0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » BAŞÖRTÜSÜ YÜCE ALLAHIN EMRİDİR.

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
kado68 su an offline kado68  
BAŞÖRTÜSÜ YÜCE ALLAHIN EMRİDİR.
37 Mesaj -
Baþörtüsü Yüce Allah’ýn Emridir

Alaaddin Köksal
Milli Gazete, 23.07.2005

“Mü’min kadýnlara söyle, gözlerini haramdan sakýnsýnlar, ýrzlarýný korusunlar, zinnetlerini (süslerinin takýlý olduðu boðaz, baþ, gerdan, kol, bacak gibi yerlerini) açarak göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (eller, ayaklar ve yüz) müstesnadýr. Baþörtülerini yakalarýnýn üzerine koysunlar. (Boyun ve göðüslerini göstermesinler.) (Nur Sûresi, 31)
“Ey Peygamber!.. Hanýmlarýna, kýzlarýna ve mü’minlerin kadýnlarýna söyle, (kendilerini baþtan aþaðý örten) elbiselerinden giyinip örtünsünler. (Ahzap Sûresi, 59)
Bu âyetleri kabul veya red etmek, insanýn hür iradesine býrakýlmýþtýr. Kabul edenler Yüce Allah’a iman etmiþ Müslümanlardýr, red edenler inkârcýlardýr. Kabul ettiði halde örtünmeyenler günahkâr Müslümanlardandýr. Þuurla örtünenler, bu emri ibadet olarak yerine getirerek günahtan sakýnmaya çalýþan müminlerdendir.
Bu konu üzerinde yýllardan beri uzmanlar, aydýnlar, siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler, ilim adamlarý uzun uzun konuþmuþlar, tartýþmýþlardý. Milletimiz bu hususta bilgilendirilmiþtir.
Dolayýsýyla, baþörtüsünün bir siyasal simge, bir süs olmadýðýný, Ýslâm dininin bir emri olduðunu herkes bilmektedir. Siyasiler bu meseleyi istismar ederek baþörtüsüne ve baþörtülülere zulmetmeyi býraksýnlar. Baþörtülüler Cumhuriyet ve rejim düþmaný deðildir.
Bunlarý Cumhuriyet düþmaný görmek isteyenler veya öyle zannedenlere, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim kanunlarýnda kadýnlarýn kýlýk kýyafeti ile alâkalý bir icratýnýn olduðunu söyleyebilirler mi? Annesi Zübeyde Haným, eþleri Latife Haným baþörtülü deðiller miydi? Ýsmet Paþa’nýn eþi Mevhibe Haným da türbanlý deðil miydi?
Mevcut Anayasýmýza görre de bayanlarýn kýlýk kýyafetlerini yasaklayan bir madde yoktur. Anayasamýzýn 10–24–26–42. maddeleri de þöyle der: “Herkes dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasi düþünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayýrým gözetilmeksizin kanun önünde eþittir.” “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaatlerinden dolayý hiç kimse kýnanamaz ve suçlanamaz.” “Herkes düþünce ve kanaatlerini söz, yazý, resim veya baþka yollarla tek baþýna veya toplu olarak açýklama ve yayma hakkýna sahiptir.” “Kimse eðitim ve öðrenim hakkýndan yoksun býrakýlamaz.”
Aklý baþýnda olan, okuyan, düþünen, iletiþim, ulaþým araçlarý küçülen dünyamýzý görmeye, dolaþmaya gayret edenler, genel olarak objektif görüþlü olmalýdýrlar. Dünyadaki beþeri dinleri bozulmuþ, ilahi dinleri ve kýyamete kadar deðiþmesi mümkün olmayan, son din olan Ýslâm ve onun Yüce Kitabý Kur’an-ý Kerim’i tanýmayan, bilmeyen, öðrenmeyenler de subjektif görüþlüdürler.
Bir dine inanmak veya inanmamak insanýn hür iradesine býrakýlmýþtýr. Ýnandýðý halde gerekli olan ibadetleri yapmamasý, nefsinin tesirinden kurtulamadýðýna iþarettir. Doðrulara karþý gelmek, yanlýþlara yol vermek ruh, vicdan ve karaktere baðlýdýr. Güçlüden korkmak, nefsinin hevasýna uymak suretiyle dünyevîlik menfaatlere boyun eðenler subjektif görüþlü olduklarý için toplum sözlerine itibar etmez, tarihe de olumlu iz býrakmazlar.
Hem Müslüman olduðumuzu söyleyeceðiz, hem de Ýslâm’ýn emirlerine “çað dýþý” diyeceðiz. Hem tarihi geçmiþimizle iftihar edeceðiz, hem de batýlý güçlerin haksýz dayatmalarýna boyun eðeceðiz. Hem Cumhuriyetimize sahip çýkacaðýz, hem de Cumhuriyetimizin kuruluþ ilkelerini unutacaðýz. Hem Mustafa Kemal Atatürk’e sevgi, saygý, hürmet göstereceðiz, hem de onun söylediklerine muhalif icraatlar yapacaðýz. Bu gibi anlayýþta olanlara, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turþusu” denilir.
Türkiye’de yaþayan yetmiþ milyon insanýn büyük çoðunluðu içki içmenin, kumar oynamanýn, zina yapmanýn, faiz almanýn, domuz eti yemenin haram ve zararlý olduðunu bildiði halde, hiç ses çýkarmýyor da, sýra baþörtüsüne gelince aðzý olan da, olmayan da konuþuyor. Eli kalem tutan da, tutmayan da yazabiliyor.
Baþörtüsü Allah’ýn emridir, bu görevi yerine getirmeye çalýþanlara sadece teþekkür edilir, engel varsa kaldýrýlýr. Cumhuriyet ve rejim düþmaný olarak azarlanmazlar; çað dýþý, yobaz diye dýþlanmazlar.
Zinayý suç olmaktan çýkararak Allah indinde nasýl bir bedel ödeyeceklerini düþünebilenler, baþörtüsü engelini kaldýrmayarak bir baþka aðýr bedel ödeyeceklerini farkedemiyorlar mý?
Son altmýþ yýldan beri Türkiye’yi yönetenler, Türk milletine ne verdiklerini düþünebiliyorlar mý? Ýyilerini tenzih ederek söylüyorum. Atatürk’ün “muassýr medeniyet seviyesinin üzerine çýkmalýyýz” sözünü batýlýlaþma olarak anlayanlar, batýnýn nesini aldýklarýný sýralayabilirler mi? Batý’nýn teknolojisini alacaðýna, batýnýn ahlâksýzlýðýný aldýðýmýzý söylersek, ayýp mý etmiþ oluruz. Batý gibi üretip batý gibi tüketmeyi öðreneceðimize, sadece batý gibi tüketmeyi öðrendik. Borcumuz gýrtlaða dayandý, biz hâlâ baþörtüsü ile meþgul oluyoruz. Ayýptýr, günahtýr.
Gönderen: 31.05.2007 - 12:55
Bu Mesaji Bildir   kado68 üyenin diger mesajlarini ara kado68 üyenin Profiline bak kado68 üyeye özel mesaj gönder kado68 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
sabri_11 su an offline sabri_11  
BAŞÖRTÜLEŞTİRİLMEK İSTENEN ÖRTÜLER..
9 Mesaj
Bu konu üzerindeki tartýþmalar, anlaþmazlýklarýn tarihi yeni deðil. Ýslam tarihi boyunca bugünkü gibi olmasada, bu konuda anlaþmazlýk süregelmiþtir. Baskýn çýkansa kadýný görünmez hale getirmek isteyenlerin zihniyetleri olmuþtur.

Bu anlaþmazlýkda en büyük rolü aslýnda Allah tarafýndan baþörtüsü deðilde her anlamda örtüler için kulanýlan HUMUR kelimesi almýþtýr. Daha öncede belirttiðim gibi araplarýn tarih boyunca baþörtüsü için kullandýðý isimler MÝKNA ve NASÝF tir. Yani HUMUR deðildir. HUMUR'un baþörtüsü anlamýna gelmesi için , kelimenin ayette HUMURURRES olarak geçmesi gerekirdi ki bu durumda dahi hüküm yine göðüslerin örtülmesi olurdu, saçýn, baþýn deðil.

Peki ne olmuþturda MÝKNA ve NASÝF, HUMUR laþtýrýlmýþtýr. Yada tersine HUMUR kelimesi, MÝKNA VE NASÝF anlamýna gelecek þekilde bir anlam kaymasý oluþturulmuþtur.
Uydurma hadislerle izlenilen yol, yani Efendimizin kadýnlarýn saçlarýnýn ve baþ ve boyun bölgesinin örtülmesini istediði, buna iþaret eden hadisler olduðu iddialarý ise, Efendimize iftiradan baþka hiç bir anlamý olmayan aðýr yalanlardýr. Allah'ýn Resul'ünün, Kuran'a onun anlamýndan baþka bir tek söz ilave etmesi yada isnat etmesi söz konusu bile olamaz. Bunu iddia etmek anlamýna gelen sapkýn yollara baþvuranlarýn sonu kesinlikle mahvolmaktýr.

Burdaki sorun Efendimizin ayetin hayata geçirilmesi esnasýnda yaptýrdýðý, onayladýðý uygulamadan çýkarýlan yanlýþ anlamadýr.

Allah'ýn Resul'ü her türlü örtü için kullanibilecek HUMUR kelimesini çok geniþ anlamda deðerlendirmiþ, (arap örfünüde göz önünde bulundurarak) yapýlabilecek en doðru uygulamayla ayetteki emri/hükmü ve bunun pratikte uygulanmasýnda en yardýmcý olabilecek, en kolay olacak yolu seçerek bütün arap kadýnlarýnýn baþýnda bulunan örtüyü (MÝKNA ve NASÝF)i kullandýrmýþtýr.

Bu þekilde genel bir uygulama ve bütün milletlerin bunu bu þekilde uygulamasý gerekir diyede bir sözü yoktur ve olamaz. Bu olduðu vakit, Allah'ýn Resulü Rabbi'ne ayette yanlýþ ifade ettin bende onu düzelttim gibi bir (haþa) þirke düþmüþ olur. Buda asla olacak iþ deðildir.

Burda en önemli nokta kesinlikle emir olan hükümün yerine getirilmesidir.

Peki bu durumda hata nerde ?
Burda hata Efendimizin arap kavmine göre uygulattýðý pratik giyimin daha sonralarý yine araplarca (dahada katýlaþtýrýlarak ve azdýrýlarak) dinselleþtirilerek ve ayetinde anlamý bu þekilde kaydýrýlarak, Ýslamýn genel hükmü haline getirilmesine çalýþmak olmuþtur.
Yani arap örfü (Kuran iradesi dýþýnda, Efendimizin uygulamasý kullanýlarak) din haline getirilmeye çalýþýlmýþtýr.
Buda bugünkü içinden çýkýlmaz çarpýk tablolarý ortaya çýkarmýþtýr.

Önemli olan hükümdür. Yani kadýnlarýn hangi örtü ile olursa olsun, göðüslerini erkekleri taciz edecek görünümden çýkarmýþ olmalarýdýr.
Ayette HUMUR kelimesinin irade edilmiþ olmasý bize þu hükmü açýkça anlatýyor. Kadýnlarýn hem göðüs açýklarý, hemde, sutyenin olmadýðý o zamanda kadýnlarýn göðüslerinin uçlarý belli olduðu için ve yürürken göðüslerin sallanmasýndan dolayý mevcut hal erkekleri tahrik edici bir durum arzediyor.
Allah'ýn iradesi bu nedenle milletlerin kendi tercihlerine býrakýlmak anlamýna gelen HUMUR kelimesi ile hükme baðlanýyor.
Allah'ýn Resulü'nün yaptýðýda arap örfüne görede düþünüp en pratik yoldan ayetin hükmünün yerine getirilmesini saðlamak olmuþtur. Bütün müslümanlar bizim yaptýðýmýzý yapmalýdýr, bu Allah'ýn emridir gibi sapkýn bir þeyi istemeside asla söz konusu olamaz.
Ayette istenende bellidir, Allah'ýn Resul'ünün kendi milletine uygulamada neyi tavsiye ettiðide ve bu tavsiyenin þekil ve biçim olarak baþka milletleri baðlamayacaðýda.
Her millet kendine nasýl kolay geliyorsa Allah'ýn emri olan hükmü (kadýnlarýn göðüslerinin örtülmesi) yerine getirecektir.

Allah'ýn Resul'ü pratikte yardýmcý olurken var olan örtüyü kullanmýþ ona bir nizam getirtmiþ ve ayet hükmüne uyum saðlamýþtýr. Örfe ayrýca hiç bir ilave yapmamýþ yaptýrmamýþtýr.
Ve þüphesiz arap kadýnýnýn var olan baþörtüsü olmasa göðüslerin örtülmesi bir baþörtü deðil her türlü seçenek deðerlendirilebilecekti. Bu noktayý çok iyi anlamak lazým.

Burda önemli olan bir noktada, ayette geçen "kendiliðinden görünen yerler" konusunun iþaret ettiði yerler abdeste muhatap olan bütün uzuvlardýr.
Yani baþ bölgesinin tamamý, boyun, dirseklere kadar kollar ve bilekler dahil olmak üzere ayaklar.
Kendiliðinden görünen yerleri bu þekilde açýkladýktan sonra ayetin hükmü dahada açýklýk kazanmýþ olacaktýr.

Sonuç olarak bir daha tekrarlýyorum. Sutyen takan ve yaka açýklarý makul ölçüde kapalý olan kadýnlar, ayetin hükmünü kesinlikle yerine getirmiþ olmaktadýr.


Akýl ve mantýkla þunlarýda düþünürseniz, böyle abuk subuk (baþörtüsünün Allah'ýn emri olduðu yalanýgöz kırpma bir emrin Allah'a atfedilmesinin vahametini anlamýþ olursunuz.
Kadýnlarýn en güzel yeri yüzleri ve onun içinde de gözleridir.
Saçlar ancak ek bir aksesuar ve doðal örtücüdür.
Bu durumda saçlarýn yüzden daha güzel olduðu, daha nefs uyandýrdýðý savý ne kadar akýlcýdýr ?
Yüzler içinde dahi gözler en güzel yerlerdir. Aðýzlarýn kapalý olup, gözlerin açýk olmasýndaki mantýk nedir ?

Baþörtüsü bir örftür. Geçmiþ tarihlerde milletler onu kadýn ve erkek olarak yaþamlarýnda çok kullanmýþtýr.
Efendimizin Nur suresi 31. deki hükme yani HIMAR=ÖRTÜLER kullanarak yaka açýklarýnýn kapatýlmasýný isteyen ayet hükmüne pratikte yardýmý
zaten var olan uzunca baþörtüsünün yakalarýn göðüsler üzerine örtülmesini istemesi tavsiye etmesidir.
Bu durumda araplarýn yaptýðý bir seçenekle ayetin hükmünü yerine getirmiþ olmaktýr.
Arap bu giyimiyle ayete uygun giyindiðini söyleyebilir. Buna Efendimizde ayný hükmü verir.
Ama asla Allah böyle emrediyor kadýnlar bu þekilde giyinmelidir diyemez.
Allah'ýn hükmünün yerini araplarýn seçeneði alamaz.
Þunu deseniz normaldir "Biz arap örfüne uygun giyiniyoruz yada giyinmek istiyoruz"
Ama Allah böyle emrediyor denildiði an hem ayete katmýþ olursunuz hemde o örtüyü takmayan ve baþörtüsünün Allah'ýn emri olduðuna inanmayan kadýnlara iftira etmiþ olursunuz.
Durum bu kadar hassastýr.

Ayetin hükmü arap uygulamasýyla dar alana kapatýlamaz.
O hükmü bugün sutyen takan ve göðüsleri kapalý olan bütün kadýnlar yerine getiriyor demektir. Bunun dýþýnda o örtüyü baþka þekilde örtme tasarrufunda bulunan halklarda bunda özgürdür.
Ayette HUMUR kelimesi örtüler anlamýna gelirki Alemlerin Rab'bý özellikle bu kelimeyi irade etmiþ ve baþörtüsü anlamýna gelmesini önlemeyi irade etmiþtir. Araplarýn baþörtüsü olarak kullandýðý kelimeler MÝKNA ve NASÝF tir.

Ne varki arap uydurma alimleri geçen zaman içinde HUMUR kelimesini arap örfüyle baðlantýlý uygulamayýda bahane ederek baþörtüsü (MÝKNA veya NASÝF) anlamýna getirmeye çalýþmýþtýr.
Ayette saçlarýn boynun örtülmesi ile ilgili bir emirde yoktur.

Bu arada þunuda ifade edeyim. Arap örfü derken bugünki kara çarþaf peçe tam yüz yarým yüz sahnelerini kastetmiyorum. Onlara da arap örfü denilebilir ama iki kelime ilave edilerek. (ÇIÐIRINDAN ÇIKARILMIÞ ARAP ÖRFÜ.)
Çünki Efendimizin zamanýnda uygulanan örtünmenin bunlarla hiç bir alakasý yoktur.
Bu çýðýrýndan çýkmýþ arap örfünün foyasýnýn son yüzyýlýn içinde ortaya çýkmasý yine bu dönemde batýdan gelen normal sayýlabilecek kadýn kýyafetlerinin sebep olduðu bir olaydýr. Daha önceleri bu ifratlar üzerinde pek durulmuyordu.

Nur suresi 31. ayet: Mümin kadýnlara da söyle, gözlerini haramdan sakýnsýnlar, iffetlerini korusunlar ve açýkta olmasý gereken (açýkta olmasý normal olan, kendiliðinden görünen) yerleri hariç, alýmlý, cezbeden (kadýna has) yerlerini göstermesinler. Örtülerini göðüslerinin üzerine vursunlar/kapasýnlar.
Vücutlarýnýn alýmlý yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocalarý, babalarý, kocalarýnýn babalarý, oðullarý, kocalarýnýn oðullarý, kardeþleri, erkek kardeþlerinin oðullarý, kýzkardeþlerinin oðullarý, diðer kadýnlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve iþçiler ve kadýnlarýn cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alýmlý/cezbedici bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarýný yere vurmasýnlar. Ey inananlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki baþarýlý olasýnýz.



ÞAÞARIM O ÝNSANLARIN AKILLARINA VE FÝKÝRLERÝNE KÝ ARAP ÖRFÜNE BÜRÜNMENÝN KENDÝLERÝNÝ ALLAH'A YAKLAÞTIRDIÐINI ZANNEDERLER.

Ýþte insanlarýn pek çoðu bunlar Allah'ýn emridir deyipte, ayetin anlamýný tahrif edip saptýranlara uyarsa, birileride çýkar bu emir bu þekilde çok saçma ve çok eksik diye kanaat getirip, kadýnýn yüzüne peçeyi çeker.
Yada Afaganistanda olduðu gibi, kadýný çadýrýn içine sokup, yüzüne içini göstermeyen tülbent takar.

Bu durumda benim genel deðerlendirmem þöyledir. Allah'ýn emridir demeden baþörtüsünü takanlar mazlum ve masumdur.
Fakat baþörtüsüne Allah'ýn emri deyip takanlar, bu masum ve mazlum halden çýkýp, bilmeden veya bilerek Allah'ýn ayetine katan ve baþörtüsü takmayan ve onun Allah'ýn emri olduðuna inanmayan iman sahibi kadýnlara iftira atan günahkarlar olurlar.

Nur Suresinde geçen ziynetlerle ilgili uyarý ise kýsaca kadýnlarýn teþhir denen olayýn her türlüsünden uzak olmasýný saðlamak içindir. Yoksa bugünkü ifrat görüntülerde olduðu gibi kadýnýn tamamen örtülüp ortadan kaldýrýlmasý için deðil.
Yoksa bu anlayýþla, o ziynet bu ziynet diye kadýnýn burnunu, dudaðýný, yüzünü kapar sonundada bu sapkýn bahanelerle çuvala sokarsýnýz.


Ahzab suresi 59. ayette geçen kadýnlarýn evlerinden dýþarý çýkarken dýþ örtülerini üzerlerine almalarý tavsiye/uyarýsý, , (Ýslam olarak) tanýnýp incitilmemeleri içindir. Kadýnlarýn o dönemde maruz kaldýklarý uygunsuz davranýþlar ve dejenere olmuþ ahlak ortamýný düþünürsek, ne yapýlmaya çalýþýldýðýný daha iyi anlamýþ oluruz. Ayetdeki hükmün bugün uygulanabilir ortamý var olduðunu kabul etmek, bu kýyafeti giymeyen kadýnlarýn sokakta her türlü tacize ve tecavüze maruz kaldýðýný kabul etmek gibi sapýk bir anlayýþý iddia etmek olur. Tavsiye edilen giyim, Ýslamýn baþlangýç yýllarýnda yaþanan sýkýntýlý dönem için (kadýnlara yönelik)alýnan bir tedbirdir. Ayet'te her zamana uyarlanabilecek uyarý ve tavsiye ise halk içine çýkýldýðýnda kadýna yakýþýr ciddiyet örtüsünün takýnýlmasý olabilir Yoksa bugünkü tesettür manzarasýyla þekil ve anlam olarak hiç bir alakasý yoktur. Allah'ýn emri diye uygulanan bu tesettür/örtünme manzaralarý aslýnda Ýslam'ý hiç anlamamýþ olmanýn gözle görünen en bariz örneklerindendir.



Al-i Ýmran Suresi, 14: Nefsani arzulara, (özellikle) kadýnlara, oðullara, yýðýn yýðýn biriktirilmiþ altýn ve gümüþe, salma atlara, saðmal hayvanlara ve ekinlere karþý düþkünlük insanlara çekici kýlýndý. Bunlar, dünya hayatýnýn geçici menfaatleridir. Halbuki varýlacak güzelyer, Allah'ýn katýndadýr.

Bu ayeti neden verdim. Dikkat edin, birçoðu esas olmak kaydýyla bazý deðerlerin yerini çaðýn buluþlarý almadýmý ? Örnek olarak atýn yerini arabalar almadýmý ? Allah bu çaðda insanlara arabayý icat ettireceðini haþa bilmiyormuydu ?
Ýnsanlar bu baðlamda ayetlerde ne anlatýlmak istendiðini öðrenmek açýsýndan çok iyi ve ufku açýk bir þekilde düþünmeli.

Yanlýþlarýn devamý, baþka yanlýþlarla gelir. Týpký yalanlarýn devamýnýn baþka yalanlarla geldiði gibi.

Birde þöyle söyleyeyim. Gerçek alimlerin ýþýðýnda yetiþenlerden derlenenler ve yansýyanlardýr bu satýrlar.
Gönül gözü açýk olan ve nasip olanlar, gerçeði nerde olsa anlar ve inanýr.
Gönül gözü kapalý olanlar için ise yapýlabilecek pek bir þey yok, Allah uyandýrsýn diye dua etmekten baþka.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son sabri_11 tarafından, 31.05.2007 - 14:00 tarihinde.
Gönderen: 31.05.2007 - 13:12
Bu Mesaji Bildir   sabri_11 üyenin diger mesajlarini ara sabri_11 üyenin Profiline bak sabri_11 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
der_ya su an offline der_ya  
875 Mesaj -
Güle Güle sabrý kardeþýn yazdýklarýna...


alkıs kado kardeþin yzdýklarýna..


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son der_ya tarafından, 31.05.2007 - 20:56 tarihinde.
Gönderen: 31.05.2007 - 20:53
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an 1 üye ve 1747 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SUHEYLA35 (83), farabi_21 (41), ranuna (35), metafor34 (44), milli genc vomp (38), mehmet19864 (38), yeho (62), ilemeyyühelaziz (43), _Sumeyra_ (36), e.comert (54), rafaes (68), alicandan (63), murselin (48), umut_yolcusu (38), khakan (56), bulentyildiz01 (60), yol_cu06 (43), ramazan9598 (54), funda (50), polinom (76), mehmet52 (42), yusufum21 (43), veteriner (54), ali317 (50), vuslat510 (44), fedat (48), sonmez_23 (49), doyamadim (37), ahmetozer42 (47), atilla dadalogl.. (44), YusufIslam (41), ykulac (51), sehit (46), gülcan (49), istiþare (51), selman30 (51), cesar (43), erguvan (50)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.27785 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.