0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » Sevres'de İdam Hükmümüz Verilmişti

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
Sevres'de İdam Hükmümüz Verilmişti
919 Mesaj -
76 Yýl Önce Uðursuz Gün
Sevres'de Ýdam Hükmümüz Verilmiþti

Yaðma deðil, adeta linç ediliyorduk. Ortadoðu ve Arabistan elimizden alýnmýþ, Anadolu'nun paylaþýlmasýyla yetinilmeyerek Ermenistan, Kürdistan ve Rum Pontus devletlerine kuruluþ vizesi çýkarýlmuþtý. Ama, Muhammed Ali Cinnah'ýn ifadesiyle, bize hazýrlanan bu tabutu, müstemlekecilerin baþýna geçirecektik.
Günlerden bir salýdýr. 1920 yýlýnýn 10 Aðustos Salý günü.

Fransa'nýn baþkenti Paris'in Sevres sarayýnda bir sehpa hazýrlanmýþtýr; Türkiye ve Türkleri ipe çekmek üzere... 19. yüzyýlýn acýmasýz sömürgecilik kafasý, can çekiþtiði 20. yüzyýlýn bu ilk senelerinde, bir kere daha hortlamaya namzettir.

Öðleden sonra, konferans binasýnýn kapýsýnda, itina gösterilmemiþ bir araba durur. Bir yüzbaþý, kaba bir eda ile, arabadan çýkan üç kiþiyi neredeyse iteklercesine içeri alýr.

Hâdi Paþa ile Filozof Rýza Tevfik ve Reþad Hâlis beyler, müzakere salonuna girerler. Hayret.. Kimse ayaða kalkmaz. Tabiî, neden zahmet oluna?.. Avrupalýlar, yüzyýldan beri bekledikleri sonucu elde etmiþlerdir. Yani, o aziz ve çýnar Osmanlý Devleti yýkýlmýþ ve paylaþýlacak miras haline gelmiþtir. Üstelik, Anadolumuzun bereketli topraklarý altýnda ve üstündeki nimetler de onlarýn olacaktýr. Ve Anadolu üzerinde bin yýldýr varolan, üç kýtaya yayýlan cihan imparatorluðunu, önce baþka bayraklý ülkelere ayýracak, sonra Haçlý Seferlerinden bu tarafa hayallendikleri akýbete doðru iteleyeceklerdir. Bize Anadolumuzu haram edecekler ve ardýndan Asya içlerine göndereceklerdir.

"Sadece imza atacaksýnýz"
Ýngiliz delegesi, ülkesinin sisli havasýný hatýrlatan puslu ve abus bir çehre ile ilk ve son sözünü söyler: "Anlaþma metni burada, hazýr. Sadece imza atacaksýnýz. Gündem bu kadar..."

Ve üç delegemiz, Sévres Antlaþmasý'ný imzalarlar.

Ama, bizi idam edemezler.

Padiþah Vahideddin, imzalamaz bu rezil andlaþmayý. Sevres'deki küstahlar da öyle...

Sadece Yunanistan imzalar. O da, aradan iki sene geçince, bu imzayý attýðýna atacaðýna bin piþman olur. Anadolu'yu zaptedememiþlerdir ve döküldükleri Ýzmir rýhtým sularýnda kulaç atmayý öðrenmiþlerdir.

Allah'ýn vediasý bir vataný, elimizden almak kimin haddine!..

Ama, bugün dillerinden Sévres kelimesini düþürmeyenlere bakýyorum da,"Hafýza-i beþerin neden bu derece nisyan ile malûl olduðuna" hayret ediyorum. Sévres'in mânasýný unutmuþ olmalýyýz ki, bugün milletçe o sancýlý ve azaplý günlerin gafleti içinde yaþamaktayýz.

Mondros'un son duraðý
Tarihimiz boyunca en akýlsýzca katýldýðýmýz Birinci Dünya Savaþý'nýn sonu belli olmuþtur.

Almanya'nýn yanýnda yer almýþýzdýr. Oysa Türk Genelkurmayý, Enver Paþa'ya ikazda bulunmuþtur: Etrafý denizler ve bu denizlere hâkim devletlerle çevrili olan Almanya'nýn savaþý kazanmasý mümkün deðildir. Daha önce, "Türkler yük olurlar" diye bize sýrtýný çeviren Alman Ýmparatoru Wilhelm, bu gerçeði Fransa cephesindeki Marne savaþýný kaybettiði zaman anlamýþtýr da, Ýstanbul'daki büyükelçisi Vangenheim'a Türkleri ne bahasýna olursa olsun kendi yanýnda görmek istediði" talimatýný vermiþtir. Ýmparatorun anladýðý gerçeði, biz anlamamýþýzdýr ve yenik düþeceði belli olan Almanya'nýn yanýnda savaþa balýklama dalmýþýzdýr.

Ve tam dört yýl sonra, cephelerimiz birbiri ardýna çökmeye baþlar. Artýk direnecek gücümüz kalmamýþtýr.

30 Ekim 1918 günü, Mondros limanýnda ateþkesi imzalamýþýzdýr. Vatanýmýz iþgal edilmiþtir. Bize, Osmanlý Beyliði'nin adeta Söðüt'teki kuruluþ devri sýnýrlarý yeterli görülmüþtür. Sévres, Mondros'un son duraðýdýr. O gün, delegelerimiz bu durakta bekletilen cenaze arabasýna bindirileceklerdir. Bindirilmiþlerdir de...

Artýk eski vatanlarýmýz
Sévres'in ne olduðunu anlamak ve bugün ayný çorabý baþýmýza geçirmek isteyenlerin niyetlerini kavrayabilmek için, savaþ öncesindeki Türk vatanýný, hüzünlerle bile olsa, kýsa bir bakýþla incelemek gerektir.

1914'te, yani savaþa katýldýðýmýz 1914 yýlý 11 Kasým Çarþamba günü, Osmanlý, daha halâ 3 milyon 250 bin kilometre karelik bir coðrafyada hükümrandýr.

Irak bizimdir; Baðdat, Basra ve Kerkük'te valilerimiz vardýr. Halep, Hama, Humus, Lazkiye ve Þam ile Suriye, vilayetlerimizdir. Bugünkü Ýsrail Kudüs'ü, Lübnan Beyrut'u ile Filistin sancaklarýmýzdýr. Suudî Arabistan, Hicaz vilayetimiz adýný taþýr. Mekke ve Medine, dört yýl boyunca, halâ ve halâ eriþilemeyen saygýmýzýn muhatabýdýr. Körfez Emirlikleri, Yemen, Kýbrýs, Mýsýr ve Adalar fiilen olmasa bile bizim topraklarýmýzdýr.

Bu saydýklarým, artýk eski vatanlarýmýzdýr. Lâkin kin ve intikam bu kadarla bitmez. Anavatanýmýzý da canlarýnýn çektiðine hediye etmekten kaçýnmazlar. Bu azametli coðrafya üzerinde, bugün bazý alçaklarýn yerlere attýklarý ve "baþka ülkelerin sancaklarý" diye niteledikleri aziz bayraðýmýzýn gölgesinde soluklanýrlar daha o zamanlar...

Bu noktadan kalkmýþ ve Sevres'daki rezil kapýnýn önünde azarlanmaya müstehak olmuþuzdur. Devlet-i Âliye, onlar için sadece bir Devlet-i Âdiye'den ibarettir.

Ya, Sevres nedir? Yukarýdaki satýrlarý bir kenara not ediniz ve yaðma deðil, lâkin, nasýl linç edildiðimizi hafýzalarýnýza iyice burgulayýnýz. Ve millî birliðini ve tarihini unutanlarýn nelere lâyýk görüldüklerini tespit ediniz.

Bugün bu ibret dolu kýyaslamayý hakiki çehresi ile öðrenmeye muhtacýzdýr.

"Tabutu, baþlarýna geçirdiler"
Suriye, Lübnan dahil olmak üzere Fransa'ya kalýr. Ýngiltere; Irak ve Filistin'i ve Hicaz'ý yani Suudî Arabistan'ý kendisine ayýrmýþtýr. Yemen ve Körfez Emirliklerine de baðdaþ kurmuþtur.

Trablusgarp Savaþý'ndan sonra sözde geçici olarak Ýtalya'ya verilen ve bazýlarýný Balkan Savaþý'ndan sonra Yunanistan'a kaptýrdýðýmýz o Bizim Adalar elimizden alýnýr. Ýzmir'i de çevre illeri ile Atina'ya verirler.

Ama, Sevres cellatlarý, bu kadarla yetinmezler.

Türkiye'nin parçalanmasýnda maþa olarak kullandýklarý Ermeniler'e, Rumlar'a ve hattâ Kürdistan hayalcilerine, vatanýmýzdan pay çýkarýrlar.

Ve boðazlar?.. Milletlerarasý bir komisyonun kontrolüne býrakýlacaktýr. Baþka bir deyimle, Ýstanbul bir yol geçen haný olacak ve orada Frenk þemsiyeleri açýlacaktýr.

Ordumuz terhis edilecektir. Sadece en fazla yirmi bin kiþilik bir jandarma kuvveti görev yapabilecektir. Bize býrakmayý kabul lütfunu gösterdikleri bölgelerde ise, demiryolu, kara ve deniz seferleri, onlarýn önce iznine, sonra kontrolüne teslim edilecektir.

Toplarýn kamalarý sökülecektir. Ordumuz olmayacaðýna göre, silaha da ihtiyacýmýz olmadýðýný hesaplamýþlardýr.

Yani, öz vatanýmýzda kiracýlýðýmýzý bile bize çok görmüþlerdir.

Tek hatalarý vardýr. Bizi tanýmazlar. Bir yanlýþlarýnýn daha farkýna varmazlar: 20. yüzyýlda halâ 19. asrýn sömürgecilik kafasýný hâkim kýlacaklarýný sanmak...

O kafayý biz koparmýþýzdýr...

Ve sonuç: Pakistan'ýn millî lideri ve kahramaný Muhammed Ali Cinnah, 10 Eylül 1922 tarihinde, yani millî zaferin hemen ertesi günü, Londra'da açýklayacaktýr:

"Türkler, kendileri için yaptýrýlan tabutu, müstemlekecilerin baþýna geçirdiler."

Doðruydu bu teþhis. Ancak az evvel dediðim gibi, Batýlý kafasý o yaðma ile yetinmemiþ ve bir linç hareketine giriþmiþti. Bugünün Sevres unutkanlarýna, onu da hatýrlatayým.

Üç yeni devlet kuracaklardý
Türk vataný üzerinde bir Ermenistan kurulacaktý. Baþkentini bile seçmiþlerdi: Van... Batý'nýn, kendisini kandýrmýþ olan mazlum rolündeki Ermeniler'e sekiz ilden ibaret olan Doðu'yu hediye ettiði anlaþýlýyordu.

Ama, Yunanlýlar da bu el kesesinden bahþiþ daðýtýmýnda unutulmamýþtý. Baþkenti Trabzon olarak belirlenen Karadeniz kýyýlarýmýzda, Rum Pontus Devleti de kuruluyordu. Böylece Fatih'in ortadan kaldýrdýðý Pontuslular da, artýk, dünya devletleri arasýnda yer alacaklardý.

Güneyimizde ise, Amerikalýlar'ýn Ýngilizlerin teþebbüsleriyle, kâðýt üzerinde bir Kürdistan devleti kurulmuþtu bile. O zamanki Ýngiliz baþbakaný Lloyd George, Kürdistan Devletinin Irak'ta, yani petrol havuzu halindeki bölgede, kendileri için bir tampon güvenlik maþasý olarak kullanýlacaðýný sayýklýyordu.

Ýzmir ve Ege, Yunanistan'a verilirken, Ýtalya'nýn payý ne olacaktý? Ýtalya, son elli yýldan beri Antalya ve Mersin civarýný istiyordu. Konya üzerinde de emelleri vardý ve hattâ mütareke sýrasýnda, iþgalci olarak, Selçuklu'nun bu mübarek baþkentine temsilcilerini göndermekle birlikte, bize karþý âlicenap idiler. Antalya ve Mersin'le yetineceklerdi.

Ama, ne olur ne olmazdý ve belki Türkler, kendilerine gelebilirlerdi. O halde asýrlardýr süren misyonerlik, daha yerinde bir deyimle, casusluk ve Anadolu'yu Hýristiyanlaþtýrma gayretlerini ihmal etmemeliydiler.

Sevres patronlarý, bu hususu unutmamýþlardý ve Anadolu'nun her yerinde sadece ve sadece Müslüman Türk olan hakiki ev sahibinin hoþgörüsü ile her imkândan yararlanan kiliseler de faaliyetlerini sürdürecekler, hattâ hattâ Osmanlý Devleti'nin maddî yardýmýndan yararlanacaklardý. Sadece kiliseler deðil; baþta Ýstanbul olmak üzere bütün Anadolu'daki yabancý okullar ve Amerikan misyoner kolejleri de, Müslüman Türklerin parasý ile desteklenecekler ve bizi "çaðdaþ uygarlýk" seviyesine çýkarabilmek için fedakârlýklarda bulunacaklardý.

Ayný millet, ayný kan...
Sevres bu idi. Yaðma deðil, Türk insanýnýn, tarihinin ve vatanýnýn linç edilmesi idi Sevres.

Bugünün nesilleri, tarihimizin bu en karanlýk safhasýný ibretlerle seyretmeli ve zaafa, bölünüþe, bayrak inkârcýlýklarýna düþen milletlerin, içeriden ve dýþarýdan nasýl acýmasýz alçaklýklara müstehak olacaklarýný öðrenmelidirler.

Ve son söz: Tarih ki, bir milletin hafýzasýdýr; kendisini unutanlarý sayfalarýndan da, millet vasfýndan da kaldýrýp atar.

Biz ki, kendi tarihimizi yazarken dünya tarihinin yelkenlerine rüzgâr olmuþuzdur. O halde lâkaydîden silkinmek zorundayýzdýr.

Siz bakmayýn, "globalci"lere, batý hayraný entellerimize ve Batýlý'ya yaranmak için kendimizi inkâr eden aydýnlarýmýza.

76 sene evvel Sevres'de kurulan o idam sehpasýný, kuranlarýn baþýna nasýl geçirmiþ isek...

Bugün, o millet ayný millet, o þuur ayný þuur, o kan ayný kandýr.

Ýlhan Bardakçý/Tarih ve Medeniyet, Sayý 30
Gönderen: 07.08.2006 - 09:13
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1195 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
VuSlaT_ZaMbaK (40), HAMAS (41), cilekesh (34), Umuda_Dogru (35), muhammed yakub (53), -selenay- (38), kiciman (53), -Dushi- (37), melike_ (44), 271277sedat (47), katade_58 (42), samimikul (52), sansarselim (39), omerbicak (47), rajaahmet (48), BETÜL SULTAN (44), Toprakkiz (38), perteviyat (54), azra aksu (51), esiir (47), eminem (44), cihann4 (41), merve987 (38), ceylan (43), byberk (39), mehmetaliakti (45), serkanberber20 (50), FTK (38), p.celik (39), keklik (38), nazan (38), GREY (54), ketcapm (39), faruk1987 (37), semanurnl (54)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.77418 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.