0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » CAHiLiYE DÖNEMi

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
CAHiLiYE DÖNEMi
569 Mesaj -
Bilgisizlik, gerçeði tanýmama. Ýslâm, tam bir aydýnlýk ve bilgi devri olduðu için, Arabistan'da Ýslâmiyet'in yayýlmasýndan önceki devre, daha dar anlamý ile Hz. Ýsa'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana "cahiliyye" devri adý verilmiþtir.

Cahiliyye, insanýn Allah'ý gereði gibi tanýmamasý, ona kulluk etmekten uzaklaþmasý, onun ilâhî hükümlerine deðil de kiþinin kendi hevâ ve hevesine uymasý, insanlarýn koyduðu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düþüncelere inanmasýdýr. Kur'an-ý Kerîm'de: "Onlar hâlâ Cahiliyye devri hükmünü mü istiyorlar? Gerçeði bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim var?" (el-Mâide, 5/50) buyurulur. Ýslâm'ýn hakim olmadýðý ortamlar Cahiliyye çaðlarýdýr. Çünkü ilâhî bilginin kaynaðýndan yoksun olan ortamlardýr. Ýslâm'ýn geliþinden önceki dönemde yaþayan müþrikler Allah'a isyan etmiþ onun hükümlerine sýrt çevirmiþ bir toplum olarak son derece ilkel ve cahil hayat sürüyorlardý. Cahiliyye Araplarý'nýn sürdüðü hayattan ve içinde yaþadýklarý ortamdan bazý örnekleri þöyle sýralamak mümkündür:

Putlara Taparlardi

Cahiliyye insanlarý Allah'ýn varlýðýný kabul etmekle beraber putlara taparlardý. Onlar putlarýnýn Allah katýnda kendilerine þefaatçý olacaklarýna inanýrlar ve: Biz onlara ancak bizi daha çok Allah'a yaklaþtýrsýnlar diye ibadet ediyoruz" (ez-Zümer, 39/3) derlerdi.

Icki Icerlerdi

Þarap içmek adeti çok yaygýndý. Þairleri her zaman içki ziyafetinden bahseder, içki þiirleri edebiyatlarýnýn büyük bir kýsmýný teþkil ederdi. Hatta Enes b. Mâlik (r.a.)'in bildirdiðine göre Ýslâm'da içki, Mâide Suresi'nin doksan ve doksanbirinci ayetleriyle kesin olarak haram kýlýnmýþ, Hz. Peygamber (s.a.s) tellal baðýrttýrarak bunu ilân ettiðinde Medine sokaklarýnda sel gibi içki akmýþtýr (Müslim, Eþribe, 3).

Kumar Oynarlardi

Cahiliyye çaðýnda kumar da çok yaygýndý. Cahiliyye Araplarý kumar oynamakla övünürlerdi. Öyle ki kumar meclislerine katýlmamak ayýp sayýlýrdý. Onlarýn þairlerinden biri karýsýna þöyle vasiyette bulunur:

"Ben ölürsem, sen, aciz ve konuþma bilmeyen, iki yüzlü ve kumar bilmeyen birini isteme."

Tefecilik Yaparlardi

Tefecilik almýþ yürümüþtü. Para ve benzeri þeyleri birbirlerine borç verirler; kat kat faiz alýrlardý. Borç veren kimse, borcun vadesi bitince borçluya gelir: "Borcunu ödeyecek misin, yoksa onu artýrayým mý?" derdi. Onun da ödeme imkâný varsa öder, yoksa ikinci sene için iki katýna, üçüncü sene için dört katýna çýkarýr ve artýrma iþlemi böylece kat kat devam ederdi. Tefecilik ve faizin her çeþidini haram kýlan Allah, özellikle Araplar'ýn bu kötü âdetlerine dikkati çekerek "-Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin." (Âli Ýmrân,3/130) buyurmuþtur.

Faiz Oranlari Cok Büyüktü

Faizcilik Araplar arasýnda o kadar yerleþmiþti ki ticaretle onun arasýný ayýramýyorlar; "Faiz de týpký alýþ-veriþ gibi" diyorlardý. Bunun üzerine inen ayette: "Allah alýþ-veriþi helâl, faizi ise haram kýlmýþtýr. " (el-Bakarâ, 2/275) buyrulmuþtur.

Fuhus Cok Büyük Orandaydi

Cahiliyye Araplar'ý arasýnda fuhuþ da nadir þeylerden deðildi. Cariyelerini zorla fuhuþa sürükleyenler vardý. Kur'an-ý Kerîm'de bu hususa iþaretle: "Ýffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhþa zorlamayýn. " (en-Nûr, 24/33) buyurulur.

Kocanýn birkaç metresi olduðu gibi, kadýnýn da baþkalarýyla iliþkide bulunmasý, bazý çevrelerce nefretle karþýlanmayan bir davranýþtý. Fuhuþla ilgili Cahiliyye Araplarýnýn þu adetlerini zikredebiliriz:

Kadýn âdetinden temizlendikten sonra kocasý ona "þu adama git ve ondan hamile kal" derdi. Kadýn istenilen adamla beraber olduktan sonra kocasý hamileliði belli oluncaya kadar ona yaklaþmazdý. Sonra yaklaþabilirdi. Bu, iyi bir çocuða sahip olmak için yapýlýrdý.

Sayýlarý üç ila on arasýnda deðiþen bir grup erkek kadýnýn evine girerek, sýrasýyla hepsi de onunla cinsi münasebette bulunurdu. Kadýn hamile kalýp da doðum yaparsa doðumdan bir kaç gün sonra bu erkekleri çaðýrýr, erkekler de zorunlu olarak bu davete iþtirak ederlerdi. Sonra onlara: "Olanlarý biliyorsunuz, doðum yaptým" içlerinden birine iþaret ederek "çocuðun babasý sensin" derdi. O da bundan kaçýnamazdý.

Bazý fuhuþ yapan kadýnlar da tanýnmalarý için kapýlarýna bayrak asarlardý. Bu tür kadýnlardan biri doðum yaptýðý zaman teþhis heyeti toplanýp çocuðun kime ait olduðunu tespit ederdi. O da çocuðun babasý olduðunu kabul etmek zorunda kalýrdý. (Buhârî, Nikah, 36)

Kadýna deðer verilmez, hak ve hukuku tanýnmaz, adeta bir eþya gibi telakki edilip miras alýnýrdý. Biri ölüp karýsý dul kalýnca ölenin varislerinden gözü açýk biri hemen elbisesini kadýnýn üzerine atardý. Kadýn daha önce kaçýp bu halden kurtulamazsa artýk onun olurdu. Dilerse mehirsiz olarak onunla evlenir, dilerse onu bir baþkasýyla evlendirerek mihrini almaya hak kazanýr ve kadýna bundan bir þey vermezdi. Dilerse, kocasýndan kendisine kalan mirasý elinden almak için onu evlenmekten menederdi. Bunun üzerine inen ayette: "Ey inananlar! Kadýnlara zorla mirascý olmaya kalkmanýz size helâl deðildir. " (en-Nisâ, 4/19) buyurulmuþtur. (Þevkânî, Fethu'l-Kadir, I, 440).

Yiyeceklerin bazýsý yalnýz erkeklere ait olup kadýnlara yasak ediliyordu. "Onlar: Bu hayvanlarýn karýnlarýnda olan yavrular yalnýz erkeklerimize mahsus olup, eþlerimize yasaktýr. Ölü doðacak olursa hepsi ona ortak olur" dediler (En'âm, 6/139)

Kizlari Diri Diri Topraga Gömerlerdi

Cahiliyye Araplarý'nýn kötü adetlerinden biri de kýz çocuklarýný diri diri topraða gömmeleriydi. Onlar bunu namuslarýný korumak veya ar telakki ettikleri için, bazýlarý da sakat ve çirkin olarak doðduklarýndan yapýyorlardý. Kur'an-ý Kerîm'de þu ayetlerde buna iþaret edilir: "Onlardan birine Rahman olan Allah'a isnat ettikleri bir kýz evlâd müjdelense içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilirdi. " (ez-Zuhruf, 43/17), " Diri diri topraða gömülen kýz çocuðunun hangi suçla öldürüldüðü sorulduðu zaman... " (Tekvir, 81/8-9), "Ortak koþtuklarý Þeyler müþriklerden çoðuna çocuklarýný öldürmeyi süslü gösterirdi. "aglael-En'âm, 6/137)

Ekin ve hayvanlarýný iki kýsma ayýrýyor bir kýsmýný Allah'ýn böyle emrettiðini sanarak Allah'a veriyor ve bir kýsmýný da Allah'a eþ koþtuklarý putlarýna ayýrýyorlardý. Onlar bu batýl inanç ve adetlerinde biraz daha ileri giderek Allah'ýn payýna düþeni alýyorlar, onu eþ koþtuklarý putlarýn payýna ekliyorlardý. Ama putlarýnýn payýndan alýp öbürüne ilâve ettikleri görülmüyordu. "Allah'ýn yarattýðý ekin ve hayvanlardan O'na pay ayýrdýlar ve kendi iddialarýna göre: "Bu Allah'ýndýr, Þu da ortak koþtuklarýmýzýndýr" dediler. Ortaklarý için ayýrdýklarý Allah için verilmezdi. Fakat Allah için ayýrdýklarý ortaklarý için verilirdi. Bu hükümleri ne kötüydü!" (el-En'âm, 6/136).

Bir kýsým hayvanlarla ekinlerin bazýsýný dilediklerinden baþkasýna yasaklýyorlardý. Ayrýca bir kýsým hayvanlara binerken ve keserken Allah'ýn adýnýn anýlmasýna engel oluyorlardý. (el-En'âm, 6/138).

Bunun dýþýnda hayvanlarla ilgili þu adetleri de vardý:

Deve beþ batýn doðurup beþincisinde erkek doðurursa kulaðýný çentip serbest býrakýrlardý. Artýk ona binmeyi ve sütünü saðmayý haram kabul ederlerdi. Buna "Bahîra"* derlerdi.

Saibe*; dileði yerine gelen kimsenin putlara adadýðý deve idi. Buna da binilmez ve sütü saðýlmazdý.

Vasîle*; koyun diþi doðurursa kendileri için; erkek doðurursa putlarý için olurdu. Þayet biri erkek, biri diþi olmak üzere ikiz doðurursa, diþinin hatýrý için erkeði de kesmezler ve buna "Vasîle" derlerdi.

Hâm* ; bir erkek devenin soyundan on döl alýnýrsa onun sýrtý haram sayýlýr, su ve otlakta serbest býrakýlýrdý. Kimse ona dokunmazdý.

Bütün bunlardan baþka müþrikler atalarýndan devraldýklarý birtakým adetleri devam ettirme konusunda direniyor ve hatta bunlarýn bazýlarýnýn, kendilerini Allah (c.c.)'a daha çok yaklaþtýrdýklarýný ileri sürüyorlardý.

Ýbn Ýshak þunlarý aktarýyor: "Kureyþ, ya Fil olayýndan evvel veya daha sonra meydana geldiðini tahmin ettiðim bir bid'at ortaya çýkardý ki, tarihte (Hums) diye anýlýp, asalet-i diniye iddiasýndan ibarettir." Bunlar: "Biz, Ýbrahim'in evladýyýz, ehl-i Harem biziz, Beyt'in sahibiyiz, Mekke'nin de sâkini bulunuyoruz. Arap kabilelerinden hiçbir kabîle, bizim sahip olduðumuz bu þeref ve itibara sahip deðildir. Binaenaleyh biz, bu müstesna mevkiimizin þeref ve itibarýný korumalýyýz. Bundan sonra Harem haricinde hiçbir þeye tazim etmeyip bütün ihtiramatýmýzý Harem dahilinde hasretmeliyiz. Meselâ, Arafat'ta halk ile bir sýrada, yan yana, omuz omuza durup vakfe etmek, sonra halk ile geri dönüp gelmek bizim kadrimizi tenzil eder" diyorlardý.

Ýbn Ýshâk devamla: "Kureyþliler bu asalet fikrini ortaya koydu ve uygulamaya da baþladý. Arafat'a çýkmayý, Arafat'tan ifazâyý terk ettiler. Herkes Arafat'ta vakfe ederken, bunlar Müzdelife'ye giderler, orada dururlardý. Ve "Biz ehlullahýz, Harem-i Þerif'in hâdimleriyiz" diyerek, diðerleriyle eþitliði kabul etmezlerdi. Fakat bunlar, Arafat'ta vakfe etmenin Ýbrahim (a.s.)'in dini muktezasý olduðunu biliyorlardý. Kinâne ile Hüzâaoðularý da bu hususta Kureyþ'e iltihak etmiþlerdi.

Bunlar hac için, umre için gelen bedevîlere müdahaleye kadar ileri gitmiþlerdir. Harem hâricinden gelen herkesin, Beyt'in ilk tavafý Siyab-ý Hums ile tavaf etmelerini kararlaþtýrdýlar ve uyguladýlar. Bu kararýn neticelerinden biri: Kim ki adi bir elbise ile gelip tavaf ederse, tavaftan sonra o elbiseyi çýkarýp atmasý zarûrî idi.

Bu kararlarýn ikinci neticesi ise; asilzadelere mahsus bir elbisesi olmayan bedevî erkeklerin çýplak; kadýnlarýn da yalnýz önü yýrtmaçlý kýsa iç gömleði ile tavafa mecbur edilmesidir.

Bu ve bunun gibi pek çok âdetler yürürlükte idi. Rasûlullah (s.a.s)'a iletilinceye kadar da bu âdetler yürürlükte kalmaya devam etti. Daha sonra da A'râf suresinin 26, 27, 28, 31 ve 32. ayetlerinde, çýplak tavaf ile birlikte diðer bid'atler de yasaklanmýþtýr.

Ebû Hüreyre (r.a.)'den gelen bir rivayete göre, Ebû Bekr es-Sýddýk (r.a.) Vedâ Hacc'ýndan (bir sene) evvel, Hz. peygamber tarafýndan Hac Emîri* olarak (Mekke'ye) gönderildiðinde, Ebû Bekr de Ebû Hureyre'yi Kurban Bayramý'nýn ilk günü Mina'da büyük bir cemaat içinde halka (þu iki maddeyi) ilâna memur kýlmýþtýr. (Ebu Hüreyre): "Ey Nas! Ýyi biliniz, bu yýldan sonra müþriklerin haccetmeleri, çýplaklarýn da Kâbe'yi tavaf etmeleri yasaktýr" demiþtir. (Sahîh-i Buhâri, Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI,13) Fakat onlar bunu kabule yanaþmamýþlar, atalarýný körükörüne taklide çalýþmýþlardýr. "Onlara: Allah'ýn indirdiðine ve peygambere gelin dendiði zaman: Atalarýmýzý üzerinde bulduðumuz þey bize yeter' derler. Alalarý bir þey bilmeyen ve doðru yolu da bulamayan kimseler olsalar da mý?" (el-Mâide, 5/104). Ýslâm, topluma hakim olunca bütün bu cahilî sistemin ilkel davranýþlarýný tamamen yasaklamýþtýr" (el-Mâide, 5/103).

Bütün bunlara baktýðýmýzda, Cahiliyye'nin bir inanma biçimi olduðunu görüyoruz. Cahiliyye; bir þeyi gerçeði dýþýnda bilmek, anlamak ve buna göre amel etmek demektir. Bu duruma göre Cahiliyye; insanýn ve toplumun Ýslâm öncesi ve Ýslâm dýþý bir yaþayýþ biçimiyle yaþamasý demektir. Doðru yolun zýddý, ilmin aksi olan, eskiyen ve deðiþken olan, bölgelere, kavimlere ve anlayýþlara göre kurulan her türlü Ýslâm dýþý rejimler; cahilî sistemler ve hükümlerdir.
Gönderen: 20.04.2007 - 00:37
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1221 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72723 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.