0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » SAĞLIK & SPOR » Sitma

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
Sitma
569 Mesaj -
Sýtmayý ilk kez Hipokrat, milattan önce 5. yüzyýlda tanýmlamýþtýr. Hastalýk, geçmiþ yüzyýllarda ve bu yüzyýlýn ilk yarýsýnda dünyada yaygýn olarak görülmüþ ve tarih boyunca Mezopotamya, Eti, Grek gibi çeþitli uygarlýklarýn yok olmasýna neden olmuþtur. 1940'lý yýllardan sonra sýtmaya gereken önemin verilmesi ve vektör mücadelesinde DDT'nin kullanýlmaya baþlanýlmasý ile olgu sayýlarýnda büyük düþüþler gözlenmiþtir. Bu durum 1970'li yýllarýn ortalarýna dek sürmüþtür. Ancak daha sonra vektörlerin kullanýlan ilaçlara karþý direnç geliþtirmesi ve özellikle Afrika’daki sürveyans çalýþmalarýna önem verilmesi sonucunda gerçek olgularýn belirlenmesi ile birlikte olgu sayýlarý artmýþtýr.

Dünyada Sýtmanýn Durumu
1954 yýlýnda tüm dünyadaki sýtma olgu sayýsý 250 milyonu bulurken sýtmadan ölen kiþi sayýsý 2.5 milyon idi. Bugün ise her yýl 300-350 milyon yeni sýtma olgusu görülürken, ölen insan sayýsý 1.5-2.7 milyondur. Yýllýk klinik olgu sayýsý toplamý ise 500 milyonu aþmaktadýr. Bu olgularýn %90'ý tropikal Afrika'da görülmektedir.
Dünyada 1997 yýlýnda sýtmaya baðlý görülen ölümler, tüm ölüm nedenleri içinde (tahmini rakamlara göre) 6 ile 8. sýrada yer almaktadýr. Bununla birlikte sýtmaya baðlý görülen ölümler bulaþýcý hastalýklar sonrasýnda görülen ölümler içinde tahmini en yüksek rakam (2.7 milyon) ele alýndýðýnda, akut alt solunum yolu enfeksiyonu ve tüberkülozdan sonra üçüncü sýrada gelmektedir. Beþ yaþ altýnda sýtmaya baðlý görülen ölümlerin sayýsý 1 milyon olup, bu beþ yaþ altý çocuk ölümünün %9'unu oluþturmaktadýr.

Dünya Saðlýk Örgütü (DSÖgöz kırpma tarafýndan uygulanan Global Sýtma Stratejisi’nin hedefi, hastalýktan etkilenen ülkelerin en az %75'inde sýtmaya baðlý ölümleri 2000 yýlýna kadar 1995 yýlýndaki sayýlara göre %20 oranýnda azaltmaktý. Bu stratejiye uygun olarak sýtmadan etkilenen ülkelerin %90'ý bu hedefi yakalamýþtýr. DSÖ, bu hedefe ulaþamayan özellikle Afrika'da yer alan 24 ülkeye yönelik bir sýtma kontrol programý geliþtirmiþ ve 1997 yýlýndan baþlayarak uygulamaya koymuþtur.
Sýtmanýn dünyadaki durumunu altý DSÖ bölgesine göre ele alýndýðýnda Afrika Bölgesi, Güney Doðu Asya Bölgesi ve Batý Pasifik Bölgesi sýtma bakýmýndan büyük önem taþýmaktadýr. DSÖ 'nün altý bölgesinde 1995 yýlýnda son durum þöyledir;

Afrika Bölgesi: Sýtma olgularýnýn en sýk görüldüðü ülkeler bu bölgede bulunmaktadýr. Son yýllarda bu bölgede yürütülen epidemiyolojik çalýþmalar olgu sayýlarýnda büyük artýþlar göstermesine neden olmakla birlikte gerçek sayýlara yaklaþmak açýsýndan umut vericidir. Yukarýda da söz edildiði üzere sýtma olgularý 24 ülkede yoðun görülmekte ve DSÖ bu ülkelere yönelik özel bir program yürütmektedir.

1995 yýlý verilerinegöre sýtma olgularý
Afrika Bölgesi: Kenya (4.343.190), Gana (1.175.000), Nijer (822.305), Burundi (932.794), Benin (579.300)

Güney Doðu Asya Bölgesi: Hindistan (52.800.000), Bangladeþ (1.152.729), Endonezya (1.460.569), Sri Lanka (142.294), Tayland (82.871) ve Nepal (9.718)
Batý Pasifik Bölgesi:Papua Yeni Gine (926.206), Vietnam (666.153), Filipinler (366.844), Lao (311.593), Cook Adalarý (28.008), Solomon Adalarý (118.521)
Amerika Kýtasý: Haiti (23.140), Bolivya (46.911), Guyana (59.311)

Doðu Akdeniz Bölgesi: Pakistan (111.836), Irak (89.984), Sudan (232.177) ve Cibuti (3.359)
Avrupa Bölgesi:1995 yýlý itibariyle sýtma olgusý görülen ülke sayýsý 6 olup bu ülkeler, Türkiye (82.096), Tacikistan (6.144), Azerbaycan (2.844), Fransa (977), Hollanda (312) ve Belçika (304)'dýr.

Güney Doðu Asya Bölgesi: Sýtma, endemik alanlarda yaþayan yaklaþýk 1.2 milyar insanla önemini sürdürmektedir. Bölgede son 12 yýldýr sýtma ile ilgili genel durum deðiþmeden sürmektedir. Bildirilen sýtma olgusu 2.5-3.4 milyon ve ölüm sayýsý 5-8 bin arasýnda deðiþmektedir. Bu bölgedeki vektörlerin ilaçlara direnç kazanmasý yürütülen çalýþmalarý olumsuz etkilemektedir.

Batý Pasifik Bölgesi: Sýtma önleme ve kontrol çalýþmalarý, bazý ülkelerdeki yönetsel güçlükler ya da kaynak yokluðu nedeniyle aksamaktadýr.
Amerika Kýtasý: Sýtma sýnýrlarý kolay aþabilen bir hastalýk olmasý nedeniyle bu bölgede risk altýndaki nüfus artmaktadýr. Sýtma morbiditesi 1970'li yýllarýn ortasýndan itibaren sürekli bir yükseliþe geçmiþtir. Sýtma olgularý 1993 yýlýnda bir azalma göstermesine karþýn 1994 ve 1995 yýllarýnda yeniden artma eðilimi göstermiþtir. Bu yýllarda, 20 yýl önce saptanan olgu sayýsýnýn iki katý kadar olgu saptanmýþtýr.

Doðu Akdeniz Bölgesi: 1970 ve 1980'li yýllarda DSÖ destekli olarak yürütülen sýtma programý sonucunda sýtma olgularýnda azalma saptanmýþtýr. Ancak daha sonraki yýllarda, bu desteðin çekilmesi sonucunda ülkelerin kendi olanaklarý ile yürüttüðü çalýþmalarda baþarýsýz olmalarý olgu sayýlarýnda artýþlara neden olmuþtur.
Avrupa Bölgesi: Sýtma olgularýnýn ülke bazýnda en az görülen bölgesi olup, yakýn zamanda sýtma olgularýnýn bütünüyle yok edilmesi hedeflenmektedir.


Türkiye'de Sýtmanýn Durumu
Cumhuriyetin ilk yýllarýnda özellikle Antalya yöresinde yaþayan insanlarýn %75'inin sýtma hastalýðýna yakalandýðý bilinmektedir. Gerek iþgücü, gerekse ekonomik kayýplara yol açmasý nedeniyle sýtma hastalýðýna büyük önem verilmiþ; 1926 yýlýnda bu hastalýk için dikey bir örgütlenme oluþturularak yoðun bir savaþýma giriþilmiþtir. 1940'lý yýllarda DDT'nin de kullanýlmaya baþlanýlmasý, saðlýk çalýþanlarý ve halkýn bu konuda duyarlý olmasý sonucunda 1970 yýlýnda saptanan olgu sayýsý yalnýzca 1.260 olmuþtur. Bu tarihten sonra sýtmaya verilen önem azalmýþ ve olgu sayýlarýnda büyük artýþlar gözlenmeye baþlanmýþtýr.
Sýtma insidansýnýn yýllara göre daðýlýmý incelendiðinde, 1925-1945 yýllarý arasýnda, sýtma savaþýmýnýn yoðunlaþtýrýlmasý, daha önce saptanamayan olgularýn saptanmýþ olmasý ve Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda sýtma savaþýmýnda gerekli çalýþmalarýn yapýlamamasý nedeniyle olgu sayýsý yüksek görülmektedir. 1945 yýlýndan sonra çalýþmalara hýz verilmiþ ve 1970 yýlýnda sýtma insidansý yüz binde 3.55 olmuþtur. Bu tarihten sonra gerek saðlýk çalýþanlarý ve gerekse halktaki duyarlýlýðýn azalmasý sonucunda ülkemizde 1977 (yüzbinde 293) ve 1994 (yüzbinde 139.38) yýllarýnda iki epidemi yaþanmýþtýr. 1994 yýlýndaki epidemiden sonra çalýþmalara hýz verilmiþ ve 1998 yýlýnda insidansý yüzbinde 57.92'ye gerilemiþtir.

Ülkemizde sýtma savaþýmýnda kanlar; aktif sürveyans, seçici aktif sürveyans, pasif sürveyans ve kitle taramalarý ile toplanmaktadýr. Kanlarýn %75-80'i aktif sürveyans ile toplanmaktadýr. Yýllar itibariyle toplanan kan sayýsý azalmakla birlikte her yýl yaklaþýk 1.600.000-1.700.000'dür. Alanda özellikle seçici aktif sürveyansýn uygulanmasýna baðlý olarak toplanan kan sayýsý azalmaktadýr.

Türkiye'de sýtma olgularýnýn stratalara göre daðýlýmý incelendiðinde, 1980'li yýllarýn sonlarýna kadar Strata 1A, olgularýn en sýk görüldüðü bölgedir. Bu bölgeye özgü yürütülen çalýþmalar sonucunda 1998 yýlýnda saptanan olgu sayýsý 1.344 olmuþtur. Bununla birlikte Strata 1B olgularýn sýk görülmeye baþlandýðý bölge olarak dikkat çekmektedir.
1998 yýlý itibariyle bu bölgede saptanan olgular, ülke genelinde saptanan olgularýn %89'unu oluþturmaktadýr. Bu sonuç göz önüne alýndýðýnda çalýþmalarýn yoðunlaþtýrýlmasý gereken bölgenin Strata 1B olmasý gerektiði ortaya çýkmaktadýr.

Türkiye'de sýtma olgularýnýn mevsimsel özelliði, subtropikal bölgede yer almasý ve sivrisineðin aktivitesine baðlý olarak Mart ayýnda artmaya baþlamakta, Temmuz-Eylül aylarýnda en yüksek düzeylerine ulaþmakta ve Ekim ayýndan sonra düþmektedir.

Sýtma olgularýnýn yaþ gruplarýna göre daðýlýmý yýllara göre bir deðiþiklik göstermemektedir. Olgularýn büyük bir kýsmý 15 yaþ üstü gruptadýr. 0 yaþ grubunda yýllara göre olgu sayýsýnda bir yükselme söz konusudur. Bu yükselme özellikle GAP Bölgesi’nde yer alan Diyarbakýr, Þanlýurfa, Mardin, Batman ve Siirt illerinden kaynaklanmaktadýr.
Türkiye'de saptanan olgular P. vivax etkenine baðlý olarak geliþen olgulardýr. 1993-1998 yýllarý arasýnda dýþ kaynaklý olmak üzere 85 P. falciparum, dört P. malaria ve bir P. ovale olgusu saptanmýþtýr. Bu olgularýn büyük bir bölümünü Afrika ve Uzakdoðu ülkelerinden gelen kiþiler oluþturmaktadýr.

Ülkemizde sýtma olgularýnýn çoðunluðu yerli ya da emporte olgu olarak sýnýflandýrýlmaktadýr. Olgu sýnýflandýrýlmasý yýllara göre ele alýndýðýnda yerli olgu oraný artmaktadýr. 1980'li yýllarda yerli olgular toplam olgularýn %60'ýný, emporte olgular %27'sini oluþtururken, 1998 yýlýnda yerli olgular %83, emporte olgular %17 olarak saptanmýþtýr. Bunun nedeni, son yýllarda GAP'ýn devreye girmesi ile 1980'li yýllarda Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nden Çukurova-Amik Ovasý Bölgesi’ne tarým alanýnda çalýþmak için göçer iþçilerin bu bölgeye daha az gelmeleridir.

Sonuç
Sýtma, geçmiþte olduðu gibi 21. yüzyýlda da en önemli saðlýk sorunlarýndan biri olacaktýr. Bunun nedenleri:
1. Dünyada sýtmanýn endemik olduðu bölgeler, nüfus artýþ hýzýnýn en hýzlý olduðu bölgelerdir. Dolayýsý ile yakýn gelecekte sýtma riski altýnda yaþayan nüfus 3 milyarý aþacaktýr.
2. Sýtmanýn endemik olduðu bölgeler, nüfus hareketlerinin yoðunlaþtýðý bölgelerdir. Bunun sonucu olarak parazitin ve vektörün bölgeler arasýnda yayýlmasý artmýþ ve önümüzdeki yýllarda da artmasý beklenmektedir.
3. Bir yandan nüfus hareketleri diðer yandan kýr ve kentin fizik olarak birleþmesi sonucunda, hem sýtma hem de sivrisinek kentleþmektedir. Bu da her ikisinin de kontrolünün zorlaþmasý, onun da ötesinde olanaksýz hale gelmesi demektir.
4. Sýtmanýn endemik olduðu bölgelerde, hýzla sulu tarýma geçilmektedir. Bununla birlikte, yapay jit alanlarý artmakta ve bu bölgelerde sivrisinek yoðunluðu da artmaktadýr.
5. Dünyada hýzlý bir iklim deðiþikliði yaþanmakta ve sýtmanýn görülme riski yüksek bölgeleri geniþlemektedir.
6. Ýnsektisitlere karþý direnç geliþmekte, sivrisinek kontrol çalýþmalarýný zorlaþmaktadýr.
7. Sýtma ilaçlarýna karþý direnç geliþmesiyle parazit kontrolü çalýþmalarý güçleþmektedir.

Bu özelliklerin pek çoðu diðer ülkelere göre Türkiye'de daha aðýr yaþanmaktadýr. Türkiye'nin diðer ülkelere göre tek avantajý yerli olgularýn antimalaryal ilaçlara karþý direnç geliþtirmemiþ olmasýdýr. Sýtma Türkiye için bugün olduðu gibi önümüzdeki yýllarda da önemini sürdürecektir. Gelecek için planlamalarýn özenle hazýrlanýp uygulamasý gerekmektedir.

Türkiye'de sýtma ile mücadelede baþarýlý olunabilmesi için;

* Politik kararlýlýðýn olmasý,
* Sýtma için ayrýlan bütçenin artýrýlmasý,
* Saðlýk çalýþanlarýnýn ve halkýn konuya duyarlýlýðýnýn artýrýlmasý,
* Birinci basamak saðlýk kuruluþlarý ile sýtma birimlerinin entegrasyonunun saðlanmasý,
* Gerekli personel ve malzemenin saðlanmasý gerekmektedir.
Gönderen: 21.04.2007 - 20:12
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1235 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.33336 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.