir teklifte bulundu:

"Ýsterseniz, âilemle evlenme merasimi yapmak üzere burada üç gün daha kalayým ve teptipleyeceðim düðün ziyafetine sizi de dâvet edeyim." BU KADAR CILE CEKTI ISTE


Fakat, Kureyþ ileri gelenleri bunu kabul etmediler.

VICDANSIZLAR -- IMAN EDENLERE DEGIL SÖZÜM

Temsilci göndererek, Peygamberimizden Mekke'den çýkýp gitmesini istediler.
O sýrada Efendimizin yanýnda Medineli Müslümanlarýn ileri gelenlerinden Sa'd bin Ubâde vardý. Kureyþ temsilcilerinin Resûl-i Kibriyâ Efendimize sert konuþtuklarýna tahammül edemedi ve onlardan biri olan Süheyl bir Amr'a þöyle çýkýþtý:
"Burasý ne senin, ne de babanýn topraðýdýr.
"Vallahi, Resûlullah Aleyhisselâm buradan ancak anlaþma hükmü gereði kendi rýzasýyla çýkar. Yoksa zorla çýkýp gitmez."
Bunun üzerine Kureyþ'in iki temsilcisi seslerini kestiler.
Peygamber Efendimiz ise bu manzaraya tebessüm buyurdular.426
Gönderen: 16.07.2006 - 11:19
Bu Mesaji Bildir   oncenamaz üyenin diger mesajlarini ara oncenamaz üyenin Profiline bak oncenamaz üyeye özel mesaj gönder oncenamaz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1821 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ebuseyy (40), sehadet bir tut.. (45), furkanengin (39), amca79 (61), Multi (57), MDEMiR (54), ALPEREN UÐUR (26), kelesof (42), kumay (49), adanali-01 (56), Erman (58), masus (42), JULIA (30), farkin (58), KARTALBEYY (45), NoHCoY (37), soren (61), 06kafiye (61), eyimli (69), Allah aþký (32), trevell82 (43), sizkimsiniz (55), Medineye_Varama.. (37), ayseweb (58), diyae06 (44), Samimi_ (46), fuat.b (45), aydýn atik (51), mandalina (38), yasak (45), aykam (44), cigdemli (61), Ikrah (38), TaHaYasinYILDIZ (42), radvaca (42), YAYLACI (55), sarslan (60), mormenevse (55), sabahmeltemi (43), reyhane_sultan (38), eraydýn (49), ihvan19 (46), UFAKLIK (46), saviola (45), Bayram Ali (64), mtuncel2003 (52), ~s@liha~ (43), Ayhanffm (48), F@TiM@ (41), _hayrünnisa_ (55), ESMACIK (55), berkayy (), lidertelekom (64), ozgurertas (46), duca (34), zeynep (47), cihangir64 (40), hurþit (50), gulmevsim (44), h.goncuoglu (65), ibrahim_36 (57), samim (48), vuslat1 (55), vuslat_sevdal&y.. (41), erhanbozkurt (51), consped (57), nesibeaydin1981 (44), mertsofi (39), Sehit kamil 27 (60), erenler (66), espace (61), sefa555 (60), FATIH ÖZAYDIN (49)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 2.28480 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.