0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Aşık olan VARMI...

önceki konu   diğer konu
9 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
erdal58 su an offline erdal58  
Aşık olan VARMI...
134 Mesaj -
Arkadaþlar bana burda aþkýn izahýný yapacak olan varmý.Faniye olan aþkýn ehemnýyetýný bilen veya Allah'dan ve onun peygamberýnden Baþka hiç birþeye aþýk olunamýyacaðýný savunanlar varmý aranýzda?Evet aþýk olan genç ve yaþlýlar sizlerden rica ediyorum bana aþkýn ne anlama geldiðini ve aþkýn neleri sevdiðini nelerden hoþlanmadýðýný söylermisiniz...
Gönderen: 10.01.2007 - 19:24
Bu Mesaji Bildir   erdal58 üyenin diger mesajlarini ara erdal58 üyenin Profiline bak erdal58 üyeye özel mesaj gönder erdal58 üyeyi arkadas listeme ekle erdal58 üyeyi ICQ listeme ekle Yukari
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  
1023 Mesaj -
Es Selamu aleykum erdal58 abi,

Kardeslerim, biraz uzun bir yazi , ama GERCEK ASKI oyle guzel anlatiyorki, okumaya deger...

Mevlana'dan...

GERCEK ASK!!!



Her türlü kemale erisi askta gören Mevlana'nin bütün eserleri aska dairdir.
Zira ask hayatin aslidir, özüdür.
Kainatin yaratilis sebebi asktir. "Sen olmasaydin bu gökleri yaratmazdim". Kudsi hadisiyle ; varlik alemlerinin yaratilmasindaki yegane maksadin, Cenab-i Hakkin Hazreti Peygambere duydugu sevgi oldugu belirtilir. Mademki varligin mayasi asktir, askin en ileri noktasi olan Allah aski ve muhabbeti her seyin üzerinde degere sahiptir. Mevlana bu düsünceden hareketle , binlerce beyitte ilahi aski söylemistir. Onun aska dair düsüncelerini dört grupta toplamak mümkündür. Akil ve ask mukayesesi, askin üstünlügü ve degeri, fanilere duyulan askin geçersizligi, asktan nasibi olmayanlarin zavalliligi ...


Mana Padisahi Mevlana'ya göre akil ve ilim, gayb aleminin gerçeklerini kavramada yetersizdir. Bunlar insani bir noktaya kadar götürür, ancak hedefe ulastiramaz. Fakat insan asktan kanatlara sahipse , ilim ve askin hayal edemeyecegi kadar yücelir. Tipki miraç gecesi oldugu gibi. O kutlu gecede Hazreti Peygamber ve Cebrail gök katlarinda yükselirken , Sidre-i Müntehaya gelince ; Cebrail "Bir parmak ucu daha ilerlersem , yanarim." diyerek kalmis, Hazret-i Peygamber ise Sidre'yi geçerek Cenab- Hakka yakinligin son derecesine ulasmistir. Sidre-i Münteha denen yer ; gerek melek gerekse peygamber, bütün varliklarin ulasabildigi son noktadir. Bir baska deyisle emr-i Ilahiden baska her seyin son buldugu yerdir. Mutasavviflar buradan hareketle , Cebrail'i beser idrakin , ilim ve aklin sembolü , Hazreti Peygamber'i ise gönül ve askin timsali olarak görürler.

Hazret-i Mevlana bu hususa isaret eder :

"Gerçi baslangiçta akil muallimdi. Sonra akil üstatken ona talebe olur.
Akil, Cebrail gibi ; ' Bir adim daha gitsem; bu kol, kanat yanar.
Sen bana bakma , yürü, geç ! Benim için daha ileri yer yok.' der. (Mesnevi,I/ 1112-14)


Bu yüzden Mevlana ; aski, her sufinin yasamasi gerekli bir hal olarak görür. Ona göre ancak askla sevgiliye, Hakk'a baglanan gönül muteberdir. (Mesnevi,I / 1853). Cebrail gibi, akil ile insan Allah'a ulasamaz; yari yolda kalir. Insanla , Allah arasi bir deniz mesafesi ise ; akil bu denizde bir yüzücü, ask ise bir gemidir. Yüzmek güzeldir ama uzun bir yolculuk için yeterli degildir. Insan yüzerken yorulabilir, bogulabilir. Ama gemiye binen hedefine ulasir. (Mesnevi IV/ 1423-27)

Diger taraftan yalnizca görünen zahiri ibadetle de Cenab-i Hakka ulasmak yorucu bir istir. Binde bir kisiye nasip olur. Nitekim ; "Kiyamette namazlari, oruçlari, sadakalari getirip teraziye koyarlar. Fakat sevgiyi getirdikleri zaman , bu Ilahi ask teraziye sigmaz. Bu yüzden asil olan asktir. (Fihi Mafih, 325-326)

Bu askin mahiyeti ise sözle anlatilmaz, satirlara sigmaz . Ancak tadanlar bilir:

Birisi sordu : " Asiklik nedir ? "Dedim ki : " Benim gibi olursan bilirsin ! "aglaMecalis-i Sab'a, 82)
Yüce Sultanin "Ben ol da bil!" sözü Cenab-i Hakka ulasma yolundaki , "bilmek, bulmak, olmak merhalelerinin son derecesinin ask ile gerçeklestigini ifade eder. Ilim ve akil ise sadece bilmeyi saglar. Yine Mesnevide :

"Ask ; her ne sekilde açiklasam da, anlatsam da onu tarifte insan dilsiz kalir.
Kalem, gerçi her seyi yazar ama , aska gelince basi döner.
Akil, aski anlatmada çamura batmis esek gibidir. Aski ve aikligi yine ask izah eder.
Günese delil, yine günes;tir. Sana delil lazimsa, günesten yüzünü çevirme." (Mesnevi, I/ 117-121) beyitleriyle askin tarife sigmadigi söylenilirken , aklin acizligi bir kere daha dile getirilir.


Ask yüzünden elbisesi yirtilanin , hirstan ve ayistan temizlendigini, askin bütün hastaliklarin hekimi, kibir ve azametin ilaci oldugunu, topraktan yaratilan bedenin askla yüceldigini (Mesnevi, I/22-25) söyleyen Mevlana; insanlarin hirs, tamah, kibir, kiskançlik ve kin gibi kötü huylardan ancak Ilahi ask ile arindigini belirtmek ister. Toplumda Ilahi sevgi ile manevi alemi taniyanlar çogunlukta olursa aksakliklar düzelir, huzur hakim olur. Diger yandan insanin dünyadaki geçimi için bir sanat ögrendigi gibi , ahireti kazanmak için de bir sanat ögrenmesi , bu din sanatinin , kazancinin da ask oldugu ögütlenir. (Mesnevi, II/2618-27)

Mevlana ;
"Anam ask, babam ask,
Peygamberim ask, Allahim ask,
Ben bir ask çocuguyum,
Bu aleme aski ve sevgiyi söylemeye geldim."


sözleriyle askin dört hak mezhebin özü oldugunu belirtir. Buradan anlasilan sudur ki , yalnizca dinin kurallarina uymakla yetinenler, dinin özünü tanimayip , kabukta kalanlardir. Asil olan insanin ibadetlerine Allah askini katmasi, tam bir ihlas ve samimiyetle kulluk etmesidir.

Hazret-i Mevlana, Allah askinin disindaki sevgilere ask denemez ;

"Ask , renge ve kokuya bagli olursa, o ask degildir, kisiye bir utançtir." (Mesnevi,I/224)

"Faniye olan ask ebedi degildir. Çünkü insan bu düzenin hükmüne , ebedilige müsait degildir.


Her an gönüle feyizler veren , goncadan daha taze olan , gözün ve ruhun safasi olan Ilahi ask bakidir.

Daima diri ve ebedi olana asik ol, Sirrini o nura kavustur.

Onun askini iste, Çünkü bütün peygamberler, veliler bu aski , iksirin ta kendisi bildiler.


"Bu aska bende kabiliyet yok" deme. Kerem sahibinin ihsan etmedigi bir nesne yoktur. (Mesnevi I /226-230)

"Külle asik olanlar , cüz' e itibar etmez. Cüz' e meyleden , küllün isteyicisi degildir" (Mesnevi,I/ 2903) beytiyle Mevlana , Allah asiklarinin Cenab-i Hak disinda , baska hiçbir seye deger vermedigini, sevgisini fani unsurlara yöneltenin ise Allah askindan yoksun oldugunu belirtir. Ancak bazen istisnai durumlar olabilir. Insan faniye duydugu askta kararli, vefali ve sadik ise , bu mecazi ask onu gerçek sevgiye, ilahi aska götürebilir :

"Vehme, hevese asik olan sadiksa ; bu mecaz onu hakikate götürür." (Mesnevi , I /2861)

Mecnun, Leyla'nin askiyla yola çikmis, neticede Mevla'nin askina ulasmistir.
Ama insanin ne mecazi, ne hakiki asktan nasibi yoksa Hazret-i Mevlana , bunlara sert bir dille çatar:

"Mademki asik olmuyorsun, git yün ör, iplik egir.
Yüz isin var, yüz renge boyanmissin , yüz rengin var, yüz alacan...
Mademki kafatasinda ask sarabi yok,
Var, geliri bol kisilerin mutfaginda kase yala..." (Rubailer,126)

"Her kim ask ile yanip tutusmamissa; o, uçmayan, kanatsiz kus gibidir." (Mesnevi,I/31)

Yaradilisin özünü ve insanin fani benliginden yükselisini askta bulan Mevlana; asksiz geçen ömrü, ömür saymaz:


"Baht sana yar olur, yaver kesilirse;
Ask, seninle ise güce girisir.
Asksiz ömrü hesaba sayma;
O sayidan disarda kalacaktir çünkü..."
(Mecali-i Saba 43)



Selam ve dua ile...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son HuRi tarafından, 10.01.2007 - 21:36 tarihinde.
Gönderen: 10.01.2007 - 21:33
Bu Mesaji Bildir   ZeBaNi üyenin diger mesajlarini ara ZeBaNi üyenin Profiline bak ZeBaNi üyeye özel mesaj gönder ZeBaNi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kalp süvarisi su an offline kalp süvarisi  
124 Mesaj -
aþk degigin üç dört kelimelere sýgmaz aþký mevlanaya yunus emreye sormak lazým sonlarýn eserlerin de var aþk nedir diye

sen diger günü birlik iliþkilere diyorsan ona aþk denmez...

arkadaþ güzel örnek vermiþ... mevlanadan.
Gönderen: 10.01.2007 - 21:47
Bu Mesaji Bildir   kalp süvarisi üyenin diger mesajlarini ara kalp süvarisi üyenin Profiline bak kalp süvarisi üyeye özel mesaj gönder kalp süvarisi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
hanzade3 su an offline hanzade3  
975 Mesaj -
Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Beraketuhu ve Magfiretuhu..

Celâdet ve adaletin timsâli Yavuz Sultan Selim (rahmetullahi aleyh), Mýsýr
Seferinden sonra fethettiði beldede adâlet ve otoriteyi tesis için, bir
süre kalmak ister. Bunun için hazýrlýklar yapýlýr ve padiþahýn otað-ý
hümâyunu kurulur. Sultanýn çadýrýný temizlemekle vazifeli kadýnlardan biri,
akþamlarý çadýra dönen Yavuz'u o gün ilk defa yakýndan görür ve o andan
sonra onun sevgisiyle yanmaya baþlar. Zamanla bu sevgi, bir sevdâ olur
Mýsýrlý kadýnýn yüreðinde. O, düþtüðü derdin çaresizliðini bilir; fakat
bununla birlikte çâre aramaktan geri durmaz.
Bir cuma günü Koca Yavuz çadýrdan çýktýktan sonra bir tanýdýðýna yazdýrdýðý
kâðýdý, sultanýn yastýðýnýn yanýna iliþtiriverir. Kâðýtta; Derdi olan
neylesin? yazmaktadýr. Sultan, gece istirahatýna çekildiðinde yastýðýnýn
yanýnda bulduðu kâðýtta yazýlý bu ümitsiz cümleye, bir karþýlýk yazýp
yastýðýnýn altýna býrakýr. Kadýncaðýz sabah, Acaba sultan cevap yazdý mý?
heyecanýyla -belki de biraz ümitle- yastýðýn altýna bakar ve kâðýdýnýn
arkasýna bir þeyler yazýlmýþ olduðunu görür. Sýrdaþýna okuttuðu bu notta,
Derdi olan söylesin! yazmaktadýr. Kadýncaðýz en azýndan derdini
anlatabileceði düþüncesiyle biraz da olsa sevinir, ümitlenir bu cümleyle.
Fakat padiþahýn celâdeti onu korkutmaktadýr. Þîrlerin pençe-i kahrýnda
lerzân olduðu Koca Yavuz'a böyle bir þey söylemek kolay mýdýr?!.. Bu defa
kadýn, Korkuyorsa neylesin?yazýlý bir kâðýt býrakýr sultanýn yastýðýnýn
altýna ve ertesi günü sabýrsýzlýkla bekler. Ertesi sabah yine yastýðýn
altýna heyecanla bakar; sultanýn kaleminden çýkan, Hiç korkmasýn,
söylesin! yazýsýný görünce kadýnýn ümidi biraz daha artmýþtýr. Hiç olmazsa
kendini yakýp kavuran derdini söyleyecek, kabul görmese de, derdinden bir
nebze olsun kurtulacaktýr. Kadýncaðýz bütün cesaretini toplayýp akþam
sultanýn gelme vaktinde çadýrýn giriþinde bekler. Birazdan Koca Yavuz, bütün
haþmetiyle görünür; hâlinden, duruþundan kadýnýn kendisine bir þeyler
söylemek istediðini fark eder: Söyle! der kadýna. Edeble el-pençe duran
kadýn titremeye baþlar ve dizlerinin baðý çözülür. Padiþah gür sesiyle
ikinci defa Söyle! deyince, kadýn, heyecanýndan sadece; Efendim! der ve
gerisini getiremez; Koca Sultan'ýn celâdetinden duyduðu heyecanla yere
yýðýlýr ve ruhunu oracýkta Rabb'ine teslim eder. Herkesi bir telâþ ve
heyecan sarsa da, gözler Koca Yavuz'dadýr. Meseleyi günlerdir hisseden
Yavuz'un bu tablo karþýsýnda yüreði yanar, gözleri dolar ve þöyle der:
Hakîkî âþýk odur ki, sevdiði uðruna kalbi dursun!


Radyodan dinlediðim bu hikâyedeki hakîkî âþýk sözü beni baþka bir mecrâya
yöneltmiþti. Kýssalarda fasýl deðil, asýldýr önemli olan. Ve bu hikâye de
hikâye olsun diye deðil, aslý anlatmak için okunmuþtu. Beni yoktan var eden
ve nimetleriyle perverde eden Kâinatýn Sultanýna karþý ne kadar lâkayd bir
ömür sürmekteydim. Beni insan olma, idrâk ve iman etme þerefine erdiren, her varlýkta merhameti güneþ gibi ayân olan Vedûd, Rahmân ve Kerîm olan Zâta karþý içimde (hikâyedeki kadýnýn mecâzî aþkýndaki derinlik kadar bile) ciddi bir muhabbet ve saygý hâsýl olmamýþtý doðrusu. Ýlâhî aþk benim gibiler için zaten çok uzak bir mevzuydu; fakat âlemi rahmetiyle kuþatan mûhit bir Kudretin varlýðýný hissedip Ona inandýðým hâlde, yine de ömrümün gafletle geçmesiydi bana ýzdýrap veren.

Yok mudur kuzum sende meçhule karþý bir saygý,

Dipsiz göklerden ürperiþ, ötelerden bir kaygý!

Necip Fazýl

diyen þairin anlattýðý bu milyarlarca ýþýk yýlý ötesi mesafelerde,
milyarlarca yýldýz kümesini evirip çeviren ve kullarýna þah damarýndan da
yakýn olan Mevlâ'ya, Onun sonsuz merhametine karþý ne kadar lâkayd bir
hayatýn içindeydim. Yýllar önce çalýþtýðým okulun müdürü Fazlý Bey'in bir
vesileyle okuduðu ibretlik mýsralar geldi aklýma. Bir ârif zât, biraz hava
almak için dolaþýrken, yolda ihtiyar bir zâta rast gelir. Selâm verdikten
sonra merhametle baktýðý yaþlý adama irticalen þu dörtlüðü okur:

Merhaba baba, dayý!

Býyýðý kabadayý

Bunca yýl yaþ yaþadýn

Ne doldurdun kab'a dayý?

Kab'a ne doldurmuþtum? Ömür sermayesi tükenmeye doðru yol alýrken, hâlâ
Yazda yiyim, kýþta giyim derdine sarf olunup buldu ömür intihâ, çizgisinin dýþýna çýkamamýþtým. Ýnsan olmak gerçekten ne zormuþ! Bir an hüzünlü gurbette yaþayan merhamet insanýnýn:
Sizi harekete geçirmeyen imanýn, sizi sýrattan geçirmesine imkân yoktur...
cümlesi yankýlandý beynimde. Bizi Sultanlar Sultanýna ulaþtýracak,
gecelerimizi aydýnlatacak namaz için, gafletten uyanmak için, kab'a bir
þeyler doldurmak için; aþk, þevk ve dert lâzýmdý.

Aþk aðlatýr, dert söyletir.demiþ atalarýmýz. Aþk ve dert yoksa neye
aðlayacak, neyi söyleyeceðiz?!.. Dertlerimiz; daha iyi hayat þartlarý,
benliðin susmayan feryatlarý ve maîþet olunca, kasrýna Rahmân'ýn nüzul
eylediði secde gecelerine, gözyaþý gecelerine de uzak kalýyorduk.

Tam otuz yýl saatim iþlemiþ ben durmuþum

Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuþum.

Necip Fâzýl

mýsralarýnýn müþahhaslaþtýrdýðý bir hayatýn temsilcisi olmaktan çok
üzülüyorum. Zaman göz açýp-kapama çabukluðunda hýzla geçerken, ben insan
olmanýn gerektirdiði birçok þeyi yerine getirmeden yalan dünyada oyalanýp
durmaktayým. Dilimde, Niyazi-i Mýsrî'nin Bir ticaret yapamadým, nakd-i ömür oldu hebâ ve Sultan Üçüncü Murad'ýn Uyan ey gözlerim gafletten uyan. mýsralarý olduðu hâlde, neden sözüyle özü bir olanlardan deðilim?!..

Bu düþünceler içinde iþ yerine ulaþtýðýmda yine Yavuz Sultan Selim (ra)
geldi aklýma. Bu hikâyeyle ona olan muhabbet ve hürmetim biraz daha
artmýþtý. Yavuz'un kýssasý, hayatýn gâyesini hatýrlatýyordu bana sürekli.
Elim masada duran Çileye gayr-i ihtiyari uzandý; rastgele açtým, sayfa
yirmi dörtteki mýsralarý okudum:

Her þey, her þey þu tek müjdede

Yoktur ölüm, Allah diyene!

Caným kurban, baþý secdede,

Ýki büklüm, Allah (cc) diyene!

Necip Fazýl..

Selam ve Dua ile..


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son hanzade3 tarafından, 10.01.2007 - 21:59 tarihinde.
Gönderen: 10.01.2007 - 21:52
Bu Mesaji Bildir   hanzade3 üyenin diger mesajlarini ara hanzade3 üyenin Profiline bak hanzade3 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
dilaratuba su an offline dilaratuba  
:
934 Mesaj -
Hurigül
hanzade3gül Çok teþekkürler çok güzel eklemeler yapmýþsýnýz.Bu konuyu açtýðým için erdal58 sana da teþekkürler ben de bir ekleme yapmak istiyorum.


Züleyh nýn, Hz Yusuf a (AS) olan aþký

Züleyha Hz Yusuf a AS olan aþký uðruna güzelliðinive servetini bu yolda vermiþ, yetmiþ deve yükü mücevher ve gerdanlýðý bu yolda harcamýþ.Bu gün Yusuf u (AS) gördüm diyen herkese eline geçeni zengin edecek bir mücevher vere vere elinde bir þey kalmamýþ. Aþkýndan dolayý karþýlaþtýðý herþeyi Yusuf diye çaðýrýr olmuþ. O kadar ki baþýný göðe kaldýrdýðý zaman Hz Yusuf AS adýný yýldýzlarýn üzerinde yazýlý görürmüþ.Daha sonra Züleyha iman edip Hz Yusuf AS onunla evlendikten sonra eski aþýðý ve yeni kocasýndan ayrý yaþamaya yönelerek kendini ibadete vermiþ varlýðýný tamamen ALLAH a C.C. adamýþ.

Hz Ýsa AS birgün bahçe sulayan bir delikanlý ile karþýlaþtý, delikanlý Hz Ýsa ya AS Rabbinin sevgisinin zerre aðýrlýðýndaki bir kýsmýný bana baðýþlamasýný dile der. Hz Ýsa AS sen zerre kadarýna dayanamazsýn diye karþýlýk verir. Delikanlý O halde zerre kadarýnýn yarýsýný versin der. Bunun üzerine Ýsa AS Ya Rabbi bu gence sevginin zerre kadarýnýn yarýsýný baðýþla diye dua eder ve yoluna devam eder. Bir müddet sonra Hz Ýsa nýn AS yolu yine oraya düþer, delikanlýyý sorar. Delirdi daðlara çýktý derler. Hz Ýsa AS delikanlýyý kendisine göstermesi için ALLAH a dua eder. O sýrada delikanlýyý daðlar arasýnda görür, onu gözlerini gökyüzüne dikmiþ ve bir kaya üzerinde dimdik ayakta dururken bulur.Hz Ýsa AS delikanlýya selam verir, selamýný almaz Ben Ýsayým AS diye kendisini tanýtarak delikanlýnýn ilgisini çekmeye çalýþýrken Yüce ALLAH tan C.C. kendisine þu vahy gelir Kalbinde Benim sevgimin yarým zerresini taþýyan kimse insanoðlunun sözünü duyar mý? Ýzzet ve Celâlim Hakký için sen onu testere ile ikiye biçsen, onun acýsýný bile duymaz.

Adamýn biri Efendimiz e SAV Ben seni seviyorum dedi. Efendimiz SAV Yoksulluða hazýr ol buyurdu. ALLAH ý da çok seviyorum deyince O halde belayada hazýr ol buyurdu. Tirmizi (Baþka bir rivayette: Beni sevene fakirlik, hedefine koþan selden daha süratli gelir buyurmuþtur.)

ALLAH u Teâlâ Musa AS a þöyle vahyetti Bir kulumu sevdiðim vakit ona, sadakatini görmek için daðlarýn bile dayanamayacaðý belalar veririm. Þayet sabrederse onu Kendime veli ve dost edinirim. Þayet acziyet gösterir, feryad ederse onu periþan ederim buyurmuþtur.

Zatýn birisi der ki: Sevdiðim herþeyi ALLAH C.C. sevdiði için sevdim, hatta ateþi sevseydi, oraya da girmeyi severdim.

Cüneyd sordu: Seven kimse belanýn acýsýný duyar mý? Seriyyüs Sakati dedi ki Hayýr. Cüneyd Kýlýç darbesi yesede mi?Sakati Evet yetmiþ kýlýç yarasý alsa da acýsýný duymaz dedi.

Biþr RA diyor ki:Gençliðimde Abadan a gitmiþtim. Cüzzamlý deli ve kör bir adam ile karþýlardým.Sarasý tutmuþ, karýncalar vücuduna üþüþmüþ etini yiyorlardý. Baþýmý kaldýrýp kucaðýma aldým, ayýldýðý vakitBenimle Rabbim arasýna giren bu adam kimdir? Rabbim beni parça parça yapsa, benim Ona ancak sevgim artar. Dedi.

ALLAH u Teâlâ, Peygamberlerden birine: Ben dostluðum için Beni zikirden yorulmayan, Benden baþka gayesi olmayan ve Benim üzerime baþka hiçbirþeyi tercih etmeyen, ateþte yansa bile ondan acý duymayan, neþterlerle parça parça edilse de acýsýný hissetmeyen kimseleri seçerim. Buyurdu.

Muhabbet þarabýný bardak bardak içtim, ne þarab tükendi ve nede ben kandým. Þibli RA

ALLAH u Teâlâ C.C., Ýsa AS a:Ben kulumun sýrrýnda dünya ve Ahiret sevgisinden bir þey bulmadýðým vakit, onu Benim sevgimle doldurur ve Kendi himayem altýna alýrým. Buyurdu.

ALLAH u Teâlâ C.C., Musa AS a Bern isimli siyah bir köle için:Bern, Benim için çok sevimli bir kuldur, ancak bir kusuru vardýr buyurdu. Musa AS Kusuru nedir, Ya Rabbi diye sorunca, ALLAH u Teâlâ C.C. Seher rüzgarý onun hoþuna gider ve ondan zevk alarak onunla huzur bulur. Halbuki Beni seven, baþka hiçbirþey ile huzur ve sükûn bulamaz. buyurmuþtur.
Mevla C.C. uzun ve edebiyat yüklü dualara deðil kalbi yanýk, aþka uðramýþ, iki kelimeyi bir araya getiremeyen aþýklarýn semayý inleten Ya Rabbi duasýna daha fazla itibar eder.

Her büyük sevginin ve sevgilinin bile üç paraya satýldýðý bu günde, siz parayla asla satýn alýnamayan ve daim olan sevgiyi arayýn. O sevgi ki onu bulanlar ebediyen kaybolmayan sevgiye ve aþka kavuþtular. Onu uzakta aramayýn, gönlünüze/kalbinize bakýn göreceksiniz ki o sevgi : ALLAH C.C. ve Râsulünün SAV sevgisidir

Posted in Gercek Ask.. | 1 Comment

[/quote]


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son dilaratuba tarafından, 11.01.2007 - 11:13 tarihinde.
Gönderen: 11.01.2007 - 10:50
Bu Mesaji Bildir   dilaratuba üyenin diger mesajlarini ara dilaratuba üyenin Profiline bak dilaratuba üyeye özel mesaj gönder dilaratuba üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  
555 Mesaj -

1) Hiss-i hayvanî : Erkeðin diþiye duyduðu câzibe..

2) Aþk-ý mecâzi : Hakiki aþkýn gölgeliðine bile namzet olamayan sevgidir. Fakat tasavvuf ve ahiâk-ý Muhammedî'de özel bir yeri var. Aþk-ý mecazinin en asîli : Erkeðin diþiye, diþinin erkeðe -maddeyi yýkabilen her an zaruret edasý taþýyan- sevgisidir. Aþk-ý mecazî (kadýn ve erkek dýþýnda) eþya ve mefhum üzerinde de doðabilir ve yaþar (para, hayvan, ilim sevgisi vs.)...

isterseniz bir aþk hikayesinide ben aktarýyým

"Sevgi" canli varligin, haz veren bir nesneye karsi meyil duymasidir. Söz konusu meylin pekisip güçlenmesi haline «ask» denir.
Ask duygusu, askin sevgilisine kul olmasi ve sahip oldugu her seyi ugrunda feda etmesine yol açacagi bir dereceye varabilir.

Züteyha'nin Hz. Yusuf'a (A.S.) karsi duydugu askin ne dereceye vardigina bir baksana, Kadinin bütün servet ve güzelligi bu ugurda gitmis. Yetmis deve yükü mücevher ve gerdanliginin var oldugu söylenir, hepsini Hz. Yusuf'un (A.S.) aski ugruna harcamis. «Bu gün Hz. Yusuf'u gördüm» diyen herkese eline geceni zengin edecek degerde bir mücevher vere vere elinde hiç bir sey kalmamis.

Asiri askindan dolayi diger her sey aklindan çiktigi için karsilastigi her seyi «Yusuf» diye çagirir olmus, o kadar ki, basini göge kaldirdigi zaman Hz. Yusuf'un (A.S.) adini yildizlarin üzerinde yazili görürmüs.


Rivayete göre Züleyha iman edip Hz. Yusuf (A.S.) onunla evlendikten sonra eski asigi ve yeni kocasindan ayri yasamaya yönelerek kendisini ibadete vermis, varligini tamamen Allah (C.C)'a adamis. Hz. Yusuf (A.S.) kendisini gündüz yataga cagirsa «aksama» diye savar, aksam çagirinca da «yarina» diye ertelermis.

Nihayet bir gün Hz. Yusuf'a (A.S.) demis ki: «ben sana Allah (C.C)'i tanimadan önce asik olmustum, fakat O'nu taniyinca kendisine karsi duydugum muhabbet, diger her seyin sevgisini gönlümden giderdi. O'nun sevgisine bedel istemiyorum.»

Hz. Yusuf (A.S.) Züleyna'nin bu sözlerine söyle karsilik verdi: «seninle birlesmemi emreden ulu Allah (C.C)'dir. Senden iki çocugumuz olacagini ve bunlari Peygamber olarak görevlendirecegini bana bildirdi.»
Bunun üzerine Züheyia: «Allah (C.C) sana böyle emrettigine ve beni de böyîe bir neticeye vesile oLarak seçtigine göre Allah (C.C)'in emri baþým üzerine-» demis. Sundan sonra ancak kendini Hz. Yusuf'a (A.S.) teslim et¬mistir.



«Leylâ ile Mecnun'un Ask hikâyesini herkes duymustur» Mecnuna adin nedir diye sorarlar. «Leylâ» diye cevap verir. Bir gün yine Mecnuna "Leylâ ölmedi mi" derler. «Hayir, Leylâ kalbimde yasiyor ölmedi, Leylâ benim» diye karsilik verir.

Yine bir gün Mecnun, Leylâ'nin evi önüne gider ve gözlerini gökyüzüne diker. Ona «ey Mecnun, gök yüzüne degil, Leylâ'nin odasinin duvarina bak, belki onu görürsün» derier. O böyle diyenlere «gölgesi Leylâ'nin evine düsen yildiz bana yeter» diye cevap verir.


Anlatildigina göre Hallac-i Mansur'u (rehimehullahu) seksen gün hepsetmistler. imam-i Sibli (rehimehullahu) bir gün ziyaretine gitmis ve «ey Mensur. Muhabbet nedir» diye sormus. Mansur «bu soruyu bana bugün degil, yarin sor» demis. Ertesi gün olunca Mansur'u zindandan cikarirlar, ve üzerinde boynunu vurmak üzere yere yaygi yayarlar, bu sirada imam-i Sibli çika gelerek karsisinda dikilir. Bu anda Mensur ona seslenir, «ey Sibli! Sevginin basi yangin, sonu ise ölümdür.

Hallac-i Mcnsur'un nazarinda Allah (C.C)'dan baska her seyin batil olduguna kesin kanaat gelince ve yalniz Allah (C.C)'in hak oldugunu bilince, hak isminin onun kendi adi oldugunu unutmus ve sen kimsin sorusuna muhatap olunca «ben hakkim» diye cevap vermistir.

Anlatildigina göre sahici muhabbet, su üc davranista belli olur:

1 Asik, sevdiginin sözünü digerlerinin sözlerine tercih eder.

2 Asik, sevgilisi ile oturup kalkmayi baskalari ile birareda olmaya tercih eder.

3 Yine asik. sevgilisinin rizasini kazanmayi, baskalarinin hosnutlugunu elde etmeye tercih eder. (El Münteha - Nam Kitapta da böyledir.)


Söylendigine göre «ask» perdeyi yirtmak ve sirlari kesfetmektir. «Vecd» hali ise zikrin lezzetine varildigi anda ruhun, arzunun taskinligina katlanamamasidir. Öyle ki, bu haîi yasayan kimsenin ezalarindan biri kesilse hic bir sey duymaz.



Es selamü aleyküm




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son (YiTiK_SevDaM) tarafından, 11.01.2007 - 12:16 tarihinde.
Gönderen: 11.01.2007 - 12:14
Bu Mesaji Bildir   .:Yakup023:. üyenin diger mesajlarini ara .:Yakup023:. üyenin Profiline bak .:Yakup023:. üyeye özel mesaj gönder .:Yakup023:. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
hanzade3 su an offline hanzade3  
975 Mesaj -
Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Beraketuhu ve Magfiretuhu..

Ebu Türab at-Nahbasî (rehimehullahu) Allah (C.C) sevgisinin alâmetleri hakkinda su beyitleri söylemistir:

«Sakin aldanma! Sevenin alâmetleri vardir.
Onun üzerinde sevgili tarafindan armagan edilmis nisanlar vardir.
Bunlardan biri ondan gelen belâdan haz duymasidir.
Onun her yaptigina sevinmesidir.
Ondan gelen yokluk makbul bir hediyedir.
Yoksulluk ise bir ikram, bir geçici ihsandir.
Delillerden biri, onun kararli görmedir.
Sevgilisine itaat hususunda bütün kiskirtici kinamalara ragmen
Delillerden biri güler yüzlü görünmesidir.
Kalbinde sevgiliden gelen heyecan kaynasir
Delillerden biri anlayisli görünmesidir
Nazarinda sevgi sahibi olan bir soranin sözüne karsi
Delillerden biri de tedirgin görünmesidir
Söyledigi her sözü tartarak konusan.

Selam ve Dua ile..
Gönderen: 11.01.2007 - 12:42
Bu Mesaji Bildir   hanzade3 üyenin diger mesajlarini ara hanzade3 üyenin Profiline bak hanzade3 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
erdal58 su an offline erdal58  
134 Mesaj -
Arkadaþlar çok güzel paylaþýmlar birde þunlarý dinleyelim bakalým Aþk neymiþ....

Aþk nedir sence..?

-Bana göre aþk gökler ötesinden gelen, gelip kalplerimize akan bir sýrdýr..

-Sýr mý?

-Evet; sýr ve lütuf.. Rahmeti engin, merhameti sonsuz olan Rahman tarafýndan insanlarýn gönüllerine -hayýr sadece insanlarýn deðil varlýðýn gönlüne- bahþedip yerleþtirdiði büyük bir sýr ve engin bir lütufdur. Ve bu lütuf bir duygu olarak göz, gönül ve kulak menfezleriyle insanýn iç alemine akýp durmaktadýr.

-Peki bu hep bir sýr olarak mý kalýr?

-Onu yaþayanlar belki bazý buudlarýna muttali olabilirler ama þundan kesinlikle emin olabilirsin ki künhüne asla vâkýf olamaz, onu tam manasýyla asla ihata edemezler.
-Ama onu yaþayabilirler öyle mi?

-Evet. Kendini Büyük Okyanus'un içinde düþün. Onun içinde yüzebilir, bedeninin her yanýnýn onun sularý tarafýndan kuþatýldýðýný hissedebilirsin; ama okyanusu bütün derinlik ve zenginliðiyle kavrayabildiðini iddia edebilir misin?

-Hoþ, güzel þeyler söylüyorsun ama ben en baþta aþkýn kendisinden þüpheliyim. Bana göre aþk hakiki vücudu olmayan, sadece dillerde tekrar edilip duran bir sözden ibaret..

-Hayýr, hayýr, kesinlikle.. aþk vakidir ve bilir misin, doðan her çocuk aþkla doðar; o her insanýn içine bir nüve ve çekirdek olarak konmuþtur. Fakat o çekirdek ve tohumun neþv ü nema bulup yeþermesi, aðaçlar gibi dal-budak salmasý ancak uygun bir zeminde gerçekleþebilir.

-Aþk için uygun bir zemin mi!?. Bu zemini nasýl oluþturacaðýz? Yoksa bütün bir hayat boyu onun hayaliyle mi avunup duracaðýz?

-Öncelikle nezih bir ortam gerekli. Çünkü insan öyle bir varlýk ki en yüksek duygularla en yüce alemlerde kanat çýrpabilir ve fakat ayný insan o kadar aciz ki cismanî bir arzuyla, bir baþ dönmesiyle bütün bu güzellikleri kaybedebilir. Ýþte modern asrýn insaný ikinci hali yaþýyor sýk sýk.

Bir bakýversene çevrene, modern hayat sistemi, günümüz insanýnýn biyolojik insiyaklarýný gýcýklamak esasý üzerine kurulmuþ gibidir. Artýk insanoðlu doyma bilmez bir canavara dönüþmüþtür. Çünkü o; yedikçe acýkýyor, týkýndýkça iþtahý kabarýyor, içtikçe "su.. su.." deyip inliyor.

Halbuki aþkta öyle midir ya..! Aþk itminana ermektir. Çünkü aþk insana kendi varlýðýný unutturur.. unutturur ve insaný sevdiðinin varlýðýyla bütünleþtirir. Artýk âþýk garazsýz-ivazsýz sadece maþukunu dinleyip onun arzu ve istekleri yolunda eriyip gider. Evet aþk insaný bütün bütün yakýp kül ettiði için, âþýk gözlerine baþka hayallerin girmesini haram kabul eder ve bilir ki böyle bir haramý irtikabýn neticesi aþkýn yani âþýðýn kendisinin ölümü demektir.

Eðer talihin yâver gider de bir gün bir yerde gerçek âþýklara rastlar isen onlarda aþký okumaya çalýþ. O zaman göreceksin ki aþk; kalbin alakasý, iradenin meyli ve duygularýn maþukun rüya ve hülyalarýndan gayri hiçbir þey hissetmemesi halidir ve bu sebeple âþýk her davranýþýnda sevgiliye ait bir mana ile parýldamaktadýr. Kalbi, ona olan iþtiyakla atmakta, dili hep onu mýrýldanmakta, gözleri onun hayaliyle açýlýp kapanmaktadýr. Esen yelde, yaðan yaðmurda, aðaran sabah ve kararan gecede hep yârinin bakýþýný duymakta, her esintide ona ait soluklarý hissedip neþelenmekte ve kim bilir kimi zaman yârinin sitemlerini sezip inlemektedir.

-Peki, materyalizmin boðucu atmosferinde yaþamak zorunda kalan günümüz insaný yani bizler nasýl bu bahsettiðiniz aþka nail olacaðýz?

-Öncelikle hayata bakýþýmýzýn, dünya görüþümüzün deðiþmesi gerek, zannediyorum. Bugün hemen herkes kendimize ait bir hayat felsefemiz olmadýðýnda hemfikir. Hatta sadece bizim ülkemizde deðil büzüþüp bir köy haline gelen dünyamýzda þu anda sanki tek bir anlayýþ hakim; o da ruhsuz, metafizikten yoksun þýmarýk bir felsefe.
Bu felsefe ise bence aþkýn en sinsi ve en amansýz düþmaný.

Çünkü bu felsefe toplum hayatýnýn dayanak noktasýný kuvvet kabul ediyor. Rahatlýkla "hak kuvvettedir" diyebiliyor. Bu kuvvetin hedefini "menfaat" olarak tesbit ediyor. Toplumun ayakta kalabilmesi ve ilerlemesi olarak kabul ettiði prensip; mücadele. Bütün bunlarýn neticesinde devþirmek istediði ürün; nefsanî duygularý tatmin, beþeri arzularý kamçýlamak.. kamçýlayýp yeni beþerî arzular ortaya çýkarmak. Þimdi böyle bir dünyada fedekarlýk, hasbilik, baþkasý için yanýp yakýlma gibi esaslara dayanan aþkýn canlýlýðýný sürdürebilmesi mümkün mü?

Bu felsefe ekseninde dönüp duran dünyamýzýn manzarasi ise ortada:
Kuvvet tabiatý icabý tecavüzde, zulümde bulunuyor, her þey menfaate endekslendiðinden, menfaat de sýnýrlý olup her arzuya kafi gelmediðinden menfaatler üzerinde boðuþmalarý netice veriyor, mücadele düsturu kendi içinde çarpýþmayý besliyor ve neticede dünya frankeþteynlerin dünyasý oluyor.

-Zavallý biz.. O zaman bizler hiç âþýk olamayacaðýz.

-Hayýr, yüzbin kere hayýr. Çünkü dünya sadece bu felsefeden ibaret deðil. Biz de kendi dünyamýzý yeniden inþa edebiliriz.

Hatýrlasana bizim de kendimize göre bir dünyamýz vardý. Ve o dünya adeta cennetin yeryüzündeki izdüþümü gibiydi. Va esafa kaybettik o dünyayý. Ama þu anda millet hatta insanlýk olarak o yitik cennetin peþindeyiz denilebilir.

- Ama nasýl yeniden kavuþacaðýz o yitik cennete.

- Biraz önce bahsettiðimiz "kuvvet"e bedel hak düþüncesini, hak arayýþýný yerleþtireceðiz zihinlerimize, gönüllerimize. "Menfaat" yerine fazileti ve Sonsuz Kudret'in rýzasýný hedef tutacaðýz. Birbirimizle boðuþmak yerine dayanýþma ve yardýmlaþmayý esas alacaðýz. Hayallerimizi, hülyalarýmýzý kendi nefsanî heveslerimiz teþkil etmeyecek.. teþkil edip zulme, tecavüze sebebiyet vermeyecek.. ruhumuzu hakim kýlacaðýz bedenimize.. Böylece ulvî duygularla coþup tatmin olabileceðiz ve âþýk olabilecek seviyeye eriþebileceðiz. Bir kere de aþkýn o karþý konulamaz çekim sahasýna girdik mi, artýk gidip aþk yurdunda muhabbet otaðýna kurabileceðiz. Ne dersin, denemeye deðmez mi..!
Gönderen: 11.01.2007 - 15:29
Bu Mesaji Bildir   erdal58 üyenin diger mesajlarini ara erdal58 üyenin Profiline bak erdal58 üyeye özel mesaj gönder erdal58 üyeyi arkadas listeme ekle erdal58 üyeyi ICQ listeme ekle Yukari
erdal58 su an offline erdal58  
134 Mesaj -
Aþka dair bu kadar uzun konuþmak doðru muydu, bilemem? Bildiðim bir þey varsa o da aþk hakkýndaki bütün sözlerin aþkýn varlýðýndan âlemi haberdar etmekten baþka bir anlam taþýmadýðýdýr. Ve onlar misilsiz, nazirsiz, Güzeller Güzeli yegâne Maþûk'a çaðrýdan baþka bir þey de deðillerdir.

"Keþke sevdiðimi sevse kam u halk u cihan,

Sözümüz cümle heman kýssa-ý Cânân olsa!" (Yahya Bey) diyen þair ne kadar muzdarip, onun çaðrýsý ne kadar kutlu ve himmeti de ne kadar yücedir!

Ey aþk yolunun yolcusu olan divâne gönül!

Ýstersen bu hasbihâl son bulsun burada ve biz son bir adým daha atýp þöyle diyelim:

Aþk için söylenmiþ ve bir kelebek kadar ömür sürmesi mukadder bütün sözler boþ, bütün yazýlanlar da manasýzdýr aslýnda. Çünkü bu meydan sözün deðil, özün konuþtuðu meydandýr. Allah aþkýna, Mecnun'dan, Ferhat'tan, Kerem'den, Yusuf'tan geriye kaç kelime kalmýþtýr ki! Halbuki onlarýn aþk vadisindeki dert, ýzdýrap ve çile yüklü serencamýný hepimiz adým adým ezbere biliriz

.

Ey gönül!

Aþk, senin de benim de ve daha nicelerinin de sevdalýsý olduðumuz, hevadan Hüda'ya bir hicrettir; çok ama çok yüce, bir o kadar da derin manalar yüklü mukaddes bir hicret. Bitmek tükenmek bilmeyen, hayatýný bütünüyle senden alýp kendi zimmetine geçiren, çile ve derdin vatanýna yani seni sabrýn en zor olanýna mecbur eden nâmütenahî bir yolculuktur o. Kendi ayrý, vuslatý ayrý bir yolculuk. Biz bu yolun yolcularýna müjdeler olsun diyelim ve Fuzuli'nin dilinden münacatýmýzý burada bir kez daha tekrar edelim!

"Ya Rab! Belay-ý aþk ile kýl âþina beni,

Bir dem belây-ý aþktan etme cüdâ beni!"
Gönderen: 11.01.2007 - 15:37
Bu Mesaji Bildir   erdal58 üyenin diger mesajlarini ara erdal58 üyenin Profiline bak erdal58 üyeye özel mesaj gönder erdal58 üyeyi arkadas listeme ekle erdal58 üyeyi ICQ listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an 1 üye ve 1328 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.70660 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.