0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Kabirleri Mescit Haline Getirmekten Sakındıran Hadisler

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
Kabirleri Mescit Haline Getirmekten Sakındıran Hadisler
416 Mesaj -
1- Âiþe (radýyallahu anha)'mn þöyle dediði rivayet edil­miþtir: "Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem) ayaða kalkmadý­ðý (vefatýndan önceki) hastalýðýnda þöyle buyurdu: 'Allah Yahudi ve Hristiyanlara lanet eylesin! Çünkü onlar pey­gamberlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.' Âiþe (radýyaliahu anha) dedi ki: 'Eðer böyle bir endiþe olmasaydý, Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem)'in kabri meydana çýkartý­lýrdý.[1] Ancak onun kabrinin mescit haline getirilmesinden endiþe edildi[2]

Âiþe (radýyallahu anha)'nýn bu sözünün bir benzeri de, babasýndan (radýyallahu anhu)'dan gelen rivayettir. Ýbn Zenceveyh, Gufra'nýn azatlýsý Ömer'in þöyle dediðini rivayet etmiþtir:

"Ashâb, Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) nereye gömüleceðini istiþare ederlerken, birisi: 'Onu namaz kýldýðý yere defnedelim' dedi. Ebû Bekir: 'Onu tapýnýlan bir put haline getirmekten Allah'a sýðýnýrýz' dedi. Diðerleri: 'Onu muhacir kardeþlerinin defnedildiði Bakî'e defnedelim' dedi­ler. Ebû Bekir tekrar þöyle dedi: 'Bizler Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kabrinin Bakî'de olmasýndan hoþlanmayýz. Ýnsanlar bu sefer Allah katýndaki konumu dolayýsýyla ona sýðýnarak duada bulunurlar. Halbuki Allah'ýn hakký, Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hakkýnýn üstündedir. Eðer onu dýþarýya çýkarýrsak, Allah'ýn hakkýný yok etmiþ oluruz. Eðer ona verdiðimiz sözü tutmazsak Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kabrine de ihanet etmiþ oluruz.' Bu defa sahâbiler: 'Peki senin görüþün nedir, ya Ebû Bekir?' diye sordular. O da þöyle cevap verdi: 'Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem) þöyle buyurduðunu duydum: 'Allah bir pey­gamberin ruhunu alsýnda, o ruhun alýndýðý yere gömül­mesin/ Bunun üzerine: 'Vallahi! sen görüþü kabul edilen ve sözüyle ikna eden birisisin' dediler. Sonra yataðýn etrafýna bir çizgi çektiler. Arkasýndan Ali, Abbas, Fadl ve aile halký onu aldýlar. Diðerleri ise yataðýnýn bulunduðu yere mezar kazmaya baþladýlar."[3]

2- Ebû Hureyre (radýyallahu anhu)'nýn rivayet ettiðine gö­re: "Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) þöyle buyurdu: 'Al­lah Yahudileri kahretsin. Onlar peygamberlerinin kabir­lerini mescit haline getirdiler.[4]

3, 4- Âiþe (radýyallahu anha) Ýle Ýbn Abbas (radýyaliahu anhu)'ýn rivayete ettiðine göre "Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) ölümü yaklaþtýðýnda yüzünü Hamîsa'nýn [5] ucuyia Tahzîm 's-Sâcit inin Ýttihâzý 'Ý-Ktýbýýrî Mesâcid Örtüyordu. Bunalýnca örtüyü yüzünden kaldýrarak þöyle diyordu: 'Allah Yahudilerle Hristiyanlara lanet eylesin! Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getir­diler.' Aiþe (radiyallahu anha) þöyle diyor: \O bu sözleriyle) onlarýn yaptýklarýnýn benzerini yapmaktan sakýndýrýyordu.[6]

Hafýz Ýbn Hacer þöyle demiþtir: 'Sanki Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hastalýktan kurtulamayacaðým anlamýþ bundan dolayý geçmiþtekilerin yaptýklarý gibi kabri­nin yüceltilin es inden korkmuþtur. Bu sebeple Yahudilerle Hristiyanlar gibi davrananlarýn yerildiðine iþaret etmek için onlara lanet etmiþtir.'

Ben derim ki: Bununla bu ümmetten böyle yapanlarý kastetmektedir. Nitekim bundan sonra gelecek olan altý no'lu hadiste, onlara bunun yasaklandýðýna dair açýklama vardýr. Buna dikkat edilmelidir.

5- Âiþe (radiyallahu anha) þöyle dedi: Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hastalanýnca hanýmlarýndan birisi Habeþistan'daki 'Mâriye* adlý bir kiliseden bahsetti. -Umm Seleme ve Umm Habibe Habeþistan'a gitmiþlerdi.- Onlar bu kilisenin güzelliðinden ve kilisedeki resimlerden söz ettiler. [Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) baþýný kaldýrarak] þöyle buyurdu: 'Onlar aralarýndan salih bir kimse varsa, onun kabri üzerine bir mescit yaparlar, sonra da o gördüðünüz resimleri yaparlardý. Ýþte onlar [kýyamet günü] Allah katýnda yaratýklarýn en kötüleridir.'[7]

Hafýz îbn Recep, Fethu 'J-BârPde þöyle söylemiþtir: 'Bu hadis, salih kimselerin kabirleri üzerine mescit inþâ etmenin ve Hristiyanlarm yaptýðý gibi oralara bu salihlerin suretlerini yapmanýn haram olduðunu göstermektedir. Bun­lardan her birinin tek baþýna haram olduðunda þüphe yoktur. Hem Ademoðullarmm resimlerini yapmak, hem de mescitle­re kabir yapmak haramdýr. Nitekim diðer nasslar da bunu bildirmiþtir. -Bazýlarýndan ileride bahsedilecektir.- Umm Habibe ile Umm Seleme'nin sözünü ettiði kilisedeki resim­ler, duvar ve benzeri þeylerin üzerindeydi ve onlarýn gölgele­ri yoktu. Bereket ve þefaatlerini ummak (aracý olmalarýný istemek) için peygamber ve salihlerin resimlerini yapmak, Ýslâm'a göre haramdýr. Bu, putlara tapmaya benzer. Pey­gamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in, kýyamet günü Allah katýnda, yaratýklarýn en kötüleri olacaklarýný bildirdiði kim­seler bunlardýr. Seyretmek, teselli bulmak veya bununla vakit geçirmek ve evlenmek için resim yapmak haramdýr.[8] Bu, büyük günahlardandýr. Bu þekilde resim yapan, kýyamet gününde, en þiddetli azaba uðrayan kimsedir. Çünkü o, Al­lah'tan baþka hiçbir kimsenin yapmaya kadir olamadýðý Allah'ýn fiillerinin benzerini yapmaya kalkýþan bir zalimdir. Allah eþ ve benzerden yüce ve münezzehtir. Zatý, sýfatlarý ve fiilleri yönünden, hiçbir þey Allah'a benzemez.'

Bunlarý el-Kevâkibu'd-Derâri, (65/82/b)'de zikretmiþtir.

Ben de derim ki: Elle yapýlan resimle, aletle ve fotoð­raf çekmekle yapýlan resimler arasýnda hiçbir fark yoktur. Hatta bunlar arasýnda ayýrým yapmak, donukluk ve çaðdaþ bir zahiriliktir. Nitekim ben bunu, Âdâbu'z-Zifâf, (sy.106-116) adlý eserimde açýkladým.

6- Cundub b. Abdullah Becelî, vefatýndan beþ gün ön­ce Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'den þunlarý duyduðu­nu rivayet etti:

'Benim sizin aranýzda bazý kardeþlerim ve arkadaþ­larým var. Fakat aranýzda benim bir halilimin (candan dostumun) olmasýndan [9] uzak olduðumu Allah'a bildiri­yorum. Þüphesiz Aziz ve Celîl olan Allah Ýbrahim'i halil (dost) edindiði gibi beni de halil edinmiþtir. Eðer ben ümmetim arasýndan bir halil edinecek olsaydým Ebû Bekir'i halil edinirdim. Þunu bilin ki, sizden Öncekiler peygamberlerinin ve aralarýndaki salih kimselerin kabirlerini mescit haline getiriyorlardý. Sakýn sizler kabirleri mescit haline getirmeyin. Ben size bunu yasaklýyorum.'[10]

7- Haris Necrânî'den þöyle dediði rivayet edilmiþtir: "Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in vefatýndan beþ gün önce þöyle buyurduðunu duydum:

'Dikkat edin! Sizden öncekiler peygamberlerinin ve salih kimselerin kabirlerini mescit haline getiriyorlardý. Dikkat edin! Sakýn kabirleri mescit haline getirmeyin. Ben size bunu yasaklýyorum.[11]

8- Usâme b. Zeyd'den rivayet edildiðine göre "Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) vefatý ile sonuçlanan hastalýðýnda: 'Ashabýmý içeriye alýnýz' diye buyurmuþtur.

Sahâbiler, yüzü Meâfiri diye bilinen bir örtüyle örtülü haldeyken, Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanma girdiler. [Yüzünü açtý] ve þöyle buyurdu: 'Allah Yahudilere ve [Hristiyanlara] lanet eylesin. (Çünkügöz kırpma onlar peygam­berlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.'[12]

9- Ebû Ubeyde b. Cerrah'dan gelen rivayete göre Pey­gamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in son söylediði sözler þun­lardýr:

'Hicaz ahalisi ile Necrân ahalisi arasýnda bulunan Yahudileri Arap yarýmadasýndan çýkartýnýz. Þunu bilin ki, insanlarýn en kötüleri peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getirmiþ olanlar (bir rivayette: getirmekte olanlara [13] dýr.'[14]

10- Zeyd b. Sabit'in rivayet ettiðine göre Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) þöyle buyurmuþtur: "Allah Yahudi­lere lanet eylesin. (Bir rivayette: kahretsin.) (Çünkügöz kırpma on­lar peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.»[15]

11- Ebû Hureyre'nin rivayet ettiðine göre: Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve seliem) þöyle buyurdu: 'Allah'ým! Sen beni™ kabrimi Wr puta çevjrme [16] A)]ahsmn kab.rlenn, mescit haline getiren topluluða lanet eylesýn.[17]

12- Abdullah b. Mes'ud þöyle rivayet etti: "Ben Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in þöyle buyurduðunu duydum: 'En kötü insanlar, kýyamet koptuðunda hayatta olanlar ve kabirleri mescit haline getiren kimselerdir.'[18]

13- Ali b. Ebî Talib þunu anlattý: "Abbas (radýyallahu anhu) benimle karþýlaþýnca: 'Ali! Gel Peygamber (saUallahu aleyhi ve sellem)*e gidelim. Eðer bizimle ilgili bir þey var ise (onu öðreniriz); deðilse bizim vasýtamýzla insanlara tavsiye­de bulunur.' Peygamberin huzuruna girdik. Baygýn bir hal­deydi. Baþýný kaldýrýp, þöyle dedi: 'Allah Yahudilere lanet eylesin. Onlar peygamberlerin kabirlerini mescit haline getirdiler.' Bir rivayette de: 'Sonra bunu üçüncü defa tek­rarladý' ilavesi vardýr.

Biz onun bu halini görünce dýþarý çýktýk ve ona hiçbir þey sormadýk."[19]

14- Müminlerin annelerinden rivayet edildiðine göre: "Rasûlüllâh (sallaliahu aleyhi ve sellem)'in ashabý: [20]'Biz Rasûlüllâh (sallaliahu aleyhi ve sellem)'in kabrini nasýl yapalým? Onu mescit mi yapalým?' diye konuþtular. Ebû Bekir es-Siddîk dedi ki: Ben Rasûlüllâh (sallaliahu aleyhi ve sellem)'in þöyle buyurduðunu duydum: 'Allah Yahudilere ve Hristiyanlara lanet eylesin! Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.'[21]


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Yani Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem)'in kabri açýkta býrakýlýr ve onun etrafýnda bina yapýlmazdý. Maksat evinin dýþýnda defnedileceðidir. Fethu 'I-Bâri adlý eserde böyle denilmektedir.

Âiþe (radiyallahu anha)'nm bu sözü açýk bir þekilde Peygamber (saliallahu aleyhi ve sellem)1 in evinde defnedilmesinin sebebini ortaya koymaktadýr. Bu da ileride kabri üzerine mescit bina edilmesi muhtemel kimselerin önünde, yolu kapatmaktýr. Durum böyle olduðuna göre, Peygamber (sallallahtý aleyhi ve sellem)'in evinde defnedilmesi baþkasýnýn defni hususun­da delil kabul edilemez. Bunu, asýl kaideye muhalif olmasý desteklemek­tedir. Çünkü sünnet olan defnin kabristanda yapýlmasýdýr. Bundan dolayý Ýbn Urve, el-Kevâkibu'd-Derârî adlý eserinde (k. 88/1, tefsir, 548)'de þunlarý söylemektedir: "Müslümanlarýn kabristanýnda defnedilmek, Ebû Abdullah (Ýmam Ahmed'Ý kastediyor) tarafýndan evlerde defnedilmekten daha beðenilen bir husustur. Çünkü böylesi, onun mirasçýlarý olan hayat­ta kalan kimselere daha az zarar verir ve kabristan âhiret meskenlerine daha çok benzer. Buralarda defnedilmiþ olanlar için daha çok dua edilir,

rahmet okunur. Ashabý Kiram, Tabîin ve onlardan sonra gelenler hep þehir dýþýndaki alanlarda defnedilirlerdi.

Þayet Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) evinde defhedilmiþtir, onun iki sahabesi de onunla birlikte defhedilmiþtir denilecek olursa þöyle cevap veririz: Âiþe (radýyallahu anha) dedi ki: 'Böyle yapýlmasý Peygamberin kabrinin mescit edinilmemesi içindi.' Diðer taraftan Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabýný Bakî'de defnederdi. Onun yaptýðý uygulama baþkasýnýn uygulamasýndan daha önce gelir. Ayrýca onun ashabý bu hususta ona bir özellik tanýmayý öngörmüþler, diðer taraftan: 'Peygam­berler öldükleri yerde defnedilirler' dediði de rivayet edilmiþtir. Bu þekilde gidip gelenlerin çokluðuna karþý kabirleri korunmuþ ve böylelikle o baþkalarýndan ayýrt edilmiþ olur."

[2] Hadisi Buhârû III, 156, 198, VIII, 114; Müslim, II, 6?; Ebû Avâne, I, 399; Ahmed, VI, 80, 121, 255; es-Sirac, Müsned, III, 48> 2b'de Urve yoluyla Âiþe (radýyallahu anha)'dan; Ahmed, VI, 146, 252: Beðavî, Þerhu's-Sünne, I, 415, Said b. Müseyyeb'den, o Âiþe (radýyallahu «»•«O'dan rivayet etmiþtir. Hadisin senedi Buhârî ve Müslim'in þartlarýna £öre saný«týr.

[3] Ýbn Kesîr dedi ki: Bu hadis bu rivayet yoluyla munkatidir (kesiktir). Çünkü Gufra'nýn mevlâsý Ömer zayýf bir ravi olmakla birlikte, Ebû Bekir Sýddîk (radýyallahu anlýu)'nun günlerine eriþmemiþtir. Suyutî, el-Camiu'i-Kebir,

(III, 147/a-b)'de de böyle denilmektedir.

[4] Buhârî, II, 422; Müslim, Ebû Avâne, Ebû Dâvud, II, 71; Ahmed, II, 284, 366, 396, 453, 518; Ebû Ya'la, Müsned, 278/a; es-Sirâc, es-Sehmî, Tarihli Cürcan, 349; Ýbn Asâkir, 14/367/b'de Said b. Müseyyeb'den, o Ebû Hureyre'den yine Müslim, Yezid b. Asamm'dan, o Ebû Hureyre'den, ayrýca Abdurrezzâk, Musaýmef, 1/406/1589 birinci rivayet yoluyla, Ebû Hureyre'ye mevkuf olarak zikretmiþtir.

[5] en-Nihâye'de belirtildiði gibi desenli, ipek ya da yün kumaþ demektir. Ancak burada kasýt yündür. Çünkü ipek bilindiði gibi erkeklere haramdýr. Sünnete bir deðer vermeyenler arasýndan ipeði helâl kýlanlar, böyle demese bile, sünnette bu böylece sabittir.

[6] Buharý, I, 422, VI, 386,VIII, 116; Müslim, II, 67; Ebû Avâne, I, 399; Nesâî, I, f 15; Dârimî, I, 326; Ahmed. I, 218, VI, 34, 229. 275; fbn S'ad, Tabakât. II, 258; Abdurrezzâk, Musannef, I, 406/1588.

[7] Buhârî, I, 416, 422; Müslim, II, 66; Nesâî, I, 115; Ýbn Ebî Þeybe, Musannef, IV, 140; Ahmed, VI, 51; Ebû Avâne, Sahih, I, 400-401. Buradaki anlatým da ona aittir; Ýbn S'ad, Tabakât, 11, 240-241; es-Sirac, Müsned, 48, b; Ebû Ya:ta, Müsned, 220/b; Beyhakî, IV, 80; Beðavî, II,

415-416.

[8] Hafýz Ýbn Recep'in kastettiði siyakýnda anlaþýlacaðý üzere ruh taþýyan þeylerdir. Yoksa ruh taþýmayan aðaç, dað gibi manzaralarýn resimlerinin yapýlmasýna Rasûlüllâh (sallallaluý aleyhi ve sellem) izin vermiþtir. [Y. Evil

[9] Ben böyle bir þeyi kabul etmiyor ve reddediyorum, demektir. Halil, baþka her þeyden iliþkinin koparýlýp, sadece kendisine baðlanýlan kimse demektir. Bunun ihtiyaç demek olan hallerden türetildiði söylendiði gibi, sevginin kalbin her tarafýna nüfuz etmesi demek olan M/Zfe/'den türediði de söylenmiþtir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve seiiemi. ihtiyaç duyduðu ve her þeyden iliþkiyi kesip kendisine baðlandýðý kimsenin, Allah'tan baþ­kasý olmasýný kabul etmemektedir. (Nevevî, Müslim Þerhi)

[10] Müslim, II, 67-68; Ebû Avâne, 1, 401. Ýfadeler ona aittir; Taberânî, Kebir, 1/84/2; Ýbn S'ad kardeþlik ve halil edinmeyi sözkonusýý etmeden özet olarak, 11,240.

Yine Ýbn S'ad, II/241'de Ebû Umanýe yoluyla buna benzer bir rivayet nakleder. Ýbn Hacer Heysemî, ez-Zevâcir, I, 120'de dediði gibi, bunun ikinci bir benzeri de (þahidi, tanýðýgöz kırpma Taberânî'nÝn K'ab b. Malik'ten rivayetiyle beis olmayan bir senedle gelmiþtir.

[11] " Ýbn Ebî Þeybe, 2/83/b ve t/2/376. Senedi Müslim'in þartýna göre sa­hihtir.

[12] Tayâlisî, Müsned, II, 113; Ahmed. V, 214; Taberânî, Kebir, I, 22/a; Senedi itibariyle hasendir; Þevkânî, Neyin'I-Evtâr, II, I I4'te; senedi ceyyiddir, demiþtir. Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, (II, 27)'de ravileri sika kabul edilmiþ kimselerdir demiþtir.

[13] Ýki rivayet arasýndaki fark açýktýr. Birinci rivayet birtakým insanlarýn önceden böyle bir iþi yaptýklarýný anlatmaktadýr ki; bunlar Yahudiler ve Hristiyanlardir. Nitekim önceki hadislerde de geçtiði gibi. Diðer rivayet ise bu ümmetten onlarýn izledikleri yolu izleyenler kastedilmektedir. Bunu da 6, 7 ve 12 no'lu hadisler desteklemektedir.

[14] Ahmed, no. 1691, 1694; Tahâvî, Müþküul-Âsâr, IV, 13; Ebû Ya'la, 57/a; Ýbn Asâkir, 8/367/b sahih bir senedle; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, V, 325'de þunlarý söylemektedir: 'Ahmed bu hadisi birçok senedle (aslýnda iki senedle) rivayet etmiþtir. Bu senedlerin ikisi de muttasýl ve ravileri sikadýr. Ebû Ya'la da bu hadisi rivayet etmiþtir.7

Derim ki: Bu ifade açýkça tartýþýlabilir bir ifadedir. Çünkü iþaret ettiði üç rivayet yolu dönüp dolaþýp Ýbrahim b. Meymun'un Sad b. Semura'dan yaptýðý rivayet etrafýnda birleþmektedir. Ancak üçüncü rivayet yolunda kimi raviler bu ikisinin araþma Ýshak b. Sad b. Semura'yý yerleþtirmiþtir ki bu da Hafýz (Ýbn Hacer'in) et-Tûcý! adlý eserinde açýkladýðý gibi raviierden birisinin bir yamlmasýdýr. Ayrýca hadiste: 'Þunu biliniz ki Ýnsanlarýn en kötüleri...' Ýfadesi bulunmamaktadýr. Diðer taraftan hadisi Heysemî bir baþka yerde (II, 28) buna yakýn ifade­lerle zikretmiþ ve þöyle demiþtir: 'Hadisi Bezzâr rivayet etmiþ olup, ricali (senedindeki raviler) güvenilir ravilerdir.'

Ayrýca bu hadisin Ömer b. Abdulaziz'den rivayet edilen ve buna yakýn bir ifade ile merfýý olarak; fakat senedi mürsel bir þahidi daha bulun­maktadýr. Bunu Ýbn S'ad, (11,254'de) rivayet etmiþtir.

[15] Ahmed, V, 184, 186'da rivayet etmiþtir. Ukbe b. Abdurrahman dýþýnda bütün ravileri sika (güvenilir) kimselerdir. Ukbe ise Ýbn Ebî Mâ'mer diye bilinen zat olup et-Takrib'de belirttiði gibi meçhuldür. O bakýmdan Heysemî'nin II, 27'deki 'hadisi Taberânî, Kebir'de rivayet etmiþ olup, ricali (ravileri) müvessak (güvenilir olduðu söylenen) kimselerdir' sözüne Þevkânî gibi aldanmamak gerekir. Çünkü o (Neylu'I-Evtâr), II, 114'te: 'Senedi ceyyiddir' demektedir. Çünkü 'müvessakun: güvenilir olduklarý söylenenler1 ifadesi 'sika!: güvenilir kimseler' ifadesinden daha aþaðýdadýr. Çünkü bu ilim erbabýnýn kullandýklarý 'müvessak: güvenilir olduðu söylenen' ifadesi hadisin ravilerinden kimisinin sika kabul ediliþinin güçlü olmadýðýna iþarettir. Sanki Heysemî bununla burada sözü geçen Ukbe'nin sadece Ýbn Hibban tarafýndan sika kabul edildiðine iþaret etmek istemiþ gibidir. Ýbn Hibban'ýn sika kabul etmesi­ne ise güvenilmez. Doðrusunu en iyi bilen Allah'týr. Ýbn Hibban'ýn sika kabul etmesine güvenilmeyiþi ise, bu þerefli ilmi iyice bilen kimselerin hakkýnda þüphe etmedikleri bir husustur. Ben buna dair geniþ açýklama­larý Þeyh Abdullah Habeþî'nin et-Takîbu'l-Hasîs adýný taþýyan risalesine yazdýðým cevapta kaydetmiþ bulunuyorum. Bu cevap, et-Temeddunu'i-Ýslâmî'de peþ peþe birtakým makaleler halinde neþredildi. Daha sonra er-Reddu alâ't-Takîbi'Ý-Hasis adý altýnda müstakil bir kitapçýk olarak neþ­redildi. (Bkz. sy. 18-21)

Diðer taraftan bir kimsenin herhangi bir hadis ile ilgili olarak 'ricali sikadýrlar: güvenilir ravilerdir" demesi yahut ta 'bu hadisin ricali sahih hadisin ricalidir' demesi daha baþka yerlerde açýkladýðým üzere senedi sahihtir, anlamýna gelmez. Örnek olarak Silsüetu 'Ý-Ahadîsi 's-Sahiha, (II, sy. 5), ei-Mektebu'i-Ýslâmi baskýsýna bakabilirsiniz. Þu kadar var ki, buradaki bu hadis, daha önce geçen þahitleri dolayýsýyla sahihtir.

[16] Ýbn Abdjlberr dedi kî: 'Put (vesen) sanem demektir. Benini kabrimi kendisine doðru namaz kýlýnýp, secde edilen ve böylece ona ibadet olu­nan bir put haline getirme, demektir. Çünkü Yüce Allah bu iþi yapanlara Ýlen' derecede gazap eder. Rasûlüllâh (sallallahu alcylýi ve sellem) ise ashabý­nýn ve ümmetinin diðer kesimlerini kendilerinden önce peygamberlerinin kabirlerine doðru namaz kýlan, oralarý kýble ve mescit edinen diðer ümmetlerin yaptýklarý kötü iþten sakindýrmaktadýr. Nitekim putperestler kendilerine doðru secde ettikleri ve yücelttikleri putlarýna karþý böyle hareket ederlerdi. Ýþte bu en büyük þirktir. Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabýna bu iþin Allah'ý ne kadar gazaplandirdiðini haber vermek­te ve O'nun razý olmadýðý iþlerden bir Ýþ olduðunu bildirmektedir. Çünkü onlarýn da kendilerinden Önceki ümmetlerin yolunu izlemelerinden korkuyordu. O hem kitap ehline, hem de sair kâfirlere muhalefet etmeyi severdi. Ümmetinin ise onlara uyacaklarýndan korkardý. Onun ayýplamak ve azarlamak üslubuyla kutlandýðý þu ifadelerine dikkat edelim: 'Sizden öncekilerin yollarýný iki ayaðýn ardý arkasýna gitmesi gibi izleyeceksiniz. O kadar ki, onlardan bir kimse bir keler deliðine girecek olsa siz de ona girersiniz.' Ýbn Recep, Fethu %Bâru 65/90/b, el-Kevâkib'âen naklen.

[17] Ahmed, no. 7352; Ýbn S'ad, II, 241-242; Mufaddal Çenedi, Fedâilu't-Medine, 66/a; Ebû Ya'ia, Müsned 312/a; Humeydî, 1025; Ebû Nuaym, Hiîye, VI, 283 ve VII, 317 sahih birsenedle.

Bu hadisin mürsel bir tanýði daha vardýr. Bunu Abdurrezzâk, Musannef, 1/406/1587; îbn Ebî Þeybe, IV, 141 'de Zeyd b. Eslem'den rivayet etmiþ olup senedi kavidir (kuvvetlidir). Bir diðer tanýðýný Malik, Muvatta, I, I85'de; ondan da Ýbn S'ad, II. 240- 241'de Ata b. Yesar'dan (Peygambe­re) merfu olarak rivayet etmiþlerdir. Senedi sahihtir. Bezzâr, Ata'dan mevsul olarak Ebû Said Hudri'den diye rivayet etmiþ; Ýbn Abdilberr de hem mürsel, hem mevsul rivayetinin sahih olduðunu belirterek þöyle demiþtir: 'Bu hadis sika (güvenilir) raviJerin naklettikleri mürsel hadis­leri kabul edenlere göre sahihtir. Müsned olarak kabul edenlere göre de sahihtir. Çünkü Ömer b. Muhammed bu hadisi müsned olarak rivayet etmiþtir ki, bu da ziyadeleri (rivayetindeki fazlalýklarýgöz kırpma kabul edilen kimselerdendir.' Bkz. Suyutî, Tenviri/ 'I-Havalik. Ýbn Abdilberr'in burada sözü edilen Ömer hakkýnda söyledikleri tartýþýlýr. Çünkü Hafýz Ýbn Recep, Fethu 'l-Bârf de þunlarý söylemektedir: 'Bu yolla hadisi Bezzâr rivayet etmiþtir. Burada sözü edilen Ömer, Ömer b. Sahbân'dir. Bezzâr'm bazý nüshalarýnda nispeti zikredilerek gelmiþtir. O bakýmdan îbn Abdilberr onun Ömer b. Muhammed Ömerî olduðunu sanmýþtýr. Ancak görülen o ki, bu bir vehim (yanilma)dir. Buna yakýn bir rivayeti Ebû Seleme, Ebû Hureyre'den, 'fihi nazarun' (itibar olunmayan) bir isnad ile zikretmiþtir.'

[18] Ýbn Huzeyme, Sahih, I, 92/b; Ýbn Hibban, 340, 341; Ýbn Ebî Þeybe, Musannef, IV, 140 (Hind baskýsýgöz kırpma; Ahmed, no. 3844, 4143; Taberânî, Kebir, 3/77/a; Ebû Ya'la, Müsned, 257/a; Ebû Nuaym, Ahbaru Asbahan, I, 142 hasen bir sened Ýle; yine Ahmed, no. 4342 kendisinden öncekin­den ayrý bir sened ile rivayet etmiþ olup, bir önceki senedin þahitliði ile hasendir. Hadis bu iki sened ile sahih olmaktadýr. Þeyhu'l-Ýslâný Ýbn Teymiyye, Minhacu's-Sünne, 1311; el-Ýktidû, sy. 158'de: 'Senedi ceyyiddir' demiþtir. Heysemî, II, 27'de: 'Hadisi Taberânî, Kebirde rivayet etmiþ olup, senedi hasendir' demektedir.

Heysemî'nin hadisi sadece Taberânî'ye atfetmek ile yetinmesi ise açýk bir kusurdur. Halbuki bu hadis Müsned&e az önce iþaret ettiðimiz üzere üç ayrý yerde bulunmaktadýr. Hadisin ilk bölümünü de Buhârî, Sahih, I3/I5'de muallak olarak rivayet etmiþtir.

[19] Ýbn S'ad, IV, 28; Ýbn Asâkir, 12/172/b'de iki ayrý yolla, Osman b. Yeman'dan Ebû Bekir b. Ebî Avn'ýn bize haber verdiðine göre o Abdul­lah b. îsâ b. Abdurrahman b. Ebî Leyla'nýn babasýndan... o dedesinden yahut ta: Babasýndan ya da dedesinden þöyle dediðini rivayet etmiþtir: Ali b. Ebî Talib'i þöyle derken dinledim:

Derim kî: Bu hasen bir seneddir. Þu kadar var ki burada sözü geçen Ebü Bekir'in kini olduðunu bilmiyorum. Dulabî ile Ebû Ahmed Hâkim, el-Kýtnâ adlý eserinde onu zikretme m iþlerdir.

[20] el-Câmiu'I-Kebir, 3/147/a'da belirtildiði gibi bunu Ýbn Zencevevh, Fedâilu 's-Siddtk^da rivayet etmiþtir.

[21] Muhammed Nasiruddin Albani, Ýslam’da Kabirciliðin Sakýncalarý, Hadis Yayýnlarý: 15-26.
Gönderen: 05.10.2006 - 00:30
Bu Mesaji Bildir   ibn teymiyye üyenin diger mesajlarini ara ibn teymiyye üyenin Profiline bak ibn teymiyye üyeye özel mesaj gönder ibn teymiyye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
buharii su an offline buharii  
47 Mesaj -
rabbým sen lanet et kabýrlerý mescýd dýpde ýbadet hane halýne getýrenlere
Gönderen: 25.12.2006 - 22:08
Bu Mesaji Bildir   buharii üyenin diger mesajlarini ara buharii üyenin Profiline bak buharii üyeye özel mesaj gönder buharii üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1395 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68274 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.